Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/55

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

dayanamayıp Rumeli'nin o çok meşhur, o çok güzel, o çok yanık:

«Ol civan Alişimi Tuna boyunda..»

türküsünü tutturdu. Baktım, Akman baba, türküye başlar başlamaz, öteki çadırların önünde küçük kızlar da hep bir ağızdan buna karıştılar.

Etem, şimdi ikide bir zır zır çadırdan dışarıya fırlayıp yine geliyor ve her geldikçe Çeribaşının kulağına bir şeyler fısıldıyordu.

Akman babanın türküsü biter bitmez az çiçek bozuğu bir kız, çadıra geldi, yatak takımının arkasında dayalı olan yuvarlak bakır siniyi alıp alçak bir mum iskemlesinin üzerine yerleştirdi. Onun arkasından orta yaşlı, uzun boylu, kalın gövdeli, devanası gibi bir kadın bakır bir tas içinde, üzeri kırmızı biberli, yağlı, sulu bir şey getirip bir kenara koydu. Daha arkadan al zemin üzerine turuncu bir cepken ve sarılı, karalı bir şalvar giymiş olan buğday renkli, badem gözlü bir kız, bir tepsi içinde dilim dilim ekmeklerle üstü kapalı bir sahan getirdi.

Çeribaşı sofrayı gösterdi:

— De buyurun!...

Yerdeki kilimlerin üzerine kurulup sofranın etrafına çevrelendik, Etem, oturduğu yerden elini yana uzatıp oradaki su küpünün ardından koskoca bir binlik çıkardı.

Sordum:

— O ne Etem ağa?

— O şerbet!...

— Ne şerbeti?

— Böğürtlen şerbeti!...

 
57