— Ey, o ne demek?
— Artık ötesini kurcalama, ayıptır. İşte bunun aslı böyledir:
«Bir (hece) lim var her kime? Filan beye, yahut filan hanıma!»
Bunun üzerine Arap Hüseyin reise ben sordum:
— Demek Hoca Ali denilen evliyanın filan aslı yok?
— Olmaz olur mu? Hoca Ali diye şuracıkta bir evliyaları var. Fakat, o başka, bu benim dediğim başka...
Bu sefer, yanı başımızda hiç durmadan boyuna kahve cigara çekmekte olan Sulukuleli muşmula suratlı bir kocakarı,
— A... -dedi-. Hoca Ali efendimiz, sizden iyi olmasın(!) çok mübarek bir zattır. Bir işinizin, bir hacetinizin olması için kendisine bir şey adayın, ossaat olur.
— Meselâ ne adamalı?
— Ne adayacaksın, tosunum? Paran bolsa adarsın boynuzları yaldızlı koskocaman bir koç... Yok, eğerleyim sen ona çıkışamazsan, adarsın bir keçi... Ona kolun, kudretin yetmezse, adarsın bir yağlıca hindi...
Bunları duyan bir başka kocakarı,
— Olaydı şimdi!
Beriki kocakarı,
— Hay pisboğaz hay! Akı (a kız) tıka basa habeye kayalı daha kaç dakka oldu ki... Bir de olaydı şimdi diye yağlı hindi sayıklıyorsun?
— Akı, ben mi sayıklıyorum, önceden sen demedin mi bir yağlı hindi! diye...