Saçma Ey Göz Eşkden Gönlümdeki Odlara Su
Bu çalışmanın düzen ve biçim olarak Vikikaynak standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir. Eğer yardım etmek isterseniz, yardım sayfasına bakabilirsiniz. |
“ | Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denli dutuşan odlara kılmaz çare su Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Zevk-i tiğından aceb yok olsa gönlüm çâk çâk Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin Suya versin bağban gülzarı zahmet çekmesin Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına Ârızın yâdiyle nemnâk olsa müjgânım n'ola Gam günü etme dîl-i bîmardan tiğin diriğ İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et Ben lebin müştâkıyım zühhâd kevser tâlibi Ravza-yı kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek Destbûsi arzûsiyle ger ölsem dostlar Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme Seyyid-i nev'i beşer deryâ-yı durr-i istifâ Kılmak için taze gülzâr-ı nübüvvet revnakın Mu'ciz-i bir bahr-i bî-pâyan imiş âlemde kim Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât Eylemiş her katrede bin bahr-i rahmet mevchîz Hâk-i pâayine yetem der ömrlerdir muttasıl Zerre zerre hâk-i dergâhına ister salar nûr Zikr-i na'tın virdini derman bilir ehl-i hatâ Yâ Habîballah yâ Hayr'el-beşer müştâkınım Sensin ol bahr-i kerâmet kim Şeb-i Mi'rac'da Çeşm-i hûrşidden her dem zülâl-ı feyz iner Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dîl-i sûzânıma Yümn-i na'tınden güher olmuş Fuzûlî sözleri Hâb-ı gafletten olan bîdâr olanda rûz-i haşr Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam Saçma ey göz yaşından gönlümdeki ateşe su Ya su rengindedir gökyüzü rengini göremiyorum Mızrağının zevkiyle tutuşarak yok olsa gönlüm Yaralı gönlüm korkuyla söz eder kirpiğinden Suya versin bahçıvan gülzarı zahmet çekmesin Hattat yazısıyla benzetemez yüzünün tüylerini Sevgili anısıyla ıslansa kirpik ne olur Gam günü esirgeme hasta kalbe oklarını Gönül yalnızlığında kirpiğinle özlemimi gider Ben dudağı arzularım zahitler kevser ister Her an yerinde durmayıp senin köyünden geçer Su yolunu o köyden toprak olup tutsam gerek El öpme arzusu ile ölecek olsam dostlar Servi dik başlı olur kumrunun yalvarmasına İçmek ister o bülbülün kanını hile ile Tertemiz doğasını göstermiş dünyalılara İnsan türü efendisi af denizinin incisi Peygamberlik bahçesini yeşertmek için Mucizesi dünyada engin bir denizmiş ki Hayret ile parmağını dişler kim dinlese Dostu yılan zehiri içse hayat suyu olur Var etmiş her damlada binlerce dalgalı deniz Ayağının toprağına varayım der çağlardır Zerre zerre dergahın toprağına salsın ister nur Natının virdini hata işleyen ilaç bilir Ey peygamber ey en güzel insan seni özlerim Sensin keramet denizi ki miraç gecesinde Güneşten her zaman duru ışıklar saçılır ki Cehennem korkusu ateşi salmış yanık gönlüme Natının kutuyla cevher olmuş Fuzûlî sözleri Gaflet uykusundan uyandığında kıyamet günü Umudum odur ki kıyamet günü mahrum kalmayayım |
” |