Süleyman Nazif'in Mezarı
Süleyman Nazif'in geçen sene öldüğünde tabii hiçbirimizin şüphesi yok. Fakat bu şayanı hayret insanın artık yaşamadığı fikrine alışmak da ne müşkül! Hâlâ, bize bir oyun yapmak için bir tarafta gizlendiğini ve nerede ise bir kapı arkasından sesinin gürleyeceğini zannediyorum. Ebedi kudretlerin hemcinsi olan bu adamın ölmesi, rüzgarın müebbeden durması gibi insana gayritabii görünüyor.
Maamafih onu tanımış olanların bu dakikada vehmi ve hayali ne olursa olsun, Süleyman Nazif artık yaşayanların dünyasından uzak, yeraltı âleminin sakinleri arasında bulunuyor. Koca bir değirmeni harekete geçirmeye kâfi bir kudreti, bazen bir tek cümlenin zenbereklerine sıkıştırmayı bilen o kasırgalar kardeşi, ihtimal şimdi topraklar altında ya bir zelzeleye inkılâp etmiştir veyahut, yarın yıldırımlarla güreşecek koca bir çınar halinde fışkırmaya hazırlanıyor.
Süleyman Nazif'in mezarı hâlâ yapılmamış. Bunu, mezar yapmak için bir hey'etin yeni teşekkül ettiği haberinden öğreniyoruz. Elli altmış kuruş ufak para miras bırakmış olan bu Türk edibinin mezarını bundan sonra da yapmasak pekala olur. Bu gibi aç ölenlerin çürümüş kemiklerine mermerden bir köşk yapmaya kalkışmaktan ne çıkar? Sadakayla dikeceğimiz iki taş, o tunç lisanın, kendi sahibine yaptığı tannân mezardan daha güzel ve daha sağlam mı olacak?