Recep Tayyip Erdoğan'ın 4 Haziran 2011 tarihli Adana mitinginde yaptığı konuşma

Vikikaynak, özgür kütüphane

Bugün bir kez daha tüm Adana’ya; Aladağ’a, Ceyhan’a, Çukurova’ya, Feke’ye, İmamoğlu’na, Karaisalı’ya, Karataş’a, Kozan’a, Pozantı’ya, Saimbeyli’ye, Sarıçam’a, Seyhan’a, Tufanbeyli’ye, Yumurtalık’a, Yüreğir’e, oralarda yaşayan tüm kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum.

Kardeşler, Adanalı Karacaoğlan bu toprakları ne kadar sevdiyse, inanın bizler de bu toprakları, bu Çukurova’yı, bu Adana’yı işte o kadar seviyoruz. Çünkü Adana medeniyet şehridir, Adana ticaret şehridir, sanayi şehridir, bilim şehridir. Adana, Çukurova’nın fedakar çiftçisinin şehridir. Adana bizim gözbebeğimiz. Adana bizim aşkımız. Sevdamız. 8,5 yıl boyunca Adana için hizmet ürettik, eser ürettik, inşallah çok daha fazlasını yapıyoruz. Hiç endişeniz olmasın yapacağız da. Ben sadece 2 ay önce 27 Mart’ta Adana’ya geldim, öyle mi? O gün tam 75 farklı eser ve hizmetin açılışını sizlerle birlikte yaptık. Adana’ya yeni okullar yaptık, yeni derslikler yaptık, konutlar kazandırdık. Adana’daki 33 özel sektör yatırımını sizlerle birlikte açtık. O gün sizlere bir de müjde vermiştim. Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin kurulmasına ilişkin tasarının komisyondan geçtiğini, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul’una geldiğini söylemiştim. Tasarı görüşüldü, kabul edildi, onaylandı ve artık Adana ikinci üniversitesine kavuştu. Adanalı tüm gençlere hayırlı olsun. Görüyorsunuz, bunları bizden öncekiler yapmadı, yapamadı. Onlar laf üretti biz iş üretiyoruz.

Sevgili kardeşlerim, sevgili Adanalılar, maalesef seçim sürecinde AK PARTi’ye karşı Türkiye genelinde bir şiddet kampanyası başlatıldı. Türkiye genelinde 150’den fazla seçim büromuz, aracımız, il ve ilçe başkanlıklarımız saldırıya uğradı. Hatta milletvekillerimiz bile bu saldırılarda hedef alındı. Bizzat içinde bulunduğum otobüs saldırıya uğradı. Ve cam çerçeve indirildi. Bu arada koruma polisim maalesef hedef oldu. Ve otobüsten düşmek suretiyle çok ciddi bir beyin travması geçirdi, şuur kapalı ameliyat oldu, inşallah dualarınızın himmetiyle şifa bulur. Ama kimse bunu görmüyor, kimse bu polisimizin uğradığı saldırıyı, bizlerin uğradığı saldırıyı görmüyor. Ve nezaket ustası kesilenler nezaketen de olsa bir siyasetçi olarak kalkıp siyasi meslektaşına bir geçmiş olsun telefonunda bile bulunmuyor. Önemli değil. Fakat biz onların yaptığını yapmadık bugüne kadar. CHP Genel Başkanının, MHP Genel Başkanının, BDP’lilerin kışkırtması, tahrikleri nedeniyle Türkiye genelinde AK PARTi hedef yapıldı. Ne yazık ki Adana’da da AK PARTi’ye karşı çok ağır saldırılar yapıldı ve yapılıyor. Sadece AK PARTi’de değerli kardeşlerim, 15’e yakın seçim büromuz, seçim araçları maalesef taşlandı. Ve saldırıya uğradı. Değerli kardeşlerim, şimdi şunu Adana’da açık açık söylüyorum; biz bu tehditlere boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Biz bu zorbalara pabuç bırakmadık, bırakmayacağız. Biz bu şiddetin diline teslim olmadık, olmayız. Adana’nın yolları taştan, bunlar çıkaramaz bizi baştan, bu kadar basit. Bu kadar basit. Dikkat edin sevgili Adanalı kardeşlerim, Adana’da AK PARTi sadece BDP’nin, sadece terör örgütünün değil, aynı zamanda MHP’nin de hedefi. Milletvekillerimize, adaylarımıza yapılan tehditleri sizler biliyorsunuz. Tıpkı 12 Eylül’deki gibi CHP, MHP, BDP, illegal örgütler ittifak halindeler. Medya bunlarla beraber, AK PARTi’nin karşısına dikildiler. Maşallah bu ekip tam bir muhabbet içindeler, birbirleriyle çok iyi anlaşıyorlar. Tencere yuvarlanmış tam kapağını bulmuş. Onlar çetelerle muhabbet içinde, varsın olsun. Biz milletimizle muhabbet halindeyiz. Onlar küresel çetelerle işbirliği içinde, biz Adanalı kardeşlerimle işbirliği halindeyiz. Onlar taşla, molotofla, silahla yürüyor, biz milletimizle birlikte yürüyoruz farkımız bu. Bu kadar saldırıya uğradığımıza göre demek ki doğru yoldayız, demek ki milletimizle birlikteyiz. Demokrasiye, millet iradesine inancı kalmayanlar işte böyle şiddetle ayakta kalma çabası içine girerler. Fikirleri olmayanlar, işte böyle taşla, molotofla, silahla konuşmak isterler. Planları, projeleri, hedefleri olmayanlar işte böyle kışkırtmayla bir yere varacaklarını zannederler. Biz bunlara aldanmayacağız, biz şiddetin diline teslim olmayacağız, biz demokrasi diyeceğiz, özgürlük diyeceğiz, büyük Türkiye diyeceğiz.

Kardeşlerim, 8,5 yıl boyunca sadece demokrasi dedik, demokrasiyi güçlendirdik. Aynı şekilde devam edeceğiz. Açık açık bir kez daha söylüyorum; hiç kimsenin endişesi olmasın, hiç kimse tedirgin olmasın, korkmasın. Biz, demokrasiden taviz vermeyeceğiz, özgürlüklerden taviz vermeyeceğiz. Ama aynı zamanda bu ülkede huzuru en güzel şekilde tesis edeceğiz. Bütün tahriklere, kışkırtmalara rağmen kardeşliğimizi yüceltecek, bu ülkeyi kardeşlik üzerine büyüteceğiz.

Sevgili kardeşlerim, 12 Haziran, demokrasimiz açısından son derece önemli bir dönem noktası. 12 Haziran sonrası bizim en büyük projemiz yeni bir anayasa. Şimdi bakın anayasa bir ülkeyi ayakta tutar. İstikrar, güven ve huzur içinde yaşatan, ülkenin geleceğe doğru emin adımlarla ilerlemesini sağlayan en önemli metindir. Anayasa, her birinizin günlük yaşamıyla doğrudan alakalıdır. Kardeşlerim, anayasa, ekonomiyle, üretim, istihdamla doğrudan bağlantılıdır. Anayasa; özgürlüğün, demokrasinin en önemli teminatıdır. Maalesef bizde bugüne kadar anayasalar millet tarafından yapılmadı. Anayasalar, müdahalelerin ardından belli kişiler, belli gruplar, belli zümreler tarafından hazırlandı. Bu anayasalar özgürlükleri kısıtladı, demokrasiyi arızalı hale getirdi. Ekonominin, Türkiye’nin önünü açmadı. Tam tersine bu anayasaların bizatihi kendileri sorun haline dönüştü. Biz şimdi öyle bir anayasa yapalım ki Türkiye şaha kalksın diyoruz. Öyle bir anayasa yapalım ki kardeşliğimiz daha da yücelsin istiyoruz. Öyle bir anayasa yapalım ki 74 milyonu kucaklasın, 74 milyon bunu sahiplensin istiyoruz. İstiyoruz ki benim Adanalı kardeşim, işte bu benim anayasam desin. Ve anayasanın dilini anlasın. Şu andaki anayasanın dilini ben anlamıyorum, tercüman gerekiyor. Tercümansız bir anayasaya ihtiyacımız var, öyle mi? Biz anayasayı okurken de avukat mı tutacağız ya? İşte bunlar şimdi kalkıyor, şimdi millet, anayasasını yapacak. Bu anayasa yapılırken, burada uluslararası ilişkiler, ekonomisti, siyaset bilimcisi, psikologları, kim olursa iktisatçısı hepsi yararlanacak. STK’lar bunda yer alacak. Ve değerli kardeşlerim, en sonunda anayasa hukukçuları bu işin teknik yönünü ele alacaklar. Biz bu anayasayı kendi başımıza yapmayacağız. Her kesimle, toplumun her kesimiyle uzlaşma içinde bir anayasa hazırlayacağız, kolektif bir akıl oluşturacağız. Bu kolektif akılla bunu kuracağız. Adana’daki kardeşim de, Van’daki kardeşim de, İstanbul’daki kardeşim de işte bu benim anayasam diyecek. İşte bu benim anayasam, Şakirpaşa Mahallesi’ndeki, Ova Mahallesi’ndeki, Şehit Duran’daki kardeşim, bu benim anayasam diyecek. Onur Mahallesi’ndeki, Barbaros’taki, 19 Mayıs’taki, Kiremithane’deki kardeşim, bu benim anayasam diyecek. İnşallah 12 Haziran’dan sonra bunu başaracağız. 2023 hedeflerine de işte ancak böyle bir anayasayla ulaşabiliriz. Biz Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapmak istiyoruz. Ve bunu da ancak böyle bir anayasayla başarabiliriz. İşte onun için sizden büyük bir destek istiyoruz. Sizden güçlü bir şekilde bir daha destek istiyoruz. CHP’ye gönül vermiş kardeşlerimin de, MHP’ye gönül vermiş kardeşlerimin de, BDP’ye gönül vermiş kardeşlerimin de, futbol takımı tutar gibi değil, eser siyasetini üretenlere oy vermesini istiyorum. İstismar siyaseti değil, hizmet siyaseti üretenlere oy vermesini istiyorum. İstismar siyaseti değil, ideoloji siyaseti değil, inanıyorum ki benim Adanalı kardeşim, futbol takımı tutar gibi 12 Haziran’da sandığa gitmeyecek. Kardeşim, Adana’ya kim hizmet ediyorsa, biz onun yanındayız diyecek. Soruyorum; CHP’nin şu Adana’ya hizmeti oldu mu? MHP’nin şu Adana’ya hizmeti oldu mu? BDP’nin böyle bir şey zaten yapması söz konusu değil. Oylarımızı niye ziyan ediyoruz, öyle mi? Niye kaybediyoruz. Bir şey yok, gelmeyecek, niye ben oyumu boşa atayım ya. Aşağı inemem, ancak buraya kadar.

Şimdi bakınız kardeşlerim, CHP’nin tarihinde Allah aşkını şu Adana’ya iktidar olduğu dönemlerde neler yapmış soruşturun. Koalisyonda olduğu dönemlerde neler yapmış soruşturun. İnan bir şey göremeyeceksiniz. Son biz kimden iktidarı devraldık? MHP’den. Onun neler yaptığını bilmiyor musunuz? Allah aşkına MHP’nin Genel Başkanına sormak lazım, Genel Başkan olarak Başbakan Yardımcısıydın, acaba yurt dışına kaç kere gitti bir sorun. Ve Türkiye’de acaba ne yaptın ya, bir de şunu anlat diye sormak lazım. Ama şimdi bakıyorsunuz kurusıkı atıyorlar. Biz size eserlerimizle konuşuyoruz, yaptıklarımızla konuşuyoruz. Şimdi de projelerimizle konuşuyoruz. Bizim derdimiz istikrarın sürmesi, öyle mi? İstikrar olursa, güven olursa Adana büyür. İstikrar olursa, güven olursa Türkiye büyür. Geldiğimizde dünyada kaçıncı sıradaydık? 26. Bugün neredeyiz? 17, ama buna doymuyoruz. Şimdi inşallah 2023’te 10. sıraya en azından tırmanacağız.

Kardeşlerim, biz MHP’den devraldığımızda bu Hükümeti, milli gelir neydi biliyor musunuz? 230 milyar dolar, 230. Şimdi? 740 milyar dolar. 1’e 3, 1’e 3. Bitmedi, Türkiye’nin kamu net stoku neydi biliyor musunuz? Milli gelirin yüzde 61’i borçtu. Şimdi yüzde 27’si borç. Nereden nereye. Devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz? Yüzde 63, yani 100 liraya 63 lira faiz ödüyorduk. Ve 9 ay vade veriyorlardı. Kredibilite diye bir şey kalmamıştı. Şimdi? Yüzde 7 ile borçlanıyoruz. Aradaki fark kimin cebinde kalıyor? Benim Adanalı kardeşimin cebinde kalıyor, çiftçimin, işçimin, memurumun cebinde kalıyor. Ah benim Adanalı kardeşim, enflasyon yüzde 30’du. Sayın Bahçeli şimdi yüzde 7. Aradaki fark 23. Kimin cebinde kalıyor? Ayşe kardeşimin, Fatma kardeşimin cebinde, mutfağında kalıyor.

Değerli kardeşlerim, IMF’yi bize devrettiklerinde IMF’nin 30 milyar dolar borç aldılar, bize 23,5 milyar dolar borçla devrettiler. Ödedik ödedik ödedik, şimdi 5 milyar dolar borç var. Milliyetçiyiz diyor değil mi MHP? Ne milliyetçisi ya. Milliyetçilik, milletini sevmektir, onun imkanlarını artırmaktır, vatanı sevmektir. Ah benim kardeşim, 27,5 milyar dolar kasada döviz rezervi vardı Merkez Bankasının. Şimdi dün çok daha güzel bir rakam aldım, nereye çıktık biliyor musunuz? 97 milyar dolar, 97 milyar dolar. Ne demek bu? MHP’den aldığımızdan bu yana 70 milyar dolar artırmışız, 70 milyar dolar. İşte yolsuzlukların olmadığı bir iktidar olursanız, kasanız böyle güçlenir. 163 bin derslik yaparsın, 13 bin 600 kilometre yol yaparsın, öyle mi? Bütün spor tesisleri, enerji bunları yoğun bir şekilde artırırsın.

Şimdi bakın sevgili kardeşlerim, önceki gün ne oldu? Uluslararası bir dergi The Economist. Dünyada hiç örneği görülmeyecek biçimde ne diyor biliyor musunuz? CHP’ye oy verin. Son derece münasebetsiz bir makale yayınladı. Ben dün Konya’da da açıkladım. Eğer bu Dergi, AK PARTi’ye oy verin demiş olsaydı biz ona da karşı çıkardık. Sana ne ya, senin Türkiye’nin içiyle ne alakan var? Haber vereceksen haber yap, ama senin Türkiye’nin içiyle alakalı bu tür yorum yapma hakkın yok. Uluslararası bir yayın kurumunun bu derece pervasızca taraf tutması, propaganda yapması elbette talihsizliktir, saygısızlıktır. Ama aynı zamanda çok da manidardır. Biz, CHP’nin yeni Genel Başkanını ulusalcıların, çetelerin bir projesi olarak biliyorduk. Meğer Sayın Kılıçdaroğlu, aynı zamanda uluslararası çetelerin de projesiymiş. İsrail’e, Tel Aviv’e her fırsatta selam gönderen CHP Genel Başkanı, şimdi o selamlarının karşılığını alıyor. Ne diyor? Biz olsaydık Mavi Marmara’yı göndermezdik. Biz olsaydık İsrail’le ilişkilerin bozulmasına izin vermezdik diyor. Belli ki CHP Genel Başkanı birilerinin gözüne girmeyi başarmış. İşte The Economist’in altında da bu yatıyor. Gazze’deki, Kudüs’teki, Ramallah’taki, Nablus’taki fosfor bombalarıyla öldürülmüş o masum bebeklerin hatırına o geminin adını ağzına almaz, o Mavi Marmara, Gazze’deki bebeklere mama götürüyordu mama. O Mavi Marmara, Gazze’deki çocuklara oyuncak götürüyordu oyuncak. Kalbinde şefkat olan, merhamet olan bir insan kalkıp da Mavi Marmara’yı eleştirmez. Cesareti varsa, onuru varsa İsrail’e yaltaklanmak yerine, kalkar Akdeniz’deki korsanlığı eleştirir. Mavi Marmara’nın taşıdığı anlamı bilen, arkasında Türk bayrağı var. Başka şeyler söylüyor. Bakın çok açık söylüyorum; CHP’nin yeni Genel Başkanı, CHP’nin başına bugüne kadar gelmiş en büyük talihsizliktir. CHP’nin yeni Genel Başkanı sanaldır. Yurt içindeki, yurt dışındaki çetelerin aleni bir projesidir. Geçtiğimiz günlerde ne oldu biliyor musunuz? Çok enteresan, fakat benim için o kadar da komik. Bir gazeteciye Yunanistan’la ilgili ne diyor biliyor musunuz? Söyleyeyim; şunları söylüyor: “Dayan Yorgo, biz geliyoruz” diyor. Bunu diyen kim? Kılıçdaroğlu. Yunanistan’ın en büyük gazetesi de CHP Genel Başkanıyla dalgasını geçiyor. O da başlık atıyor: “Dayan Yorgo, Kılıçdaroğlu geliyor” diyor. Adanalılar böylelerine ne der biliyor musunuz, ne der? Değil değil, ben hatırlatırsam söylersiniz. Söyleyeyim; gece mitilde yatar, gündüz çalım satar. Tamam, uygun mu? Gece mitilde yatar, gündüz çalım satar. Tam değil mi? CHP Genel Başkanı bu. Şimdi bu CHP’nin candaş, yandaş yazarları 1 yıldır Genel Başkanı yere göğe sığdıramıyorlar. Onlar da çok büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar, ama bir türlü itiraf edemiyorlar. Bu yandaş, candaş yazarlar CHP Genel Başkanının arkasını toplamaktan yoruldular. Ya hangi çarkını, hangi yalanını, hangi istismarı düzelteceksin? Bir değil, iki değil, ayak üstü 10 yalanı arka arkaya sıralıyor. Sevgili Adanalılar dikkat edin, Adana’da 2007 seçimlerinde 338 bin kişi AK PARTi’ye oy verdi. Bu CHP Genel Başkanı, Adana’daki benim 338 bin vatandaşıma ne dedi biliyor musunuz? Bursa’da beyinsiz dedi? CHP’ye oy vermeyene, bunlar beyinsiz diyorlar. Çünkü bunların enteresan akıl hocaları var. Ne diyor? AK PARTi’ye oy vermem, çünkü benim bir beynim var. Türkiye genelinde 16 milyon kişi AK PARTi’ye oy verdi. Bu CHP Genel Başkanı, 16 milyon vatandaşıma bu ifadeyi kullanıyor. Bunların demokrasi anlayışı bu. Ama biz aynı şeyi söylemiyoruz. Biz tam aksine CHP’ye gönül vermiş kardeşlerim diyoruz. Farkımız bu. Niye? Demokratik tercihidir, oraya da verir, oraya da verir, oraya da verir saygı duyarız. İkna edebiliyorsan edersin, edemiyorsan saygı duy. Bunlar kendilerinden olmayana göbeğini kaşıyan adam der. Kendilerinden olmayana bidon kafalı der. Aptal der. Şimdi benim asıl merak ettiğim şu: Bu MHP Genel Başkanı tüm bu gelişmelerle ilgili acaba neden susuyor? Milliyetçi ya, acaba The Economist’in makalesine ne diyor? Milliyetçi ya, acaba Hopa’daki CHP kışkırtmasına ne diyor? Milliyetçi ya, acaba Kılıçdaroğlu’nun Hakkari’deki Türk bayrağının olmadığı mitingine ne diyor? Oradaki özerklik vaatlerine, PKK’ya sahip çıkmasına ne diyor? Dikkat edin günlerdir ne CHP’ye, ne BDP’ye tek kelime söyleyemiyor. MHP Genel Başkanı, AK PARTi karşısında evet söylüyorum; kartondan kaplan oluyor. Ama CHP, BDP karşısında kuzuya dönüyor. Biz bunlara aldanmayacağız, biz bunların ittifakına aldanmayacağız. İnşallah Adana’da CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye oy vermiş kardeşlerimizin de oyunu alacak, onların da hakkını bir kez daha biz savunacağız.

Kardeşler, biz bugüne kadar Adana’ya çok hizmet verdik. Bu dönem Adana’ya inşallah çok daha büyük projeler kazandıracağız. Şimdi sizlere bunları açıklıyorum. Artık biraz sonra yaptıklarımı yine anlatacağım, ama şimdi yapacaklarımızı anlatıyorum. Güney çevre yolu ve demir yolu ağının yapımına başlıyoruz. Seyhan ve Yüreğir’i güneyden kucaklayacak 28 kilometre uzunluğundaki bu çevre yolunun ihalesi bitti. 2011’de uygulama projesi de bitiyor ve çalışmalara başlıyoruz. Böylece 20 yıllık bir rüyayı da artık gerçeğe dönüştürüp, o bölgede yaşayan kardeşlerimizin yaşam standartlarını üst seviyelere çıkarmış olacağız.

Şimdi metroyla ilgili müjdeme geliyorum. Adana’ya müjdem. Şu anda Adana Büyükşehir Belediyesi’nin gelirinin yüzde 40’ı metro borcuna kesiliyor. Ve aldığımız talep üzerine şimdi metroyu biz Adana’da; yolsuzluğun, usulsüzlüğün kılıfı olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı da metro yapımını Ulaştırma Bakanlığımıza devir alıyoruz, devralıyoruz. Ve kısa sürede 1. Etabı bitirecek, ardından 8 kilometre uzunluğundaki Akıncılar-Çukurova Üniversitesi hattına başlayacağız. Adana’da yılan hikayesine dönen metro hikayesini böylece biz artık sona erdiriyor, Adana’yı metroya kavuşturuyoruz. Kardeşlerim, biz söz verirsek yaparız. Türkiye genelinde yaptığımız gibi, evvel Allah.

Ta 1990’lı yıllarda CHP döneminde Adana’ya bir kültür merkezi temeli atıldı. Temel de duruyor. İşte CHP bu ya. Bunlar temeli atarlar öyle kalırlar, hayatları bu. Temel yok temel. Biz şimdi Adana’ya yeni bir kültür ve kongre merkezini de kazandıracağız. Bu enkazı ortadan kaldıracağız.

Şimdi geliyorum bir başkasına; Ziya Paşa Bulvarı ve Havaalanı Kavşağı için iki adet battı çıktı projelendirmiştik. Yani yer altı geçiş, bunları tamamlayacağız, bunu bitireceğiz. İki; Adana’ya artık bir stadyum yakışır diye düşünüyorum. İnşallah Adana’ya bir stadyum ve Adana’yı da Süper Lig yarışında daha güçlü görmek istiyoruz. Bir kapalı spor salonu Adana’ya bunu planlıyoruz. 7 bin 500 kişilik en az, arkadaşlarım üzerindeki çalışmayı sürdürüyor. Ve 1 tane de olimpik kapalı yüzme havuzundan oluşan uluslararası karşılaşmalara da ev sahipliği yapacak tesisleri inşa ediyoruz. Arsa hazır, işlemlere hemen başlıyoruz. Bunun da Adana’ya hayırlı olmasını diliyorum.

Adana Şakirpaşa Havaalanı Terminal Binasını büyütüyoruz. Adana’ya 19 kilometre uzaklıktaki Çukurova Havalimanının yapımına da başlıyoruz. Geçtiğimiz Nisan ayında çalışmalara başlandı, inşallah 3 yıl içinde tamamlayıp hizmete alacağız. Böylece Adana’ya bir de bölgesel havaalanı kazandırmış olacağız.

İstanbul’u, finans merkezi, Güneydoğu Anadolu Bölgesini tarım merkezi haline getirirken, Adana’da Ceyhan’ı da bakın bu çok önemli, Ceyhan’ı da bir enerji havzası, bir enerji üssü haline getiriyoruz. Gerek ham petrolde, gerek doğalgazda böyle bir üst haline gelecek. rafinerileriyle birlikte böyle bir üst haline gelecek.

Bitmedi. Kardeşlerim, biliyorum sizlerin bir yaban hayatıyla ilgili sorununuz var. Yaban hayatıyla ilgili problemi biliyorum. 3 bin 500 resmi ya da özel yapıyı ilgilendiren bu durumla ilgili Çevre ve Orman Bakanlığımıza gerekli talimatı verdim, çalışmalar yapılıyor, seçim sonrası inşallah bunu da aynen bilimsel, arzu edildiği gibi bir sonuca kavuşturacağız. Maşallahınız var.

Bir başka konu. Adana’ya 1320 yataklı bir şehir hastanesi kuruyoruz. Bu hastanenin bünyesinde 520 yataklı genel hastane, onkoloji hastanesi, fizik tedavi rehabilitasyon merkezi, kadın doğum hastanesi, kalp ve damar cerrahisi hastanesi, adli psikiyatri hastanesi yer alacak. Yüreğir’de kuracağımız bu şehir hastanesinin yapımıyla ilgili sözleşmeyi önümüzdeki ay imzalıyoruz . Bütün bu projeler inşallah Adana’mızda istihdama da çok önemli katkı sağlayacak. İnşaatlar aşamasında binlerce Adanalı kardeşim iş bulacak. Projeler tamamlandığında da aynı şekilde yeni istihdam imkanları ortaya çıkacak. Bunların tamamı Adana’ya, Adanalı kardeşlerimize şimdiden hayırlı olsun.

Kardeşlerim, bugün buradan iki konuyu tekrar işlemek istiyorum. Bundan bir tanesi şu: Emekli kardeşlerimin çözüm merkezi biziz. Bakınız Sayın Kılıçdaroğlu çok şeyler söylüyor, fakat inanıyor musunuz? Emekli kardeşlerimin sorununu çözeceğinden bahsediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, biz senin SSK Genel Müdürlüğünü biliriz. Ne çileler çektirtin bu millete biliriz. SSK Genel Müdürüyken hastanelere geldiğimizde kuyruklarda çektiğimiz çileler, doktorların muayenehaneye gel, orada görüşelim dediği günleri biliriz. Ben de SSK’lıydım, giderdik muayenehaneye ver parayı ol muayeneyi, öyle mi? Alırdık reçeteyi gel tekrar hastaneye ilacın yarısı var yarısı yok. Ne olacak? Git eczaneden satın al. Bunları yaşadık mı? Bu bedeli bize Kılıçdaroğlu ödetti mi? O zaman ne diyordu biliyor musun Sağlık Bakanlığı’na? Ne olur bu hastaneleri bizden alın. Onu diyen Kılıçdaroğlu, biz hastaneleri birleştirirken bunun karşısına çıktı, olmaz böyle bir şey dedi, ne oldu? Yaptık biz, oldu. Şimdi benim vatandaşım istediği hastaneye gidiyor mu? İstediği eczaneden ilacını alıyor mu? Huzurlu muyuz? İşte CHP ile AK PARTi farkı bu değerli kardeşlerim. Sağlıktan daha önemli ne olabilir? İşte bunu biz çözdük. Şimdi diyor, emeklinin derdini ben çözerim.

Bakınız, biz geldiğimizde SSK işçi emeklisi ne alıyordu biliyor musunuz kardeşlerim? 257 lira alıyordu. Peki biz şimdi ne veriyoruz? 782 lira veriyoruz. Artış? Yüzde 204. Memur emeklisi kardeşim ne alıyordu? 377 lira, en düşük olanını söylüyorum. Şimdi ne veriyoruz? 936 lira. Artış ne kadar? Yüzde 148. Bitmedi, SSK tarım emeklisi ne alıyordu? 216 lira. Şimdi ne alıyor? 705 lira. Artış yüzde 226. Bitmedi, BAĞKUR esnaf emeklisi ne alıyordu? 149 lira. Şimdi ne alıyor? 634 lira. Artış yüzde 325. Ama şimdi çok daha önemlisini söylüyorum. BAĞKUR tarım emeklisi, işte şimdi Adanalı, Çukurovalı bunu çok iyi bilir. Ne alıyordu biliyor musunuz? 66 liracık. Biz ne veriyoruz? 473 lira. Artış yüzde 617. Kardeşlerim, intibak değil mi, bu intibakı evvel Allah biz yaparız ve onu da yapacağız hiç endişeniz olmasın, hiç endişeniz olmasın emeklilerin hizmetkarı biziz, bu milletin hizmetkarı biziz. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik.

Kardeşlerim, bugün ben burada daha açık bir müjde veriyorum, o da şu: Sözleşmeli personel sorunu. Burada var mı sözleşmeliler? Şöyle ellerini bir göreyim bakayım. Maşallah. Şu anda Türkiye genelinde değerli kardeşlerim, 205 bin 894 sözleşmeli personel var. Bunlar 4B kadrosunda, öyle değil mi? Hadi bakalım işi bitirdiniz, bitti. Şu anda öğretmen, hemşire, ebe, sağlık memuru, sağlık teknikeri, büro personeli, mühendis mimar, Kur’an kursu öğreticisi, imam hatip, infaz ve koruma memuru, zabıt katibi, destek personeli, diş tabibi, veteriner, kadastro teknisyeni, diğer unvanlar olmak üzere 205 bin 894 sözleşmeli personeli 4B kadrosundan 4A kadrosuna şu anda geçirmiş bulunuyoruz. Ve şu anda resmi gazetede yayınlandı ve yürürlüğe girmiş durumda. Tamam, hayırlı olsun. Bu iş bitti, bu iş bitti. Biz söz verirsek yaparız. Biz kurusıkı atmıyoruz, bizim sırtımızda yumurta küfesi var, onlarınkinde böyle bir şey yok. Bizde sorumluluk var, onlarda böyle bir şey yok. Bu ülkede değerli kardeşlerim, yıllar yılı mevsimlik işçi dediler, büyük ölçüde bunları da biz çözdük.

Bakınız CHP, MHP, bunların hepsinin yönetiminde, ah benim kardeşlerim, nemalar adı altında para kesildi maaşlardan. Senden de kesildi mi? Kesildi. Ne kadardı biliyor musunuz? 13,5 katrilyon. Yani 13,5 milyar bugünkü parayla. Geldim, önümde bu var. Ya devlet, memuruna, işçisine borçlu olur mu? Ne yazık ki 13,5 katrilyon, meğerse faizleri bunlarla ödüyorlar. Dedik ki bunları hemen anında ödeyeceğiz, sendikalarla masaya oturduk, işi takvime bağladık ve bu paraları takır takır ödedik, bitirdik 13,5 katrilyon. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, sizin kestiklerini benim memurumdan, işçimden, biz ödedik biz.

Konut Edindirme Yardımı dediler, verdiler mi konut? Ama paraları kestiler. Şimdi o parayı kim ödüyor? Biz. 3 katrilyon ödedik şu ana kadar, 3 katrilyon. Değerli kardeşlerim, biz buyuz.

Bakın eğitimde neler yaptık? 163 bin derslik dedim değil mi? Adana’ya 4 bin 252 derslik yaptık. 18 bin 40 adet bilgisayar gönderdik. Bilişim teknolojisi sınıfları bizden önce yok muydu? Vardı. Niye yapılmadı? Ama biz yaptık. Niye? Biz dertliyiz.

Sosyal güvencesi olmayanlara, erkek öğrenciye ilköğretimde ne veriyoruz? 30 lira. Kız öğrenciye? 35 lira. Ortaöğretimde erkek öğrenciye ne veriyoruz? 45 lira. Kız öğrenciye ne veriyoruz? 55 lira. Anneye ne veriyoruz? 150 lira. Erzak, yakıt bunları söylemiyorum. Kardeşlerim, üniversite öğrencilerine MHP ne veriyordu? 45 liracık. Biz ne veriyoruz? 240 lira. Ayrıca Kredi Yurtlar Kurumu’nda kalıyorsa 150 lira da beslenme yardımı veriyoruz. Ne oldu? 390 lira. Mastır öğrencisiyse 480 lira veriyoruz. Doktora öğrencisine 720 lira veriyoruz. Şimdi, kitapları ücretsiz aldık mı? İlköğretimde, ortaöğretimde kitapları ücretsiz aldık mı? Şimdi size bir müjde. Artık karatahtayı kaldırıyoruz. Artık bilgisayar donanımlı akıllı tahtaya geçiyoruz. Bununla tüm dünyaya bağlanacağız. Sizlere de çocuklar, çocuklar, size de bu elektronik kitaptan vereceğiz. Nasıl, beğendin mi, güzel mi? Bütün dersler burada var hepsi, kitap almana gerek yok, bununla git bununla gel. Bunu ücretsiz olarak vereceğiz ücretsiz. Zengin fakir ayrımı yapmaksızın bütün öğrencilere vereceğiz. 4 yıl içerisinde bütün okullarımıza akıllı tahtayı monte edeceğiz. Projenin ön çalışmaları tamam, ön çalışmalar tamam. Hemen seçim sonrası ihaleyi yapıyoruz, kazanan firma bir taraftan üretecek, bir taraftan monte edecek. Ve 4 yılda peyderpey bütün okullarımız akıllı tahtaya geçmiş olacak. …Ben de seni seviyorum.

Evet, değerli kardeşlerim, sağlıkta Adana’ya 344 trilyon yatırım yaptık. Seyhan Devlet Hastanesi, Tufan Beyli Devlet Hastanesi, Pozantı 80. Yıl Devlet Hastanesi, Kozan Devlet Hastanesi Ek Binası, 1 adet halk sağlığı laboratuarı ile 3 adet aile sağlığı merkezini tamamladık, hizmete açtık. 600 yataklı Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çukurova Devlet Hastanesi Ek Binası, Ceyhan Devlet Hastanesi Diyaliz Ünitesi, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, Yüreğir Diş Tedavi ve Protez Merkezi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi 14 adet aile sağlığı merkezinin yapımına biz başladık, süratle tamamladık, hizmete açtık. Ah benim kardeşlerim ah, koskoca Adana’da biz geldiğimizde kaç tane tomografi vardı biliyor musunuz? 1, 1. Koskoca Adana’da 1 tane tomografi cihazı vardı. Şimdi 6 tane tomografi cihazı var. 1 tane MR vardı, şimdi 5 tane MR var. Koskoca Adana’da kaç tane diyaliz cihazı vardı biliyor musunuz? 154. Şimdi 376 tane diyaliz cihazı var. Farkımız bu.

Adalet hizmetlerine bakıyoruz, Adalet Sarayını tamamladık, hizmete açtık. Kozan Ek Adalet Sarayı’nı tamamladık, Ceyhan Adalet Sarayı’nın yapımına süratle devam ediyoruz.

Toplu konut olarak 10 bin 290 konut uygulaması başlattık. 9 bin 194 konutu sahiplerine teslim ettik.

Değerli kardeşlerim, ulaştırmada 8,5 yılda 125 bölünmüş yol yaptık. Yolcu sayısı biz geldiğimizde Şakirpaşa’ya ne kadardı biliyor musunuz? 686 bin, yolcu buydu. Ama şimdi yolcu sayısı ne oldu biliyor musunuz? 2 milyon 841 bin. Bak ülke uçuyor, nereden nereye geldik. Adana-Mersin arasında yeni temin ettiğimiz klimalı ray otobüsleriyle daha konforlu seyahat imkanı sağladık. Ayrıca yaptığımız iyileştirmelerle 70 dakika olan seyahat süresini 45 dakikaya düşürdük. İnşallah Adana Garı’nı ülkemizin önemli hızlı tren garlarından biri haline getireceğiz. Ankara-Konya hızlı tren hattını Adana’ya kadar uzatmayı planlıyoruz. Değerli kardeşlerim, Konya-Karaman, Mersin-Adana arasında hızlı demir yolu yapımı için etüt proje çalışmalarımız devam ediyor.

Kardeşlerim, geliyorum KÖYDES’e. KÖYDES’te 109 trilyon gönderdik Adana’ya. Çünkü suyu olmayan, yolu olmayan köy kalmayacak. Doğalgaz, Adana’ya doğalgazı getirdik mi? Ne çileler çektiniz ya, ah ah. 6 kat, 7 kat, 8 kat binanın bodrumuna in, o bodrumdan kömürü alacaksın sıçanlar cirit atıyor, öyle mi? Oradan çıkaracaksın kömürü, 1 odayı ısıtırsın ancak değil mi? Kül, koku her şey var. Ama şimdi doğalgaz. Kombinin düğmesine bas, bütün daire ısınsın. Sıcak su her an var. Ya bu konfora Batılı layık da, benim Adanalı kardeşim niye layık olmasın, niye layık olmasın. İşte biz bu görevimizi yaptık.

Tarımda, Sayın Bahçeli ne verdi size 2002’de biliyor musunuz? 45 trilyon tarım desteği. Biz 2010’da ne verdik biliyor musunuz? 167 trilyon, 3 kattan fazla. 2003-2010 arasında verdiğimiz ne biliyor musunuz? 1 katrilyon 207 trilyon tarım desteği verdik. 55 trilyon hayvancılık desteği verdik. Ah benim kardeşlerim, Ziraat Bankası’nı batırdı bu MHP. Şimdi kâr ediyor. yüzde 59 faizle benim çiftçime kredi veriyordu. Biz yüzde 5’le veriyoruz, yüzde 5. Yüzde 59 faiz nerede yüzde 5 nerede. Esnaf sanatkara yüzde 47 faizle kredi veriyorlardı, yüzde 5’le veriyoruz. Ziraat Bankası’nı, Halk Bankası’nı batırdılar, adına görev zararı dediler. Şimdi bu iki banka da kâr ediyor. 21 banka iflas etti, Sayın Bahçeli ve şu anda Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanında olanlar bunu Fon’a devrettiler, Fon’a devrettiler. Bedelini kim ödedi? Adanalı kardeşim ödedi.

Artık şu kalan 8 günde kapı kapı dolaşıyor muyuz? Bütün köylere ulaşıyor muyuz? Oy pusulasının birinci sırasında hangi parti var? AK PARTi ambleminin altına, ampulün, Türkiye’yi aydınlatan ampulün altına evet mührünü vurmaya hazır mıyız? Eliniz, diliniz dert görmesin diyorum.

Şimdi hazır mıyız? Şarkımızı biliyorsunuz değil mi? Öyleyse hep birlikte söyleyelim. Hazırız. Şöyle bayrakları bir göreyim.

Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bize her şey sizi hatırlatıyor, bize her şey sizi hatırlatıyor, bize her şey sizi hatırlatıyor.

Günümüz kutlu olsun. Dün, Konya ve Samsun’da, Konya’da aynen böyle sıcak bir havadaydık. Samsun’da şakır şakır yağmur altındaydık …. Ama size oralardan selam getirdim. Şimdi buradan İzmir’e gidiyorum. İzmir’e de sizin selamınızı götüreceğim. Tamam? Yarın da İstanbul’a götüreceğim, tamam. Çok çalışacağız.

12 Haziran Türkiye’miz için, Adana’mız için, milletimiz için, Adanalı kardeşlerim için, yeni anayasamız, Türk demokrasisi, temel hak ve özgürlükler için hayırlara vesile olsun diyorum. Yeni bir milat olsun diyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.