Recep Tayyip Erdoğan'ın 31 Mayıs 2010'da Şili'den Türkiye'ye hareket ederken havaalanında yaptığı konuşma
Değerli basın mensupları
Bilindiği gibi İskenderun’da askeri birliğimize düzenlenen saldırıda 6 askerimiz şehit edildi. Bu menfur saldırı milletimizin birliğine, kardeşliğine, istikrarına yapılmıştır. Bir kez daha söylüyorum; bu kirli eller, bu kirli zihniyetler asla ve asla hedeflerine ulaşamayacaklardır. Hayatını kaybeden askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına, milletimize başsağlığı temenni ediyorum.
Bu menfur saldırının ardından Türkiye’den yola çıkan ve Gazze’ye yardım malzemesi götüren kimi gemilere uluslararası sularda ve uluslararası hukuku ayaklar altına alarak, İsrail tarafından bir saldırı düzenlendi. Henüz sayısı netleşmemiş olmakla birlikte çok sayıda sivilin katledildiğini öğrenmiş bulunuyorum.
Başta bu yardım gemilerinde vatandaşları olan devlet ve hükümet başkanları olmak üzere buradan tüm dünyayı bilgilendirmek istiyorum. Gerek Türkiye’den gerek diğer ülkelerden hareket eden gemiler tamamen insani amaçlı yardım malzemeleriyle yüklüdür ve gemiler uluslar arası seyrüsefer kuralları çerçevesinde sıkı bir şekilde de kontrol edilmiştir.
Aynı zamanda gemilerde sivillerden yardım gönüllülerinden başkaca da yolcu bulunmamaktadır. Saldırı sırasında gemilerde beyaz bayrak bulunmaktadır. Gazze’ye ulaşmak için yola çıkan gemiler Gazze’de uzun süredir insanlık dışı şartlarda yaşayan, en temel ihtiyaçlarından dahi yoksun şekilde hayatta kalmaya çalışan çocuklara, kadınlara, sivillere, masum insanlara yardım ulaştırmak; ilaç, sargı bezi, ağrı kesici, ekmek, pirinç, makarna, oyuncak, inşaat malzemesi ve benzeri malzemelerden başka hiçbir şey taşımamaktadır.
İsrail yetkililerinin silah ifadesini kullanmalarını paylaşmak mümkün değildir. Bunlar doğru olmayan ifadelerdir. Açık ve net söylüyorum bunlar yalandır. Gemilerde sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil 32 farklı ülkeden Gazze’ye giden yardım gönüllüsü bulunmaktadır. Bu organizasyonda ayrıca bir çok ülkeden de parlamenter bulunmaktaydı.
Değerli basın mensupları
Hatay’da meydana gelen menfur saldırı ve İsrail’in, yardım gemilerine yönelik hukuksuz saldırısı nedeniyle Şili’deki temaslarımızı başlamadan bitirmek durumunda kaldık. Hükümetimiz ve ilgili kurumlarımız gelişmeleri her aşamada dikkatle takip etmektedir.
Gemilere yönelik saldırı sonrasında İsrail büyükelçimizi derhal geri çağırdık. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyesi olarak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne olağanüstü toplantı çağrısı yaptım.
Ayrıca uluslararası sularda meydana gelen bu olay nedeniyle NATO’yu da toplantıya çağıracağız. Şu anda NATO konseyi bilgilendiriliyor. Şunu çok net olarak ifade ediyorum: İsrail tarafından yapılan bu saldırı gerekçesi ne olursa olsun uluslararası hukuka tamamen aykırı bir devlet terörüdür. Bu saldırı mevcut İsrail Hükümetinin bölgede barış istemediğini bir kez daha açık ve net olarak ortaya koymuştur. Bu tavırlar bölge barışını tehdit ettiği kadar İsrail’in kendi vatandaşlarına kendi halkına da huzur ve istikrar getirmeyecek tavırlardır. Bu insanlık dışı devlet terörü karşısında sessiz ve tepkisiz kalmayacağımızın bilinmesi gerekmektedir.
Bu insanlık dışı, hukuk dışı operasyonun arkasında olduğunu söyleyenlere de buradan ayrıca sesleniyorum. Siz ne kadar hukuk dışılığın, terörün, kanlı operasyonların arkasındaysanız biz de ondan daha fazla hukukun, barışın, adaletin ve tabii ki başta vatandaşlarımız olmak üzere bu operasyonun mağduru olan 32 ülkeden barış ve yardım gönüllülerinin tabii ki Filistin halkının, Filistin’in, tabii ki Gazze’nin arkasındayız. İsrail hükümeti tarafından bir süredir bölgeyi kan gölüne çevirmeye, ateş çemberine dönüştürmeye yönelik girişimler uluslar arası toplum tarafından da infialle izlenmektedir. Uluslararası medyadaki İsrail yanlısı bazı odakların bu insanlık dışı olayı dahi çarpıtmaya yeltenmeleri de vicdan sahibi İsrail vatandaşları dâhil barışsever dünya halklarını kandırmaya yetmeyecektir.
Gemilerin ve bütün gönüllülerin derhal serbest bırakılması ile hayatını kaybeden ve yaralanan sivil insanlara ilişkin ayrıntılı ve sağlıklı haber akışının biran önce sağlanmasını istiyoruz. Hayatını kaybedenlerin naaşlarının derhal teslim edilmesini, yaralılar için derhal tedbir alınmasını istiyorum. Burada özellikle Şili temaslarımı yarıda keserek şu anda Türkiye’ye dönüyorum. Tabii ki döner dönmez grup toplantımızda; gerek parlamentomuzu, gerek ülkemizi, gerekse uluslararası camiayı daha teferruatlı bir şekilde aydınlatacağız ve yol haritamıza yönelik de bazı bilgilendirmeleri yapma fırsatını bulacağız. Fakat görünen o ki bu hafta özellikle bizim için değerlendirmeleri yoğun bir şekilde yapacağımız ve ona göre de yol haritasını belirleyeceğimiz bir hafta olacak. Şunu çok açık ve net söylüyorum duygusal değilim ama bütün bu olanlar karşısında duygudan yoksun bir insanlık tanımlamak da mümkün değildir. Bütün mesele duyguların yönetilmesidir. Bu duyguları da başarıyla yöneteceğimize inanıyorum.
Tüm vatandaşlarıma özellikle ülkemizde yaşayan Musevi vatandaşlarımız noktasında şunu söylemek istiyorum, onlar bizim vatandaşımızdır. Biz İsrail’in yaklaşım tarzını hiçbir zaman kalkıp kendi vatandaşlarımıza karşı hangi dinden olursa olsun, hangi ırktan olursa olsun bugüne kadar yapmadık bundan sonra da yapmayacağız. Onlar bizim güvencemiz altındadır.
Halkımdan da bu noktada özellikle çok daha hassas davranmalarını istiyorum. Milletimizin hassasiyetleri doğrultusunda devlet olarak bu olayın tüm boyutlarıyla takipçisi olduğumuzu ve olacağımızı halkımın bilmesini istiyorum. Demokratik tepkilerini milletimize yakışan bir asalet ve vakar içinde sergilemeye özen göstereceklerine inanıyorum. Bu da onların en doğal hakkıdır, bunu da saygıyla karşılıyorum. Teşekkür ediyorum.
Sorulara verdiği cevaplar:
[değiştir]Değerli arkadaşlar şunu açık ve net ortaya koymamız lazım. Her şey şeffaftır. Her şey a’dan z’ye şu anda bilinenlerle biz değerlendirmemizi yapıyoruz. Bilinen o ki bir Türk bandıralı gemimiz şu anda esir alınmıştır; içindeki insani amaçlı yardımlarla beraber, personeliyle beraber. İki tane farklı bandıralı olan gemiler yine aynı şekilde biliyorsunuz onlar da aynı şekilde limana çekilmiştir. Bir de bu var ve bunların bir tanesi yük gemisi. Bir tanesinde de kendi vatandaşlarımız, farklı ülkelerden olan gönüllü insanlar var. Bir defa bunların süratle bırakılması lazım. Başbakanvekilim Sayın Bülent Arınç Bey de ifade ettiler. Şu anda yetkili arkadaşlarımız da bu konuda açıklamalarını yaptılar, yapıyorlar. Aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda açıklamaları oldu. Süreci işletiyoruz, takip ediyoruz. Tabii burada yaralılar ve şu anda ölenler var. Bunların süratle bir defa teslimi gerekiyor. Sürece yönelik olarak İsrail’in takınacağı tavır bundan sonraki süreci de belirleyecektir. Bunu da açık ve net söylemek durumundayım. Parlamento bilgilendirmesi, tabii ki şuanda böyle bir günde yapmayacağız da ne günde yapacağız. Bu parlamentoyla oturup değerlendirmesini şüphesiz ki yapacağız. Bizim yarın grup toplantımız var. Grup toplantısında daha açık, daha net bazı şeyleri söyleme imkânımız olacak. Bu hem ulusa hem de uluslararası camiaya da seslendiğimiz bir grup toplantısı olacak. Ayrıca parlamentoyu da bu vesileyle bilgilendireceğiz. Bu bir milli meseledir ve milli mesele olarak da bunu ele almamızın gereğine inanıyorum. Bunun için de neler yapabiliriz? Bunun da değerlendirmesini yapacağız.
Bayan Merkel ile yaptığım görüşmede de süreci kendileriyle değerlendirdim. Kendileri Netenyahu ile bir görüşme yaptıklarını belirttiler. Tabii ki her zamanki gibi İsrail, pişkinliği ile Merkel’e bazı şeyler söylemiş. Bizim de tabii Bayan Merkel’e duymadıklarını söyleme fırsatımız oldu. Ben kendilerinden özellikle başta Almanya ve Avrupa Birliği olarak dünya barışına katkı noktasında. “Her zaman İsrail’in yaptığı yanında kar kalıyor. Birleşmiş Milleler Güvenlik Konseyi’nin bu güne kadar yüzlerce almış olduğu karar var. Bu kararların hiç birini uygulamamış olan İsrail’e karşı Avrupa Birliği’nin tavrı da test edilecektir” bu ifadeyi de kullandım, Bayan Merkel’e de söyledim. Bu süreç içersinde irtibat halinde olmamızı istediler. Ama Avrupa Birliği’nin tavrını önemsiyorum, bekliyorum.