Recep Tayyip Erdoğan'ın 18 Mayıs 2020'deki kabine toplantısının ardından yaptığı konuşma

Vikikaynak, özgür kütüphane

Aziz Milletim,

Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Artık son haftasına girdiğimiz Ramazan-ı Şerifin en büyük müjdelerinden olan ve yarın idrak edeceğimiz Leyle-i Kadrinizi tebrik ediyorum. Rabbimden bu mübarek gün ve geceleri ülkemiz, milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için huzura, esenliğe, barışa vesile kalmasını diliyorum.

Ülkemizde, Suriye’de, Libya’da ve dünyanın başka yerlerinde şu mübarek günlerde bile masum kanı akıtmaktan çekinmeyen teröristleri ve zalimleri Mevla’m Kahhar ismiyle kahretsin diyorum. Ülkesine ve halkına hizmet için koşturan kamu görevlilerine dahi tahammülü olmayan, pusu kurarak kanlarını döken, üzerlerine yürüyerek, hakaret ve darp edenleri asla unutmayacağız.

İçişleri Bakanlığımız tarafından oluşturulan Vefa Sosyal Devlet Gruplarına PKK’lıların Van’da yaptığı eylem ile CHP’lilerin Adana’da gerçekleştirdiği saldırı farklı araçlarla olsa da ayın gayeye yöneliktir. Varlık sebeplerini bu ülkenin çöküşüne, batışına, yıkılışına, milletin yokluk ve acı çekmesine bağlayanların gerçek yüzlerini gizlemeye artık suratlarındaki maskeler, makyajlar da yetmiyor. Özellikle ülkemizin içinden geçtiği şu zor günlerde insanların işine, aşına, ekmeğine, sağlığına gösterdiğimiz hassasiyetle özellikle bu tahammül edemeyenler kirli zihniyet bu iki olayda kendini açıkça ifşa etmiştir.

Siyasette kurdukları ittifakı sahada devlete, kamu görevlilerine, mazlumlara saldırmak üzere genişletenlerin hesabını elbette milletimiz sandıkta görecektir. Küçük siyasi çıkarlar uğruna eli kanlı teröristlerle ve uzantılarıyla gizli-açık ittifaklar içine girenlerin yakasından milletimizin eli eksik olmayacaktır. Geçmişte ülkemizin her meselesi gibi bu kanayan yarayı da kalıcı olarak çözmek için gayret göstermiştik. Hamdolsun, bu çabanın karşılığını halkımızın desteğini devletinin yanına çekmeyi başararak aldık. Bu samimi mücadeleyi en ağır ifadelerle itham edenlerin, bugün 3-5 milletvekilliği veya belediye başkanlığı için düştükleri zelil hali ibretle takip ediyoruz. Amacı Hakk’a ve halka hizmet olmayan tüm proje siyasetçilerin, partilerin eninde, sonunda düşecekleri durum işte budur.

Milletvekili pazarı kurmaktan terör örgütleriyle ittifaka, ülkesini yurt dışında karalamaya kadar her türlü kepazeliği sergileyip, üzerini demokrasi kılıfıyla örtmeye çalışanlar için yolun sonu görünmüştür. Demokrasinden ve milli iradeden ümitlerini kestikleri için buldukları her fırsatta darbe, cunta, kaos, felaket çığırtkanlığı yapanlar, ülkemizin dizleri üstüne çökmesini bekleyenler, cevabı her zaman olduğu gibi yine milletimizden alacaklardır.

İnsanımızın inancına ve kültürüne husumeti hayatlarının merkezine yerleştirdikleri halde, ülkenin ortak değerlerini istismar ederek yıllarca ayakta kalanların foyaları da şimdi birer birer ortaya çıkıyor. Türkiye önümüzdeki dönemde sadece salgını yenmekle ve 2023 hedeflerine ulaşmakla kalmayacak, aynı zamanda bu hastalıklı siyasetin temsilcilerinden de kurtulacaktır. Demokrasi ve kalkınma yolculuğumuzun 2053 ve 2071 menzilleri için gelecek nesillere tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet temelleri üzerinde yükselen bir Türkiye bırakmakta kararlıyız.

Bu vesileyle, bir kez daha salgın döneminde 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımız başta olmak üzere milletimize hizmet etmek için gece-gündüz çalışan Vefa Sosyal Destek Grubu mensuplarına şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.

Aynı şekilde sağlık personelimize, güvenlik güçlerimize, insanlarımızın günlük hayatlarını kolayca sürdürebilmeleri için çalışan tüm emekçi kardeşlerime teşekkür ediyorum.

Aziz Milletim,

Bu haftaki Kabine Toplantımızın en önemli konusu, bir süredir olduğu gibi koronavirüs salgınıyla ilgili gelişmelerdi. Türkiye’nin fiziki mesafeye riayet, sağlık sistemini güçlü tutma, gıda ve temizlik tedarikiyle kamu güvenliği başlıkları etrafında topladığımız salgınla mücadelesi başarıyla sürüyor. Ancak, sadece bizim salgının üstesinden gelmemiz yetmiyor, küresel düzeyde etkili olan bu salgın tehdidinin tamamen ortadan kalkması sorunun tüm dünyada çözümüyle mümkündür. Oysa bazı ülkelerde salgın daha yeni hız kazanmıştır. Türkiye olarak yıllarca sınırlarımızı dışarıya tamamen kapatıp, günlük hayatı tümüyle durdurup salgının bitişini bekleyemeyiz. Öyleyse yapmamız gereken, hayatımızı salgın gerçeğine göre yeniden düzenlemektir.

Her hafta altını ısrarla çizdiğim gibi, ne ülkemizde, ne de dünyada artık hiçbir şey birkaç ay öncesi gibi olmayacaktır. Hayatımızı bundan sonra salgın hastalıklara karşı tedbir öncelikli yeni düzene göre yürütmek mecburiyetindeyiz. Bu yeni dönemi kontrollü sosyal hayat olarak tanımlıyoruz. Evimizden dışarı adım attığımız andan yeniden evimize girene kadar diğer insanlarla temasımızın olduğu her yerde maske kullanmayı alışkanlık haline getireceğiz. Aynı şekilde sokakta, iş yerinde, toplu taşıma aracında, sosyal hayatın her alanında diğer insanlarla aramızda en az 1,5-2 metre fiziki mesafe bırakmaya özen göstereceğiz. Ellerimizi her fırsatta yıkayacak, kolonya ve dezenfektan gibi temizlik ürünlerini sıkça kullanacağız. Salgınla mücadelenin en etkili yöntemi olarak ifade ettiğimiz maske, mesafe ve temizlik üçlüsü artık hayatımızın vazgeçilmez birer parçası haline gelecektir. Zorunlu olmadıkça dışarı çıkıp kalabalığa karışmamak da çok önemlidir.

Sağlık hizmetleri ve temizlik malzemeleri konusunda hamdolsun ülkemizde hiçbir sıkıntı yoktur. Hastanelerimizde tedavi gören vaka sayısı oldukça düşük düzeydedir. Hizmete açtığımız ve açmak üzere olduğumuz yeni hastanelerle, istihdam ettiğimiz yeni personelle sağlık altyapımızı daha da güçlendiriyoruz.

Başakşehir’deki Şehir Hastanesi’nin tamamını Perşembe günü Japonya Başbakanı Sayın Abe ile birlikte hizmete açıyoruz. Bu hastanemizin adını Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi olarak belirledik. Çam bizi temsil etsin, dedik, Sakura da Japonya’yı. Zira iş birliği ile inşa ettiğimiz bu hastanede bu isim sürekli olarak adeta bir sembol olarak kalsın istedik.

Yeşilköy ve Sancaktepe’de 45 günde inşa ettiğimiz bin’er yataklı hastaneler de tamamlanmak üzeredir. Sancaktepe Profesör Doktor Feriha Öz Acil Durum Hastanemizi 29 Mayıs’ta, Yeşilköy Profesör Doktor Murat Dilmener Acil Durum Hastanemiz ile Hadımköy Doktor İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanemizi 31 Mayıs’ta inşallah hizmete açıyoruz. Son iki ayda elde ettiğimiz tecrübeler sayesinde salgına karşı hem tedbir hem teşhis hem tedavi konusunda ciddi bir birikime sahip olduk. Gerek toplum hasta ölüm oranımızın düşüklüğü, gerek vakaların temaslarını takiple hastalığın yayılma hızını kontrol altına alma sistemimiz, gerekse yenilikçi tedavi yöntemlerimiz takdirle takip ediliyor. Ülkemizin bu konudaki başarılı çalışmaları dünya çapında bir model olarak kabul edilir hale gelmiştir. Artık koronavirüs veya benzeri salgın hastalıklara karşı eskisinden daha hazırlıklı durumdayız. Her gün şeffaf bir şekilde kamuoyumuzla paylaşılan veriler, yeni hasta ve ölüm oranının belirli bir düzeyde yatay çizgiye geçtiğini gösteriyor. Halbuki bizim bu çizgiyi aşağı yönlü olarak sürdürmemiz, yeni vaka sayısını en kısa sürede kesmemiz gerekiyor. Bunu başarmak 83 milyon olarak bizim elimizdedir. Hayata geçirmeye başladığımız normalleşme takviminin sürmesi ancak vaka sayısının çok daha aşağıya giderek sıfırlanmasıyla mümkündür. Şayet salgının seyrinde olumsuz yönde bir gelişme olursa bazı tedbirleri belki çok daha sert şekilde yeniden uygulamak durumunda kalabiliriz. Vatandaşlarımızdan hem kendi sağlıkları hem toplum huzuru hem ekonominin çarklarının dönmesi için belirlenen kurallara uymasını tekrar tekrar rica ediyorum. Bu her birimizle özellikle destek vermemiz gereken, kurallara riayet etmemiz gereken, dikkatini ve hassasiyetini koruması halinde neticeye ulaşabileceğimiz bir mücadeledir. Tek bir ihmalin dahi ağır sonuçlar ortaya çıkartabildiği bu süreci, kendimizin ve evlatlarımızın güvenli geleceği için hep birlikte sahiplenmeliyiz.

Aziz Milletim,

Cumhurbaşkanı Yardımcımızın koordinasyonunda Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere tüm kurumlarımızın iş birliğiyle hazırladığımız normalleşme takvimini adım adım hayata geçiriyoruz. Bu çerçevede geçtiğimiz hafta berber, kuaför, güzellik salonu gibi işletmeler ile giyim eşyası, ayakkabı, çanta, züccaciye ürünlerinin satıldığı yerler yeniden faaliyete geçti. Aradan geçen bir haftalık dönemde bazı illerimizdeki küçük sıkıntılar dışında genel olarak bu uygulamanın sorunsuz yürüdüğünü görüyoruz. Bir önceki hafta şehirlerarası giriş-çıkış yasağını kaldırdığımız 7 ilimize, geçtiğimiz hafta 9 ilimizi daha ilave etmiştik. Bu aynı zamanda hafta sonları sokağa çıkma sınırlaması yapılan illerin sayısının da aynı ölçüde azalması anlamına gelmektedir. Halen 15 ilimizde Cumartesi gününden beri devam eden ve yarın gece sona erecek olan sokağa çıkma sınırlamasına riayet eden vatandaşlarımıza sabırları ve anlayışları için teşekkür ediyorum.

Çay hasadı için diğer illerden Karadeniz’e gitmek isteyen vatandaşlarımız, İçişleri Bakanlığı’ndan aldıkları izinlerle yarın gece sokağa çıkma sınırlamasının bitişiyle yola çıkabileceklerdir. Böylece ülkemizin önemli bir üretim kalemi olan çay hasadının sıkıntısız gerçekleşmesini sağlayacağız. Aynı şekilde tarım, hayvancılık, sanayi ve ticaret faaliyetleriyle ilgili her hususta vatandaşlarımıza kolaylık gösteriyor, destek veriyoruz. Günlük hayatı kolaylaştırmak, ekonomiyi canlandırmak, üretimi, istihdamı, ihracatı arttırmak için sürekli yeni adımlar atıyoruz. Bu arada salgın döneminde alınan tedbirlerden olumsuz etkilenen vatandaşlarımızı da ihmal etmiyoruz. Sosyal koruma kalkanı ile şu ana kadar yaklaşık 5,5 milyon dar gelirli vatandaşımıza bin’er lira nakit desteği sağladık. Yine sosyal koruma kalkanı kapsamında kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği ve nakit desteği ile 4,5 milyona aşkın vatandaşımıza 6 milyar lira kaynak aktardım. Böylece son 2 ayda yaklaşık 10 milyon vatandaşımıza 11,5 milyar lira karşılıksız nakit desteği vererek, bu zor günlerde milletimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Sanayicimizden esnafımıza kadar tüm kesimlere vergi, sigorta özellikle sigorta primi ve taksit ödemelerinin ertelenmesinden uygun şartlı krediye kadar pek çok destek veriyoruz.

Türkiye’nin destek programları bazı ülkelerin açıkladıkları gibi kağıt üzerinde kalan değil, fiilen gerçekleşen uygulamalardan oluşuyor. Sağlık Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren Bilim Kurulumuzun hassasiyetleri çerçevesinde şekillendirdiğimiz normalleşme takvimini gelişmelere göre sürdüreceğiz.

Bu haftaki Kabine Toplantımızda kararlaştırdığımız yeni normalleşme adımları şunlardır:

Tüm sektörlerde ilgili normalleşme planının hayata geçirilmesinde dikkat edilecek hususları içeren rehberler yayınlandı. İş yerlerinin girişlerine çalışma saati, kullanım alanı ve aynı anda içeride bulunabilecek müşteri sayısını gösteren kapasite bilgisi afişlere asılacaktır.

Arife gününden bayramın son gününe kadar 23-24-25-26 Mayıs tarihlerinde 81 ilimizin tamamında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır. İnşallah bayramdan sonra bu tür sınırlamalara ihtiyacımızın olmayacağı bir tabloyla karşılaşacağımıza inanıyorum.

Bayramın birinci günü olan 24 Mayıs Pazar günü saat 14 ile 20 saatleri arasında 65 yaş üstü vatandaşlarımız yine sokağa çıkabilecekler. Bu hafta Çarşamba ve Cuma günleri gençlerimizle ilgili esnetme uygulaması yine devam edecektir.

15 ilimiz için geçerli olan şehirlerarası seyahat kısıtlaması 15 gün süreyle uzatılmıştır. Cezaevlerinde bir süredir yapılmayan kapalı görüşleri belirli sınırlandırmalar ve tedbirler eşliğinde Haziran ayı itibariyle yeniden başlatıyoruz. Aynı şekilde açık cezaevlerinde olup da salgın sebebiyle izne gönderilmiş bulunan 60 bin mahkumun Mayıs sonunda dolan izin süreleri 2 ay süreyle uzatılmıştır.

29 Mayıs Cuma günü Cuma namazıyla birlikte öncelikle valilikler ve müftülükler tarafından belirlenen şartları uygun camilerden başlayarak, camilerimizi ibadete açıyoruz. Bir süre camilerimizde sadece öğlen ve ikinci vakitlerinde cemaatle namaz kılınacak, diğer vakitlerde bireysel ibadet uygulaması sürecektir. Tabii bu cemaatle namazı yine kurallar içerisinde ifa edeceğiz.

Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı okulların eğitim-öğretim yılını sona erdirmeyi kararlaştırdık. Yeni eğitim-öğretim yılı önümüzdeki Eylül ayında başlayacaktır. Bakanlığımızın yaz aylarındaki kurs ve benzeri faaliyetleri ise kendi takviminde devam edecektir. Üniversitelerle ilgili duyuruyu Yükseköğretim Kurumumuz zaten daha önce yapmıştı. Kreşler ve gündüz bakımevleri 15 Haziran’da faaliyete geçecektir.

Aziz Milletim;

Korona virüs salgınıyla mücadele ederken ülkemizin kalkınması, büyümesi, gelişmesi, hedeflerine doğru ilerlemesi için gereken çalışmaları da asla ihmal etmiyoruz. Geçtiğimiz hafta 1915 Çanakkale Köprüsünün çelik kulelerindeki son blokun yerleştirme törenini gerçekleştirdik. Daha önce Gayrettepe-Kâğıthane-İstanbul Havalimanı metro hattı inşaatının tünelindeki ışık görme merasimine şahitlik ettik. Yarın ülkemizin abide eserlerinden Ilısu Barajının ilk türbinini devreye alınma törenini yapacağız. Çarşamba günü 23. dönem adli yargı hâkim ve savcılarımızın kura törenine telekonferansla katılacağız. Yargı başta olmak üzere pek çok alanla ilgili reform hazırlıkları kesintisiz devam ediyor.

Ve ardından bayramdan sonra inşallah Devlet Su İşleri’nin ülkemizin birçok yerindeki barajlarının açılışlarını yapacağız.

Bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın her biri sorumluluk alanlarıyla ilgili konularda yoğun çalışmalar sürdürüyor. Salgın sonrası dünyada yeniden şekillenecek, siyasi ve ekonomik iklimi nasıl kendi lehimize değerlendirebileceğimizin planlarını şimdiden yapmaya başladık.

Haziran ayında büyük ölçüde tamamlanacak normalleşme takvimiyle birlikte her alanda eskisinden çok daha büyük atılımlar içine gireceğiz. Üretimde, ihracatta, istihdamda kaybettiğimiz her şeyi çok daha fazlasıyla çok daha kısa sürede geri almanın hazırlıkları içindeyiz. Ancak adeta tüm dünyanın can derdine düştüğü böyle bir dönemde dahi ülkemize yönelik saldırıların, kurulan tuzakların, oynanan sinsi oyunların kesintisiz sürdüğünü görüyoruz.

Türkiye, son 7 yıldır diğer alanlarla birlikte ekonomide de uğradığı sayısız saldırıya karşı kahramanca mücadele etmektedir. Geçtiğimiz haftalarda döviz kuru üzerinden bir kez daha ekonomimize saldıranlar, geçmişte defalarca oynadıkları bir oyunu tekrar tedavüle sokmaya çalıştılar. 2018 Ağustos’unda maruz kaldığımız sinsi saldırının ardından aldığımız tedbirler ve geliştirdiğimiz mekanizmalar sayesinde bu atağı boşa çıkarmayı başardık. Türkiye’nin hemen her büyük hamlesinin ardandan yeniden girişilen bu saldırıların ardındaki hazımsızlığı gayet iyi biliyoruz. Ülkemize karşı ekonominin kurallarıyla izah edilemeyecek bu tür kumpaslara girişerek Türkiye’yle hesaplaşmaya kalkışanlara bunun bedelini de ödetiyoruz.

Salgın döneminde sanayicimizi, esnafımızı, iş dünyamızı rahatlatmak için verdiğimiz kredilere dahi gözünü dikip, iki-üç katı faizle yurt dışına çekmeye çalışanları hezimete uğrattık. Doğrudan veya dolaylı olarak bu alçak oyuna alet olanları da dikkatle takip ediyoruz. Şunu açık ve net söylüyorum: Ülkemden yurt dışına döviz kaçıranlarla ilgili asla merhametimiz olmayacaktır.

Diğer yandan bölgemizdeki gerginlik alanlarında mücadele de giderek kızışıyor. Türkiye, güçlü bir tarihi arka plana sahip siyasi ve insani etkisini askeri imkânlarıyla destekleyerek, farklı bir konuma yükselmiştir. Suriye’den Libya’ya kadar geniş bir alanda ülkemizin karşısında olan herkesi desteklemeyi temel politika haline dönüştürenleri bir an önce pozisyonlarını gözden geçirmeye davet ediyoruz. Dünyanın yeni bir değişimin eşiğinde olduğu açıkça ortadayken Türkiye’ye karşı hâlâ eli kanlı teröristlerin, kendi halkını katleden diktatörlerin, çıkarcı lobilerin yanında yer alanların bir an önce gerçekleri görmelerini diliyorum.

Bölgemizde ve dünyada ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin, hiçbir planın, hiçbir siyasi veya ekonomik oluşumun başarı şansı yoktur. Balkanlar’dan Akdeniz’e, Kuzey Afrika’dan Güney Asya’ya kadar bu gerçeğin örneklerini her yerde görmek mümkündür. İnşallah, yeni dönemde tüm bu hakikatler ışığında büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını hızla tamamlayacağız.

Sözlerime son vermeden önce milletimizin ve tüm gençlerimizin 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bundan 101 yıl önce bir 19 Mayıs günü Samsun’a ayak basarak, istiklal mücadelesinin ilk adımını atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile tüm Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızı tazimle yâd ediyorum.

Yine bu arada az önce Kars Kağızman’da bir askerimiz şehit oldu. Şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum, tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ve yine yarın diğer faaliyetlerin yanı sıra saat 19:19’da ülkemizde tüm stadyumlar ışıklandırılarak, seslendirme cihazlarından İstiklal Marşı yayını yapılacaktır. Milletimizin tüm fertlerini aynı saatte evlerinin pencerelerinden veya balkonundan İstiklal Marşı okumaya davet ediyoruz.

Bugün 1944 yılında Stalin’in emriyle yüzbinlerce Kırım Türkü’nün yurtlarından sürgün edilişinin ve topraklarının işgalinin 76. yıldönümüdür. Sürgüne özellikle dikkat çekiyorum. Bu sürgünde şehit olan Kırım Tatarlarımızı rahmetle yâd ediyor, Kırımlı kardeşlerimizin daima yanında bulunmaya devam edeceğimizi belirtmek istiyorum.

Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Kalın sağlıcakla.