Pencereden Bir Daş Geldi'nin öyküsü

Vikikaynak, özgür kütüphane

“1970’li yıllardı. Yolumuz Elazığ’a düştü. Tabii o zamanlar bizim gençlik yıllarımız. Çok sevdiğim, can dostum Mehmet Etkeser, bizi alıp memleketi Elazığ’a gezmeye götürdü. Mehmet’in babası Elazığ’da çok sevilen, muteber bir insandı. Birkaç gün Elazığ’da kaldık. O gün Elazığ’a gelişimizin İlk gününün akşamıydı. Mehmet, “babam sofraya oturur ama bizi yalnız bırakmak, ayrıca rahat etmemiz için bir şeyler atıştırır ve erkenden sofradan kalkar. Siz bunu sakın yanlış anlamayın” diye bizi önceden uyardı. Sofra kuruldu ve biz Mehmet’in babası Sadi Amca da dahil olmak üzere hep birlikte yemeğe oturduk. Aradan biraz zaman geçti. Biz yemek yemeğe devam ederken Sadi Amca sofradan kalkmaya niyetlendi. Tam o esnada radyoda “Mamoş” türküsü çalmaya başladı. Türkü söylenirken Sadi Amca dayanamadı ve bize:

-Bu türkünün sözleri böyle değildir evlat. Bu sözleri sonradan değiştirdiler, dedi. Sadi Amca başladı türkünün ortaya çıkış hikâyesini anlatmaya:

Oğul bu türkünün söylenmesine vesile olan olay, benim mahallemde vuku buldu. Bizim mahallemiz Sako Mahallesi’dir. Bekir Hoca bizim eve yakın mahalle camisinin hocasıydı. Çok sevilen birisiydi. Hatırı sayılır, güzel bir insandı. Bekir Hoca mahallede güzelliğiyle tanınan, kendisinden yaşça bir hayli küçük bir kızla evlenir. Meğer kızın bir sevdiği varmış. Yani bu türküdeki Mamoş ile kız daha önceden birbirlerini severlermiş. Fakat Bekir Hoca oldukça muteber birisi olduğu için, bu kız ile evlenmek isteyince bir sözünü iki etmemişler ve kızı ona vermişler. O zamanlar da kızın fikrini pek soran olmazdı. Fakat kızın Mamoş’la birbirlerini sevdikleri bazıları tarafından biliniyormuş. Mamoş ile bu kız, gizli gizli birbirlerini severlermiş. Bekir Hoca bu güzel, alımlı genç kızla evlendikten sonra Bekir Hoca’nın çiçeği burnunda karısı olan bu hanım ile Mamoş yine haberleşmeye ve hatta gizli gizli buluşmaya da devam etmişler.

Adına Yukarışeher de dedikleri Harput bağlık, bahçelik, havası güzel çok eski bir yerleşim yeridir. Ovadaki Elazığ’a da uzaklığı 3-4 kilometredir. Bekir Hoca’nın da Harput’ta bahçesi varmış ve zaman zaman bu bahçeye gider, bahçenin bakımıyla ilgilenir sonra da eve dönermiş. Bekir Hoca’nın Harput’a gittiği zaman Mamoş ile kadın gizli gizli buluşurlarmış. Zamanla bu ilişkiyi Bekir Hoca’nın komşularından bazıları fark ediyorlar ve durumu Bekir Hoca’ya anlatıyorlar. Bekir Hoca’da durumun doğru olup olmadığını anlamak için bir gün yine Harput’a bahçeye gideceğini karısına söyleyip evden ayrılır. Harput’a gitmez. Kimselere görünmeden bahçedeki söğüdün dalına çıkıp gizlice evini gözetlemeye başlar. (Bazıları da Bekir Hoca’nın bir namaz vakti rahatsızlanması sebebiyle cemaatten birilerinin onu “Sen eve git istirahat et” diye eve göndermesi sonucunda Bekir Hoca’nın karısıyla Mamoş’u uygunsuz vaziyette bulduğunu ve ikisini de o esnada kurşunladığını söylemektedir. Bir başka söylentiye göre de Bekir Hoca tesadüfen bu olaylara şahit olmuş ve o anda kendini kaybederek silaha davranıp onları cezalandırmış).

Ağaç dalında evini gözetleyen Bekir Hoca, Mamoş’un evine geldiğini ve karısının onu evin arka kapısından içeri aldığını görür ve sonra ağaçtan iner, içeri girip hem karısını hem de Mamoş’u kurşunlar. Olay hemen duyulur. Jandarmalar gelip Bekir Hoca’yı karakola götürür. Halk karakolun kapısında toplanır ve Bekir Hoca’nın haklı olduğunu, salıverilmesini ister. Tabii ki bu mümkün değildir. Halk sakinleştirilip evlerine gönderilir. Bir zaman sonra Bekir Hoca yargılanır. Durumu ağır tahrik olarak nitelendiren hakim, Bekir Hoca’yı serbest bırakır... İşte böyle evlat, zamanla bu tür şeyler ağır tahrik olmaktan çıktı, örf de hukuk da halk vicdanı da değişti. Mağdur olan Bekir Hoca’ya “Kör olası Bekir Hoca” dendi. Aslında bu türküyü yakan halk Bekir Hoca’ya asla kör olası dememiştir. Daha sonra Bekir Hoca’ya karşı olan Mamoş’un akrabaları, Bekir hocanın hasımları türkünün sözlerini değiştirmişler. (Söylendiğine göre Mamoş İshak Sunguroğlu’nun hısımıymış. Türkünün sözlerini de o değiştirmiş)...”

Türkünün asıl sözlerini ise kaynak kişiler hatırlayamadılar. Sadi Etkeser’in bu türkünün orijinal sözleri konusundaki söylediklerini ise bize bilgi verenler unutmuştu... Bekir Hoca’nın bir kızı olmuş. Bu kız, yaşadığı bu ıstırap dolu olaylardan dolayı hiç evlenmemiş. Elazığ’a yakın ir bir köyde öğretmen olarak hayatını idame ettirmiş, derler.

Kaynak: Güven, Merdan (2005). "Türkiye Sahasındaki Hikâyeli Türküler Üzerine Bir Araştırma (Doktora Tezi)" (PDF). Erzurum. 14 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
Telif durumu:

Bu maddede yer alan eser anonimdir
Anonim eser, sahibinin kim olduğu bilinmeyen/tespit edilemeyen eserdir. Telif hakkı koruması, genellikle eserin sahibinin bilindiği durumlarda geçerli olur. Bu nedenle sahibi bilinmeyen, anonim eserler telif hakkıyla korunmaz, yani kamu malıdır. Yine de, aksi durumun öngörüldüğü hâllerde bu durumun sayfada belirtilmesi ve ilgili telif şablonunun konulması gereklidir. Aksi takdirde Vikikaynak telif hakkı politikasının ihlali söz konusu olabilir ve sayfa silinebilir.