İki kadın da yüzüme sorucu gözlerle bakarak odayı terkettiler.
O zaman Raif Efendi, tamamen unutmuş olduğum, elimdeki paketi gösterdi:
«Hepsini getirdin mi?»
Evvelâ anlıyamıyarak yüzüne baktım. Bu kadar merasim bunu sormak için miydi? Hasta hâlâ yüzüme bakıyor ve gözleri, büyük bir merak içinde imiş gibi parlıyordu.
İlk defa bu anda mahut siyah kaplı defteri hatırladım. Onu bir kere bile açıp bakmamış, içinde ne olduğunu merak etmemiştim. Raif Efendinin bu neviden bir defteri olacağı aklıma bile gelmezdi.
Paketi süratle açıp içindeki havlu vesaireyi kapının arkasındaki bir iskemlenin üzerine koydum. Sonra defteri elime alarak Raif Efendiye gösterdim:
«Bunu mu istiyordunuz!»
Başiyle «Evet» diye işaret etti.
Yavaşça defterin yapraklarını karıştırdım. İçimde
mukavemet edilmez bir merakın gitgide büyüdüğünü hissediyordum. Tek çizgili sahifelerde, iri ve intizamsız harfler, gayet acele yazıldığı belli satırlar vardı. İlk sahifeye bir göz attım, serlevha filân yoktu. Sağ tarafta 20 haziran 1933 tarihi ve hemen bunun altında şu satırlar vardı:
«Dün başımdan garip bir hâdise geçti ve bana on sene evvelki başka birtakım hâdiseleri yeniden yaşattı...»
Alt tarafını okuyamadım. Raif Efendi tekrar kolunu çıkarmış ve elimi tutmuştu.
«Okuma!» dedi ve başiyle odanın karşı tarafını işaret ederek mırıldandı:
«Onu şuraya at!...»
Gösterdiği tarafa baktım. Mika levhaların arkasında parlıyan kızıl gözleriyle demir sobayı gördüm.
«Sobaya mı?»
«Evet!»
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/42
Görünüm
Bu sayfa doğrulanmış
42
KÜRK MANTOLU MADONNA