Musul Başbayraktarı Ahmed Bey Mektubu

Vikikaynak, özgür kütüphane

Cevâb-nâme-i mektub-i Ahmed Beg Mîr-liva-i Musul iştiyâk-nâme ez-canib-i Mevlânâ Fuzûlî-i Bagdadi rahimehu

Şükr kim re'yümce devran etdi çarh-ı çenberî

Tali' oldu feyz bürcinden sa'âdet ahteri

Geldi nâ-geh bir hümâyün tâ'ir-i ferhunde-fâl

Ziver almış bir mübarek nâmeden bâl-ü-peri

Matla'-i envâr-ı behcet mazhar-ı âsâr-ı feyz

İhtimâl-i nakşdan 'ârî ma'ayibden berî

Fevz-ü-re'fet nushası lûtf-u- kerem mecmû'ası

Fazl tumârı hüner divânı hikmet defteri

Hem sevâd-ı nur-bahşı zulmet-i Âb-ı Hayât

Hem beyâz-ı rûşeni âyîne-i İskenderî

Rahat-i dil hıfzına kat kat derûnı bir hisâr

Leşker-i gam def'ine saf saf hutûtı bir çeri

Filmesel her satrı bir nahl-i ma'ârif mîvesi

Mücmelen her lâfzı bir dürc-i ma'ânî gevheri

Mescid-i Aksa gibi pâkize sahn-ı soffası

Saf saf olmuş satrlardan pâye pâye mihberi.

Vâ'iz-i idrâküñ ol minberde takrir etdügi

Bir du'a kim subh-u-şâm olmuş melâ'ik ezberi

Kaşı nûn kaddi elif gîsûları cîm agzı mim

Bir semen-ber nâzenin mahbûba beñzer peykeri

Sırrı ifşâsında kılmış agzınuñ terkin devât

Kesbi sa'yinde dökülmüş hame alnınuñ teri

Satrlardur muntazam yâ her biri bir riştedür

Kim dizilmişdür aña esrâr-ı hikmet cevheri

Valih olmuş safha-i ruhsârına ehl-i nazar

Taze gelmiş çihre-i pâkine hatt-ı 'anberî

Sözmidür merkûm yâ bîmâra göndermiş hâkim

Kâgaza sarub biraz pâre nebât-ı sükkeri

Dil-güşâdür neşşesi gûya ki mazmûnundadur

Mûsulî sahbâlaruñ keyfiyyet-i cân-perveri

Yohsa tahririn kılan Mûsul meyinden nûş edüb

Mestlik vaktinde ol mal)büba vermiş zîveri

Genc-i gevherdür gedâlar nezri olmuş hıfz içün

Möhr urmuşlar anuñ üstüne Beg Hazretleri

Ol felek- rif'at ki andan sadır olmaz gayr-ı hayr

Yahşi fi'lüñ yokdur andan özge aşlâ masdarı

Var ümîdüm ki cemi'-i bî-nevâlar üstüne

Tâ-ebed memdûd ola zıll-i 'utûfet-güsteri

(Nesr)

Hin-i hayret-i hirmân ve evân-ı hevân-ı hicran ki lisana kuvvet-i iktida-yi cenan ve cenâna kudret-i ihtidâ-yi lisan mute'azzir idi kavafil-i mesalik-i mahz-i eltaf verevâhil-i merâhil-i 'ayn-i a'tâf ile ihda ve ithaf olunanemti'a-i ahbâr-ı sıhhat ve cevâhir-i âsâr-i behcetüñüzhüsn-ü vürûdu ile muharrik-i selâsil-i 'ubüdiyyet vemüceddid-i kavânin-i muhâlasatumuz düşüb ol tarz hâme-imüşg-bâruñ ve ol naks nâme-i meserret-âsâruñ her satrı'urûc-i rütbe-i iktidara bir nerdibân ve her lâfzı husûl-iderece-i i'tibâra bir müjde-resân olmagın hıred-i hord-mikdâr ve 'akl-ı 'akılî-şi'âr bu 'izzet ihtimâlin mütecâviz-ül-'âde ve bu devlet istihsâlin havsaladan ziyâde görüb garka-i deryâ-yi hayret ve ser-geşte-i bâdiye-i dehşetolmakda iken dest-i gayret dâmen-i himmet tutub lâzımetdi ki istikbâl-i idrâk-i mazmûnuna cevher-i cân vegevher-i revân nisâr oluna ammâ yine 'umûm-ı 'inâyetüñüzden zimmetümüzde olan senâlaruñ ve şümûl-i şefakatüñüzden niyyetümüzde olan du'âlaruñ tahvîf-i tevkifi müsted'î-i istibka-yi hayâtumuz ve mümidd-i istihkâm-ı sebâtumuz vâkı' oldı. İstid'â olunur ki hemvâre mazalle-i 'ulüvv-i rif'at ve sürâdik-i sümüvv-i devlet atnâb-ı me'âsir-i hüsn-i fi'âl ve evtâd-ı netâyic-i lûtf-i hısâl ile mefârik-i kâffe-i zevi-l-i'tikâda ve rü'us-ı hadîka-i hadaka-i erbâb-ı nazar ve cinân-ı cenân-ıashab-i hüner reşeha-ı emtâr-ı âsâr-ı merâhim ve nefehât-ı ezhâr-ı izhâr-ı mekârimüñüzden nezâret bula. Hakka ki zemân-ı mübâ'adet-i mülâzemetüñüzde müstemir olan evkât-ı zemîme ve hengâm-ı mülâzemet-i mübâ'adetüñüzde geçen sâ'ât-ı gayr-ı selîme ne kâbil-i ihata-i tahrir ve ne dâhil-i havza-i kabûl-i takrirdür. Eger kûdûret-i külbe-i ahzân def'ine 'azîmet-i bûstân musammem olunsa bu firâk eserinden sîne-i cûyibâr çak ve dîde-i havz nem-nâk ve nihâl-i turunc türş-rûy ve nahl-i hurma perîşân-mûy görünüb ne sebzelerde ferahdan bir reng bulunur ve ne bülbüllerde neşâtdan bir âheng. Ve eger melâlet-i bâg-ı 'adim-ül-ferâg def'ine sâkin-i külbe-i ahzân olmak -murad olunsa bu iştiyâk istilasından dil-i şem' sûzân ve ciger-i pervane biryân görünüb revzenleri âh-ı serd çekmekde ve divârları gerd-i küdûret dökmekdedür. Göz huzûruñuzda olan temettü'leri uyhuda görmege kâni'dür amma girye-ibî-ihtiyâr uyhuya mâni'dür ve hâtıra müşahedeñüz tahayyülde hâsıldur ammâ ne hâsil tahayyül edüb tahammül etmek müşkildür

(Kıt'a)

Ger şerh-i gam eylesem aña pâyân yok

Ver sabr-ı hem eylesem aña derman yok

Çün tecribe eyledüm visâlüñden ğayr

Endûh-i firâk derdine derman yok

Tevakku' ki matla'-ı letâ'if-i Rabbani ve meşrik-i 'avâtif-i Sübhânîden şümüs-i vesâyil-i ref'-i zulmet-i firâkve büdûr-i vesâ'it-i iktibas-i envâr-ı def'-i iştiyâk tulû've zuhûr edince bu nehc-i kadîm ve câdde-i müstakîmüzerine kadem-i himmet ve kalem-i şefakat sâbit-ü-sâyirolub ebvâb-ı tefakkâud mesdûd ve esbâb-ı tezekkürmefkûd buyurulmaya (Baki devlet müstedam ve ikbâlber devâm bâd bi Rabb-il-'ibâd