Millî Birlik Komitesi Tutanakları/24 Haziran 1960/Türkiye Cumhuriyeti Devlet ve Millî Birlik Komitesi Başkanı, Başbakan Cemal Gürsel'in açış söylevi
24 Haziran 1960, Cuma
Açılma saati: 18.00
KÂTİP ÜYELER: Muzaffer ÖZDAĞ, Numan ESİN
Başkan
“ | (Türkiye Cumhuriyeti Devlet ve Millî Birlik Komitesi Başkanı, Başbakan Cemal Gürsel, alkışlar arasında Başkanlık kürsüsüne geldi ve alkışlara selâmla mukabelede bulundu.)
Toplantıyı açıyorum. |
” |
Başkan
“ | Muhterem arkadaşlar, bu tarihî günde sizlere hitabetmekten gurur duyduğumu da ifadeden kendimi alamıyorum.
İcraatlarının hesabını vermekten korkan iktidarlar, idare ettikleri milletler için felâket müjdecisi olmaktan kurtulamazlar. Bu korku içinde mesuliyetten sıyrılmanın başka çıkar yolu bulunmayan sabık ve sakıt iktidar partisinin idarecileri de asla ihlâl edilmemesi içabeden, Türk Anayasasını çiğnemekten çekinmediler. Netice; Türk milletinin insanilik hak ve hürriyetleri ortadan kaldırılmış, muhalefet murakabesi işlemez hale getirilmiş, adalet bağımsızlığı, haberleşme hürriyeti, üniversite muhtariyeti tahribedilmiş, memleket âkibeti meçhul karanlık bir uçuruma doğru hızla yuvarlanır bir duruma sokulmuş oldu. Ordu Dahilî Hizmet Kanununun 34'üncü maddesi ile, Türk yurdunu ve Teşkilâtı Esasiye Kanunu ile tâyin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumak vazifesi kendisine verilmiş olan Türk Ordusunun bu faciaya daha fazla seyirci kalması elbette beklenilemezdi. Çünkü, aklın, mantığın ve vicdanın hiçbir zaman kabul ve tervicetmesine imkân bulumıyan bu kötü idare neticesinde Devletin temelinden sarsılmış olan iç ve dış itibarını iade etmek, tehlikeye düşen millî varlığı kurtarmak, eskiyi tasfiye ederek yepyeni bir devlet kurmak, her milletini ve memleketini seven için en mukaddes bir vazife olmuştu. İşte bu atmosfer içinde silâhlı kuvvetlerimizin temsilcisi olan sizler, birer ideal fedaisi olarak ortaya atıldınız. Sadece Türk Milletinin değil, bütün dünyanın hayran bakışları önünde hiçbir milletin tarihinde örneği bulunmayan bir asalet hamlesiyle memleketin mukadderatını ele almış bulunuyorsunuz. Şu anda içeceğiniz ant, edeceğiniz yemin, vereceğiniz namus sözü bidayetten beri hamle ve hareketinize ışık tutan asıl heyecanlarımızın, şahsi emellerden uzak, yalnız memleket ve milletin saadetini, gelişmiş ve yükselmesini hedef tutan duygu ve düşüncelerimizin Türk milletinin ve dünya umumi efkârı önünde bir defa daha tekrarı ve teyidi olacaktır. Feragat, fedakârlık ve hizmet aşkı bakımından Türk tarihinde bütün silâhlı kuvvetler mensuplarımızın yüksek vasıflarını bir kere daha belirtmiş olan millî inkılâp hareketi, en güzel imtisal numunesi olarak ebediyen yaşayacaktır. Vereceğiniz bu tarihî namus sözünün, Türk Milleti ve Türk Vatanı için hayırlı olması yegâne dileğimdir. Büyük Atamız, Ne mutlu Türküm diyene, buyurmuşlardı. Ben de Ne mutlu sizler gibi evlâtlar yetiştirmiş olan Türk Milletine, diyorum. Sizleri hürmetle selâmlarım arkadaşlar. |
” |