Mahmud Şevket Paşa suikastı ardından hazırlanmış polis raporu
İstanbul Polis Müdiriyet-i Umumiyyesi
Nazır Beyefendi Hazretleri
Mayısın yirmi dokuzuncu çarşamba günü Sadrazam Mahmud Şevket Paşa merhumun keyfiyyet-i şehadeti hakkında icra edilmekte olan tahkikat neticesinde vakıanın suret- i cereyan ve ika’ından arz-ı malumat olunur. Çarşamba günü zevali saat ondan sonra Sadrazam merhum Mahmud Şevket Paşa beraberlerinde yaverleri Eşref ve mülazım İbrahim efendiler olduğu halde Bab-ı Ali’ye azimet etmek üzere Harbiye Nezareti’nden otomobil ile hareket ettikten sonra merbutan takdim edilen krokide gösterildiği vechle mahal-i cürme otomobil ile muvasalat ettikleri zaman aynı yoldan ve karşıdan gelmekte olan Gedikpaşalı Seraylı hanımın cenazesindeki kalabalık otomobilin devam-ı seyrine mani olmuş ve esasen yolun bir tarafı henüz hedm edilerek yapılmamış olduğu cihetle dar bulunduğu ve otomobilin tevakkuf ettiği yerde otomobilin önünde cenazedeki kalabalıktan dolayı seyrine devam edemeyerek tevakkuf eden bir arabanında otomobili cenaze alayının müruruna tevkif etmiş ve bu sırada daha evvel oraya gelip paşa merhumun otomobilinin sağ tarafında ve tramvay caddesinin arka cihetine mümtedd olan yolun başında bir otomobilin arka tarafından gelerek bunlara iltihak eden bir şahsın müştereken Sadrazam Paşa merhumun otomobiline istimal edilen silahlardan müteessiren Mahmud Şevket Paşa ile yaverleri mülazım İbrahim Efendi ihraz-ı şehadet etmişlerdir. Silah seslerini müteakib Bayezid Camii civarında bulunan İsmail Hakkı Efendi süratle mevki-i cürme yaklaştığı zaman bir şahsın tramvay caddesinden Gedikpaşa’ya inecek yoldan firar ettiğini anlamasını müteakib takibe başlamış ve firar eden şahsın kendisini takip eden polise karşı silah istimaline başlamasıyla polis mukabele etmiş ve bu sırada kaçan şahsın düşmesi üzerine polis vurulduğunu zannetmiş ise de bilahire yine toplanarak firar ettiği görülmüş ve bu firar Gedikpaşa’da ahiren tutulduğu hana kadar devam etmiştir. Polis bir aralık merkumu kaybetmiş ise de orada bulunan jandarmalar vilayetle Gedikpaşa Hanı’nın abdesthanesinde muhtefi olduğu halde bulunmuş ve abdesthanenin içine attığı fişenkle ve jarjör dahi elde edildiği gibi abdesthane civarındaki gasilhanede de dördü henüz atılmış ve biri atıldığı halde patlamamış beş kurşunu havi revolver ile bir bıçak elde edilerek merkum ile beraber getirilmiş ve bu şahsın Küçük Pazarlı işsiz, eşirradan Küçük Mustafa Paşalı Topal Tevfik namındaki şahıs olduğu anlaşılmıştır. Derhâl merkum Topal Tevfik hakkında mahal-i vakıada icra edilen tahkikat esnasında Kamile Hanım namındaki altmış yaşındaki bir kadının merkum Tevfik’in elindeki revolver ile Sadrazam Paşa merhum üzerine kurşun atmakta olduğu yolunda şehadet etmiş ve bundan başka gönüllü asker olup ahiren terhis edilen Nuri Efendi isminde bir zat dahi silah sesini müteakib vakıaya pek yakın olan kahveden mahal-i vakıaya geldiği zaman topal bir şahsın elinde siyah saplı aşağıya doğru bir revolver olduğu halde şaşırmış bir halde kaçmak üzere bulunduğunu gördüğü yolunda eda- yı şehadetten sonra mezbure ile mumaileyh Nuri Efendi maznun bera-yı teşhis irae edildikte her ikisi de bilatereddüd orada gördüklerini bahsettikleri şahsın Topal Tevfik olduğunu beyan etmişlerdir. Vakıayı müteakib evvelce orada bulunan otomobil katilleri olarak Tramvay Caddesini takib ederek Aksaray, Şehremini tarikiyle Topkapı’dan dışarıya çıkarak Eyüb istikametine aldığı icra edilen tahkikattan anlaşılmış ve icra edilen tahkikat esnasında katilleri hamil olan otomobilin Silahdarağa yolu üzerindeki han önünde su almak ihtiyacını hasıl ettiği cihetle tevakkuf ettiği ve su deposunun ağızlığını açtığı sırada suyun buharının şiddetle suudundan şoförlerden birinin yüzünün yandığı anlaşılarak tahkikatı teshil edecek olan bu cihet hakkında icabata tevessül edilmiş idi. Bu sırada Aksaray Karakolundan saat dörtten evvel Çerkes Abdürrahman’ın taht-ı idaresinde bulunan bir otomobilin içinde kumarbaz Ziya namıyla maruf olan şahıs ile beraberinde bir refiki olduğu halde Bayezid’e çıktığı ve bu otomobilin Osman Bey Gazinosu’nun karşısında garajda her zaman bulunmakta olduğu anlaşılmakla oradan tahkikat icra ettirildiğinde filhakika bir az evvel Abdürrahman’a aid olan otomobilin bırakıldığı Abdürrahman’ın refiki Cevad’la beraber savuştuğu anlaşılmış ve Abdürrahman’ın Vefa’daki pederi mirlivalıktan matrud Hacı Nazmi’nin hanesinde taharriyat icra olundukta Hacı Nazmi ile Cevad namında bir Çerkes orada bulunarak getirilmiş ve isticvabına başlanılmıştır. Nazmi Bey’in hiçbir şeyden haberi olmadığı yolunda ifadede bulunmuş ve Cevad dahi o gün evden çıkarak Abdürrahman Bey’i görmediğini ve otomobil ile birlikte getirildiğini ifade etmiş ise de şoförlerden birinin Eyüb yolu üzerinde yüzünün yandığı hakkında alınan malumat merkumun fesi ile tamamen kapattığı alnında görülmüş ve hakikaten buharın eseriyle yanık asarı tamamen görüldüğünden merkumun artık inkâra mecali kalmayarak itirafata başlamış ve ifadesinde efendisi Abdürrahman’ın otomobili ile beraber vakıa mahallinde tevakkuf ettiklerinin ve otomobili şahsen tanırsa da isimlerini bilmediği iki şahsın bulunduğunu beyan etmiş ve Ziya’nın resmi kendisine irae olundukta otomobildeki şahıslardan birinin bu Ziya olduğu ve diğerinin de uzun boylu zayıfça bir efendi olduğunu söyleyerek Sadrazam Paşa’nın otomobili vürud ettiği zaman cenazenin oradan geçmekte olduğu hasebiyle tevakkufa mecbur olmasıyla Ziya olduğunu söylediği şahıs ile diğeri ve otomobilci Abdürrahman ve daha biraz evvel otomobile gelerek içerdekilerle müştereken silah atarak Sadrazam Paşa’yı şehid ettikleri ve dördü beraber olduğu halde Aksaray-Topkapı tarikiyle Kâğıthane Köyünde Ziya ve refikini bıraktıktan sonra otomobili garaja terk ile Abdürrahman’ın nereye gittiğini bilmediğini ve kendisi avdet ettiğini ve hakikaten yolda buharın tesiriyle alnının yandığını tamamen ikrar ve itiraf etmiştir. Her ne kadar eşhas-ı merkumenin cürm-i vakıa ictisârları şu suretle sabit olmuş ve Topal Tevfik ile Cevad derdest olunarak diğerleri taharri edilmekteler ise de vakıa yalnız bunların teşebbüsatıyla ika edilmiş olmayıp epeyce zamandan beri tasavvur ve tasmim edilmekte bulunduğu katil Topal Tevfik, Kumarbaz Ziya ve Çerkes Kazım ve otomobilci Abdürrahman ve refiki Cevad’dan başka bunların her zaman kumar ve umumhane işlerinde ve hayat-ı umumiyyelerinde beraber bulundukları kumarhaneci Kör Emin ve Çerkes Nazmi ve Ziya’nın biraderi Hakkı ve Nazmi’nin biraderi Nuri ve Kenan dahi bu cinayette tamamiyle alakadar oldukları ve Topal Tevfik’le diğer rüfekasının her gün beraber bulundukları hakkındaki ifadatı ve bu husus polisçe isitihsal olunan malumat-ı saire ve diğer rüfekasında da tamamen meseledeki izahatı bahriye mülazımlığından matrud kasabın Fehmi’nin vaki olan itirafatı ve delail-i saire ile taayyün ve tahakkuk etmiş ve bu cinayetin mürettib ve müşevvikleri polis kısm-ı siyasi müdir-i sabıkı Muhib’in delaletiyle Damad Salih Hayreddin Paşa olduğu merkum Fehmi’nin ifadesi ve Kör Emin’in üzerinde bir hane meselesinin netice-i hallinde haksız çıkarsa bin aded lira-yı Osmani vereceğine dair paşa-yı müşarünileyh tarafından verilen sened zuhur etmesi ve bilahire bu babdaki maksad ve esbabı izah olunacağı üzere cürm-i merkumun taraflarından ika olduğu tamamen tahakkuk etmiş ve binaenaleyh tahkikata devam edilmekte bulunmuş olduğundan ikinci raporla aksam-ı sairesi hakkında malumat verileceği tabii bulunduğu maruzdur.
Fi 30/31 Mayıs 1329
Polis Müdür-i Umumisi
İmza Azmi
Kaynak: İstinsah edilmiş eser Bu eser, başka bir eserin bilimsel olmayan metodlarla oluşturulmuş bir transkripsiyonu veya faksimilesi olup ana eserden bağımsız bir telif hakkı korumasına sahip değildir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'un işlenmiş eserleri tanımlayan 6. maddesine göre; henüz yayımlanmamış olan bir eserin ilmi araştırma ve çalışma neticesinde yayımlanmaya elverişli hale getirilmesi (ilmi bir araştırma ve çalışma mahsulü olmayan alelade transkripsiyonlarla faksimileler istisna olmak üzere) halinde oluşturulan eser telif korumasına tâbi olacaktır. Ancak bu eser kanunun gösterdiği istisna kapsamında olduğundan kamu malıdır. |