İçeriğe atla

Kullanıcı:Dr.Suskun/Taslaklar/4. Taslak

Vikikaynak, özgür kütüphane

Türkiye olarak içimizi yakan acı haberler aldığımız bir hafta sonunu büyük acılarla geçirdikten sonra dün bütçe görüşmelerini gerçekleştirdik. Bugün milli iradenin tecelligahı bu yüce çatının altında, ağır bir atmosferde bir grup toplantısı yapıyoruz. Cuma akşamı geç saatlerde Irak’ın kuzeyinden ilk kötü haber geldi. 6 gencecik vatan evladımız. Piyade Teğmen Ramazan Günay, Piyade Uzman Çavuş Mehmet Serinkan, Piyade Uzman Onbaşı İsmail Yazıcı, Piyade Sözleşmeli Er Yasin Karaca, Piyade Sözleşmeli Er Çağatay Erenoğlu ve Piyade Sözleşmeli Er Emre Taşkın PKK’lı teröristlerle girilen çatışmada şehit oldular. Bırakın 6 şehidi, bir tek evladımız şehit olduğunda bu ülkede hepimizin yüreklerine ateş düşüyor. Şehit haberlerini aldıktan sonra Menemen’de Devrim Şehidimiz Teğmen Kubilay’ın anma törenindeydim. O törende şehidimiz Kubilay’ı andık, Cumhuriyeti var edenlere, kuranlara, kurtaranlar bir kez daha minnet duygularımız ifade ettik. Ardından da bir gece önce evladını kaybeden şehit Teğmenimiz Ramazan Günay’ın İzmir’de ikamet eden ailesine taziye ziyaretinde bulundum. Hepimizin yüreğini yakan duygularımızı paylaştık. Son derece duygulu, son derece nasıl bir sorumluluk taşıdığının farkında olan bir babanın metaneti hepimizi gerçekten bir kez daha böyle bir ülkenin vatandaşları olmanın, böyle bir ülkenin kurucu partisinin mensupları olmanın, şahsım adına Genel Başkanı olmanın, hepimiz adına da üyeleri olmanın bir kez daha gururunu yaşadım.

6 şehidimizin haberinin ardından daha o büyük travmaya ne diyeceğimizi, ne yapacağımız, artık böyle haberlerin gelmemesi için ne olması gerektiğini, bize ne sorumluluk düştüğünü konuşur ve düşünürken bir 6 şehit haberi daha geldi Pençe-Kilit Operasyon bölgesinden. Bu kez Piyade Uzman Çavuşumuz Ahmet Arslan, Piyade Uzman Çavuşumuz Abdülkadir İyem, Piyade Sözleşmeli Erlerimiz Enis Budak, Cebrail Dündar, Kemal Aslan ve Semih Yılmaz’ı kaybettiğimizi öğrendik. Yüreğimiz yandı. Bağrımıza, böğrümüze taş oturdu, gırtlaklarımız düğümlendi. Hep beraber bir yandan bu büyük acıyı yaşadık, bir yandan kahraman ordumuza, ailelerine, halkımıza, milletimize baş sağlığı dileklerimizi ilettik. Biz teröristlerle mücadelesinden her zaman olduğu gibi kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, onun mensuplarının, komuta kademesinin arkasında olduk, olmaya devam edeceğiz. Bir kez daha hem silahlı kuvvetlere, hem bütün ailelere, hem de milletimize CHP grubu olarak başsağlığı diliyoruz.

Siyasi partiler böyle durumlarda ülkede takındıkları sorumluluğun, üstlendikleri sorumluluğun gereğini yerine getirmek zorundadırlar. Biz bir yandan birlik, beraberlik, dayanışma duygularını ifade ederken, birileri de bir yandan kendi sorumluluklarını örtmek, birilerini kendi sorumluluklarına ortak etmek ve süreci kendileri açısından hasarsız atlatmanın hesap ve kitabı içine girdiler. Bir büyük oyunun, aldatmacanın, yeni algı operasyonunun da ilk günlerini yaşadığımız akıl, vicdan sahibi her birimize hissettirdiler. Biz şehitlerimizi, ailelerini, şu anda sınır ötesinde vazife başındaki askerlerimizi düşünür, onlar için kafa yorarken, Ankara’da birileri alışılmış ezberleri tekrar etmekle, tekrar ettirmekle meşguldüler. Biz, 12 askerimizin nasıl şehit olduğunu, Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde askerlerimizin durumunun milletimize anlatılmasını, Meclis’in bilgilendirilmesini, Cumhurbaşkanı ya da Milli Savunma Bakanı eliyle hem halkın huzuruna çıkılmasını hem de bir şeyler söylenmesini, hem de parti gruplarının, Meclis’in bilgilendirilmesini talep ettik. Çünkü bölgeden çok çelişkili haberler geliyordu. Gelmeye de devam ediyor. Rakamlar, oradaki şartlarla ilgili haberler gelmeye devam ediyor. Bu konuda sorularımızı, endişelerimizi, önerilerimizi sıralayacağım. Ama bir yandan da çok haklı bir talep yükseldi. 12 vatan evladı hayatını kaybetmiş. 12 tane ev gördük, fakir. 12 tane ev gördük, birileri diyor ki; Yıkılacak evlerde oturanlar, bu ülkenin yıkılmasına engel oluyorlar. Gerçekten doğruydu. Ama o fotoğraflara bakarak, böyle cafcaflı cümleler kurarak, Twitter’da bunları paylaşarak olmayacaktı. Hepimiz bir şey hissediyorduk.