Komiser Hüsamettin'in Destanı
Guş eden ağlasın zulmü feleği
Hangi ferdin olmaz ciğeri suzan?
Ne hale uğradı dünya meleği
Bıraktı cümlenin kalbine hicran
İşiten ihvane bir ibret olsun
O insafsız cani Allahtan bulsun
Mezarı akreple yılanla dolsun
Ruz-ı şeb durmayıp çeksin el'aınan
Teehhül hevesi düştü gönlüme
Baktırmadıın bir kez aks-i falıma
Girdi tiğ-i felek ah ikbalime
Yıktı hanümanım eyledi viran
Münasip görünce evlendim nagah
Bir pak dameni eyledim nikah
Feleğin fendine olmadım agah
Düğün yapmak için cem oldu ihvan
Merdivenköyü'nde içgüvey girdim
Dedim şu alemde murada erdim
Memuriyetime gidip gelirdim,
Dilimden düşmezdi 'Hamdola Yezdan'
Teehhülüm ancak bir sene oldu
Emr-i Hak dünyaya bir yavrum geldi
Sandım ki bu alem bana verildi
Hane halkı olduk cümleten şâdân
Bir gün karışık bir rüyayla kalktım
Hüzn ile ağlayan masuma baktım
Düşüne düşüne kılıcım taktım
Keder ile oldum yoluma revân
O akşam Göztepe'ye geldim oturdum
İçimden ne garip hülyalar kurdum
Halitle Mustafa oturmuş gördüm
Dediler beraber içelim heman
İkisi o akşam çok rakı içti
Saat bir buçuğu tanı çeyrek geçti
Kayınçenı Halit feneri çekti
Mustafa kolumda ederek seyran
Giderken o hain kolumu büktü
Kırıp kolumu bıçağı çekti
Saplayıp göbeğim üstüne çöktü
Dağladı ciğerim eyledi püryan
Dedim: Kusurum ne söyle bileyim
Ciğer paremi bir gidip göreyim
Yavrumu görüp de öyle öleyim
Yeter vurma artık imansız mervan
Dinlemedi asla katil sözümü
Tekrar bıçakla oydu gözümü
Bir anda düşündüm körpe kuzumu
Yetiş Halit diye eyledim figan
Ah Halit büsbütün beni dağladı
Kamayı vurdukça kanım çağladı
Ah ü feryadıma gökler ağladı
Hasret gidiyorum ağlasın Eftan (çocuğunun adı)
Bin üç yüz sekizde vuku-ı kaza
Kanun-i sani tam yirmi bir keza
Elbet gelecektir o ruz-ı ceza
Görülür mahşerde davamız ayan
Kaynak: Anonim
|