İçeriğe atla

Kesildi mi Ellerin

Vikikaynak, özgür kütüphane
KESİLDİ Mİ ELLERİN?

— Anne, anne, hişt, hişt!...
— O kim?
— Benim. Kalk, kalk, para ver.
— Ooh senmişsin, ödüm koptu...
— Yeri nerde? Kalk, göster!
— Çıldırdın mı, çocuk, bende para nerden olacak?
Benim gibi bir dul kadın kimden para alacak?
— Miras yedin...
— Onu baban sağlığında bitirdi;
Vur patlasın, çal oynasın, şurda burda yedirdi.
Param olsa el dikişi diker miyim? Böyle ben
Bir kör mumun...
— O masalı başkasına anlat sen;
Kalk, para ver!..
— Sarsma oğlum, Hak'tan korkun yok mudur?
Bir anaya kalkan eli...
— Sus, dırlanma...
— Vurma, dur;
Beni dinle, hangi ana para vermez oğluna?
Vallahi yok, olmuş olsa feda olsun yoluna.
— Kalk diyorum. «Para, para!» Şimdi seni vururum..
— Billâhi yok...
Ah, vuruldum. Aman, aman omuzum.
Oğul, oğul, beni vuran elin yere döşene!..
Hain evlât, beğendin mi? Bak ananın haline.
Ah, ben senden son vaktimde evlâtlıklar beklerken
Beni böyle al kanların içersine koydun sen!..

Ben seninçün doğmuş idim, ben seninçün yaşardım;
Sendin benim her düşüncem, sendin benim her derdim!
Bir parçacık benzin uçsa, bir kerecik: «Of!» desen,
Ne cehennem azapları çeker idim o gün ben.

İşte artık senin için çarpan yürek duruyor,
Ağlayan göz kapanıyor, gülen dudak kuruyor,
Çalışan el uyuşuyor; rahat olsun her yerin!..

Kim derdi ki, o koynumda büyüttüğüm ellerin
Benim şu ak, şu kınalı saçlarımdan tutarak
Acımadan, titremeden bana bıçak vuracak?..
Bu ne yürek? Para için insanlıktan geçiyor;
Bu ne alçak susayış ki ana kanı içiyor!
Seni böyle kimler etti, kanlı cellât, canavar?..

Hayır hayır, onlarda da senden pek çok duygu var:
Senin elin, bir cellâdın bıçağından duygusuz;
Senin elin, bir kaplanın tırnağından duygusuz;
Senin elin, kan kökücü her bir şeyden haindir.
Ah, bir cellât senin gibi kanlıları gebertir;
Bir kaplan da anasından başkasını pençeler.

Haram olsun, o uykusuz bıraktığın geceler;
Bugüne dek emeklerim dursun iki gözüne;
Kan yerine irin olsun emdiklerin!...
O kan ne?..
O damlayan kimin kanı, avucunun içinden?..
Yoksa beni vurur iken, bana bıçak saplarken
Kesildi mi ellerin?..
Of, sızlıyor omuz başım, yaralarım pek derin!

Kaç buradan, seni şimdi gelip burda tutarlar;
Zincir vurup o karanlık zindanlara atarlar;
Kaç buradan kuş gibi!
Ben kanımı helâl ettim, sen de affet ya Rabbi!...

Bu eser, kültürel öneminden ötürü Türkiye Cumhuriyeti'nde kamuya maledilmiştir ya da 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre eserin koruma süresi dolmuştur. Kanun'un 27. maddesine göre:

  • Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder.
  • Sahibinin ölümünden sonra alenileşen (herkesçe bilinir duruma gelen) eserlerde koruma süresi ölüm tarihinden sonra 70 yıldır.
  • 12. maddenin birinci fıkrasındaki hallerde (sahibinin adı belirtilmeyen eserlerde) koruma süresi, eserin aleniyet tarihinden sonra 70 yıldır; meğer ki eser sahibi bu sürenin bitmesinden önce adını açıklamış bulunsun.
  • İlk eser sahibi tüzelkişi ise, koruma süresi aleniyet tarihinden itibaren 70 yıldır.