Kemal Kılıçdaroğlu'nun 20 Ocak 2015 tarihli CHP grup toplantısında yaptığı konuşma
Kılıçdaroğlu, Meclis Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü’nün “yeteri kadar delil yok” dediğini hatırlattıktan sonra konuşmasını şöyle sürdürdü.
“Eski Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal, başbakanken, “bir işadamından rüşvet isteyen” bakanını, delili sadece ses kaydı olmasına rağmen, Yüce Divan’a gönderdiğini ve soruşturma komisyonunda da ifade verdi
“Bu olayda ses kaydı var mı? Var. Mahkeme kararıyla mı? Evet,
Mahkeme kararıyla görüntüler var mı? Evet, görüntüler de var.
Para kasaları? Onlar da var.
‘Senin önüne yatarım’ diyen? Evet o da var.
‘Evladım kaç lira var? Birkaç kuruş babacığım. Oğlum, kaç lira var? 1 trilyon civarında babacağım’ senin para diyen ses kayıtları da var.
Ayakkabı kutuları var.
Daha da önemlisi Milli İstihbarat Teşkilatı’nın dönemin Başbakanına verdiği üç sayfalık rapor var. Şimdi görüşülecek. Ak mı kara mı çıkacak ortaya.
Bu Parlamento, ulusal kurtuluş savaşını yönetti, kirliliği kabul edemez. Kirliliği buraya bulaştırmayalım. Hepimizin vicdani ahlaki sorumluluğu var. Çocuklarımıza, ülkemize, vatanımıza karşı sorumluluğumuz var. Devleti itibarlı kılacak olan bizleriz, kullanacağımız oylardır” dedi.
Dört eski bakandan, “Biz, Yüce Divan’a çıkmak istiyoruz” demelerini isteyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Neden korkuyorsunuz? Korkunun ecele faydası yoktur. Siz kurtulacağınızı sanıyorsanız, bunu unutun. Gün gelir yine hesap vereceksiniz. Yol yakınken, şimdiden gidin, aklanmak istiyorsanız gidin aklanın. Kaçarsanız zaten bu toplum sizi vicdanında mahkum edecektir.
O nedenle burada bütün Adalet ve Kalkınma Partisi’nin saygıdeğer milletvekillerine sesleniyorum, komisyonda görev yapan dokuz kişi hariç. Onlar vicdanlarını sattılar. Daha önce bu kürsüde söylemiştim, onlar kendilerini de sattılar. Çocuklarının yüzüne bakamazlar onlar. Dünyanın en ağır mirasını çocuklarına bıraktılar. Yolsuzlukları kapatan, üstünü örten kişiler olarak, bu parlamentonun tarihine geçtiler. O nedenle önümüzdeki süreçte, yani bugün oy kullanırken madem ki kapalı bir yere gireceksiniz, bir vicdanınıza, ahlakınıza, inancınıza sorun. Az önce okuduğum Peygamberin sözlerini bir kulaklarınıza, vicdanınıza getirin.
Bir toplumu saygın kılan yolsuzluğun, rüşvetin üzerine gitmektir. Ben, umudumu yitirmiyorum, yitirmek de istemiyorum. Parlamento’nun namusuyla görev yapmasını istiyorum. Eğer Parlamento görev yaparsa, Türkiye’nin itibarı sadece Türkiye’de değil, halkın nezdinde değil, bütün dünyada artacaktır. Bütün dünya, ‘Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nde bir Türkiye Büyük Millet Meclisi var ve sonuna kadar toplumun haklarına sahip çıkıyor.’ diyecektir.”