Hiç Hakkı
Nasreddin Hoca'ya kadılığı sırasında bir adam başvurmuş. Yanında da kılıksız bir hamal varmış.
– Bu adamdan davacıyım Kadı Efendi, demiş. Hakkımı vermiyor bana!
– Ne hakkın var onda?
Adam anlatmış:
– Bu hamal odun yüklemiş gidiyordu. Bir ara ayağı kaydı. Odunlar sırtından yere döküldü. Benden odunları sırtına yüklemem için yardım istedi. Ben de zahmetime karşılık bana ne vereceğini sordum. “Hiç!” dedi. İstediğini yaptım. O da odunları götüreceği yere götürdü, ücretini aldı. Ben kendisinden bana vaatte bulunduğu “hiç”i vermesini istiyorum, o ise oralı bile olmuyor. Hakkımı versin!
Nasreddin Hoca:
– Haklısın, demiş. Şöyle yanıma yaklaş! Davacı sevinerek Hoca'ya yaklaşmış. Nasreddin Hoca, oturduğu pöstekinin bir ucunu tutarak kaldırmış. Ve adama sormuş:
– Orada ne görüyorsun?
Adam:
– Hiç! diye cevap vermiş.
– Güzel, demiş Nasreddin Hoca. Al o “hiç”i de buradan hemen uzaklaşmaya bak! Hakkın kalmasın!
Kaynak: Bayraktar, Zülfikar (2010). Mizah teorileri ve mizah teorilerine göre Nasreddin Hoca fıkralarının tahlili (PDF) (Doktora). İzmir: Ege Üniversitesi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2021.
|