Harlek efsanesi
Vakdi zamanın birinde şimciki ucanın olduu yerle selçuki imparatorluğunun itaati altındaymış.Urlada o zamanın, gali padişah mi desem bey mi desem, he ney ise onun bi tane gizi vamış. Gaşınır allah gaşınırmış. Uyuz mu desem, kel mi desem bilen olmamış. Devrin hekimini hükümünü neyini vâsa toplamış getimişle, kar etmemiş. Gizi eyedememişle. Günneden bi gün aha bu beyin gizi tarlaları arasında gezinirken bi ağecın altına otûmuş. Derken ordan bi su çıkmâa başlamış. Aha bu beyin gizi, "şu da ne susu, şundan içiveren baken" derken yüzüni sürmüş, başını sürmüş bi serinneveren demiş. Obû, aradan bi hafta geçmiş, kafasında ne kel galmış, ne yara galm'ş, ne bere galmış, undan sona gali unun bubası olan padişah uraya böyük bi hamam ettirvemiş. Gel zaman git zaman gine bu beyin gizi, bizim giz, sarigiz hep u hamama gide yunurmuş, yıkanırmış. Günneden bi gün gine, bi ses duymuş. Dipleden bi ses geliyomuş : "harlayakaldan mı gelennn, gürleyekelden mi gelen" dey elek, annamamış. Düşünmüş, daşınmış, "len bu da ne ki" demiş. Ondan sona "harla da ge ya mübarek" deyiverişin, gayalan içinden, hamamın içindeki gayalân içinden "harıl harıl" bi sesle gelivemiş, ardından oluk gibi sula akmış aha gali bizim sarigiz da o sulalan beraber gitmiş, aha beyim şu gördüün hamam va ya ona ondan ötürü harlek hamamı derle, harlek gaplıcaları derle. Ya beyim aha boledir.
Kaynak: Kütahya Ansiklopedisi I A-H. Kütahya Valiliği. 12 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi
|