Hak bir gönül verdi
Bu çalışmanın düzen ve biçim olarak Vikikaynak standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir. Eğer yardım etmek isterseniz, yardım sayfasına bakabilirsiniz. |
“ |
Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur, |
” |
- Hayran : Takdirkârlığından dolayı şaşa kalmış. Çok takdir etmiş. Çok beğenmiş.
- Şâdân : Sevinçli, bahtiyar.
- Giryan : Gözyaşı döken. Ağlayan.
- Zemheri: Kışın en şiddetli zamanı, karakış
- Bişâret : Müjde. Sevindirici haber. Hayırlı haber. Müjdeye verilen ihsan.
- Şerh : Açma, genişletme. Açıklama. Anlaşılanı anlatma. Bir yazı veya konuşmayı kolay anlaşılması için izah etme, tafsil etme.
- Dürr : (Dürdâne, dürre) (Farsça). İnci. İnci tanesi.
- Arş : Kürsü, taht, yüce makam. En yüksek gök. Allahın kudret ve saltanatının tecelli yeri. (Arş kâinatı kaplar. Allah'ın kudreti ve ilmi de herşeyi kaplar.)
- Taht-es serâ : Toprak altı.
- Katre : Damla. Su damlası. Bir damla olan şey.
- Ummân : Büyük deniz. Okyanus. Hindistan ile Arabistan arasındaki büyük deniz.
- Nadan : (Na-dan) (Farsça). Cahil, bilmez, haddini bilmez.
- canilu : canilus lokman adı
- Virane : (Farsça). Harabe. Yıkılmağa yüz tutmuş eski yapı.
- Belkıs : Süleyman peygamber zamanında, Yemen'de Sebe şehrinde hükümet süren Himyerîlerden bir melikedir. Çok eski mecusi Yemen padişahlarından Şerahil'in kızı, başka kardeşi olmadığından babasının yerine Yemen'e hükümdar olmuş idi. Sonra Süleyman ile evlendi.
- Deyr : Manastır.
- Ruhban : Rahip.
- Fir’avn : Mısır'da, hususan Musa peygamber zamanında Allah'a isyan edip ilâhlık dâvasında bulunan, Musa'ya inanmayan hükümdar.
- Haman : Musa zamanındaki Mısır Firavunu’nun vezirinin ismi.
- Mahfil : (C.: Mahâfil) Toplanılacak yer. Toplantı ve görüşme yeri.
- Gümrah : (Farsça). Yolunu şaşırmış. Doğru yoldan sapmış.