Gümüş Fincan Altın Tabak
Gümüş fincan altın tabak,
İki bacın çöle indi,
Kurbanlar olduğum Kara Memed’im,
Yalın ayak başı kabak.
Galenin altı ırmak,
Altın yüksük beyaz parmak,
Alnına mı yazıldıydı babamın yiğit oğlu,
Gidip gurbet elde kalmak.
On bir ay oldu büründü dağlar,
Hastanın halini sormadı sağlar,
Elli iki sene oldu sekiz aylık güveye,
Dillerim söyler gözlerim ağlar.
Babam oğlu bir değildi beş idi,
Beşi de birbirine eş idi,
Sekiz aylık güvede,
Hepsine baş idi.
Şu yağanda yağmur mudur gırcı mı,
Babam oğlu da Kürt müydü Gürcü mü,
Sekiz aylık güveydi de babamoğlu,
Babam oğlu gara yirin harcımı.
Dolandım geldim de yazdan harmandan,
Bir su içtim babam oğlu tırmandan,
Sekiz aylık güveydi de babamoğlu,
Ben de oldum özden dermandan.
Aşağıdan gelir de hacı,
Başına giyerdi kırmızı tacı,
Sekiz aylık güveye babamoğlu,
Ben de olmazdım bacı.
Babam oğlu da çıkmış ganel başına,
Ganlar dolmuş da kipriğine kaşına,
Kurban olsun iki bacın babamoğlu,
Ağzıyın içindeki altın dişine.
Galeden galeye gereler urgan,
Anan üstüne örtmedi miydi,
Babamın yiğit oğlu,
Güvelik yorgan.
Bağrında işli alı giyene,
Hiç gönlüm ırazı değil,
Elli iki sene oldu daha,
Babanoğlu öldü diyene.
Babamoğlunun koyununu cinganlar güder,
Ağlatma babamoğlu sekiz aylık gelinini,
Elinin kınasıynan gözünün sürmesi gider.
Kaynak: Anonim
|