Gültan Kışanak'ın 20 Mayıs 2021'deki savunması
Bu çalışmanın düzen ve biçim olarak Vikikaynak standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir. Eğer yardım etmek isterseniz, yardım sayfasına bakabilirsiniz. |
28’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanî Davasının 2'nci duruşmasının 2'nci gününde Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Gültan Kışanak'ın savunması. Kaynak: https://www.hdp.org.tr/tr/kobani-kumpas-davasi-suruyor-bu-iddianame-isid-i-savunma-iddianamesidir/15433/ Keşke sözümüzü dinleyecek, barışın kıymetini anlayacak bir muhatap bulabilseydik
Gültan Kışanak, davanın Türkiye’ye barış, demokrasi, özgürlük, huzur getirmek isteyen partimizi siyaset dışına atma davası olduğunu söyledi ve mahkeme başkanına seslenerek şunları söyledi:
Bize demagoji yapıyorsunuz, ‘mecliste söyleseydiniz’ diye. Biz Meclis’te çok söyledik. Keşke sözümüzü dinleyecek, barışın kıymetini anlayacak bir muhatap bulabilseydik. Biz hâlâ böyle bir muhatap arıyoruz. Bizi yargıya havale eden, tutuklayan, mikrofonumuzu kapatan değil, bize ‘gelin bu ülkenin sorunlarını beraber çözelim’ diyen bir muhatap arıyoruz. Bu olmadığı için Türkiye'nin sorunları kördüğüm oluyor ve biz sizin gibi emir erlerinin kapısına bırakılıyoruz.
Keşke ölen her bir canı kimin öldürdüğü, kimin demokratik haklarını savunanların arasına provokatörleri saldığı soruşturulsaydı
6-8 Ekim’deki cinayetlerin sorumlularının hâlâ soruşturulmadığını hatırlatan Kışanak, şöyle konuştu:
Keşke 6-8 Ekim’de ölen her bir canı kim, neden öldürdü, kim provokatörleri demokratik haklarını savunan insanların arasına saldı bu soruşturulsaydı. Bunu soruşturan bir yargı olsaydı, iş oradaydı burada değil. Bu salonda siyasetçiler var. Bu ülkenin sorunlarına çözüm bulmayı arzulayan, bedel ödemekten geri durmayan siyasetçiler var. Sizin iddianameniz bunu söylüyor. İddianameniz baştan aşağıya konuşmalarımız ve demeçlerimizdir. Bundan ibaret bir iddianameden nasıl sorumluları bulacaksınız?
Kolombiya’dan kokain gelir, marinaya çökülür üzeri örtülür; biri tweet atsa tutuklanır
Hukukçu değilim ama sizin gibi hukuksuzlukla bizi yargılayanlar sayesinde mektepli hukukçu olduk. Sizinle bir hukuk tartışması yapmak istiyorum. Hukuk devleti ile kanun devleti arasındaki farkı biliyor musunuz? Aralarında dağlar kadar fark vardır. Biri otoriter rejimlerin yöntemidir. Egemenlerin koyduğu kurallar mazlumlara uygulanır. Bunun adı kanun devletidir. Egemen kimse kanunu o koyar. ‘Şunu as, bunu kes, bunu hapse at’ der ve buna bir hukuki kılıf bulur. Kanun devleti bir toplumu faşizme, orman kanununa teslim eder. Ama hukuk devletinin içinde adalet vardır, insan hakları vardır, vicdan vardır. Biz hukuk devleti arıyoruz. Ağızlarından çıkan her söz kanun. Artık yasamaya da gerek yok. Kararname ile istediklerini yapıyorlar. Yargı yapısal büyük bir kriz içinde. Yargı siyasetin oyuncağı haline gelmiştir. Şunu yap bunu yap. Şunu soruştur bunu soruşturma. Bakın mafya konuşuyor bir soruşturma açılmıyor. Bugün bu ülkede yargı bağımsızlığı en büyük sorun haline geldi. Yolsuzlukların, arsızlıkların, mafyatik ilişkilerin üstü örtülür. Bütün hukuk dışı işlerin, Kolombiya’dan kokain mi gelir, marinanın üzerine mi oturulur. Bunun üzeri örtülür. ama birisi tweet mi attı aç içeriye.
Yargının içinde bulunduğu durum utanç verici, bundan biz utanıyoruz. En çok da sizin bundan şikâyet etmeniz gerekir. Yargı mensuplarının bundan utanması lazım. Bundan kurtulmak için bir çaba içinde olması lazım. Ama bunu görmüyoruz. Burada ilk günden bize güç gösterisi yaptınız. İlk günden taraf olduğunuzu, kimin adına orada oturduğunuzu, ne yapmak istediğinizi o kadar güzel hissettirdiniz ki patronlardan takdir alabilirsiniz.
İddianamenin dörtte biri PKK tarihi, çok merak ediyorsanız kendiniz okuyun
Adaleti korumak istiyorsanız bu iddianameyi ilk günden reddetmeliydiniz. 3500 sayfa diye hava atıyorsunuz. Ortada iddianame yok. Şimdi oraya müşteki diye yazmışsınız, Milli Savunma Bakanlığı avukatları falan var. Sizi denetlemeye mi geliyorlar, size güvenmiyorlar mı? İddianamenin yarısı böyle. İddianamenin yarısı da PKK tarihi. Çok merak ediyorsanız siz kendiniz okuyun. Onu da çıkart iddianameden dörtte biri kalır. Kalanında da ‘ANF’nin şu gün şu tarihte yayınlanan haberi’ var. Onu da çıkarsan geriye elinizde 15 sayfa kalır. Ondan sonra da bu heyet adalet dağıtacak diyorsunuz.
Biz bu senaryoda aktör olmayacağız, bu iddianameyi size iade edeceğiz
İddianame bir kurgu, bir senaryo. Siz bu senaryoda bir aktör olmak isteyebilirsiniz ama biz olmayacağız. Biz barışı, demokrasiyi, insan haklarını, kadın haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bu iddianameyi size iade edeceğiz.
Bu iddianame IŞİD'i savunma iddianamesi
Biz Meclis’te de söylemiştik daha ilk günden itibaren, Suriye’de ilk olaylar başladığından itibaren o dönemin bakanlarıyla saatlerce görüşmeler yaptık. ‘Türkiye oradaki halkları koruyacak bir yerde dursun, biz de onların arkasında duralım’ dedik. Ama gidip IŞİD’in yanında durdular, akladılar. Bu iddianame aynı zamanda IŞİD'i savunma iddianamesi.
Kürt sorununu okuyun, ezberlerinizle hareket etmeyin
Mahkeme başkanına hitaben:
Siz gözü kapalı, bu davayı cengaverce savunuyor olabilirsiniz. Tarih boyunca Kürt-Türk ilişkilerini bir okuyun. Allah aşkına yapılmadık ne kaldı? Hangi dönemde bu insanlar barış içinde yaşamış, hangi dönemde devletle karşı karşıya kalmış. Lütfen kendi ezberlerinizle hareket etmeyin. Siz de bu ülkenin geleceğini barışta arayabilmek için biraz okuyun.
Cumhuriyet tarihinden örneklerle devam eden Kışanak, davayı 49’lar davasına benzetti:
Bu dava 49’lar davasının devamıdır. Tıpkı 49 davası gibi bir davadır. 49’lardan sonra 60 darbesi oluyor. 60 darbesinde Menderes’in idam sehpasına götürülmesinin yanında 485 Kürt’ü Sivas’ta toplama kampına götürüyorlar. Bakıyorlar olacak gibi değil, bunların içinden 50 aydını Türkiye’nin dört bir yanına sürüyorlar. Bu da olmuyor. Bir iki yıl sonra Ankara’ya toplayıp genel bir dava yapmaya karar veriyorlar. Siz de önce bizi Türkiye’nin dört bir yanına sürdünüz, sonra buraya toplayıp ‘onların icabına bakacak bir heyet buluruz’ dediniz, Ankara’ya topladınız. Lütfen bu utanca ortak olmayın.
İstediğiniz zaman terörist, istediğiniz zaman gerici diye yargılayamazsınız, ben Kürdüm Kürt
Kürtleri yeri geldiğinde gerici diye, yeri geldiğinde terörist diye yargılayamazsınız, ben Kürd’üm Kürt. Bana yeni sıfatlar bulmayın. Ben bir Kürt kadınıyım. Bu sıfatların hepsini bize yakıştıranlara iade ediyorum. Ben insanım, kadınım, Kürdüm. Bunu kabul etseniz, insan haklarını kabul etseniz, kadın haklarını kabul etseniz ve benim Kürt olmaktan kaynaklı kültürel haklarımı kabul etseniz sorun çözülür. Lütfen gerçekler ortaya çıktığında başınızı öne eğeceğiniz bu durumdan kurtulmak için davadan çekilin.
Tıpkı marinaya çöküldüğü gibi Kars Belediyesine çökmek için Ayhan Bilgen’i tutukladınız
HDP’nin kuruluş sürecinde ben BDP Eş Genel Başkanıydım. HDP kuruluş sürecinde çok çalıştım. Türkiye’de ortak bir demokrasi mücadelesi hattının kurulmasının çok çok önemli olduğunu, gerçek bir demokratik cumhuriyet kurmak için yan yana durmamız gerektiğini savundum. 7 Haziran’da Türkiye’de bir umudun mümkün olduğunu, bu ülkede farklı kimliklerin yan yana durup siyaset yapabileceğini gösterdiler. Ne yazık ki bir siyasi darbe fitili ateşlendi. O gün bugün HDP ile uğraşıyorlar. Arkadaşlarımızı, eşbaşkanlarımızı tutukladınız. Belediye eşbaşkanlarını tutukladınız. Tıpkı marinaya çöküldüğü gibi Kars Belediyesine çökmek için Ayhan Bey’i tutukladınız.
HDP Türkiye’dir, siz bu davayla Türkiye’yi yargılıyorsunuz
HDP Türkiye’dir. Siz HDP’yi değil Türkiyelileşmeyi yargılıyorsunuz. Diyorsunuz ki ayrımcı olun, kutuplaşın, yan yana durmayın. Dindarla laik yan yana durmasın, Kürt’le Türk yan yana durmasın. Siz Türkiye’yi, Türkiyelileşmeyi yargılıyorsunuz. HDP toplumsal cinsiyet eşitliği bayrağının taşıyıcısıdır. Siz ‘kadınla erkek eşit değildir’ diyorsunuz. Kadınları siyaset dışına itiyorsunuz bu davayla. HDP talancılara karşı ekoloji hareketinin bayraktarlığını yapıyor, siz onu yargılıyorsunuz. Siz HDP’yi siyaset dışına atarak faşizmin önünde hiçbir engel kalmasın istiyorsunuz.
HDP’ye sahip çıkın, barışa giden yolun son köprülerini de kesip atmalarına izin vermeyin
Reddihâkim talebini ileten Kışanak, sözlerinin sonunda Türkiye’ye seslendi:
Bu dava Sarayın talimatıyla hazırlanmıştır. Buradan Türkiye toplumuna, halklarımıza, gençlere eşitliğe ve özgürlüğe inanan herkese sesleniyorum. HDP’ye sahip çıkın, barışa sahip çıkın. Barışa giden yolun son köprülerini de kesip atmalarına izin vermeyin.
20 Mayıs 2021