En Alttakiler
![Suriyeli Dom Göçmenler Yoksulluk ve Ayrımcılık Arasında Göç Yollarında](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/4/4c/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29.pdf/page1-300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29.pdf.jpg)
Hacer FOGGO Kemal Vural TARLAN
Çeviri ve Redaksiyon
Barış Kennedy Bernard Kennedy
Kapak Fotoğrafı
Kemal Vural TARLAN
Fotoğraflar
Kemal Vural TARLAN
Tasarım
Kurtuluş KARAŞIN
Basım
Altan Matbaası
Bu raporun içeriği yalnızca hazırlayanlarına aittir ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.
Bu rapor bir kamu malıdır. Kaynak gösterilerek rapordan alıntı yapılabilir. Raporun tamamı veya bir kısmı izinsiz olarak basılıp çoğaltılabilir, fotokopi yapılabilir, elektronik ortama kopyalanabilir, yaygın olarak dağıtılabilir.
Dodurga Mah. Poligon Sitesi 30-A, Türkkonut - Çankaya / Ankara
http://www.kalkinmaatolyesi.org
www.facebook.com/kalkinmatolyesi@kalkinmatolyesi
Tel: +90 (541) 457 31 90
info@kalkinmaatolyesi.org![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/37/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_4_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_4_crop%29.jpg)
Göçmenler ve mülteciler söz konusu olduğunda yerli halkta şöyle bir algı oluşur; Sınırı aşıp gelen yabancılar sanki homojen bir kütleden ibarettir, kendi içerisinde farklılıklar barındırmaz. Oysaki özellikle kitlesel göçle gelen topluluk bütün kesitleriyle, bütün katmanlarıyla, bütün renkleriyle göç eder. Çünkü toprağında, sokağında ve evinde barınamaz olmuştur. İlk zamanlar gelenler açısından da farklılıklar flulaşır; gidilen yer ve mekâna kendini ait hissetmez, orada varla yok arasında bir yerde dururlar. Sınıfsal, etnik, dinsel, politik, vb. farklılıklar bir kenara itilir. Birbirine tutunarak, yakın durarak; yaşama, var olma şansının artacağı hissi tüm canlılara dair içgüdüsel bir haldir. Ta ki, toplumsal yaşamda farklılıklar yeniden belirginleşmeye başlayıncaya kadar. Yeni bir yaşama başlama, kendini yeni mekâna ait hissetme duygusu gelişmeye başlayınca, gelişen yeni ilişkiler, yeni temaslar, toplumsal katmanların oluşmasını da sağlar. Bu bir yönüyle yeni bir durum tazminidir de. Etnisite, din, cinsiyet gibi doğumla başlayan aitlikler değişmese de, sınıf ve statü gibi değişimler sıklıkla olur. Farklılıkların belirginleşmesi, yeni rol ve statüler ilk bakışta dışarıdan görülemez. Oysa öteki de içinde “ötekileri” barındırır.
2011 yılından bu yana Suriye’den mültecilerle bir arada yaşıyoruz ve pek çoğumuz onları homojen bir topluluk olarak algılıyoruz. Oysa gelenler de içlerinde “ötekileri” barındırıyor.
Yani Suriyeliler sadece Müslüman, Hristiyan, Arap, Kürt ve Türkmenlerden ibaret değil. Ezidi, Dürzi, Ermeni, Süryani Çingene (Dom), Filistinli gibi etnik ve dinsel azınlıklardan da oluşuyor. Bu gruplar aslında göçmenliği ve mülteciliği katmerli yaşayan, öteki içerisindeki “öteki”lerdir…
Suriye’de yaşayan Dom toplumu 2011 yılından bu yana taraf olmadığı bir savaşın ortasında kaldı. Çingeneler son beş yılda, Dünyada ve Ortadoğu’daki diğer savaşlarda olduğu gibi, çok büyük zararlar gördüler. Ama hayatta kalmayı, binlerce yıllık kadim geleneği sürdürmeyi başardılar. Bu fotoğraftaki Çingene kızını vizörden gördüğüm an onun, yüzünün her detayının, o kadim geleneği temsil ettiğini düşündüm. Biz buradayız, diyordu… Yüzlerce yıldır, burada…
Çingene toplumuna ait fotoğraflarda yaşamları çoğunlukla, yoksulluk ve yoksunluk kareleri olarak veriliyor. Bu fotoğraf albümünün her bir sayfasına yansıyanlar, fotoğraf karesinde yer edinenler, özellikle seçilmemiş, orda, o yaşamın içerisindeki kesitlerdir. Savaşın yaratığı gerçektir, kültürel farklılık, yaşam tarzı, etnik ve dinsel inanç farklılığı, bize benzetemediğimiz “ötekine” reva gördüğümüzdür, fotoğraflardaki…
Oradaki yoksulluktan, onlar yüksünmez. Yokluk, yoksulluğun karşılığı değildir. Sahip olmamak, fakirliği değil mülkiyetsizliği ifade eder. Ve mülksüzlük iyidir, göç yolunda ağırlık yapmaz. Çünkü onlar yüz yıllar süren “büyük yürüyüşe” evlerini sırtlarına alıp, yola çıkmışlardır…
Şairin dediği gibi;
“Ne yurt saydıkları bir ülke
Ne bağlılık yemininde bulundukları
bir hükümdarları var
Sabahları aç karınla çıkıp giden
Akşamları tok karınla yuvaya dönen
kuşlar gibidirler”
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/1/18/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_8_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_8_crop%29.jpg)
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/2/23/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_9_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_9_crop%29.jpg)
Burada, karşında duruyorum, gözbebeklerine bakarak.
Korkma, buradayım, karşında…
Benim ben, kirli sakallarım, ak düşmüş saçlarımla.
Orda, Gatlif filmin içinden çıkıp da geldim…
Benim, ben Çingene şarkılarındaki o hüzünlü ses.
Halep Haydariye’de, Domari gülüşlü çocuğun gözlerindeki ışıltı.
İki ateş arasında kaldım, ölmedim, geldim.
Karşında duruyorum…
Dur çekme! demeden… Çek, bas deklanşöre.
Kim olduğumu bilmeden, açılsın ve kapansın perde.
Alıp götür suretimi, çıplak ayaklı çocuğun suskunluğuyla.
Çocukluğumdan bu yana koynumdaki muskanın içinde saklı yoksulluk.
Muştusu hiç gelmeyecek değil mi tokluk günlerinin?
İşte bak! Burada karşında duruyorum.
Suretimi götürüp kirletme ak kâğıt üstünde.
Hüviyetsizliğim saklı avuç içimde.
Bak, gözbebeğimin derinliği kadar yol yürüdüm.
Yüzlerce yıldır topladığım ezgiler ve ritimlerle geldim…
Aman be Gadjo, Çingene, Dom, Rom, Lom nasıl dersen de…
İnsanım, insan adlarımın anlamı…
Yoldayım yüzyıllardır, Ganj’dan ırak ırmaklara uzanan, kendimi alıp da geldim.
Göç mekânlarımın yanı başında düğünler, şenlikler, bayramlar…
Barak, Bozlak ve Gurbet ağıtlarıyla ağlayan sen…
Sepet, kalbur, kalay ve bir cümle zanaatlar…
Oradan geldim, suyun ülkesinden, nehirler ülkesi Mezopotamya’ya.
Fırat’ın Dicle’nin suyundan yudum ruhumun kirini.
Nil’e uzandı bir yanım, bir yanım Seine ortasında Paris’in.
Bağdat’ta Ebu Garib’in orda diktatörlere direndim,
Rebabımı çalarak şarkılar söyledim.
Yıkılınca heykeller, yeniden, bana yöneldi bıçağın keskin tarafı.
Viran bahçelerde, harabe evlerden, çöllere sürüldüm.
Meydanlarında Ortadoğu’nun başım kesildi, ensemden, kör kılıçlarla.
İlahi kitaplarca yazılmış kaderim.
Dom, Navar, Gajar, Zot, Abdal yani Çingeneyim…
Senin kalabalığın içinden kaybolurum, diye geldim.
Dur çekme! Çek, bas deklanşöre.
İşte burada, karşında duruyorum. Göz bebeklerine bakarak.
Korkma, buradayım, karşında…
Çingene, Dom, Rom, Lom, ne dersen de…
İnsanım, insan anlamı adımın…
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/d/de/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_14_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_14_crop%29.jpg)
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/d/d1/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_15_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_15_crop%29.jpg)
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/f/fd/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_19_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_19_crop%29.jpg)
Dom aileler genellikle, Türkiyeli Dom topluluklarının yaşadığı mahallelerde, bulabildikleri boş ev, dükkân ve baraka gibi yerlerde kalmaktadır. Ayrıca bu tür imkânları bulunmayan bazı gruplar yeniden göçebeliğe dönüp, tarihi “göç mekânlarında” çadırlar kurup, barınmaktadır.
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/6/63/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_20_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_20_crop%29.jpg)
Ağırlığını verdiği ayağını değiştirdi, “Mé bérom,” dedi. “Kuşları sever misin?” Sonra da, “Bülbülleri severim,” dedi. “Çok bülbül besledim, Suriye’de çeşit çeşit Hint bülbülüm vardı. Nasıl da güzel şakırlardı, rengârenk kafeslerde…”
“Sonra” dedi. Ağlamaklı oldu yüzü, “Hepsi öldü, Ali gibi, Leyla gibi,” dedi.
Yere baktı, toprağın derinine. “Ordalar şimdi,” dedi.Tüm bu yaşananlara “ekmek derdi için” dedi Kerimo. Çukurova’da, gölgesine sığındığı çulların altında, bir kaç battaniye, plastik bir tabak, iki üç plastik su kovası ve yine plastik bir poşet içinde Suriye ekmeği ve de kendisi vardı. Sarı sıcağın içinde, terden yapış yapış olmuş bir gömlekle orda öylece dizlerinin üstüne çömelmiş, toprağa bakıyordu. Gölgesine sığındım bende haymanın. “Gel otur, Mé bérom[1], soğuk suyum yok, kusura kalma” dedi. “Mé bérom bixer eyror”[2] dedi sonra da…
“Kimsin?” diye sormadı. Kadim bir gelenekti, gadjoya[3] “Mé bérom” demişse dil, yürek ona açılırdı. Gözlerime baktı, sustu, konuşmadı bir zaman. Toprağa düştü yüzü…
“Ah dedi, şu kolum sakat olmayaydı, bir üfleyeydim zurnaya, ataydım içimin zehrini”Yedi yıl boyunca Suriye’nin çeşitli yerlerinde göçebe olarak yaşadık. Kışları Halep Haydariye mahallesinde kalıyorduk ve erkekler mevsimlik işlerde çalışıyorlardı. Biz kadınlar tarlalarda toplayıcılık yapıyorduk. Erkekler hamallık yapıyor, inşaatlarda çalışıyorlardı. Yazları göçebe bir hayat yaşıyorduk. Oradan, Bağdat’tan, savaştan sonra bizi kovdular, dedelerimizin yurdundan. Neymiş Çingeneymişiz, evet, Çingeneyiz biz, ama biz de insanız.
Kamplarda kalmak çok zor, kapı kapalı, asker var. İlk geldiğimizde bizi de aldılar ama çok zor çok… Bize orda Nawar diyorlar, istemiyorlar bizi ve çocuklarımızı, neymiş bizim çocuklar çok yaramazmış, çocuk bu, oynar da kavga da eder. Ama dertleri ayrı biliyoruz, bizi istemiyorlar orada, zaten biz de o hapishanede kalmak istemiyoruz. Dışarı çıkamıyorsun, hep çadırın içindesin, yazın çok sıcak, kışın buz gibi. Çocuklar hep hastalandı orada, bir de çok sıkıldılar. Kalamadık çıktık, çıkmasaydık da zaten onlar çıkaracaktı. Biz dışarda gezmeye alışmışız, dağ bayır dolaşırız. Çocuklar da öyle. Şimdi böyle göçebe olduk yine dört yıl oldu, oradan oraya gidip dururuz. Kısmet nereyse oraya, koca dünya bir bizim mi karnımızı doyurmaz?
Dom topluklarının geleneksel meslekleri olan dişçilik, müzisyenlik, çerçilik, nalbantlık, demircilik, kalaycılık, kalburculuk, sepetçilik, tüfek tamirciliği, yük hayvanları için koşum yapımı, yabani kuş avcılığı gibi mesleklerin büyük bir kısmı günümüzde geçerliliğini yitirmiştir. Bu durum Domlar için iş alanlarının daralması anlamına gelmektedir. Müzisyenlik yapan, özellikle davul-zurna, klarnet çalan gruplar ise, bu enstrümanlara ek olarak diğer orkestra enstrümanları, vurmalı ve ritim, bağlama gibi müzik aletlerini çalmaya başlamış, düğünlerde ve düğün salonlarında bu becerilerini icra etmektedirler.
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/4/4e/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_42_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_42_crop%29.jpg)
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/a/a6/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_43_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_43_crop%29.jpg)
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/9/9b/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_44_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_44_crop%29.jpg)
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/d/d1/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_45_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_45_crop%29.jpg)
Sokağa çıkıp yardım toplamak zorunda kalan kadınlar her türlü istismara, cinsel şiddet ve tacize açık hale gelmektedir.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) 4 Nisan 2016 verileri Suriyeli göçmen çocuk sayısının (Suriyeli nüfusun yüzde 54’ünü oluşturmakta) 1 milyon 490 bin 33 olarak belirtmiştir. Ayrıca bu çocukların 860 binin zorunlu eğitim çağında olduğu ve büyük bir kısmının eğitim alamadığı açıklanmıştır. Suriye’deki iç savaşın en büyük mağduru olan göçmen çocuklar, eğitim hakkından mahrum bırakıldıkları için ailelerinin yaşam mücadelesine çalışarak ortak olmaktadırlar. Çocuklar; kırsalda tarlalarda, bahçelerde, kentlerde ise atölyelerde ve sokakta çalıştırılmaktadır.
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/f/f2/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_56_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_56_crop%29.jpg)
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/4/44/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_57_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_57_crop%29.jpg)
Kimim ben!
Ganjın sularında yunan bir dal ışık
Hangi bilinmezde yola çıktı ve gadjoların düzenine inat. Daha ne zamana kadar yürür çıplak ayaklı çocuklar
Daha kaç ad alır buğday tenli kadınlar
Ey çingene falımızda ne çıkar!
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/3e/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_58_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_58_crop%29.jpg)
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/a/ae/En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_59_crop%29.jpg/300px-En_Alttakiler_-_Foto%C4%9Fraf_Alb%C3%BCm%C3%BC_%28Living_at_the_Bottom-Photography_Book%29_%28page_59_crop%29.jpg)
Temel hedefi derinlemesine araştırma ve savunu, bilgi yayımı ve gıda dışı malzemelerin dağıtımıyla göçmen nüfusun karşı karşıya olduğu risklerin azaltılması olan projede aşağıdaki başlıca faaliyetler uygulanmıştır;
- Bilgi Yönetimi ve Mevcut Durum Analizi
Düzensiz göçmenlerin nerede ve hangi bitkisel üretimde çalıştıklarının haritalanmasını, koşullarının daha iyi anlaşılmasını ve karşılaşılan korunma risklerinin giderilmesi için kanıt temelli politika öneriler sunulması.
- Toplumsal Ağlar Aracılığıyla Bilgi Yayımı
Hedef gruba temel haklar, yükümlülükler ve hizmetler hakkında bilgi sunularak Suriyeli göçmenlerin mevcut hizmetlere erişimi ve kullanımına destek verilmesi. - Gıda Dışı Malzeme Dağıtılması
Temel ihtiyaçların karşılanması amacıyla hedef gruplara hijyen ve koruyucu malzemeler içeren gıda dışı malzeme paketleri dağıtılması.