Elvâh-ı Tabiat'ten
Olunca hâb ile perverde çeşm-i bîdârın,
Eğildi sîneme doğru vücûd-ı nâ-çârın.
Cebîn-i sâfını bûs etmek istedim ammâ,
Döküldü gözlerime kâkül-î seher-târın;
Nigâh-î âşıkını târ-mâr eden zülfün
- O sâye-bân-ı perîşân-edâ-yı dîdârın –
Açıldı âhım ile pâre pâre ayrıldı;
Süzüldü cân evime dîde-yî ziyâ-dârın!
Şemîm-i hüsnünü ruhum duyardı zülfünden,
Ederdi kalbimi lerzân nigâh-ı bîmârın...
Bu hâl ile beni bir lâhza mest-i aşk ettin;
Hemen şu lûtfunu kıskandı nâz-ı gaddârın:
Atınca saçlarını duşuna uçup gittin;
Gözümde kaldı hayâl-î firişte-reftârın!..
Kaynak: "Elvâh-ı Tabiat'ten". edebice.net. 4 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Şubat 2024. Bu eser, kültürel öneminden ötürü Türkiye Cumhuriyeti'nde kamuya maledilmiştir ya da 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre eserin koruma süresi dolmuştur. Kanun'un 27. maddesine göre:
|