İçeriğe atla

Dizin tartışma:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Konu ekle
Vikikaynak, özgür kütüphane
ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ

Raziye Ersan[1]

ÖZET


Tasvir fiilleri, eklendikleri fiilleri çeşitli açılardan niteleyen yardımcı fiillerdir. Bu yardımcı fiiller, temel anlamından sıyrılarak esas fiilin anlamını etkiler. Fiile eklenen tasvir fiiline göre; asıl eylemin ifade ettiği anlam farklı bir yönden işaretlenir. Bu yardımcı fiiller, Türkiye Türkçesi için işlevlerine göre; "tezlik, yeterlik, yaklaşma, sürerlik" vb. şeklinde sınıflandırılmaktadır. Eski Uygur Türkçesinde, özellikle Altun Yaruk adlı eserde sıklıkla kullanılan ve eserin konusu itibariyle saygı bildirme işlevi taşıyan tasvir fiilleri mevcuttur: yarlıka-, tegin-, yükün-, ötün-. Bu yardımcı fiillerin, ana fiile zarf-fiil eki ile bağlanarak, zarf-fiilli parçada ifade edilen asıl eylemi saygı, yüceltme bakımından işaretlediği görülmektedir. Bu nedenle; bu fiillerin Eski Uygur Türkçesi için diğer tasvir fiillerine ek olarak ‘saygı fiilleri’ adı altında ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada; bu fiillerin neden tasvir fiilleri içerisinde ele alınması gerektiği ve ana fiili saygı yönünden ne şekilde nitelediği örneklerle açıklanmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Eski Uygur Türkçesi, Birleşik Fiiller, Tasvir Fiilleri, yardımcı fiiller, yarlıka-, tegin-, yükün-, ötün-.
GİRİŞ

Birleşik fiiller, çeşitli araştırmacılar tarafından farklı şekillerde tanımlanmış ve sınıflandırılmıştır. Bazı araştırmacılar, birleşik fiilleri yalnızca yapı bakımından sınıflandırırken, bazıları sınıflandırma ölçütü olarak anlamı da göz önünde bulundurmuşlardır.

Bu konuyu Türkçede Fiil Birleşmeleri adlı makalesinde ele alan Gabain, fiil birleşmelerini üç grupta incelemiştir: “Bunlar I. esas manayı taşıyan bir fiil ile bir yardımcı fiilden, II. bir esas fiil ile bir deskriptif fiilden veya III. bir esas fiil ile modal bir yardımcı fiilden meydana gelebilir” (1988, 16-27). Gabain’in I. gruba verdiği örnekler, Eski Türkçe’de esas bir fiil iken Türkiye Türkçesinde tek başına bir anlam sağlamayan fiillerdir. Bu tür fiillere örnek olarak; günümüzde –dir ve i- şekillerinin gramatikalleşmeye uğramamış şekilleri olan turur ve er- yapıları verilebilir. Örneğin; sevdim erse → sevdim ise  sevdimse; sevmişim turur → sevmişim-tur → sevmişimdir. Bu gruba giren örnekler; Eski Türkçede, birden fazla fiilin birleşmesinden oluşan yapılara örnek gösterilebilirse de Türkiye Türkçesinde, bu sınıflandırmaya dahil edilemez. II. grupta yer alan fiil birleşmeleri, kılınış bildiren; yani esas fiilin gerçekleşme tarzını gösteren zarf-fiil + fiil yapısından oluşur. Bu yapı meydana gelirken, çekimli fiil kendi anlamını yitirir ve zarf-fiil eki almış olan fiili çeşitli yönlerden niteler. Bu yapıya örnek olarak; koyuver-, olagel-, şaşakal- vb. örnekleri verilebilir. Gabain’in sınıflandırmasının son bölümünü oluşturan III. yapı ise; bir esas fiil ile bir modal fiilden oluşur. İngilizcedeki will, can, must; Almancadaki werden, können, müssen gibi fiillerin örnek verilebileceği bu gruba; Gabain’in Türkçeden verdiği örnekler şu şekildedir: yuyunu başla-, isteyü git-, saklayu bil-, ala gör- (1988, 24).


 Birleşik fiilleri “bir yardımcı fiille bir ismin veya bir fiil şeklinin meydana getirdiği kelime grubudur. İsim veya fiil unsuru önce, yardımcı fiil sonra getirilir” (2013, 386) şeklinde açıklayan Ergin; birleşik fiilleri, tanımlamadan da anlaşılacağı üzere yardımcı fiilin önündeki unsurun isim veya fiil olmasına göre ikiye ayırır. İsimle yapılan birleşik fiiller grubuna kabul et-, hasta ol-, yapmış bulun- vb. örnekleri veren Ergin, ikinci gruptaki yardımcı fiillerin önündeki unsurun bir zarf-fiil eki aldığını ifade eder ve ayrıca “Asıl mânâ gerundium fiilinin mânâsıdır. Yardımcı fiiller mânâları ile değil, sadece yardımcı fiil fonksiyonu ile çekim unsuru olarak vazife görürler” (2013, 387) açıklamasını yaparak, burada sözü edilen fonksiyonları Türkiye Türkçesi için iktidar, kolaylık, çabukluk, birdenbirelik, deneme, devamlılık, süre ve yaklaşma şeklinde adlandırır.

Korkmaz, birleşik fiilleri “bir ad ile bir yardımcı fiilin, iki ayrı fiil şeklinin yahut da ad soylu bir veya birden çok kelime ile bir esas fiilin birleşmesinden oluşan ve tek bir kavrama karşılık olan fiil türleridir” (2014, 199) ifadesiyle tanımlamış ve Türkiye Türkçesindeki birleşik fiilleri yapı ve anlam özelliklerine göre sınıflandırmıştır. Korkmaz’ın sınıflandırmasında ilk olarak “Bir ad ya da bir sıfat ile et-, ol-, yardımcı fiillerinin veya esas fiil olma dışında yardımcı fiil olarak da kullanılan bul-, bulun-, buyur-, eyle-, kıl-, yap- fiillerinin birleştirilmesi yoluyla kurulan birleşik fiiller” yer alır: Alay et-, taburcu ol- gibi. (2014, 199). Korkmaz, ikinci grupta ele aldığı birleşik fiilleri karmaşık fiil olarak adlandırır: “Bunlar değişik zaman kesimi içindeki sıfat-fiillerin, ol- yardımcı fiili ile birleşmesinden oluşmuştur. Karmaşık fiiller ol- yardımcı fiilinden önce gelen sıfat-fiilin bağlı bulunduğu zamana ve yüklendiği işlev ayrılığına göre üçe ayrılır: 1. Öncelik fiilleri (-mış ol-): 2Alışkanlık fiilleri: (-Ir ol-, -mAz ol-) 3. Niyet fiilleri (-AcAk ol-, -IcI ol-, -AsI ol-, -(I)msAr ol-).” (2014, 200). Korkmaz, bu çalışmayı ilgilendiren ve sınıflandırmasının üçüncü basamağında ele aldığı birleşik fiil grubunun, iki fiilin birleşmesinden oluştuğunu dile getirmiştir: “Burada birinci fiil bir zarf-fiil kuruluşundadır. Buna, esas fiilin anlamını tasvir eden ve ona yeni bir anlam özelliği katan yardımcı fiil eklenir. Bu türlü birleşik fiiller tasvir edici yardımcı fiil olarak kullanılan bil-, ver-, dur-, yaz-, gel-, gör-, kal- fiilleri ile karşılanır.” (2014, 200-201). Korkmaz, bu türden olan birleşik fiilleri işlev ayrılıklarına göre yeterlik, tezlik, süreklilik, yaklaşma, uzaklaşma olmak üzere alt başlıklar hâlinde incelemiştir. Korkmaz’ın bahsettiği diğer birleşik fiil grupları ise anlamca birbirine yakın ya da zıt fiillerin oluşturduğu iki ayrı fiilin birleştiği, silip süpür-, döküp saç- gibi ikili birleşik fiiller ve göze gir-, kanı tepeye çık- örneklerinin verilebileceği anlamca kaynaşmış ve deyimleşmiş birleşik fiillerdir (2014, 201).

Banguoğlu; birleşik fiilleri Karmaşık Fiiller (a. Öncelik fiilleri, b. Başlama fiilleri, c. Niyet fiilleri, d. Çekimsiz fiil şekilleri) ve Tasvir Fiilleri olarak iki grupta ele almış, tasvir fiillerini de a. Yeterlik, a. İvedilik, c. Sürek, d. Yaklaşık, e. Yarı tasvir fiilleri diye alt gruplarda incelemiştir (2011). Yarı tasvir fiillerini “tasvir fiilleri kalıbında kurulmuş olup tasvir fiili anlatımı taşımayan, yani ikinci fiilin esas anlamında olan birleşikler” (2011, 493) şeklinde tanımlayan Banguoğlu, yarı tasvir fiillerine örnek olarak çıkagel-, alakoy- örneklerini vermiştir.


 Birleşik fiilleri “biri asıl eylem, diğeri yardımcı ad veya eylem olan iki sözcüğün birbiriyle yapı ve anlamca kaynaşması ile oluşan gruptur.” (2011, 432) şeklinde tanımlayan Eker; Türkiye Türkçesindeki birleşik fiilleri, 1. Asıl eylem + zarf-fiil eki + yardımcı eylem şeklinde oluşturulan tasviri eylemler (düşeyaz-, bakakal-...), 2. Ad + yardımcı eylem yapısında kurulan adla yapılan birleşik eylemler (yardım et-), ve 3. İlk iki gruba da uymayan; fakat birleşik eylemler içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğü diğer birleşik eylemler (güleceği gel-, yapmış ol-, güleceği tut-...) olmak üzere üç bölüme ayırmıştır (2011, 432-433). Eker, ilk gruba dahil ettiği tasvir fiillerinin asıl eylemin kılınış çeşidini göstermeye yaradığını belirtmiştir (2011, 432).

Karahan, birleşik fiilleri 1. Bir hareketi karşılayan birleşik fiiller ve 2. Bir hareketi tasvir eden birleşik fiiller olmak üzere işlevine göre ikiye ayırmıştır. Karahan, ilk gruba dahil ettiği fiilleri de a. Ana Yardımcı Fiillerle Kurulan Birleşik Fiiller (yok et-, karar kıl-, konuşacak ol vb.) ve b. Diğer fiillerle kurulan birleşik fiiller (“ol-, et-, kıl-, yap-, bulun-, başla-“ yardımcı fiilleri yerine asıl fiillerin kullanıldığı “yol al-, para ye-, diş bile-“ gibi) olarak iki grupta sınıflandırmıştır. İkinci grupta yer alan, bir hareketi tasvir eden birleşik fiillerin “zarf-fiil eki taşıyan bir fiil ile bir tasvir fiilinin birleşmesinden meydana gelen fiiller” olduğunu dile getiren Karahan; bu fiillerin asıl fiile yeterlik, ihtimal, tezlik, yaklaşma vb. anlamları kattığını ifade eder (2012, 73).

Karaağaç’ın sınıflandırması Ergin’in sınıflandırmasıyla birebir örtüşmektedir. Karaağaç da birleşik fiilleri, 1. İsimlerle yapılan birleşik fiiller Ör. Arz et-, şaka yap-, sabret-, vermiş bulun-, gidecek ol- vb. 2. Fiillerle yapılan birleşik fiiller olmak üzere ikiye ayırır ve ikinci grup için bir asıl fiilden sonra zarf-fiil eki ile birleşen bir yardımcı fiilin geldiğini söyler. Karaağaç; “İsimlerle yapılan birleşik fiillerde olduğu gibi, bu fiillerle yapılan birleşik fiil öbeklerinde de yardımcı fiil, geriye doğru bir işlev görür, yani yardımcı fiilin yönü geriye doğrudur. Bu, Türkçenin yapımlık yönüdür ve gerçekten de yardımcı fiil, bir fiilden fiil yapma eki gibi çalışır.” (2011, 193) açıklamasıyla, diğer araştırmacılar gibi zarf-fiilli birleşik fiillerde zarf-fiilli yapının asıl fiil olduğunu, çekimli fiilin ise bu asıl fiili işlev bakımından tamamladığını dile getirmektedir.

Araştırmacıların temel olarak birleşik fiilleri yapı bakımından “fiil + zarf-fiil eki + fiil” ve “ad + fiil” şeklinde sınıflandırdığı görülmektedir; fakat Uğurlu (2009), birleşik fiilleri ele aldığı makalesinde, zarf-fiil ekinin bir fiilden isim yapma eki olması dolayısıyla zarf-fiilli parçanın da artık bir isim olduğu gerekçesiyle yukarıda da bahsi geçen tüm birleşik fiillerin yapı bakımından birbirinden farkının olmadığını, bu sebeple tüm birleşik fiillerin ad + eylem yapısında ele alınması gerektiğini dile getirir. Dolayısıyla Uğurlu; birleşik fiiller için “isimlere fiiller getirilmek suretiyle oluşturulan fiillere ‘birleşik fiil’ denir” (2009, 410) tanımlamasını yapmaktadır ve birleşik fiilleri yapı ve dizim bakımından sınıflandırmak gerektiğini, anlamın ise yalnızca denetleyici bir ölçüt olarak kullanılabileceğini ifade etmektedir (2009, 407).


 Uğurlu’nun (2009) tanımı; yapı bakımından doğru ve birleşik fiillerin tasnifi açısından kapsayıcı bir tanımdır; ancak birçok araştırmacının da ayrı bir başlık altında inceleme gereği duyduğu tasvir fiilleri, yapı ve dizim bakımından Uğurlu’nun tanımına uymasına rağmen diğer birleşik fiil yapılarından bir yönüyle ayrılmaktadır. Bu tür birleşik fiil gruplarında, her ne kadar zarf-fiil eki bir yapım eki olarak eklendiği fiili isim türünden bir sözcüğe dönüştürmüş olsa da buradaki fiil, anlam olarak hâlâ fiilliğini korumakta ve bağlam içerisinde, gerçekleştirilen asıl eylemi ifade etmektedir. Burada kişi ve zaman ekini alan her ne kadar yardımcı fiil ise de işaret edilen anlam, zarf-fiilli yapıdaki eylemdir. Karaağaç, “Öbeğin vurgusu asıl öge olan fiil üzerindedir” (2011, 195) ve Karahan da “Grubun vurgusu birinci unsur üzerindedir.” (2012, 79) sözleriyle bu duruma dikkat çekmiştir. Örnek verilecek olursa “STTü. bütün gün çalışıp durdum birleşmesinde, STTü. dur- yardımcı fiili ayrı bir olguyu ifade etmez, sadece STTü. çalış- fiilini kılınış yönünden tasvir eden gramatikal bir unsur olarak işlev görür. Diğer bir deyişle, dış yapıda söz dizimi açısından Temel Parça, Zarf Parçasına bağlıymış gibi görünse de derin yapıda Temel Parça anlam açısından kendisinden önceki Zarf Parçasında bulunan tam fiili ‘actional phrase’ niteler.” (Gökçe 2013, 50).

“Bir yapımlık bağlı birim, aynı tür sözden aynı tür söz türetiyorsa, ekin işlevi açık ve belirgin olmakta, isimden fiil veya fiilden isim türetiyorsa, ek belirgin bir işleve sahip olmamakta, getirildiği isim veya fiille herhangi bir biçimde ilgili fiil ve isimler türetmektedir. İşte bu olgu, isimlerden yapılan birleşik fiiller ile fiillerden yapılan birleşik fiiller arasında da olduğu gibi geçerlidir.” (Karaağaç 2011, 193). Bu sözleriyle Karaağaç, asıl fiile zarf-fiil eki ile bağlanmış olan yardımcı fiillerin de birer fiilden fiil yapma eki gibi çalıştığını ve bu nedenle bunların belirli bir işleve sahip olduklarını açıklamaktadır: u-, bil-, al- : iktidar, yeterlik; ver- : kolaylık, birdenbirelik, çabukluk, tezlik; gör-, dur-, ko-, koy- : süreklilik, veya devamlılık, deneme; gel-, kal- : beklenmezlik, çabukluk; yaz-: yaklaşma. Yani Karaağaç’a göre bu türden yardımcı fiiller; birer fiilden fiil yapma eki gibi işlev görerek zarf-fiilli yapıdaki fiile yeni bir anlam kazandırırlar. Buradaki önemli nokta, tasvir fiili olan yardımcı fiillerin, eklendiği fiile yeni bir anlam kazandırması ve asıl fiili işlev yönünden işaretlemesi konusudur.

TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ

Tasvir fiilleri; yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere, zarf-fiilli parçadaki eylemi işlev bakımından belirtmesi nedeniyle kendi içinde yine sınıflandırılırlar. Sözcüklerin zamanla anlam değişikliğine uğraması, dilin kullanımındaki temel değişiklikler göz önünde bulundurulduğunda; bu tasvir fiillerinin hem çağdaş Türk lehçeleri hem de tarihî Türk lehçeleri için değişkenlik gösterebileceği ve konunun dilin en değişken alanı olan anlamla ilgisi bakımından tam ve kesin bir sınıflandırma yapmanın zorluğu anlaşılmaktadır. Buna rağmen; yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere (yapıver-, bakakal- vb.), bu yardımcı fiiller kullanım sıklıkları bakımından, asıl fiili hangi işlev bakımından nitelediklerine göre sınıflandırılabilmektedir. Eski Uygur Türkçesinde de bugün Standart Türkiye Türkçesinde kullanılmayan ve bu sınıflandırmaya dahil edilebilecek olan bazı tasvir fiilleri mevcuttur. Bu çalışmanın asıl konusu da birçok araştırmacının farklı yönlerden dikkat çektiği, Eski Uygur Türkçesinde asıl fiili (zarf-fiilli parçayı) saygı yönünden niteleyen tasvir fiilleridir: yarlıka-, tegin-, ötün-, yükün-.[2]


 Gabain; yukarıda da bahsi geçen, birleşik fiilleri sınıflandırdığı çalışmasında Eski Uygur Türkçesindeki saygı bildiren yardımcı fiilleri “İngilizcedeki will, can, must; Almancadaki werden, können, müssen gibi” (1988, 24) şeklinde açıkladığı Modal Yardımcı Fiiller grubuna dahil etmektedir. Gabain, bir başka çalışmasında bu yardımcı fiilleri şu şekilde açıklamıştır: “Modal yardımcı fiillerin bir alt bölümü modal saygı fiilleridir; mantıkî esas fiil, -u zarf fiil şekline sahiptir. kıl-u tägin- ‘fedakârlıkla bir şey yapmak’, yükün-ü ötün- ‘bağlılıkla hürmet etmek’, bältür-ü yarlıka- ‘saygıyla bir şey göstermek’. Esas fiil –galı şeklinde ise, modal saygı fiili değil, modal yardımcı fiil söz konusudur: bar-galı ötün- ‘gidebilmeyi rica etmek’, boşurgalı yarlıka- ‘öğrenmeyi emretmek’. Yalnız ti- ‘demek’, ay- ‘söylemek’, ayt- , ayıt- ‘sormak’ fiilleri, modal saygı fiillerinden önce -˚p şekliyle gelirler: ti-p ötün- ‘saygıyla söylemek’” (Gabain 2007, 90). Görüldüğü üzere, Gabain saygı fiillerini tasvir fiillerinden ayrı bir şekilde modal fiiller başlığı altında ele almıştır. Gabain’ın modal fiillere verdiği “yuyunu başla-, isteyü git-“ (1988, 24) gibi örneklerde yardımcı fiil, esas anlamını yitirmeyip asıl fiil olarak kullanılmaktadır. Ancak saygı fiilleri yukarıda da açıklandığı üzere, esas eylemi ifade etmeyerek, zarf-fiilli parçadaki eylemi yalnızca işlev yönünden nitelemektedir. Bu yönüyle saygı fiilleri, modal fiillerden ayrılarak tasvir fiilleri içerisine dâhil edilmelidir.

Yaylagül de Eski Türkçede nezaket ifadelerini incelediği çalışmasında bu türden fiillere yer vermiştir. Yaylagül’ün “Alt katmandan bir kişi üst katmandan bir kişiden herhangi bir talepte bulunacaksa söylemlerinde, genellikle söylem sonunda olmak üzere, bazı özel fiiller kullanır. Bu fiiller yoluyla, konuşmacı kendini alçaltarak dinleyiciyi yüceltmekte, böylece talebinin yerine getirilmesi için zemin hazırlamaktadır” (2005, 156) sözleri de bu yardımcı fiillerin, asıl fiili saygı, nezaket işlevi yönünden tamamladığını; asıl eylem olarak kullanılmadığını ifade etmektedir.

Tokyürek (2005, 349), Gabain’ın Modal Yardımcı fiiller başlığı altında ele aldığı fiilleri belirleyici yardımcı fiiller başlığı altında vermiş, Banguoğlu (2011)’nun yarı tasvir fiilleri dediği bölüme dâhil ettiğini ifade etmiştir. Bir işi haşmetle yapmak anlamını verenlere tegin-, yarlıka- örneklerini vermiş, fakat bunlardan başka 16 farklı yardımcı fiil daha kullanıldığını “diğer belirleyici yardımcı fiiller” başlığı altında “eşidü tüketip, kodup ıdalap, yanturu kötünü” gibi örneklerle ifade etmiştir (2005, 362). “Kalıplaşma temayülü gösteren bu birleşik fiiller, hareketin nasıl yapıldığını gösterir. Uygur sahasında yaygın olarak kullanılan ‘yarlıka-‘ ve ‘tegin-‘ belirleyici yardımcı fiilleri ‘bir işi haşmetle ya da saygıyla yapmak anlamlarındadır” (2005, 349) açıklamasına rağmen Tokyürek, zarffiil + fiil yapılarını tasvir fiilleri olarak adlandırıp yeterlik, tezlik, süreklilik, yaklaşma fiili başlıkları altında değerlendirirken, burada söz konusu olan saygı fiillerini belirleyici yardımcı fiiller olarak ayrı bir başlık altında incelemiş ve ayrıca Uygur Türkçesinde saygı bildiren tasvir fiilleri olarak ayrı bir gruplandırma yapmayarak, bunları diğerleriyle aynı kategoride değerlendirmiştir.

Eraslan da Eski Uygur Türkçesi Grameri adlı eserinde bu fiilleri, ‘tasvirî yardımcı fiiller’ başlığı altında vermiş; fakat diğer tasvir fiillerinden ayrı olarak bunları saygı fiilleri olarak sınıflandırmayıp her bir fiilin kendi açıklamasında bu fiillerin, eylemin hürmetle yapıldığını ifade ettiğini dile getirmiştir. (2012, 443).


 Son olarak 2016 yılında saygı bildiren ifadeleri ele aldığı çalışmasında Keskin, kalıp olarak kullanılan saygı bildiren sıfatlara yer verdikten sonra, Altun Yaruk’un yalnızca yedinci kitabında geçen ve saygı bildiren fiillerden söz etmiştir. Ayrıca bunları birleşik fiil konusu kapsamında ele almamış, bu fiillerin yalnızca anlam bakımından saygı ifade ettiğini dile getirmiştir. Keskin; küse-, yalbar- ve yükün- fiillerinin, tegin-, ötün-, yarlıka- fiillerinde olduğu gibi esas anlamlarından sıyrılmadığını belirterek bu fiilleri de çalışmasına dahil etmiştir (Keskin, 2016). Eraslan’ın da tasvir fiilleri başlığı altında küse- “esas fiilde belirtilen hareketin yapılmasının istendiğini ifade eder” (2012, 446), sakın- “esas fiilde belirtilen hareketin yapılmasının düşünüldüğünü, tasarlandığını ifade eder” (2012, 446) gibi fiillere yer verdiği görülmektedir. Ancak açıkça görüleceği gibi, küse-, sakın- vb. fiiller esas anlamını yitirmeyerek yapılan asıl eylemi (iste-, düşün-) ifade etmektedirler. Bu bakımdan bu tarz Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/7 Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/8 Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/9 Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/10 Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/11 Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/12 Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/13 Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/14 Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/15 Sayfa:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf/16
  1. Araştırma Gör., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Elemanı, orcid.org/0000-0002-5007-9365, raziyeersan@gmail.com
  2. “Ötün- and tägin- are used for marking speech and action respectively, of the individual who has an inferior status” (Erdal 2004, 529).

Dizin:ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE TASVİR FİİLİ OLARAK SAYGI FİİLLERİ.pdf hakkında bir tartışma başlatın.

Bir tartışma başlat