Destân-ı Mağnisa

Vikikaynak, özgür kütüphane

Takrîr edem dinle nedir hâli Mağnisa'nın
Söyleyim bak nedir ahvâli Mağnisa'nın
Düğünde bayramda atlas hâre giyerler
Bozulmaz yeşili alı Mağnisa'nın

Mağnisa'nın içinde evliyâsı çok
Mescidi camisi medresesi çok
Hâfızı mütedâ müderrisi çok
Okur bülbül gibi dili Mağnisa'nın

Etraf köyden şehirlerden gelirler
Handa hânelerde misâfir olurlar
Sultân Camisi'ne sâf sâf dururlar
Altın kemerlidir beli Mağnisa'nın

Sultân Nevrûz günü Mesir saçarlar
Cem olup cümle halk avuç açarlar
Mollalar imâretden çorba içerler
Her şehre ulaşır eli Mağnisa'nın

Âşıklar pîrine eyler niyâzı
Dere Kahvesi'ne asarlar sazı
Karşısında bülbül eyler avâzı
Açılır baharda gülü Mağnisa'nın

Ulu Cami'nin vurur çanlı sa'ati
Herkes vaktini bilir bulur râhatı
Tüccarların budur dâim adeti
Elden ele gezer malı Mağnisa'nın

Bahar vakti gelir bülbül sadâsı
Vardır erenlerin anda du'âsı
Kışın kar ile dolar dağı ovası
Akar boz bulanık seli Mağnisa'nın

Çölünde Karaca Ahmed Sultân hazırken
Üstünde Saruhan Baba nâzırken
Sağda Hâki Baba solda Kırtık Sultân vezirken
Deftede kayd olmaz vebâli Mağnisa'nın

Cümle eknâf çâr köşeden gelenler
Her birisi bir işe memur olanlar
Kazanıp kârında bereket bulanlar
Gitmez gözünden hayâli Mağnisa'nın

Beldemiz üstü dağ önü mesire
Bahar gelince cümle çıkarlar seyre
Gel bunca evliyâları ziyâret eyle
Şimdi çimendiferdir yolu Mağnisa'nın

Tevhîde sözünde hilâfın yokdur
Tatlıdır kavunu karbuzu çokdur
Karına kaymağına hiç sözüm yokdur
Namdadır yağ ile balı Mağnisa'nın