Cumhuriyet Senatosu Tutanakları/20 Ekim 1961/Birinci Oturum/Başkanlık Divanı Seçimi

Vikikaynak, özgür kütüphane

Başkan- Şimdi, gündemimizde ilk olarak Başkanlık Divanının seçilmesi hususu vardır.

İhsan Hamit Tiğrel (Diyarbakır)- Söz istiyorum efendim.

Başkan- Buyurun.

İhsan Hamit Tiğrel (Diyarbakır)- Sayın arkadaşlar; Sayın Başkanımız konuştular ve seçimler için aday gösterilesi lazım geldiğini ileri sürdüler. Halbuki Anayasamızda seçimler için aday gösterilemeyeceğine dair belirgin hüküm vardır. Dolayısıyla; böyle açıkça aday gösterilmesi Anayasaya tam muhalefet oluşturur. (Partiler gösteremez, şahıslar aday gösterebilir sesleri) Bence İçtüzüğün hükmüne göre 3 tane sepet konmalı. Birisi Başkan için diğerleri de üç Başkanvekili ve İdare Amirleri ile kâtipler için... Oyların bunlara atılması lazımdır. Burada gizli seçimlerin yapılması için sepetler konulmasını istiyorum.

Başkan- Akif Eyidoğan.

Akif Eyidoğan (Zonguldak)- Söz sırasını bana verdiği için Hıfzı Oğuz Bekata arkadaşıma teşekkür ederim.

Sayın arkadaşlarım, parti adına aday göstermek Anayasaya göre mümkün değildir. Fakat bütün partiler seçimlerde hangi partiye mensup olurlarsa olsun bütün arkadaşlar vicdanlarıyla başbaşa kalarak Senatonun Başkan ve İdare Heyetini seçeceklerdir. Bunun için de 2/3 çoğunluk lazımdır. Bugün burada 2/3 çoğunluk vardır. Bendeniz konuşmama başlamadan önce Başkanlık için Suat Hayri Ürgüplü'yü teklif ediyorum. (Alkışlar.)

Başkanlık için ayrı, Başkanvekilleri için ayrı, İdare Amirleri için ayrı, Kâtipler için ayrı seçimler yapılmasını arz edeceğim. (Tamam, doğru sesleri)

Başkan- Hıfzı Oğuz Bekata.

Hıfzı Oğuz Bekata (Ankara)- Sayın arkadaşlarım, Cumhuriyet Türkiye'sinde ilk defa kurulan Cumhuriyet Senatosunda şerefli yerini alan üye arkadaşlarımı hürmetle selamlarım.

Bir devri arkada bıraktık. Yeni bir devri yeni bir zihniyetle açıyoruz.

İşgal buyurduğunuz yerler, sizlerden önce hiçbir hatıra taşımamaktadır. Geçirdiğimiz siyasi hayati milletin ve milletin hizmetinde her vakit ve ne pahasına olursa olsun, millî menfaatleri daima parti menfaatlerinin üstünde görme ve ele alma zaruretini bizlere değişmez bir vatanseverlik vazifesi olarak telkin etmiş bulunuyor.

Bu itibarla, siyasi hayata kapılarını ilk olarak bugün açan bu salonu, hiçbir menfî aksisada bırakmadan, bizden sonra geleceklere büyük hizmet ^e vatanseverlik hâtıraları ile devretmek geleceğini biz kuracağız. Çalışmalarımızda bilhassa bu hususta ciddi hassasiyet göstereceğiz. Bu, bizim ilk borcumuzdur. Daha başlangıçtan itibaren tek taraflı hareket etmemeye, müşterek çalışmada Anayasa hükümlerine yüzde | yüz bağlı kalmaya millet hizmetinde beraber çalışmanın en güzel örneklerini vererek, bunun geleneğini kurmaya mecburuz.

İşte bu ahenkli çalışmayı sağlayacak bir organ olan Başkanlık Divanı konusunu bu anlayışla ele alıyorum. Başkanlık Divanı seçimlerinin Anayasa ve içtüzük hükümlerine tam mutabık olacak yapılabilmesini gerçekleştirmek için, önce Anayasamızın 84'ncü maddesi üzerinde anlaşmamız gerekir.

Anayasanın 84'ncü maddesindeki hüküm aynen şudur:

Meclislerin Başkanlık Divanları, o Meclisteki siyasi parti gruplarının kuvvetleri ölçüsünde Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur.

Bu bir Anayasa hükmüdür. Partiler yalnız Senato Başkanlığı için namzet tavsiye etmeyeceklerdir. Bu da doğru.

Fakat, Senatoda yer alan partilerin kuvvetlerinin oranları tespit edilmeden ve her partinin, Başkanlık Divanındaki hissesi yer olarak belli edilmeden seçimlere geçilmesi, Anayasa hükmünün tatbikatını yanlışa götürür ve aramızda ahenksizlik yaratır ki, bu da yarın çalışmalarımıza tesir eder. işte bunun için derhal seçimlere geçilmesi doğru olamaz. Ortada acil bir durum da yok. Şu halde, Başkanlık Divanına her partiden kimlerin seçileceğini bir yana bırakıp, her şeyden önce Anayasama 84'üncü ve içtüzüğün 5'inci maddeleri gereğince, Senatoda yer alan siyasi partilerin Başkanlık Divanındaki hisselerini tespit etmek zorundayız. Ancak bundan sonradır ki, her parti kendine düşen mevkileri isimlendirir.

Parti yetkilileri aralarında bu kontenjanda anlaştıkları takdirde gösterecekleri adaylara, sadece kendileri değil, hepimiz müştereken oy vereceğiz. Daha önce böyle bir prensip anlaşması yapılmadan, bir emrivaki halinde seçime gidilirse, bunun mevzuata ve teamüle aykırılığı bir yana; siyasi hayatına bizimle beraber başlayan Cumhuriyet Senatosunda gerçekleştirmeyi yürekten arzuladığımız güzel hava ve salim müzakere yolu da şimdiden gölgelenmiş olur. Buna asla meydan vermeyelim.

Bunun için de ilk iş, şahısları seçmek değil; her partinin hissesine düşen yerleri tayin ve bunu dikkate almak lazımdır. Bu meseleyi halletmeden seçim yapılamaz.

Takdir buyurursunuz ki, partilerin hisselerini, burada Umumi Heyet olarak beraberce konuşup tespit etmek ise pek güçtür. Bunun şu anda, seçimlerin mahiyeti ve parti kontenjanlarının hususiyetleri bakımından da, yapılmasını mümkün göremiyorum. Çünkü, önce kontenjan mevzunu halledeceğiz. Bunun neticesinde, Senatoda yer alan partilerin kuvvetlerine göre, Başkanlık Divanında alacakları yerler tespit edilecektir. Sonra her parti grubu, kendine düşen yerlere adaylarını kendi aralarında seçerek, Yüksek Heyetinize arz edeceklerdir.

Önceden prensip mutabakatı hasıl olunca, bu adayların seçimleri anlaşmanın tabiî icabı olarak, müşterek oylarımızla neticelenecektir.

İşte bunun için, her parti grubundan seçilecek temsilcilerin, bu kontenjan anlaşmalarını yapmalarına imkân vermek üzere, seçimin tehirini rica ediyorum. Zira prensip anlaşmasına varılmadan yapılacak seçimlerin ilk günden bir rahatsızlık getirebileceği endişesiyle söz aldım. İstirhamım odur ki, önce Anayasanın 84'üncü maddesinin âmir hükmünü, partiler olarak bir anlaşma noktasında birleşmek suretiyle yerine getirelim. Ancak, bundan sonra seçimlere geçilmesi daha uygun olur, kanaatindeyim. Şu anda seçimin yapılmasına imkân görmüyorum. Bunu Senatonun yüksek takdirine arz ederim.

(Alkışlar)

Başkan- Niyazi Ağırnaslı, buyurunuz.

Niyazi Ağırnaslı (Ankara)- Hıfzı Oğuz Bekata arkadaşımızın ifade buyurdukları 84'üncü madde hükmünde bir aykırılık var. Bu da hemen halledilebilir ve seçime geçilebilir. Kanaatimizce burada en fazla senatörü olan Adalet Partisine Senato Başkanlığı, diğer üç partiye de başkanvekillikleri verilmesi uygun olacaktır. Ben Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinden gelmiş bir senatör olarak, aleyhimize olmakla beraber bu teklifi, Senatonun ananesini kurmak bakımından, yüksek huzurlarınıza arz etmekte fayda buluyorum.

Kâtiplikler için de yine 2 Adalet Partisinden, 2 Cumhuriyet Halk Partisinden, 1 Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinden, 1 tane de Yeni Türkiye Partisinden vermek suretiyle, seçim yapmak mümkündür.

Eğer, bu hususta tabiî senatörlerin de idare mekanizması hakkında noktai nazarları varsa, onları da dinledikten sonra bir neticeye varmanın faydalı olacağını düşünce ederiz.

Eğer bu şekilde düşünecek olursak; C. K. M. Partisinden Profesör Em. Gn. İbrahim Şevki Atasagun'u bendeniz şahsen ikinci başkanlık için aday gösterilmesini teklif ediyorum. Aynı şekilde Y. T. Partisi ve C. H. Partisinden de birer ikinci başkan namzeti göstermek kabil olacaktır. Bu şekil meselesi dolayısıyla, Tabiî Senatörlerin de noktai nazarlarını anlayıp daha ahenkli bir neticeye varmak isabetli olur. Zannederim kendileri de noktai nazarlarını ifade ederler. Bu şekil Senato için daha faydalı olur. Yoksa bir mütekaddim müzakere ile kontenjan tâyin etmenin doğru olmadığı kanaatindeyiz. Böyle bir hal tarzı burada konuşulabilir. Yani Y. T. P. ve C. K. M. P. biner reisvekili, birer kâtip, birer idare âmiri göstermek suretiyle yapılır ve daha fazlasını da iki partiye vermek yoluna gidilebilir. Bu da faydalı olur.

Burada endişemiz mensup bulunduğumuz partinin de endişesi şu çatı altında vatanseverlik ve tarafsız bir tutumla hareket etmeyi sağlamaktan ibarettir.

Başkan- Saim Sarıgöllü.

Osman Saim Sarıgöllü (Aydın)- Bütün Senatör arkadaşlarımı hürmetle selâmlarım.

Muhterem arkadaşımız Hıfzı Oğuz Bekata, meriyete girmiş bulunan yeni Anayasanın 84'üncü maddesi üzerinde durdular. Mevzu ne görüldüğü kadar basit, ne de ihmal edilecek kadar sabittir. 84'üncü maddenin vasfını mütalâa edecek olursak, meclislere riyaset edecek heyetler ekseriyet grupundan olduğu takdirde ekalliyet grupları üyelerine, seçici küçük topluluklara söz vermemek, haklarında cezai birtakım kararları diledikleri gibi almak ve bunun neticesinde içtüzük ihtilâflarına yol açmak gibi hususlara sebebiyet verebileceği başta mülâhaza edilmiş ve bu itibarla meclisler riyaset divanının seçilmesi 84'üncü maddede görüldüğü üzere yer almıştır. Mevzuuıbahsolan başkan hakkında değil, Başkanlık Divanı hakkındadır. Binaenaleyh, başkan ve Başkanlık Divanı her hangi bir karar alırken müşterek hareket etmek zorundadır. Vâzıı kanun bunu mülâhaza ederek gerek Başkan ve gerekse Başkanvekilikleri için partilerin aday göstermemelerini ve fakat Kâtiplikler için aday göstermelerini tâyin ve tesbit etmektedir. Bununla kasdettiği mânanın şu olduğu neticesine varıyoruz. Üyeleri hakkında kararın tarafsız olması ve yalnız ekseriyeti temsil edecek bir parti ve zümrenin kararı çerçevesinde kalmaması sağlanmıştır. Bu böyle iken, 84'üncü madde bize şu esası da veriyor; Meclislerin Başkanlık divanları, o Meclisteki siyasi parti gruplarının kuvvetleri ölçüsünde Divana katıl malarını sağlıyacak şekilde kurulur, diyor. Burada Başkandan bahsetmemekle Başkanlık Divanı kül halinde ele alınmaktadır.