2011 Türkiye futbolu şike iddianamesi/Soruşturmada tespit edilen diğer şike / teşvik faaliyetleri

Vikikaynak, özgür kütüphane

SORUŞTURMADA TESPİT EDİLEN DİĞER ŞİKE / TEŞVİK FAALİYETLERİ

1- 11.05.2011 GÜNÜ KAYSERİ’DE BEŞİKTAŞ - İ.B.B SPOR TAKIMLARI ARASINDA OYNANAN 49.ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI FİNAL MAÇINDA ŞİKE YAPILMASI (Kl:42) EYLEMİN GELİŞİMİ:

Spor kulüpleri açısından, kendi ülkelerinde şampiyon olmalarının yanı sıra gerek maddi gelir, gerekse prestij yönünden Avrupa liglerine katılmalarının da önem arzettiği, 2011-2012 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde 2, UEFA Ligi'nde 3 olmak üzere, Avrupa Kupalarında ülkemizi toplam 5 takımın temsil edeceği, UEFA Ligi'ne Ziraat Türkiye Kupasını kazanan ve ligi 3. ve 4. sırada bitiren takımların katılacağı, Süper Lig'in 2010-2011 sezonuna bakıldığında; ligin 34 haftalık maratondan oluştuğu, 32. hafta karşılaşmaları sonunda Fenerbahçe'nin 76 puanla lig birincisi olduğu, Beşiktaş ve Kayserispor'un 50 puanda olduğu, Beşiktaş'ın averaj üstünlüğü ile ligin 5. sırasında yer aldığı, oluşan bu tabloya göre, ligin son 2 hafta maçlarında Beşiktaş'ın puan kaybetmesi halinde Avrupa Kupalarına katılamama durumunun ortaya çıktığı, bu sebeple Ziraat Türkiye Kupası'nı alarak UEFA Ligi'ne gitmeyi garantilemek istediği, 11.05.2011 günü Kayseri’de Beşiktaş-İBB futbol takımları arasında 49. Ziraat Türkiye Kupası final karşılaşmasının oynanacağı, karşılaşmadan önce mayıs ayının başlarında, Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı'nın yönlendirmesiyle Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu'nun, menajer Yusuf Turanlı ile irtibata geçtiği ve İBB futbolcuları İbrahim Akın ve İskender Alın'a Beşiktaş yönetiminin transfer teklifini iletmesini istediği, bunun üzerine Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'ı ve İskender Alın'ı arayarak Beşiktaş'ın transfer teklifini ilettiği, her iki futbolcunun da bu teklifi kabul ettiği ve transfer ile ilgili şartları takip etmesi için Yusuf Turanlı'ya yetki verdikleri, bu aşamadan sonra Beşiktaş Stad Sorumlusu Ahmet Ateş'in Yusuf Turanlı’yla irtibat kurduğu ve transfer görüşmesi için Beşiktaş yetkilileri ile görüşmesi amacıyla Yusuf Turanlı'yı Bursa’ya çağırdığı, Yusuf Turanlı'nın bu görüşmeden sonra İbrahim Akın'ı ve İskender Alın'ı arayarak çok önemli olduğunu söyleyip her iki futbolcu ile buluştuğu, Şahısların bu görüşmelerinden yaklaşık 2 gün sonra, Yusuf Turanlı'nın Tayfur Havutçu'yu arayarak Serdal Adalı ile görüştürmesini istediği, bunun üzerine Ahmet Ateş'in Yusuf Turanlı'yı arayarak Serdal Adalı'nın şirketine gelmesini istediği, ancak bu buluşma kupa maçından önce olduğu için Beşiktaş yetkililerinin Yusuf Turanlı’yla bir arada görünmek istemedikleri ve transfer teklifinin kamuoyunda duyulmasından çekindikleri, bu sebeple Ahmet Ateş'in Yusuf Turanlı'yı görüşmeye çağırırken "Yakınlaşınca ararsın beni ama 2’de burada olursan birde yalnız geleceksin abi,...yani güvenli, kimsenin görmeyeceği bir yerde görüşelim diyorlar" şeklinde uyararak dikkatli olmasını istediği, Yusuf Turanlı'nın aynı gün akşam saatlerinde Serdal Adalı'nın şirketine gittiği ve burada futbolcuların şike yapmaları karşılığında transfer edilmeleri konusunda anlaştıkları, bu buluşmanın hemen ardından Yusuf Turanlı'nın her iki futbolcuyu arayarak transfer konusunda anlaştıklarını söylediği ve 2.000.000 euro transfer ücreti teklif ettiklerini ilettiği ayrıca telefon görüşmelerine göre Serdal Adalı'nın kendisine ait yaklaşık 200.000 TL değerindeki Soder One adlı bir yarış atını da İbrahim Akın'a hediye edeceğini söylediği ve her iki futbolcudan da söz konusu transfer karşılığında karşılaşmanın Beşiktaş'ın lehine bitmesi için kupa maçında iyi oynamamalarını istediği, bu durumun iletişim tespit tutanaklarına, "İnönü’deki maçı nasıl izlemişsin aynı öyle bir maç izleyeceksin, puroyu yak karışma gerisine,..şey Yusuf abi kupayı alırsak ne olacak,..seninle bir alakası olmasın önemi yok yani anladın mı... ulan pas o hep o şey yapacağız o zaman pas mas yapacağız" şeklinde sözlerle yansıdığı, ancak daha sonra İbrahim Akın'ın kulüp başkanı ile görüştüğünü, başkanın bu maç için prim teklif ettiğini ayrıca kendisine futbol hayatını bitiririm dediğini, bu sebeple söz konusu anlaşmadan haberi olduğunu düşündüğünü, bu sebeple karşılaşmada iyi oynayacağını Yusuf Turanlı'ya ilettiği, tüm bu süreç içerisinde Yusuf Turanlı'nın Tayfur Havutçu'yu arayarak gelişmelerden bilgi aktardığı, 11.05.2011 günü kupa finalinin oynandığı, İbrahim Akın ve İskender Alın'ın karşılaşmada oynadıkları, normal süresi (2-2) beraberlikle sonuçlanan karşılaşmayı penaltı atışları sonunda Beşiktaş futbol takımının 6-5 kazandığı, İbrahim Akın'ın karşılaşmada 1 gol attığı, karşılaşmadan sonra İbrahim Akın'ın yaptığı bir görüşmede; "Beşiktaş ile anlaştım ben 3 gün önce ya, onu şey yaptım işte sonra tabi gol atınca biraz karıştı", İskender Alın'ın ise "İmzayı attıktan sonra diyecem ki kupa maçında bilerek oynamadım oyundan çıktım" şeklinde sarfettikleri sözlerden karşılaşma öncesi Beşiktaş’a transfer vaadi karşılığında şike yaptıklarını açıkça ortaya koydukları görülmüştür. İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü ile yapılan yazışmada; 2010-2011 futbol sezonu içerisinde İbrahim Akım ve İskender Alın isimli futbolcuların Beşiktaş Spor Kulübüne transferine yönelik medyada sıkça haberlerin yer aldığı, Beşiktaş Spor Kulübü yetkililerinden Serdar Adalı‘nın 2011 yılı Mayıs ayı sonunda kulübün dönem başkanı ile transfer konusunda görüşmeler yaptığı, ancak adı geçen futbolcularla görüşme yapmak için Beşiktaş SK tarafından kulüpten yazılı izin talep edilmediği ve kulüp tarafından Beşiktaş SK bu şekilde yazılı izin verilmediği bildirilmiştir (Kl:65, Dizi:336).

EYLEME İLİŞKİN İLETİŞİM TESPİT TUTANAKLARI

04.05.2011 günü saat:14.20’de Yusuf Turanlı'yı, Tayfur Havutçu'nun aradığı görüşme; Yusuf: "Daha aramadılar bizi şey", Tayfur: "Şimdi burdaydılar çıktılar 5 dakika önce, bunun bi yerden uzaktan akrabası çıkmış herhalde Kemal, babasına bir şey göndermişler herhalde, sen nasıl istiyorsan biz şimdi bak bu yani bu Akın ile İskender’i, ben söyledim şimdi, onu kesinlikle şey yapmak istiyorlar ikisini", Yusuf: "Almak istiyorlar", Tayfur: "Kesin yani hani, şimdi bu maçla falan alakası yok yani onun için, İbrahim Akın’ı ben istiyorum çünkü yani", Yusuf: "İbrahim Akın ile İskender’in benim olduğunu bütün Türkiye biliyor, çocuklar hemen gelmek istiyor hocam hiçbir sıkıntı yok yani, İskender şuan senin yanında yani o derece”, (tape:3372)

04.05.2011 günü saat:14.26’da İskender Alın'ı, Yusuf Turanlı'nın aradığı görüşme: Yusuf "Hoca aradı beni, Tayfur, ismini de, saat önce yönetime söylemiş bu adamı kesinlikle istiyorum diye, çocuklarla konuş dedi fikirleri ne dedi ben yalandan arıyorum seni tamam mı, sakın dedi bu maçla alakalı falan değil sakın dedi kimsenin aklına öyle bir şey gelmesin dedi", İskender: "Şartları uygun olursa gideriz", Yusuf: "Aynen öyle şimdi benim telefonumu verecek akşam çünkü bu konularla ilgili, ona göre şey yapacağız yani tamammı" (tape:3117),

04.05.2011 günü saat:14.28’de İbrahim Akın’ı, Yusuf Turanlı’nın aradığı görüşme: Yusuf: “Hoca aradı beni Tayfur hoca, yönetimle konuşmuş, seninle İskender’in ismini vermiş, kesinlikle istiyorum diye tamam mı, yönetimde sen istiyorsan alacağız o zaman demiş yanlız dedi sakın dedi ben dedi bu maçla alakalı falan filan dedi aramıyorum benim dedi tarzımı biliyorsun biz seninle bu konuyu daha önceden konuşmuştuk dedi yani anladın mı sakın dedi öyle bir şey aklınıza gelmesin dedi, ne düşünürler dedi gelmekle ilgili bende sana bi sorayım dedim yani herhalde şartlar oluşursa her türlü geliriz yani doğru mu”, İbrahim: “Sen biliyorsun Beşiktaş’a yani yarım kalan bir şeyim var dedim ya sana”, Yusuf: “Okey söylüyorum ben o zaman”, (tape:3527)

04.05.2011 günü saat:15.59’da İbrahim Akın’ın, Ö.’i aradığı görüşme: İbrahim: “Beşiktaş’a döneceğiz galiba geri, istiyorlar bugün haber geldi”, Ö.: “Dön artık yuvaya Beşiktaş”, İbrahim: “Bine final maçı varya şimdi”, Ö.: “Bir çakarsan gol, iyi motive olursan iyi konsantre olursan valla”, İbrahim: “Bir de tam tersi şimdi işte o var karışacak ortalık”, (tape:3528)

06.05.2011 günü saat:20.18’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın'a gönderdiği mesajda; "Tek gelkı baska bıseyde konusmam lazım senle" yazdığı, (tape:3385)

06.05.2011 günü saat:20.20’de Yusuf Turanlı'yı, Ahmet Ateş'in aradığı görüşme: (tape:3386) Ahmet: "Ahmet ben Beşiktaş kulübünden, Bursa’dayız İbo aradımı seni abi", Yusuf: "Söyledi bana arayacak seni diye", Ahmet: "Yarın işin yoksa bir Bursa tarafına gelmen mümkün mü, yakınlaşınca ararsın beni ama 2’de burada olursan birde yalnız geleceksin abi", Yusuf: "Tamam tamam okey".

06.05.2011 günü saat:20.23’de Yusuf Turanlı'ya, İbrahim Akın'ın gönderdiği mesajda; "10 gibi transfermi" yazdığı, (tape:3387)

06.05.2011 günü saat:20.24’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın'a gönderdiği mesajda; "Evet onemlı dıorum valla:)" yazdığı, (tape:3388)

06.05.2011 günü saat:20.27’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın'a gönderdiği mesajda; "Tamam olsun onla gel bıgcefe gecerız beraber 2 dakka konusuruz" yazdığı,(tape:3389)

06.05.2011 günü saat:20.28’de Y.Turanlı'nın, İ.Akın'a gönderdiği mesajda (tape:3390); "Ok beklıom cok onemlı cunku:)" yazdığı,

06.05.2011 günü saat:21.05’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'ı aradığı görüşme (tape:3391): Yusuf: "Ben yarın Bursa’ya gidiyorum, beni çağırdılar, Beşiktaş maçları orada ya yarın, 2’de otele çağırdılar beni", İskender:"Haydi hayırlısı abi ya inşallah iyi", Yusuf:"Yetkilerin bende doğrumudur", İskender: "Doğrudur her zaman her yerde", Yusuf: "Yarın oradayım 2’de görüşmeye gidiyorum".

07.05.2011 günü saat:23.47’de İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'yı aradığı görüşme: İbrahim: "Bi at ismi ögrendim de, Adalı’nın üstüneymiş bir at ismi", Yusuf: "Ya tahmini kaç para ederki o at", İbrahim: " 200 milyardan aşağı etmez abi, ne dedi ki", Yusuf: "Bir şey demedi yarın bir çay kahve içeriz ya ben söylerim ya", İbrahim: "Şeyle ilgili bir problem yok ama demi o çarşamba ile ilgili, hani bir şey söylemiyorlar demi", Yusuf: "Ya diyorki şu bi gidelim Avrupa’ya diyor beraber gidelim diyor", İbrahim: "Ama işte yani düşünsene Apo’ya o kadar emek vermiş demi", Yusuf: "Apo mutlu be abicim finalde o yarı finale çıktığına mutlu ya, o kendi söyledi zaten”, (tape:3536)

08.05.2011 günü saat:13.27’de Yusuf Turanlı'yı, İskender Alın'ın aradığı görüşme: Yusuf: "İstinyeparktayım, Eren gelecek gel, senin menajerin neredeyse senin oradasın, boşver gel atla gel burada", İskender: "Tamam o zaman”, (tape:3393)

09.05.2011 günü saat:12.46’da İbrahim Akın’ın , Yusuf Turanlı'yı aradığı görüşme: Yusuf: "Şey akşam üzeri buluşacam şeylerle tamam mı, Soder One, işte yani o bize lazım doğru mu", İbrahim: "Tamam,evet", Yusuf: "Tamam haber verecem sana”, (tape:3538)

09.05.2011 günü saat:13.05’de Yusuf Turanlı'yı, Tayfur Havutçu'nun aradığı görüşme: Yusuf: "Belediye aradım bugün şimdi havalimanındalarmış erken gidiyorlar, sen şu Ahmet’e bir söylesen de hocam şu şeyle bir bugün buluştursa beni ya bir şey konuşmam lazım, şeyle Adalı’yla falan yani", Tayfur: "Tamam tamam”, (tape:3398)

09.05.2011 günü saat:15.40’da Yusuf Turanlı'nın, Ahmet Ateş'in aradığı görüşme: Ahmet: "Abi neredesiniz siz", Yusuf: "Birinci Boğaz Köprüsüne doğru yaklaşıyorum", Ahmet: "Peki ne taraf uygun", Yusuf: "Bana her yer uygun ya", Ahmet. "Onlar şuan gazetede Milliyet gazetesindeler, yani güvenli kimsenin görmeyeceği bir yerde görüşelim diyorlar", Yusuf: "Kimse yok yani he ben tekim zaten", Ahmet: "Tamam dur bir arayayım", (tape:3401)

            09.05.2011 günü saat:15.42’de Yusuf Turanlı’ya Ahmet Ateş’in gönderdiği mesajda (tape:3864); 

“Abı bana onlar atcı gelıcek dedılerde ıst donunce gorusecegız dıye yanlıslık yok dımı” yazdığı,

09.05.2011 günü saat:15.47’de Yusuf Turanlı'nın, Serdar Adalı'yı aradığı görüşme: Serdar: "Kaçta o arkadaşın uçağı ya", Yusuf: "Gittiler başkanım, ama bilgi bende yani bir görüşürsem", Serdar: "E nereye geçelim", Yusuf: "Ben Etiler tarafındayım istediğiniz yere gelirim", Serdar: "Buradan çıkayım seni arayayım", (tape:3402)

09.05.2011 günü saat:15.49’da İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği mesajda; "soder one olayına ok dımı.ok olursa sorun yok yane:)" yazdığı, (tape:3539)

09.05.2011 günü saat:15.52’de İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği mesajda; "sıkmıcan ıste ya relax:) zaten adamlar kesın alcaz dıolar:)" yazdığı, (tape:3540)

09.05.2011 günü saat:15.57’de İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği mesajda;

           "fınal bıle buyuk olay zaten:) gerek yok bence rahat olman lazım:)" yazdığı, (tape:3541)

09.05.2011 günü saat:15.58’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın'a gönderdiği mesajda; "ben bırazdan bulusucam onlarla cunku:) ya yenı klubumuz kırmayalım onlarıda cunku gelecegımız:) hahahahaha" yazdığı, (tape:3404)

09.05.2011 günü saat:16.05’de İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği mesajda; " bıze Adalı lazım gerısı yalan:) " yazdığı, (tape:3542)

09.05.2011 günü saat:16.10’da Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; "ok dımı relax ve rahatsın macta:) gerek yok yenı yer onemlı bızım ıcın oralar geride kaldı:)" yazdığı, (tape:3405)

09.05.2011 günü saat:16.14’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; "oyle bisey yok:))garanti yaparim ben isimi:))" yazdığı, (tape:3406)

09.05.2011 günü saat:16.18’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; "yaaaa yapma yaaa:) :) ya adamlar gelcek sımdı yanıma konusmaya ben rahat olun dıcem:) ya garantı dıolar yaa yenı takım hocamız kırmayalım" yazdığı, (tape:3407)

09.05.2011 günü saat:16.20’de Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği mesajda; "abi hocanin kalcagi ne malum kesin bisey yok ki garantide diil sadece bi laf var ortada soz var okdr persembe gunu vazgectik almioruzda diebilirler:)))" yazdığı, (tape:3408)

09.05.2011 günü saat:16.21’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; "hayır ya hoca kesın kesın kalıo sıkıntı yok:) adamlar yemın edıo aldık dıe ya garantı hıc sıkıntı yok yane:) bana guvensene ya sen:)" yazdığı, (tape:3409)

09.05.2011 günü saat:16.30’de Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği mesajda; "sana guvenirim abi herzamn ama ben rahat diilim solim sen raht konus abi yaa sakatligi var oynamayabilir desene:)) arif ole dedi ztn:)" yazdığı, (tape:3410)

09.05.2011 günü saat:16.35’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; ":) tamam ben rahat konusuorum sakatlıgı var dıom eger oynarsada rahat olun dıom ok mı:)" yazdığı, (tape:3411)

09.05.2011 günü saat:16.43’de Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği mesajda; "ikinci rahatta bi sikinti olabilir:)beni biliosn abi kolay kolay guvenmembi golden bisey olmaz yaaa:))))" yazdığı, (tape:3412)

09.05.2011 günü saat:16.47’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; "tamam ok ole solıyım golu atar dıyım:) :) sorcaklar cunku bana sımdı:) :)" yazdığı, (tape:3413)

09.05.2011 günü saat:16.51’de Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği mesajda; "yaniiii:))para lazim mecbur atcam:))" yazdığı, (tape:3414)

09.05.2011 günü saat:16.51’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; "nekadar lazım sole:)" yazdığı, (tape:3415)

09.05.2011 günü saat:17.08’de Yusuf Turanlı'ya, Ahmet Ateş'in gönderdiği mesajda; "abı ofıste beklıyolaar senı" yazdığı, (tape:3416)

09.05.2011 günü saat:17.09’da Yusuf Turanlı'nın, Ahmet Ateş'e gönderdiği mesajda; "okk" yazdığı, (tape:3417)

09.05.2011 günü saat:17.25’de Yusuf Turanlı'yı, Ahmet Ateş'in aradığı görüşme: Yusuf: "Şişli şeyinin karşısında kalıyor o zaman değil mi, oraya Kuveyt Türk var", Ahmet. "Oraya gelme oradan sağdan gir abi aradan hemen, o bak o galerilere gelmeden ilk sağdan gir abi, dümdüz aşağı doğru gidiyorsun hiç bir yere sapmadan ikinci sağdan Adalı holding diye yazıyor", Yusuf: "Tamam oldu abi”, (tape:3418)

09.05.2011 günü saat:19.22’de Yusuf Turanlı'nın, Tayfur Havutçu'yu aradığı görüşme(tape:3419): Yusuf: "Bende şeylerle biraz kahve çay içtik, yine görüştüm he, tamamdır yani, her şey yolunda rahat ol", Tayfur: "Hayırlısı kardeş", Yusuf: "Çarşamba sababı ben arabayla gideceğim hocam, kalabalık gideceğiz”,

09.05.2011 günü saat:20.27’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'ı aradığı görüşme(tape:3420): Yusuf: "Şişko…anlaştım…totel 1 buçuk trilyon tamam mı, tamam yani bitti yani", İskender: "Tamam tamam İbo, İbo’da tamam dedi benimki", Yusuf: "Holosko’yu oynatmıyorlarmış", İskender: "Evet ben oynuyorum, senin için son bir resital yapacağım", Yusuf: "Ya senin kalıbını...ben ya (gülerek)" İskender: "Her şey senin senin için Yusuf abi (gülerek)", Yusuf: "Aynen aynen dikkatli ol ama", İskender: "Sakatlanmam merak etme abi, ne zaman şey yapacaklarmış", Yusuf: "Önümüzdeki çarşamba perşembe hemen şey yapacaklar isteyecekler”,

09.05.2011 günü saat:20.39’da Yusuf Turanlı'yı, İbrahim Akın'ın aradığı görüşme: Yusuf: "Senin şeylere bakıyor atlara, ya diyor bu niye arap atı almış kardeşim diyor, iyi güzel yani her şey yolunda güzel", İbrahim: "Benim atı söyledin mi sen", Yusuf: "Söyledim, okey,Orhan kendini ismini vermiş, Sedo", İbrahim: "Sedo One ne ki", Yusuf: "Öyle gülüyor vay kurnaz diyor vay, benim diyor en iyi en iyilerinden biri o diyor, feda olsun diyor", İbrahim: "Nasıl alacaklar ki Yusuf abi beni bizim hoca şey oldu galiba biraz çaktı, sorup duruyor bugün neşelisin deyip duruyor bana", Yusuf: "Önümüzdeki hafta arayıp söyleyecekler", İbrahim: "Şey Yusuf abi Kupayı alırsak ne olacak", Yusuf: "Seninle bir alakası olmasın önemi yok yani anladın mı", İbrahim: "Ulan pas o hep o şey yapacağız o zaman pas mas yapacağız", Yusuf: "Yani artık sen bilirsin işini ya, sen ayarlarsın bunu akıllı şekilde, hareket edersin ya" (tape:3421)

09.05.2011 günü saat:16.57’de İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'ya gönderdiği mesajda; "abi dusundum :) sen mactan sonra konus onlarla" yazdığı, (tape:3543)

09.05.2011 günü saat:17.14’de İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'yı aradığı görüşme: Yusuf: "Abim Kıbrıs’taki senedi aldı yırttı", İbrahim: "Sezon sonu ben şu maç bitsin ondan sonra tamam ya", Yusuf: "Ha biz bittik zaten ya sen neyi biz anlaştık bitti yani sen rahat ol yani", İbrahim: "Bu maçtan sonra abi hiç işimiz olmaz ya", Yusuf: "O kulübe adam verirsem de ...ya sende biliyorsun beni valla biraz açık kapı bırakayım ya", İbrahim: "Biraz bırakta yani maçla ilgili bir şey söyleme abi yani istiyor ama bu maç için yani çok sıktılar de yani sadece bunu bekliyorlardı de kusura bakmasınlar de", Yusuf: "Hafiften morelleri bozulmasın ya", İbrahim: "O zaman çok az bırak abi çünkü yani kupayı alacaz yani öyle gözüküyor", Yusuf: "Baktın iş terse döndü sensiz sende ona göre hareket onu söylemek istiyorum, akıllı olalım diye söylüyorum", İbrahim: "Anladım, anladın tamam", Yusuf: "Söyleyim mi Sodeone iyiymiş diye anlar o", İbrahim: "Bir tane atın iyiymiş de ismini verme ama", Yusuf: "O da o diyecek bana hemen zaten onundur diyecek", İbrahim: "Ben sana diyorumki bu kupayı al bak neler oluyor seyret", Yusuf: "Ya almayalım öbür türlü daha güzel ya boşver", İbrahim: "O gün için bir şey söyleyemecem Yusuf abi sana, yani atmosfer önemli biyormusun o an ne olacağını biliyormusun", Yusuf: "Biraz rahatlat bi hafif, kimi oynatıyor İbo senden başka Tom", İbrahim: "Tom,Holosko,ya aynı ya kadro", Yusuf: "Tam bomba o zaman”, (tape:3544)

09.05.2011 günü saat:17.19’da İbrahim Akın’ın, Fahri Tatan'ı aradığı görüşme: İbrahim: "Beşiktaş da istiyor beni, dünya para istedim, Yusuf abi menajerim ya benim, şimdi görüşmede şuan", Fahri: "Senin bonservisin senin sözleşmen devam ediyor", İbrahim: "Serdar Adalı bana at verdi biliyormusun bir tane, işte Beşiktaş’a gideyim diye, alacağım işte atların hangisinin iyi olduğunu öğrendim Sodeone diye bir tane atı varmış çok iyi, onu alacağım ondan, maç bitince anlaşıyoruz", Fahri: "Dönüyorsun Beşiktaş’a”, (tape:3545)

09.05.2011 günü saat:18.05’de İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği mesajda; "2 mılyon euro vercekler.1 mılyon euro garantı mac bası felan 2 mıluon euro olcak herturlu verıcem dıo:)"yazdığı, (tape:3546)

09.05.2011 günü saat:18.12’de İbrahim Akın’a, Y. Turanlı'nın gönderdiği mesajda (tape:3547): "kesınlıkle evet dıorum hayırlı olsun dıolar:)hersey super.Adalı benım oglum dıo:)" yazdığı,

09.05.2011 günü saat:18.21’de İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'ya gönderdiği mesajda; " am abi slm sole :)" yazdığı, (tape:3548)

10.05.2011 günü saat:13.01’de Yusuf Turanlı'yı, İskender Alın'ın aradığı görüşme(tape:3549): Yusuf: "Hayırlı olsun dedik hayırlı olsun", İskender: "Sağ ol abi teşekkür ederim", Yusuf: "Bak daha arama beni niye arıyorsun maçtan önce benim moralimi şey yapıyorsun", İskender: "İnönü’deki maçı nasıl izlemişsin aynı öyle bir maç izleyeceksin, puroyu yak karışma gerisine", Yusuf: " (gülüyor) Biz beraber yakarız puroyu rahat ol sen, şeyde kimi oynatıyor stoperler", İskender: "Metin ile Can oynar ya" Yusuf: "Kaleye yine Hasagic’i aldı", İskender: "Tabiki de", Yusuf: "Konuştum, ben", İskender: "Tamam abi hiç merak etme,izleteceğim sana”,

11.05.2011 günü saat:00.21’de İbrahim Akın’ın, Y. Turanlı'yı aradığı görüşme(tape:3549); İbrahim: "Abi bende şimdi Başkanın yanından çıktım ya, maçı alırsam diyor, pirim vereceğim sana diyor Yusuf abi oynayacağım yani söyleyeyim sana da onu söyleyeyim dedim ya, abi aramızdan kalsın", Yusuf: "Daha bu saatten sonra bir şey söyleyememki zaten ya, yani tamam dedik ya ondan sonra rezil oluruz adamlara", İbrahim: "Burada sonuçta kupa finalıne çıkıyoruz yani değil mi, hiçbir garantisi yok elimizde onların", Yusuf: "Hayır biliyorum ben oradaydım ya öyle konuşunca tamam dedim onlarda rahatladı tamam dediler yani", İbrahim: "Ama işte maç var abi nasıl olacak", Yusuf: "Zaten onun için konuştuk ya onu", İbrahim: "Bundan önce niye bitirmiyorlar değil mi, peki Yusuf abi biz yenersek ne olacak…dağıtacak ortalık değil mi, bizden değil de yani Beşiktaş tarafından düşününce, kıyamet kopar yani, ben bir şeyler yani oynarım baktım çok şey yani böyle baktım çok large oluyor tamam deriz yani ama öbür türlü olursa abi valla hani ters bitebilir Yusuf abi, yenersek almayacaklar mı", Yusuf: "Öyle bir şey yok keşke dedi oynamasa ikisi de dedi,...yani diyeceğimiz şey şu, çıkacak oynayacak her türlü ya bunu diyebiliriz başka bir şey bulamayız yani o gün söylemiş olsaydık bu söylediğini doğruydu", İbrahim: "Ama şimdi çağırdı abi ne yapayım", Yusuf: "Ya tehdit edecek bir şey yokki neyi tehdit edecek", İbrahim: "Var abi var ya, futbol hayatını bitiririm diyor", Yusuf: "Neye istinaden söyleyecek kim biliyorki bunu", İbrahim: "Ama hayırlı olsun diyorlar abi maç için diyorlar, maçı yenince almayacaklar böyle saçmalık mı var ya, kısaca onu söylüyorlar abi", Yusuf: "Bunu her takım bekler anladın mı", İbrahim: "Zaten öyle alacaklarsa almasınlar resmen şeymişiz gibi yani".

11.05.2011 günü saat:00.58’de İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği mesajda; "kesınlıkle gorcez benım ıcın cok rahat cunku ben ınandım adama:) yoksa harbı s..m onları turkıyeye rezıl ederım altına gıremezler" yazdığı, (tape:3550)

11.05.2011 günü saat:10.36’da İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'ya gönderdiği mesajda; "la abi hocayla konustum mac icin baya hayirli dedi :) bence sen bizle gel :)"yazdığı, (tape:3551)

11.05.2011 günü saat:11.35’de Y. Turanlı'yı, Tayfur Havutçu'nun aradığı görüşme(tape:3427) : Tayfur: "Ne yaptın geldin mi", Yusuf: "Uçak buldum da artık dönüşte bakacağız geliyorum yani", Tayfur: "Onlarda bu bu Hasagic oynamıyor mu ya, bir sorsana be", Yusuf: "Tamam hemen dönüyorum"

11.05.2011 günü saat:11.41’de Yusuf Turanlı'nın, Tayfur Havutçu'yu aradığı görüşme: Yusuf: "Hocam hastaymış e ama daha durumu tam belli değilmiş, çocuklara sordum şimdi", Tayfur: "Anladım şey İskender", Yusuf: "Oynuyor, yani yalnızca oynuyor", Tayfur: "Tamam, oynasın", Yusuf: "He, haydi hocam görüşürüz (gülerek)", (tape:3428)

11.05.2011 günü saat:11.43’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; "valla sen seneye ıbb den 1.5 trılyon alıcaksan oyna:) :) senı sevmeyen apo hocanla beraber" yazdığı, (tape:3429)

11.05.2011 günü saat:11.46’da Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği mesajda; "hahahah sevmedigini kim soledi:)) cok seviomus beni:)) cok baski yapiosn bana ama boyle olmaz:)" yazdığı, (tape:3430)

11.05.2011 günü saat:11.47’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; "relaxxxxxxx" yazdığı, (tape:3431)

11.05.2011 günü saat:11.49’da Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği mesajda; "ozamn baska bastan soylesene sunu:))" yazdığı, (tape:3432)

11.05.2011 günü saat:11.50’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda; ":) aynen aynen.ıboylada konus sıkmayın yaa ayıp olur adamlara ısı bıtırdım rakamda anlastık yenı takımımızla avrupaya gıdıcez:)" yazdığı, (tape:3433)

11.05.2011 günü saat:12.31’de İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği mesajda; " opuyorumm senı aslan kardesım haftasonu macımız cok onemlı:) :)" yazdığı, (tape:3552)

11.05.2011 günü saat:12.24’de İbrahim Akın’ı, x şahsın aradığı görüşme: X: "Öbür tarafla tamam mı devam mı", İbrahim: "Transfer mevzusu mu hocam, bu maça yani böyle şey yap diyorlar bana yavaş oyna falan hani, gibisinden bende kabul etmiyorum onu", X: "Yani aynı benimde sıkıntılarım var öyle diyorlar, yani şey o biz olursak olur ha diyorlar", İbrahim: "Onun gibi bir şey diyorlar işte hocam bende kabul etmiyorum olacaksa önceden alsalardı yani”, (tape:3553)

11.05.2011 günü saat:18.25’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı görüşme(tape:3134) ; Yusuf’un; Türkiye Kupası finalini Beşiktaş’ın almasını istediği, sebebini İBBsporu kastederek “…Öbür taraf alsınki aç olsunlar bunlar para parasız kalsınlar (gülüyor), ya hiç bilmiyorsun bu işleri ya” şeklinde açıkladığı.

12.05.2011 günü saat:03.24’de İbrahim Akın’ı , Yusuf Turanlı'nın aradığı görüşme: Yusuf: "Havalimanında bir şey oldu mu", İbrahim: "Yok ya hiçbir şey", Yusuf: "İyi tamam var mı bir şey", İbrahim: "Yarın görüşürüz”, (tape:3554)

12.05.2011 günü saat:13.55’de İbrahim Akın’ın, K.'ı aradığı görüşme: İbrahim:"Olay olmuş herkes şey yapmış burnu kırıldı falan gazeteler arayan arayana, dün kavga edildi falan filan", K.: "Kavga oldumu ki", İbrahim: "Oldu da ben girmedimki kavgaya hiç", K.: "Abi ben seni gelir alırım o zaman Ataköy’den", İbrahim: "Onunla görüşmem lazım ya sonra bir Yusuf abiyle görüşeceğim bu transfer işi var ya, birde hediye atım var onu alacağım ondan sonra ararım ben seni gelir alırsın beni”, (tape:3555)

12.05.2011 günü saat:21.22’de İbrahim Akın’ın, x şahsı aradığı görüşme: X: "Nasıl geçti maç, niye çıkardı seni", İbrahim: "Ben söyledim ya, Beşiktaş ile anlaştım ben 3 gün önce ya, onu şey yaptım işte sonra tabi gol atınca biraz karıştı, sonra şimdi böyle şey Tayfur hocayla konuştular işte şimdi", X: "Neyse sen bak keyfine”, (tape:3556)

16.05.2011 günü saat:11.48'de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'ı aradığı görüşme: Yusuf: "Ondan önceki kupa maçında onun için oynadın her şeyi yaptın", İskender: "O kim ya, ben kendim için", Yusuf: "Demin şeyle konuştum Cengiz abiyle Beşiktaş da, sorun yok Yusuf diyor yani 4’ünü de diyor alacağız diyor yani", İskender: "O zaman şeyi yapsınlar bitirsinler abi bende rahatlayayım", Yusuf: "Yok bugün maçları var ya onların”, (tape:3457)

21.05.2011 günü saat:22.36'da Yusuf Turanlı'nın, x şahsı aradığı görüşme: X: "Karabük’e gidiyorum ben, Trabzon", Yusuf: "Selçuk diyor da hep ee neydi Ömer Güvenç, İbrahim Akın’ ı istiyorlar falan filan, İskender’den bahsetmiyorlar, o Serdar Adalı ile Cengiz Zülfikaroğlu yeni İstanbul’a indiler, İbrahim Akın ve İskender Alın’ı istiyormuşsunuz doğru mu desin, onu da sorsun onun ağzından alsın o lafı”, (tape:3470)

22.05.2011 günü saat:15.33'de Yusuf Turanlı'yı, İskender Alın'ın aradığı görüşme(tape:3471): İskender: "İmzayı attıktan sonra diyecemki kupa maçında bilerek oynamadım oyundan çıktım (gülüyor)", Yusuf: "Havalimanına gidiyorum, birisi gelecek onu alacam" dediği tespit edilmiştir.

EYLEMLE İLGİLİ ŞÜPHELİ / TANIK İFADELERİ

Serdar Adalı kolluk ifadesinde; 2011 yılı Nisan ve Mayıs ayı içerisinde İbrahim Akın'ın transferi için girişimde bulunduğunu, ancak bu transferin şike amaçlı olmadığını, İbrahim Akın'ın kulübünün satmaktan vazgeçtiği için bu transferin gerçekleşmediğini, Yusuf Turanlı ile Bursa'da İbrahim Akın ve İskender Alın'ın transferi hakkında görüştüklerini, İbrahim Akın'a yarış atı vermediğini, bu konu hakkında bilgisinin olmadığını, İbrahim Akın ve İskender Alın'ın Tayfur Havutçu'nun hazırlamış olduğu transfer listesinde olduğunu beyan etmiştir.

Tayfur Havutçu Savcılık ifadesinde;

           	Kupa maçından bir birbuçuk ay kadar önce yönetimden İbrahim Akın  ve İskender Alın'ın transfer edilmesini  istediğini, Yusuf Turanlı'nın Serdar  Adalı'ya ulaşamadığını, bu konuda yardım istediğini, bunun üzerine kendisinin Ahmet  Ateş'e durumu söylediğini, Ahmet Ateş aracılığıyla görüşmenin gerçekleştiğini, daha sonra transferin gerçekleşmediğini beyan etmiştir.

Ahmet Ateş Savcılık ifadesinde;

           	Tayfur Havutçu'nun İbrahim Akın  ve İskender Alın'ın transferi için Yusuf Turanlı  ile görüşme ayarlamasını istediğini, kendisinin de kupa maçından 4 gün önce Bursa’da oynanacak karşılaşmanın kampında Yusuf Turanlı  ile görüşme ayarladığını, daha sonra Serdar Adalı ve Yusuf Turanlı 'nın bir kere de İstanbul’da Adalı Holding’de görüşmelerini organize ettiğini, takas ve transfer bedeli konusunda anlaşamadıkları için transferin gerçekleşmediğini beyan etmiştir. 
           
            İbrahim Akın Savcılık ifadesinde;

Ben Serdar Adalı'yı Beşiktaş camiasından önce tanırım. Gençliğimden beri atlara düşkünlüğüm vardır. Onun da çok atı olduğu için öyle tanışmıştık. Beşiktaş ile bir ay öncesinden transfer görüşmelerine başlamıştık. Tayfur hocanın beni istediğini menajerim Yusuf Turanlı söylemişti. Bu süreçte Serdar Adalı ile hiç görüşmedim. Serdar Adalı bana şike teklifinde bulunmadı. Yusuf Turanlı'ya Beşiktaş'a transfer olursam ayrıca Serdar Adalı'dan at istediğimi söyledim. Hatta atı bile araştırdım. Bir at ismi verdim. O da kabul ettiğini bana aktardı. Bütün atlar senin istediğini al tarzında bir şeyler söylemiş. Ancak bu görüşmeler menajerim aracılığı ile yapıldı. Ancak ben menajerimin Serdar Adalı ile görüştüğünü biliyordum. Bu maçta bana şike teklifinde bulunulmadı. Ben maçta oynadım. Golde attım. Ancak kulüp bana karşılık Holosko ve 5 milyon euro isteyince transfer işi olmadı. Bana kimse şike yapmam karşılığında transfer teklifinde bulunmadı. Bu iddia doğru değildir. Şüpheliye Yusuf Turanlı ile yaptığı 04.05.2011 tarihli görüşme okundu, bu görüşmeden Tayfur Havutçu'nun kendisini ve İskender Alın'ı kupa maçından bir hafta önce irtibat kurarak transfer teklifinde bulunduğunun anlaşıldığı, kendisinin ise bu görüşmeleri bir ay önce yaptıklarını söylediği hatırlatıldı ve buna ilişkin 06.05.2011 ve devam eden günlerde yaptıkları görüşmeler okundu: Bana ilk okuduğunuz görüşme Tayfur hocanın beni istediği ile ilgilidir. Zaten bu görüşmede de kupa maçı öncesinde irtibat kurmaları nedeniyle yanlış anlaşılmaktan korktuğunu söylemiş, ben kupa maçında Beşiktaş'a bir gol atmıştım. Penaltılardan önce çıktığım için penaltı kullanmadım. Maç içinde de golü penaltıda atmıştım. 07.05.2011 günü Yusuf Turanlı beni aradığında benden kupa maçında kötü oynamamı istedi. Bende böyle davranmak istemiyordum. Apo diyerek hocamız Abdullah Avcı’yı kastedip kendisinin bu işe o kadar emek verdiğini söyledi. O da hocanın finale çıkmasından dolayı mutlu olduğunu, daha fazlasına gerek olmadığını söyledi. Kupayı Beşiktaş'ın almasını istiyordu. Sebebini bilmiyorum. Beşiktaş kupayı almazsa bende Beşiktaş'a transfer olursam Avrupa kupalarına gidemeyeceğimi ima etti. 09.05.2011 günü Yusuf ile yaptığım görüşmede geçen SODERONE ismi bir at ismidir Serdar Adalı 'dan transfer karşılığı bunu istiyordum. Ancak transferimiz olmadı. 09.05.2011 günü Yusuf ile yaptığımız mesajlaşmalarda yine benim bu müsabakada iyi oynamamam, kupayı Beşiktaş'ın alması, bu suretle Avrupa kupalarına gitmesi, benimde bir sonraki yıl Beşiktaş forması ile Avrupa kupalarında oynamamla ilgilidir. Şüpheliye 09.05.2011 günü saat :20:39 da Yusuf Turanlı ile yaptığı görüşmeden oynayacakları kupa maçında kendisinden dolayı Beşiktaş'ın kupayı alamaması halinde transferinin sorun olacağını konuştukları hatırlatıldı: Bu görüşmede hocanın çakmasından kastettiğim Beşiktaş'a transfer görüşmelerim nedeniyle o hafta mutluydum. Hocam bunu farketmişti. Sorduğunda bir şey demedim. Maçtan sonraki hafta söyledim. O da büyük takımda oynamamın iyi olacağını söyledi. Ben kendisine "kupayı alırsak ne olacak" dediğimde, Yusuf "seninde bir alakası olmasın önemi yok yani" dediği, ben "ulan pas o hep o şey yapacağız ozaman pas mas yapacağız" dedim, burdan kastettiğim benim iyi oynamam sonucu Beşiktaş'ın yenilmesi durumunda transferimin olmayabileceğini kastediyor. Bende bunun için devamlı pas yapmamın doğru olacağını söylüyorum. Topu gezdirerek sonuca gitmektense orta sahada oynamamın daha iyi olacağını kastettim fakat top oynarken bunu hiç düşünmedim. O maç son derece iyi oynanmıştı. Bana seninle ilgisi olmasın derken Beşiktaş kupayı kaybederse de benim sonucu etkilemememin gerektiğini kastediyordu. Bu maçtan önce Beşiktaş beni çok sıkıştırıyordu. Ben artık bundan rahatsız olmuştum. Çünkü bizim takımda yıl boyu sadece bu kupayı hedeflemişti. Benim bu kupa maçında iyi oynamamamı istiyorlardı. Transferi de getirip bunu bağlıyorlardı. Bağlantıyı hep Yusuf sağlıyordu. Ben bana okuduğunuz 09.05.2011 günü saat 17:14 de Yusuf Turanlı ile yaptığım görüşmede bu mevzuyu anlatıyordum. Şüpheliye devam eden günlerde yaptığı görüşmeler okundu soruldu: Yusuf Turanlı devamlı olarak kupa maçında iyi oynamamam için beni arayıp sıkıştırıyordu. Maçtan önce Beşiktaş ile anlaştım. mukavele imzalamadım. Yusuf Turanlı bana 2 milyon euro karşılığında anlaşıldığını söyledi. Bir milyonunu peşin alacaktım. Hocaya bunu maçtan sonra söyledim. Ayrıca Abdullah hocanın üzerimde çok emeği olduğunu bunun için çıkıp elimden geleceğini yapacağını söyledim. Beni hocanın kupa maçında çıkarma nedenini bilmiyorum. Ben futbolcuyum bana yukarıda anlattığınız şike ve teşvik pirimi talepleri Yusuf Turanlı aracılığı ile yapıldı. Ben karşı takım yöneticilerinden veya aracılardan kimseyle muhatap olmadım. Yusuf Turanlı'nın kupa maçında kötü oynamam için kimlerle irtibat kurduğunu, neler konuştuğunu bilmiyorum. Benim yaptığım transfer görüşmeleri normal transferime ilişkindir. Kupa maçından önce bunun yoğunlaşma nedeni benim bu yıl performansımın artmasından kaynaklıdır. Ayrıca Galatasaray'ın da transfere yönelik talepleri vardı. Ayrıca Tayfur hoca futbolcu iken beraber oynamıştık. Birazda bu nedenle beni istiyordu. Nasıl futbolcu olduğumu biliyordu...Bana şimdiye kadarki futbol hayatımda 3 maç için bu yönde tekliflerde bulunuldu... Üçüncüsü bana sorduğunuz Beşiktaş kupa maçıydı. Ancak bunda şikeye dönük bir şeyler konuşulmadı sadece transfer mevzum konuşuldu. Bende aradan uzun zaman geçmişti pişman olmuştum. Beşiktaşa dönmek istiyordum. Bu amaçla bazı görüşmelerde bulundum.” demiştir.

            İskender Alın Savcılık ifadesinde;

“...Normalde benim oynadığım mevkide Holosko oynuyordu. Holosko Beşiktaş'tan geldiği için yanılmıyorsam aralarında öyle anlaşma olduğundan Holosko maçta oynatılmadı. Nisan başı gibi Beşiktaş'tan bana Yusuf Turanlı aracılığı ile transfer teklifi geldi. Daha doğrusu Beşiktaş'ın beni takip ettiği, istediği söylendi, kupa maçından önce para mevzuu konuşuldu. Teklif edilince Beşiktaş'a seve seve gideceğimi söyledim. Yanılmıyorsam Tayfun hoca ile de konuşmuşlar ben konuşmadım. Bir buçuk trilyona senelik Beşiktaş'la anlaşıldığını söyledi. Daha sonra transferim olmadı. Niye olmadığını bilmiyorum. Kupa maçından sonra bir iki kez Yusuf Turanlı transfer mevzunu konuştu. Ancak bana resmi bir teklif gelmedi. Holosko'nun takası karşılığı kulüpler arasında bazı görüşmeler yapıldığı duydum. Ancak içeriğine ilişkin bir şey bilmiyorum. Şüpheliye 04.05.2011 günü Yusuf Turanlı ile yaptığı görüşmede Yusuf'un "hoca aradı beni, Tayfur, ismini de, sadece yönetime söylemiş bu adamı kesinlikle istiyorum diye" dediği hatırlatıldı, bu görüşmeden kendisinin o gün transfer edilmesinin kararlaştırılıp planlandığının anlaşıldığı ancak kendisinin yukarıda Nisan ayı içerisinde transfer görüşmelerini başlandığını söylediği anımsatıldı, çelişki soruldu: Ben Beşiktaş tarafından daha önce takip edildiğimi biliyordum. Ancak transfer teklifi maçtan önceki hafta geldi. Şüpheliye İstanbul Sporda düzenli olarak her hafta oynayıp oynamadığı, bir yıl içerisinde kaç maça ilk 11 de çıktığı, kaç maçta 90 dakika oynadığı, milli takıma çağırılıp çağırılmadığı soruldu: Hatırladığım kadarıyla geçen sezon 10-12 maçta sahaya ilk 11’de çıktım. Forvet oynuyorum. 3 lünün her mevkiinde oynuyorum. Yıl içinde 4- veya 5 maçı 90 dakika bitirdim. Milli takıma Genç ve Ümit Milli takım dahil hiç çağırılmadım. Şüpheliye yıl içerisinde toplam 4-5 maç 90 dakika oynayabilen, 10-12 maç ilk 11’de sahaya çıkabilen bir futbolcuyu Beşiktaş'ın transfer etme teklifinin futbol dünyasında normal bir durum olup olmadığı, yıl içerisinde gösterdiği performansı nedeniyle kulübün bu yöndeki transfer teklifinin üstelik kupa maçından önceki hafta kendisine iletilmesinin iyi niyetli olup olmadığı soruldu: Ben teklif ilk gelince inşallah dedim. Normal şartlarda benim performansındaki birini o yıl Beşiktaş'ın transfer etmesi, transferi düşünmesi uygun değildir. Yıl içerisindeki performansım bu kadar üst düzeyde değildi. Hem transfer teklifine inanmadım. Hemde sevindim. Ayrıca aldığım paranın iki katı teklif edildi. 850 bin TL alıyordum. Bana 1 milyon 500 bin teklif edildi. Yusuf Turanlı bana bir iki kez artık Beşiktaş'a gideceksin, kupa maçında fazla sıkma, relaks ol tarzında bir şeyler söyledi. Ayrıca seneye Beşiktaş'ta oynayacağımı, Beşiktaş kupayı alamasa Avrupa'da oynamayacağımı söyledi. Bana okuğudunuz görüşmeler doğrudur. Ben takımda İbrahim Akın ile iyi anlaşıyordum. İbrahim'e de Beşiktaş'ın bu yönde teklifte bulunduğunu biliyordum. Menajerimiz ortaktı. Kayseri'ye kampa giderken İbrahim ile arabada arkalı önlü oturmuştuk. Burda da bu mevzu konuşuldu. Biz bu işte bu kadar futbolcunun emeği var, çıkar oynarız dedik. Ancak Yusuf Turanlı’ya öyle yansıtmadık. Talebini kabul etmiş gibi yansıttık. Maçta penaltıyı ben yaptırdım. Bir gol attım. Ofsayt diye verilmedi. Şike yapsam bu böyle olmazdı. 09.05.2011 günü Yusuf Turanlı'nın bana gönderdiği ilk mesaj bu taleplerini gösteren bir mesajdır. Artık transferimin bittiğini, yeni takımım olan Beşiktaş'ı düşünmem gerektiğini söylüyordu. Bu nedenle maçta fazla asılmamı istemiyordu. Ben kendisine bu işe çok inanmadığım için teyit etme amaçlı garantimi diye sordum. Oda bana garanti yaparım ben işimi şeklinde bana okuduğunuz ikinci ve üçüncü mesajı gönderdi. Üçüncü mesajda "adamlar gelecek şimdi yanıma konuşmaya, ben rahat olun dicem, ya garanti diyolar ya, yeni takım hocamız kırmayalım" derken tahminen yeni hocam olarak Tayfur Hocayla görüşeceğini söylüyordu. Ancak ben görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum. Emniyette de dediğim gibi benim güzel oynamamamı, yeni takımım olacak Beşiktaş'ın hocasını üzmemem için gol atmamamı istediği görüşmedir. Ben yine emin değildim. Çünkü Tayfur hoca beni istese bile kendisinin hocalığı garanti değildi. Bu nedenle emin olamıyordum. O da bana hocalığının garanti olduğunu, takımda kalacağını, beni istediğini söyleyerek ona göre oynamamı benden istedi. 09.05.2011 günü yaptığımız mesajlaşmalar bu nedenle karşılıklı yapılmış mesajlaşmalardır. Ben kupayı alırsak başkanımızın vereceği pirimi kastederek para lazım mecbur atcam demiştim. O da ne kadar lazımsa söyle demişti. Ancak gol atmamam karşılığında net bir para teklif etmedi. Daha doğrusu para konuşulmadı. 09.05.2011 günü saat 20:27 de Yusuf Turanlı beni arayıp "anlaştım, bir buçuk trilyon tamam mı, tamam yani bitti " derken anlaşmanın bittiğini söyledi. Ibo'nun mevzusu tamam derken İbrahim Akın'ın da anlaştığını kastetmiştim. 10.05.2011 günü Yusuf Turanlı beni arayarak maçta kimlerin oynayacağını sordu, bende söyledim. Hiç bir şeyden huylanmadım. Daha sonra Tayfur Havuççu’yu ertesi gün arayarak bu bilgileri vermiş, bu görüşmesinde Tayfur hocaya benimle ilgili "oynuyor, yani yanlızca oynuyor" derken benim maçta kendimi fazla sıkmayacağımı kastederek hocadan rahat olmasını istiyor. 11.05.2011 günü Yusuf’la yaptığımız mesajlaşmalarda iyi oynarsam Beşiktaş'ın beni almayacağını vurgulayıp durdu. Ayrıca seneye İstanbul'da Abdullah Avcı Hocanla birlikte oynarsın, bir buçuk trilyon alırsın diyerek birazda şantaj yaptı. Çünkü İstanbul sporda bu paranın yarıya yakınını alıyordum. Ve devamlı oynamıyordum. Eğer transferim yatarsa tüm bunları kaybedeceğimi ima etti. Son mesajlardan anlaşılacağı üzere kendisini ısrarından vazgeçirmek için ve bana yaptığı baskıdan rahatsız olduğum için tamam diyerek teklifini kabul ettiğimi mesajla belirttim. Maç 11.05.2011 günü oynandı. Ben penaltı yaptırdım. Golü İbrahim Akın attı. Uzatmalarda sakatlandım. Bir golüm ofsayt gerekçesiyle verilmedi. Penaltılar sırasında sahada yoktum. 22.05.2011 günü Yusuf Turanlı ile yaptığım görüşmede "imzayı attıktan sonra dicemki kupa maçında bilerek oynamadım oyundan çıktım" demem şaka amaçlıdır. Bu görüşmelere rağmen Beşiktaş'tan kulübüme resmi bir teklif gelmedi, her hangi bir pazarlık yapılmadı. Fakat kupa maçından önce Yusuf Turanlı aracılığı ile benimle yoğun şekilde görüşmeler oldu... Üzerime atılı şike eylemlerine konu maçlardan... Beşiktaş’ın kupa maçında, maç öncesi bana yoğun şekilde menajerim Yusuf Turanlı aracılığıyla transfer teklifi geldi. Bu maçta iyi oynamamam benden istendi. Daha sonra da transferime dönük bir gelişme olmadı. Benim amacım transferdi.” demiştir.

            Yıldırım Demirören Savcılıkça alınan tanık ifadesinde;

“Ben 7 yıldır Beşiktaş Spor Kulüp başkanlığını görevini yürütürüm. 2010 yılında yönetim kurulunda değişiklik oldu, Serdar Adalı yönetime girdi ve As Başkan oldu. O dönemden beri Futbol komitesinin doğal olarak ta yapılacak transferlerin faaliyetlerini kendisi yürütüp koordine etti. Bizim kulüpte yerli futbolcuların alınması, seçilmesi sürecinde teknik direktörün teklifi çok önemlidir. Çünkü istemediği futbolcularla çalışma durumunda kaldığından ilerde sıkıntısıyla karşılaşılır. Geçen yıl Alman kökenli bir teknik direktörümüz vardı. 2011 Nisan başında kendisi ayrıldı. Yardımcılığı yapan ve daha önce de kulübümüzde futbol oynamış olan Tayfur Havutçu ile anlaştık. Başlangıçta sözleşme yapmadık. Bizim takımda yabancı kökenli çok sayıda futbolcu bulunur ve bunlar Avrupa çapında kalburüstü futbolculardır. Bu nedenle futbolcuların teknik direktörle uyumu, özellikle yabancı futbolcuların yerli teknik direktörle uyumu çok önemlidir. Uyumunu görmek açısından sezon sonuna kadar kendisiyle çalışmaya karar verdik. Aslında yabancı teknik direktörlerle çok sıkıntı yaşamıştık. Bu nedenle yerli teknik direktör istiyorduk. Kupayı aldıktan sonra da kendisi ile sözleşme imzaladık. Ben kulüp başkanlığı dışında aile olarak da yoğun işlerimiz olması nedeniyle özellikle son bir yıl kulüpte bu tür transfer işlemlerini fazla takip etmiyordum. Daha özellikli Avrupa çapında üst düzeyde futbolcu transfer durumu olursa devreye giriyordum. Kupa maçı öncesinde İBB'de oynayan İbrahim Akın ve İskender Alın isimli futbolculara kulübümüzden Serdar Adalı'nın ve teknik direktörümüzün transfer teklifinde bulunması olayından haberim yoktur. O dönem bu mevzu bana açılmadı. İbrahim Akın eski futbolcumuz olduğu için ayrıldıktan sonra da hemen hemen her yıl kulübe tekrar geri dönmesi gündeme gelen bir futbolcuydu. Ben İskender'i futbolcu olarak da bilmiyordum. Serdar Adalı ve Tayfur Havutçu'nun kendilerini transfer etme girişimlerinden haberdar değildim. Ancak transfere dönük girişimler belli bir aşamaya gelince bana bu hususta bilgi verilmesi söz konusu olurdu. Ben Yusuf Turanlı'yı geçmişte de tanırdım. Şu an futbolcu olarak isim veremem ancak futbolcularla yoğun tanışıklığı ve irtibatı olan ve menajerliğini yaptığı çok sayıda futbolcu bulunan birisiydi. Resmi menajerlik yapamamasına rağmen genelde futbolcular transfer sürecinde tanıdıkları bu tarz kişileri menajeri olarak takdim edip kendileri ile görüşülmesini istediklerinde doğal olarak bu şahıslarla görüşülürdü. Kulüpler bu şahıslara ödeme yaptıklarında bunu menajerlik ücreti olarak faturalandırırlardı. İbrahim Akın bizim kulüpten at yarışları ve kumar merakı yüzünden benim dönemimde gönderilmişti. Ben eğer transfer komitesi kendisi ile görüşüp anlaşsa bile kesinlikle almazdım. Kendi gönderdiğim futbolcumu, aynı şartlarda geri almamın hiç bir manası yoktur. Ben kendilerine dönük transfer girişimleri yapılırken ne kadar para teklif edildi, ne vaatlerde bulunuldu bilmiyorum. Bizim takımda hücum hattında daha çok yabancı futbolcular oynuyordu. 6+2 kuralı gereği takımda kaliteli yerli futbolculara ihtiyaç vardı. Bu nedenle iyi yerli futbolcu bulunduğu zaman transfere dönük girişimler olurdu. Ayrıca bazen aynı takımdan birbiriyle iyi anlaşan iki oyuncunun birlikte transfer edilmesi de söz konusu olabilir. Bu nedenle iyi anlaştığı düşünülerek İbrahim'in yanında İskender'e de transfer teklifi yapılmış olabilir. Ancak yukarıda da söyledim. Ben kesinlikle İbrahim Akın'ın transferine izin vermezdim. Ayrıca İskender'de tanıdığım, bildiğim, takip ettiğim bir futbolcu değildir. Fakat teknik direktör izlemiş ve inanmış olabilir. Bu hususta bilgim yoktur .yine kendilerine kupa maçı öncesinde transfer teklif edilmesi sürecinden de haberdar değilim. Ne Serdar Adalı nede teknik direktör Tayfur Havutçu bana bu girişimlerden ve bu düşüncelerinden bahsetmediler...” demiştir.

            Göksel Gümüşdağ Savcılık ifadesinde;

”...Beşiktaş ile oynadığımız kupa finalinde Beşiktaş'lı yönetici Serdar Adalı ve hocası Tayfur Havutçu'nun futbolcularımıza dönük şike amaçlı transfer teklifinde bulunmalarını operasyon yapıldıktan sonra öğrendim. Bu maçtan önce kesinlikle ne İbrahim Akın'a nede İskender Alın'a yönelik transfer düşünceleri olduğunu ne bu isimler ne de Beşiktaş'tan kimse bana söylemedi. Ocak ayında Serdar Adalı ile Holosko'nun kiralık olarak kulübümüze transferi için görüşmüştük. Ancak bu görüşmede İbrahim mevzu açılmadı. Kupa finali 11 Mayıs’ta oynandı, biz bu maçı kaybettik. maç öncesinde Holosko'nun bizde asgari ücretle oynaması, parasının Beşiktaş tarafından ödenmesi, sırf yabancı kontenjanı boşaltılmak için kulüp tarafından futbolcunun gönderilmesi nedeniyle sezon sonu Beşiktaş'a döneceğinden bu futbolcunun maçta oynamasının etik olmayacağını düşünerek Abdullah hocayla da görüşüp futbolcunun oynamamasına karar verdik. Eğer bizde normal kiralık oynasaydı ve parasını biz ödeseydik oynatabilirdik. Ayrıca maç gecesi otele geldiğimde futbol şube sorumlumuz Kamil Dizar'ı çağırarak kaleci Hasagiç'in ve İbrahim Akın'ın durumunu sordum. Çünkü ikisi de maçın kaderini değiştirebilecek oyunculardı. Diğerlerini de sordum. "Takımın genel durumu iyi, Hasagiç grip gibi serum bağlı halde odada, İbrahim'in de durumu şöyle böyle fena değil" dedi. odaya çıktım, eşofmanlarımı giydim. Hasagiç'e geçmiş olsun dedim. Hasagiç'i maça hazırlayıp motive etmeye çalıştım. Ordan çıkıp odama geldim. Kamil Dizar'da İbrahim Akın'ı odama getirdi. "İbrahim bu maçı alacak yeteneğe sahipsin, Türkiye'yi sallayabilecek bir maç bu, final maçı, Allah yardımcın olsun" dedim. Ve Kamil beyin yanında kendisine iyi oynaması karşılığında 100.000 dolar (euro) pirim vereceğimi söyledim. Ayrıca kendisine attığı her 4 gol karşılığında 50.000 dolar pirim verileceği de sözleşmesinde açıkça belirtilmişti. Ben kulüp başkanlığı yaptığım dönemde 196 maça kulüp başkanı olarak çıktım. Bu maçların tamamında maçtan sonra soyunma odasına giderek maçın sonucuna göre ya tebrik ettim yada geçmiş olsun dedim. Yine pirimleri de maçtan sonra açıkladım. Zaten kendilerinin iç ve dış sahada alacakları galibiyetler karşılığında alacakları pirim önceden bellidir. Fakat bazı özel maçlara ilişkin çıkıp pirim verdiğimiz oluyordu. Başkanlık yaptığım dönemde sadece Beşiktaş kupa finali öncesinde; soyunma odasına girdim ve kupayı aldığımız takdirde kulübün kasasına girecek olan 3 buçuk milyon dolar paranın 1 milyon dolarını futbolculara pirim olarak dağıtıcağımı söyledim. Zaten eğer bu maçı alsaydık ilk defa böyle bir kupamız olacaktı. Avrupa’da mücadele edecektik. Futbolcular için büyük bir vitrin olacaktı. Herkesin gözü bu maçtaydı. Hoca için prestij olacaktı. Zaten böyle maçlara futbolcular kendiliğinden motive olurlar bizde ayrıca motive etmek istedik. Fakat gerek İbrahim Akın'a özel pirim vaat ederken gerekse takıma bir milyon dolar pirim vaat ederken ben Beşiktaş merkezde futbolculara herhangi bir şike girişiminden haberdar değildim. Bu tür final maçlarında olan bir şeydir. Yukarıda değindim. Kesinlikle maçtan önce Beşiktaş'tan bize ne resmi nede gayri resmi yollardan Serdar Adalı ve Tayfur Havutçu üzerinden İbrahim ve İskender'in transferine dönük bir talep olmadı. Ancak kamuoyunda ve basında İbrahim Akın'ın isminin büyük kulüplerle geçtiğini ve Beşiktaş ve Galatasaray içinde anıldığını duyuyordum. Bu maç oynandı. Aradan yaklaşık 20 gün geçti. 31 Mayıs veya 1 Haziran günü Merter'de bir arkadaşın iş yerinde otururken Serdar Adalı beni aradı. Kendisi ile daha önce görüşmüşlüğüm yoktur ve telefonu bende kayıtlı değildi. Telefonu açınca kendisini tanıttı. İbrahim Akın ile ilgili görüşmek istediğini, talip olduklarını söyledi. Ben Merter'de olduğumu, uzak olduğumu söyledim. O da Veli Efendi’de olduğunu, gelebileceğini söyledi. Yerimi tarif ettim. Geldi. Birlikte çay içtik. Yaşananlara arkadaşımda şahittir. İbrahim Akın'a talip olduklarını söyledi. Ben kendisi için bonservis bedeli istediğimi, Galatasaray'ın da kendisine talip olduğunu, takasa yanaşmayacağımı söyledim. O da bir bonvervis bedeli ödeyemeyiz, Holosko'yu size verelim. Bu şekilde anlaşalım dedi. Bende Holosko'nun bir yıllık kulüp tarafından ödenen rakamın bildiğim kadarıyla 1 milyon 800 bin euro olduğunu, böyle bir oyuncuyu takımda tutamayacağımı, bu rakama 6-7 oyuncu oynattığımı, hem bütçemi aşacağını hem takım içinde dengeleri bozacağını söyledim. Teklifini kabul etmedim. O sırada komuoyunda yansıdığı için İskender Alın'ı isteyip istemediklerini sordum. Tereddütte kalıp düşünmüyoruz dedi. Benim İbrahim Akın'a ilişkin görüşmem bundan ibarettir. Kesinlikle maçtan önce bir teklif gelmemiştir. bu hem etik olmazdı, hemde bana bu şekilde bir teklifte bulunmazdı. Gelen teklifte bu şekildedir. Bu maçta yapılmış bir şike eylemi varsa bundan bilgi sahibi olduğuma, rızam olduğuna, olaya dahil olduğuma, olay öncesi yaşananları bildiğime dair en ufak bir emare bulunsa yine futbol camiasından çekileceğim, kesinlikle asılsız bir iddiadır.” demiştir.

            Tanık Fahri Tatan Savcılık ifadesinde;“...İbrahim Akın'a kupa final maçının hemen öncesinde Beşiktaş'tan transfer teklifi gelmişti. Bunu telefonda İbrahim bana söyledi. Hem iyi para teklif edildiğini, hem de transfer karşılığında Serdar Adalı'dan bir at alacağını söyledi. Tekrar büyük takıma döneceği için sevinçliydi. Bende kutladım. Ancak telefonu kapattıktan kısa bir süre sonra ben huylandım. Kendisini aradım. "İbo kupa maçı öncesinde transfer teklif edilmesi doğrumu, bu işte bir terslik olmasın, seni kandırıyor olabilirler mi" dedim, o da "doğru diyorsun" dedi, görüşmeyi sonlandırdık...Transferin niye olmadığını da bilmiyorum.” demiştir(Kl:66, Dizi:298).

EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

          	11.05.2011 günü Kayseri’de Beşiktaş - İ.B.B Spor takımları arasında oynanan 49.Ziraat Türkiye Kupası final maçı öncesinde; Beşiktaş futbol takımının Süper Ligde iddiasız kaldığı ve kulübün hiç te alışılmadık bir biçimde Avrupa kupalarına katılamama riskinin bulunduğu,  bu durumun taraftar, kulüp yönetimi ve tüm camia üzerinde aşırı baskı oluşturduğu, Tayfur Havutçu’nun;  sezon ortasında Beşiktaş Spor Kulübüne Teknik Direktör olması ve başarılı olamaması halinde sezon sonu kendisiyle yapılan anlaşmanın yenilenmeyeceği/uzatılmayacağı düşüncesinin camia içerisinde konuşulduğu, Avrupa kupalarına katılabilmek ve takım üzerindeki baskının hafiflemesi için kupanın mutlaka ama mutlaka kazanılması gerektiği düşüncesiyle, şüpheliler tarafından; İBB li futbolcular  İbrahim  Akın ve İskender Alın’a; sezon sonunda Beşiktaş’a transfer edilecekleri ve maddi menfaat vaat edilerek oynanacak kupa maçında Beşiktaş'a karşı iyi oynamamalarının hedeflendiği, bu amaçla Beşiktaş Spor Klübü yönetim kurulu üyesi ve Asbaşkanı Serdal Adalı'nın yönlendirmesiyle teknik direktör Tayfur Havutçu'nun anılan futbolcuların menajeri Yusuf Turanlı  ile irtibata geçtiği, Yusuf Turanlı'nın bu futbolculara teklifi ilettiği, Beşiktaş klübü stad sorumlusu Ahmet Ateş'in şahısları buluşturarak tarafların anlaşmalarına aracılık ettiği, tarafların müsabaka öncesi anlaştıkları üzere oynanan maçı Beşiktaş’ın kazandığı,  bu şekilde hem sezon içerisinde kupa kazanılmış olduğu, hem de Avrupa kupalarına katılmaya hak kazanıldığı, şike karşılığında transfer vaadinde bulunulan ancak gerçekte transferi düşünülmeyen futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın’ın transferlerinin gerçekleştirilmediği, bu futbolculardan İskender’e transfer teklifinde dahi bulunulmadığı, anlaşılmıştır.

TRABZONSPOR KULÜBÜ MERKEZLİ YAPILAN TEŞVİK PİRİMİ GİRİŞİMLERİ (Kl:54)

1- 13.05.2011 GÜNÜ MENAJER AHMET BULUT’UN FENERBAHÇE LEHİNE ŞİKE GİRİŞİMLERİNDE BULUNDUĞUNDAN BAHİSLE TEHDİT EDİLMESİ

EYLEMİN GELİŞİMİ

15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe:6-Ankaragücü:0 maçı öncesinde Ankaragücü futbolcusu Kağan Söylemezgiller’e, menajeri Ahmet Bulut’un; maçta iyi oynamamasını, Emre Belözoğlu aracılığı ile Fenerbahçe kulübüne transferini yaptırabileceğini söyleyerek şike girişimi yaptığı yönünde Nevzat Şakar, Caner Çuvalcıoğlu ve Sadri Şener’in duyum aldıkları, bunun üzerine Nevzat Şakar’ın menajer Ahmet Bulut’u arayarak “Ben sana bu dünyayı dar edeceğim ayağını denk al” şeklinde ifadelerle tehdit ettiği, Sadri Şener’in de Caner Çuvalcıoğlu’ndan Ankaragücü Menajeri Rüştü Ender Yurtğüven’i aramasını istediği, Rüştü Ender Yurtğüven’e “Biz konuştuk ayağını keseriz diye Ahmet Bulut'la” diye söyleyerek, Ahmet Bulut’u tehdit ettirdiğini aktardığı ve Ahmet Bulut’un menajerliğini yaptığı futbolcu Kaan Söylemezgiller’e dikkat etmesi yönünde mesaj ilettiği tespit edilmiş, Nevzat Şakar’ın; Sadri Şener’in azmettirmesiyle müşteki Ahmet Bulut’u tehdit ettiği anlaşılmış, TCK’nın 106/1. maddesi kapsamında kalan ve şikayete tabi bulunan eylem nedeniyle, şikayet yokluğundan, Sadri Şener hakkında sevk maddesi tanzim edilmemiştir.

İLETİŞİM TESPİT TUTANAKLARI

13.05.2011 günü saat:20.12'de Nevzat Şakar'ı Caner Çuvalcıoğlu'nun aradığı görüşme; Caner: "Bu menajer Ahmet Bulut, Emre Belözoğlu ile ortaktır, Fenerbahçeli Emre İle ortak menajerlik yapıyorlar bunlar, beni şimdi Ankaragücü'nün menajeri Ender aradı, Abi dedi bu Ahmet Bulut’la Emre bizim oyuncuları arıyor Ahmet arıyormuş ki ben sizin işinizi Emre vasıtasıyla Fenerbahçe'ye yapacağım maçta gevşek oynayın sakın bi aksilik olmasın Fenerbahçe'ye alacağım diyeyim bi kaç tane oyuncularını aramışlar Ender bana dedi ki abi ona bi haber gönder ben dedi açıp küfür ettim bi de sen dedi ona bi haber gönder, Ahmet'e, başkan tanıyor onu Sadri bey başkan şey yapar onun kulağını çeker", Nevzat'ın "Tamam tamam", (tape:3519)

13.05.2011 günü saat:20.31'de N. Şakar'ın, Ahmet Bulut'u aradığı görüşme (tape:3518); Nevzat: "Senin bu menajerlikten başka işlerinde varmıdır", Ahmet: "Bi tek bu işi yapıyorum abi", Nevzat: "Ama başka işlerle de ilgilendiğini duyuyoruz, o Ankaragücü topçuları arıyormuşsun sana yakışıyor mu Ahmet", Ahmet: "Kimi aramışım ben bi ispat edin", Nevzat: "Bilmiyorum şimdi ispat edeceğiz tabi telefon görüşmelerine şey yapacaklar bana gönderecekler, aramışsan ben sana bu dünyayı dar edeceğim, ayağını denk al", Ahmet: "Tehdit etmeden önce şu bantları al ondan sonra biz şey yapalım konuşalım",

13.05.2011 günü saat:20.37'de N. Şakar/S. Şener'in, C. Çuvalcıoğlu'nu aradığı görüşme; Sadri: "Bu Ankaragücü Ahmet Bulut arıyor onlarda bir oyuncusu var Kaan, o vasıtayla mı söylemiş", Caner:"Bana oyuncunun ismini vermedi ama Emre’nin adını kullanarak işte Emre’yle beraber sizi milli takıma alacağım falan diye bi kaç oyuncusunu aradığını söyledi Ender bana, Ender Ankaragücü'nün menajeri", Sadri: "Onu ara tembih etsin biz konuştuk ayağını keseriz diye, Ahmet Bulut'la, Kaan’a falan dikkat et, Kaan onun oyuncusu", (tape:3519)

13.05.2011 günü saat:21.27’de N.Şakar’a Ahmet Bulut’un mesaj gönderdiği (tape:3816); “Nevzat Bey, pazartesi gunune kadar benden ozur dilemediginiz takdirde cumhuriyet savciligina basvurarak hakkinizda suc duyurusunda bulunacagim.Ahmet Bulut” yazdığı

13.05.2011 günü saat:21.42’de Nevzat Şakar’ın Caner Çuvalcıoğlu’nu aradığı görüşme; Nevzat’ın Ahmet Bulut’un kendisine mesaj attığını belirttiği ve “Pazartesi gününe kadar Nevzat bey benden özür dilemezsen cumhuriyet başsavcılığına seni şikayet edeceğim, cevap vermedim ona da şimdi bu o Ender'i aradı değil mi bu”, Caner:“Aramış Ender'le konuşmuş, Ender haber göndertti ona herhalde böyle böyle diye niye oyuncuyu arıyorsun şey yapıyorsun diye”, Nevzat:“Peki Ender şahitlik yaparmı ki”... Caner: “Telefon numarası var yani Emre aramış herhalde şeyi çocuğu, Emre'yi arattırıyormuş”, (tape:3817)

14.05.2011 günü saat:10.13’de N.Şakar’ın C.Çuvalcıoğlu’nu aradığı görüşmede : Nevzat’ın akşam arayıp aramadıklarını sorduğu, Caner’in henüz konuşmadığını belirttiği, Nevzat’ın “…Bunlar bana mesaj attı ki ben dedim özür dilemezsen pazartesi günü suç duyurusunda bulunacağım ben ama ona ne küfür ne bir şey sadece ayağını denk al”, Caner: “O yanlız başına iken korktu tırstı olaylardan tamam mı aradı Emre'yi gitti buluştu Emre'yle Emre dediki sende böyle böyle yap ona”, Nevzat: “Ama nasıl bir korkuyor çekiniyor konuşamıyor, sen at ona mesaj deki başvurmazsan şerefsizsin ne arıyor onda o kadar yürek gidecek savcılığa, şimdi avukat Celal da yanımda da dedim ki böyle böyle ben dedim ki ona ki yani böyle bir şey olursa bize şey, değil mi Ankaragücü de”, Caner: “Yapmaz olurlar mı, o arada bu telefon trafiği devam ediyor Emre aramış Ender'i demiş ki niye tehdit ediyorsunuz Ahmet'i bu korkağın tekidir bilmem ney demiş”, Nevzat: “Emre de girdi devreye ha iyi”, Caner: “Sana ne diyorum o hemen gitti Emre'nin yanına tabii ki”...Nevzat: “Transfer teklifi vay şerefsizler ya”, Caner: “Ahmet'i kullanıyordular o arada baktı ki şey pahalı pabuç pahalı koştu gitti Emre'nin yanına, bana böyle böyle dedin”, Nevzat:“Ayağını denk al dedim lan ayağını, ona ya bu suç unsuru olur mu, şimdi dur dur o şimdi korkuyu verdim ona bir şey edeceğim ben ona” (tape:3818); dendiği belirlenmiştir.

İFADELER

Müşteki Ahmet Bulut kolluk ifadesinde; kendisini tehdit eden Nevzat Şakar'dan davacı ve şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.(Kl:66, Dizi:167)

Sadri Şener kolluk ifadesinde; Menajer Ahmet Bulut'un; Ankaragücü karşılaşması öncesinde Ankaragücü'nde oynayan bazı futbolcularına iyi oynamayın şeklinde sözler söylediğini Nevzat Şakar'ın kendisine söyleyince öğrendiğini, şahsı tehdit etmediğini ve tehdit etmesi için kimseye talimat vermediğini, beyan etmiştir.

Nevzat Şakar savcılık ifadesinde; Ahmet Bulut'u menajer olarak tanıdığını, Caner Çuvalcıoğlu'nun Fenerbahçe-Ankaragücü karşılaşmasından önce kendisini arayarak "Abi Ahmet Bulut Ankaragücü'ndeki futbolcularını arayıp iyi oynamayın fazla sıkmayın gibi sözler söylüyormuş" dediğini, bunun üzerine Ahmet Bulut'u aradığını ve bu tür işlere girmemesini söylediğini, Ahmet Bulut'u tehdit etmek amaçlı olarak değil uyarmak amacıyla bu sözleri söylediğini, beyan etmiştir.

Caner Çuvalcıoğlu kolluk ifadesinde; Karşılaşmadan birkaç gün önce Ender Yurtgüven'in kendisini aradığını, Ahmet Bulut'un Ankaragücü'nde oynayan futbolcusu Kaan'a maçta iyi oynamamasını söylediği şeklinde duyumlar aldığını aktardığını, bunun üzerine durumu Nezat Şakar'a ilettiğini, beyan etmiştir.

Tanık Rüştü Ender Yurtgüven kolluk ifadesinde; Karşılaşma öncesinde, Emre Belözoğlu'nun Kaan Söylemezgiller'i aradığı duyumunu aldıktan sonra Caner Çuvalcıoğlu'nu aradığını ve durumu anlattığını, ancak Trabzonsporlu yetkililerin Ahmet Bulut'u tehdit etmeleri olayını bilmediğini, beyan etmiştir.

2- 15.05.2011 GÜNÜ İSTANBUL'DA OYNANAN FENERBAHÇE:6-ANKARAGÜCÜ:0 MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ GİRİŞİMİNDE BULUNULMASI

EYLEMİN GELİŞİMİ

Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Şakar’ın; 15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçı öncesinde Ankaragücüsporlu futbolculara teşvik ödemesi yapılması için menajer Mithat Halis ile irtibata geçtiği ve menajerden Ankaragücü takımında oynayan futbolcu Aydın Toscalı ile irtibata geçilmesini isteyerek teşvik girişimlerinde bulunduğu, ancak sonuç alınamadığı,

             Ayrıca Trabzonspor Klübü Başkanı Sadri Şener’in, kardeşi Mustafa Sani Şener vasıtasıyla, Sani’nin iş ortağı Hamdi Akın üzerinden Ankaragücü Spor Kulübü Onursal Başkanı Melih Gökçek’e teşvik amaçlı vaatlerde bulunduğu, bu vaadler çerçevesinde;  bonservisi Trabzonspor  kulübünde olan ve Ankaragücü'nde kiralık oynayan Gabric isimli futbolcunun, maçın skoru istedikleri şekilde neticelenirse  Ankaragücü'ne bedelsiz verilmesinin teklif edildiği, bu amaçla Melih Gökçek ile görüşüldüğü, bu şekilde Sadri ve Sani Şenel’in teşvik primi girişimlerinde bulundukları tespit edilmiştir.
             Netice itibariyle Sadri Şener’in kardeşi Mustafa Sani Şener; Nevzat Şakar’ın da menajer Mithat Halis üzerinden; farklı kanallarla Ankaragücü yönetimi ve futbolcularına ulaşarak teşvik girişimlerinde bulundukları görülmüş, şüphelilerin eylemleri teşebbüs/girişim aşamasında kalmıştır. Görüşmelerde geçtiği şekliyle Hamdi Akın ile İbrahim Melih Gökçek’in şüpheliler ile anlaşıp tekliflerini kabul ettiklerine dair somut delil elde edilememiştir.
  

İLETİŞİM TESPİT TUTANAKLARI

08.05.2011 günü saat:23.42’de Osman Murat Özaydınlı’yı Aziz Yıldırım’ın aradığı göreşme; Aziz: “Bu ligin iyi takımlarından biriydi, bütün gücümüzle şimdi Ankaragücü”, Murat. “Bugün birisi daha kongrede söylüyor o şeye yakın Ankaragücü’ne, Sadri ile şey Melih konuşmuşlar falan ondan sonra, tam puan alacağız bilmem ne yapacağız, inşallah neyse Buca’da düştü kesin Sivas rahatlar biraz” (tape:3663)

13.05.2011 günü saat:21.36'da Nevzat Şakar'ı, Mithat Halis'in aradığı görüşme; Nevzat:"Oğlum kulağıma geliyor ki oyuncularına hiç uyarıda bulunmuyorsun iyi oynayın, çocuklar iyi oynayın şerefiniz haysiyetinizle oynayın kazanın, o beyaz saçlının yanında kim oynuyor", Mithat: "Büyük ihtimalle Aydın oynayacak, Kayseri'li, (Kayserispor eski futbolcusu Ankaragücü oyuncusu Aydın Toscalı kastedilmektedir.) …ama bunlar da çok şey hazırlanıyorlar ha, Ankaragücü de, yani bakalım, oynasaydı çok iyi olacaktı Nevzat abi", Nevzat:"Bu hocalar üfler okur ya sende öyle oku üfle, nefesin iyimidir nefesin", Mithat. "İnşallah bir şeyler olacak, geçen hafta denk getiremedim bak Buca'da denk getirdim ama, nefesim çok kuvvetli benim, eninde sonunda denk getireceğiz", Nevzat: "O işi hallet bak ha, tamam Mithat sana güveniyorum", Mithat: "Halledeceğiz inşallah, hiç şeyiniz olmasın", (tape:3520)

14.05.2011 günü saat:14.54’de Sadri Şener'i kardeşi Sani Şener'in aradığı görüşme; Sani: "Hamdi arayacak seni Melih'in yanından, tamam mı, numaranı", Sadri: "Bu telefondan mı", Sani: "Ha evet buradan, yok herhangi bir şey şimdi niye tamam diyorsun Fenerbahçe ile ilgilidir yani, yani o oradan da gırgır yapacak herhalde, onun da bir işi falan var da tamam mı", Sadri: "Anladım anladım tamam anladım", Sani: "O onun, öyle bir şeyle değil öyle bir şey değil", Sadri: "Tamam tamam he he, o söyleyeceğini söyledi zaten", Sani. "Söyledi ama şey yani bir grup da var diyorki inanılmaz bu diyor deli gibi Fenerbahçeli diyor yani anladın mı olmaya da olabilir diyorlar", Sadri: "Yok ama öyle değil yani mesela biz puan alsak Gabriç'i vereceksiniz bize", Sani:"He anladım anladım inşallah haydi bakalım verirsin ya ne olacak", Sadri: "Hayi haydi hayırlısı", (tape:3648)

14.05.2011 günü saat:16.33'de Sadri Şener'i , Hamdi Akın'ın aradığı görüşme; Hamdi: "Yav telefonunu eski telefonmuş bilmem ne ben seni arıyormuşum, Ankara'dayım Melih başkan ile beraber", Sadri: "Tam şey en kritik yerdesin sen ya", Hamdi: "Sesini çıkartma yüksek ses ile konuşma orada", Sadri: "Aziz hep dinlettiriyormuş yav bizi, Melih başkan bu hafta bütün ümidimiz o, Melih başkana selam söyle güveniyoruz ben biliyorum ki Ankaragücü bu hafta bu işi halledecek, Fenerli bir Hamdi'ye bunları diyorum o da olmuyor ama ne yapayım", Hamdi'nin telefonu Melih'e verdiği, Sadri:"Maçlar bitsin bir gün geleceğiz ziyaretinize", Melih: " Aziz'den inşallah bu maçtan alacağım size yarayacak o inşallah", Sadri: "Sağol çok teşekkür ediyorum iyi günler iyi akşamlar", (tape:3649)

18.05.2011 günü saat:18.39'da Mithat Halis'i, Tuncay Bekiroğlu'nun aradığı görüşmede; Tuncay: "Her şey yolunda mı", Mithat:"Sağlığımız yerinde ama biraz moralimiz bozuldu bu hafta sonu", Tuncay: "Senin oyuncularda da hiç bir numara yokmuş be abiciğim ya", Mithat. "Melih Gökçek bunlara yenin istediğinizi alın cart curt bir sürü şey ondan sonra kendisini aşırı derecede adamları gerdi ortalığı takımın içerisi çok iyi değildi", (tape:3326) dendiği belirlenmiştir.

İFADELER

Sadri Şener kolluk ifadesinde; Fenerbahçe-Ankaragücü karşılaşmasından önce Sani Şener'in kendisini aradığını ve Hamdi Akın'ın Melih Gökçek'in yanına gideceğini belirterek onun yanından kendisini aramak istediklerini söylediğini, daha sonra Melih Gökçek'in yanından Hamdi Akın'ın kendisini aradığını, aralarındaki görüşmenin futbol içinde temenniden ibaret olduğunu, görüşmelerde geçen Gabriç konusu hakkında ise Gabriç'in Trabzonspor kulübünün futbolcusu olduğunu ancak kiralık olarak Ankaragücü'nde oynadığını, Melih Gökçek'in bu futbolcunun bonservisini istediğini ancak daha sonra bu konu hakkında görüşmediklerini beyan etmiştir.

Savcılık ifadesinde;”...Gabric yukarıda da dediğim gibi Ankaragücü'nde kiralık oynayan futbolcumuzdu. Bu görüşmelerden önce de Ankaragücü yönetimi bu futbolcuyu satın almak veya takas yapmak istiyordu. Bu yönde taleplerini bize iletmişlerdi. Onlarda oynayan Vittek isimli yabancı futbolcuyu önermişlerdi. Bizde sene sonunda bu mevzuyu konuşalım, demiştik. Melih Gökçek ile Aziz Yıldırım arasında geçmişten gelen bir husumet vardı. Melih Gökçek'in inatçı bir yanı vardır, ben aralarındaki bu anlaşmazlığı biliyordum. Kar çıkarabilirmiyim diye düşündüm. Ankaragücü'nün Fenerbahçe'den puan alması benim menfaatimedir. Ama bu amaçla bir vaatte bulunmadım. Bu bir temennidir. Bunun karşılığında kendilerine Garbic'i vaat etmedim. Puan alsalar bile fiyatta anlaşamassak vermezdik. Bu futbolcu sezon sonunda trafik kazası geçirdi, beyin kanaması nedeniyle sağlık durumu iyi olmadığı için kendisi ile anlaşmayım feshedeceğiz. Bu nedenle transfer görüşmeleri de olmadı. Garbic'in Ankaragücü'ne karşılıksız verilmesi gibi bir teklifimiz olmadı. Ankaragücü'nün de böyle bir talebi olmadı.” demiştir.

Nevzat Şakar savcılık ifadesinde; Trabzonspor'un defans oyuncularından Egemen Korkmaz'ın sözleşme yenilemek istemediğini, bu sebeple o mevkiye yeni bir transfer yapmak istediklerini, Eski futbolcusu Serdar Bali'nin kendisini aradığını ve Ankaragücü'nün stoperini tavsiye ettiğini, bunun üzerine Mitat Halis'i arayarak bu futbolcuyu sorduğunu, Mitat Halis'in de bu futbolcunun Aydın olduğunu söylediğini, Aydın isimli futbolcunun boyunun kısa olduğunu bildiği için transfere yönelik girişimde bulunmadığını, bu görüşmenin karşılaşmadan önce yapılmasının tamamen tesadüf olduğunu, bunun haricinde Mitat Halis'e "Bunu hallet sana güveniyorum" sözü ile Adriyan isimli futbolcunun transferini kastettiğini, beyan etmiştir.

Mithat Halis kolluk ifadesinde; Nezat Şakar ile yaptığı görüşmeleri hatırlamadığını beyan etimiştir.

Sani Şener kolluk ifadesinde; Hamdi Akın ile iş ortağı olduğunu, karşılaşma öncesinde Hamdi'nin aradığını ve Melih Gökçek'in yanına gideceğini, buradan Sadri Şener'i arayacağını, Fenerbahçe hakkında konuşarak kızdıracaklarını söylediğini, bunun üzerine Sadri Şener'in telefonunun verdiğini olayla ilgisinin bu olduğunu, beyan etmiştir.

Hamdi Akın savcılık ifadesinde; “Aradan zaman geçti. Görüşmenin detayını hatırlamıyorum. Ancak o dönem Ankara'da yaptığımız bazı işler dolayısıyla sık sık Melih Gökçek ile bir araya geliyorduk. O günde kendisini aradığımda Ankaragücü Tesislerinde olduğunu öğrendim. Gittim. Konuşma sırasında o hafta Ankaragücü ile Fenerbahçenin maçı olduğunu öğrendim. Ben Fenerbehçeliyim. Melih Gökçek’te Fenerbahçelidir. Aziz Yıldırım ile aralarında bazı anlaşmazlıkları vardı. Daha doğrusu ara ara barışır darılırlardı. Öylesine maçla ilgili şakalaşıp sohbet ettik. Bu sohbet sırasında ben mi Sadri Şener'i aradım, yoksa Sadri Şener mi beni aradı hatırlamıyorum. Ancak Sadri'nin beni aradığını düşünüyorum. Sadri'nin kardeşi Sani ile birlikte çalışırız, ailece yakınımdır. Kesinlikle ne görüşme öncesi bana nede görüşme sırasında, Gabric isimli futbolcunun mevzuu gündeme gelmedi. Ben bu mevzuyu gazetelerden duydum. Sadri Şener ile görüşürken Melih Gökçek yanımda olduğu için spontane olarak görüştürdüm. Her maç öncesi gırgır şamata babında karşılıklı takılmalar oldu. Bunun dışında herhangi bir mevzuu olmadı. Ben aralarında şike ve teşvike ilişkin bir anlaşma girişimi olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir olaydan haberim yoktur. Ben Fenerbahçe başkanlığında ismi geçen bir insanım. Elimden geldiğince Fenerbahçe’nin aleyhine olabilecek konuşmalara bırakın dahil olmayı şahit olmamaya özen gösteririm. Kesinlikle iddia edildiği gibi bir bağlantı girişimi olmamıştır. süreç son derece tabii seyrinde arkadaşça muhabbet içerisinde cerayan etmiştir.” demiştir.

İbrahim Melih Gökçek talimatla alınan savcılık ifadesinde; “Ben halen Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı olarak görev yapmaktayım. Ankaragücü spor klübünün kongre üyesi idim ancak, yaklaşık 1 ay kadar önce üyeliğim düştü. Talimatta belirtilen tarihlerde Ankaragücü spor klübünün onursal başkanı olarak nitelendiriliyordum. Ancak resmiyette böyle bir sıfatım yoktu. Sadri Şener Trabzonspor klübü başkanıdır. Kendisi ile sadece 2 kez yüzyüze maç sırasında görüştüm. Bunun dışında kendisi ile bir arkadaşlığım dostluğum yoktur. Kardeşi olduğu belirtilen Sani Şener'i ise hiç tanımıyorum. Gabriç Trabzonspor’un sözleşmeli futbolcusu idi. Ancak 2010-2011 sezonunun başlangıcında Ankaragücü bu futbolcuyu kiralamış, ikinci yarının ilk maçı Trabzonspor ile Ankaragücü arasında Trabzon’da idi. Bu maç 1-1 sona erdi. Hatta Ankaragücü'nün golünü Gabriç atmıştı. Trabzonspor’u şampiyonluktan eden futbolculardan biriside Gabriç'tir. Benim Sadri Şener ile yada bir başka kişi ile Gabriç'in Ankaragücü'ne bedelsiz verilmesi ile hiçbir görüşmem olmamıştır. Sadri Şener ile Sani Şener arasındaki telefon görüşmesinde Sani Şener'in Sadri Şener'e hitaben Hamdi arayacak seni Melih'in yanından şeklinde diye konuştuğunu bilemiyorum. Belirttiğim gibi ben Sani Şener' i hiç tanımıyorum...Belirttiğim gibi Sadri Şener'i Trabzonspor klübü başkanı olması nedeniyle tanıyorum. Hiçbir samimiyetim yoktur. Hamdi Akın ise iş adamıdır. Aynı zamanda Ankara’da Esenboğa Havalimanının işletmecisidir. Belirtilen tarihte Hamdi Akın ziyaretime gelmişti bu sırada yanlış hatırlamıyorsam Hamdi Akın'a bir telefon geldi ve bir süre bu şahısla görüştüler görüştükleri sırada Hamdi Akın bana Sadri Şener'in aradığını söyledi. Bu sırada telefonu bende aldım ve bir süre Sadri Şener ile görüştüm. Telefon görüşmesinde de görüleceği üzere burada karşılıklı birbirimize iyi niyette bulunduk. Ayrıca şakalaştık. Telefon görüşmesi sırasında bir gün sonra oynayacağımız Fenerbahçe maçını alacağımızı söyledim. Ankaragücü'nün onursal başkanı olarak bunu söylememden daha tabii bir şey olamaz. Telefon görüşmeleri incelendiğinde şikeye yada başka bir suça ilişkin hiçbir görüşmenin olmadığı görülecektir. Suçlamaları kabul etmiyorum. Benim Aziz Yıldırım ile aram iyi değildir. Ankaraspor’un küme düşürülmesi aşamasından itibaren Aziz Yıldırım aleyhine yazılı yada görsel basında birçok demecim yayınlanmıştır. Çünkü Ankaraspor'un küme düşürülmesinde Aziz Yıldırım'ın parmağı olduğunu düşünüyorum. Yine tiwitter hesabımda ‘Aziz Yıldırım Fenerbahçe’de başkan olduğu sürece Fenerbahçeliliğimi buzdolabına kaldırıyorum’ diye yazı yazdım. Bu yazılarım Ankaragücü Fenerbahçe maçından öncedir. Hamdi Akın tarafından bana maçla ilgili herhangi bir teklifte bulunmadı. Bu şekilde tapelerin arka arkaya gelmesi tamamen benim dışımda gelişen bir olaydır. Bu nedenle suçlamaları kabul etmiyorum.” demiştir.

3- 22.05.2011 GÜNÜ SİVAS’TA OYNANAN SİVASSPOR:3- FENERBAHÇE:4 MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ GİRİŞİMİNDE BULUNULMASI

EYLEMİN GELİŞİMİ

22.05.2011 günü Sivas’ta oynanacak Sivasspor-Fenerbahçe maçı öncesi, Trabzonspor Klübü Başkanı Sadri Şener’in, Trabzon Avni Aker Stadının güvenlik işlerini yürüten şüpheli Zeki Mazlum üzerinden, Sivasspor Klübü Başkanı Mecnun Odyakmaz’a teşvik primi teklif edilmesi amacıyla girişimlerde bulunduğu, Zeki Mazlum’un; Mecnun Otyakmaz ile yakın ilişki içerisinde bulunması ve her iki şahsın da Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütü ile bağlantılı şahıslar olmaları nedeniyle aralarındaki bağlantı ve samimiyete güvenilerek tercih edildiği, bu süreçte; 12.05.2011 günü Zeki‘nin Sadri Şener’i arayarak “Para durumunuz var mı başkanım" diye sorduğu, Sadri Şener’in "Var tabi bir sürü para var”cevabını verdiği, hemen akabinde Zeki Mazlum’un Mecnun Otyakmaz’ı aradığı ve görüşmek istediği, Mecnun Otyakmaz’ın görüşmeden sonra Aziz Yıldırım adına şike ve teşvik faaliyetlerini yürüten Ali Kıratlı’yı aradığı ve “Zekiler gelecek şimdi, Trabzonlular peşimde” diyerek Zeki Mazlum’un kendisine teşvik primi verilmesi amaçlı geldiğini söylediği, belirlenmiştir. Sadri Şener’in Zeki Mazlum aracılığı ile Mecnun Otyakmaz’a teşvik teklifinde bulunduğu, ancak kabul göremediği, maç öncesinde Mecnun Otyakmaz’ın Zeki Mazlum’u arayarak futbolcularına Trabzonspor tarafından teşvik teklifi yapıldığını ancak futbolcularının da bunu kabul etmediğini belirttiği anlaşılmıştır.

             Netice itibariyle Sadri Şener’in; Zeki Mazlum üzerinden, Sivasspor Klübü Başkanı Mecnun Odyakmaz’a ulaşarak teşvik girişimlerinde bulunduğu görülmüş, şüphelilerin eylemleri teşebbüs/girişim aşamasında kalmıştır. Mecnun Odyakmaz’ın şüphelilerle anlaşıp tekliflerini kabul ettiğine dair somut delil elde edilememiştir.

İLETİŞİM TESPİT TUTANAKLARI

09.05.2011 günü Saat:22.34’de Mecnun Otyakmaz’ı, Zeki Mazlum’un aradığı görüşme; Zeki: “Bu telefonum benim son telefonum bi daha aramayacağım haberiniz olsun”, Mecnun:“Daha yeni rahata ermişim ya”, Zeki: “Kadıköy’e gelecektik dedim bakayım dışardaysan görüşelim”, Mecnun: “Ondan sonraki hafta geliyorsun Sivas’a pazartesiden itibaren Sivas’ta duruyorsun olan her şeye şahit oluyorsun,... kabul etmem yani Trabzon’da hakkımda dedikodu çıkartmasınlar herkesi her şeyi kayıt ol, herkese kapım açık zaten Rıza, Rıza hocaya teslim etmişim takımı o da Beşiktaşlı zaten”, (tape:1173)

12.05.2011 günü saat:12.59'da Sadri Şener'i, M. A. /Zeki Mazlum’un aradığı görüşme; M: "Kapalı mı telefonun başkanım, ulaşamayanlar görüşmek için, Zeki bir görüşmek istiyor sizinle", Sadri: "Tamam görüşürüm ne para mı lazım", M: "Birkaç konu var, o Zeki biliyorsun para her zaman onun şeyidir", telefonu Zeki'ye veriyor, Zeki: "Para durumunuz var mı başkanım", Sadri: "Var tabi bir sürü para var, bunu mu söyleyecektin", Zeki: "Yok başkanım bir şeyler söyleyecektim de bu arada bunu da sıkıştırayım dedim araya", Sadri: "Öbürünü de söyle söyle hemen problem değil", Zeki: "Telefonla olmaz başkanım yarın bende maç sabahı Trabzon’dayım bir araya gelir söylerim ben", Sadri: "Belki birini senin ekiplerden birine koyacağım bir memur, daha net değilde söylerim haber veririm sana", (tape:3645)

12.05.2011 günü saat:16.27’de Mecnun Otyakmaz’ın, Zeki Mazlum’u aradığı görüşme; Mecnun: “Ofiste oturuyorum misafirler var”, Zeki: “Gelsek bizde, misafir olma şansımız olur mu?”, Mecnun: “Olur ne demek ya her türlü”, Zeki: “Golden plazaydı demi orası”, Mecnun’un onayladığı. (tape:1174)

12.05.2011 günü saat:16.30’da Ali Kıratlı'nın, Mecnun Odyakmaz'ı aradığı görüşme; Mecnun: "Zekiler mekiler gelecek şimdi, Trabzonlular peşimde", Ali: "Zeki,aradı bugün beni, Semih’i diyor bi ayar yapabilirmisin Fener istemezse konuşalım, iyi dedim baktım çok hiçbir şey yokmuş gibi konuştu bende konuştum ... ben gelmeyim şimdi onlar konuşur monuşur sende rahat edemem de", (tape:2536)

17.05.2011 günü Saat:13.56'da Zeki Mazlum'u, B.'ın aradığı görüşme; B: "Trabzonspordan burada konuşurken dedim ki bi Zeki’yi arayayım da şu Sivas’ın Başkanıyla arası iyi dedim", Zeki: "Abi bir şey çıkmaz oradan, yani Fenerbahçe’de oraya kadar işi getiripte orda bırakmaz", (tape:3324)

19.05.2011 günü saat:20.59’da Zeki Mazlum’u Mecnun Otyakmaz’ın aradığı görüşmede; Mecnun:“Bana diyorsun ki bir şey olsa diyorsun bir şey olsa diyorsun yapacak biziz hiçbir numara yok bunlarda diyorsun, ta buraya geliyorlar elden bir liraya geliyorlar tam canlı, benim topçularım yalan söylüyor, ya boşverin ya nerede yok her türlü cinliğin içinde var Trabzon’da bu işi yapacak adam mı yok yani olur mu öyle bir şey, ya ikimizde safız ha vallaha safız sen bakma herkesi kendimiz gibi biliyoruz buraya kadar geliyorlar başkan bizi duyarsa...haydi abiciğim diyorlar biz zaten çıkacağız oynayacağız yürü git diyorlar”, Zeki: “Bak bu işlerden kulübün harbi haberi yoktur ben sana söylüyeyim dışarıdan belki olurlar”, Mecnun: “Ya nasıl dışarıdan kulübün haberi yoktur ya, Fahri görevliler, kulübe hiç haber vermeden kulübüm zarara uğramasın benimde çok param var bir milyon dolarım var götüreyim ha bunu Sivas’a vereyim diye diyorlar”, Zeki. “Trabzonlu işadamları 5 milyon dolar verir vallahi”, Mecnun: “Bana topçularım öyle diyor”, Zeki: “Sen ne o diyorsan öyledir”, Mecnun: “Ben şahit olmadım bana teklif edilmedi ama topçularıma edilmiş abi isim isteme bizden dediler ama böyle bir şey oldu bizde gönderdik dediler”,(tape:3820) dendiği belirlenmiştir.

20.05.2011 günü saat:22.27’de Mecnun Otyakmaz’ı Mithat Halis’in aradığı görüşme; Mithat: “Başkanım iyi akşamlar ben Mithat, ne var ne yok başkanım hiç gelmiyorsunuz, Erdal abi hiç kıpırdamıyor bu tarafa ama inşallah şu Fener tantanası bitsin hocam”, Mecnun: “ Fener tantanası bitsin gelecek”, Mithat: “Şu Fener tantanası bitsin bakalım göreceğim, maç dedikodu, he hoca beni aradı söyledi şimdi başkanım”, Mecnun: “Seni aradı mı Trabzonlular için yok Trabzonspor’un öyle bir şeyi oldu,...hayır sakın ha beni aramaya zaten cesaret edemezler yani, o işlerden çok çok uzak bir adamım yani öyle bir oyuncumuz şeyde dahi görsem”, (tape:1193)

01.06.2011 günü saat:00.23'de Nevzat Şakar'ı Mithat Halis'in aradığı görüşme; Mithat: "Nevzat abi bunlar bu şey için ee bana çok saldırdılar oradan bir şey çıkaramadılar, sizden teşvik parası almışım da ben Sivas’a götürmüşüm gibi, herhalde onu Fenerbahçeliler yaydı, Mithat’ın orada oyuncuları var diye, sonra, o şeyleri buralara taşımaya çalışıyorlar galiba kendi şeylerini benim kimseye hesap vermeyeceğim kimse yok, Allah’a çok şükür kendi aramızda da hiçbir zaman için öyle bir konuşma da olmadı", Nevzat "Öyle şey mi olur biz o işlere karşıyız ya", (tape:3525)

23.05.2011 günü saat:19.56’da Zeki Mazlum’u Mecnun Otyakmaz’ın aradığı görüşmede; Zeki: “Abi biz bu millete derdimizi anlatamıyoruz yani diyoruz ki bu bir sene şampiyon olsaydık da o 20 senelik daha olmasaydı çok önemliydi, başkan”, Mecnun:“Olur yine ne olacak ya önemli değil ne olacak abi devam”... Zeki:“…Trabzon’un konumu çok farklıydı ya bu sene de çok böyle 27 sene abi yani bir çok yaklaşmıştık anladın mı, bir başka takım gibi yani kaybetse oturacak Trabzon öyle değil Trabzon insanı futbolu biliyor Trabzon insanı futbolla yatıp kalkıyor düşün işte 10 yaşında uşaktan”, Mecnun: “He şey o Trabzon futbolla futbolu bilen Trabzon insanı bizim dünkü maçımız için ne diyor”, Zeki: “Bir şey dediği yok yani şu ya kaleci ve sağ bekin dışında” dendiği, tespit edilmiştir. (tape:3862)

İFADELER

Zeki Mazlum kolluk ifadesinde; Karşılaşma öncesinde Fenerbahçe takımından bazı kişilerin Sivasspor takımına şike teklifinde bulundukları şeklinde duyum aldığını, bu sebeple Mecnun Otyakmaz'ın ofisine gittiğini ve bu konuyu görüştüğünü, karşılaşmayla ilgili teşvik pirimi teklif etmediğini, Mecnun Otyakmaz'ın kendisini arayarak bazı şahısların Trabzonspor adına teşvik pirimi verdiklerini söylediğini ancak isim vermediğini söylediğini, kendisinin de bu şahısların Trabzonsporlu yöneticiler olamayacağını Trabzonsporlu bazı işadamları olabileceğini söylediğini, beyan etmiştir.

Mithat Halis kolluk ifadesinde; Rıza Çalımbay'ın kendisini aradığını ve karşılaşma öncesinde Trabzonspor'dan para alarak teşvik amacıyla Sivassporlu futbolculara verdiği şeklinde dedikoduların olduğunu, Mecnun Otyakmaz'ı arayarak böyle bir durum olmadığını konuşmasını istediğini, kendisinin de Mecnun Otyakmaz'ı aradığını ve kesinlikle böyle bir işin içine girmediğini söylediğini, beyan etmiştir.

          	Mecnun Otyakmaz savcılıkça alınan ek beyanında:”...Ayrıca 19.05.2011 tarihli Zeki Mazlum ile yaptığım görüşme bana kolluk ve savcılıkta okunduğunda, sanki kendisiyle teşvik pirimi amaçlı görüşmeler yapılmış gibi lanse edildi. Ve böyle suçlandım. Bu olayın aslı şudur; Fenerbahçe maçından 3 gün önce muhtemelen bu görüşmenin yapıldığı gün futbolcumuz olan Mehmet Yıldız yanıma geldi. konuşmak istedi. Tesislerde başbaşa konuştuk. "Bana isim sorma başkanım Trabzondan birileri gelmiş, bizim arkadaşlara teşvik teklif etmişler kabul ederseniz parayı alıp gelelim demişler, bizim çocuklarda biz çıkacağız topumuzu oynayacağız, böyle bir şeyi kabul edemeyiz, başkan duyarsa çok kötü olur, teşvik pirimi vaadiyle gelen şahısta Sivas’tan ayrılmış, rakam 1 Milyonmuş " dedi, bu konuşmayı ben Zeki Mazlum'a bana okuduğunuz görüşmede ilettim. Kimin geldiğini ve hangi futbolculara bu teklifte bulunulduğunu ben bilmiyorum. Kime teklifte bulunulduğunu Mehmet Yıldız bilir. Konuşacağını düşünüyorum. “ demiştir.
             Mehmet Yıldız savcılıkça alınan ek ifadesinde; Mecnun Otyakmaz'ın ifadesinde belirttiği şekilde kendisi ile konuşmadığını ancak maçtan 3 gün önce Mecnun'un yanına gittiğini ve soyunma odasında Trabzonspor’dan teşvik pirimi teklifi geldiğine yönelik konuşmaların olduğunu duyduğunu, bu konuşmaları kimin yaptığını hatırlamadığını, Mecnun Otyakmaz'a olayı bu şekilde aktardığını, konuşması sırasında teklifin miktarı yada herhangi bir isim geçmediğini, beyan etmiştir.

Sadri Şener savcılık ifadesinde:“...Ben şahsen bu maçta bizden kimsenin teşvik girişiminde bulunabileceğini düşünmedim. Çünkü Sivas'ın hem başkanı, hem 2.Başkanı Fenerbahçe kongre üyesidir. Bu insanlar ile Fenerbahçe'yi yenmeleri için teşvik amaçlı görüşmek manasızdır. Ben zaten teşvike de karşıyım. Bunun da bilinmesini istiyorum. Ben Sivasspor yönetimine kimseyi teşvik amaçlı göndermedim. Birileri gitmiş ise benim bundan haberim yoktur. İşgüzarlık yapmıştır. Mecnun başkanın beyanında kimleri kastettiğini bilmiyorum. Bana; Mecnun ile ve benimle görüşmesini okuduğunuz Zeki Mazlum Trabzon'da yaşar. Güvenlik şirketi vardır. Trabzon'daki tek güvenlik şirketinin sahibidir. Avni Aker Stadı'nın özel güvenlik işini bu şahıs yapar. Stada gelen seyirci sayısına göre maç başına kendisine ödeme yapılır. Bu ödemeler hemen yapılmaz, genelde biraz birikir. Kendisi bizim oralarda mafyavari takılır. Bu nedenle kendisi ile şahsi ilişkim yoktur. Ancak tanırım. Kulüpten de uzak tutarım. Zorunlu nedenler ile alternatifi de olmadığı için güvenlik işi kendisindedir. Mecnun ile yaptığı görüşmelerin amacını bilmiyorum. Kendi şahsi inisiyatifi ile aramıştır. Benim ile yaptığı görüşme yaptığı işe ilişkin para alacağı ile ilgilidir. Kulüp kayıtları incelendiğinde bunlar görünür...Eğer Trabzon'dan birileri Sivasspor'a teşvik amaçlı gitmiş ise bunu bilmiyorum. Bilsem kulüpten atarım. Zeki'nin kulüp ile hiçbir ilgisi yoktur. Ben böyle bir yönlendirmede bulunmadım.” demiştir.