İçeriğe atla

2. Ergenekon İddianamesi/V. BÖLÜM ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 43- Şüpheli Neriman AYDIN

Vikikaynak, özgür kütüphane

43- Şüpheli Neriman AYDIN

a-Savunmaları,

[değiştir]

Emniyet beyanında;

Şüpheli Neriman AYDIN emniyette alınan ifadesinde susma hakkını kullanmıştır.

Savcılık beyanında;

Ziraat Bankası Ankara Kurumsal Bankacılık Şubesi’nde bankacı olarak çalıştığını, üniversite mezunu olduğunu, bekar olup 1500 TL. gelirinin bulunduğunu, yeşil pasaportunun olup Almanya Köln şehrinde Ziraat Bankası şubesinde 3 yıl görev yaptığını, herhangi bir derneğe sendikaya veya siyasi partiye üye olmadığını,

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden Ergün POYRAZ, Sevgi ERENEROL, Durmuş Ali ÖZOĞLU, Hamza DEMİR, Ercüment OVALI ve Kemal AYDIN'ı tanıdığını, diğerlerinden hiçbirini tanımadığını, bir irtibatının olmadığını,

Kemal AYDIN’ın abisi olduğunu, Sevgi ERENEROL'u ilk defa 3 Mart 2006 tarihinde Ankara'da abisi Mevlüt AYDIN'ın bürosunda tanıştığını, Ercüment OVALI’nın aile dostu olup kök hücre üzerinde araştırma yapan bir profesör olduğunu, Ercüment’in kendisine Sevgi ERENEROL'u kök hücre konusunda konuşmacı olarak davet etmek istediğini söylediğini, cepten kendisini arayarak, Mevlüt AYDIN'ın ofisine davet ettiğini, yanında Azerbaycan'dan Tenzile RÜSTEMHANLI, Ergün POYRAZ ve Gazi Üniversitesinden ÖNDER isminde soy ismini hatırlayamadığı profesör olduğu halde ofise geldiklerini, Ercüment OVALI’nın teklifini Sevgi hanıma ilettiğini, onun da kabul ettiğini, 2000 yılından beri abisi Kemal AYDIN'ın tavsiyesi üzerine okuduğu kitaplardan aldığı notları ve yaşamdan edindiği bilgileri not ettiğini, Ergün POYRAZ'ı da o gün tanıdığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU'nu kitabını okuduktan sonra tanıdığını, Şifre Çözüldü, Ermeni Fransa ilişkileri isimli kitaplarını beğendiğini, daha sonra kendisiyle Cağaloğlun’da kendi bürosunda Toplumsal Dönüşüm yayın evinde buluştuğunu, Hatice BAHTİYAR ile de orada tanıştığını, Hatice hanımın onun editörü ve yazarı olduğunu, Durmuş ALİ ve Hatice ile yemek yediklerini, Hamza DEMİR'in daha önce bir kere abisi ile birlikte kaldığı eve geldiğini,

İstanbul’a geldiğinde Hatice'nin evinde kaldığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU ile ilk defa İstanbul'a geldiğinde Cağaloğlu’ndaki büroda tanıştığını, onların da yaz aylarında eve geldiklerini, bir seferinde Liva Pastanesinde Sevgi ve Ergün ile birlikte buluştuklarını, yanında abisinin de olduğunu, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü üyesi olmadığını, Örgüt içersinde hiç bir faaliyette bulunmadığını,

26 Ocak 2006 tarihinden 2-3 gün sonra Sevgi ERENEROL, Kemal AYDIN, Zeki Yakut (Müdür Bey), Yunus ŞAHİN, Aslı AYDIN, Remiye ERYILMAZ, Nesrin (C) cucur, Mevlüt AYDIN ve Ergun Poraz ile Farabi sokak Riva Pastanesinde (saat:16:00) toplandıklarını, genelde memleket meseleleriyle ilgili konuştuklarını, Sevgi’nin patrikhaneden bahsettiğini, Ergün’ün kitaplarından bahsettiğini, Kıbrıs konusunun konuşulduğunu, evinde yapılan aramada bulunan ajanda içersine; Sevgi ERENEROL Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi ve adreslerinin yazdığını, yine hemen alt kısmında Ergenekon Silahlı Terör Örgütü üyesi olmaktan tutuklu bulunan Kemal KERİNÇSİZ’ in isim ve telefonunun yazdığını kabul ettiği, patrikhane aleyhine yapılan bir eylemde kendilerine faks çekerek katıldığını belirttiği,

Toplumsalhaber.com sitesinde 2007 Ağustos ayından itibaren genelde Mustafa Kemal üzerine yazılar yazdığını, 30 Mart 2006 tarihli mail içeriğindeki 2 tane Türk subayı sivil mahkemenin kararıyla hapiste. ne zamandan beri Türk subaylarını sivil mahkeme yargılıyor şeklindeki yazıyı Şemdinli davası ile ilgili yorum olarak yazdığını,

Ergun POYRAZ’ın TSK’nın yardım ve korumasıyla kitap yazdığını, belgelere ulaştığını,

Necip HABLEMİTOĞLU'nu çok yakın bir arkadaşının öldürdüğünü ERGÜN POYRAZ söylediğini, Sevgi Hanımın da teyit ettiği,

Ergün POYRAZ’ın Tuncer KILIÇ, YAŞAR BÜYÜKANIT; ERTUGRUL ÖZKÖK, HİLMİ ÖZKÖK'ün akraba ve dönme sebatayist-yahudi olduklarını söylediğini, Genel Kurmay başkanlığı sırasında bekleyenlerin de mason olduğunu, dolayısıyla TSK'nın devletin ve ülkenin meselelerine hakim olamıyacağı fikrini Sevgi ve Ergün söylediğini, yine Ergun’un, Turan YAZGAN'ın Fettullahçı, Deniz BAYKAL'ın annesinin arap, babasının çerkez, Erdoğan'ın ermeni, Bülent ARINÇ'ın Yahudi, Kemal UNAKITAN'ın yahudi olduğunu söylediği, Sevgi hanım ve Ergün POYRAZ'ın düşünceleri ve kanaati "Köyümüze gidip silahımızda beklemek" şeklinde ortaya çıktığını,

26.03.2008 günü saat:13.18 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinin Ergenekon operasyonu yapıldığı zaman olduğunu, Durmuş Ali'nin niye kaçmak istediğini bilmediğini, nezaketen ‘Ben emirlerinizi bekliyorum’ dediği, Asena operasyonundan espiri olarak bahsettiğini, Bir numara olarak bahsettiğinin Genel Kurmay Başkanı olduğunu,

Askeriye içindeki İllegal yapılanma ve Karargah evleri ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, sıkça Askeri öğrencilerle ve yeni mezun teğmenlerle telefon görüşmeleri yaptığını, bunların tanıdığı ailelerin çocukları olup, zaman zaman evine geldiklerini, yemek yediklerini, Bu şekilde gelip gidenlerin Noyan ÇALIKUŞU, Mehmet Ali ÇELEBİ, Yaşar, Murat, Emre, Emrah, Nusret isimli Askeri öğrenciler olduğunu, Noyan ve Çelebi’nin teğmen olduklarını, diğerlerinin Kara Harb okulunda öğrenci olduklarını, Kemal Abisini dinlemek için gelip uzun uzun sohbet ettiklerini,

Bazen sorunları olduğundan bunları Ali ÖZOĞLU'na bildirdiğini, 03.01.2008 günü saat:21.06 sıralarında Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı telefon görüşmesindeki açıklamasında, Gizli Savaşın Şehitleri isimli yazıyı ÇELEBİ’nin yazdığını, Kemal abinin kontrol ettiğini, Genç subaylar derkende ÇELEBİ ve arkadaşlarını kastettiği,

06.01.2008 günü saat:13.00 sıralarında Mehmet Ali ÇELEBİ’nin isteği üzerine disiplin kuruluna verilecek askeri öğrenci Emre’nin durumunu Ali ÖZOĞLU'na ilettiğini, Mehmet Ali ve Emre’nin bu konuyu abisi Kemal ile de konuştuklarını,

Mehmet DUMLU’nun Kütahya'da büyüğü olan mübarek bir zaat olduğunu, ara sıra uğrayıp duasını aldığını, şahsın silahlı kuvvetler ile ilgili herhangi bir ilgisinin olup olmadığını bilmediğini,

Siyami YALÇIN’ın kamu kurumlarına kömür sattığını, Ahmet Yarbayın Erzurum kolorduda Kemal abisinin arkadaşı olan Av. Hakan'ın abisi olduğunu, ihale için onunla görüşmesini tavsiye ettiğini, ona yardımcı olduğunu,

Noyan'ın özel kuvvetler şeklindeki özel kuvvetler bölümünü kazanamadığını öğrendiğini, bunların ailenin çocukları olduğunu, silahlı kuvvetler içerisinde örgütün amaçları doğrultusunda sızma girişiminin bulunmadığını, onların Özel kuvvetlerin önemli olduğunu, oraya girmek için çalıştıkların, tanıdık olup olmadığını sorduklarını,

04.04.2008 günü saat:12.57 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde 1 numara olarak sayın Genel Kurmay Başkanını kastettiğini, konuşma içinde geçen Volkan Kaplama’nın Ercüment Ovalı'nın şirketinde görevli olan paşa olduğunu,

Bir taksicinin çocuklara Hizbut Tahrir dergisi verdiğini, konferansa çağırdığını kendisinin de onlara gitmesini söylediğini,

11.05.2008 günü saat:14.00 sıralarında Abuzer T.’ nın bankadan ağabeyi olan Yusuf Ş.'nin Adıyaman'da serbest çalıştığını bildiği bir arkadaşı olduğunu, çekmiş olduğu mesajda, gömü bulduğunu, Kültür Bakanlığında tanıdığının olup olmadığını sorduğunu yine,

Diyarbakırda petrol işletme ruhsatı ile ilgili konuştuklarını, saçma bir görüşme olduğunu, kendisine jandarmadan bir üst düzey yetkili bulması halinde 1 milyar dolar vereceğini söylemesi üzerine namuslu insanlarsanız Kültür Bakanlığına müracaat edin, usulüne uygun çıkarın dediğini, Abuzer’ in yurtdışından ince zarif bir cep telefonu getirerek –önderim- dedi ağabeyine verdiğini

18.06.2008 günü saat:10.23 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptı telefon görüşmesinde; içerisinde, o.. çocukları hepsi düzeltilecek hepsi hesap verecekler derken bireysel muhalefet ettiğini, Askeri öğrenciler ile ilgili kurmay olurlarsa daha iyi olur dediğini, Ben de sivil kumandanım derken hiçbir şey kastetmediğini, Hilmi Özkök de paşaydı, Doğan Güreş , Kenan Evren çakallar sözü ile bireysel eleştiride bulunduğunu, Kahramanı bekliyoruz derken hiç kimseyi beklemediğini,

19.01.2008 günü saat:16.52 sıralarında Kemal AYDIN’ ın telefonundan Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı telefon görüşmesi içeriğinin Emre'nin disiplin cezası ve nasıl savunma vermesi gerektiği ile ilgili olduğunu,

31.3.2006 tarihinde, … tekrar söylüyoruz bu vatanın bekası için görevinin yapan astsubaylar sivil mahkeme tarafından yargılanmakta, bu utançta size yeter… şeklinde Adem Acarlı ismindeki arkadaşı yarbaya gönderdiğini,

Evinde Askeri öğrencilere ait olan kişisel dokümanları Mehmet Ali Çelebi’nin bıraktığını. Diğer belgelerin de eve gelip giden askeri öğrencilere ait olduğunu,

Toplumsal Dönüşümde yazar olan Cengiz Yücak’ın kendisine iki tane kitap bırakarak, kitapları Fevzi Türkeri ve Mehmet Şener Erguygur'a göndermesini istediğini,

Yarbay Adem Acarlı’nın fakülteden arkadaşı olduğunu, kantin ihalesi açıldığını herkese duyurmasını istediğini, kimlerin katıldığını bilmediğini,

Kalelerin tek tek düşürüldüğü sözünün Cengiz Yücak'ın yorumu olduğunu,

Hizbüt Tahrir ile ilgili doküman ve kitabın evinden ele geçirildiğini, taksicinin bu kitabı Mehmet Ali Çelebi'ye verdiğini, Bu kitap hakkındaki toplatma kararı olduğunu bilmediğini, Bilgisayarında ele geçen Hizbut Tahrir üyesi olan kişilerin listesini yüklemediğini,

06.06.2008 günü saat:22.41 sıralarında Aslı ile yaptığı telefon görüşmesinde; Eskişehir yolunu tanklar kapatabilir sözünün bir espri olduğunu, Tankların hazır olduğu konusunun art niyet olmadan espri amaçlı olduğunu,

İkametinde yapılan aramada el konulan kareli ajandaların içersinde; Prof. Oktay FİSUNOĞLU' na bir köşe verilmesi, Ekonomik makalelerini yazan Beyefendi bol bol Prof. Dr. Erol MANİSALI, Metin AYDOĞDU okumalı, Türk Ortodoks kilisesi Sayın Temsilcisi Sevgi ERENEROL Gündeme getireceğiniz konuları o kanunun uzmanları dilinden... şeklinde notların yazıldığı hatırlatıldığında, bir arkadaşıyla yeni bir gazete çıksa kimlere görev verilirdi şeklinde aldığı not olduğunu,

El konulan ajandalar incelendiğinde, Kanun maddesi, önerge, Kanun teklifi, anayasa şeklinde yazdıktan sonra ....yapılacak ....değiştirilecek şeklinde notlar tutulduğu, bunların birinde yazılı ve görüntülü basın yayın araçlarının tamamı devletin idaresi ve murakabesi altında bulunacak, özel girişimciye ait bütün yayın araçları tv ve gazeteler devletleştirilecek, Anayasa maddesi, Anayasanın ve değişmez kılınacak bir Anayasa maddesi ile hukuki konumu belirlenecektir. Neriman AYDIN 25 Mayıs 2006 yazdığı hatırlatıldığında, bunların kişisel düşünceleri olduğunu,

Ajandaların yapılan incelemesinde; Devletimizin yeniden sahibi olduğumuzda Büyük Türk milleti olarak yapacaklarımız 10 Temmuz 2005 Çankaya yazdığı ile ilgili soruda, ve devam eden incelemelerde; Kuvayi Milliye meclisinin açıldığı binayı açacağı, Anayasaya'nın ön sözüne ekleme yapacağı, Kanun teklifleri ile bazı kişilerin vatanı terk etmemeleri durumunda çıkarılacak kanun ile yargılanacağı, Hıyaneti Vataniye Kanununun Anayasa maddesi yapılacağı, Yapılacaklardan hiçbir ecnebinin, Hıristiyan, Yahudi ve masonun haberdar olmamsı gerektiği, özel üniversitelerin ve dershanelerin kapatılacağı, Dr. Doç.Prof. olma koşulları v.s öğrenim şekli ve içeriği bizzat taraflarından belirleneceği gibi değişiklikler yapılacağını yazdığı sorulduğunda, yine bunların kişisel düşünceleri olduğunu,

14.01.2008 günü saat: 14.42 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU' na gönderdiği iki mesajda; "E@ X) @ABLASİ SANA E POSTA ATTİM AMA CEVAP GELMEDİ. KURTCULUK YAPANLAR BU AKSAM KOLN DE BUYUK KATİLİMLİ BİR TOPLANTİ YAPIYORLAR. AYTEKİN KATİLACAK EMİRLERİNİ BEE@ X)I@KLİYOR.DEMİN SANA SÖYLEMEYİ UNUTTUM. MÜSAİTSEN BU KONUYA DAİR EMİRLERİNİ ALALİM .SEVGİ VE DUALARİMİZLA" şeklinde yazdığı hatırlatıldığında, Köln'de A.G. isimli bir işçi kardeşinin, yapılacak bir toplantıya gidip gitmeme konusunu kendisine danıştığını,

14.01.2008 günü saat: 18.38 sıralarında Gülsen ÖZOĞLU ile birlikte Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Bir süre hal hatır sorduktan sonra D.A.ÖZOĞLU' nun A. ile ilgili gönderdiğiniz mail ile ilgili görüştüğünüz, kendisini "Biz ona abin dediki sadece arşivlik görevini yap dedi A. bende öyle yazdım ona, yani o tür toplantılarda zaten amaç belli olduğu için dedi size saldırabilirler de dedi…Sadece yerinde ve zamanında belki belki bir soru sorabilirsen dedi akılları karışsın o kadar fazla dedi üstüne gitme bende böyle yazdım ona…Görüntü alacaklar kayıt tutacaklar" dediği, D.A.ÖZOĞLU'nun not almasını, dağıtılan bir şeyler varsa yollamasını, A.'in cengaver biri olduğundan bahsederek "Melihde öyle..." dediği, kendisinin de "...bir emrin varsa ileteyim yerine getirsinler beyler" dediği, D.A.ÖZOĞLU' nun "...zaten yapıyor varya fazlasıyla yapıyor" dediği hatırlatıldığında; A. o toplantıda görüntü ve kayıt alacaktı ama yaptırmadılar.’ Diye cevap verdiği,

15.01.2008 günü saat: 11.20 sıralarında Ali SADAN'a gönderdiği iki mesajda; "E@ (* @CUMA GÜNÜ BERLİN EYALET PARLAMENTOSUNDA KÜRTÇÜLÜK YAPANLAR ALMAN DOSTLARIYLA BİR TOPLANTİ YAPACAKLAR. BU TOPLANTİNİN İZLENMESİ VE KONUSULANLARİN TÜRKÇE ME@ (*I@ETNİ VE GÖRÜNTÜLERİNE MUTLAKA ULASMAMİZ GEREKİYOR. YARDİMİN GEREK KARDEŞİM. ÜSEVGİLERİMLE NERİMAN AYDİN" yazdığı hatırlatıldığında; A.Ş. benim Berlin'de Türk Hava Yollarında çalışan bir arkadaşımdır. A.'in isteği üzerine onun bilgi toplamasını istediğini,

20.02.2008 günü saat: 12.05 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde; "Ercüment hocayı 10 gün önce Trabzon MİT görevlisi aramış" diyerek 3-4 saat görüştüklerini, gelenlerin Trabzon bölge sorumlusu olduklarını söyleyerek "Hocaya sadece ve sadece abimle ilgili çok ilginç ve dehşet sorular sormuşlar işte Kemal bey bu gücünü nerden alıyor kime güveniyor Kemal bey bu kadar çevreyi nerden edindi nasıl edindi vesair böyle dehşet sorular onları şimdi kaleme alıyor ki bana göndersin bende sana göndereyim eee ben çekindim korktum şöyle korku korku derken endişem şuydu abi Ercüment hocaya birşey yaparlar endişem ee sana aktaralım" dediği, görüşmenin devamında düşmanın faaliyette olduğunu, Ercüment'in konu ile ilgili rapor hazırladığını, rapor geldikten sonra Durmuş Ali ÖZOĞLU' na ileteceğinizi söylediği hatırlatıldığında; “Ercüment Hoca ile MİT arasında görüşme geçmiş ağabeyim Kemal ile ilgili sorular sormuşlar, Ağabeyim de sana zarar verirler, uzak dur diye Ercüment'i uyarmış. Düşman faaliyeti derken emperyalist güçlerden bahsediyoruz, Ercüment Ovalı MİT görevlileri ile yapmış olduğu konuşmayı not olarak yazıp ağabeyime verdi, kendisiyle görüşen görevliler Çınar KIZILTAŞ ve Coşkun ARDA'ymış ben de not alıp ağabeyime ilettim” dediği,

15.01.2008 günü saat: 12.48 sıralarında Füsun ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; FÜSUN' un "...kızım biz senin gibi devlet işiyle uğraşmıyoruz" dediği, bir süre kızı ile ilgili konuştuktan sonra FÜSUN' un "... Cumartesi günü sultanım biliyor musun tüm Valilere ondan sonra Belediye Başkanı Vali Yardımcısı Emniyet Müdürü bütün erkan geldi şeye neydi Konağa konağın yanındaki yeri istimlak ettik aldık ya biz…He oraya da böyle kurs yerleri açılacak…Ondan sonra ama Belediye yapsın istiyorduk Belediye oralı olmadı Vali üstlendi şimdi" dediği, kendisinin de "Aldılar derslerini yani" dediğin, FÜSUN' un "vallahi ora ne zannediyorlar biliyor musun orayı biz yaptık halvefi tarikatı olarak M.D. nun etrafındakiler gelecek başkaları gelemeyecek" diyerek kursiyerlerin toplanacağını, Tezhip ve Ney grubunun olacağı, Zara'nın da geldiğinden bahsettiği, akabinde kendisinin "Ya arşivine ulaşmak istiyorum engelliyorlar beni emir verdiği halde ekim ayında benim yanımda Mücahit beye hiç bir CD yi alamıyorum siteye şey koyacam Video hazırlayacaz… O sohbetleri ve özellikle devletin önünde... Sen biliyorsun bunu, bunu Genelkurmay Başkanımız bekliyor ve ben bunu Mücahit e söyledim Mücahit beye ve benim yanımda abimin yanında Mücahit beye emretti..." dediği hatırlatıldığında; ‘Bu görüşmeyi ben Füsun Ö. isimli arkadaşımla yaptım. Ben devlet işiyle uğraşmıyorum, ben kitap okuduğum için bana bu konuda şaka yapıyor. Kütahya'da Evliya Çelebi Konağı var, kültürel faaliyetlerde bulunuyor. Halveti tarikatının ne olduğunu bilmiyorum. Tezhip ve Ney grubu kursları açılacak, Zara da konser verecekmiş. Mehmet D.'nun Mustafa Kemal ile ilgili güzel bir konuşma CD'si var. Ben onu edinmek için Evliya Kültür derneğinin genel sekreteri olan Mücahit D.'ten istedim ama edinemedim’ dediği,

28.05.2008 günü saat: 12.17 sıralarında Kemal AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin "odasına aldı beni diyorki Neriman I Seni biliyoruz nekadar zarar verildiğini sana ı şimdi Alanyada bir Almanya adına çalışacak bir insana ihtiyacımız var ı onun için seni değerlendirmek istiyoruz" dediği, K.AYDIN' in "Devlet Görüşü onu, onu BAŞKOMUTAN bilsin" dediği hatırlatılınca; ‘Ziraat Bankası tarafından Almanya adına ben Alanya'da görevlendirilmek istendim. Ağabeyimin devlet görüşü onu başkomutan bilsin sözünü yorumlayamıyorum’ dediği.

19.01.2008 günü saat: 11.38 sıralarında Nuriye K. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; N.K.' nun "Ablacığım bu hafta Erol M. gelemiyor o sanıyorum önümüzdeki hafta gelecek" "Bu haftada ben Sabih beyle konuştum KANADOGLU’yla çarşamba günü bir aksilik olmazsa o geliyor" dediği, kendisinin de "Sabih KANADOĞLU geliyor çarşamba günü" dediğiniz, Nuriye'nin de azınlık vakıfları ve 301 hakkında konuşacağından bahsettiği, kendisinin de "Neler konuşmanız gerektiği üzerinde" "O önemli Sabih bey önemli tamam" dediğiniz, Nuriye' nin "...bizim burda altını çizmemiz gereken şeyler neler onları konuşmamız lazım" dediği hatırlatılın; ‘Kemal Abim, Sabih Kanadoğlu'ndan Toplumsal Haberde yazı yazmasını istemişti, fakat o kabul etmedi. bununla ilgilidir’ şeklinde cevap verdiği,

13.02.2008 günü saat:22.15 sıralarında Kemal AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; H.B.' in sizi aradığını, patronla görüşmek için istanbul'a gittiğini söyleyerek "Yanlız patron şunu söylüyor bu grubun patronu iç muhalefetle ilgili her türlü şeyi yayınlayabilirsin ama Israil’e, Amerika’ya dokunmayacaksın diye" "O da tabi reddetti şuanda Malatyadaymış üniversitedeymiş bugün Malatyaya gitmiş H.B. bey bu konuyu sana iletmemi istedi ikinci konu şuymuş e bunlar 9 yıl önce Toplumsal Dönüşümden Din ve Laiklik Çatışması diye bir kitap çıkarmış Toplumsal Dönüşüm 9 yıl önce" diyerek kitaptan 100 bin adet yapılmasını, bu şekilde borç yükünün kaldırılacağını, şifre çözüldü kitabından bahsederek kitabın yazarının ne kadar büyük bir adam olduğundan bahsettiğiniz devamında K.AYDIN' m "Yani kardeşim o gün ne dedi Karamehmetlerle ilgili onlarda yahudi dedi değil mi" "Ne diyor şart İsrail ve Amerikanın aleyhinde" "Hiç dokunmayacağız iç muhalefetle ilgili ne yaparsan yap diyor değil mi" "...H.B. kardeşimde bu vesileyle her şeyin gerçeğini öğrenmiş oldu ama ne yazıktırki H.B.’ye yuh olsun yanlarında beraber ortaklık yaptığı insanları anlamadı ya iş işten geçtikten sonra anladı değil mi bokları yedikten sonra anladı şimdi anladı ben ne bok yedim diye" dediği, devamında H.B.' in Malatya'ya gittiğini söyleyerek "Çok güzel bir dergiye çok güzel bir yazı yazmış sana unuttu söylemeyi Mehmet Ali komutan ama ne ifadeler kullanmış bana giderken arabada anlattı bacı ne eğitim almış sen..." dediği hatırlatıldığında; ‘H.B.'in Olaylara Tercüman gazetesinde hem eserleri ve hem de kendisine kütüphane kurulması ile ilgili bir görüşmesini Kemal Abime iletmesi ile ilgili görüşmedir, benimle ilgisi yoktur’ dediği.

İkametinde yapılan aramada el konulan ajandalar incelendiğinde, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü üyesi olmaktan tutuklanan Vedat YENERER' in isim, telefon ve adreslerinin bulunduğu, “M.BALBAY söylüyor bunu ART artık bizden çıktı. Ahmet Ö. ART de her şey değişiyor TOLON PAŞA ile Mustafa ÖZBEK yan yana, Nuriye ART de programa devamı sağlanmalı” yazdığı hatırlatılınca; ‘Bu notlar N.'nin abime danışmak için iletmek üzere verdiği notlardır.’ dediği

16.06.2008 günü saat: 12.36 sıralarında X ŞAHIS/HİKMET ile yaptığı telefon görüşmesinde; X ŞAHSIN "Ben bir maruzatım var arz edebilirmiyim" dediği, kendisinin "Estağfurullah emredin emredin emriniz olur sultanım ne demek" dediği, X ŞAHSIN telefonu Hikmet'e verdiği, HİKMET' in İstanbul Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyan akrabası Canan dan bahsettiği, bu kişinin başka bir bölüme geçiş yapmak istediği, bunun da ancak YÖK senato kararı veya yüzde elli Bedrettin DALAN'ın elinde olduğundan bahsettiği, kendisinin "Bence yüzde yüz Bedrettin DALAN in elinde" dediği, bir süre ders notlarından bahsettikten sonra “…gerekirse başka yerlere emir verdiririz sultanımın içi rahat olsun" dediği hatırlatılınca; ‘Mehmet D.'un yeğeni C. D. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2.sınıf öğrencisi, dersleri kötü olduğundan aynı üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne yatay geçiş yapmak istiyor. Bunun için dedesi Mehmet D., Bedrettin Dalan Bey'e söyleyebilirmisiniz, Kemal beyin tanıdığı var mı diye soruyor, ben de kendisine Bedrettin Beyi, Ercüment hoca ve Kemal abim tanıyor, ikisi de size yardım edebililer diye cevap veriyorum ve konuyu Bedrettin Dalan beye ilettik, Bedrettin Dalan bey de Canan'ın Hukuk fakültesine devam etmesini istiyor, Canan da buna razı oluyor. Mehmet Dumlu benim değer verdiğim bir ulu zattır. Ben Bedrettin Dalan'ı tanımıyorum, Ercüment Ovalı ve ağabeyim Kemal Aydın tanıyor. Gerekirse başka kimlere emir verdiririz cümlesinden herhangi bir kastım yoktur’ demesi üzerine, 19.06.2008 günü saat: 16.22 sıralarında Hikmet/Mehmet D. ile yaptığı telefon görüşmesinde Canan ile ilgili Ercüment OVALI vasıtasıyla Bedrettin DALAN'dan randevu aldığı hatırlatılınca; ‘Bedrettin bey C.'ı ikna etti, Hukuk fakültesinde öğrenimine devam edecek. Ercüment Ovalı ile Bedrettin bey arasındaki ilişki kök hücre ile ilgili ticari bir ilişkidir’ dediği,

04.04.2008 günü saat: 13.39 sıralarında Kemal AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin "Abi şu Devrimci Murat kardeşimizle bi görüşsene BİZİM AJANSA VEREBİLECEĞİ İŞ FALAN OLUR MU Acil durum acil durum biraz önce Kahraman la konuştuk çok acil" dediği hatırlatılınca; ‘Devrimci Murat beni değil ağabeyim Kemal'in tanıdığıdır, o lakapla çağırdığı için ben de öyle yazdım, benim hiçbir ilişkim yoktur. Kendisi hazır yemek işleri ile uğraşır.’ dediği,

29.12.2007 günü saat: 14.59 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde; Bir süre yayın evinin durumu ile ilgili konuştuktan sonra D.Ali ÖZOGLU' nun "Bu şey kargo gelmiş bana haber ettiler" dediği, kendisinin "Heh o Ercüment hocanın şeyleri dava dosyalarının" dediğiniz, D.Ali ÖZOGLU' nun "...kopyaları ben avukata verdirttireyim mi yoksa ben bana ulaştırsınlar ben inceleyeyim mi" dediği, kendisininde "Sen bilirsin yani onlar senin için hazırlandı" diyerek TEKELİOĞLU soyisimli profesörün dosyayı çaldığı ile ilgili itirafını söyledikten sonra "ikinciside dün akşam hoca abini aradı dediki Bedrettin DALAN aradı dedi ki bize ancak Türk çocuklarına yardım etmek düşer, hoca gel sözleşmeyi imzalayalım…Kök hücre kurduracak Yeditepe de labratuar” dediği, D.Ali ÖZOGLU' nun "hocanın şeyi ney durumu ne bakış açısı ne meyili ne ablacım…Yani ürün alacaklarda tamam da para kazanacak mı o …Eee ablacım ben bunu o zaman eee şeye aktarım bi Ankara ya" dediği hatırlatılınca; ‘Ercüment hocanın davalarına Av. Yusuf Erikel'in bakması ile ilgili dosyaların Av. Hakan Erdem'den alınarak kargo ile Av. Yusuf Erikel'e gönderilmesine ilişkin bir görüşmedir. Ercüment Ovalı ile D.Ali Özoğlu arasındaki ilişki Kemal Aydın bağlantılıdır, onları tanıştıran ağabeyimdir. Ercüment Ovalı hakkında açılan tıbbi davalarla Av. Yusuf Bey ilgilenecekti, benim bir ilgim yoktur. Yukarıda da belirttiğim gibi Bedrettin Dalan ile Ercüment hoca arasındaki ilişki iş ilişkisidir. D.Ali Özoğlu çevresinden yararlanarak hisselerin satımı konusunda Ercüment hocanın isteği olmuştur.’ şeklinde cevap verdiği,

-(1) adet 07.03.2007 11.34 gönderi tarihli mailde, ... tekrar söylüyorum, sivil toplum kuruluşlarının adı Kuvayi Milliye ve ADD olmak üzere tamamının ecnebi emperyalist devletler olan Amerika, İngiltere, İsrail, Almanya ve diğer Avrupa Birliği ülkelerinin bizzat doğrudan kontrolü altında olduğu hala bilmemekle ne büyük bir gafletin sahibisin... yazan doküman ile ilgili sorulduğunda,

‘Adem Acarlı kendi mailinde yazmıştı, millete hakaret ediyordu ben de sen kendine bak’ dediği,

-Üzerinde Paper Note ibaresi bulunan blok notun içersinde, Fuat VEZlROĞLU' nun kitabı alınacak, Yeniden Kuvayi Milliye Fuat VEZlROĞLU, Osman PAMUKOĞLU yazan ve Tunalı teğmenler 93 2. kat 6 numara Pınar Unutulanlar dışında yeni bir şey yok Osman PAMUKOĞLU, notlar ile ilgili sorulduğunda,

‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti eski dışişleri bakanının kitabını alacaktım onunla ilgili notlardır.’ Dediği,

Hatırlatma: H.B. , Toplumsal dönüşüm yayınları olarak her üç ayda bir yayınlanacak bir dergi, siyasi, ..., edebi yanı ağırlıklı çıkarmak, yazılarını makalelerini Metin A. beyden, Erol MÜTERCİMLER, Prof, Erol M., Doç. Şengül H.’nin , Prof. Oktay ... yazan doküman ile ilgili sorulduğunda,

‘Burada H.’nin yazacağı kitapla ilgili yazmasını istedikleri yazarların listesi dedi. Bu kişilerle benim hiçbir ilişkim yoktur, sadece Metin Aydoğan'ı kitaplarından dolayı tanırım’ dediği.

Ajandaların incelemesinde; Milli Eğitime bağlı tüm okullar, ortaokullar, liseler devlet kontrolü altında bulunacak yazdığı, hatırlatılınca,

‘Bu benim kişisel görüşümdür’ diye cevap verdiği,

Şüpheli Kemal AYDIN' in HP-CNf651148QH- seri numaralı bilgisayarından (4) sayfa sonunda Neriman AYDIN yazan dokümanın bir bölümünde, Değerli büyüğüm, talip olduğumuz görevin ağır-zor ve tehlikeli olduğunu biliyoruz. Ulusal mücadeleye atılanların ortadan kaldırılması için hükümet, yabancı devletler kuşkusuz ilk andan itibaren harekete geçecekler. Akla hayale gelmeyen olaylarla karşılayacağız. Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi biz göze aldık, siz de alıyorsanız başlayalım deriz, yazdığı hatırlatılınca,

‘Ben Kemal Aydın'a ait bu notlardan haberdar değilim, yorumlayamıyorum, dolayısıyla ölmek ve öldürmekten kasıt nedir bilemiyorum’ dediği.

El konulan laptop bilgisayarın yapılan incelemesinde; CAHİL Mİ HAİN Mİ?

Başlıklı dokümanın sonunda; Fahrettin YOKUŞ' un tavrı, bir vatanseverin, bir ulusalcının

haklı ve cesur tepkisidir. Bundan sonra vatanın savunulması, hainlerin anlayacağı dilden yapılacaktır. yazdığı hatırlatıldığında,

Bunlar teğmen çocuklar tarafından yüklenmiştir, bana ait değildir’ dediği,

Ergenekon terör örgütünü tanımadığını, üyesi olmadığını, Ergün Poyraz, Sevgi Erenerol, Kemal Aydın, Ercüment Ovalı, Durmuş Ali Özoğlu, dışında Örgüt mensupları ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, Durmuş Ali Özoğlu ile sadece okur yazar ilişkisi bulunduğunu belirtmiştir. Sorgu beyanında;

Ağabeyi Kemal AYDIN ile hemen hemen her gün görüştüğünü, ağabeyinin temel hareket noktasının Üniter Devlet düşüncesi olduğunu, evlerindeki yoğunluğun misafirperverliğin dışında başka bir açıklaması olmadığını, Harp okulu dışında yeğenlerinin okuldan arkadaşlarının da zaman zaman gidip geldiklerini, insani dürtülerle harp okulu öğrencilerinin mezuniyet sonrası da problemleriyle ilgilendiğini, herhangi bir örgütsel bağlantısının olmadığını beyan etmiştir.

b-Elde Edilen Dokümanlar

[değiştir]

Şüpheli Neriman AYDIN’ın Ankara İli Çankaya İlçesi Birlik Mahallesi 14. Sokak No:7 sayılı adresinde yapılan arama işleminde çok sayıda doküman, ajanda, videokaset, CD ve not kâğıtları bulunarak el konulmuştur. El konulan dokümanların yapılan incelemesinde;

-(3) adet yazar ismi olmayan kitaplar incelendiğinde, “HİZB-UT TAHRİR TERÖR ÖRGÜTÜ ile ilgili yayınlanan kitaplar” dokümanlar olduğu,

-(1) adet not kağıdı üzerinde; “*Özgür ŞENER (12.Bölük) Bölüğe III. Sınıfta katıldığında 117 puanı varmış, Jandarma Özel Harekat olmak istiyormuş. Takım Komutanı Üstgm. …… seni bu okuldan atacağım ifadesini kullamış, -40 puanla Nisan ayında atılmış” “Nusret MEMİÇ (4 üncü bölük) 2006-2007 eğitim-öğretim yılında kasıtlı olarak disiplin puanı düşürülmüş” “*Necdet YÜCEL(19. bölük) Babası Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazmış, 19 uncu bölükse (Ali ÇAKAY) bu yılbaşından itibaren disiplin puanı düşürülmeye başlanmış” “Aykut ÖZTÜRK(19. bölük)” “+Atılanlar” yazdığı, arka kısmında ise “*Emrah ERVERDİ Disiplin puanı -30, kredisi 3.400, asker olmak subay olmak isteyen bir Harbiyeli, kısaca hayata askerlikle tutunduğu ifade ediyor, 9 uncu Bölük” “*Önay MAY Kredisi 3.500 civarında, Beden eğitimi ve spordan askeri eğitim sınavlarından sorunu yok, Harp okulunu kaldıramayacak biri değil. 9 uncu Bölük” “*Kur. Yzb. ….’in bölüğündeki 2006-2007 eğitim-öğretim yılında birinci sınıf kısmı, yıla 29 mevcutla başlamış, şu anda söz konusu kısmın mevcudu 20’dir. Yukarıda ismi geçen Emrah ERVERDİ ve Onay MAY da aynı bölüktedir” “*Barışcan ŞAHİN, Erdem GÜRKAN(9. bölük), Baha CANGÖREN (15. bölük), Bayram Burak GÜZELCİK (gönderilen)” yazan doküman olduğu,

-(1) adet not kağıdı üzerinde, “Hizbut Tahrir –Süleyman, -ulus kiler karşısı girişindeki Türksel Telefoncu Rıza arkadaşı, Keçiören senatoryum konuşma yeri, her hafta toplantı yapılıyor, ayda bir büyük toplantı, aşama aşama hazırlık, “Senin bu kitaba geçmen için 6 ayın var” “Bu iş için hiçbirşey talep etmeyen hocalarımız var” CDler kalabalık ortamda izleyin” Telefonda kayıtları sayı olarak yapıyorlar 11 numara 7 numara gibi” yazan doküman olduğu,

-(1) sayfa, 25.12.2007 22:33 gönderi tarihinde Mehmet Ali ÇELEBİ’nin Neriman AYDIN’ a gönderdiği mail de; Neriman teyze bunun üzerine ayrılma dilekçesi vermiş babası sanırım iptal ettirmiş belli değil. Emre’nin bölük komutanı ile Emre komutanım bana “seslerini yükselttiler saygısızlık yaptılar alt sınıflarım” demiş, Bölük komutanı “bu normal sen de bana yükseltebilirsin” diye karşılık vermiş. Yani göndermeyi kafalarına koymuşlar. Bir bölük komutanı böyle saçma konuşamaz tabi maksatlı değilse. Savunmasına şikayet edenlerin yalanlarını ispatlayacak şeyler yazması kar etmemiş Emre’nin” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

-(1) sayfa 07.08.2006 11.14 gönderi tarihinde Duran A.’ ün Neriman AYDIN’ a gönderilen mailde, “…emperyalist güçler emrindeki iktidar sahipleri milletimizin ve devletimizin can damarlarını, temel iktisadi direklerini yıkmak için olanca kuvvetleriyle vurmaktalar. Bu temel taşlardan biridir Ziraat Bankası. Kuruluşunu, kuruluş amacını ve cumhuriyetin ilanıyla birlikte üstlendiği görevleri ve eylemleri okuyunca ve günümüzle karşılaştırınca insanın kanı doluyor inanın…”yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

-(1) sayfa 07.08.2006 15.22 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ dan Duran A.’ e gönderdiği mailde, “… Zübeyde Abla kendisininiletinizi okurken Sevgi ERENEROL aradı, kendisini tanıyorsunuz Türk-Ortodoks Basın Sözcüsü……Prof Dr Ercüment Ovalı isimli kardeşimiz Trabzon’da milletimizin fedakar evlatlarıyla birlikte kurduğu kök hücre laboratuarının açılısını muhteşem bir kongre ile açaçak…”yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

-(1) sayfa 09.08.2006 11.59 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın Zübeyde A.’e gönderdiği mailde, ülkeyi yönetenlerin Türk olmadığından bahsederek tehlikeden Türk milletini haberdar edilmesi gerektiğinden bahsettikten sonra “… önderimiz konumundaki insan Kemal AYDIN bey her an bizlere şunu söylemektedir…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

-(1) sayfa 07.03.2007 11.34 gönderi tarihinde Kemal AYDIN’ ın aacarli63@gmail.com kullanıcısına gönderdiği mailde, … tekrar söylüyorum, sivil toplum kuruluşlarının adı Kuvayi Milliye ve ADD olmak üzere tamamının ecnebi emperyalist devletler olan Amerika,İngiltere,İsrail,Almanya ve diğer Avrupa Birliği ülkelerinin bizzat doğrudan kontrolü altında olduğu hala bilmemekle ne büyük bir gafletin sahibisin…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

-(1) sayfa 31.3.2006 10.15 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın aAcarli@kho.edu.tr kullanıcısına gönderdiği mailde, Hulki C.’ nin yazı ve programları izlenerek hi bir yeş yapılamayacağından bahsettikten sonra “… tekrar söylüyoruz bu vatanın bekası için görevinin yapan astsubaylar sivil mahkeme tarafından yargılanmakta, bu utançta size yeter…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

-(1) sayfa 01.04.2006 01.26 gönderi tarihinde Adem A.’ nın Neriman AYDIN’ a gönderdiği mailde, …sizler ülke insanını yönetecek geleceğin komutanları Harbiyelileri boş sanmayınız… …sizler oy vererek sivil yönetimi seçip yönetime geriyorsunuz. Vatanı seviyorsunuz. Ama lafla herhalde… …sanki Siyonizm silahlı kuvvetlerin desteklediği bir şeymiş gibi konuşuyorsun ya, olur tüm sivillerin hatalarını yükleyin TSK’ya… …Asker geldi mi biliyorsun tüm şartlar her kes için farklı yaşanır. Bu o tür sistemlerin gereğidir…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

-(1) sayfa 30.03.2006 11.43 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın Adem A.’ ya gönderdiği mailde, “… iki tane Türk subayı sivil mahkemenin kararıyla hapiste….Ne zamandan beri Türk subaylarını sivil mahkeme yargılıyor…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

-(1) sayfa 08.08.2006 11.09 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın Zübeyda A.’ e gönderdiği mailde, “… Sevgi ERENEROL genelde Aytunç A. ile birlikte TV programlarına ve toplantılara katılır… …yurdun her köşesine ulusalcı mücadele güçleri tarafından davet edilen ve Fener Rum Patriğinin ihanetlerini bir bir anlatan, misyoner faaliyetlerinin amacını ve gayesini ihanetlerini ortaya koyan bir Hıristiyan olarak ortaya koyan bir Türk kadınıdır…” yazan bilgisayar çıktığı doküman olduğu,

-(1) sayfa A4 kağıdı üzerine el yazısı ile askeri öğrenci oldukları değerlendirilen (23) kişinin sabit ve cep telefonlarının yazılı bulunduğu ve sonunda denize gidenler İ. G.G., B.D. yazılı doküman olduğu,

-(1) sayfa A4 kağıdı üzerine el yazısı ile PKK Aachen Stolberk oluşum ile başlayan …İstanbul Beylikdüzü’nde dükkanları var, H.Ç. Kesin dönüş yapmış Tunceli de “Bakkal” işletiyor, Bunların hepsi örgüte eleman toplamak, örgütün propagandasını yapmak ve mali destek yaratmakla uğraşıyorlar yazan doküman olduğu,

-(1) sayfa A4 kağıdı üzerine el yazısı ile Fetullah cemaati, daha önce e-posta ile gönderdiğim 4 sayfalık listeden özellikle V. Y. Ç. ve İ. G. isimli kişiler cemaate para toplamak ve üyeler arasındaki iletişim konusunda oldukça etkinler şeklinde bir çok ismin bulunduğu doküman olduğu,

-(1) sayfa not kağıdı üzerine el yazısı ile, “9 şubattan sonra 15- şubatta emekli edilen karargah subayı M.A. F. Ç. mecliste danışmanı olarak özel statüyle 4 Milyar lira ile göreve başladı yanınada ordudan müstavi edilen bir binbaşıyı da yanına almış. –Büyüğümüz …gittiğinde bu aracı …altına sokuyorlar ve bununla dinleme yapıyorlar M. A.; Karaim Yahudisi Uçuşyolu kanada Oradan F.Gülen’in yanına gidip geliyor. Uçak biletleri incelenirse Fetullaha gidiş yolu” yazdığı, arka sayfasında “Trilya Restoran sahibi= S.Ü. emekli subay tanımı M.Ü., C.Ü. emekli Havacı başçavuş elektronikci (MOSSAD ilişki Elektronikle ilgili her türlü dinleme işini yapabilen bir adam Bu lokantanın sahibi Fikri sağların aile dostu. 6 ay dinleniyor görüntü ve ses kayıtları bunlarda 2 jip donanımlı her türlü dinleme bunlardan yapılıyor. İsrail büyük elçiliğinin sivil C plakalı diğer araç Süreyya üzmez üzerine kayıtlı” Elektronikle ilgili her türlü dinleme işini yapabilen bir adam Bu lokantanın sahibi Fikri sağların aile dostu. 6 ay dinleniyor görüntü ve ses kayıtları bunlarda 2 jip donanımlı her türlü dinleme bunlardan yapılıyor. İsrail büyük elçiliğinin sivil C plakalı diğer araç S.Ü. üzerine kayıtlı” yazan doküman olduğu,

-Üzerinde Paper Note ibaresi bulunan kareli blok not defteri içersinde, “Fuat V.’ nin kitabı alınacak, Yeniden Kuvayi Milliye Fuat V., Osman P.” yazdığı,

Başka bir sayfasında, “Tunalı teğmenler 93, 427 43 63, 2. kat 6 numara Pınar Unutulanlar dışında yeni bir şey yok Osman P.” yazdığı,

Başka bir sayfasında, “Hatırlatma: H.B., Toplumsal dönüşüm yayınları olarak her üç ayda bir yayınlanacak bir dergi, siyasi, …, edebi yanı ağırlıklı çıkarmak, yazılarını makalelerini Metin A., Erol MÜTERCİMLER, Prof, Erol M., Doç. Şengül H.’den , Prof. Oktay …” yazdığı,

-(1) adet üzerinde notebook yazan ajandanın içeriğinde, “…Tuncer Günay SEMDİN SAKIK anlatıyor Banu Avar-Sınırlar arasında… …27.08.2007 14:20 Ali ÖZOĞLU: Ablacım sağsalimen topraklarımızdayız. Kandilde patlatırlar ve üst düzey hainler gider” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, mk.nefer@googlemail.com A.Gülen Nuriye A. Halil K. (1949 İSTANBUL) (ÖLÜ) Alb. Ahmet Subni K. 60 ihlalde-Doğuda görv (karacı) Antalyalı Gülgün (T.)K. ABD Büyükelçiliğinde (Halil’in ilk eşi) görevde... ...Dava:Şubat 2006 Gölbaşı Asl Sulh Mahkemesinde tazminat ve nafaka talebi yok yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “eltisi-Nihan K. MİT-de çalışıyor ABD-Nihan ve Gülgün eliyle Nuriye A.’nın açtığı dava ABD kontrol altında Not:Belli ki Nuriye kontrol altında tutulmak üzere (0 535 391 19 38) Halil K. Dava Eylül’e ertelendi Davayı Nuriye açtı…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Gülgün T. =Antalyalı ev:266 32 65 0532 373 50 24 babası asker- öldü annesi Antalya da oturuyor Askeri Yargıtay Başkanlığıyapmış, Amiral Hakim Yusuf E.’ın kızı Nihan K.- Mit’de çalışan CIA-/Paşa kızlarının aracılığı ile…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Nuriye ile evlenme hadisesi bir amaca dayalı Emniyette de bir K … …Senai+Olgaç-Sezai Olgaç Halil K.’nın dayıları Yargıtay üyesi…” şeklinde istihbarı bilgilerin yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Aziz Ü. Melika O.’nun amcasının kızı ile evli…” şeklinde yazdığı, devamında T. ailesi ile ilgili istihbarı bilgilerin yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Küçük Hüseyin Efendi …türbesi …Kahyaoğlu Üzeyir Garih … Hz.Küçük Hüseyin Efendi …Alparslan Türkeş …Kahyaoğlu Üzeyir Garih …” şeklinde yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Turan Çömez? Haydar Baş?” yazdığı, karşı sayfasında ise “R.Tayyip Erdoğan henüz Yahudilerin ve CIA’nın övgülerine mazhar olmadığı 1991 yılında…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “… M.ali Çelebi 1625 (0505 432 19 40) Tuncer G. (Nuriye atabey) …. +H.B. Mehmetçiğe mektuplar” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “1. Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk’den 10. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet SEZER’ e kadar olan Cumhurbaşkanlarımızı asker sivil ayrımı yapılarak yazıldığı”, karşı sayfasında ise, “Rauf Denktaş àNoyan’da SuikastàÇelebi’de, Tehdit àYeliz’de 3 kitap Çelebi’de Türkiye’nin 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay 1968 yılında: Bugünkü okullarda yetişen gençlere ülke yönetimi teslim edilemez…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Tepkimiz. Net Muammer K., Sevgi Erenerol: Ergun Poyraz için :Muzaffer Bey’e yapılan Ergun’a yapıldı. 5 Temmuz 2007 Pazar…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “HanP.==>karma sistem Amerikan devreciliği bitirdi. Dört sınıf taburda karma birbirlerini tanımadan mezun oldular…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “…Önce Ordu, sonra Devlet 3 ayda meclis…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “…Mustafa Balbay: ART için 4,5 sene AKP iktidar olduğuna göre AKP’ye bu kadar görmeyelim” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Bir milyar 300 milyon $ Ahmet Özbek Mustafa Özbek’in oğlu ART artık devletin TV.sen daha çok güzel şeyler göreceksin ART yayın politakısın değiştirebilirler… …Prof.Dr.Ercüment Ovalı … Taki D.’nin adamı: lazım…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Oğlu Amerika’ya gidip geldikten sonra ART’de yayın …değişecek. M.Balbay söylüyor bunu ART artık bizden çıktı. Ahmet Özbek. ART de her şey değişiyor Tolun Paşa ile Mustafa Özbek yan yana- Nuriye ART’de programa devamı sağlanmalı, Koyulan …haberi yok Ali Özoğlu tarafından manaya koyulan …ortada yok … Ankara Mitingi ile ilgili Mustafa Özbek yayın yapmak istememiş, Öğleden sonra Bayrak alındı saat 14.00 den sonra” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Hasan Kundakçı+Ha.Ba.+M.Tekin…”yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Vedat Yenerer, Arslan Bulut, Avukat Salim S. Fettulah’ın adamı Adana Aydın Tunkgücü… Yiğit Bulut –cnn’de proğram (Sule Zeybek Bulut) damadı-Şule… O zurnanın son deliği dedi Vedat Yenerer Arslan Bulut+ Vedat Yenerer Lale S. AndıçàTeves SS.in kızkardeşi Namık K.Zeybek-Aydın Doğan bacanak TESEV-masum dedi Vedat Yenerer N.Atabayın programında” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “M.B.: Bütün Abdullah Gülleri savunak zorundayız artık… …M.Ali Çelebi Alay komutanı- A.Gülen :0049 157-714-13 73 …VATANDAŞIN GELİRİ DENETİM ALTINA ALINACAK. TESPİT EDİP MERSEDESDEN VİLLALAR V.S. DEVLETİN MEMURLARINI ÜZERİNE SALIP BİR DE DEVLETE BORÇLANDIRACAĞI K.AYDIN…”yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “LÜKS OTOMOBİL SATIŞ TESPİTİ VİLLA YAZLIK GAYRİ MENKUL TESPİTİ YAPILACAK… … Ümit K. Bilgisayar 0 538 890 74 07…”yazdığı, karşı sayfasına ise, “… Aydoğan Aksüngü …İzmir Ege Ordu Erkan Başkanı Sancağın Başkanını Ağustos emekli Personel loj… yabancı dili …” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Rovanşında siz çalışacaksınız biz uyuyacağı Ama biz tilki uykusunda olacağız- Yakın zamanda Ali Özoğlu 17 Ağustos Volkan kaplama yakında gidiyor- àYarın öğleden sonra Celil B. Albay 0 532 495 37 24 …” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Naydin@toplumalhaber.com Ali A. SSK sicil no: ... Ahmet Yarbay ... Hamza-Mehmet çocuklarına Üzeyir Garih öldürülme olayı?” yazdığı, karşı sayfasında, “Cumhurbaşkanlığı meselesi Cumhuryiet meselesidir …Fatma Ü. : 280 250 20 346…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “…Plazma ile ilgili hiç bir toplantı da bulunmamasın +Haluk P.(Avukat)… E.Ovalı Nedim Ayhan B.-nükleer Tıp …Bir/iki sene önce Plazma da biyi bir yerdeydik TSK ortak oldu.” Yazdığı, karşı sayfasında, “Volkan Kap. TSK olarak vazgeçiyoruz der (önemli) (1)Onay gidecek (2)İsim değişecek (3)Plazma da TSK-Kızılay-Ercüment yıldız Çelik 29 Ağustos 2007 …:Arkadaşın yakın zamanda devlet yönetecek yıldız: 60 yıl sonra mı? Neriman aydın 28.08.2007” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “…Ben E. Ovalı yerimde olsaydım TSK’ni temsilen gelen V.Kaplama’ya güvenmemelik eder mıydınız?” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Hamza Demir (1) Mehmet K. –Tunceli doğ Raina ve Galatasaray adasının işletmesi- PKK ile işbirliğinde İstanbul’u ayakta tutanlardan biri (2) (Paşa) Halen görevde olan bir paşadan – Erdoğan Polat Irak’dan ABD doları getirerek Avro’ya dönüştürüp piyasaya sürüyorlar Paranın %20’sini de Mehmetçik Vakfına verildiğniden de bahsediyor. (3) Edirneli Albay- Oğlu ve gelini teğmen Tayyip Erdoğan hayranı TSK ndan rahatsızlık duyan Bu dönemde TSK nin üst düzeyinin emekli edilerek bunlar dan kurtulacakmış T.C. Devleti Bu 3 Tırı vramış, Bulgaristan’da basılan dolarları kaçak yollarla Türkiye’ye sokuyorlarmış” yazdığı,

-(1) adet bordo renkli üzerinde NOTES ibaresi bulunan ajanda içersinde; “ÖNEMLİ Yazan Ali ÖZOĞLU… Konu;Yargıya … istiklal mahkemelerinde … Mayıs 20-2005 Şifre Çözüldü S123 ali ÖZOĞLU …Ali özoğlu Belge S.125” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Bu mücadeleler uzun süreli yapılacağından… … Neriman Aydın Gaziosmanpaşa 16 Haziran 2005 (14:13)” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “İyi de olmuş, aksi halde… …Bu konudaki uyanıklığını devam ettirmesiyle… Neriman aydın 01 Temmuz 05 GOP” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Neriman Aydın adına DSİ’nin yanında Karayolları Genel Müdürlüğünün misafirhanesi Tel:415 89 00 Bayındırlık Şaban Özel Kalemi Müdürü Fatih C. iki kişilik bir oda ayırttı. 0 538 328 87 00 (iki kişilik) yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “…ÖNEMLİ Türkiye Cumhuriyeti Devletinin idaresini elimize aldığımızda, 1995 yılında DYP-CHP ortak imzalı Gümrük Birliği antlaşmam nedeniyle Türkiye’ye Avrupa Birliği’nin Gümrük Birliği nedeniyle yapmaya söz verdiği bedeli ödememiş olması nedeniyle onların söz de Avrupa insan hakları mahkemesinde bir dizi davlaar açılacaktır. Devamı sayfasında, Benzeri davalar yurt içinde hem Devlet tarafından hem de tüzel kişiler tarafından açılacaktır. Zararı anlaşıldığında, idarecilerin tedbir almamaları haklarında dava açılmasını karara bağlayacak me… ve yapı kararı ile hesap sorulacaktır. Gerekli kanuni düzenlemeler yapılarak Türk … zararımıza sebep olan uygulama ve anlaşmalar ulusal ve uluslar arası ortamlarda tartışmaya ve hesap sormaya açılacaktır. 27 Mayıs 2005 Neriman Aydın 0 274-2164599Kamuran D.” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “5 Haziran 2005 Ankara’da bir toplantı düzenleyelim Atatürk ve Din konulu konuşmacılar Mehmet D. (Hz.) Metin A. Atilla İlhan Rauf Denktaş Şener ERUYGUR Kemal Aydın- Ara:Konser Kerkük Türkleri Abdurrahman K. Cengiz Y. H. B. Araz f… Meydan/ Stefan Bu toplantının alt yapısı hazırlayalım Hakan ve Neriman” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Kanun Teklif: Anlaşma yıl dönümlerinde öncelikle Türkiye’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti nezdinde; sonra da ulus-devlet olan uluslar arası düzeyde kutlanmalı Bu vesile ile bir kanunu düzenleme yapılacak ve 1 gün resmi izin ile tarihe geçecek” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Kanun: Lozan antlaşması yıl dönümleri her yıl 1 gün resmi tatil ile yurt içinde yurtdışındaki temsilciliklerimizde… …etkinliklerle kutlanır. ANAYASA’YA KANUN MADDESİ OLARAK EKLENECEK” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “Turizm Bakanı Atilla Koç (2005-30 Haziran) (Kurtuluş Bayramı kafayı çekme bayramı… Benim başka görüşüm var. O tarihlerin birçoğu palavra zaten) gereği yapılmak üzere kayıtlarımıza geçmiştir. Kurtuluş törenlerinde sergilenen ÖNEMLİDİR temsili düşman gösterilerinin kaldırılmasının zamanı geldi Atilla K.” yazdığı,

-(1) adet siyah renkli kareli ajanda içersinde; “Kütahya Öğretmen evi Ahmet K. Candan E. Mülkiye Başmüfettişi) Vali Yardımcısı Metin Bey 0505 466 51 01 Valilik konutuna yakın 0 274-223 62 49 Öğretmen evi İnanç bey” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Hakan E. Piyade Binbaşı 1. Hudut Tabur Komutanlığı Çaldıran/Van Cep : 0542-6457771 İş:0432-4122087 0432-412 24 87 0432-412 20 07 E-mail= hakaneroğlu23@mynet.com” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Sevgi Erenerol Necatibey cad. alipaşa Değirmen sk. No:2 Karaköy/İstanbul 0212 244 28 10 Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla ilişkiler sorumlusu yazdığı, karşı sayfasında Merdan G. 0542 768 40 49…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Sevgi Erenerol Necatibey cad. alipaşa Değirmen sk. No:2 Karaköy/İstanbul Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla ilişkiler sorumlusu”, “Patrikhane Yunanistan’a 0212-521 91 11 523 18 18 0532-214 33 54 Bg:0212-523 18 30… …Av:Kemal Kerinçsiz 0532-214 3354 Ziraat ATM 5521 Garanti Bonus Sıf:7382 mus:6521262” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “0505 576 17 55 Behiye Vedat Yenerer İnfo@intermetajans.com” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; zubeyde@kendinlebarış.com erenerol@mynet.com... ...holmez@nettemail.com yazan mail listesi,

-Başka bir sayfasında; “S. H. Danıştay 11. Daire üyesi Danıştay Başkanlığı 0 312 424 08 46 …0532-463 74 17 Sıhhıye-Ankara” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Cumartesi günü Keçiören/İncirli Yunus Emre Kültür Merkezi Cumratesi (13:30) Cuma- Zara-hamının ailesinde kalacak Cuma/(Saliha) (DSİ) sosyal tesislerinde (19:30-20:00) (Selçuk) us şekilde Özel bir sohbet Cumartesi 13:30 Akşam:6:00 Kocatepe Camisi (0274-2239247) Kamuran Bey (Afyonlular evin) de Proğram (Cuma) için (Selçuk Bey’den bilgi) Mehmet D. hz Ankara’da Zara hanımın annesinin evinde” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “26 Ocak 2006 Sevgi Erenerol Kemal Aydın, Zeki Y.(Müdür bey) Yunus Ş. Aslı A. Neriman Aydın Remiye E. nesrin © … Mevlüt Aydın Farabi Sk Kiva Pantaneri (saat:16.00) yazdığı,

-Başka bir sayfasında; M.H.- Cumhurbaşkanı olarak düşünülüyor” yazdığı,

-(1) adet siyah renkli karele ajanda içersinde; “Devletimizin yeniden sahibi olduğumuzda büyük Türk Milleti olarak yapacaklarımız 10 Temmuz 2005 Çankaya ile başlayıp Türkiye Büyük Millet meclisinin yeniden açılacağından, Anıtkabir özel defterine ilk ziyaret anında yazacaklarım ile devam ettiği, Büyük önder… …Neriman Aydın 12 Şubat 2004” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “ANAYASA Fertlerin… …hale getirilecektir” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Lozan antlaşmasının imza günü Türkiye de resmi tatil günü ilan edilecek… Neriman aydın 10 Temmuz 2005” yazdığı,

-Başka bir sayfasında: “Lozan Antlaşması, emperyalizm… 31 Ocak 2005 Çankaya Neriman Aydın” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Kanun Teklifi= Türkiye’deki Hıristiyanlar Türkiye’de bulunan ve kilise sahibi tüm dini görevliler (Hıristiyan-Yahudi) en kısa zamanda (Süre konulacak) … …Türk Ortadoks Kilisesi dışında …” “Tüm Jandarma il/İlçe komutanlıkları yetkilidir gereği millet adına Çankaya 8 Ocak 2005 Neriman Aydın Türkiye deki Hıristiyanlar Türk Ortadoks Kilisesi’ne bağlıdırlar. Aksi olanlar Türkiye’yi verilen sürede terk edeceklerdir. Hıristiyan Kilisesi olarak ülkemizde geçerli tek kilise ve otorite TÜRK ORTADOKS KİLİSESİDİR Çankaya, Neriman Aydın 10 Temmuz 2005” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “(*) Hıyaneti Vataniye Kanunu önce kanun olarak çıkarılacak, sonra Anayasa maddesi yapılacak …” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “ÖNEMLİ yapacaklarımızdan hiçbir ecnebinin hiçbir hıristiyanın özellikle hiçbir yahudinin ve masonun haberdar olmamasına azami özen ve titizlik gösterilecek MİLLİ EĞİTİM KANUN: …” yazdığı,

-(1) adet siyah renkli çizgili ajanda içersinde; “Sevgi Erenerol erenerol@ttnet.net.tr 5 Aralık 2005’de Ankara’ya geliyor. ART’de programı var …”yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Kanun Çankaya 23 aralık 2005 Gizli Önerge:… kendisi vatandaşın ayağına gidecek” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “ANAYASA MADDESİ: Yabancılarla yapılan veya yapılacak anlaşma maddeleri Türk milletinin mutabakatı sağlanmadan TBMM’den geçirilmeyecek ve yürürlüğe giremeyecek …Neriman Aydın Çankaya 23 Aralık 2005” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “GİZLİ ÖNERGE VE GİZLİ OTURUM: Dışişleri Bakanlığı, iç işleri bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığının mevcut kadroları ile sosyal güvenceleriyle görevden el çektirilmeleri …Neriman Aydın 23 Aralık 2005 Çankaya yazdığı, devamında GİZLİ ÖNERGE VE GİZLİ OTURUM: Mustafa Kemal Atatürk’ün kabri ile ilgili notların” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “ÖNERGE AÇIK OTURUM: 10 Kasım 1938 esas alınarak geriye (başlangıç noktası alınarak) geriye dönük olmak üzeri …özür dilemelerin sağlanması ve bedeli ne ise onu ödemeleri” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “KANUN TEKLİFİ: Başta İstanbul olmak üzere… başlayıp bazı Büyükşehirlerin isimleri yazılıp nüfus yapısının” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “KANUN: Milli Güvenlik Genel Sekreterliği lav edilerek yeni baştan mason olmayan… …paylaşılacaktır 18 Şubat 2006 Neriman Aydın yazdığı, devamında KANUN: Devletimiz, Vatanımız ve Milletimizin aleyhine… …cezalandırılacaktır 18 Şubat 2006 Neriman Aydın” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Kanun: Kozan-Dilekkaya köyü Sit alanı olduğundan aileler ev yapamadıklarında çocukları evlenememektedirler. …Eruygur paşa’ya bildirilecek” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “İstihbarat Albay S. İ.” yazdığı

-(1) adet kahve renkli kareli ajanda içersinde; “KANUN TEKLİFİ: Türk milleti nüfus kayıt işlemleri sırasında gerek nüfus kaydı düzenlemesinde, ve andından bu isimle yapılacak her tür vatandaşlık işlemlerinde çift isim alan vatandaşlarımız bu isimleri arasına nokta ve bu isimler kısaltma olarak kullanılmayacaktır…”yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “03 Mart 2006 Sevgi Erenerol, Ergun Poyraz, Tenzile R., Önder Bey, (Ercüment ovalı Mevltü Aydın 30 dak.) Saat 17:30’da 9:30’a kadar bir sohbet Kemal abim toplantıya katılamadı, Antalya seyahati nedeniyle –Unutmadan konuşulanları kayda geçirmekteyim (1) Ergun Poyraz’ın en son sarfettiği cümlelerden başlamak istiyorum, H.B.’in kendisini kazıkladığından Necip Bey’in kitaplarının trilyon liralar tuttuğundan, kendisine kazık atıldığından bahsetti. Bunları neden söyledi? Sevgi hanım Toplumsal Dönüşüm Yayınevinde neler oluyor insanlar (Hüseyin M. vs) kimseler paralarlını alamadılar Galiba devirler falan olmuş dedi Ergun Poyraz da bunun üzerine (O kadın devredildi dedi) (H. evden bile çıkmıyormuş) dedi” devamındaki sayfa da “(2) Paşalardan ve Türk ordusunun paşa …Yahudiler elinde olduğundan bahsedildi. –T.K, Y.B., E.Ö.-H.Ö.’ün akraba ve (dönme) Sabatyist-Yahudi olduklarından bahsedildi- …Bu fikirlerin ısrarlı sahibi Ergun Poyraz Ya şimdi E.Poryraz’ın bu düşüncesini yorumlamak istiyorum; Bu adam TSK’nın yardım ve korumasıyla kitap yazıyor, belgelere ulaşıyor, ama adam ordu aleyhinde propaganda ya ısrarla devam ediyor- Bu adam gerçekten Ordunun mu yoksa ordudaki din ağırlıklı kesimin mi yoksa ordudaki mason ağırlıklı kesimin mi emrinde?” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Sorular çok fazla şüphelerim yüksek boyutlarda. Bir de Kemal ağabeymin yanında konuşmadığı hususları o yokken bu Kemal ağabeyimden korkuyor mu? Çekimi yok mu/ Bir diğer konu N.HABLEMİTOĞLU’nun çok yakın bir arkadaşı tarafından onu tanıyan biri tarafından öldürüldüğünü ifade etti, Sevgi hn. Da teyit etti. Bu konuda abimin düşüncelerini alalım Bir de hep o Yahudi bu mason falanca ermeni gibi bir muhabbet yapıldı, *Onun Yahudi bunun mason falancanın ermeni olmasını değiştiremeyeceğimize göre, biz Türk milletinin evlatları Devletimizi nasıl elde ederiz diye gayret ve çalışma yapmak zorundayız” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “TSK inanılmaz boyutlarda halk nezdinde itibar ve güven kaybetmekte buna orduya yakın insanlar zemin hazırlamaktadırlar…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Yeni Hayat Dergisi yönetici kadrosunun Fethullah’ın emrinde olduğundan Hanefi-vs. insanlardan bahsettiler Av. Hüseyin vs. Şahsi Kanaatlerim: Sevgi Erenerol bizim aynı düşüncede En küçüğü de dahil her tüzel kişilik (Vakıf dernek örgüt) tamamen emperyalizmin kontrolü altında siyonizmin kontrolü altında- Onun için bireysel çalışma ve mücadele ile ilgili tek tek insanlarımıza ulaşmak ve Türk milletinin kutsal değerlerimizdeki fikir ve amaç birlikteliğini sağlamak” yazdığı,

-Başka bir sayfasında, “T. Y., Turan Y. Ali Ç.- daha bir çok isim zikrettiler- Turan Y.’nin da Fethullahçı olduğunu Er. Poyraz söyledi. Deniz Baykal’ın anne Arap baba Çerkez, Erdoğan’ın Ermeni Bülent Arınç‘ın Yahudi, Kemal Unakıtan’ın Yahudi olduğunu söyledi, Kemal Unakıtan’ın karısının adının Ahsen değil Aysen olduğunu” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Sevgi hanım Tenzile Hanım Hariç Ergün Poyraz’ın düşünceleri ve kanaatim (köyümüze gidip silahımızla beklemek) şeklinde ortaya çıktı Ümitsiz … karamsar ve Türk milletinin, Türk milletinin gücü feraseti öz değer ve düşünceleri birşey sayılarak yok sayılarak ifadelerine devam etti E.Poyraz” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Önder Bey’in doktora öğrencilerinden biri yarbaymış Hoca bunu ele geçirince ver yansın ediyormuş Yarbayın Hoca’ya Generallerle ilgili söylemi: Hocam Paşalara siyaset deseki meclise kadar köpek gibi dört ayak üzerinde gideceksiniz Paşalar köpek gibi dört ayak giderken daha gerçekçi olsun diye tek ayaklarını kaldırıp yoldaki ağaçlara da çişlerini yaparak giderler” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “organisation-Örgütlenme, Örgütleme, Teşkilatlandırma, Teşkil, Teşekkül, Teşkilat, Düzen, örgüt, tanzim ve tertip etin, tertiplemek, düzenlemek” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “KANUN TEKLİFİ-KANUN: Yabancı Devletlerin ülkemize atadığı greek elçilik konsolosluk mensupları gerekse ticari ateşelik askeri ateşelik gibi mensupları Türk istihbarat Bakanlığınca takip edilecek… Neriman Aydın 11/04/2006” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Askeri Yüksek idare Mahkemesinde teblig tarihinden itibaren 60 gün içerisinde dava açılacak. (Yazı suretini bana gönderecek!) MSB dilekçeye cevap verecek! O dilekçe ile dava açılacak. Dava açıp kazananlar var. Cevabın sureti ile Balü abime gideceğim” yazdığı,

-(1) adet üzerinde NOTES ibaresi bulunan bordo renkli kareli ajanda içersinde; “ERKUT ERSOY :0543 533 17 69 DÜZCE-” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “KUVAYİI MİLLİYE O.OZANSOY KUVAYİ MİLLİYE ULUSAL GÜÇLER DERN. GEN.SEKRETERİ” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Kantal Kaymakamı D.A.Ş. İstiklal marşımızın ve Andımızın okunmasını yasaklamak istediği talep yazısı: 30.11.2004-966 sayılı yazı gereği günü geldiğinde yapılmak üzere Neriman Aydın 2 Eylül 2005” yazdığı,

-(1) adet kahve rengi kareli ajanda içersinde; “7.000 EUR 636 05 30 25.000 EUR 5.000 2.000 N.aydın 18.000 EUR…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “S.17. Rabıt ve Kumandan ile Hasbihal …Çev’in başkanı ile ilgili Eruygur Paşa’ya uyarı –Yeni Hayat Dergisinde yazılarına son vermesi, yazılarını kitap haline getirmeli –Aslı Fethullahçı E.POYRAZ hizmet etti Türkan Salyan ÇEV Çağdaş yaşanı destekleme derneği Buzoğlu, H.B., H.Altaş Uygur O. …Arkamızda Jand. Gen. Kom.” Yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Ayhan K. Başbakanlık (müştarı) müşavir MHP kökenli- istihbarat tanışmanı yaparak Add’de kürkçülük yapanlara karşı değerlendirilecek. Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Başkanlığı Yurt içi ve Yurt dışı ilişkiler Daire Başkanlığında Şube Müdürü –hırsız-menfaatsiz-fedakar-“yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “A.S.P. (Elektrik Elektronik San.) Erzurum Şb. Çek-sorgusu Her türlü demirbaş gelmesin rağmen teminat mektubu alamıyor. İrfan Bey’e bilidirilecek (Hümettin-)…”yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Yapılacak ve yapılacak olan faaliyetlerimizde öncelik büyük İsrail devletinin kurulması projesinde olmalıdır. Bizler şimdiye kadar hiçbir oyunu kaybetmedik ve asla kaybetmeyeceğiz Çünkü bizler yahudiyiz masonuz…. (Ali Özoğlu Şifre çözüldü. S.35” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Sevgi hanıma (Erenerol) söyleyeceklerdeni Türk Ortodoks Kilisesi kuruluş yıldönümlerine katılmadığımızın sebebi sizin Amerika İngiliz ve İsrail ile … haber aldığımızdan bunu niçin yazdık…” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Karadeniz Teknik Üniversitesinden gelen şikayet edilen Ercüment Ovalı şikayet eden Tahsin kopuz, mağdur Erdal kopuz luzumu muhakeme olmadığına ilişkin kararın denetimi Danıştay 1. Daire Talebimize dosyamıza gayri kanuni bir müdahalenin olmasıdır. Dosyamızın zalimce sonuçlanması konusudur. Dosyamıza gayri kanunu bir müdahale olmasını önlemek Selçuk H.” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Mehmet D. (hz) ile irtibata geçilecek konu ve konuk için Erol D. ve eşi Zara ve eşi İbrahim E.+…Konuklar Şener Eruygur, Ali Özoğlu konuk” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Ahmed Ahmedov ile sazlı semaver Hoca M.D.Konu+Türkçe … Ercüment Ovalı … Banu A.” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Hoca M.Dumlu’nun düşünceleri ve önerileri alınacak Zara ile ilgili düet için görüş sorulacak yazı yazılacak Şener Eruygur, Ali Özoğlu konuk” yazdığı,

-(1) adet üzerinde NOTES ibaresi bulunan siyah renkli kareli ajanda içersinde; “Prof Dr. Ercüment Ovalı Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Tıp Fakültesi Hemtoloji Bölüm Başkanlığı Trabzon 0 462- 325 12 46” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “0543-533 17 69 özel buro@mynet.com Erkut Ersoy” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Sn. Org.Hurşit Tolon 1. Ordu Komutanı Sn. Tolon Emperyalist emrindeki… …hizmetinizden” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Sorunun çözümü ABD ve AB ile olan ilişkilerimizi gözden geçirmektir. PKK bu güçlerin güdümünde eylemlerini sürdürüyor. Batının talepleri devam ettiği müddetçe terör konusunun sorun olmaktan çıkacağını da zannetmiyorum. Prof. Erol M. Org. Veli Küçük: Gerekirse silahlanıp dağa çıkarız Yeniçağ 12 Ağustos 2005” yazdığı,

-(1) adet kahve renkli üzerinde NOTES ibaresi bulunan kareli ajanda içersinde; “Kütahya öğretmen evi: Ahmet K. Candan E. adına ayrıldı. (Vali yardımcısı Metin Bey) 0505 466 51 01 Valilik konutuna yakın Pazar/Pzt./Salı yer ayrıldı” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Türkiye’nin Rum Patrikhanesi… …Yeniçağ 28.10.2005”yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “T.İş Bankası Çağaloğlu Şubesi şube kodu 1095 Hesap no:0719596 Yeşim Yurter” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “18 Ekim 2005 (12:44) maalesef kaleler tek tek düşüyor düşürülüyor Arkadaşımızın kardinalin adamları ile görüştüğü ve bir takım ekonomik teklifler aldığı konusunda ciddi duyumlar almış ama inanmamıştım. Çok üzgünüm saygılar Cengiz Y. Cengiz Bey bahsettiğimiz arkadaşımız H. mi? 18.10.2005 Neriman Aydın Maalesef Cengiz Y. (12:48) Beni bağışlayın inanmakta zorlandım. Önemli değil Mustafa Kemal de hep yalnızdı Biz onun evlatları beraber başarırız dedik” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “İstanbul düştüyse Ankara var Siz varsınız, siz Biz olacağız vatan Türk’ün devlet Türk’ün Biz de bir gün nutuk yazarmıyız? İhanet edenleri ve korkup kaçanları sevgiler Neriman Aydın 18.10.2005 Kemalizmle kalkıyorum. Lakin bizimkiler de vatan evlatlarına sahip çıkamamakta ve çil yavrusu haline dönüşmelerine adeta seyirci kalmaktalar. Cengiz Y. (13:07) 18.10.2005 Savunduğu cepheyi asla terk etmeyecek olan Türk çocuklarını korumak ve emirlerini almak zorunda kalacaklar” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Bugün bizden haberi olmayanları tanrı Türkü zaferle buluşturuncaya kadar mücadeleye ant içtik seviler 18.10.2005 Neriman Aydın Ergun Poyraz Kemal Yavuz paşadan sonra şimi de Yekta G. Ö. hakkında karalayıcı bir kitap hazırlıyormuş! Bu doğru bir eylem mi? Bizler bu olayı nasıl değerlendirmeliyiz? İzahatlarına ihtiyacım var Kemal hocama ve sizlere saygılar 18.10.2005 (22:18) Cengiz Y.” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “yarın sizi bilgilendirelim Kahraman Türk sevgilerimizle Neriman aydın 18.10.2005 üzücü olan ve de kafamı karıştıran bu şahsın halen bizlerin safında ve korunuyor olması H.Beye yaptığı haksızlıklar ve hakaretler için dün bu şahsa şerefsiz diyen bir zat bugün yeni kitabı için katkı sunuyor, ama aynı katkıcı zat yayıncımızın kayıp gitmesine seyirci kaldı! Cengiz Y. 18.10.05 (22.48)” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Feridun Ö. ->(bu şahıs suç örgütü lideri Sedat PEKER ve adamlarına yönelik KELEBEK operasyonunda gözaltına alınmıştır) Başkent iktisatçılar Derneği Başkanı” yazdığı,

-(1) adet kahve renkli üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan kareli ajanda içersine; “Tayip Erdoğan’ın 1980’li… ünlü yemini …” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; Timurberk@gmail.com Koray gürbüz 417 23 44-0 312 Gaziler vakfı Güneydoğu gazisi 0505 466 60 00... yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Salı-Cuma 1 Mayıs 18:00-21:00 arası… …Şili Devlet Başkanı’na Sanriago V. Belediye Başkanına mektup yazılacak…”yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “A.Türkiye de kilise inşaatlarıyla ilgili kısıtlamalar-? Hıristiyan ve kilise sayımı? Sevgi Hanım aranacak-…”yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “417 51 90- 2742 Hakan B. B. /Yüzb. Harp okulunun kantini özel girişimciye açılıyor. İçinde bir de kitaplık ver kitap satış bölümü harp okulu öğrenci sayısı (4000 bin) hem kantin hizmeti hem de kitap satışı yapabilecek. (işletme esasları ve bedel için Hakan B. (Yüzb) ile görüşülecek) (Yrb) Adem A. haber verdi” yazdığı,

-(1) adet siyah renkli üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan kareli ajanda içersinde; “(E.Org. M.Şener Eruygur) yazdığı,

-Başka bir sayfasında; kemalkerincsiz@mynet.com 0212-523 18 18 521 91 27 521 91 11 Bs: 0212-533 18 30 Vatan cad. Emlak Bankası Blokları 111 Blok K:4 D:9 Fatih/İst. Büyük Hukukçular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Kanun :15 Eyülden 30 Mayıs’a kadar gerek (kamu) devlet dairelerinde gerekse özel girişimde Cuma günleri öğlen tatili 11:30 ile 14.00 arası olup Cuma günü mesai saait bitimi:16:30’dur …Neriman Aydın 05 Ağustos 2006 Çankaya” yazdığı, bu şeklide kanunlar üzerinde değiştirmeler düşünüldüğü,

-(1) adet siyah renkli üzerinde CAST memo pad B5 100 heets/size:175x246 mm ibare bulunan kareli ajanda içersinde; “ (6) Türk Ortodoks kilisesi Sayın Temsilcisi Sevgi Erenerol:” yazdığı,

-Başka bir sayfasında; “Org. Fevzi Türkeri Org. (E) M.Şener Eruygur /Kitap 0216-345 28 07 Cengiz Yıldırım 223 00 16 Vahdettin Gerecek: 456 20 50 Fenerbahçe Orduevi Fenerbahçe korumalı konutları Fenerbahçe/İstanbul” yazdığı tespit edilmiştir.

Neriman AYDIN isimli şahsa ait, LENAVO marka Diz Üstü Bilgisayar içerisinden çıkan, Toshiba marka ve 36091775T seri numaralı hard disk’te;

“Belge11.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN adıyla yazılan Mehmet D. isimli şahsın tanıtıldığı ve övücü beyanların yer aldığı 10.08.2007 tarihli belgenin bulunduğu,

“Belge 8.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Sazlı Semaver isimli bir programa katılacak olan şüpheliler Mehmet Şener ERUYGUR, Ercüment OVALI, Ali ÖZOĞLU nunda aralarında bulunduğu şahıslar ve konuşulacak konular ile ilgili notların yazılı olduğu,

“emreçelebi.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “Harbiye ruhunu Harbıyede gecırdıgım 4 yıl boyunca goremedım ..”“Harbıyelılerın MUSTAFA KEMAL'den sonra örnek alabilecek en yakın unsuru bence bölük komutanının davranışlarıdır. Şu zamana kadar benım ornek alabilecegim komutanım olmadı. sebebi ise bölük komutanlarının harp okuluna gonderılırken kısılıklerınden cok alaverelerle yaptıkları karıyerlerı olmasıdır..” “Her gelen komutan (okul k.) Harp Okulundakı sıstemde degıssıklık yapıyor. Dolayısıyla Harbıyelıler neyın dogru neyın yanlıs oldugunu degerlendıremıyor. Yaptıklarınıda inanarak degıl yapmak için yapıyorlar.” şeklinde beyanlarının yer aldığı,

“harbiye.doc..” isimli MSword dosyası içerisinde; şüpheli Neriman AYDIN adıyla Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT’a hitaben, Harp Okullarındaki müfredat ve eğitim sistemi ile ilgili eleştiri ve önerilerin yazıldığı mektup olduğu ve ayrıca söz konusu mektubun aynı veya benzer içerikli olarak şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun incelemeye konu dijital verilerinde de kayıtlı olduğu,

“mali.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “…Hepimiz Kemaliz Hepimiz Türküz yürüyüş kararı izne tabidir. Normal olan Türk diline saygı neredeyse takdir konusu halini almıştır. Üst rütbedeki birçok komutan Atatürk adını ağzına almamaktadırlar…Askeri eğitim birçoğu kalıplaşmış, zamanı geçmiş, günümüzün ihtiyaçlarından uzak programlardan oluşmakta ayrılan zaman verimli geçmemektedir...Harbiyede korku kültürü lider yetiştiremez, liderliğini ispat etmiş çok yönlü komutanlar Harbiye de bulunmalıdır… Taburumuzdaki kimi kurmay subayımız ise bizlerin onur ve şerefini ufacık bile olsun düşünmeyerek bizlere karşı hakaret dolu sözler sarf edebilmekte Harbiyelileri geliştirmektense kendi bireysel çıkarları için her türlü fedakarlığı yapmakta olup Harbiyelilere sürekli onur kırıcı cezalar vermektedir...Verilen konferanslara harbiyelilerin ilgisi! Videoda nettir. Bunda yoğun programlarda savrulmalarının da etkisi vardır.” İfadelerinin bulunduğu,

“konferansta uyuyan harbiyeliler.DAT” isimli video dosyası içerisinde; Harp Okulu öğrencilerinin konferanslarda uyurken çekilen görüntülerin bulunduğu, görüntü kaydının “mali.doc” isimli belgede Kara Harp Okulunun eğitim sistemi hakkında ileri sürülen iddiaları doğrulamak için çekildiği,

“NER 2 1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 134 sayfadan ibaret olduğu, söz konusu belgede;

-Neriman AYDIN adıyla 12.10.2004 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın B., malumlarınız olduğu üzere, her türlü elektronik haberleşmemiz kolaylıkla takip edilmektedir. Bu nedenle telefonda ayrıntılı soramadığım için bağışlayınız.

Jand. Korg.İbrahim A. ve Jan.Korg.Mehmet Ç. ile ilgili olarak Şener ERUYGUR Paşanın onayını ya da yardımlarını talep edebilmemiz için, geçerli bir mesnedimizin olması gerekmektedir. Konuyla ilgili bana yönelteceği sorulara olumlu, dayanağı olan ve ne için olduğunu anlatabilmem için bilgi sahibi olmam gerekmektedir. Sizce bir mahsuru yoksa beni aydınlatmanızı rica ediyorum Sizden. Ancak bu şekilde etkili sonuç almayı sağlayabiliriz. Aksi taktirde kendisinden nasıl yardım talebinde bulabileceğimi düşünmekteyim ve işin içinden çıkmakta zorlanmaktayım… KIRMIZI BEYAZ da çalışan kızımız Fatma ile henüz yüz yüze bir görüşme yapamadım, çünkü babası dışarı çıkmasına izin vermemekte, telefon görüşmesinin tehlikeli olabileceği ve aramızda sır kalması gereken bazı hadiselerden karşı tarafın istifade etmemesi için bu konuda çok geciktiğim için özür diliyorum….”şeklinde beyanların yer aldığı,

- Neriman Aydın adıyla 03.05.2005 tarihli Erdoğan K. isimli şahsa hitaben yazılan e postada; “Cihan P. döneminde Yurtdışı görevi yaptım, döndüğümde ünvanlarım verilmediğinden, Bankanın yükselme sınavlarına çağrılarını red ettim... Ben bir Türk'üm....... Mesleğimle ilgili özellikle Bankamızın satılmaması konusunda ASIL DEVLETİMİZ (TSK) nezdinde önemli çalışmalara katılmaktayım... (Bu bir sırdır..Size saklı kalsın)...” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla Erdoğan isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “… inanıyorum ki Devletimin ve Vatanımın geleceğinde söz sahibi, etkin bir görevin sahibiyim... Tanrı yardımcımız olsun...NOT: Size yazdıklarımı ve Sizinle paylaştıklarımı okuduktan sonra lütfen Bilgisayarınızdan kalıcı olarak siliniz... İsterseniz saklamak için döküm alabilirsiniz... dostlarınızla paylaşabilirsiniz ... amaa Ama bilgisayarınızda tutmamanızı istirham ediyorum... Bu talebim önemlidir Değerli Türk...Teşekkür ederim...” şeklinde beyanların yer aldığı,

“NER 8.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsın değişik tarihlerde birden çok şahsa yazmış olduğu mektupların bulunduğu, belgenin tamamının 226 sayfadan ibaret olduğu, bu dosyanın ilk 136 sayfası ile Kemal AYDIN’ın bilgisayarından elde edilen “NER.DOC” isimli MSword dosyanın aynı olduğu görülmüştür.

-Neriman AYDIN adıyla 11.07.2003 tarihli Sevgi ERENEROL isimli şahsa hitaben yazılan mektupta;“…kısaca ali Türkiye Cumhuriyeti Devleti için duyduğumuz endişelerin ortak oluşunda Türk Ortadoks Kilisesi temsilcisi olarak göstermiş olduğunuz mücadeleyi şahsım, necip Türk Milleti ve büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk adına takdir ve şükranlarımızla karşılıyor, mücadelenizin uyanmakta olan Türk Milletinin gözünden kaçmadığını ifade ediyor, sizleri tebrik ediyor, teşekkürlerimi sunuyor huzurlarınızda saygıyla eğiliyorum…Sayın Erenerol, Türk Milleti olarak ikinci bir kurtuluş mücadelesi başlatmak zorunda kalacağımızı hiç düşünmemiştik doğrusu… Vatanımız ve devletimiz işgal altındadır. Türk Milletinin birlik olma mecburiyeti vardır… Türk Milletini yeniden bağımsız yapacağımız mücadele günlerinde buluşmak üzere Türkün Tanrısı Sizi korusun.” şeklinde beyanların yer aldığı,

- Neriman AYDIN adıyla 23.07.2003 tarihli Hüseyin M. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın Mümtaz, Vatanımız ve Devletimiz işgal altında, Milletimiz ise sömürgedir. Türk Milletinin birlik olma mecburiyeti vardır…gereğini yapmak üzere ayağa kalktığımızı ifade ediyorum...Türk Ordusunun kıymetli mensubu Sayın M., …Türk Milletinin yapacağı ikinci kurtuluş mücadelesinde Türk Milleti ile birlikte olmanızı ümit ederken, emekleriniz için teşekkür ediyor huzurlarınızda saygıyla eğiliyorum.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 29.09.2003 tarihli Nuh Mete Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın Y., …yerli işbirlikçilerin bu sömürü sürecini hızlandırmaktaki emeklerinin karşılığını, Türk Milleti olarak yapacağımız 150 likler değil, 15 binlik listelerde değerlendirmek üzere örgütlenme ve bir araya gelme zamanıdır… ali Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Ülkesi Türkiye’yi yeniden bağımsız kılacak büyük mücadele günlerinde birlikte olmayı ve yeniden kurmak zorunda kalacağımız Türk İstiklal Mahkemelerinde Sizi Savcı olarak görmeyi diliyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 27.08.2003 tarihli Jandarma Genel Komutanlığı Yrb. Müfit isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “İRAN İSLAM CUMHURİYETİ sınırları içerisindeki Güney Azerbaycan Türklerinin ABD’de yaşayan ve bu ülke vatandaşı olan sürgündeki Türk Lideri MAHMUT ALİ ÇÖHREGANLI, bu sabah eşi ve çocuğu ile ziyaret için geldiği Ülkemizde, İstanbul’da Ülkemize giriş izinleri bulunduğu halde eşi ve çocuğu sınır dışı edilmek üzere Türk Emniyet Birimlerince gözaltına alınmışlardır. Değerli Komutan Org.Şener Eruygur’un “Bildiklerinizi bize her zaman ulaştırabilirsiniz” cümlesinden hareketle…konuyla ilgili yardımlarınızı Türk Tarihi ve Türk Milleti minnetle hatırlayacaktır.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 19.08.2003 tarihli Bilgi notu başlıklı alt kısmında “paşa ile yapılan görüşmeye hatırlatma notu” ifadesi yer alan notta; “Bu, Türk Milleti ile Türk Ordusunun 65 yıl aradan sonra ilk buluşması, Türk Tarihinin bu anlardan hoş bir gülümseme ile bahsedeceği inancındayım. Sanırım daha önce ne Siz Türk Silahlı Kuvvetleri ne de Biz Türk Milleti hazırdık… Benim Ülkemde toplumun hemen her kesiminden kendisine hizmet eden, kendisine mensup olduğu ülkesinden daha bağlı insan yetiştiren ABD’ye ve AB ülkelerine karşı; Siz asli unsur Türk Soyunu ülkemiz için, devletimiz için ayakta ve hayatta tutmayı başaramadınız. Değerli Büyüğüm, Biz 65 yıldır Sizi bekliyoruz.... Ama ortada yoksunuz... Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi Biz göze aldık, Siz de alıyorsanız başlayalım deriz …Değerli büyüğüm Türk Milleti gerçekleri ve gerçek olmayanları bilmektedir. Farklı düşünüyorsanız bu düşüncenizden vazgeçmenizi tavsiye ederiz. 150 likler listeleri hazırlayan Türk Milleti, 150 binlikler, 15 milyonluklar listeleri de hazırlayabilecek idrak ve şuurdadır” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 14.10.2003 tarihli Jandarma Genel Komutanı Org. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Değerli Büyüyüm, işbirlikçi siyasi kadroların sömürge anlaşmalarına parti adı fark etmeksizin korkusuzca, uyarı şeklindeki beyanlarınıza rağmen hiç çekinmeksizin imza atmalarını Siz Türk Silahlı Kuvvetlerinin her seferinde “Türk Silahlı Kuvvetleri AB’ne karşı değildir” sözlerinde buldukları cesarette ararız. Bu şekildeki ifadelerinizi Türk Milleti olarak koyacak yer bulamadığımızı itiraf etmeliyim. Çünkü Türk Ulusu bu şekildeki sözlerinizle “demek ki korkulacak bir durum yoktur rehavetine ve yanılgısına” kapılmakta ve ihanetleri 65 yıldır ispatlanmış biri diğerini aratmayan soysuzlara desteklerini sürdürmeğe devam etmektedirler. Paşam, Başkent Ankara’da Karanfil Sokakta, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı-Sahil Güvenlik Komutanlığı binasının tam karşısındaki Eyüboğlu Otelde, Otel sahibinden misafirlerine kadar günün 24 saati Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine azınlık ruhlu, molla zihniyetli kafalar tarafından inanılmaz bir propaganda yapılarak kitleler etki altına alınmakta ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin dayanak noktası inceltilerek altı oyulmaktadır. Türk Milletinin gözleri önünde bölücülük, Türk Silahlı Kuvvetleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti düşmanlığı yapılmaktadır. Türk Milleti henüz bu ihanete ve şer odaklarına karşı koyacak güçte, uyanıklık ve duyarlılıkta değildir…Paşam, Birlik Mahallesi, 14. Sokak, 11 nolu konut Doğu illerimizden bir Şahıs, İşadamı ve Siyasetçiye ait olup, İlçi İnşaat tüzel kişiliği altında faaliyet göstermektedir. PKK-Kadek terör örgütü ile ilişkisinden başlamak üzere uyuşturucu kaçakçılığına kadar Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine bölücü faaliyetlerde bulunduklarını, terör örgütü elemanlarına yardım ve yataklık yaptıklarını tahmin ediyoruz. Konuta girip çıkan insan sayısı bir hayli fazla olup, çoğunluğunu Doğu ve Güneydoğu Anadolu kökenli vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Gelip gidenlerden bazılarının asker kıyafeti taşıdıkları malumlarımız olup, asker üniforması ile konuta girenler dışarı sivil olarak çıkmaktalar, konuta gelip giden insanların sokaktaki davranışları ile bindikleri son model otomobiller duyarlı her vatandaşın dikkatini çekebilecek boyutlardadır…Bu tür girişimlerinizin Ulusal Güçlerin bir araya gelmesinde büyük katkıları olacağı inancını taşımaktayız. Bu ailelerin ve aşiretlerin, işbirlikçi ve satılmış mevcut siyasi partilere yönlenmelerine ve emperyalist ülkeler güdümünde çeşitli yollarla istismar edilmelerine yol açan tutumlar karşısında Türk Milletini ve Türk Devletini temsilen Devletimizin yegane teminatı Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve değerli komutanlarının bu boşluğu doldurmasını beklemek bunca ihanetten sonra hakkımız diye düşünüyoruz. Türk Ulusunun Milli olan her kafasından faydalanmanızı bekliyoruz….Türk Ulusu olarak amacımız zamansız harekete geçmemek, ama geç de kalmış olmamaktır. Örgütlenmemizde ve uyanmamızda bize katkıları olacak yegane milli güç Siz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olduğuna inanıyoruz. Türk Milleti bu konuda ısrar etmektedir Paşam. Plan ve program yapma, karşı düşünce üretme ve bu düşünceleri icraata dönüştürme zamanıdır. Tek bir sömürge anlaşmasının imzalanmasını ve yürürlüğe girmesini, hiç edilen tek bir Kamu kurumunun satışını durduramadığınız, durduramayacağınız içindir ki, tam bağımsızlığımızı kaybetmiş bulunuyoruz. Bu konudaki ihmalkarlıklarınızın devam etmemesi için acilen tedbir almanızı bekliyoruz. Durdurmak için kafalar koparılması gerekiyorsa, o da yapılmalıdır. Türk Ulusunun düşünceleridir. .. Türk yurdunda Türk ulusuna yakışır bir hayat istememizi bize çok görmeyeceğinizi ümit ediyor ve biz Türk Milletine gizli öncülük görevinizi yerine getirmenizi bekliyoruz. İzninizle; Vasiyet gayet açıktır, gereğini yapmak üzere Sizi bekliyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 10.10.2003 tarihli Veli Küçük isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Paşam, 65 yıldır ihanette sınır tanımayan 65 yıllık Ankara Hükümetlerinden aksi bir tavır ve davranış beklememiz Türk ulusu olarak gaflette olduğumuzu gösterir. Bunun bilincindeyiz. Türk Ulusu olarak bütün beklentilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapacaklarına yöneliktir….Bizi yanıltan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanette sınır tanımayanlar üzerinde etkin ve etkili olamama duruşudur.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 05.03.2004 tarihli Jandarma Genel Komutanı Org. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Değerli Büyüğüm, 2003 Ağustos ayında şahsımı kabulünüzde Yüksek Makamlarınıza bir iki cümle ile açıklamaya çalıştığım, tedbir alabileceğiniz düşüncesiyle, özellikle Devlet-Millet ve Ülke güvenliğimizle doğrudan alakalı olan, şahsınızda Türk Silahlı Kuvvetlerinin birçok bilgi ve belgeye kolaylıkla ulaşabileceği konuyu ayrıntılı olarak bir kez daha Asıl Ellere iletmenin bir Türk Evladı olarak görevim olduğu inancındayım…Türk Ulusu bu konuda endişelidir Paşam. Bir tarikat sapığının henüz Başbakan değilken bile Kıbrıs’ı, Kıta Sahanlığını, Ermenistan, Kürdistan tavizlerini emperyalist babalarına söz vermiş icraatlarının yanında, Menderes’in yaptıkları solda sıfır kalmaktadır. Kaybettikten sonra kelle alınması Kıbrıs’ı geri getirmeyecektir Paşam. Türk Ulusunun düşünceleridir. Türk Ulusuna açıklamalarınızda, endişelerinizde dış merkezlerin saldırılarını, yerli maşaların azgınlıklarını göğüsleyebilecek güçte olduğunuza şüphemiz yoktur. En önemlisi Türk Ulusu emrinizdedir Paşam. Kıbrıs’ı ilhak ettiğinizi açıklamazsanız ilk cephemiz düşmüş olacak ve arkası çorap söküğü gibi gelecektir…Bunu durdurun Paşam, lütfen durdurun..” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 10.11.2003 tarihli Sinan AYGÜN isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Ulusal güçlerin birlikte hareketi kaçınılmazdır, yardımlarınızın önemini ve anlamını Türk Tarihi altın sayfaları arasında sonsuza kadar saklayacaktır Sayın Başkan..”şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 08.01.2004 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…hizmetlerinizin yeniden elde edeceğimiz ikinci bağımsızlık mücadelemizi anlatan tarih sayfalarındaki yerini alacağını ifade etmek istiyorum…” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 10.02.2004 tarihli Metin A. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “.. Türkeli Dergisi ile ilgili Kemal Ağabeyimin yapmış olduğu araştırmada; Taner Ünal’ın Sizin de bahsettiğiniz üzere MHP kökenli olduğu, kooperatifçilik yapmış olduğu, hatta MHP nin son kongresinde aday olduğu, pek düzgün olmayan bir geçmişi ile bilindiği gibi verilere ulaşılmıştır…(Kemal ağabeyimin ve Sizlerin) her ikinizin de takip edildiği ve telefonlarınızın dinlendiği gerçeğini göz ardı etmememiz ve sürekli uyanık ve tedbirli olmamız gerektiğinden Sizlere konuyu belge geçer yolu ile iletmeyi uygun gördük. Hatta birkaç yıl sonra Çankaya’da yükselen bir ateş ve tüten bir duman görürseniz, sakın şaşırmayınız... O bağımsızlığımızın dünyaya duyurulması kutlamalarının işareti olacaktır, o ateşi yakmak için sabırsızlanıyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 18.03.2004 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…geçen hafta sonu Jandarma Genel Komutanlığın’da Paşa’nın emriyle bir toplantıya çağrıldım... konuşulan ve paylaşılan konuları ancak karşılaştığımızda Size aktarabilirim.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 21.04.2004 tarihli Jd.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Ziraat Bankası Dış İşlemler Operasyon Daire Başkanı Güner A Beye malum konudan Türk Silahlı Kuvvetlerinin uzun zamandır haberdar olduğunu, bu vesile ile Türk Ulusunun Devleti ile birlikte ayakta kalabilmesi için her bir bireyin katkısının vazgeçilmez olacağını, malum konudan tarafım sayesinde değil de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bizzat haberdar olduğunu hissettirmenizi, bu bilgilere dünya durdukça ulaşmanın geleneksel Türk Devleti bekasının bir gereği olduğunu Batılı Ülkeler Almanya, Fransa, İngiltere örnekleri vererek ifade etmenizi, bu konuyu Batılı ülkelerde Mali Polisin yaptığını, ülkemizde her kurumun Siyasi iktidarlar elinde istismar edilmesi nedeniyle ülkemiz bakımından hayati öneme haiz bu ve benzeri konuların Türk Silahlı Kuvvetlerine kaldığını belirtmenizi, Albayım özellikle bu bilgilere ulaşmak için Mahkeme Kararı çıkartmak gibi bir çözüm şeklinden asla bahsetmemenizi, bu hak ve yetkilerin Devletimizin Kurulduğu gün Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Ordusuna verildiğini belirtmenizi,

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her bilgi ve belgeye istediği anda ulaşmasının Devletimizin günümüzde getirildiği durum nedeniyle önemli olduğunu, Türk Ulusunun Türk Silahlı Kuvvetlerine güvendiğini ancak katkılarının beklendiğini ifade etmenizi önemle istirham ediyorum…“Not: Albayım toplantıdan önce Güner Arslan ve konuyla ilgili düşüncelerimi öğrenmek konusunda emrinize amadeyim. Dahili telefonumdan rahat konuşma imkanım bulunmaktadır.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 20.07.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Ulusuna Bildirge niteliği taşıyacak bir Gazetenin acil olarak ihtiyacımız olduğunu belirtmek isterim. …Söz konusu Gazeteye gönüllü olarak ve bundan büyük bir haz duyarak makale verecek Ulusalcı araştırmacı yazarlarımızın artık var olduğunu bilmek büyük bir imkan olup, Türk Ulusunu uyandırmak yolunda önemli mesafeler aldıracağı, siyonist emperyalistlerin Türk Ulusuna kolay kolay etki edemeyeceklerini, Türk Ulusunun uyandırılma süresini kısaltacağı düşüncelerini taşımaktayız. Paşam, bu konuyla ilgili olarak Türk Ulusunun ve Türkiye Cumhuriyetinin geleceği için yapacağınız hizmetin Türk Ulusunun bir an evvel yönetimde hakim olmasına imkanlar, fırsatlar hazırlayacağı muhakkaktır... Türk Ulusunu emperyalist, siyonist AB ve ABD ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere bu gazete ile ya da bir TV kanalı ile Türk Ulusunun layık göreceği tokatı atma fırsatı doğacak ve Türk Ordusunu yıpratacak bir ihtilale gerek kalmayacaktır düşüncesindeyiz. Çünkü bu kez yapacağınız bir ihtilalin Ulusal Tam Bağımsızlıktan, Ulus Devlet varlığımızdan yana olmasını, Vatan ve Devlet hainlerinin ise kafalarını almasını bekleriz… Candan E. bir Türk çocuğudur, günümüz İstanbul Valisi ve Devletimin en tepesindeki diğer bir çok zevat gibi Süryani değildir. Bunun için de korunmasını, kollanmasını beklemenin hakkımız olduğunu bilmenizi isteriz. … Türk Ulusunun Devlet kadrolarından bir bir tasfiyesine ve öldürülmelerine dur demek zamanı gelmedi mi Paşam ? Siyonist emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından öldürüldüklerinden sonra mı kendilerine selam duracaksınız…? Onlar hayatta iken kendilerine ulaşmanızın anlamı, ehemmiyeti, öldürüldükten sonraki milyonlarca selama bedel diye düşünüyoruz Paşam….Değerli Büyüğüm, 30 Ağustos’da Orgenerallikteki sürenizin dolduğunu biliyoruz. …Temenni ederiz ki zati âlinizden boşalacak Makama emperyalistlerin emrinde olmayacak değerli bir Türk Subayının Sizi aratmaksızın gelmesi ve Sizin kadar Türk Ulusuna güven vermesidir. Acaba böyle mi olacak diye endişelerimizi zati alinize iletmek, Sizinle paylaştığımız düşünce ve tespitlerimizi kendileri ile de paylaşıp paylaşamayacağımızı bilmek ve sormak isteriz.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 17.08.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Paşam, emirleriniz üzerine komutanlığınız yetkililerinden Alb. Cengiz Y. Sayın Candan E. ile irtibata geçmişlerdir. ..söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler. Sayın Candan E.’in Komutanlık Yetkililerinizin de dinledikleri üzere inanılmaz ölçüde bilgilere sahip olduğu düşünülürse, Bakanlıkta kalmasının sağlanmasının Asıl Devletimiz açısından fayda temin edeceğini ifade etmişlerdir…Konuyu Yüksek Makamlarınıza iletmenin gereğine inanmaktayım Paşam. Sayın Candan E.’in Ankara’da bulunması ASIL Devletimizin menfaatleri için önemlidir, vazgeçilmezdir.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler…Not: Albayım, konuyla ilgili aynı bilgiyi içeren bir notu Paşa’ya iletilmek ve bilgilenmesini sağlamak üzere Yaveri Yarbay Müfit Beyin odasındaki faksa da geçtim” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; ““Albayım, Sizleri aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Sayın Candan E. beyin T. C. ANKARA 11.İdare Mahkemesinde açılmış bulunan 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili dava 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. lehine sonuçlanmış bulunmaktadır…söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da Sayın Candan E. lehine sonuçlanmasına bu davanın dayanak ve örnek teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz eder …Candan E.in Ankara’daki görevinde kalması için ikinci davada yardımlarınızı beklediğimizi belirtiyorum…” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 06.09.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Paşam, Sizleri, Yüksek Makamlarınızı hayati aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Mülkiye Baş Müfettişi, Sayın Candan E. Beyin, Ankara 11.İdare Mahkemesinde 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili açılmış bulunan dava, 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. Beyin lehine sonuçlanmış bulunmaktadır. … söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da, bu durumda Sayın Candan E.Beyin lehine sonuçlanmasına dayanak teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz ediyor…Yüksek Makamlarınızın malumları olduğu üzere, Sayın Candan E.’in Ankara’da Mülkiye Başmüfettişliği görevinde kalmasının Asıl Devletimizin ayakta ve hayatta kalması için önemine ve gereğine inandığımızı belirtirken, Müfettiş olması nedeniyle inanılmaz bilgi ve belgelerin sahibi Sayın Candan E. Beyin bildiklerinin, Türk Ulusunun bir gün gereğini yapmak üzere Yüksek Makamlarınız nezdinde kayda alınmasının ehemmiyetine bir kez daha dikkatinizi çekmenin Türklük görevimiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz Paşam. Arz ederiz…NOT: 1- paşam, bundan sonra elime ulaşacak bilgi ve belgeleri yine size mi yoksa Org.sayın F. T. paşamıza mı iletmeliyim, bunu izninizle öğrenmek istiyorum” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 18.01.2005 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…şahsınıza arz ettiğim Sayın Mülkiye Başmüfettişi Candan E. Beyin Ankara İdare Mahkemesindeki iki davasının da Siz değerli ve duyarlı Türk Komutanının katkıları sayesinde lehine sonuçlandığını ve İçişleri Bakanlığındaki Başmüfettişlik görevine başladığını Yüksek Makamlarınıza iletmekten sevinç duymaktayız. Sayın Candan E.’in Yüksek Makamlarınıza iletilmek üzere şahsıma ilettiği belgeler mektubum ekindedir. (Ek no: 3 Candan E.) ) Arz ederim.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 06.09.2004 tarihli Tümgeneral Sabri D. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Ulusuna 85 yıl önce biçilen sömürge gömleğini 1923- 10 Kasım 1938 den beri 66 yıldır yeniden ısrarla giydirmeye çalışan emperyalistler ve işbirlikçilerine gerekli dersi bir kez daha olmak üzere yine Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Ulusu birlikteliği vereceğine inancımız tamdır. Gizli Öncülüğünüz kaçınılmazdır.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 16.09.2004 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…biraz önce bir büyük Türk çocuğu Sayın Candan E. bey ziyaretlerime geldiler. Meşrutiyet’te yaşanan hadiselerden bahsettiler. Değerli İnsan, Türk Yurdu ve Türk Devleti için gerekli insan Siz neden bana bu konudan bahsetmediniz… Meşrutiyet, Türk Ulusunun Ankara’dan yön ve yol bulmasında bir karargah merkezidir. Meşrutiyet, içeri giren insanı kendiliğinden etkileyecek zaman ve mekanüstü bir yer olmalı, havası büyülemeli, hatiplerinin söylemleri ise özellikle ilk kez gelen insanı kalbinin en hassas yerinden vurmalı, yerinde oturtmamalı, heyecanlandırmalı, ayağa kaldırmalı. Meşrutiyet kuralları sıkı, insanları sadık, Önderi’nin ışığında tüm Anadolu’yu sallamalı, depremleri şiddetli olmalı…. Tabii emperyalizme karşı dikkatli ve kendini korumalı. Meşrutiyet’in sırları olmalı…. Fikirler ve eylemleri sadece kurmay heyeti bilmeli…. Kurmay heyet arasında sır ve soru işareti olmamalı. Az insanla çok iş yapılmalı…Sayın Ergün POYRAZ bey ile de Kemal Bey’den konuşmasını isterseniz…. Kendisinin olaya çeki düzen vereceğine şüphem yoktur. ..Sizinle paylaştığım her cümle bir sırdır ve sadece Kemal Beyle paylaşılır. Karargahın sırları sırlarımızdır. Sadece dikkat etmemiz gereken husus sırlarımızı kimlerle paylaştığımızdır…NOT: …Meşrutiyet’te çalışmasına vesile olduğum Türk kızının yaptığı hatadan dolayı beni bağışlayınız lütfen. Dünya’daki hadiselerden habersiz olmasının, karargah merkezimize gelebilecek olumsuz amaçlı insanların anında tespitine yarayacağını ve emperyalistlerin ilişki kurmada zorlanacakları bir çocuk olacağını düşündüğümdendi. Sizlerin bu manada üzülmesine sebep olmamdan dolayı özür diliyorum, lütfen kabul buyurunuz. Kendisine ulaşıp, edindiğim bilgileri en kısa zamanda Şahsınıza aktaracağım. Bilgilerinize… Telefonla paylaşma imkanımız olmayan konulardı.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 14.01.2005 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın E.Poyraz ve Sizin birlikteliğinizin ölçülerini, boyutunu, derinliğini bilmiyoruz, onun için de gerek dostluğunuzu gerekse Ulusal Birliktelikteki beraberliğinizi yanlış anlamış olmaktan çekiniriz….Sayın E.Poyraz’ın etrafında son senelerde olan şahıslar ve ilişkileri son derece önemli. Size karşı düşünce ve tavır manasında yaşadığı tedirginlik ve saldırganlığının arkasına iyice bakmamız gerekiyor…Bu yön iki senedir Sayın Kemal Aydın Bey’in yurt çapında ulusal kafa taşıyan Türklerle yaptığı görüşmelerdir. (ki bayağı yol almış bulunuyoruz, bunları Size açıklamak ve Sizinle paylaşmak fırsatımız olmadı, inşallah olacak ) Birlikteliğimizin Yönetim Kadrosunun, Beyin Heyetinin bir elin parmakları kadar kişiyle devamı, istihbarat servislerinin sırlarımızı, hedeflerimizi uzun süre öğrenmelerine engel olacaktır diye düşünüyoruz…düşüncemiz odur ki her üç ayda bir Kurmay Heyet olarak bir araya gelip hadiseleri, kat edilen yolları, yapılması gerekenleri görüşmemiz ve bunları zabta geçirmemiz geleceğe dair yolumuz için son derece faydalı olacaktır diye düşünüyoruz. (Bu şahsi düşüncemdir, henüz Sayın Kemal Aydın Beye söylemedim, şu anda mektubu yazarken aklıma geldiği için Sizinle paylaşmak istedim)” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 19.10.2005 tarihli Hatice BAHTİYAR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Aylardan beri müthiş zorluklar yaşadığınızı biliyoruz, fiziken yanınızda olamamamız nedeniyle Sizlerden uzak olduğumuzu, halinizden anlamadığımızı zannetmeyiniz. Tanrı şahittir ki her günümüzde Size TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARINA maddi olarak yardım edememenin hüznünü yaşadık. ..Üstlendiğiniz görevin kutsiyetini ve Türk Milletinin hak ettiği idarecilere kavuşması için ULUSAL MÜCADELEDEKİ yerini kalemimiz yazmakta aciz kalmaktadır.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

Neriman AYDIN adıyla 09.11.2005 tarihli Sevgi ERENEROL isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Milletinin Ulusal uyanışında bir büyük mücadeleyi zaferle sonlandırmak üzere tarihi bir sorumluluğu üstlenen Sayın Kemal Aydın Bey’in Size ulaştırmamı rica ettiği sözlerini mektubum vesilesi ile Sizlere ve Erenerol Ailesine iletmek istiyoruz: “TÜRKLÜK MÜCADELESİNDE SEVGİ ERENEROL HANIMEFENDİYE TÜRK’ÜN TANRI’SINDAN BİTMEK TÜKENMEK BİLMEZ BİLGİ VE GÜC DİLİYORUM. BU BÜYÜK TÜRK’ÜN MÜCADELESİ GÖGÜSÜMÜZÜ KABARTMAKTADIR. BU ASİL MÜCADELEYİ YAPANLARIN EMRİNDE OLMAK BİZLER İÇİN BÜYÜK BİR ŞEREFTİR. TAŞIYACAĞIMIZ EN BÜYÜK ŞEREF MADALYASIDIR. ŞARTLAR GEREĞİ FİZİKSEL OLARAK YANLARINDA OLAMIYORUZ. ANCAK ULUSAL MANADA,YENİDEN TAM BAĞIMSIZ DEVLET FİKRİNDE, İŞTE VE EYLEMDE KENDİLERİYLE HER AN BİRLİKTE OLDUĞUMUZDAN HABERDAR OLSUNLAR. SEVGİ HANIMA SAYGIMIZ VE TEŞÜKKÜRLERİMİZ VARDIR. Kemal Aydın 05332369786)…” Şeklinde beyanların yer aldığı,

Neri adıyla Günaydın ablası hitabı ile başlayan mektupta; “Dün Merdan ile beraberdik, 3-4 saat sohbet ettik, kulaklarını çınladı mı.. Cumartesi Kemal Abimle Kütahya'da bir toplantıdaydık... Merdan aramasaydı Pazar günü de görüşemeyecektik... Eskişehir'de küçük bir toplantı ve bilgilendirmemiz oldu...sonra Kütahya'da.. gece de döndük ve Merdan'a yetiştik...Kemal abim, Merdan'a çok değerli bilgiler verdi, sana aktaracaktır, sanıyorum... Bunu her toplantıda yaşıyoruz: Türk insanı her şeyi ama her ihaneti biliyor... alt alta koyabiliyor.... Yalnız bunları bilmesine rağmen hala aynı konuları paylaşmak istiyor... Bu bize zaman kaybettiriyor... Oysa madem ihanetler ve hainleri biliyoruz...O zaman şunu konuşmalıyız Bize ne görev veriyorsunuz ? Biz ne yapmalıyız ? Bizden vatanımız ve devletimiz için ne istiyorsunuz..? …Mesela Kemal abinle gittiğimiz toplantılarda biz bu konuya - zaten insanlar ulusal manada hazır oldukları için- en fazla 30 dakika ayırıyoruz...Hemen yapacaklarımıza, birlikteliğimizin nasıl sağlanacağına, eylemlerimize geçiyoruz...” Şeklinde beyanların yer aldığı,

“NER-AY 7.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 169 sayfadan ibaret olduğu,

neaydin@ziraatbank.com.tr isimli e posta adresinden 24.11.2005 tarihinde holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresine gönderilen e postada; “.. KEmal AYDIN benim ağabeyim... üç bucuk yıldır muhteşem bir hareketin önderliğini yapmaktadır... Sadece bu kadar söyleyim...Çünkü e mail ortamında daha derin bilgilerimizi paylaşmanın sakıncaları malumlarınızdır ... inşallah Sizleri karşılaştıracağım... bir İzmir seyahatimiz olacak inşallah...” Şeklinde beyanların yer aldığı,

neaydin@ziraatbank.com.tr isimli e posta adresinden 24.11.2005 tarihinde holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresine gönderilen e postada; ““Çünkü Türk Milleti fikren büyük bir taarruza hazırlanmakta...Bu taarruz Türk Milletinin cevheri aslisi TÜRK OLANLARIN yeniden TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNE idaresi ile neticelenecek inşallah... Çok çalışıyoruz Sayın Ölmez, çok çalışıyor, çok bilgileniyor, ve bilgilerimizi TÜRK MİLLETİNİN her ferdi ile paylaşıyoruz... Tanrı hızlandırsın ....Tanrı Türk Milletini birbirinden haberdar etsin..... mesela, İzmir'de çok değerli bir Yazarımız var Sayın Metin A. Biz kendileri ile sık sık biraraya geliyoruz... Harika eserleri var... BİTMEYEN OYUN, AVRUPA BİRLİĞİNİN NERESİNDEYİZ, KEMALİZM , TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI , TÜRKİYE ÜZERİNE NOTLAR...VS....” Şeklinde beyanların yer aldığı,

holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresinden 28.11.2005 tarihinde Neriman AYDIN’a gönderilen e postada; “Lutfen agabeyinize selam ve saygilarimi iletiniz. Ben de bu mucadeleden umutluyum ve her inanan gibi uzerime duseni seve seve yapmaya kararliyim” şeklinde beyanların yer aldığı,

neaydin@ziraatbank.com.tr isimli e posta adresinden 06.12.2005 tarihinde holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresine gönderilen e postada ;“..Bu çetin yılları hep birlikte aştığımız, hainleri ve işbirlikçileri bertaraf ettiğimiz gün Ankara'da büyük Türk şöleni yapacağız, Atamızı, kendisine layık evlatlar olduğumuza şahit kılacağız İnşallah...

67 yılda Türk Milletinin elinden alınan Devletimizi elbette 67 günde geri alamayız. not:kemal ağabeyim bilgilendirmede bulunmak üzere bu gece acilen İzmir'egeliyor... İzmir'de müsait olması halinde Size bilgi vereceğim Efendim...” şeklinde beyanların yer aldığı,

Neriman AYDIN adıyla 01.02.2006 tarihli Akhmed AKHMEDOV isimli şahsa gönderilen e postada; “Bu göreviniz Türk Ulusunun Rusya ile gelecekte bizlerin yönetiminde kuracağı ilişkilerde temel teşkil edecek... Kemal Abimin önderliğinde, Türk Ulusunu uyandırma ve bilgilendirme faaliyetlerimiz son hızıyla ve büyük coşkular ve katılımlarla devam etmektedir Sevgili Kardeşim” şeklinde beyanların yer aldığı,

“plazma tarihçesi.doc” isimli MSword dosyası içerisinde: şüpheli Ercüment OVALI isimli şahsın 31.08.2007 tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT’a hitaben yazdığı ve tamamı 9 sayfadan ibaret mektup olduğu, söz konusu mektup içerisinde; “ … Ülkemin benim uzman olduğum alanda iki büyük gereksinimi vardı…ülkemizin her yıl 300 milyon dolar ödeyerek satın aldığı bazı ilaçları (insülin gibi), dokuları ve hatta gerektiğinde biyolojik silahlar üretebilecek bir biyoteknoloji merkezi idi…Her türlü silaha karşı tedbire sahip olmasına rağmen Biyolojik silahlarla savaşma konusunda yeterli hazırlığı olmayan ülkeme biyolojik savaş endüstrisini kurmaktır. Nitekim bu gün 1 trilyon borcu olan, zorlukla ayakta kalan bu küçücük şirkete, onun yaratıcısı olan bana yapılan ulusal ve uluslar arası saldırının 2 nedeninden biri ATİ tesislerinin 15 günde bu silahı üretece hale gelebilecek şekilde dizayn edilmiş olması…” şeklinde beyanların yer aldığı,

“YAZI-1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; şüpheli Neriman AYDIN’a değişik tarihlerde gelen ve gönderilen e-postalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili medya vs. temin edilen belgelerin bulunduğu 105 sayfadan ibaret belgede:

-NOYAN ÇALIKUŞU [1] isimli e-posta adresinden 09.10.2006 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; “Merhaba Neriman Teyzecim, … Bir Harbiyeli olarak diğerleri gibi kendimi milli konularda eksik hissediyorum. Bana birkaç kaynak gönderebilir misiniz? …Saygıdeğer Kemal Amcama çok selamlarımı iletin.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman Aydın tarafından 09.10.2006 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada; “Merhaba Teyzesi…Evet çalışmalar son hızla devam ediyor, Türk Milletinin feraseti, ve Tanrı vergisi hasletleri bizlere her gün yeni mucizeler yaşatıyor. Bunları gördükçe daha fazla heyecan ve yüksek oranda enerjimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz, canım Teyzesi. Bir kaç gün önce biz de Kemal Amcanla senden söz ettik… Sen öyle bir insanla tanıştın ki, seni her konuda yetiştirecek, geleceğe hazırlayacak engin bir bilginin sahibidir kendisi. Zaten böyle olduğu için bizlere önderlik yapmaktadır… Bayramdan sonra Kemal amcan bir hafta sonunu sana ayırmak istiyor... Ne zaman müsait olursan beni arayabilir söyleyebilirsin Teyzesi...” ifadelerinin bulunduğu,

-NOYAN ÇALIKUŞU [2] isimli eposta adresinden 26.10.2006 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; “…Siz ve Kemal Amcamın aynı coşku ve heyecan ile biz Harbiyelilerin timsali olması dileklerimle...”şeklinde beyanların yer aldığı,

“Kitap1.xls” isimli Excel dosyası içerisinde; 80 işiye ait kesinleşmiş mahkumiyet hükümleri, hüküm maddeleri, verilen ceza ve çektiği ceza, “Kitap2.xls” isimli Excel dosyası içerisinde de, idam cezası almış olan 157 kişinin şahsın isim, doğum tarihi, idam tarihi, yaş, iş, medeni hal, idam şekli, aile ve akrabalarından başka idam edilen başlıkları altında kayıtlı bilgilerin bulunduğu,

30112007136.jpg, DSCF1625.JPG, DSCF1626.JPG, DSCF1631.JPG, DSCN1177.JPG, DSCN1179.JPG, DSCN1183.JPG ve P1000835.JPG isimli resim dosyaları içerisinde; yer ve zamanı belli olmayan bir toplumsal gösteri yürüyüşü ile şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ isimli şahsın mezuniyet töreninde çekilmiş fotoğrafların olduğu,

“ati sermaye ve bilgi.ppt” isimli Power Point dosyası içerisinde; şüpheli Ercüment OVALI isimli şahsa ait Ati Teknoloji isimli firmanın faaliyetleri ile ilgili hazırlanan 78 sayfalık sunum olduğu,

07 NOLU CD içerisinde;

-Neriman Aydın tarafından 10.01.2007 tarihinde ismail / adana isimli şahsa gönderilen e postada; “…Büyüğümüz bir müthiş Türk olup, bize 4.5 yıldır Önderlik yapmaktadır. Türk Mİlletinin oylarıyla Türkiye Büyük Milleti Meclisi hükümetlerine kavuşanların 10 kasım 1938 saat 9:06 dan beri hiristiyan ve yahudi emperyalist düşmanlarımızla işbirliği yaparak TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNE TÜRK MİLLETİNE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E TÜRKİYE'YE TÜRK ORDUSUNA TÜRK BAYRAĞINA ihanet edenleri ve arkalarındaki düşmanlarımız israili amerikayı ingiltereyi ve avrupa birliği ülkelerinin üzerimizdeki işgal emellerini durdurmak ve Devletimizin iradesine sadece Mustafa Kemal Atatürk'ten ve Türk milletinden emir alan Türk Milletinin evlatlarını hakim kılmak için büyük bir mücadelinin öncüsüdür Büyüğümüz.

Ne MİT'in ne Ordunun ne CIA nın ne Mossad'ın ne MI5 in ne alman istihbaratının adamı değildir, mason değildir. Hiç bir siyasi teşkilatın derneğin vakfın sivil toplum kuruluşlarının üyesi değildir. Türk Milletine mensuptur M Kemal Atatürk'ten emir almaktadır. İlahi manada emirleri Yüce Allah'tan ve sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed'ten almaktadır…Davamız Türkiye Cumhuriyetini kaybetmemek davasıdır... ihaneti cezalandırmak davasıdır...” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman Aydın tarafından 24.01.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli şahsa gönderilen e postada; “Harbiyeli, Bir ermeninin (Hrant Dink) hangi emeller için neden ve kimler tarafından vurulduğunu elbette tahmin edecek ferasettedir Türk Milletinin evlatları... Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Ermeninin ermenistan ile kuracağı asil damarında mevcuttur." 13 Şubat 2004 Hrant Dink Hoşgidişler ola Mustafa Kemal Paşa. Hrant Dink

Katil Devlet.... Hrant Dinkin ardından PKK

Şimdi kanları daha mı temiz oldu Sera Dink 22 Ocak 2007

Devlet taşlarının altını temizlesin, onu öldürerek kurtulamaz Rakel Dink 22 ocak 2007

PKK ve DHKP/C : Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz 22- 24 Ocak 2007

Dink milli kuvvetlendendi Emin Gürses 23 Ocak 2007” şeklinde ifadelerin geçtiği,

-Neriman Aydın tarafından 29.01.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada; “…Türk ordusunun üst rütbedeki amerikancı -mason paşalar alt rütbedeki Atatürk neferi subaylar tarafından saf dışı bırakılırsa emperyalist halim ne olur diye tereddüt ettiğinden Türkiye'ye vurmayı geciktirmişlerdir... Yoksa Türk Milletini sindirmeyi çoktan başarmışlardır... hem de Atatürk'e sövdürerek…İstanbul'dan misafirlerimiz vardı, Şifre Çözüldü Kitabının yazarı Ali Özoğlu Bey... Sabahladık... ama ne sohbet Teyzesi... 10 gün öncede Kemal Amcan Karadeniz de özel bir TV kanalında 1 saat konuştu, yalnız o konuştuktan sonra programı yayından kaldırdılar, bütün Karadeniz ayakta...” eklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman Aydın tarafından 20.02.2007 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsa yazılan mektupta; ““Bizim düşüncemiz ise millet bu büyük davayı bir güç halinde konuşuncaya kadar Önder’i bu tür emperyalist tedbirlerden ve yaratacakları bilinçli ve amaçlı tehlikelerden uzak tutmaktır. Onun içindir ki, ulusal yayın kuruluşlarında şimdilik program yapmasını milletimizin geleceği için sakıncalı görmekteyiz benim Sevgili kardeşim.. Türk Milletini bu güzellikten yoksun bırakmamaktır tüm emelimiz, amacımız . Onun içindir ki bugünlerde bir tv programı kendisine sizin de bizim de engel olamayacağımız zararlar verebilir. Ama aynı düşüncenin neferleri olarak sizler, Büyüğümüzün yerine ortak tespit ve düşüncelerimizi tv programlarına katılarak milletimize duyurabilme fırsatlarınız olursa bunlar milletimizin geleceğini emin ellerde gördüğümüzün işaretleri olacaktır…Biz sizin de tv yayınlarına çıkmanızı sakıncalı görmekteyiz…Ancak yine karar Önderimizin ve sizindir… Kemal Aydın’dan ve Ali Özoğlu’ndan birer tane daha olsaydı keşke, ama yok… yok yok.. Öncelikli görevimiz sizi gücümüzün yettiğince korumaktır… ” ifadelerini bulunduğu,

-Noyan ÇALIKUŞU tarafından 20.02.2007 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; “Değerli büyüklerim Kemal Amcam ve Neriman Teyzem… Siz büyüklerimin bizlere vermekte olduğu fikir beyanatları, ileride atılacağımız kıta hayatında bizim görevlerimiz nazarında çok stratejik bir noktaya sahip olacaktır… Türk Yurdu içerisinde, oluşturulmak istenen "etnik ekalliyet" kümeleri, büyük bir ihanetin pençesindedir ve Sevr Antlaşması'nın önümüzdeki günlerde önümüze konulması ile, büyük bir oyunun parçaları olmaktan geri kalamayacaklardır… Siz değerli büyüklerimizin nihayetsiz büyüklükteki bilgi dağarcığından yararlanmak ve sizlerin ruhlarımızı şahlandıran değerli sözlerinizi tekrar dinlemek için huzurunuza gelmek istiyoruz. Affınıza sığınarak pazar günü eğer müsaitseniz çok değerli vakitlerinizi almak istiyoruz. Ellerinizden öper, sağlık ve mutluluğunuzun daim olmasını dileriz. Eren MUMCU, Noyan ÇALIKUŞU” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman Aydın tarafından 21.02.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli e posta adresine gönderilen e postada; “Merhaba Teyzesi, Büyüğümüzle görüştüm pazar günü müsait sizlerle görüşecek, aklınıza takılan, sizi rahatsız eden tespitleriniz, sorularınız varsa yazmayı unutmayınız...Bilgilenmek istediğiniz her konuyu da ayrıca not ederseniz, sizler için hepimiz için çok daha faydalı olacaktır… biz değil intikamda ve ihanette yarışanlar ölmeli. çünkü bu vatanda yaşamayı hak etmiyorlar, bu devletin makamlarını asla hak etmiyorlar... aldıkları her nefes attıkları her adım haram onlara... haram olduğunu biz biliyoruz onlar da öğrenecekler.. Büyüğümüz Kemal Aydın bey adına teyzeniz olarak sevgilerimizi gönderiyoruz ... ” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Noyan ÇALIKUŞU tarafından 06.03.2007 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; “Merhaba Neriman Teyzeciğim, Cuma günü ile ilgili olarak sizin ve Büyüğümüzün ve Selda‘ nın isimlerini yazdırdım. Sizleri Atamızın mezun olduğu Harbiye de görmekten, sizin gibi Atatürk ün açtığı yolu kapattırmamaya yeminli, yüksek vatan sevgisiyle dolu saygıdeğer Büyüklerimin buraya gelmesinde bir vesile olmaktan onur duyuyorum. ” şeklinde beyanların yer aldığı,

19 nolu Cd içinde; DSCF1597.JPG, DSCF1631.JPG, DSCF1681.JPG ve PICT0056.JPG isimli resim dosyaları içerisinde şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’nin mezuniyet töreninde çekilen fotoğraflarının bulunduğu saptanmıştır.

c-Telefon Görüşmeleri

[değiştir]

Tape No:6804’de kayıtlı 06.01.2008 günü Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmede; Görüşmenin başında Neriman AYDIN askeri öğrenci olan Emre isimli şahsın Disiplin Kuruluna çıkacağını, onun için savunma hazırladığından bahsettikten sonra NERİMAN AYDIN’ın “…bu tarafta binler yüzlerce çocuk var ve Kemal abini dinlemek için sırada bekliyolar bir dakika bırakmıyolarki o Harbiyeli çocuklar yani yeni çocuklar” dediği,

Tape No:6835’de kayıtlı 20.03.2008 Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmede; D.ALİ ÖZOĞLU’nun “Noyan falan döndü mü abla” dediği, N.AYDIN’ın “Noyan Eğirdir de amcası Özel Kuvvet” “Amcası çok selamları var dünde Mehmet Ali Çelebi nin var selamı” “Noyan da Özel Kuvvet seçmelerin de bunu epeyce bir sıkıştırmışlar aradı bizi Pazar günü valla diyor dayandım Kemal amcana” dediği, D.ALİ ÖZOĞLU’nun “İyi çok iyi yok o çocuk güzel şeyler yapacak” dediği, N.AYDIN’ın “İnşallah sayende amcaları valla sayende hep sen onlara idol oldun örnek oldun gıptayla seni izliyorlar” dediği,

Tape no: 6838 de kayıtlı 20.3.2008 günü Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmesinde; Neriman’nın “Siz dediniz biz boynumuz kıldan incedir, Siz durursan dururken başka yerden de avukat bulacak halimiz yoktur böyle birşey zaten abin diyordu ki kardeşlerim birini bize işaret etseler di vekaletlerimiz onlarda bulunsa hani herhangi birşey olur" dediği Durmuş Ali'nin “Bir yandan da şey sıkıştırıyor en üstteki sıkıştırıyor” dediği Neriman’nın “Evet durması gerekiyor” dediği Durmuş Ali'nin “Yani bütün ihalelerde bana kaldığı için”, “İşte ajans orası baya bir zor duruma düştü bu sıralar”, “Yani onu biraz kalkındırmaya çalışıyoruz”, “Çünkü ajans elimiz ayağımız bizim” dediği Neriman’nın “Şu Fenerbahçe menerbahçe azıcık birşey vermiyor mu”, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihalelerinden paraları götürdüler” dediği Durmuş Ali'nin “Ablacım malesef vermezler” dediği Neriman'nın “Sıcak mısınız soğuk musunuz” dediği, Durmuş Ali'nin “Islak ve soğuk” dediği Neriman'nın “İnşallah ben de o güne kadar 200 lira ... abini abine dedim ki yani 200 lira adama 1 Trilyon borcu var öbürü sen şu hocaya söyle dedim adam gibi çalışsın ürünleri üretsin çabuk ay ay nasıl gülüyor diyor ki doğru söyle parayı ihtiyacımız var dedim Allah ım yarabbim Ajans ihtiyacı var herkesin yayın evi battı yetişin” dediği,

Tape no:6851’de kayıtlı 9.4.2008 günü Durmuş ali özoğlu ile yaptığı görüşmesinde; Neriman’nın “Bizi satıyorsunuz derler buna onun ayaklarından öpüyoruz kurban oluruz ona Allah onu bu memlekete baş etsin bu devlete”, ” Çok ediyşor inşallah bir ilaç milaç işte tedavi uygularlarsa durdururuz seni sorup duruyor tabi orda çarşaflı hanımlar sağlık hizmeti almaya gelmişler Hacettepeye bunlar ne dedi annem bunlar Atatürke başkaldıranlar dedim anne dedim yakında BUNLARI KESECEĞİZ DEDİM ”, ” Çelebi çok önemli bir bilgi verdi onu kaleme alacağım ama alıyorum bir iki sayfa tutacak ablası kahramanım ona sana gönderdiğimiz en son Harbiye ile ilgili şeye ekleyeceğiz ama çok dehşet bir şey rezalet yani rezalet yani ne sen duy nede ben söyleyim rezalet bir şey belkide biliyorsunuzdur” dediği Durmuş Ali'nin “Şimdi elindeki ürünler kaç ürün var abla " dediği Neriman'nın “Ablası çok slayt gönderdi bana o slaytı sana vereceğim Flaş Diske almış onu sana gönderebilinim verdikleride var geleceksen elden vereyim nasıl istersen birde onlar ile birlikte sana birde bu işi abin söyleyecek işte bunu hazırlayalım dedik yazım olarak bir yol çizelim dedik nasıl olursa nasıl olacak bunda kimi bulundurmamız lazım Ercümentin yanında siz Devlet olarak yani" dediği Durmuş Ali'nin “Yani şu aşamada onun yanında birini bulundurmak çok riskli" dediği Neriman'nın “Kablama Kablama gibi değil yani Volkan KABLAMA gibi değilde" dediği Durmuş Ali'nin “Değil değil bunu geldiğimizde daha detaylı konuşalım telefonda şey değil”, “Çocuklardan ne haber ablam iyilermi” dediği Neriman'nın “çocuklar iyiler hafta sonu Noyan aradı" dediği Durmuş Ali'nin “Ne yapmışlar" dediği, Neriman'nın “öbür bizim bir Teğmen vardı o da kazanamamış Eren”, O Deha Paşa ile onun şeyi vardı iritibatı var Reha Paşa aynı zamanda hemşerisi Trabzonlu”, “Çok da çalışmış dedim olsun gene çalışmasına devam etsin Noyana sende o da ikiniz de Noyan biliyormu sonucu bilmiyormu bilmiyorum hiç”, “Bende söylemedim hiç bir şey o Ereni sordum teyze kazanamadı dedi olsun çalışmaya devam etsin dedim ben Çelebide çalışıyor amcası o çok çalışıyor Çelebi bir şey söylemedi bende söylemedim”, “dediği Durmuş Ali'nin “Yanlış anlamayın hemen ev değiştireceğiz pozisyon değiştireceğiz” dediği,

Tape no:6853’de kayıtlı 14.4.2008 günü Durmuş ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmesinde; Neriman'nın “Çelebi komutan vardı diyoki Neriman teyze kötü şeyler oluyo harbiyede niye oğlum kötü şey oldumu Neriman teyze iyi şey demek bizim için diyo” dediği Durmuş Ali'nin ”Ne olmuş ne olmuş” dediği Neriman'nın “Ne oldu diyo komutanlar diyo baş bu paşa habire ba harbiyeye baskın yapıyo diyo yalnız ortalıkta öğrencileri kaçırıyomuş komutanlar birini görürde bişey sorar diye valla paşa girer biyerden bu öğrencileri bulur çıkarır dedim bilemem artık” dediği, Durmuş Ali'nin “Sanki onların gittiği yeri o bilmiyor” dediği Neriman'nın “Bilmiyolar sanki dedim öyle biraz güldük senin kulaklarını çınlattık” dediği, Durmuş Ali'nin “Bide yani kardeşinin üstüne yıktıkları işler” dediği

Tape no:6843’de kayıtlı 26.3.2008 günü Durmuş ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmesinde; Neriman'nın “Ankara da da çok koşturuyorlar yargıtay falan herkes” dediği Durmuş Ali'nin “Hı herkes koşturuyor abla ya İstanbul da da çok koşturuyorlarmış”, “Ergenekon mergenekon diye” dediği, Neriman'nın “Öyle mi ergenekon onları çarpsın” dediği, Durmuş Ali'nin “Yav hükümeti yiyecek bu fos hikaye ya” dediği Neriman'nın “Eyvallah aynen öyle canım benim ne var ne yok yakında mısın uzakta mısın” dediği Durmuş Ali'nin “Yani şeyin durumuna bağlı işte bir numaranın durumuna bağlı” dediği, Neriman'nın “Sonra derler ki şey neydi o asena operasyonu” dediği Durmuş Ali'nin “Aman abla onların gücü yetmez öyle şeylere aklı da yetmez”, “Aytekin ne yapıyor Aytekin den ses soluk yok” dediği, Neriman'nın “Evet Alman bankacılığı ve Alman mali sistemini inşallah kurmak istiyoruz burda da”, “Onlarla ilgili çalışmalarını sonuna getirdi çok özür diliyor senden çok sevgileri var orada diğer faaliyetlerine devam ediyor herkesi alt üst ediyor yani haberin olsun” dediği,

Tape No:6867’de kayıtlı 30.04.2008 Neriman AYDIN’ın Durmuş Ali ÖZOĞLU’na gönderdiği mailde; “Ablası, Mustafa Kemal askerleri Ali Kardeşim , Hatice Kardeşim kurban olurum sizi Yaradan Yüce Allah a.. yolunuza canlarımız fedadır... TRT 4 Ankara Radyosunda Onsekizden yirmiye programını sunan GÖKSEL HANIM SİTE İLE İLGİLİ teşekkürlerini ve selamlarını iletiyor sizlere.. "Duygularımıza düşüncelerimize yapmak istediklerimize tercüman oluyorsunuz.. Emeği geçen herkese ALİ ÖZOĞLU BEYE HATİCE HANIMA VE DİĞER ARKADAŞLARINIZA SONSUZ TEŞEKKÜRLER GÖNDERİYORUZ .. Bu iş daha fazla uzamasın artık...TÜRK MİLLETİNİN SABRI KALMAMIŞTIR.... Canımız Türk Silahlı Kuvvetleri için hazırdır. Ordumuzun arkasındayız. Biz Devletimizi yabanda bulmadık. Mustafa Kemal in Devletine sahip çıkması için dua ediyoruz ve destekliyoruz. AMA BU KEZ ÇOK CAN YANSIN, ÇÜNKÜ CANIMIZI ÇOK YAKTILAR" dedi... ve çokça selamlarını ilettiler... TRT Ankara Radyosunda her çalışanın haberdar edildiğini söylediler... ve ısrarlı takipçilerimiz olduklarını söylediler...” yazdığı,

Tape Kayıt No:6694, 03.01.2008 günü Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı görüşmede özetle; Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin “Ali (Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nu kastederek) amcada zaten koymuş oraya yazısını” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Nefis bir yazı koydu değimli Gizli savaşın şehitleri diye resmen açıkladı çok hoş olmuş onu Türk subayları siz genç subaylar heryerde kullanabilirsiniz teyzeciğim” dediği,

Tape Kayıt No:6696 ve 6697, 06.01.2008 günü Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin attığı mesajlarda; “NERIMAN TEYZE MERHABA EMRENIN YARIN DISIPLIN KURULU VAR BIR HAZIRLIK YAPACAK MIYIZ” yazdığı,

Tape Kayıt No:6698, 06.01.2008 günü Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede özetle; Neriman AYDN’ ın “Teğmen le berabermisin” dediği Kemal AYDIN’ ın aramadığını belirttiği Neriman AYDIN’ ın “Bana şeyattı mesaj attı yarın Emrenin şeyi var disiplin kurulu var Neriman teyze nasıl bir hazırlık yapalım diye bende dedim berabersiniz gelinde yazıp vereyim eline” dediği,

Tape Kayıt No:6699, 06.01.2008 günü Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı görüşmede özetle; Neriman AYDIN’ ın “Kemal amcanla buluşuyormusunuz ne yapıyorsunuz, birşey hazırlayalım Emre için, akşama bir biryere gideceğiz onla altıdan sonra yediden sonra” Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin Kemal AYDIN’ ı daha aramadığını belirtmesi üzerine Neriman AYDIN’ ın “Kemal amcan o herzamanki yerinde hemen beraberce gelin” dediği,

Tape Kayıt No:6670, 06.01.2008 günü Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı görüşmede özetle; Neriman AYDIN’ ın “Emre nin sonucunu bekliyoruz” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin “Dört buçuk gibi girdiler Alay komutanıyla alay disiplin kurulu, alay komutanı bazı sorular sormuş işte, Niye böyle bir hareket yaptın, hareketin yanlış değilmi filan demiş” dediği Neriman AYDIN’ ın “Yazılanlara riayet ettimi yani hazırladığımıza riayet etseydi” dediği Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin riayet ettiğini belirttiği, daha sonra telefonu Kemal AYDIN’ ın aldığı ve Mehmet Ali ÇELEBİ’ ye Emre’ nin soruşturmasıyla ilgili olarak “Emre nin yaptıklarıyla Emre nin davranışıyla harbiye şimdi anlamlı oldu, gerçek harbiye oldu” dediği,

Tape Kayıt No:6702 ve 6703, 14.01.2008 günü Durmuş Ali ÖZOĞLU’ na attığı mesajda “ABLASİ SANA E POSTA ATTİM AMA CEVAP GELMEDİ. KURTCULUK YAPANLAR BU AKSAM KOLN DE BUYUK KATİLİMLİ BİR TOPLANTİ YAPİYORLAR. AYTEKİN KATİLACAK EMİRLERİNİ BE KLİYOR.DEMİN SANA SÖYLEMEYİ UNUTTUM. MÜSAİTSEN BU KONUYA DAİR EMİRLERİNİ ALALİM .SEVGİ VE DUALARİMİZLA” yazdığı,

Tape Kayıt No:6704, 14.01.2008 günü Durmuş Ali ÖZOĞLU ile Tape Kayıt No:6702 ve6703 de bahsedilen konuyla alakalı olarak yaptığı görüşmede özetle; Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Bu Aytekinle ilgili, mailimi henüz okudum, onunla ilgili şuan yani ne diyeceğimi bilemiyorum Aytekin in tam olarak ne istediğini de şey yapamadım” dediği Neriman AYDIN’ ın “abin sadece arşivlik görevini yap o tür toplantılarda zaten amaç belli olduğu için dedi size saldırabilirlerde dedi, Görüntü alacaklar kayıt tutacaklar, sadece yerinde ve zamanında belki belki bir soru sorabilirsen dedi akılları karışsın o kadar fazla dedi üstüne gitme bende böyle yazdım ona” dediği Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Sadece o görüntü alabiliyorsa görüntü alsın, ordan not alıyorlarsa orda dağıtılan birşey varsa onları yollarsa” dediği,

Tape Kayıt No:6705, 15.01.2008 günü Ali S.’a attığı mesajda “CUMA GÜNU BERLİN EYALET PARLAMENTOSUNDA KÜRTÇÜLÜK YAPANLAR ALMAN DOSTLARİYLA BİR TOPLANTİ YAPACAKLAR. BU TOPLANTİNİN İZLENMESİ VE KONUSULANLARİN TÜRKÇE METNİ VE GÖRÜNTÜLERİNE MUTLAKA ULASMAMİZ GEREKİYOR. YARDİMİN GEREK KARDESİM. ÜSEVGİLERİMLE NERİMAN AYDİN” yazdığı,

Tape no:6551’de kayıtlı 19.01.2008 günü Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı görüşmede özetle: Mehmet Ali’nin “Tamam ben EMREDEN belgeleri aldım Neriman teyze” “Ee komtanın cevabını kendi savunmasını” “Bursa NUTKUNU filan” “O hazır onu ben sizede verecem yani yarin veririm uygun olursam”dediği, Neriman’ın “Tamam bende onları arz edecem tamam tamam” dediği,

Tape Kayıt No:6711, 19.01.2008 günü Nuriye K. (Avrasya TV de program yapımcısı) ile yaptığı görüşmede özetle; Nuriye K.’ nun “bu hafta Erol MANİSALI gelemiyor o sanıyorum önümüzdeki hafta gelecek, bu haftada ben Sabih beyle konuştum KANADOĞLUyla çarşamba günü bir aksilik olmazsa o geliyor, bu azınlık vakıfları ile ilgili yasa tasarısı, bu 301.maddeyi konuşuruz ondan sonra bunların işte Anayasada mevcut yapmayı düşündükleri şeyleri soracağız veya bir çerçeve oturttururuz onu bi söyleyim sana dedim” dediği, Neriman AYDIN’ ın “tamam bende abinle konuşuyorum, neler konuşmanız gerektiği üzerinde, o önemli Sabih bey önemli” dediği,

Tape Kayıt No:6721, 26.01.2008 günü Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede özetle; Kemal AYDIN’ ın ne yaptığını sorduğu Neriman AYDIN’ ın “İki tane Teğmen var Öznur hanım (Noyan ÇALIKUŞU’ nun annesi) var” dediği Kemal AYDIN’ ın “Şimdi büyük büyük adamın Noyanla ilgili söylediklerini ona söyle” dediği Neriman AYDIN’ ın “Söyledim dün konuştuk biz Teğmenle” dediği,

Tape Kayıt No:6724, 29.01.2008 günü Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı görüşmede özetle; Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin “raporlara devam ediyoruzda” dediği Neriman AYDIN’ ın “Ne raporu” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin “Hani istediniz ya” dediği Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin “bizim kurmaylardan birisi Neriman teyze, şimdi bir çocuğa Türk milliyetçiliğiyle ilgili makale vermişler, yazmış bu ondan sonra verdiği cevap Kurmay Yüzbaşı, Yazdığın makale çok sert Türk milliyetçiliği yoktur Atatürk Milliyetçiliği vardır sen Türk Milliyetçiliği var dersen birileride Kürt milliyetçiliği var der” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Aynen bunu yazıyorsunuz bunu aynen istiyorum” dediği Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin olayı garip olarak yorumladığı Neriman AYDIN’ ın “Gariplik bir tarafa ihanet” dediği konuşmanın devamında bu konuyu eleştirdikleri daha sonra Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin “İlker BAŞBUĞ konuşurken hani eğitim öğretim yılı açılış konuşması yaparken BİR TANE TAKIM KOMUTANI yorum yapmış sürekli bizim amerikada böyle olmaz ya şöyle oluyor filan demiş” dediği Neriman AYDIN’ ın “Tamam bunuda istiyorum biz isim vermeden yazarız” dediği Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin “yani isimleri de var eğer çok isterseler de veririz” dediği Nerimen AYDIN’ ın “verebiliriz de Ali (Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nu kastettiği) amcana da sorayım biz yazarız o kendisi iptal ederse eder” dediği,

Tape Kayıt No:6725, 31.01.2008 günü Noyan ÇALIKUŞU ile yaptığı görüşmede özetle; Noyan ÇALIKUŞU’ nun “Ali (Durmuş Ali ÖZOĞLU) amca gelecek mi acaba yakında, ona göre planımız vardı da arkadaşlarla” dediği,

Tape Kayıt No:6729, 13.02.2008 Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede özetle; Kemal AYDIN’ ın “bi dergiye çok güzel bir yazı yazmış sana unuttu söylemeyi Mehmet Ali komutan ama ne ifadeler kullanmış bana giderken arabada anlattı bacı ne eğitim almış sen ... işte demişlerki bir makale yazın demişler Silahlı Kuvvetlerin bir dergisinde de yayınlanacakmış bütün komutanlar dumura uğradılar tabi çocuğa teşekkür edenin biri bi paraymış” dediği,

Tape Kayıt No:6730, 20.02.2008 günü Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmede özetle; Neriman AYDIN’ ın “Ercüment (OVALI) hocayı 10 gün önce Trabzon MİT görevlisi aramış, ondan sonra kendileriyle 3 - 4 saat görüşmüşler daha sonrada dünde onun kendisini davet etmişler, iki kişi, Trabzon bölge sorumlusuymuş isimlerini verecekler, Hocaya sadece ve sadece abimle ilgili çok ilginç ve dehşet sorular sormuşlar işte Kemal bey bu gücünü nerden alıyor kime güveniyor Kemal bey bu kadar çevreyi nerden edindi nasıl edindi vesair böyle dehşet sorular onları şimdi kaleme alıyorki bana göndersin bende sana göndereyim eee ben çekindim korktum şöyle korku korku derken endişem şuydu abi Ercüment hocaya birşey yaparlar endişem ee sana aktaralım, belli ki sana ulaşmak istiyorlar yada hocayı bloke edecekler veya ona zarar vermek istiyorlar artık ikinizde var işin içinde ee böyle iğrenç birşey olmuş yani düşman faaliyette” dediği,

Tape No:6733’ de kayıtlı 07.03.2008 günü Neriman AYDIN’ın Siyami YALÇIN ile yaptığı görüşmede özetle; S.YALÇIN’ın “Şimdi bugün bu Erzurum’da bir ihale oldu bu komple İç Tedarik Bölge Başkanlığının kömür ihalesi oldu yav bizim bu milliyetçi şeyden bu insanlardan nedir çektiğimiz gardaşım geldiler yine bu Şırnaklı PKK lılar manyak manyak fiyatlar attılar ve bu ihalenin birçok kısmını aldı ve gittiler” “Nedir bu PKK lılardan çektiğimiz yav bi birşeyler edin” dediği, Neriman’ın “Hani orda Ahmet Yarbayla Ahmet Yarbayla konuşmuyormusunuz siz görüşüyorsunuz” dediği, S.YALÇIN’ın “Yav ablam görüşüyoruz da Ahmet abimin burada bunlara yapacak çok fazla bir şeysi yok aha şuanda artık” dediği, Neriman’ın “Niye Kolordunun istihbarat subayı değil mi?” dediği, S.YALÇIN’ın “Yav ablam istihbarat subayı ne yapacak buna istihbarat subayı dediğin insan içerdeki kendi işleriyle uğraşan habire yazıp çizen garip bi görevle bunlar bunlar bu işlerin altından çıkamıyorlar bunlar yapamıyorlar edemiyorlar baş edemiyorlar güçleri yetmiyor” dediği, Aynı görüşmenin devamında Neriman’ın “Siyami isimlerini biliyor musun alan firmaları bana” dediği, S.YALÇIN’ın “Elbetteki ablam yarın bana bir faks numarası verirsen ben bu firmaların hakkında sana gerekli detaylı bilgide veririm bu heriflerin Şırnak’ta ne bok halt karıştıklarını da siz oradan baksanız sizde gerekli bilgileri toplarsınız bunu bir dünya biliyor” “Ben şimdi senin ziraat mailine yarın bu konuyla ilgili döküman yapacağım” “Göndereceğim buna müdahale edebilecek bir şey bu Türk Silahlı Kuvvetlerinin elindeki bir şey iptal ettim der ihaleyi olay bitti”..” Artı bak mesela ablam Van’da adam aslı kürt ama bu millete faydalı olan bi insan, Ablacığım bu insan 213.000 lira rakam attı ve valla Erzurum arasında da 400 - 500 km yol farkı var nakliye farkı var” “Bugün o adamı tehdit etmiş almamışlar ihaleye sokturmamışlar” “Bunun ismini de yazacağım firmalarını da yazacağım yanlız ablam bu bak bu o kadar şey basit bir şey değil ve 4 - 5 trilyon liralık bir iş artı yav buna bir dur deyin ya bi bir şey pazartesi günü” dediği, Neriman’ın “Ama ihaleye giren ama ihaleye giren firmalar hakkında bilgi almak zorunda çünkü orası Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir Kolordusu” “Olsun ama giren firmalar hakkında bilgi almak zorunda Türkiye bir şavaş yaşıyor bu insanlarlan yani savaşan insana mı veriyorsun Türke mi veriyorsun dosta mı veriyon düşmana mı veriyon bunu bilmek zorundalar” dediği,

Tape No:6734’ de kayıtlı 14.03.2008 günü Siyami YALÇIN ile yaptığı görüşmede özetle; S.YALÇIN’ın “...abla hiç şeyden bizim işimizden bir gelişme felan birşey var mı ablam?” dediği, Neriman’ın “Üzerinde çalışıyorlar henüz bana sonucunu bildirmediler” dediği, S.YALÇIN’ın “Ablacığım bi şöyle bir buçuk desen çok memnun olurum” dediği, Neriman’ın “Ben yine hatırlatırım ama hatırlatmaya gerek yok Siyami çünkü bu devlet yani devlet”… “Tabiî ki tabiî ki onun için çok üzerinde duruyorlar sana da teşekkür ediyorlar sanıyorum senide bilgilendirecekler yani arayacaklar bilgine müracaat edebilirler” dediği,

Tape No:6737’de kayıtlı, 27.03.2008 günü günü Siyami YALÇIN ile yaptığı görüşmede; Siyami’nin “Bizim bu sana bahsettiğim işten ne bir haber çıktı ne he dediler ne yok dediler ne beni arayan var nede soran var” dediği, Neriman’ın “Seni arayan soran olacak. Sabır sabır göstereceksin…sabır göster o konuyla ilgili inceleme yapılıyor zaten. Emin ellerde yani öyle eften püften şeyde değil bu. Bak Kemal abin diyorki devleti yönetmek devlet demek şirket demek değildir.” dediği, Sİyami’nin “Ya mutlaka mutlaka bunun farkındayımda abla yani çok bayağı bi uzadı dedim hayırdır ne oluyor kimse şimdi incelemede dedin o zaman olaya çok daha farklı bir boyutta bakabiliyorum ben. Bi şey seslerde çıkmayınca dedimki hayırdır nedir nasıl oldu ne oluyor öyle bir dedimki senden bir bilgi alayım abla..” dediği, Neriman’ın “…o iş öyle basit bir iş değil. O işin boyutları geçmişe yönelik olarak da incelendiği için ee sen oraya çok ciddi şeyler yazdın çünkü.…altında adın var dolayısıyla devlet bu konu üzerinde çok duruyor.” dediği,

Tape No:6739’da kayıtlı, 03.04.2008 günü Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; Neriman’ın “Abi Noyan Noyan özel kuvveti kazanamadı. Dün Kahraman mesaj attı bana Noyan ın daha haberi yok.” dediği, Kemal’in “Eyvah olsun önemli değil yapabilecek ... ama ikinci hakta kazanır o akşam söylediler ben o akşam kardeşim söyleyince ben her şeyi anladım. Ne dedi Mehmet Ali her şeyi oturmuş dedi. Noyan oturmamış onlar ne arıyorlar onlar her şeyi oturmuş adam arıyorlar..” dediği,

Tape no:6616’da kayıtlı 04.04.2008 günü Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede özetle: Neriman’ın “Abi şu Devrimci Murat kardeşimizle bi görüşsene bizim ajansa verebileceği iş falan olur mu” dediği, Kemal’in “Söylerim konuşurumda onların” dediği, Neriman’ın “Acil durum acil durum biraz önce Kahraman la konuştuk çok acil” dediği, Kemal’in “Anladım anladım” dediği,

Tape No: 6740 da kayıtlı, 04.04.2008 günü Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmede; Neriman AYDIN’ ın “Şimdi Trabzona giderken dedimki ona söyle senin senin dedim dosyanı mahkeme dosyanı sana kargoyla gönderen adamsa Ercümentin dosyalarınıda gönderir ve kendisini azletmesini ister” “Diyorki eminim o gücün var artık” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Aaa şüphesi varsa o şüpheyi giderelim isterse yani” “Maliye şey Başbakanlık müfettiş yollamış yine” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Yayınevine mi?” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Evet” “Ya işte kapatın gidin diyor” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Kimmiş o maliyeden ney neyin kasti mi geliyorlar” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Tabi tabi Ankaradan geldim diyor adam” dediği, Neriman AYDIN’ ın “bizim kızlar maliyede biliyorsun uzmanlarımız var Kürşat ve Aslı AYDIN yani baksınlar ilgilensinler bize bilgi versinler” “Niye borcumuz olduğundan mı?” “Hiç herkesin borcu var ayrıca biz alacaklı konumdayız bir sürü alacağımız var demi” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Bi devlet alacağımız var onlardan” “Bi vatan alacağımız var” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Ya dedimki şu adama söyle doktor denen Ovalıya ben emekli olayımda çalışayım onunla dedim paraya ihtiyacımız var bak Yayınevide batıyor bizde battık herkes battı para lazım” “Hiçbir işe yaramıyorlar ablası hiç” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Abla yaramaz bak şimdi ee önceki gün Ercüment OVALI yüzünden bir fırça yedim varya” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Şeye gitmişti ikinci başkan ikinci paşa Pıtsana gitti” “hocayla ilgili bilgi almaya onun neticesi mi?” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “O başka şeyler hoca hoca çok gevşek davranıyor” “Gördüğünde abim canım ölürüm Kemal abim için filan” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Abin biliyor bunları biliyormusun” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Gereksiz insanlarla diyaloğa girmiş hep ablacığım” “Yani bana sorulan tek bir soru vardı onu söyleyim hiç detayı hiç önemli değil” “Senin etrafındaki adamlar böyle mi olacak diye sordular bana” “Ben sadece özür dilerim dedim bitti” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Peki ne yapacağız kardeş ... kahraman nasıl bunu yola getireceğim ben” “ama milletimize çok lazım yaptığı iş devletimize çok lazım onun için bırakamıyorum diyor” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “yani alabildiğine güven yitirmiş vaziyette” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Yasakla dedim abime dediğin gibi dedimki abi onu iş dışında yasakla hiçbir şey konuşmasın” “O gün hafta başı aradı abini dediki İKİNCİ PAŞA SAYGUN SIRF BENİMLE İLGİLİ ... gidiyor onuda nerde öğrenmiş O AŞAĞILIK ŞEREFSİZ VARYA KAPLAMA VOLKAN KAPLAMA PAŞA ONU ARAMIŞ BİZİ ZİYARETE GELECEK SAYGUN PAŞA BU KONU İLE İLGİLİ NE ANLATABİLİRİM DİYE oda ona demişki sen burda iki sene bulundu bu şirkette ne anlatacağını bilmiyormusun Paşa madem Paşa oldun burdada bulundun şimdi ne anlatacağını bilmiyormusun benimle ve yaptığım iş ile ilgili yine tabi çenesini tutmamış ne anlattı bilmiyorum ama bunuda öyle öğrenmiş bu vesile ile öğrenmiş” “Yedik fırcayı yani o gün ortanca abide gelmiş geçen hafta anneme demişki Hoca diyorki Devlet verdiği sözü tutmadı 9 Hissemiz vardı almadı zor durumdayız Annem bilmediği için Anneme deseydin ki Anne söz verdikleri 9 Hisseyi anında satmadılar mı o sattıkları ve aldıkları para onları kurtardı mı niçin Devleti beklemediler Devlet eylem yapsın icraat yapsın adam gibi olduğu yerde bir duramadı bir adam gibi durur insanlar değil mi” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Sen orda kıçının sıcak yerinde oh yumuşak koltuğunda otur sanada Devlet bütün imkanları versin Sen niye varsın ki adam gider Yurtdışından da birini getirir Hoca bulmak zor mu al bana bu çalışmayı yap der yani” “Ticaret mi yapıyoruz Devletimi yaşatıyoruz yani burda bir bu kavramı belirlemek lazım” “Devletin görevi Ercümenti Devlete faydalı hale getirmek o zaman bizde Yayınevine anahtarı vurup gidelim anasını bilmem ne yapıp diyip” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Bende bu Toplumsal dönüşümde memur olarak çalışmak istiyorum size CD mi yollayayım” “Hani en küçük bir katkımız olsun ne yapalım Ankarayı bırakırız artık 1 Numarayı ben gelirim yani karın tokluğuna falan çalışırız ne olacak yani” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Abla ilk günde kafayı yersin ya” dediği, Neriman AYDIN’ ın “İnşallah güzel günlerinide göreceğiz Yayın evimizin Toplumsal Haber Gazetemizin basıldığı günleri inşallah onlarıda göreceğiz” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Şeyi ayakta tutmamız için yani birde onun yüküde üstümde” “Ajansı yayınevini” dediği, Neriman AYDIN’ ın “İşte bu işi yola koysaydı tepe taslak gitmeseydi Hoca bütün şeylerini bastıracaktık bir iyi şey olacaktı yani Güzel olacaktı o İlaçlar” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Yani çok büyük paralar kazanır o işte” “Yani biz Paşaya bir sürü şeyler verdik Brifing verdik bu konu ile ilgili bir sürü mataryeller verdik bilmem neler verdik yani ne bileyim ya” “Bayandan bir haber var mı abla” dediği, Neriman AYDIN’ ın “Bayan aramadı amcası Haftasonları genelde arıyor Cumartesi Pazar şey iniyorlar herhalde Dağdan” “MUSTAFA KEMAL DEVLETİNİ YÖNETİRKEN BİR BALIK YERİZ DEĞİL Mİ” dediği, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “HERHALDE YANİ” “Salı günü şeyle ilgili yine Raporlar sunacağım Ajans ile ilgili” dediği,

Tape No:6742’de kayıtlı, 16.04.2008 günü Noyan ÇALIKUŞU ile yaptığı görüşmede; aralarında uzun bir müddet günlük konuşmalar yaptıktan sonra, Neriman’ın “Bende iyiyim teyzem çalışıyoz yazıyoz çiziyoz eseri yetiştirmeye çalışıyorum kahraman öyle emretti” dediği, Noyan’ın “E ben o şeye kırmızı beyaz setini aldım ben onu teyze. İsmet albay gelmişti geçen iki hafta önce falan. O işte ondan biraz kitap aldım.” dediği, Neriman’ın “Toplumsal haberden haberleri var şey toplumsal dönüşümden demekki. Ne güzel ne güzel Ali amcanın selamı var bugün ... dersteymiş. İnşallah sizlerde oralarda ders vereceksiniz.” Dediği ve bir süre Kahraman..? isimli bir şahıstan bahsetiği, yine bu çerçevede Neriman’ın Kahraman isimli şahsı kastederek “Hafta sonu burdaydılar görüşemedik ama haftaiçi gelecekler herhalde bu hafta inşallah görüşeceğiz dedim çocuklarda seni çok özledi genç kumandanlar valla bende onları özledim diyor yine senden ders görecekler anlaşılan dedim sayelerinde bizde derslenmiş olacağız. Eğer dedi özel kuvvetle ilgili bir sonuç geldiyse üzülmesin çünkü o süreç devam eden bir süreç dedi. Yılgınlığa kapılmasın dedi. Üzülmüyorsunuz HER ŞEYİ SİZDEN BEKLİYORUZ ONA GÖRE.” dediği, akabinde yine Neriman’ın “Valla teyzen size senin sen yazdın gittin kampa teyzen ne çekti o raporu yazana kadar bi görsen 22 sayfa. 22 sayfa aman başım ağrıdı 10 gün yattım hastalıktan. Dedim bir daha rapor yazmayacağım bunlar birşey getirmesinler bana Çelebiye dedim sakın bir şey söylemeyin daha istemiyorum şikayet mikayet. Ama diyor şey Neriman teyze bunları sana söylemek zorundayız yok söylemeyin baba dedim gidin başımdan. Olur mu Neriman teyze işte sen yazıyorsun biz getiriyoz ya. Getirmeyin dedim ya, ya kumandan dedim getirme ya hastalandım dedim üzüntüden ama çok güzel oldu tabi sizin verdiğiniz bilgilerle Neriman teyzenizin kaleminden çok şık birşey oldu tarihe. Sayenizde biz size minnet borçluyuz SİZLER BİLDİRDİNİZ BİZDE YERİNE BİLDİRDİK. Geleceğiniz güzel olsun bahtınız güzel olsun. Hem çok başarılı kumandanlar olun hem çok başarılı devlet adamları olun biz sizi öyle görmek istiyoruz HEMDE ÇOK MİLLETİNE YÖN VEREN REHBERLER ÖNDERLER OLUN inşallah.” dediği,

Tape No:6743’te kayıtlı, 26.04.2008 günü Mevlüt Ç. den aldığı mesajda; “Nerıman hanım biraz önce metin abi noyanla olumlu bir görüşme yapmı..” yazdığı,

Tape No:6744’te kayıtlı, 26.04.2008 günü Öznur Ç.’e attığı mesajda; “Öznur hanim, beni bagislayin, tegmenler evdeydiler. Onun icin size dönemedim.” yazdığı,

Tape No: 6746 de kayıtlı 29.04.2008 günü Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı görüşmede; Neriman AYDIN’ın Kemal AYDIN ile birlikte olduğu, Neriman AYDIN’ın “iyi akşamlar teğmen bey” “.. lan oğlum niye dalaşıyorsunuz yazıların altında milletlen” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “Ya Neriman teyze orda gördünüz yani ben haksızmıyım şimdi orda” dediği, Neriman AYDIN’ın “Sonra Toplumsal Haber size fırça çekti ama” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “Çektide yani ben onu yapmam gerekiyordu adam yani garip garip konuşuyor birde ben nasıl Tolga ile aynı düşüncede olabilirim tamam saygı duyuyorum Toplumsal Haberede yani bu adam Nazım HİKMET i biliyoz mu bu adamın geçmişini dalaşmadığı kimse yokki” dediği, Neriman AYDIN’ın “Yok ben bak şimdi o bunu aslında telefonda değilde geldiğinde konuşacağız orda birbirinizi şey değilde tahrik değilde şey böyle amcan nasıl milleti eğitiyor birkaç cümle fazla değil tahrik etmeden” dediği, daha sonra telefonu Kemal AYDIN’ın aldığı ve öğütte bulunarak bazı şeylere tahammüllü olmasını, sabredenlerin kazanacağını söyleyerek “Size sövseler bile zamanı gelinceye kadar hiçbir şey söylemiyonuz sadece not alıyorsunuz” “Şimdi bu işler bu savaş savaşta tahammül gücü sabrı yüksek olanlar savaşı kazanır” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “Şimdi ben Mehmetciklerin yanından geliyorum Kemal amca” “Yurt sevgisi eğitiminden döndüm bırakmıyorlar” “İlle diyorlar Yaşar paşayı anlat diyorlar” “Dumur oldular birçok şeyi tezi açıkladım Kemal amca” “Vallahi süper oldu çocuklar sevindiler” “Emriniz var mı Kemal amca?” dediği,

Tape No: 6747 de kayıtlı 07.05.2008 Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı görüşmede; Mehmet Ali ÇELEBİNİN “…Noyanı soruyorsunuz herhalde” “neyle ilgili konuşacaksınız neriman teyze” dediği, Neriman AYDIN’ın “İşte bu çocukları sordunya akşam gece” “Evet o konu .. daha fazla bana ayrıntı vermek zorundasınız İşini Esasını anlamak anlamalıyım ki yazabileyim yoksa yazamam” “Ben soracağım siz bana cevap vereceksiniz” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “bide bir konu daha var Neriman Teyze şimdi yani bu şeyler vardıya bize vermiştin Dövür Süleyman” “Diyorki bugün saat:08:30 da Senantanyumda toplantı var katılmak istersen diyo e istediğin soruların cevabını bulabilirsin filan dedi” dediği, Neriman AYDIN’ın “gidebilecekmisin” “Hiç bir şey yapmayacaksın sadece haber verip izlemeye gideceksin sen sadece orda not tutacaksın başka birşey yapmayacaksın” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “normalda yasa dışı” dediği, Neriman AYDIN’ın “Öylemi ozaman orda katılan doktorlardan teğmenlerden biri yapsın yani arkadaşlarınızdan biri yapsın o işi katılsın” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “yapacak fazla adam yok ama ben bakıyım yinede” “Peki nelere dikkat etmen gerekecek ki seni istiyor oraya yani kendisi yazamıyormu bunu yada not alamıyormu yani ne görmeni istiyor senin orda” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “Bilinmez yani bilmiyorum yani orda herhangi bir baskın olsa mesala alıp götürseler birilerinin bilmesi lazım” dediği, Neriman AYDIN’ın “Yok siz akşam gelebilirseniz gelin ben bi ayrıntılı şu konuyu konuşalım” “Böyle gönderemem böyle size sormam gereken şeyler var” “evemi gelirsiniz yoksa” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “Siz bilirsiniz siz nerede istiyorsanız oraya gelirim” “Beşte Çıkıyorum burdan bakalım Noyanıda şeyi yapıyım neriman teyze” dediği, Neriman AYDIN’ın “Çünkü esası siz biliyorsunuz” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “birşeyler yazacağım ama ben oralara dair şeyler ha size sormam lazım teyzem” dediği,

Tape No: 6748 de kayıtlı 11.05.2008 günü Abuzer T. ile yaptığı görüşmede; Abla bana 7nci kolorduda hersöz~ emir olan bir komutan lazim orda Çok bir hazine var adi kizilelma bana dönersen sevinirim önderime saygilar.” dediği,

Tape No: 6749 de kayıtlı 12.05.2008 günü Abuzer T. ile yaptığı görüşmede; Abuzer T.’in “Benim sana yazdığım o mesaj orda çok üst seviyede ben sana böyle söyleyimki abla sen anlayasın benim bir petrol mühendisi bir arkadaşım var” “Onlar oranın her türlü ruhsatını almışlar işletme ruhsatını” “Diyarbakırda” diyerek teröristlerin mani olduğunu söylediği ve Askeri kesimden yardım olacak birini aradığını anlattığı ve “Her türlü işletme ruhsatı alınmış orda büyük omuzunda yıldız olan adam abilerimizden biliyonmu” “Eğer derlerseki tamam serbestsiniz burayı aç buranın getiriside ee işte bir yada iki milyar Frenklin” dediği, Neriman AYDIN’ın “Peki ruhsatı nerden aldılar ablası hangi merciler” dediği, Abuzer T.’in “Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığından “ dediği, Neriman AYDIN’ın “arkadaşın nereli” diye sorudğu, Abuzer T.’in “Erzincanlı” “Bunda herkes hakkını alacak biliyonmu abla yani hem devletimizin faydasına olur hem milletimizin faydasına olur” “Hemde bizim çıkarlarımıza ters düşmez” dediği,

Tape No: 6750 de kayıtlı 12.05.2008 günü Abuzer T. ile yaptığı görüşmede; Abuzer T.’in “Şey diyeceğim abla bunu unutma bunu kimle konuşursan konuş tamammı bunun parası tamamiyle burda ödenecek yani Türkiyede olacak birşey bu” “Devlet şeyinde anladın” “Sen Mitsubishinin armasını biliyon abla” “Heh bu haberin olsun orda bir tane yani bi yüksek seviyede biri olursa ricacı olursanız aa ben kendimde gideceğim haberin olsun abla” dediği, Neriman AYDIN’ın “Tamam Ben bi bilgi alayımda sonra seninle konuşalım” dediği,

Tape No: 6751’de kayıtlı 12.05.2008 günü Abuzer T. in çektiği mesajda; “Abla diyarbakir olayinda jandarmadan üst düzey lazim haberin olsun deger1milyar dolar sadece 24yada48saat yetiyor abla bunun üstüne düs ne olur saygilarimla.” Şeklinde mesaj olduğu,

Tape Kayıt no:6637, 12.05.2008 günü Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmede özetle;Kemal AYDIN’ ın Durmuş Ali ÖZOĞLU ile konuştuktan sonra telefonu Neriman AYDIN’ a verdiği Neriman AYDIN’ ın “çocukların çok ciddi bir sorunu var harp okullarında, benim sana bişey dediğimde sen bana demiştin ki Emreyle ilgii abla dayanalıklılık şeyleri onlar, çok ucuz çok basit sebeplerle çocukları özellikle tutkusu asker olmak, bunu atılan çocuklarda getirdiler dün abin gardı mardı düştü onları görüce bi ağlamadığı kaldı yani çocuklar 3 tanesi dava ediyormuş bugün açtılar davalarını ama senin bu fiziken bizim sana anlatmamız lazım, tutkusu Mustafa Kemal e layık subay olmak ve bunu alenen söyleyen çocukların çok basit nedenlerle eksiğe indirip eksinin eksisine indirip çocukları atmışlar hala atmaya devam ediyorlar” “Emrenin Yaşar komutanın bi tane Yaşar komutan var amcası çok selamları var sana, Aman dehşet öbür ikisini geçtiler Teğmenleri, özellikle bir Yaşar komutan var ki tam bir numara gibi” dediği Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun “Hepsi birbirini geçmeli yani hepsi birbirini geçmeli yani abla ben seni daha sonra arıyım mı” dediği,

Tape No: 6752 de kayıtlı 13.05.2008 günü Hatice BAHTİYAR ın çektiği mesajda; “Bu Çikacak olan Çok özel ve paha biçilmez bir eser bu burda kalacak ama|nce Çikarmak lazim adi kizilelma bilinen birsey degil askerden baska kimse birsey yapamaz” şeklinde mesaj olduğu,

Tape No: 6753 de kayıtlı 13.05.2008 günü Hatice BAHTİYAR ın çektiği mesajda; “Eger isterisen burda petrol mühendisi bir arkadasim var aksam seni onunla konusturayim uzman o eger istersen aksam normal telefonu olan biryerden görüselim.” “Abla konusacagin insanin her sözü emir telaki etmeliki orda hiÇ birsorun ile karsilasmayalim eger bugün aksam iyi bir haber olursa hazirlik yapip gidecegiz” Şeklinde mesaj olduğu,

Tape No: 6755 de kayıtlı 13.05.2008 günü Hatice BAHTİYAR ile yaptığı görüşmede; Hatice BAHTİYAR’ın Tamam şimdi bu insan 35 yaşlarında Adıyamanla bir tane evli barklı bir insan ben burda bir buçuk iki sene önce bi abimin yanında tanıdım…” diyerek bu şahsın önce petrol işi yaptığını sandıklarını ancak daha sonra konuştuklarında, çıkartılacak malzemeyle ilgili “dünyada işte 3 tane olduğunu bi tanesinin birilerini elinde olduğunu ve bi tanesinin de bu kazı yapacakları yerde olduğunu falan söyledi ondan sonra tuttu bana dedi ki işte abla bize yardım ederseniz bizde altında kalmayız falan dedi bende ona yakınlık olsun diye ulan oğlum bizim böyle işlerle işimiz olmaz meşru bişeyse bakalım ama meşru değilse dedim bilmiyorum dedim böyle bir konuşma geçti aramızda” “Ne yapayım konuşayım mı akşam” dediği, Neriman AYDIN ın “Akşam konuş sen onunla” “Ondan sonra da şeyle görüş bizimle” “Arasın sabit telefon istiyor bakayım nedir bi tam bir öğereneyim neymiş ne değilmiş devletimize ait bir hazineyse devletimizin el koyması tabi ki çok arzu ederiz öyle imkanlarımız varsa eğer” dediği,

Tape No: 6756 de kayıtlı 13.05.2008 günü Abuzer T. ın çektiği mesajda; “Beni arkadasinla ararsan iyi olur. Diyorlarki madem ruhsatlari var, engel olmamasi lazim0312 4950445” şeklinde mesaj olduğu,

Tape No: 6757 de kayıtlı 13.05.2008 günü Abuzer T. ile yaptığı görüşmede; Neriman AYDIN’ın “… madem ruhsat var her şey var onu engelleyen ne olabilir” dediği, Abuzer T.’in “Her şey var ama engelleyen her şey var işte PKK engelliyor” dediği, Neriman AYDIN’ın “Peki bundan kimin haberi varda PKK nında haberi oluyor?” dediği, Abuzer T.’in “Leyla ZANA nın” “DTP nin ya işte” dediği, Neriman AYDIN’ın “O çıkan dediğin bi parça bunların elinde mi?” dediği, Abuzer T.’in “Hayır hiçbir şey yok bunların elinde ve bunlar” “ben yarın akşam istersen sana şeyle görüşelim normalden tamam mı abla” dediği,

Tape No: 6758 de kayıtlı 28.05.2008 günü Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; Neriman AYDIN’ın “Beni Personel Daire Başkanı Ahmet BİLMEZ yanına çağırıyoda şimdi taksideyim acil gelsin demiş” “Bu niye çağırıyo korkudan mı”dediği, Kemal AYDIN’ın “Gitbakalım sen hiç birşey söyleme git yanına gel” dediği, Neriman AYDIN’ın “Ben şimdi zannediyorum bu yurt dışı .. şeyler var bişey biteklifte bulunacak bana ama” “… ünvanla ilgili bişey sorarsa” dediği, Kemal AYDIN’ın “Bana haksızlıkları giderin deyin yurtdışı teklifinede hayır de” dediği, Neriman AYDIN’ın “Hayır benim işler işim var bizim işimiz var” dediği,

Tape No: 6759 da kayıtlı 28.05.2008 günü Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; Kemal AYDIN’ın “Olaki sana yazıyla yani yazmaklarla ilgili bişey sorar o bir emirdir” “O başkomutanın emridir” “Emrin gereğini yaparız” “Her zamanda yapmaya devam edecez” “o emirlerin gereğini hep yerine getireceğiz” “Burda ölüm olsa bile ölüm olsa bile” dediği, Neriman AYDIN’ın “Eyvallah tamam abi” dediği,

Tape No:6760’da kayıtlı 28.05.2008 günü Neriman AYDIN’ın Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; Görüşmenin başında Hüsemettin isimli şahsın kendisine iş ile ilgili teklifte bulunduğunu, bu işi kabul ederse ara sıra Almanya’ya gitmesi gerektiğini, bu şekilde kendisine müdürlük teklif edildiğini anlattıktan sonra K.AYDIN’ın “Tamam sen kardeşimlede onlar bitsin görüşler, KARDEŞİMLEDE KONUŞ” “DEVLET BİLSİN” “Devlet Görüşü onu onu BAŞKOMUTAN bilsin” dediği

Tape No:6761’de kayıtlı 01.06.2008 günü Neriman AYDIN’ın Zehra..?/Hamdi..? ile yaptığı görüşmede; Görüşmenin başında Hamdi..? isimli şahıs, Tarım Kredi’de işe girmesi konusunda konuştuktan sonra N.AYDIN’ın “…çok şükür iyiyiz Kemal abin var şeyden Trabzondan bizim kök hücrede mütiş hocamız varya Ercüment OVALI hoca o var bide iki teğmenimiz var senin gibi gençler DEVLET DERSİ ALIYORLAR” “Nasılsa yakında GÜMBÜR GÜMBÜR GELİYORUZ biliyorsun” dediği,

Tape No:6762’de kayıtlı 04.06.2008 Neriman AYDIN/Kemal AYDIN/X Şahıs’ın Noyan ÇALIKUŞU ile yaptığı görüşmede; Görüşmenin başında Noyan ÇALIKUŞU Kemal AYDIN’a eski okul komutanı ile ilgili bazı duyumlar aldığını söylemesi üzerine Kemal AYDIN’ın bu konuda gerekli notları alarak Neriman AYDIN’a vermesini söylediği ve telefonu Neriman AYDIN’a verdiği, N.AYDIN’ın “Ben senden alacağım bu arada KAHRAMAN diyor ki anneme iyi bakın GÜZEL GÜNLER YAKLAŞTI ONA GÖRE DİYO vallahı ..... seni diyo” dediği, N.ÇALIKUŞU’nun “Ciddimi” “Ya çok sevindim şimdi varya” “Ya sağolun bunu duymak benim için çok büyük bir ....vallahi çok mutlu oldum şimdi” “İnşallanh o günleri de göreceğiz” “MİMARLARI SİZSİNİZ NERİMAN TEYZE BU İŞİN BAŞ MİMARI SİZLERSİNİZ” “Yanınızda nasiplendik nimetlendik bizde” “biz size minnettarız SİZİN İÇİN CANIMIZ FEDA OLSUN” “Millet sizin gibi evlatları için bunla övünmeli yani söyleyecek kelime bulamıyorum inşallah bu günleri yaşadığımızda da büyük kutlamalar yapacağız” dediği,

Tape Kayıt No:6672, Kemal AYDIN/Neriman AYDIN’ın 06.06.2008 tarihinde Aydogan isimli şahısla yaptığı görüşmede özetle; Kemal AYDIN’ ın Aydoğan’ la hal hatır sohbeti yaptıktan sonra telefonu Neriman AYDIN’ a verdiği Neriman AYDIN’ ın “Talebimiz şu devletimizi yönetmek en büyügü bu degil mi bu O GÜNLERDE COK YAKIN TANKLAR HAZIR BURDAN SANA ŞEY OLSUN buda sana müjde” dediği,

Tape No:6764’de kayıtlı 06.06.2008 günü Neriman AYDIN’ın Aslı..? ile yaptığı görüşmede; görüşmenin başında karşılıklı hal hatır sorduktan sonra N.AYDIN’ın “He bizde ders çalışıyoruz” dediği, ASLI’nın “Babamlamı” dediği, N.AYDIN’ın “He Hazırlık yapıyoruz” dediği, ASLI’nın “Neye KUTSAL GÜNEMİ” dediği, N.AYDIN’ın “EVET KUSAL GÜNE” dediği, ASLI’nın “Nekadar Kaldı kutsal gününüze…” dediği, N.AYDIN’ın “HER SABAHA ÖYLE OLACAKMIŞ GİBİ BAŞLA” “İŞE GİDEMEYE BİLİRSİN O SABAH YANİ” “ESKİŞEHİR YOLUNU TANKLAR KAPATABİLİR” dediği, görüşmenin sonunda yanında Teğmenlerin olduğunu ve selamları olduğunu söylediği,

Tape No:6767’de kayıtlı 16.06.2008 günü Neriman AYDIN’ın Hikmet/X Şahıs ile yaptığı görüşmede; Görüşmenin başında Hikmet’in “Sultanda huzurundayım…” dediği ve telefonu Sultan diye hitap ettiği kişiye verdiği, bu şahsın bir maruzatı olduğunu ve konuyu Hikmet’in aktaracağını söylemesi üzerine, Hikmet’in, Canan isimli bir kişinin Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuduğunu ancak bölüm değiştirmek istediğini ve Bedrettin DALAN ile görüşülürse bu işin olacağını anlatırken HİKMET’in “Bedrettin DALAN malum biliyorsunuz” “Bu işler yüzde elli yüzde elli Bedrettin DALAN ın elinde yüzde ellide olabilir yüzde ellide olmayabilir diyorlar” dediği, N.AYDIN’ın “Bence yüzde yüz Bedrettin DALAN ın elinde” dediği, HİKMET’in “Bizde aynı şekilde Askeriyle bir alakası Bedrettin DALAN ın .....” dediği, N.AYDIN’ın “YOK ONA GEREK YOK ÇÜNKÜ KEMAL ABİN TANIYOR SİZ MERAK ETMEYİN” “Kemal Abin kendisini eskiden de tanıyordu ama şimdi ona” “…gerekirse başka yerlere emir verdiririz sultanımın içi rahat olsun” dediği,

Tape No:7229’ da kayıtlı 21.07.2008 günü Noyan ÇALIKUŞU/Yaşar TOZKOPARAN ile Neriman AYDIN arasında geçen görüşmede özetle; Neriman AYDIN’ın “Koşturuyorsunuz kolaylıklar diliyoruz teyzenle amcan seni çok üzdüler değil mi çok üzüldünüz” “Evet üzüldünüz biliyorum canım benim ama ne yapalım bu yollardan geçerken böyle iftiralar ve zulümler oluyor biliyorsun” “Onun için normal karşılıyoruz gerçi ben biraz sarsıldım ama üzülme oda geçecek inşallah” “Sadece uğradığımız zulüm ve iftira bizi sarstı öyle bir terör örgütü ile alakamız olmadığı için üzüldük onun için sarsıldık yoksa biliyorsun biz bu işlere hazırız zaten” “Vatan için devlet için Mustafa Kemal’ in neferleri olarak her zaman hazırız ama bu bizi çok üzdü olmayan bir örgütte olmayan bi görevler yüklediler ve ondan sizi yargılıyorlar” “Biz açmasak siz açarsınız dersiniz ki birisi bu hesabı sorsun değil mi” dediği, Yaşar TOZKOPARAN’ın “Soracaktır elbet” dediği, Neriman AYDIN’ın “Yani hiç bir şey yok teyzem bizi suçladıkları şey de inan anlatacam sizlere tabi amcanızda anlatacak yani çok eften püften şeylerle karşımıza geldiler yazık ettiler yani milletimizle dalga geçtiler yani yazık ettiler” dediği, Yaşar TOZKOPARAN’ın “Evet alçaklar” dediği, Neriman AYDIN’ın “Tuzağa düştüler başkasının hazırladığı senaryolar üzerinden yazık milletin evlatlarını böyle telef ettiler” “Eve de gelmeyin bak ha sakıncalısınız” dediği,

Tape No: 7426 da kayıtlı, 18.09.2008 günü saat:10.26’da Noyan ÇALIKUŞU’nun Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; Neriman AYDIN’ın “Teyzem haticeyle ben konuştum. Yusuf Yusuf beye ulaşmaya çalışacak. Tamam inşallah İstanbuldadır beraber olursunuz inşallah” dediği, Noyan’ın “Tamam Üniformalı mı gideyim Neriman teyze yoksa” dediği, Neriman’ın “Yok sivil git sivil git Fotoğrafının falan çekerler Allah korusun sivil git teyzem” dediği, Noyan’ın “Tamam peki ben ne konuşayım onlarla yani dostuz arkadaşız” dediği, Neriman’ın “tabiki aile dostuyuz yani bundan başka metin metin amcam vasıtasıyla tanıdığımız selçuğa seyehate geldiklerinde tanıdığımız dostlarımız aile dostu olduk sonra diğer arkadaşımı da ben amcamla tanıştırdım sık sık evlerine gideriz yatarız annesi annemdir neriman hanım teyzemdir yani bütün yaşananlar bunlar kemal bilge bir insandır biz kemal amca amca dediğimiz can insandır sadece biz…” dediği, Noyan’ın “SOHBETLERİ SOHBETLERİ FİLAN ŞEY EDER Mİ BÖYLE NE KONUŞURDUNUZ DER Mİ” dediği, Neriman’ın “Tabi bütün dünyayı konuşuruz danışırız bütün dünya hadiselerini. Öğretir deme Mustafa Kemali konuşuruz dünyayı konuşuruz dünyayı konuşuruz tamam. Öğretmek değil de hani konuşmak sohbet etmek soru sormak. Zaten bunlar gerçek olan bunlar başka bir şey değil o bilge bir insandır yani evet başka birşey de yok zaten biz kendilerinde kalırız onlar bizim evimizde kalırlar bunlar zaten yaşanan şeyler tamam mı harp okularıyla ilgili sana şey sorabiliriz biz harbiye öğrencisiydik onunla tanıştığımızda tabiki biz sorarız genç insanlarız yani ...” dediği, Noyan’ın “BEN ÖYLE FAZLA MUSTAFA KEMALİN ASKERİ FALANIZ DEMİYİM DEĞİL Mİ ALO..” dediği,

Tape No: 7427’de kayıtlı, 18.09.2008 günü Noyan ÇALIKUŞU’nun Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; Noyan’ın “kesiyorlar telefonları valla bilerek ya.. Tamam fazla Mustafa Kemalin askerleriyiz falan demiyeyim da.” dediği, Neriman’ın “Deme hayır hayır hayır gayet normal” dediği, Noyan’ın “Bir de ordu evinde benim şey vardı bir tane defterim vardı o sürekli not aldığım defter..” dediği, Neriman’ın “Onu götürme” dediği, Noyan’ın “Onu arama yaptılarsa arama yapıyorlarmış herhalde şuan.” dediği, Neriman’ın “Arama yapmazlar sen tanıksın sanık değilsin. başka sim kartın var mı bu sim kartını at de ki şunu kullanıyorum de…şimdi sen bu telefon simini çıkarıp atıyorsun öbürü öbürünü takıyorsun tamam bunu hemen yok et.” dediği, Noyan’ın “tamam başkasına başkasına vereyim şuan tamam” dediği,

Tape no:7429’da kayıtlı 18.09.2008 günü Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede özetle: Noyan’ın “Neriman teyze bu şimdi telefonlarla ilgili telefonun kayıtlarıyla ilgili falan çıkarsa ne yapayım ne diyim” dediği, Neriman’ın “Bunu mu kullanacaksın öbür sim kartını mı” “Hangi numaranı vereceksin” “SEN Bİ KAPAT SEN Bİ KAPAT BEN BAŞKA NUMARADAN ARAYIM SENİ” dediği,

Tape no:7430’da kayıtlı 18.09.2008 günü Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede özetle:Neriman’ın “Bak şimdi ne yapacan biliyor musun o zaman teyzecim bu numarayı değil o numarayı vereceksin yeni hattı yani o numarayı kullanıyorum diyeceksin daha önce 505 kullandım attım bilmiyorum numaramı bunu bunu verirsen bunu verirsen burdaki konuşmaların tamamını dökecekler teyzem” “bu sim numarasını verme” “…BU SİMİNİ DE YOK ET” “Bu numaranı verme bu numaranda çok kayıtlı şey var şimdi” dediği, Noyan’ın “Doğru kayıtlı çok şey var yalnız bu telefon numarası da bizim şey aydı işte Eskişehirli var ya” dediği,

Tape No:7431’de kayıtlı 18.09.2008 günü Noyan ÇALIKUŞU ile yaptığı görüşmede özetle: Neriman’ın “Bu telefonu ne yapıyorsan yap ama bu numarayı verme sakın” dediği, Noyan’ın “Yok yok tamam Neriman teyze tamam” dediği, Neriman’ın “Hadi teyzem çünkü bak seninle bu konuşmalarıma istinaden gelir beni de alırlar çünkü” “Bu bunlar bu telefonda kayıtlı şimdi gelir beni de alırlar” dediği,

Tape No:7432’de kayıtlı, 18.09.2008 günü Noyan ÇALIKUŞU’nun Neriman AYDIN ile yaptığı görüşme de; Neriman’ın “…sen akıllı bir çocuksun yani yani dostluk dışında bir şey yok zaten teyzecim biliyorsun. Ayrıca da yüksek mahkemeye bizim şahitliğimiz var diyeceksin şahitlik talebimiz var. Yusuf beyin telefonunu aklında tut avukatımı istiyorum de tamam mı avukat gelmeden de konuşma sakın. SAVCILIKTA VER İFADENİ. İfadeni savcılıkta ver şeyde verme bak Yusuf bey sana ulaşmadan ifade verme” dediği, Noyan’ın “He tamam beraber olacaz beraber olmadan vermem tamam” dediği, Neriman’ın “Ama şu numaranı lütfen verme” dediği, Noyan’ın “Yok yok onu şimdi imha ederim birazdan” dediği,

d-Örgütsel İrtibatlar

[değiştir]

Şüpheli Kemal AYDIN Emniyet İfadesinde; Neriman AYDIN’nın kardeşi olduğunu, Kendisinin toplumsalhaber.com isimli kime ait olduğunu bilmediği sitede makaleleri olduğunu,

Şüpheli Kemal AYDIN Savcılık İfadesinde; Neriman Aydın'ı tanıdığını, Genelde sohbetlerinde ülke meseleleri üzerine konuştuklarını, zaman zaman Genel Kurmay Başkanına Neriman ile ilgili mektuplar yazdığını,

Şüpheli Kemal AYDIN isimli şüphelinin Ankara ili Prof. Doktor Ahmet Taner KIŞLALI Mahallesi Konut Kent 2 D:29 Ümitköy Yenimahalle sayılı yerde bulunan ikamette yapılan ev aramasında el konulan Kahverengi deri kaplı 2008 Mesa Mesken ibareli ajandada yapılan incelemede;

“Sayın Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök” ibaresi ile başlayan “Gaziosmanpaşa-Ankara” ibaresi ile çift nüshalı 6 sayfalık bilgisayar çıktısında yapılan incelemede;

- Neriman AYDIN isimli şahsın Genel kurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK’e hitaben yazdığı mektupta kendisinin Türk olması nedeni ile şahsına karşı sitemleri, şikayetleri, önemli ve acil önerilerinden bahsettiği, Kuvayı Milliye ruhunu kazandırarak 11 Kasım 1938 yılında kaybedilen bağımsızlığın yeniden kazandırılması istenmekte, Türk vatanının silahlı olmasa da işkal altında olduğu, bu işgalden kurtulmak için Başkomutan olarak kendisinin Türk soylular ile bağımsızlık mücadelesini başlatmasının istendiği, Türk soylular olarak verilecek göreve hazır olduklarını belirtir şeklinde yazı olduğu,

Şüpheli Eren MUMCU Savcılık ifadesi; Neriman AYDIN’ı Kemal AYDIN’ın kardeşi olarak tanıdığını, kandil ve bayramlarda görüştüklerini, bir kere gündüz evlerine yemeğe gittiğini ve o zaman da güncel konularda konuştuklarını, Noyan Çalıkuşu’nun Neriman’ın evinde arama yapılırken not defterlerinin güvende olduğunu söylemesinin nedenini ve Kemal Aydın’ın evine gelen jandarma astsubay meselesini bilmediğini, Noyan’ı rahatlatmak için “Değerli, çok değerli birine gittiğini ondan bilgi alıp Noyan’a getireceğini” söylediğini aslında öyle birinin ve ondan alacağı bir bilginin olmadığını, rehabilitasyon kelimesini Noyan’ı rahatlatmak için söylediğini, görüşmesinde geçen “şey de var, diğer paşamızın da şeyi var işte avukatlık mavukatlık muhabbeti var ya” şeklindeki konuşmasında söz ettiği paşaların Şener Eruygur ve Hurşit Tolon Paşalar olduğunu ve avukatları olduğu kendilerini savunabileceklerini düşündüğü için öyle söylediğini, Kemal ve Neriman Aydın’ın ne tür bağlantılar içinde olduğunu bilmediğini,

Şüpheli Eren MUMCU Sorgu beyanı; Neriman AYDIN’ı Noyan ÇALIKUŞU aracılığıyla tanıdığını, bu isimlerle telefon görüşmelerinin olduğunu söylediği,

Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ Emniyet İfadesinde; Neriman AYDIN’ı tanıdığını, Neriman AYDIN’ın Genel Kurmay Başkanlığı nezdinde hatırı sayılır bir kişi olduğu, Noyan ÇALIKUŞU aracılığıyla Neriman AYDIN’ın evine gittiğini, genel konular ve M. Kemal ATATÜRK ile ilgili konular konuştuklarını, Bir telefon görüşmesinde Neriman’la konuşurken söylediği “telefonuma virüs girdi, düşman boş durmuyor” sözünün espri amaçlı olduğunu, başka bir görüşmede de bir askeri öğrencinin hakkında yapılan soruşturmada yapacağı savunmayla ilgili Şüpheli Kemal Aydın ve Neriman Aydın’ın öğütlerde bulunduğunu, Neriman AYDIN’ın aydan bir M.D isimli şahısla görüştüklerini ve kendisine de bu isimden bahsettiklerini, Neriman AYDIN’ın bilgisayarından çıkan isim listesini kendisinin yüklemediğini sadece iki kişinin ismini verdiğini, Neriman Aydın ile yaptığı görüşmede; "Noyan’ı soruyorsunuz herhalde, neyle ilgili konuşacaksınız Neriman teyze" dediği, Neriman’ın "Bu çocukları sordun ya akşam gece, o konuda daha fazla bana ayrıntı vermek zorundasınız. İşin esasını anlamalıyım ki yazabileyim yoksa yazamam" dediği, kendisinin "bir konu daha var Neriman Teyze şimdi yani bu şeyler vardı ya bize vermiştin, Süleyman. Diyor ki bugün saat 08:30’da Sanatoryumda toplantı var, katılmak istersen diyo istediğin soruların cevabını bulabilrsin filan." dediği, Neriman'ın da "Gidebilecek misin? Hiç bir şey yapmayacaksın, sadece haber verip izlemeye gideceksin, sen sadece orda not tutacaksın, başka bir şey yapmayacaksın" dediği, kendisinin "normalde yasa dışı" dediği, Neriman’ın "Öyle mi o zaman orda katılan doktorlardan teğmenlerden biri yapsın yani arkadaşlarınızdan biri yapsın o işi, katılsın. Siz akşam gelebilirseniz gelin, ben bi ayrıntılı şu konuyu konuşalım. Böyle gönderemem böyle, size sormam gereken şeyler var." dediği konuşmayla ilgili olarak; bu konuda Neriman’a danıştığını, onun da oraya gidip not almasını söylediğini, yanına gitmediğini, özel görüşme yapmadığını beyan etmiştir.

Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’nin sorgu beyanında; 3 yıldır Neriman AYDIN ile görüştüğünü, Neriman Aydın ile görüştükleri basına aksedince M.B. paşanın çalıştıkları birimde ziyaret ettiğini, paşanın olayla ilgili bilgisinin olduğunu bu kişileri tanıdığını bu kişilerle görüşmelerinin hiçbir zararının olmayacağını iyi insanlar olduğunu söylediğini, Genelkurmay Başkanının selamını ilettiğini, Şüpheli Kemal Aydın ve Neriman Aydın’ın evine hafta sonları gidip kaldıklarını, Neriman AYDIN ile yaptıkları telefon görüşmelerinin doğru olduğunu, M.D isimli hocayla Neriman AYDIN’ın görüştüğünü ve kendisine de bahsettiğini,

Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’nin ikametinde yapılan aramada ele geçirilen; Üzerinde “belgelerim” yazılı CD içeriğinde, Neriman AYDIN’ in çeşitli şahıslar hakkında' hazırlanmış bilgilerin olduğu,

Üzerinde “Neriman AYDIN” yazılı CD içeriğinde Neriman AYDIN tarafından Sevgi ERENEROL, Rauf DENKTAŞ, Sayın (E.Albay) Hüseyin MÜMTAZ, Sayın Nuh Mete YÜKSEL, JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI (Yrb. Müfit Bey'in Dikkatine), Sayın Prof.Anıl ÇEÇEN, Ankara, 19.08.2003 BÎLGÎ NOTU (paşa ile yapılan görüşmeye hatırlatma notu), Sayın Tayyip YELEN (UGB Yeniden Kuvay-ı Milliye Genel Sekreteri), Org. Şener ERUYGUR JANDARMA GENEL KOMUTANI, E Jan. Tuğgeneral Veli Küçük, Sinan AYGÜN ATO BAŞKANI. Saym Dr.Necip Hablemitoğlu, Sayın Doç.Dr.Şengül H., Saym Orhan A. Sayın Erol MÜTERCİMLER, Sayın Binbaşı Selim B., Saym ATİLLA İLHAN, JD.KD.ALBAY CENGİZ Y., Saym Kemal Aydın, Sayın Namık Kemal Zeybek, Sayın Mustafa K. USİAD GENEL BAŞKAN YARDIMCISI, Sayın Hugo Chavez VENEZUELA DEVLET BAŞKANI, Sayın Muharrem K. CHP Malatya Milletvekili, Sayın Selami Y. CHP Kars Milletvekili, Sayın Tümgeneral Sabri D. gibi daha birçok şahsa yazılmış davet mektupları,

Şüpheli Noyan ÇALIKUŞU Savcılık İfadesinde; Neriman AYDIN’ı harp okulu 2. snıfı bitirmeye yakın yani 2005 yılında aile dostu M.Ç aracılığıyla tanıdığını, yaklaşık 1 yıl önce Neriman AYDIN’ın evinde sosyal ilişkiler çerçevesinde konuştuklarını ayrıca telefonla da görüştüklerini, Ercüment OVALI ile Neriman AYDIN ‘ın evinde oturup sohbet ettiklerini, Kara Harp Okulunda bir subay adayı olarak Ankara'da bulunmasından dolayı Neriman ve Kemal Aydın ile irtibata geçtiğini, daha sonra askeri öğrencilik hayatı boyunca ve bu zamana kadar kendileri ile sosyal münasebetler dâhilinde ilişkilerini devam ettirdiğini, Neriman Aydın'ı annesi gibi bildiğini üzerinde çok emeği olduğunu, Yaşar TOZKOPARAN ile de Neriman AYDIN’ın evinde bir kere beraber kaldıklarını, Neriman AYDIN’ın evine genellikle her hafta sonu gittiklerini, kendisini bilge bir kişi olarak bildiği için sorunlarını da ilettiklerini, ifadesinde Genelkurmay Başkanlığına bu sorunları ilettiğini söylemesinin sözünün dinlendiğini terör örgütüne adam toplamadığını gösterdiğini, Neriman Aydın'ın bazı şeyleri bilmemesinin iki kardeş arasındaki kimin neyi ne kadar bilmesi gerekiyorsa o kadar bilgi verildiğinden kaynaklanıyor olabileceğini,

18.09.2008 günü saat 10.26'da Neriman Aydın ile yaptığı görüşmede; Neriman’ın "Teyzem, Haticeyle ben konuştum. Yusuf beye ulaşmaya çalışacak." dediği, Noyan’ın "Tamam, üniformalı mı gideyim Neriman teyze yoksa" dediği, Neriman’ın "Yok sivil git sivil git. Fotoğrafını falan çekerler Allah korusun, sivil git teyzem." dediği, onun "Tamam. Peki ben ne konuşayım onlarla yani, dostuz, arkadaşız." dediği, Neriman'ın "Tabi ki, aile dostuyuz yani. Bundan başka, M. amcam vasıtasıyla tanıdığımız Selçuk’a seyahate geldiklerinde tanıdığımız dostlarımız, aile dostu olduk. Sonra, diğer arkadaşımı da ben amcamla tanıştırdım, sık sık evlerine gideriz yatarız, annesi annemdir, Neriman hanım teyzemdir, yani bütün yaşananlar, bunlar, Kemal bilge bir insandır. Biz Kemal amca, amca dediğimiz can insandır, sadece biz." dediği, onun "Sohbetleri, sohbetleri filan şey eder mi böyle, ne konuşurdunuz der mi?" dediği, Neriman'ın "Tabi, bütün dünyayı konuşuruz, danışırız bütün dünya hadiselerini" dediği, onun "Mustafa Kemal öğretir bize" dediği, Neriman’ın "Öğretir deme, Mustafa Kemal’i konuşuruz, dünyayı konuşuruz, dünyayı konuşuruz, tamam? Öğretmek değil de hani konuşmak, sohbet etmek, soru sormak. Zaten bunlar, gerçek olan bunlar. Başka bir şey değil. O bilge bir insandır, yani evet, başka bir şey de yok zaten. Biz kendilerinde kalırız, onlar bizim evimizde kalırlar, bunlar zaten yaşanan şeyler tamam mı. Harp Okularıyla ilgili sorabiliriz biz, Harbiye öğrencisiydik onunla tanıştığımızda, tabi ki biz sorarız, genç insanlarız yani." dediği, onun "Ben öyle fazla Mustafa Kemal’in askeri falanız demiyim değil mi?” dediği ve Neriman’dan ne şekilde ifade vermesi gerektiğine ilişin sorular sorduğu konuşma metni okunup sorulduğunda; Mustafa Kemal'in askeriyiz ibaresinin yanlış anlaşılıp başka bir anlam çıkarılabileceği için söylememesi gerektiğini düşündüğünü, 18.09.2008 günü saat 10.28'de yine Neriman Aydın ile yaptığı ve önceki görüşmenin devamı niteliğindeki telefon görüşmesinde; "Tamam, fazla Mustafa Kemal’in askerleriyiz falan demiyeyim." dediği, Neriman'ın "Deme, hayır hayır hayır, gayet normal." dediği, onun "Bir de orduevinde benim şey vardı, bir tane defterim vardı, o sürekli not aldığım defter." dediği, Neriman'ın "Onu götürme" dediği, onun "Onu, arama yaptılarsa, arama yapıyorlarmış herhalde şu an." dediği, Neriman'ın "Arama yapmazlar, sen tanıksın sanık değilsin. Başka sim kartın var mı? Bu sim kartını at, de ki, şunu kullanıyorum de.” dediği, onun “Başkasının H.’ın üstüne kayıtlı ama." dediği, Neriman'ın "Olsun, şimdi sen bu telefon simini çıkarıp atıyorsun, öbürü öbürünü takıyorsun tamam. Bunu hemen yok et." dediği, onun "Tamam başkasına, başkasına vereyim şu an, tamam." dediği ve aleyhlerine delil olabilecek verileri kaybetme taktikleri aldığı görüşme metni okunup sorulduğunda; bu görüşmede imha edilmek istenen sim kartın Eskişehirli olduğunu hatırladığı H.Ü.'a ait olduğunu, görüşmenin o andaki psikolojik durumları nedeniyle yaptıkları bir görüşme olduğunu, 18.09.2008 günü saati 11.20'de Neriman Aydın ile yaptığı görüşmede; "Neriman teyze bu şimdi telefonlarla ilgili telefonun kayıtlarıyla ilgili falan çıkarsa ne yapayım ne diyim?" diye sorduğu, Neriman'ın "Bunu mu kullanacaksın öbür sim kartını mı, hangi numaranı vereceksin? Sen bi kapat sen bi kapat, ben başka numaradan arayım seni." dediği konuşma metni okunup sorulduğunda; telefonlar, görüşmeler dinlendiği için yapılmış görüşmeler olduğunu, 18.09.2008 günü saat 11.21’de Neriman Aydın ile yaptığı görüşmede; Neriman'ın "Bak şimdi ne yapacan biliyor musun o zaman teyzecim. Bu numarayı değil o numarayı vereceksin. Yeni hattı yani o numarayı kullanıyorum diyeceksin. Daha önce 505 kullandım attım, bilmiyorum numaramı. Bunu verirsen bunu verirsen, burdaki konuşmaların tamamını dökecekler teyzem. Ama bu simini de bu simini de yok et. Olur telefon götürme ama, numaran dedikleri zaman da işte bir numara ver. Bu numaranı verme, bu numaranda çok kayıtlı şey var şimdi." dediği, onun "Doğru, kayıtlı çok şey var, yalnız bu telefon numarası da bizim şeye kaydı, işte Eskişehirli var ya." dediği, Neriman’ın "Hadi teyzem, götürme telefonunu." dediği konuşma metni ile aynı gün saat 11.26'da Neriman ile yaptığı görüşmede; Neriman'ın "Bu telefonu ne yapıyorsan yap ama bu numarayı verme sakın" dediği, onun "Yok yok, tamam Neriman teyze tamam." dediği, Neriman'ın "Hadi teyzem, çünkü bak seninle bu konuşmalarıma istinaden gelir beni de alırlar çünkü. Bu, bunlar bu telefonda kayıtlı, şimdi gelir beni de alırlar." dediği konuşma metni ve yine aynı gün saat 11.27'de Neriman ile yaptığı görüşmede; Neriman'ın "Sen sen, akıllı bir çocuksun. Yani dostluk dışında bir şey yok zaten teyzecim biliyorsun. Ayrıca da yüksek mahkemeye bizim şahitliğimiz var diyeceksin, şahitlik talebimiz var. Ama bu numara bu numara, son derece tehlikeli şu numara." dediği, onun "Eski numaramda da yalnız bazı şeyler olabilir, kullanmıyorum" dediği, Neriman'ın "Olsun, ama bunun ama bunun kadar değil. Yusuf beyin telefonunu aklında tut, avukatımı istiyorum de tamam mı. Avukat gelmeden de konuşma sakın. He savcılıkta ver ifadeni. İfadeni savcılıkta ver, şeyde verme bak, Yusuf bey sana ulaşmadan ifade verme. Ama şu numaranı lütfen verme." dediği, onun "Yok yok, onu şimdi imha ederim birazdan." dediği konuşma metni birlikte sorulduğunda; genç yaşta gözaltına alınmasının verdiği sıkıntıyla ilgili olduğunu, 18.09.2008 günü saat 12.46'da Neriman Aydın’a gönderdiği "Teyzecim paşayla görüştüklerimizi söyleyim mi savciya" mesajı okunup sorulduğunda; M.B. paşayla yaptığı görüşmeyi anlatıp anlatmayacağını Neriman Aydın’a sorduğunu, onun doğru olmayacağını söylediğini ancak avukatıyla yaptığı görüşmede paşayla yaptığı görüşmeyi anlatmasının doğru olacağı söylendiği için burada anlattığını, Lüleburgaz Orduevi 109 numaralı odasında yapılan aramada bulunan "Kayhan Yapı Malzemeleri" antetli ajandanın yapılan incelemesinde ajandada yazılı "Kemal amcam bu işe 4 kişi başladı. Onunla Neriman teyzeme saldırmadılar. Ercüment ağabeyle Hakan abiye saldırdılar. Ercüment abi sınıfı geçti, Hakan abiyi satın aldılar. Halbuki yetenekliydi, ama ruh lazım.” şeklindeki not okunup sorulduğunda; Kemal Aydın’ın insanlara Mustafa Kemal ilmini anlatmaya tam olarak hatırlayamadığı bir tarihte 4 kişiyle başladığını, bunların Neriman Aydın, Ercümen Ovalı ve H. E. olduğunu ve notun bunlarla ilgili olduğunu,

Şüpheli Noyan ÇALIKUŞU sorgu beyanında; 2008 yılında Zaman Gazetesinde Kemal Aydın ve Neriman Aydm ile görüştüğü hakkında haber yer aldığını, bunun haber üzerine Tuğgeneral Mustafa B.’nin özel olarak Eğitim Tümen Komutanlığında kendisi ile görüştüğünü, Kemal Aydın ve Neriman Aydın ile 3 yıldır görüştüğünü söylediğini, Kemal ve Neriman AYDIN ile olan irtibatını anlattığını, bunun üzerine Tuğgeneral Mustafa B.’nin bu şahıslarla görüşmesinin hiçbir sakıncası olmadığını söylediğini, Genel Kurmay Komutanının selamını ilettiğini, 3 yıldır bu şahıslarla görüştüğünü, bu şahıslar terörist olsa Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu şahıslarla görüştüğünü bilmemesinin ve engel olmamasının mümkün olmayacağını, Kemal Aydın ile 3 sene önce 2005 yılının Ağustos ayında aile dostu olan Metin Ç. vasıtasıyla bir görüşme esnasında tanıştıklarını, sosyal münasebetler çerçevesinde kendileri ile ailece görüşmeye başladığını, şahıslarla ilk kendisinin tanıştığını, daha sonra Mehmet Ali Çelebi ile birlikte evlerine gittiklerini, evlerinde misafir edildiklerini, hafta sonları gittiklerini, onların evlerinde kaldığı günlerin olduğunu, dünyadan, Türkiye den konuştuklarını, Mustafa Kemal i anlattıklarını, örgütsel herhangi bir görüşmelerinin olmadığını, Durmuş Ali Özoğlu nu 2 sene önce Kemal Aydın ve Neriman Aydın vasıtasıyla tanıdığını, kitap fuarında tanıştıklarını, kendisini en fazla 2 kez Neriman ALDIN’ın evinde gördüğünü, gittikleri evin İşçi Partisinin dokümanlarında belirtilen karargah evi olmadığını, gittikleri evin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından bilindiğini,

Şüpheli Neriman AYDIN’ın bilgisayarında yapılan incelemede;

-NOYAN ÇALIKUŞU [3] isimli e-posta adresinden 09.10.2006 tarihinde Neriman Aydın’a gönderilen e posta, -NOYAN ÇALIKUŞU [4] isimli eposta adresinden 26.10.2006 tarihinde Neriman Aydın’a gönderilen e posta, -Neriman Aydın tarafından 24.01.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli şahsa gönderilen e posta, -Neriman Aydın tarafından 29.01.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU’na gönderilen e posta, -Noyan ÇALIKUŞU tarafından 20.02.2007 tarihinde Neriman Aydın’a gönderilen e posta, -Neriman Aydın tarafından 21.02.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli e posta adresine gönderilen e posta, -Noyan ÇALIKUŞU tarafından 06.03.2007 tarihinde Neriman Aydın’a gönderilen e posta, -Neriman Aydın tarafından 09.10.2006 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU’na gönderilen e posta olduğu görülmüştür.

Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun savcılık ifadesinde; Neriman AYDIN’ı bizzat tanıdığını, Neriman AYDIN’ın tahminen 2007 senesinde kendisinin Asala PKK isimli kitabını okuyup beğendiğinden bahisle bir mektup gönderdiğini, Neriman AYDIN’ı telefonla aradığını, teşekkür ettiğini, Daha sonra Kemal AYDIN ile birlikte İstanbul’a gelişlerinde ziyaretine geldiklerini, Böylece yüz yüze tanışmış olduklarını, Aile dostu olduklarını ve görüşmelerine devam ettiklerini, Ercüment OVALI’yı Neriman ve Kemal AYDIN aracılığıyla tanıdığını,

06.01.2008 günü saat:23.12'de Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; NERİMAN'ın "Çelebi Komutan vardı onu bıraktık Emre için yarın Disiplin Kuruluna çıkacak ona bi hazırlık yaptık şöyle savunsun diye inşallah yarın öyle savunacak kendini" "Geçenki olaydan dolayı savunacak","…ama Kemal Kemal amcası onunla konuştu sözlerini aldı her şeylerini devam edecek yani devam bırakmak yok devam" şeklindeki telefon konuşması soruldu; Görüşmede geçen ÇELEBİ komutan Mehmet Ali ÇELEBİ isimli kara harp okulu öğrencisi olduğunu, şu anda teğmen olmuş olacağını, Emre’ninde aynı okulda öğrenci olduğunu, Soy ismini bilmediğini, bu iki kişinin akraba olduklarını tahmin ettiğnii, Emre’nin okuldaki disiplinsizlik olayı nedeniyle karşı karşıya kaldığı cezaya ilişkin bir konuşma olduğunu, Neriman AYDIN’ın bu kişilerin babalarıyla aile dostu olduğunu bildiğini, Bu nedenle Neriman AYDIN’ın bu konuyla ilgilendiğini, ÇELEBİ’yi Neriman’ların evinde bir sefer gördüğünü, Emre’yi ise sadece duyduğunu, gördüğünü hatırlamadığını,

Yine aynı görüşmenin devamında; NERİMAN'ın "Ablası ya laylaylomla devlet meseleleride millet meseleleri laylaylomla  nasıl ...olacak" "…bu tarafta binler yüzlerce çocuk var ve Kemal abini dinlemek için sırada bekliyolar bir dakika bırakmıyolar ki o Harbiyeli çocuklar yani yeni çocuklar" şeklindeki telefon konuşması soruldu; bu kişilerle Ankara’ya gidişlerinde görüştüğünü, vatan ve millet sevgisi konularındaki fikirlerinden etkilendikleri için Neriman AYDIN’nın idol olduğunu söylediğini,

20.03.2008 günü saat:11.11'de Neriman AYDIN ile yaptığınız görüşmede; kendisinin "Noyan falan döndü mü abla" dediğiniz, NERİMAN'ın "Noyan Eğirdir de amcası Özel Kuvvet" "Amcası çok selamları var dünde Mehmet Ali Çelebi nin var selamı" "Noyan da Özel Kuvvet seçmelerin de bunu epeyce bir sıkıştırmışlar…" dediği, Durmuş’un "İyi çok iyi yok o çocuk güzel şeyler yapacak" dediğiniz, NERİMAN'ın "İnşallah sayende amcaları valla sayende hep sen onlara idol oldun örnek oldun gıptayla seni izliyorlar" şeklindeki telefon görüşmesi soruldu; Bu çocuklar kitapların okudukları için idol olarak gördüklerini Neriman AYDIN’ın söylediğini,

19.04.2008 günü saat:09.32'de Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; NERİMAN'ın "…akşama seninkiler vardı Çelebi ile Kemal abin" "dedim Kahraman benden her hafta rapor alıyor dedim bunların durumu nasıl diye…" "….Noyan diyoki ablası amcası Kırmızı Beyaz okuyorum dağda" "Dedimki ya amca a ya şu amcanın şimdi gözüne girdin ha dedim Eğridir in dağlarında kitap okuyasan Kırmızı Beyaz tamam mesele yok valla okuyom Neriman teyze dedi herkese de okutturuyom dedi" dediği, Durmuş’un "Valla okuyorsa güzel işte tamam valla Noyan yırttı yani şimdilik" "VALLA BENİM ÇOCUKLARA HEPSİNE MECBUR KOŞUYORUM ya en az iki kitap olacak çantasında" "İlkinde mırın kırın ettiler abi yani o şartları biliyosun filan öyle yok dedim yok yok yok sıçtırmayın şartına vurulduğunuzda yaralı yatacaksınız kitap okuyacaksınız kitap okuyacaksınız o zaman" şeklindeki telefon konuşmaları soruldu. Neriman AYDIN’ın rapor vermekten bahsetmesindeki kastının, Noyan’ın kitap okuyup okumadığını söylemesi olduğunu, Kırmızı Beyazın bir yayınevi ismi olduğunu, set halinde kitapları olduğunu, burada bunu kastettiğini, kitapların Atatürk ile ilgili olduğunu,

18.06.2008 günü saat:10.23'te Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; NERİMAN'ın "…bizim teğmenlerin senin tanımadığın bir Eren Teğmenimiz vardı abisi" dediği, Durmuş’un "Ereni biliyorum" dediği, NERİMAN'ın "Ereni biliyorsun o Komando olarak Hakkariye gitti" "Hakkaride bunun çıktığı bir kız var son konuşmamızda ben kurmay olmayacağım dedi kemal amcasıda ona çok kızdı kurmay olmuyorsan bu işi bırak dedi" dediği, Durmuş’un İyi köskös en fazla Albay olarak emekli olur gider" şeklindeki telefon görüşmesi soruldu;

Mehmet Ali Çelebi ve Noyan ile birlikte Ankara’daki kitap fuarına geldiğinde görüşmede geçen Eren’i tanıdığını, Erenin kız arkadaşından dolayı kurmay olmaktan vazgeçtiğini, Neriman’ın anlattığını, Eren’in albaylıktan emekli olacağını söylediğini,

29.12.2007 günü saat:14.59'da Neriman AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş. A. ÖZOĞLU’nun "Bu şey kargo gelmiş bana haber ettiler onu" dediğiniz, NERİMAN'ın "Heh o Ercüment hocanın şeyleri dava dosyalarının" dediği, Durmuş. A. ÖZOĞLU’nun "Dava dosyalarının" "Öyleymiş eeee onu eee kopyaları ben avukata verdirttireyim mi yoksa ben bana ulaştırsınlar ben inceleyeyim mi" dediği, NERİMAN'ın "Sen bilirsin yani onlar senin için hazırlandı" "Onlar senin için hazırlandı esasları şeyde zaten Hakan da" dediği, Durmuş. A. ÖZOĞLU’nun "Ha Hakan şimdi davaya girip çıkıyor demi" dediğiniz, NERİMAN'ın "Girip çıkıyor girip çıkıyor eee en son bu geçen haftaki davada o Tekelioğlu denen hoca profesör evet ben Ercüment hocanın odasından dosyayı kendim çaldım diye itiraf etti ve bu kayıtlara geçti" "Evet en son böyle bir hadise oldu ikinciside dün akşam hoca abini aradı dediki Bedrettin DALAN aradı dedi ki bize ancak Türk çocuklarına yardım etmek düşer hoca gel sözleşmeyi imzalayalım" "Kök hücre kurduracak Yeditepe de labratuar" dediği, Durmuş. A. ÖZOĞLU’nun "Eeee şeyin hocanın şeyi ney durumu ne bakış açısı ne meyili ne ablacım" dediğiniz, NERİMAN'ın "İlim bana ait diyor yani benden ürün alacaklar diyor" dediği, Durmuş. A. ÖZOĞLU’nun "Yani ürün alacaklarda tamam da para kazanacak mı o" dediğiniz, NERİMAN'ın "Para kazanacak" dediği, Durmuş. A. ÖZOĞLU’nun "Eee ablacım ben bunu o zaman eee şeye aktarım bi Ankara ya" "Ankara ya aktarım da eee bu konuyu ben eee yani ivedilikle aktaracağım ve bi değerlendirme yapılsın hemen" şeklindeki görüşmesi okundu, sorulduğunda;

Ercüment OVALI’nın kök hücre konusundaki çalışmalarından dolayı üniversite idaresi ile davaları olduğunu, Encümentin Karadeniz Teknik Üniversitesinde öğretim görevlisi olduğunu, bu dava dosyalarını Neriman Aydın’ın kendisine ulaştırdığını, kendisinide bunları Ankara’daki Türk Tıpsan isimli askeri ortaklığı da olan kuruluşa gönderip kök hücre konusundaki çalışmalarda maddi destek isteyeceğini, daha doğrusu ortaklık isteyeceğini, ancak dosyaları göndermediğini ve avukata verdiğini, Zaten kendisine gönderilen dosyalar’ın dava dosyaları olduğunu, ortaklığa ilişkin olmadıklarını, Ercüment Ovalı ile yüzyüze sadece bir defa görüştüğünü, ancak Neriman ve Kemal aydın aracılığıyla haberleşmesinin olduğunu, kendisini tanıdığı için yardımcı olmak istediğini,

06.01.2008 günü saat:23.12'de Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; NERİMAN'ın "…o Bankayla ilgili bi rapor hazırladım 10 sayfaya yakın" "Savunma Sanayi kuruluşlarımızın Amerikan şirketlerine nasıl ihbar edildiğini yazdım" "Belgeli hangi kurumlar vasıtasıyla kimler vasıtasıyla yapıyolar bu işi hazır hemen hemen, eklememi istediğin başka bişey varmı o konuya ait" "Bu konuyuda bi Millet evladı olarak gündeme getireyimmi yani kurumları çünkü Ziraat Bankası içinde söz konusu Merkez Bankası içinde" şeklindeki görüşmesi okundu, sorulduğunda;

Neriman Aydın’ın vatandaşlık görevi olarak kendi branşı olan bankacılık konusunda bir rapor hazırlayıp Genel Kurmay Başkanlığına sunmak istediğini söylediğini, gazeteci olarak kendisine rapora katkısı olup olmayacağını sorduğunu,

14.01.2008 günü saat:14.42'de Neriman AYDIN'ın gönderdiği mesajda; "ablasi sana e posta attim ama cevap gelmedi. kurtculuk yapanlar bu aksam koln de buyuk katilimli bir toplanti yapiyorlar. aytekin katilacak emirlerini bekliyor. demin sana söylemeyi unuttum. müsaitsen bu konuya dair emirlerini alalim, sevgi ve dualarimizla" şeklinde mesaj okundu, sorulduğunda; Aytekin’in Almanya’da yaşayan bir arkadaşı olduğunu, aynı zamanda Neriman Aydın’ın da tanıdığı olduğunu, Aytekin’in Almanya’da Kürtçülerin yaptığı bir toplantıya katılıp görüntü alacağını kendisininde yayınlayacağını,

17.01.2008 günü saat:13.43'te Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; NERİMAN'ın "…iyi abin de iyi o da çalışmalara devam ediyordu dün Abdülkadir birini getirdi yaklaşık 5 saat falan onunla Diyarbakır dan konuştu baya bi ortalık sarsıldı tabi insanların haberi yokmuş bisürü bişeyden Dengir Fırat Abdülkadire ısrarla seninle görüşelim falan filan onunla ilgili abinden bilgiler aldı abi kiminle konuşayım ne konuşayım ben bu adamlarla üzerimden gitmiyorlar sürekli sıkıştırıyorlar saflarına çekmek için falan diye onlarla meşguldu dün sabahta konuştuk iyiydi görevini yapıyor ablası hepimiz görevimizi yapıyoruz canım benim" "Canım benim raporumu okudun mu" dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun "Okudum ablacım okudum" "Onu tekrar bi sakin kafayla tekrar bi gözden geçirecem ablam" "Ondan sonra gereğini yapıcaz" dediği, NERİMAN'ın "Başka başka emrin var mı bize" "valla yani senin elinden bir kılıç almak isterim yani" şeklindeki görüşmesi okundu, sorulduğunda;

Daha öncede bahsedilen Ziraat bankası ile ilgili mektup olduğunu, Diyarbakır’dan konuştuğu kişi hakkında bilgisi olmadığını, “senin elinden bir kılıç almak isterim” şeklindeki sözlerle kendisinden kalem istediğini zannettiğini,

26.03.2008 günü saat:13.18'de Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; NERİMAN'ın "…ne var ne yok yakında mısın uzakta mısın" dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun "Uzak ablam ......" "Sana benim şeyden yollayacam 1 tane niyeyse benim aklıma böyle takıldı kimse de yok benim fotoğrafım" "Şimdi biz belki bugün dönücez heralde" "Yani şeyin durumuna bağlı işte bir numaranın durumuna bağlı" "Seyahatte biliyorsun" "Hı belki bugün yada yarın dönme durumu var" "Muhtemelen herhalde döneriz biz eğer dönersek uğrarız zaten de yanına" "Kaçıcam firarimi verin dedim yani" şeklindeki görüşmesi okundu, sorulduğunda;

1 numaradan kasıt Cumhurbaşkanı veya Genel Kurmay Başkanı olabileceğini, Neriman Aydın’ın her ikisi ile de bir bağlantısı olduğuna dair bilgisi olmadığını,

Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU sorgusunda; Neriman Aydın vasıtasıyla Kemal Aydın’ı tanıdığını, bir müddet sonra samimiyetinin arttığını, sık sık görüştüklerini, Ankara’ya gittiğinde onlarla tanışan harp okulu öğrencisi ve yeni mezun askerlerlede tanıştığını, konuşmalarında nasıl özel harekatçı sıfatını yansıttığını bilmediğini, özel harekatçı tanıdığı arkadaşları olduğundan onların jargonuyla konuştuğunu, herhangi bir şekilde resmi , gayri resmi askerlikle bir ilgisi olmadığını,

Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsa ait, HP marka Bilgisayar içerisinden çıkan, Fujitsu marka hard diskinin içerisinde File2008-06-26 05-59-35.jpg isimli resim dosyası içerisinde; toplumsalhaber.com isimli sitede yazar olan şahısların isimlerin bulunduğu ekran görüntüsünün resim olarak kaydedildiği, şüpheliler Emin GÜRSES, Neriman AYDIN ve Ali ÖZOĞLU isimli şahısların adlarının yazılı olduğu,

File2008-06-28 00-48-50.jpg, File2008-07-01 01-41-53.jpg, File2008-07-01 03-34-20.jpg isimli resim dosyaları içerisinde; Ali ÖZOĞLU isimli şahsa ait aliozoglu@gmail.com isimli e posta adresine gelen e postaların görüldüğü ekran görüntüsünün resimlerinin olduğu, şüpheli Neriman AYDIN ile Ulusal KANAL’dan gelen e postaların bulunduğu,

Şüpheli Neriman AYDIN’ın bilgisayarında yapılan incelemede; Neriman Aydın tarafından 20.02.2007 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsa yazılan mektup olduğu, dokümanlarında yapılan incelemede “Hoca M.Dumlu’nun düşünceleri ve önerileri alınacak Zara ile ilgili düet için görüş sorulacak yazı yazılacak Şener Eruygur, Ali Özoğlu konuk” yazdığı görülmüştür.

Şüpheli Yaşar TOZKOPARAN savcılık ifadesinde, Neriman AYDIN’ı tanıdığını, bu şahısla Noyan ÇALIKUŞU’nun komutanı aracılığıyla tanıştığını, Neriman AYDIN’ın evine 3-4 kez gittiğini ama hiç kalmadığını, Neriman AYDIN’ın üniversite mezunu olduğunu zannetmediğini, bu kişilerin ATATÜRK’e farklı bir açıdan baktıkları için sohbetlerine katıldığını, Neriman AYDIN’la okul dönemi boyunca 2008 mayıs ayına kadar görüştüğünü, kendisinin Neriman AYDIN ve Kemal AYDIN’la aynı ortamda bulunduğunu, Neriman AYDIN ve Kemal AYDIN'la herhangi bir akrabalığının, yakınlığının olmadığını, kendisini Noyan ÇALIKUŞU’nun tanıştırdığını, 21.07.2008 günü saat 16.38'de yapılan görüşmeyi İzmir Urla'da askeri eğitim kampındayken hafta sonu İzmir'de şüpheli Noyan komutanının Selçuk'ta yanına gittiğinde Neriman AYDIN'la yaptığı görüşme olduğunu, önce Noyan’ ın, Neriman AYDIN'la görüştüğünü sonra telefonu kendisine verdiğini, kendisinin görüştüğünü, bu görüşme Neriman AYDIN' ın tahliyesinden sonra olduğu için suçlu olup olmadığını bilmediğini, Devletin kurumlarının terör örgütü dediği ERGENEKON'la ilgili bunların ilişkili olup olmadığım öğrenmek için görüştüğünü, orada Neriman AYDIN' ın anlatımları üzerine "evet alçaklar" şeklinde cevap vermesinin nedeni Neriman AYDIN'ı tanıdığını, bu kişinin tahliye edilmesinden sonra terör örgütüne üye olduğunu düşünmediğinden uğramış olduğu haksızlıktan dolayı ağzından alçaklar şekilde söz çıktığını, Neriman'ın "eve de gelmeyin ha bak sakıncalısınız" şeklindeki sözünün yorumunu yapamayacağını

Şüpheli Yaşar TOZKOPARAN sorgu beyanında; Neriman Aydın ile komutanları olan Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu aracılığı ile tanıştığını, kendileri ile birlikte Salon Buluş Kafede görüştüklerini, Neriman Aydın gözaltına alındıktan sonra Kemal Aydın’ ın tutuklandığını, daha sonra evine gittikleri diğer şüphelilerle aralarında bu konuda telefon görüşmeleri yaptıklarını, bu şahsın haksız yere tutuklanmış olabileceğini konuştuklarını, şüphelilerden Mehmet Ali Çelebi, Noyan Çalıkuşu, Neriman Aydın ile yaptığı telefon görüşmelerinin doğru olduğunu ifade etmiştir.

Şüpheli Doğukan YORULMAZ Emniyet İfadesinde; Neriman AYDN’ı medyadan tanıdığını,

Şüpheli Doğukan YORULMAZ Savcılık ifadesinde; Neriman Aydın ile irtibatı sorulduğunda ismini gözaltına alındığı zaman duyduğunu, Neriman AYDIN’ın evinde yapılan aramada ele geçen belgedeki isimlerin kim olduğu sorulduğunda kendisiyle beraber askeri okuldan ayrılan kişilerin isimleri olduğu ama bu isim listesini Neriman AYDIN’a kendisinin vermediğini söylemiştir.

Şüpheli Doğukan YORULMAZ Sorgu beyanında; Neriman AYDIN’ı tanımadığını belirtmiştir

Şüpheli Önder KOÇ savcılık ifadesinde; Kemal Aydın ve Neriman Aydın’ı arkadaşı olan Noyan Çalıkuşu’ nun bahsetmesi nedeniyle bildiğini ancak evlerine hiç gitmediğini ve hiç görmediğini beyan etmiştir.

Şüpheli Hasan Hüseyin UÇAR Savcılık beyanı; Neriman AYDIN’ı tanımadığını ve evine hiç gitmediğni ve evinde bulunan, evine gelen askeri öğrencilerinin bulunduğu listeyi bilmediğini,

Şüpheli Hasan Hüseyin UÇAR Sorgu beyanı; Neriman AYDIN’ı tanımadığını ve telefon görüşmelerinin olmadığını,

Şüpheli Hamza DEMİR Emniyet İfadesinde; Neriman AYDIN isimli şahsın Kemal AYDIN’ın kardeşi olup bu vesile ile tanıdığını, kendisi ile de Kemal AYDIN’la olduğu gibi ailece görüştüğünü. Bu şahsın iş yerine hiç gitmediğini,

Şüpheli Hamza DEMİR Sorgu beyanı; Neriman Aydın ile birlikte olduğunu gösteren fotoğrafların doğru olduğunu, iletişim tespit tutanaklarının doğru olup kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.

Şüpheli Muhammet Murat AVAR emniyet ifadesinde; Neriman AYDIN ve Kemal AYDIN’ı 1 yıl kadar önce Ankara’da tanıdığını, babasının kanser hastası olduğunu, tedavisininde kök hücre yöntemi ile olacağını öğrendiğini, Ercüment OVALI’nın bu konuda çalıştığını öğrendiğini, tanıdıkları vasıtasıyla Ercüment OVALI’ya ulaşabileceği kişi olarak Neriman AYDIN ve ağabeyi Kemal AYDIN’a ulaştığını, 8-9 ay kadar önce Siyami YALÇIN ile Ankara’ya gittiklerinde Neriman AYDIN ve Kemal AYDIN’ın evlerine gidip 15 dakika kadar görüştüklerini,

Şüpheli Muhammet Murat AVAR’ın savcılık ifadesinde: Siyami YALÇIN’ı NERİMAN AYDIN ile geçen yıl bu aylarda tanıştırdığını, 7-8 aydır NERİMAN AYDIN ile her hangi bir görüşmesinin olmadığını, SİYAMİ YALÇIN, NERİMAN AYDIN ve KEMAL AYDIN ile her hangi bir örgütsel ilişkisinin olmadığını,

Şüpheli Siyami YALÇIN emniyet ifadesinde; Neriman AYDIN isimli şahsı 8-10 ay önce Muhammed Murat AVAR vasıtasıyla tanıdığını, belirttiği tarihte çocukluk arkadaşı olan ve memleketi Erzurum’da gazetecilik yapan Muhammed Murat AVAR ile Ankara’ya gittiklerini, Muhammet ile Neriman AYDIN’ın evine gittiklerini, Neriman AYDIN’ı ilk kez burada gördüğünü, 15 dakika oturup çay içtikten sonra kalktıklarını, Neriman AYDıN’ın ne iş yaptığını söylemediğini, sonradan Ziraat Bankasında çalıştığını duyduğunu, Neriman AYDIN ile yüz yüze bir daha görüşmediğini, ancak Erzurum’da yapılan ihalelerle ilgili kendisiyle telefon görüşmelerinin olduğunu, aralarında ticari bir husumetin olmadığını beyan etmiştir. Neriman AYDIN ile yaptığı telefon görüşmeleri sorulduğunda; Erzurum İç Tedarik Bölge Başkanlığında yapılan kömür ihalesini PKK sempatizanı olduğunu öğrendiği Şırnak’lı kişilerin kazandığını, zoruma gittiğini, Neriman AYDIN ile görüşmesi esnasında “Bizim işimiz TSK ile, bu konuda bir sıkıntın olursa bizimle paylaş” dediği için bu konuyu kendisine anlattığını, sonuçta ihale konusunda bir değişiklik olmadığını, ihaleyi alan firma yetkililerin ihaleye giren diğer firmaları da tehdit ettiği kanaatine vardığını, çünkü aynı ihalenin eşdeğeri Diyarbakır’da yapıldığını, Diyarbakır’daki ihaleyi alan firmanın ihaleye gelip katılmamasını da buna bağladığı için rahatsızlık hissettiğini,

Şüpheli Siyami YALÇIN savcılık ifadesinde: Neriman AYDIN’ı arkadaşı Muhammet Murat AVAR aracılığı ile tanıdığını, birlikte Neriman AYDIN’ın evine gittiklerini, Neriman AYDIN’ın Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili bir işiniz olursa kendisini aramasını söylediğini, neden bu şekilde söylediğini ve ne bağlantısı olduğunu bilmediğini, Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmeler sorulduğunda; 07.03.2008 günlü telefon görüşmesi okunup, sorulduğunda; ihale konusu olduğunu ilk tanıştıklarında TSK içerisinde işi olursa aramasını söylediği için Neriman AYDIN' ı arayarak, durumu anlattığını, o nunda Erzurum korordudaki istihbarat subayı Ahmet Yarbay'a konuyu anlatmasını söylediğini, zaten bu kişiyi tanıdığını, onun ihale konusunda fazla bir yardımı olamayacağını söylediğini, 14.03.2008 günlü telefon görüşmesi okunup, sorulduğunda; aynı ihale konusu olduğunu, Neriman AYDIN' ı arayıp, daha önce bahsettiği ihale konusunun sonucunu sorduğunu, onunda konunun araştırıldığını söylediğini, görüşmede geçen BİRBUÇUK tabirinin saat belirtmek amacıyla olabileceğini, 27.03.2008 günlü telefon görüşmesi okundu, soruldu: Aynı ihale konusu olduğunu, bu konuda bilgi verileceğini söylediği için daha bilgi verilmediğini NERİMAN AYDIN' a söylediğini, Onunda işin devlet işi olduğunu, daha önce kendisine gönderdiği kömür ihalesini alan PKK yandaşı şirket bilgilerinin incelendiğini, gönderdiği emailde açıkca ismini yazdığı için de dikkate alındığını söylediğini,

Şüpheli Hatice BAHTİYARIN savcılık ifadesinde; Neriman AYDIN lie 2-3 yıldır tanıdığını, Kemal ve Neriman AYDIN ile Durmuş Ali ÖZOĞLU ‘nu tanıştırdığını, Toplumsal haber isimli internet sitesinin sahibi olduğu yayınevine bağlı bir internet sitesi olduğunu, ayrıca Neriman AYDIN ‘ın bu sitede yazı yazdığını,

istiyorum, H.B.’in kendisini kazıkladığından Necip Bey’in kitaplarının trilyon liralar tuttuğundan, kendisine kazık atıldığından bahsetti. Bunları neden söyledi? Sevgi hanım Toplumsal Dönüşüm Yayınevinde neler oluyor insanlar (Hüseyin M. vs) kimseler paralarlını alamadılar Galiba devirler falan olmuş dedi Ergun Poyraz da bunun üzerine (O kadın devredildi dedi) (H. evden bile çıkmıyormuş) dedi” devamındaki sayfa da “(2) Paşalardan ve Türk ordusunun paşa …Yahudiler elinde olduğundan bahsedildi. –T.K, Y.B., E.Ö.-H.Ö.’ün akraba ve (dönme) Sabatyist-Yahudi olduklarından bahsedildi- …Bu fikirlerin ısrarlı sahibi Ergun Poyraz Ya şimdi E.Poryraz’ın bu düşüncesini yorumlamak istiyorum; Bu adam TSK’nın yardım ve korumasıyla kitap yazıyor, belgelere ulaşıyor, ama adam ordu aleyhinde propaganda ya ısrarla devam ediyor- Bu adam gerçekten Ordunun mu yoksa ordudaki din ağırlıklı kesimin mi yoksa ordudaki mason ağırlıklı kesimin mi emrinde?” yazdığı görülmüştür.

Şüpheli Neriman AYDIN’ın telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda;

1 Sevgi ERENEROL 56

2 Durmuş Ali ÖZOĞLU 615

3 Eren MUMCU 14

4 Ercüment OVALI 36

5 Erkut ERSOY 1

6 Ergün POYRAZ 2

7 Hatice BAHTİYAR 358

8 Kemal AYDIN 2249

9 Kemal KERİNÇSİZ 2

10 Mehmet Ali ÇELEBİ 618

11 Muhammet Murat AVAR 26

12 Noyan ÇALIKUŞU 327

13 Paşa Ümit ERENEROL 2

14 Sinan Aydın AYGÜN 1

15 Siyami YALÇIN 30

16 Hamza DEMİR 10

e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi

[değiştir]

Ergenekon Terör Örgütüne yönelik yapılan soruşturmada çeşitli şüphelilerden ele geçirilen DEVLETİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İÇİN ÖNERİLER (MASTIR PLAN ÖN ÇALIŞMASI) isimli dokümanda, terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetlerine sızma ve Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanma faaliyetlerinin hedeflendiği ve bu hedefin gerçekleştirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiği belirtilmektedir.

Soruşturma kapsamında yakalanan şüpheliler Neriman AYDIN, Kemal AYDIN ve Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısların Ergenekon Terör Örgütünün hedeflerini gerçekleştirme amacıyla hayati derecede önem verdikleri Türk Silahlı Kuvvetlerine sızabilmek için bir kısım Harp Okulu öğrencilerine çeşitli şekillerde ulaşarak örgüte kazandırdıkları dosya kapsamıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır. Yine soruşturma kapsamında yakalanan şüphelilerin iddianamenin giriş kısmında belirtilen alışılmış terör örgütlerinin kullandığı yöntemlerden farklı olarak devletimizin temel kurumlarını karşılarına almak yerine devletin bütün kesimlerinde bulunan görevliler arasında örgütlenmeye çalıştıkları, bu bağlamda Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmaya özel bir önem verdikleri anlaşılmaktadır.

Ergenekon Silahlı Terör Örgütü içinde 2002 yılında Milli Mücadele Hareketi olarak meydana getirilen bu oluşumun liderinin şüpheli Kemal Aydın olduğu hususunda dosya içeriği karşısında bir kuşku bulunmamaktadır. Örneğin şüpheli Neriman Aydın tarafından 20.02.2007 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsa yazılan mektupta; “Bizim düşüncemiz ise millet bu büyük davayı bir güç halinde konuşuncaya kadar Önder’i bu tür emperyalist tedbirlerden ve yaratacakları bilinçli ve amaçlı tehlikelerden uzak tutmaktır. ancak yine karar Önderimizin ve sizindir…Kemal Aydın’dan ve Ali Özoğlu’ndan birer tane daha olsaydı keşke, ama yok… yok yok.. Öncelikli görevimiz sizi gücümüzün yettiğince korumaktır…”, 09.11.2005 tarihinde Sevgi ERENEROL isimli şahsa hitaben yazılan mektupta ise; “…Türk Milletinin Ulusal uyanışında bir büyük mücadeleyi zaferle sonlandırmak üzere tarihi bir sorumluluğu üstlenen Sayın Kemal Aydın Bey…” , yine şüpheli tarafından gönderilen bir a mailde, “Kemal AYDIN benim ağabeyim... üç bucuk yıldır muhteşem bir hareketin önderliğini yapmaktadır...” ifadeleri kullanılmaktadır. Yine birçok mektup ve konuşmada şüpheli Kemal Aydın’dan “Büyüğümüz”, “Büyüğümüz bir müthiş Türk olup, bize 4,5 yıldır Önderlik yapmaktadır”, “Sen öyle bir insanla tanıştın ki, seni her konuda yetiştirecek, geleceğe hazırlayacak engin bir bilginin sahibidir kendisi. Zaten böyle olduğu için bizlere önderlik yapmaktadır” ifadeleri kullanılarak sözedilmekte ve yokluğunda bile kendisinden bahsolunurken olağanüstü saygı gösterilmektedir.

Şüpheli Kemal Aydın, şüpheliler Neriman, Durmuş Ali, Hatice Bahtiyar ve İbrahim Özcan’ında katıldığı 7 Ocak 2006 tarihinde yapılan bir toplantıda “Kumanda heyeti istemezse, izin vermezse hiç kimse bir sızamaz, isterseniz deneyin. Ayrıca hareketimizi yöneten kumanda heyetinde asker ve polis asla olmayacak” demek suretiyle meydana getirdikleri oluşumun işleyişi hakkında bilgiler vermektedir. Şüpheli Neriman AYDIN H. B. isimli kişiye yazdığı mektupta amaçlarına ulaşmak için kullandıkları ve kendilerinin karargâh olarak sözettiği ve muhtemel olarak Ankara İli Meşrutiyet Caddesinde bulunan bir yerle ilgili olarak; “…Meşrutiyet, Türk Ulusunun Ankara’dan yön ve yol bulmasında bir karargah merkezidir. Meşrutiyet, içeri giren insanı kendiliğinden etkileyecek zaman ve mekan üstü bir yer olmalı, havası büyülemeli, hatiplerinin söylemleri ise özellikle ilk kez gelen insanı kalbinin en hassas yerinden vurmalı, yerinde oturtmamalı, heyecanlandırmalı, ayağa kaldırmalı. Meşrutiyet kuralları sıkı, insanları sadık, Önderi’nin ışığında(şüpheli Kemal Aydın kastedilmektedir) tüm Anadolu’yu sallamalı, depremleri şiddetli olmalı… Tabii emperyalizme karşı dikkatli ve kendini korumalı. Meşrutiyet’in sırları olmalı… Fikirler ve eylemleri sadece kurmay heyeti bilmeli… Kurmay heyet arasında sır ve soru işareti olmamalı. Az insanla çok iş yapılmalı…Sayın Ergün POYRAZ bey ile de Kemal Bey’den konuşmasını isterseniz…. Kendisinin olaya çeki düzen vereceğine şüphem yoktur. ..Sizinle paylaştığım her cümle bir sırdır ve sadece Kemal Beyle paylaşılır. Karargâhın sırları sırlarımızdır. Sadece dikkat etmemiz gereken husus sırlarımızı kimlerle paylaştığımızdır” şeklindeki sözleriyle çalışma yöntemlerine ilişkin bilgiler vermektedir.

Şüpheli Neriman Aydın’ın, aşağıda ana hatlarıyla açıklandığı ve ayrıntısı da deliller kısmında verildiği şekilde terör örgütünün amaçları doğrultusunda kendisine farklı alanlarda verilen görevleri ara yönetici olarak üstlendiği ve TSK’ne örgütün sızma çalışmalarını da Kemal Aydın ile birlikte ve onun yardımcısı konumunda idare ettiği görülmektedir.

Ziraat Bankası Ankara Kurumsal bankacılık şubesinde çalışan şüphelinin, kendi alanın dışında, birçok farklı meslekteki insanlar ve farklı kurumlarla irtibatlı olduğu, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü soruşturması kapsamında yakalanan M.Şener ERUYGUR, Ergün POYRAZ, Sevgi ERENEROL, Durmuş Ali ÖZOĞLU, Hamza DEMİR, Ercüment OVALI, Hatice BAHTİYAR, İbrahim ÖZCAN ve bazı askeri personeli tanıdığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda bu kişilerle sık sık bir araya gelip toplantılar yaptığı, bu görüşmeleri not alarak katılmamaları halinde Durmuş Ali Özoğlu ve Kemal Aydın’a sunduğu, yine patrikhane Kıbrıs, ülkenin anayasal kurumları olan Yasama ve Yürütme ile ilgili konularda yasadışı amaçlarına ulaşmak için görüşmeler düzenlediği görülmektedir. Şüpheli Neriman AYDIN, 10.11.2003 tarihinde Ankara Ticaret Odası Başkanı şüpheli Sinan AYGÜN’e yazdığı bir mektupta; “…Ulusal güçlerin birlikte hareketi kaçınılmazdır, yardımlarınızın önemini ve anlamını Türk Tarihi altın sayfaları arasında sonsuza kadar saklayacaktır Sayın Başkan..” şeklinde örgüt adına birleştirme gayretlerine de girişmektedir 12.10.2004 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazdığı başka bir mektubun da ise; “…Jand. Korg.İbrahim A. ve Jan.Korg.Mehmet Ç. ile ilgili olarak Şener ERUYGUR Paşanın onayını ya da yardımlarını talep edebilmemiz için, geçerli bir mesnedimizin olması gerekmektedir. Konuyla ilgili bana yönelteceği sorulara olumlu, dayanağı olan ve ne için olduğunu anlatabilmem için bilgi sahibi olmam gerekmektedir… Ancak bu şekilde etkili sonuç almayı sağlayabiliriz… KIRMIZI BEYAZ da çalışan kızımız Fatma ile henüz yüz yüze bir görüşme yapamadım, çünkü babası dışarı çıkmasına izin vermemekte, telefon görüşmesinin tehlikeli olabileceği ve aramızda sır kalması gereken bazı hadiselerden karşı tarafın istifade etmemesi için”, 18.03.2004 tarihinde H. B. isimli şahsa yazdığı diğer bir mektupta; “…geçen hafta sonu Jandarma Genel Komutanlığında Paşa’nın emriyle bir toplantıya çağrıldım... konuşulan ve paylaşılan konuları ancak karşılaştığımızda Size aktarabilirim.” şeklinde kullandığı ifadeler şüphelinin örgütteki konumu ve misyonu hakkında önemli bilgiler vermektedir.

Ergenekon Terör Örgütünün amaçları ve talimatları doğrultusunda Kemal Aydın’ın liderliğinde meydana getirdikleri oluşum ile faaliyette bulunan aralarında ara yönetici olarak Neriman Aydın’ında bulunduğu şüphelilerin, cebir ve şiddet kullanarak TBMM’ni ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ile cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçlarını işledikleri dosya kapsamıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır:

Örneğin, şüpheli Neriman Aydın ile birlikte şüpheliler Durmuş Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar’ın da katıldığı bir toplantıda şüpheli Kemal Aydın’ın şüpheli İbrahim Özcan’a “Milli İradeye hakim olamadığınız sürece hiçbir şey yapmazsınız İbrahim Bey. Lütfen dikkat buyurum. Devlet iradesine el koyamadığınız sürece hiçbir şey yapmazsınız.” , şüpheli Neriman AYDIN’ın Metin A. isimli şahsa yazdığı mektupta ise; “..birkaç yıl sonra Çankaya’da yükselen bir ateş ve tüten bir duman görürseniz, sakın şaşırmayınız... O bağımsızlığımızın dünyaya duyurulması kutlamalarının işareti olacaktır, o ateşi yakmak için sabırsızlanıyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı tespit edilmiştir.

Şüpheli Neriman Aydın’da ele geçen bir ajandada yazılı olan:

-“M.H.- Cumhurbaşkanı olarak düşünülüyor” ,

-“Devletimizin yeniden sahibi olduğumuzda büyük Türk Milleti olarak yapacaklarımız 10 Temmuz 2005 Çankaya ile başlayıp Türkiye Büyük Millet meclisinin yeniden açılacağından, Anıtkabir özel defterine ilk ziyaret anında yazacaklarım ile devam ettiği, Büyük önder… …Neriman Aydın 12 Şubat 2004”,

-“Lozan antlaşmasının imza günü Türkiye de resmi tatil günü ilan edilecek… Neriman aydın 10 Temmuz 2005” ,

-“Kanun Teklifi= Türkiye’deki Hıristiyanlar Türkiye’de bulunan ve kilise sahibi tüm dini görevliler (Hıristiyan-Yahudi) en kısa zamanda (Süre konulacak) … …Türk Ortadoks Kilisesi dışında …” “Tüm Jandarma il/İlçe komutanlıkları yetkilidir gereği millet adına Çankaya 8 Ocak 2005 Neriman Aydın Türkiye deki Hıristiyanlar Türk Ortadoks Kilisesi’ne bağlıdırlar. Aksi olanlar Türkiye’yi verilen sürede terk edeceklerdir. Hıristiyan Kilisesi olarak ülkemizde geçerli tek kilise ve otorite TÜRK ORTADOKS KİLİSESİDİR Çankaya, Neriman Aydın 10 Temmuz 2005”,

- “Hıyaneti Vataniye Kanunu önce kanun olarak çıkarılacak, sonra Anayasa maddesi yapılacak …”,

-“GİZLİ ÖNERGE VE GİZLİ OTURUM: Dışişleri Bakanlığı, iç işleri bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığının mevcut kadroları ile sosyal güvenceleriyle görevden el çektirilmeleri …Neriman Aydın 23 Aralık 2005 Çankaya yazdığı, devamında GİZLİ ÖNERGE VE GİZLİ OTURUM: Mustafa Kemal Atatürk’ün kabri ile ilgili notların”,

-“KANUN: Milli Güvenlik Genel Sekreterliği lav edilerek yeni baştan mason olmayan… …paylaşılacaktır 18 Şubat 2006 Neriman Aydın yazdığı, devamında KANUN: Devletimiz, Vatanımız ve Milletimizin aleyhine… …cezalandırılacaktır 18 Şubat 2006 Neriman Aydın”,

- “KANUN TEKLİFİ: Türk milleti nüfus kayıt işlemleri sırasında gerek nüfus kaydı düzenlemesinde, ve andından bu isimle yapılacak her tür vatandaşlık işlemlerinde çift isim alan vatandaşlarımız bu isimleri arasına nokta ve bu isimler kısaltma olarak kullanılmayacaktır…” şeklindeki hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde Ergenekon Terör Örgütünün ve bu örgüt içinde faaliyette bulunan şüphelilerin amaçları ve bu amaçlara ulaştıktan sonra yapmayı düşündükleri hususlar apaçık ortaya çıkmaktadır. Amaçlarına ulaşmaları halinde cumhurbaşkanı olacak kişinin bile belirlenmiş olması Türkiye Cumhuriyetinin karşı karşıya olduğu tehlikenin büyüklüğünü anlama açısından manidardır. Çeşitli bakanlıklarda çalışan tüm görevlilerin işten atılmaları, tüm gayrimüslimlerin ve kilise görevlilerinin (şüphelilerle birlikte Ergenekon Silahlı Terör Örgütü içinde faaliyette bulunan Sevgi Erenerol’un basın sözcülüğünü yaptığı ve mensubu bulunduğu Türk Ortodoks kilisesi dışında) yurtdışına çıkartılmalarının ve MGK’nun ortadan kaldırılmasının planlanmış olması örgütü ve hedeflerini deşifre etmektedir.

Yasama ve yürütme organını ortadan kaldırma veya çalışamaz hale getirme amacını gerçekleştirmek için kullanacakları yöntemin cebir ve şiddet unsurunu fazlasıyla taşıdığı da dosya içeriğiyle sabittir:

Örneğin; şüpheli Neriman Aydın tarafından dönemin Jandarma Genel Komutanı olmakla birlikte Ergenekon Silahlı Terör Örgütü içinde yönetici konumunda bulunduğu anlaşılan ve hakkında bu iddianame ile dava açılan M.Şener Eruygur’a gönderdiği bir mektubunda ülke çapında yayın yapacak bir gazete konusunda desteğini istedikten sonra; “…Türk Ulusunun bir an evvel yönetimde hakim olmasına imkanlar, fırsatlar hazırlayacağı muhakkaktır... Türk Ulusunu emperyalist, siyonist AB ve ABD ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere bu gazete ile ya da bir TV kanalı ile Türk Ulusunun layık göreceği tokatı atma fırsatı doğacak ve Türk Ordusunu yıpratacak bir ihtilale gerek kalmayacaktır düşüncesindeyiz. Çünkü bu kez yapacağınız bir ihtilalin Ulusal Tam Bağımsızlıktan, Ulus Devlet varlığımızdan yana olmasını, Vatan ve Devlet hainlerinin ise kafalarını almasını bekleriz” ,

Şüpheli Neriman Aydın’ın 21.02.2007 tarihinde gönderdiği e postada; “biz değil intikamda ve ihanette yarışanlar ölmeli. çünkü bu vatanda yaşamayı hak etmiyorlar, bu devletin makamlarını asla hak etmiyorlar... aldıkları her nefes attıkları her adım haram onlara... haram olduğunu biz biliyoruz onlar da öğrenecekler..”,

Yine şüpheli Neriman Aydın’ın 10.01.2007 tarihinde İsmail isimli şahsa gönderdiği e postada; “…Davamız... ihaneti cezalandırmak davasıdır...”,

Şüpheli Neriman Aydın’ın 19.08.2003 tarihli Bilgi notu başlıklı alt kısmında “paşa ile yapılan görüşmeye hatırlatma notu” başlıktı notunda; “…Değerli Büyüğüm, Biz 65 yıldır Sizi bekliyoruz.... Ama ortada yoksunuz... Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi Biz göze aldık, Siz de alıyorsanız başlayalım deriz….Farklı düşünüyorsanız bu düşüncenizden vazgeçmenizi tavsiye ederiz. 150 likler listeleri hazırlayan Türk Milleti, 150 binlikler, 15 milyonluklar listeleri de hazırlayabilecek idrak ve şuurdadır”,

Yine şüpheli Neriman Aydın’ın şüpheli Durmuş Ali ile yaptığı bir telefon görüşmesinde, “seni sorup duruyor, tabi orda çarşaflı hanımlar sağlık hizmeti almaya gelmişler Hacettepe’ye. Bunlar ne dedi annem, bunlar Atatürk’e başkaldıranlar dedim, anne dedim, ‘YAKINDA BUNLARI KESECEĞİZ’ dedim. Acele edin acele edin diyor, o çarşafları katlayıp koyacak yer bulamazlar merak etmeyin dedim onlara. Biraz millet ile biraz siyaset yaptık işte” dediği, Durmuş’un “ Eyvah eyvah, valla mı, iyi valla iyi.” dediği, şüpheli Neriman’ın da “Gerisi, çok çalışıyoruz.” Dediği konuşma içeriği gözetildiğinde Ergenekon Terör Örgütünün amaçlarına ulaşmak için kullanacağı yöntemler ortaya çıkmaktadır.

Şüpheli Ercüment OVALI’nın 31.08.2007 tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT’a hitaben yazdığı anlaşılan mektupta; “…hatta gerektiğinde biyolojik silahlar üretebilecek bir biyoteknoloji merkezi idi… Her türlü silaha karşı tedbire sahip olmasına rağmen Biyolojik silahlarla savaşma konusunda yeterli hazırlığı olmayan ülkeme biyolojik savaş endüstrisini kurmaktır…ATİ (şüpheli Ercüment’in şirketi) tesislerinin 15 günde bu silahı üretece hale gelebilecek şekilde dizayn edilmiş olması…” şeklinde kullandığı ifadeler şüphelilerin biyolojik silahlar üretme çabası içinde oldukları ve bunu temin edebilmek için dönemin Genelkurmay Başkanından yardım istedikleri da görülmektedir. Üretmeye çalıştıkları biyolojik silahları örgütün amacına ulaşabilme yolunda ne şekilde kullanmayı planladıkları hususu ise tam olarak anlaşılamamaktadır.

Şüpheli Neriman Aydın ve kendisini yöneten şüpheli Kemal Aydın’ın askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçunu da işledikleri anlaşılmaktadır:

Örneğin, dönemin Jandarma Genel Komutanı olan ancak gerçekte Ergenekon Silahlı Terör Örgütü adına faaliyette bulunan şüpheli M.Şener ERUYGUR’a yazdığı 05.03.2004 tarihli mektupta; “Değerli Büyüğüm, 2003 Ağustos ayında şahsımı kabulünüzde Yüksek Makamlarınıza bir iki cümle ile açıklamaya çalıştığım, tedbir alabileceğiniz düşüncesiyle, özellikle Devlet-Millet ve Ülke güvenliğimizle doğrudan alakalı olan, şahsınızda Türk Silahlı Kuvvetlerinin birçok bilgi ve belgeye kolaylıkla ulaşabileceği konuyu ayrıntılı olarak bir kez daha Asıl Ellere iletmenin bir Türk Evladı olarak görevim olduğu inancındayım…Türk Ulusu bu konuda endişelidir Paşam. Bir tarikat sapığının henüz Başbakan değilken bile Kıbrıs’ı, Kıta Sahanlığını, Ermenistan, Kürdistan tavizlerini emperyalist babalarına söz vermiş icraatlarının yanında, Menderes’in yaptıkları solda sıfır kalmaktadır. Kaybettikten sonra kelle alınması Kıbrıs’ı geri getirmeyecektir”,

Yine aynı şüpheli M.Şener Eruygur’a 14.10.2003 tarihinde yazdığı mektupta; “Değerli Büyüyüm, işbirlikçi siyasi kadroların sömürge anlaşmalarına parti adı fark etmeksizin korkusuzca, uyarı şeklindeki beyanlarınıza rağmen hiç çekinmeksizin imza atmalarını Siz Türk Silahlı Kuvvetlerinin her seferinde “Türk Silahlı Kuvvetleri AB’ne karşı değildir” sözlerinde buldukları cesarette ararız. Bu şekildeki ifadelerinizi Türk Milleti olarak koyacak yer bulamadığımızı itiraf etmeliyim. Çünkü Türk Ulusu bu şekildeki sözlerinizle demek ki korkulacak bir durum yoktur rehavetine ve yanılgısına kapılmakta ve ihanetleri 65 yıldır ispatlanmış biri diğerini aratmayan soysuzlara desteklerini sürdürmeğe devam etmektedirler…Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine azınlık ruhlu, molla zihniyetli kafalar tarafından inanılmaz bir propaganda yapılarak kitleler etki altına alınmakta ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin dayanak noktası inceltilerek altı oyulmaktadır…işbirlikçi ve satılmış mevcut siyasi partilere yönlenmelerine ve emperyalist ülkeler güdümünde çeşitli yollarla istismar edilmelerine yol açan tutumlar karşısında Türk Milletini ve Türk Devletini temsilen Devletimizin yegane teminatı Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve değerli komutanlarının bu boşluğu doldurmasını beklemek bunca ihanetten sonra hakkımız diye düşünüyoruz. Türk Ulusunun Milli olan her kafasından faydalanmanızı bekliyoruz….Türk Ulusu olarak amacımız zamansız harekete geçmemek, ama geç de kalmış olmamaktır. Örgütlenmemizde ve uyanmamızda bize katkıları olacak yegâne milli güç Siz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olduğuna inanıyoruz. Türk Milleti bu konuda ısrar etmektedir Paşam. Plan ve program yapma, karşı düşünce üretme ve bu düşünceleri icraata dönüştürme zamanıdır. Tek bir sömürge anlaşmasının imzalanmasını ve yürürlüğe girmesini, hiç edilen tek bir Kamu kurumunun satışını durduramadığınız, durduramayacağınız içindir ki, tam bağımsızlığımızı kaybetmiş bulunuyoruz. Bu konudaki ihmalkarlıklarınızın devam etmemesi için acilen tedbir almanızı bekliyoruz. Durdurmak için kafalar koparılması gerekiyorsa, o da yapılmalıdır. Türk Ulusunun düşünceleridir. .. Türk yurdunda Türk ulusuna yakışır bir hayat istememizi bize çok görmeyeceğinizi ümit ediyor ve biz Türk Milletine gizli öncülük görevinizi yerine getirmenizi bekliyoruz…” ,

Tümgeneral Sabri D. isimli şahsa yazdığı mektupta ise; “…Türk Ulusuna 85 yıl önce biçilen sömürge gömleğini 1923- 10 Kasım 1938 den beri 66 yıldır yeniden ısrarla giydirmeye çalışan emperyalistler ve işbirlikçilerine gerekli dersi bir kez daha olmak üzere yine Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Ulusu birlikteliği vereceğine inancımız tamdır. Gizli Öncülüğünüz kaçınılmazdır”,

Şüphelinin 10.10.2003 tarihinde halen devam eden Ergenekon Silahlı Terör Örgütü davası tutuklu sanıklarından olan Veli Küçük’e yazdığı mektupta ise; “Paşam, 65 yıldır ihanette sınır tanımayan 65 yıllık Ankara Hükümetlerinden aksi bir tavır ve davranış beklememiz Türk ulusu olarak gaflette olduğumuzu gösterir. Bunun bilincindeyiz. Türk Ulusu olarak bütün beklentilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapacaklarına yöneliktir….Bizi yanıltan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanette sınır tanımayanlar üzerinde etkin ve etkili olamama duruşudur.” şeklinde ifadeler kullanarak TSK’ni Anayasa ve yasalarımız gereği emri altında bulunduran yasama ve yürütme organına karşı suç işlemeye teşvik ettiği, uyması gereken kanunlara itaatsizliğe teşvik ettiği görülmektedir.

Aralarında yürütme ve yasama organı üyelerinin de bulunduğu kişileri bir suç işleme kararı kapsamında siyasi, felsefi veya ırki kökenlerine bağlı olarak fişlediği de anlaşılmaktadır.

Şüpheli Neriman AYDIN’ın, Kemal AYDIN ve Durmuş Ali ÖZOĞLU ile birlikte Ergenekon Terör Örgütünün hedeflerini gerçekleştirme amacıyla hayati derecede önem verdikleri Türk Silahlı Kuvvetlerine sızabilmek için bir kısım Harp Okulu öğrencilerine çeşitli şekillerde ulaşarak örgüte kazandırdıkları dosya kapsamıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ayrıca gizli tanık Kıskaç’ın, şüpheli Neriman Aydın ve Kemal Aydın’ın da aralarında bulunduğu örgütün Kuvvai Milliye uzantısının gizli bir toplantısında genç subaylara örgüt adına rozet taktığı şeklindeki beyanı şüphelilerin TSK’ne sızma konusundaki ulaştıkları aşamayı ve bu konuda ne kadar pervasız davranabildiklerinin kanıtıdır.

Ergenekon Silahlı Terör Örgütü tarafından görevlendirildikleri anlaşılan şüpheliler Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu’nun şüpheli Kemal Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, Kara Harp Okulunda okuduğu sırada Noyan Çalıkuşu ve Mehmet Ali Çelebi’yi örgüte kazandırdıkları, bu aşamadan sonra da şüpheli Mehmet Ali’nin harp okulunda okuyan diğer öğrencilerin örgüte kazandırılması konusunda kilit bir rol oynadığı, bu amaçla samimi olduğu başta soruşturma kapsamında yakalanan Eren Mumcu, Önder Koç, Hasan Hüseyin Uçar ve Yaşar Tozkoparan’ı olmak üzere arkadaşlarını bilge bir kişi olarak tanıttığı şüpheli Kemal Aydın ve Neriman Aydın ile tanıştırdığı, sonrasında da şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın yönlendirmesiyle şüpheli Durmuş Ali Özoğlu ile tanıştırılmasını sağladığı, hafta sonlarında ve her fırsatta arkadaşlarını şüpheli Kemal ve Neriman’ın evine getirdiği, bazen de dışarıda buluşmalarını temin ettiği, gece geç saatlere kadar bu gizli toplantıların sürdüğü, şüpheli Kemal’ın toplantıya katılmayanları takip ettiği, anayasal kurumlar olan yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini örgütün istekleri çerçevesinde nasıl sonlandıracakları konusunda bu personelleri eğittiği, sorunlarını özelikle Durmuş Ali Özoğlu aracılığıyla üst amirlerine ileterek çözdüğü, bu kişilerin askeriyede bulunan diğer arkadaşlarını da örgütün amaçlarına uygun bilgilendirmelerini sağladığı, bu hususta talimatlar verdiği, yine bu kişiler aracılığıyla beraber çalıştıkları komutanlar hakkında ya da diğer askeri okul öğrencileri hakkında özel bilgiler topladığı ve paylaştığı, Hizb-ut Tahrir Terör Örgütüne sızmalarını sağlayıp, görevlendirdiği, gizli yapılan bu toplantılarda başta şüpheli Kemal olmak üzere Neriman ve Durmuş Ali’nin Ergenekon Terör Örgütü’nün propagandasını yaptıkları, şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın bir yandan Genelkurmay Başkanlığı ile ortak hareket ettikleri ve yapılan faaliyetlerden Genelkurmay Başkanlığının haberinin bulunduğu konusunda bir hava oluşturdukları, bir yandan da subay adayı askeri öğrencilerle çok yakından ilgilenip onları etkilemeye ve güven kazanmaya çalıştıkları, yapılan bu çalışmaların sonunda adı geçen Kara Harp Okulu öğrencilerinin örgüte katılmalarının sağlandığı, örgüte bu şekilde dahil olan bu askeri okul öğrencilerinin örgütün amaçları doğrultusunda eğitilmeleri konusunda seminer adı altında programlar yapıldığı, askeri öğrencileri Türkiye Cumhuriyetinin yürütme organına karşı kışkırtarak yönlendirdikleri, bu öğrencilerin zamanla örgütün Kara Harp Okulunda şüpheli Kemal ve Neriman Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda davrandıkları anlaşılmıştır.

Şüpheli ve bağlı bulunduğu Kemal Aydın tarafından görünüşte Atatürkçü olarak yetiştirildikleri söylenen askeri personel olan şüpheliler gerek dosya içerisinde bulunan telefon konuşmaları, a-mail içerikleri ve alınan ifadelerinde şüpheliler Kemal Aydın, Neriman Aydın ve hatta Durmuş Ali Özoğlu hakkında övücü takdir edici ifadeler kulanken, diğer taraftan eğitim gördükleri Kara Harp Okulu eğitim sistemini ve bağlı bulundukları komutanlarını aşağılama derecesinde eleştirmektedirler. Bu tablo karşısında askeri personel olan şüphelilerin kendi komutanlarına değil de ismi geçen şüphelilere ve dolayısıyla da örgüte gönülden bağlı oldukları açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda örgütün TSK’ne sızma konusunda elde ettiği ürkütücü başarıyı göz önüne sermektedir.

Örneğin Noyan Çalıkuşu ve Eren Mumcu tarafından 20.02.2007 tarihinde şüpheli Neriman Aydın’a gönderilen bir a-mailde; “Değerli büyüklerim Kemal Amcam ve Neriman Teyzem… Siz büyüklerimin bizlere vermekte olduğu fikir beyanatları, ileride atılacağımız kıta hayatında bizim görevlerimiz nazarında çok stratejik bir noktaya sahip olacaktır…Siz değerli büyüklerimizin nihayetsiz büyüklükteki bilgi dağarcığından yararlanmak ve sizlerin ruhlarımızı şahlandıran değerli sözlerinizi tekrar dinlemek için huzurunuza gelmek istiyoruz. Affınıza sığınarak pazar günü eğer müsaitseniz çok değerli vakitlerinizi almak istiyoruz. Ellerinizden öper, sağlık ve mutluluğunuzun daim olmasını dileriz. Eren MUMCU, Noyan ÇALIKUŞU”,

Şüpheli Noyan Çalıkuşu tarafından gönderilen diğer bir a-mailde, “sizin gibi Atatürk ün açtığı yolu kapattırmamaya yeminli, yüksek vatan sevgisiyle dolu saygıdeğer Büyüklerimin buraya gelmesinde bir vesile olmaktan onur duyuyorum”,

Yine şüpheli Noyan Çalıkuşu tarafından 26.10.2006 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen a mailde; “…Siz ve Kemal Amcamın aynı coşku ve heyecan ile biz Harbiyelilerin timsali olması dileklerimle...”şeklinde şeklinde takdir, minnet ve saygı dolu ifadeler kullanırken, öte yandan “Şu zamana kadar benim örnek alabileceğim komutanım olmadı. sebebi ise bölük komutanlarının harp okuluna gönderilirken kişiliklerinden çok alaverelerle yaptıkları kariyerleri olmasıdır…her gelen komutan (okul k.) Harp Okulundaki sistemde değişiklik yapıyor. Dolayısıyla Harbiyeliler neyin doğru neyin yanlış olduğunu değerlendiremiyor. Yaptıklarını da inanarak değil yapmak için yapıyorlar “ biçiminde hakaret derecesine varan eleştirilerde bulunabilmektedirler.

Yine şüpheli Neriman Aydın tarafından 29.01.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen a-mailde; “…Türk ordusunun üst rütbedeki amerikancı -mason paşaları…” ifadeleri kullanılabilmektedir. Bir taraftan her fırsatta TSK’nin emrinde olduğunu ve esas devlet derken orduyu, başkomutan derken Genelkurmay Başkanını kastettiğini iddia eden şüphelinin diğer taraftan kahraman Türk Ordusunun üst rütbeli subayları hakkında kullandığı akılalmaz ifadeler, şüpheli Nerman’ın TSK hakkındaki gerçek düşüncesini apaçık ortaya koymaktadır. Tek başına bu ifadeler bile şüpheli Neriman ve Kemal Aydın tarafından örgüte kazandırılan askeri personel olan şüphelilerin örgütle ilişkilerini çözebilmek ve örgütün TSK üzerindeki emellerini anlayabilmek adına oldukça anlamlıdır.

Ergenekon Terör Örgütünün, diğer terör örgütlerine sızarak doğrudan ya da dolaylı olarak amacı doğrultusunda kullanma amacı doğrultusunda da şüphelinin, Kemal ile birlikte Hizb-ut Tahrir terör örgütüne sızma faaliyetini de yönettiği ortaya çıkmıştır.

Şüpheli Neriman Aydın’ın kendisine bağlı olduğu Kemal Aydın ile birlikte, Ergenekon Terör Örgütünün faaliyetleri doğrultusunda hareket eden Kuvvai Milliye Derneği ile ve bu dernekte yöneticilik yapan Durmuş Ali Özoğlu’yla, diğer taraftan da İbrahim Özcan ve Hatice Bahtiyar’la bağlantı halinde olduğu, kendi telefon görüşmelerine göre PKK ve yöneticileri ile irtibatlı olduğu hatta onlara devlete ait bazı belgeleri de verdiği, yine bu amaçla ordu içerisine sızıp Ergenekon Terör Örgütünün hedefleri doğrultusunda yetiştirdiği şüpheliler Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu’nun terör örgütü olduğu Yargıtay Kararlarıyla sabit olan Hizb-ut Tahrir’e sızmasını teşvik edip talimatlarla yönlendirdiği, bu örgüte ilişkin bilgi ve belgeleri bu kişiler vasıtasıyla temin ettiği ve Ergenekon Terör Örgütünün gelecekteki eylemlerine bu örgütü de katma planı içerisine girdiği, yapılan aramada bu şüphelilerin Hizb-ut Tahrir Terör Örgütünden temin ettikleri dökümanların şüphelinin evinde ele geçtiği anlaşılmaktadır.

Kara Harp okulunda okuyan ve sonrasında mezun olarak TSK bünyesine katılan kişileri gizli hücre yapılanması şeklinde örgütlediği, çeşitli evlerde bu kişilerin örgütün amaçları doğrultusunda teorik eğitimini sağlamak üzere bir yapılanma kurduğu, örgüte katılmalarını sağladığı ve askeri okuldan mezun olarak TSK katılan kişileri öncelikle komando olmaları ve daha sonra bu özelliklerinin yardımıyla Özel Kuvvetler Komutanlığına sızmaları ve kurmaylık sınavlarında yüksek notlar alması konusunda yönlendirdiği, bunun başarılması için şüpheli Durmuş Ali Özoğlu’nun TSK içinde tanıdığı üst rütbeli kişilerin yardımını sağladığı, şüphelinin ağabeyi Kemal Aydın ile birlikte her türlü maddi ve manevi fedakârlığa katlanarak en iyi şekilde yetişmelerini sağlayan Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine hizmet etmeleri beklenen askeri personele, T.C. Anayasasında düzenlenen devlet kavramından başka bir şekilde tanımladıkları ve Ergenekon Terör Örgütünün nihai hedeflerinden olan (devlet içindeki başka bir) ‘DEVLET’ e hizmet etme düşüncesini aşıladıkları tespit edilmiştir.

Ergenekon Terör Örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine sızması ve burada sağladığı yasadışı hücre yapılanmasında ve görüştüğü diğer kişiler üzerinde etkisini arttırmak ve güven bırakmak amacıyla, ordu ile herhangi bir şekilde resmi bir bağlantısı olmamasına rağmen, zaman zaman ise Genelkurmay Başkanlığı ile irtibatlı olduğunu beyan ettiği, şüpheli Kemal ile sürekli olarak T.C.Anayasasında kurumlarıyla tanımlanan Türkiye Cumhuriyeti Devletinden farklı bir yapılanmayı bir anlamda da kendisinin ve bağlı bulunduğu örgütün ulaşma hayalini oluşturan ESAS DEVLET olarak ifade ettiği oluşum tarafından görevlendirildiğini dillendirdiği, Anayasal bir kurum olarak TSK’nin yasadışı oluşumları desteklemesinin söz konusu olmadığı gerçeğini de göz ardı ederek ifadesinde, Ergenekon Terör Örgütünün yöntemi olan güvenlik kuvvetleriyle çatışmama prensibinin gereği olarak Esas Devlet sözüyle Türk Silahlı Kuvvetlerini, 1 numara ve Başkomutan sözü ile de Genelkurmay kastettiğini iddia etmesi oldukça anlamlıdır.

Bunun dışında, Ergenekon Terör Örgütüne üye olan kişilere, özelikle askeriye gibi devlet kurumlarından, yine örgütsel bağlantı içerisinde bulunduğu kişiler aracılığıyla ihaleler kazandırdığı, bunlar arasında, Siyami YALÇIN’ın Erzurum’daki kömür ihalesini, A.T.ın Diyarbakır’daki petrol işini alması ile ilgili konuşmalarda şüphelinin ne kadar ilginç ve güçlü bağlantılar içerisinde olduğunu göstermiştir.

Şüpheliler Siyami YALÇIN ile Muhammet Murat AVAR’ıne Ankara’ya Neriman Aydın ve Kemal Aydın ile toplantı yapmak üzere geldikleri bir sırada diğer şüpheli Neriman AYDIN’ın “Burada bize Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili bir işiniz olursa beni arayın.” demesi üzerine, şüpheli Siyami YALÇIN’ın Neriman AYDIN’a askeri ihalelerle alakalı olarak bilgi verdiği, Erzurum’da yapılan bazı ihalelerin şüpheli Siyami Yalçın tarafından kaybedilmesi üzerine Neriman Aydın vasıtasıyla iptal girişimlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Şüpheli Neriman Aydın’da ele geçen bir ajanda içinde:“ H. B. B./Yüzb. Harp okulunun kantini özel girişimciye açılıyor. İçinde bir de kitaplık ver kitap satış bölümü harp okulu öğrenci sayısı (4000 bin) hem kantin hizmeti hem de kitap satışı yapabilecek. (işletme esasları ve bedel için H.B. (Yüzb) ile görüşülecek) (Yrb) A.A. haber verdi” yazması hem bilginin geldiği kaynak hem askeri makamlarca yapılan ihalelere ve Harp Okuluna gösterilen ilgi oldukça anlamlıdır.

Yine şüphelinin, örgüte kazandırdıkları askeri personel vasıtasıyla kendisine okudukları okula ve askeri öğrencilere ait istihbari nitelikte bilgi temin ettiği, bu şekilde bilgi getirenleri övdüğü, örneğin şüpheli Neriman Aydın’ın Durmuş Ali Özoğlu ile yaptığı bir telefon konuşmasında; “Çelebi çok önemli bir bilgi verdi, onu kaleme alacağım. Alıyorum, bir iki sayfa tutacak ablası. Kahramanım, onu sana gönderdiğimiz en son Harbiye ile ilgili şeye ekleyeceğiz, ama çok dehşet bir şey, rezalet yani rezalet. Yani ne sen duy ne de ben söyleyim. Rezalet bir şey, belki de biliyorsunuzdur” şeklinde ifadeler kullanmaktadır.

Şüphelinin bilgi toplama faaliyetlerinin icrası kapsamında 21.04.2004 tarihli Jd.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazdığı mektupta; “Ziraat Bankası Dış İşlemler Operasyon Daire Başkanı Güner A Beye malum konudan Türk Silahlı Kuvvetlerinin uzun zamandır haberdar olduğunu, bu vesile ile Türk Ulusunun Devleti ile birlikte ayakta kalabilmesi için her bir bireyin katkısının vazgeçilmez olacağını, malum konudan tarafım sayesinde değil de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bizzat haberdar olduğunu hissettirmenizi, bu bilgilere dünya durdukça ulaşmanın geleneksel Türk Devleti bekasının bir gereği olduğunu Batılı Ülkeler Almanya, Fransa, İngiltere örnekleri vererek ifade etmenizi, bu konuyu Batılı ülkelerde Mali Polisin yaptığını, ülkemizde her kurumun Siyasi iktidarlar elinde istismar edilmesi nedeniyle ülkemiz bakımından hayati öneme haiz bu ve benzeri konuların Türk Silahlı Kuvvetlerine kaldığını belirtmenizi, Albayım özellikle bu bilgilere ulaşmak için Mahkeme Kararı çıkartmak gibi bir çözüm şeklinden asla bahsetmemenizi, bu hak ve yetkilerin Devletimizin Kurulduğu gün Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Ordusuna verildiğini belirtmenizi,

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her bilgi ve belgeye istediği anda ulaşmasının Devletimizin günümüzde getirildiği durum nedeniyle önemli olduğunu, Türk Ulusunun Türk Silahlı Kuvvetlerine güvendiğini ancak katkılarının beklendiğini ifade etmenizi önemle istirham ediyorum…“Not: Albayım toplantıdan önce Güner A. ve konuyla ilgili düşüncelerimi öğrenmek konusunda emrinize amadeyim. Dahili telefonumdan rahat konuşma imkanım bulunmaktadır.” Şeklinde çalıştığı kurumdan öğrendiği sırları ile TSK’nın kişiler ve kurumlar üzerindeki gücünü kullanarak yasadışı olarak örgüt adına bazı bilgilere ulaşmaya çalışmaktadır.

Ergenekon Terör Örgütünün, değişik kurumlar içine sızması ve kadrolaşması bağlamında, şüphelinin el konulan belgeler, alınan telefon kayıtları ve ifadesinden emniyet, yargı, üniversite, MİT, bakanlıklar vb. kurumlarda birçok kişi ile irtibatlı olduğu, bu çerçevede örgüt mensubu olan kişileri koruduğu, haklarındaki soruşturmalardan kurtardığı, kurum ihalelerinin örgüte destek veren kişilerin üzerinde kalmasını sağladığı, iş bağlantıları kurduğu tespit edilmiştir.

Ergenekon Terör Örgütünün, değişik kurumlar içine sızması ve kadrolaşması bağlamında, şüphelinin el konulan belgeler, alınan telefon kayıtları ve ifadesinden emniyet, yargı, üniversite, MİT, bakanlıklar vb. kurumlarda birçok kişi ile irtibatlı olduğu, bu çerçevede örgüt mensubu olan kişileri koruduğu, haklarındaki soruşturmalarda kurtardığı, kurum ihalelerinin örgüte destek veren kişilerin üzerinde kalmasını sağladığı, iş bağlantıları kurduğu görülmektedir. Bu kapsamda şüpheli Neriman’ın kendileriyle birlikte hareket ettiğini ve kendilerine çalıştığı kurumun içine ait çok önemli bilgileri aktardığını söylediği İçişleri Bakanlığında Mülkiye Başmüfettişi olan C.E. isimli bir kişinin aldığı disiplin cezasının iptal ve Zonguldak Vali Yardımcılığına yapılan tayininin durdurulması için Ankara 10. ve 11. İdare Mahkemelerinde açılan davaların lehlerine sonuçlanması amacıyla şüpheli M.Şener Eruygur’a ve onun talimatıyla bu işle ilgilenmesi için görevlendirildiği anlaşılan J.Alb. Cengiz Y.’a mektuplar yazmıştır. Bu mektuplarda Türk Milleti adına bağımsız yargılama yapan mahkeme hakimlerinin, Jandarma Genel Komutanı olan ancak Ergenekon Terör Örgütünde lider kadrosunda görev yapan şüpheli M.Şener Eruygur’un vereceği talimatla Adli Müşavirler tarafından aranarak baskı yapılması istenmektedir:

17.08.2004 tarihinde dönemin Jandarma Genel Komutanı olan şüpheli M. Şener ERUYGUR’a yazdığı mektupta; “Paşam, emirleriniz üzerine komutanlığınız yetkililerinden Alb. Cengiz Y. Sayın Candan E. ile irtibata geçmişlerdir. ..söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler. Sayın Candan E.’in Komutanlık Yetkililerinizin de dinledikleri üzere inanılmaz ölçüde bilgilere sahip olduğu düşünülürse, Bakanlıkta kalmasının sağlanmasının Asıl Devletimiz açısından fayda temin edeceğini ifade etmişlerdir…Konuyu Yüksek Makamlarınıza iletmenin gereğine inanmaktayım Paşam. Sayın Candan E.’in Ankara’da bulunması ASIL Devletimizin menfaatleri için önemlidir, vazgeçilmezdir”, bundan bir gün sonra 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay C.Y. isimli kamu görevlisine yazdığı iki mektupta benzer olarak; “…söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler…Not: Albayım, konuyla ilgili aynı bilgiyi içeren bir notu Paşa’ya iletilmek ve bilgilenmesini sağlamak üzere Yaveri Yarbay Müfit Beyin odasındaki faksa da geçtim…Albayım, Sizleri aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Sayın C.E. beyin T. C. ANKARA 11.İdare Mahkemesinde açılmış bulunan 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili dava 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. lehine sonuçlanmış bulunmaktadır…söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da Sayın C. E. lehine sonuçlanmasına bu davanın dayanak ve örnek teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz eder …C. E.in Ankara’daki görevinde kalması için ikinci davada yardımlarınızı beklediğimizi belirtiyorum…” şeklinde taleplerde bulunmaktadır.

Bu talepler sonucunda şüpheli M.Şener Eruygur tarafından gerekli talimatların verildiği ve hakimlere davanın istedikleri gibi sonuçlanması için baskı yapıldığı şüpheli Neriman Aydın tarafından daha sonra yazılan teşekkür mektuplarından anlaşılmaktadır: 06.09.2004 tarihinde şüpheli M. Şener ERUYGUR’a yazdığı mektupta; “Paşam, Sizleri, Yüksek Makamlarınızı hayati aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Mülkiye Baş Müfettişi, Sayın Candan E. Beyin, Ankara 11.İdare Mahkemesinde 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili açılmış bulunan dava, 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. Beyin lehine sonuçlanmış bulunmaktadır. … söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da, bu durumda Sayın Candan E.Beyin lehine sonuçlanmasına dayanak teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz ediyor…Yüksek Makamlarınızın malumları olduğu üzere, Sayın Candan E.’in Ankara’da Mülkiye Başmüfettişliği görevinde kalmasının Asıl Devletimizin ayakta ve hayatta kalması için önemine ve gereğine inandığımızı belirtirken, Müfettiş olması nedeniyle inanılmaz bilgi ve belgelerin sahibi Sayın Candan E. Beyin bildiklerinin, Türk Ulusunun bir gün gereğini yapmak üzere Yüksek Makamlarınız nezdinde kayda alınmasının ehemmiyetine bir kez daha dikkatinizi çekmenin Türklük görevimiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz Paşam. Arz ederiz…NOT: 1- paşam, bundan sonra elime ulaşacak bilgi ve belgeleri yine size mi yoksa Org.sayın F. T. paşamıza mı iletmeliyim, bunu izninizle öğrenmek istiyorum” , 18.01.2005 tarihinde yazılan bir diğer mektupta da; “…şahsınıza arz ettiğim Sayın Mülkiye Başmüfettişi C. E. Beyin Ankara İdare Mahkemesindeki iki davasının da Siz değerli ve duyarlı Türk Komutanının katkıları sayesinde lehine sonuçlandığını ve İçişleri Bakanlığındaki Başmüfettişlik görevine başladığını Yüksek Makamlarınıza iletmekten sevinç duymaktayız. Sayın C. E.’in Yüksek Makamlarınıza iletilmek üzere şahsıma ilettiği belgeler mektubum ekindedir. (Ek no: 3 C. E.) ) Arz ederim.” şeklinde ifadeler kullanılmakta ve mektup ekinde C.E. tarafından elde edilen belgeler bir teşekkür aracı olarak şüpheli M.Şener Eruygur’a sunulmaktadır.

Ergenekon Terör Örgütünün amacına ulaşabilmek ve askeri bir müdahale ile hedefine ulaşabilmek için ülkede bu zemini hazırlayacak kaos ve anarşi ortamı hazırlama gayreti içinde olduğu soruşturmanın bugün itibarıyla ulaştığı noktada net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ülkemizin son yıllarda Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine başlaması, komşularıyla ve ABD başta olmak üzere büyük devletlerle milli çıkarlarımızı gözetecek iyi ilişkiler kurma çabalarının Ergenekon Terör Örgütünü rahatsız ettiği şüphelilerin konuşmalarında görülmektedir. Örgüt bir yandan ülkemizde her fırsatta ve sahip olduğu tüm olanaklarla AB ve ABD düşmanlığını körüklemekte öte yandan bunun başarılması için bir aşama olarak gördüğü Rusya ile daha da yakınlaşılmasını savunmaktadır. Bu bağlamda şüpheli Neriman AYDIN’ın 01.02.2006 tarihinde Akhmed A. isimli şahsa gönderilen e postada; “Bu göreviniz Türk Ulusunun Rusya ile gelecekte bizlerin yönetiminde kuracağı ilişkilerde temel teşkil edecek... Kemal Abimin önderliğinde, Türk Ulusunu uyandırma ve bilgilendirme faaliyetlerimiz son hızıyla ve büyük coşkular ve katılımlarla devam etmektedir,” yine şüpheli Neriman Aydın şüpheli M.Şener Eruygur’a gönderdiği bir mektubunda; “Türk Ulusunu emperyalist, siyonist AB ve ABD ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere..” şeklinde ifadeler kullanmaktadır.

Açıklanan tüm bilgi ve belgeler ile bütün soruşturma işlemlerinden şüpheli Neriman Aydın’ın Kemal Aydın’a bağlı olarak Ergenekon Terör Örgütünde ara yönetici konumunda görev aldığı, TSK ve diğer terör örgütleri içine sızma faaliyetlerini ara yönetici olarak yönettiği, bir yandan yönlendirme, emir ve talimatlarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızma faaliyetleri kapsamında Kara Harp okulu içinde hücre şeklinde oluşturulmuş örgütsel bir yapılanma meydana getirdiği ve bu yapılanmayı personelin okuldan mezun olduktan sonra da muvazzaf subay olarak görev yaptıkları sırada da TSK içinde devam ettirdiği, onları örgütsel anlamda yetiştirip eğittiği, cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya yönelik olarak faaliyette bulunduğu, bunun gerçekleştirilmesi için ülkede askeri müdahale zemini yaratma çalışmalarının olduğu, örgüt üyelerini devamlı olarak Yürütme ve Yasama organına ve bu kapsamda Cumhurbaşkanına karşı bilinçli bir şekilde kışkırttığı ve hükümetin silahlı bir müdahale ile ortadan kaldırılması gerektiği hususunda sürekli propaganda yaptığı, askerleri Anayasa gereği başkomutanları olan Cumhurbaşkanına ve kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik ettiği, bunun dışında üniversiteler, emniyet, basın ve ticari anlamda faaliyet gösteren kişilerle de örgütün amaçları doğrultusunda irtibatlı olduğu, değişik terör gruplarıyla bağlantı halinde bulunduğu, yurt dışı istihbarat toplama görevleri üstlendiği, topladığı bilgi ve belgeleri hiyerarşik yapı içerisinde üstlerine aktardığı anlaşılmakla,

Şüpheli NERİMAN AYDIN’ ın üzerine atılı ERGENEKON Terör Örgütünün ara yöneticisi olmak suçundan eylemine uyan TCK’nun 314/1,

Cebir ve şiddet kullanarak TBMM’ni ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan eylemine uyan TCK’nun 311/1,

Cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçundan TCK’nun 312/1,

Askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçu nedeniyle TCK’nun 319/1,

Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu iki kez işleme eylemine uyan eylemine uyan suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 232, (5237 sayılı TCK’nın 288) iki kere ayrı ayrı, (mektubun yazılma tarihi 17.08.2004 olduğu göz önüne alındığında zaman aşımının dolmamıştır.)

Kişileri bir suç işleme kararı kapsamında siyasi, felsefi veya ırki kökenlerine bağlı olarak fişlemesi eylemi nedeniyle TCK’nın 135., 43.

3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nun 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.