İçeriğe atla

2. Ergenekon İddianamesi/V. BÖLÜM ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 10- Şüpheli Erol MÜTERCİMLER

Vikikaynak, özgür kütüphane

10- Şüpheli Erol MÜTERCİMLER a-Savunmaları,

           Emniyet beyanı

Susma Hakkını kullanmıştır.

04/07/2008 tarihli Savcılık beyanı

Yeditepe ve İstanbul Ticaret Üniversitesinde Uluslararası ilişkiler ve stratejik yönetim öğretmeni olarak görevli olduğunu, zaman zaman üniversitede yapmış olduğu derslerde güncel olaylar ve bazı konumlarla alakalı uygulama ve pratik dersler yaptığını, bu derslere siyasi parti temsilcisi ve halkın de katıldığını, Ergenekon lafını 1990'lı yıllarda Memduh ÜNLÜTÜRK’ten duyduğunu, Memduh ÜNLÜTÜRK’ün kendisine Ergenekon’un çok eski yıllardan beri Türkiye'de var olduğunu, 12 Eylül 1980 yılından sonra dağıldığını, 1971 darbesinde hem sağcıları hem de solcuları kullandıklarını anlattığını, genel olarak Kıbrıs konusunda hassas olan konularda Ergenekon’un faaliyetlerinin olduğunu, ancak bunun tarihte kaldığını söylediğini, bir gün haber merkezine 3 yıl önce Ergenekon diye bir dosya geldiğini, o dosya içinde Ergenekon’a ait bir çok bilgi ve belge olduğunu, televizyondaki bir arkadaşının bunun yayınlanmasını söylediğini, kendisi de bunu yayınlamayalım, arşive atalım, demokrasi tarihine geçsin dediğini, daha sonra yayınlamadıklarını, Emin GÜRSES ile akademik olarak tanıştığını, Veli Küçük ile hemşeri olduğu için tanıştığını, Habip Ümit SAYIN’la Amerika’dan yeni geldiği dönemde tanıştığını, tanıştıktan sonra M5 Savunma ve Strateji Dergisinde önce yazı yazdığını, daha sonra paraya ihtiyacı olduğundan film senaryosu gibi bir şey yazdığını, kendisine getirdiğini ve üzerinde Ergenekon yazdığını, Habip Ümit SAYIN’ın kendisine sen bundan anlarsın dediğini, daha sonra şirketin bunu kabul etmediğini, ilişkisinin boyutunun bu şekilde olduğunu, Muzaffer TEKİN ile birahanede tanıştığını, daha sonra Danıştay olayı olduğunu, kendisi ile ropörtaj yapmak istediğini ama Muzaffer TEKİN’in kabul etmediğini, o vesile ile bir daha görüşmediğini, Sevgi ERENEROL'u tanımadığını, kendisi Doğu PERİNÇEK'i bir kere programıma çıkardığını, bu vesile ile tanıdığını, Adnan AKFIRAT ile Ferit İLSEVER'i bir kere gördüğünü, Güler KÖMÜRCÜ ile gazeteci olması sebebi ile tanıştığını, 4 yıldır hiç görüşmediğini, Kemal ALEMDAROĞLU'nu İstanbul Üniversitesi Rektörü olması sebebiyle konuşmalarının olduğunu, bu vesile ile tanıdığını, İlhan SELÇUK' u tanıdığını ancak uzun zamandır hiç görüşmediğini, ERGENEKON ve ESTERGON görüşmeleri şaka niyetiyle yapılmış görüşmeler olduğunu, Sinan AYGÜN ile yapmış olduğu görüşmelerin günlük görüşme olduğunu, Ergenekon Silahlı Terör Örgütüüyesi olmadığını, hiç kimse ile örgütsel ilişki içersinde olmadığını,

10.02.2009 tarihli Ek Savcılık beyanı

Ergenekon şüphelilerinden Veli Küçük'ü Yeni Medya İletişim A.Ş' de gördüğünü tanıştıktan sonra kendisi ile görüşmelerinin devam ettiğini, Veli Küçük'ün Karapapak Türkü olduğunu söylediğini, kendisinin Terekeme olduğum için yakınlık olduğunu, toplamda Veli Küçük ile 28 veya 30 defa görüştüm. 8 tanesi asistanın askerliği için olduğunu, annesinin hastalığında 3 kez görüştüğünü, Tuncay ÖZKAN'ı tanıdığını, ayrıca medyadan tanıdığını, Tuncay ÖZKAN'ın Show TV nin başına geçtiğinde Güler KÖMÜRCÜ vasıtasıyla danışmanlık teklif ettiğini, kendisi hakkında sözde MİT'çi olduğunu söylediğini Yavuz Yıldız GÖKALP’ın kendisi için İngiliz istihbaratına servis yapıyor dediğini, bu yüzden kendisini kanalına almadığını, kendisi de bu yüzden Tuncay ÖZKAN'a kızdığını, bir seferde Kanal Türk'ü satmadan 3 hafta önce kendisini tekrar yeni kuracağı televizyon için düşündüğünü söylediğini, kendisi de herhangi bir cevap vermediğini, Ancak Tuncay ÖZKAN medyada kendisinin olacağına ilişkin bir beyan verdiğini, telefonla da ancak 7-8 kez programla alakalı görüştüğünü, Ümit SAYIN, Emin GÜRSES, Gürbüz ÇAPAN'ı tanıdığını, Gürbüz ÇAPAN'ın annesi kürt olduğunu, babasının karapapak olduğunu, hemşerilik sebebiyle tanıdığını, Yeni Medya İletişim A.Ş.’de çalışırken Gürbüz ÇAPAN'ın bir televizyonu olduğunu, bu televizyonla alakalı kendisinin Gürbüz ÇAPAN’a görüşmeye gittiğini, daha sonra zaman zaman görüşmeleri olduğunu, tutuklandıktan sonra hapishanede kendisi ile bir televizyon alımı ile ilgili görüştüğünü, daha sonra kendisi bu televizyonun canlı yayın aracını Haber Türk’e aldığını, Gürbüz ÇAPAN ile 7-8 kere yüz yüze 7-8 kere de telefonla görüştüğünü, görüşmelerinin ikisinde kendi televizyonunda canlı yayına katıldığını, canlı yayında yerel seçimleri kaybettiği zamanda olduğunu, Muzaffer TEKİN' i bir kez gördüğünü, Sevgi ERENEROL'u hiç tanımadığını, ancak televizyona geldiğinde belki karşılaşmış olabileceğini, Vedat YENERER’in Haber Türk’te çalıştığını, Haber Türk’te beraber program yaptığını, sonra ayrıldığını, ayrıldıktan sonra 2-3 kere kendisi ile kahve içtiğini, kendisi Gülin YILDIRIMKAYA olayını bilmediğini, Yalçın Küçük'ü tanıdığını, Bir kere programına konuk olduğunu, Coşkun UMUR' u tanıdığını, DALAN'ın şoförü olduğunu, Durmuş Ali ÖZOĞLU'nu gözaltında bir kez gördüğünü, daha önceden kendisi ile yayın evinde bir kez görüştüğünü, telefon ile her hangi bir irtibatının olmadığını, Erbay ÇOLAKOĞLU’nu tanımadığını, Halil Behiç GÜRCİHAN ile hiç karşılaşmadığını, bir kere telefon ile görüştüğünü, Hatice BAHTİYAR’ı Toplumsal Dönüşüm Yayınlarından tanıdığını iki tane kitap bastırdığını için görüştüğünü, Halis Yavuz IŞIKLAR'ı tanıdığını program yapmak ile alakalı bir askeri belgesel için anlaştığını parasını vermediğini, Hüseyin Vural VURAL‘ı Deniz Kuvvetlerinden büyüğü olduğunu, TSUP genel sekreteri olduğunu, bir konferansa kendisini çağırdığını, Hüseyin Vural VURAL’ın emekli Deniz albayı olduğunu, çoğu zaman kendisini aradığını heyecanlı olduğunu, sürekli kendisine mesaj attığını, kendisinin bunların çoğunu açmadığını sildiğini, Halil Kemal GÜRÜZ ile telefon ile görüşmediğini ancak bir kere kendisi ile görüştüğünü, Hasan Ataman YILDIRIM’dan kendisine çok mail geldiğini, telefon ile görüştüğünü hatırlamadığını kendisinin emekli subay olup olmadığını bilmediğini, Hasan Ataman YILDIRIM’ın ne iş yaptığını bilmediğini, İlyas ÇINAR’ın emekli deniz albay olduğunu, Bir iki kere telefon ile görüştüğünü, bir kerede konferansta görüştüğünü, Mehmet Şener ERUYGUR’u görevde iken bir kere gördüğünü, Emekli olunca da Kıbrıs'da bir program için kendisini çağırdığını, Bilim Vakfının programı olduğunu kendisine söyleyince gitmekten vazgeçti, bir kere de ADD başkanı olunca aradığını, kendi adına iki kere de kendisine mail gönderdiğini, Mustafa Ali BALBAY ile bir kaç kez telefon ile görüştüğünü, kendisi ile değişik ortamlarda da karşılaştığını, Ümit OĞUZTAN'ı Yaprak Yayın evinden tanıdığını kendisi iki kere telefon ile görüştüğünü, Ümraniye’de bombaların yakalandığı gün kendisini aradığını, bir televizyona Marmara TV’ye program yapmak için teklifte bulunduğunu kendisi de Ümraniye’deki bombaları sorduğunu, çok eski yıllardan da kendisi ile yayın evinde karşılaşmış olduğunu, 1992 yıllarında tanıdığını, Güler KÖMÜRCÜ ile fazla sık görüşmediğini, Sinan AYGÜN’ü tanıdığını, zaman zaman da görüştüğünü, beyanları ile telefon görüşme detayları arasındaki çelişkiler kendisine sorulduğunda, bu kadar çok görüşme yapmış olmasının mümkün olmadığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU ile 39 kez görüşmesinin mümkün olmadığını, ancak cevapsız çağrılar olabileceğini, diğer şüpheliler ile alakalı olarak tek tek görüşme sayıları sorulduğunda, bazılarını hatırlayamamış olabileceğini, ama zaman zaman da görüşmüş olabileceğini, CD incelenmesi neticesinde içeriğinde; DOST ve ihsangüven isimli klasörler olduğu kendisinin İhsan GÜVEN’i tanımadığını bu dosyayı kendisinin hazırlamadığını televizyon programı için gelmiş belgelerden olabileceğini, Dost Dost Tarikatını bilmediğini, onun ile alakalı gönderilmiş olabileceğini ancak kendisinin program yapmadığını,

Bilgisayarından elde edilen "senorya" isimli word belgesi içeriğinde bulunan Derin Devlet başlıklı yazı televizyon için hazırladığı yazı olduğunu, Ergenekon Hasan SABBAH’tan gelen gizli bilinmeyen halüsinojyenlerle zihin kontrolü yapan bir örgüttür tabirinin Ümit SAYIN’a ait olduğunu, Ümit SAYIN’ın televizyon programlarında anlattığı şeyleri kendisinin not aldığını, senaryoda kullanmak için dediğini,

Sorgu beyanı

b-Elde Edilen Dokümanlar,

İkamet Adresi: Göztepe Mahallesi Server İskit Sokak No:2/18 Kadıköy/İSTANBUL

Yatak odasında;

(Şahsın beyanına göre vefat eden kardeşine ait olduğu valiz içerisinde)

-(1) adet Sony marka NP-77H model siyah renkli video kamera,

-Bu kamera içerisinde (1) adet kaset,

-(6) adet 1’den 6’ya kadar numaralandırılan Erol MÜTERCİMLER ve görevimiz tarafından paraflanan video kaset,

-(1) adet Kodak marka 145800-065504859 seri numaralı fotoğraf negatifi,

-(1) adet Kırıkkale marka (9) mm 7658861 seri numaralı ve üzerinde T.C SUBAYLARINA MAHSUS ibaresi bulunan tabanca,

-(1) adet tabanca Şarjörü,

-(6) adet kısa (9) mm MKE yapımı fişek Şarjöre takılı vaziyette,

-(20) adet kısa (9) mm MKE yapımı fişek,

-(25) adet 7,65 mm MKE yapımı fişek,

-(1) adet Genelkurmay Başkanlığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığından verilme 16.03.1985 tarih ve 111 sayılı Erol MÜTERCİMLER adına tanzim edilmiş, Kırıkkale marka tabancaya ait meşel belgesi,

-(1) adet A13E80110007984571 seri nolu (50) kontörlü Türk Telekom kartı,

-(1) adet 210462048405 seri nolu (30) kontörlük Türk Telekom kartı,

Girişe göre sol tarafta mutfak yanındaki odada;

- (1) adet el yazısı ile A-4 çizgili kağıda “ birinin faaliyetlerini gizlice izleme” ibaresi ile başlayan “fedara” ibaresi ile biten doküman,

- (1) adet üzerinde MG ibaresi bulunan siyah renkli telli ajanda,

-(1) adet üzerinde avea ibaresi bulunan kırmızı renkli telli ajanda,

-(1) adet Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi derneği Hakkı SEVİM Dernek Başkanı ibareli kartvizit,

Girişe sol köşede bulunan odada;

(1) adet üzerinde YENDİN MÜDAFAA-İ HUKUK HAREKETİ DERNEĞİ AMAÇLARI- İLKELERİ- HEDEFLERİ ibareleri bulunan borda renkli (543) sayfalık kitap,

-(23) parça fotoğraf negatifler,

-(1) adet üzerinde gönderici kısmında …. SAKKA KANDIRA FTC B1-7-20 alıcı kısmında Habertürk Tv Ayna arkası programından Erdal Bey…. İbaresi bulunan zarf ve siyah renkli kalemle numaralandırılan el yazması doküman,

-(1) adet gönderen kısmında Tamura Onpat …. Şeklinde alıcı kısmında Erol MÜTERCİMLER ibaresi bulunan zarf ve içerisinde 1’den 11’e kadar numaralandırılan el yazması notla ve Louai SAKKA’nın 11.08.2005 tarihli sorgu tutanağı,

-(1) adet gönderici kısmında Hurşit TOLON orgeneral Ege Ordu Komutanı alıcı kısmında Erol MÜTERCİMLER ibaresi bulunan zarf içerisinde Hurşit TOLON imzalı 1 sayfalık yaz,

-(1) adet gönderici kısmında Oramiral ÖZDEN ÖRNEK Deniz Kuvvetleri Komutanı alıcı kısmında Erol MÜTERCİMLER ibaresi bulunan zarf ve Bu zarf içerisinde (1) Sayfa teşekkür mesajı,

- (1) Adet 1. Ordu Komutanlığı Genel Sekreterliğinden Erol MÜTERCİMLERE gönderilmen davetiye,

- (1) Adet Türk Silahlı Kuvvetleri Bilgi Harbine nasıl hazırlanmalıdır isimli hizmete ibareli kitap,

- (1) Adet Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Sayın İlker BAŞBUĞ’un uluslar arası sempozyumu açılış konuşması başlıklı kitapçık,

- (1) Adet Aytaç YALMAN Orgeneral isimli kitapçık

- (1) Adet Yaşar BÜYÜKANIT Orgeneral isimli kitapçık

- (1) Adet üzerinde Telefon Holding A,Ş, ibaresi bulunan küçük gri kapaklı telefon fihristi,

- (1) Adet üzerinde Emek Holding A,Ş, ibaresi yazılı lacivert renkli ajanda,

- (1) Adet alıcı kısmında Erol MÜTERCİMLER ibaresi bulunan zarfın içerisinde 2 sayfalık doküman,

- (1) Adet üzerinde Kale Porselen ibaresi bulunan siyah renkli ajanda,

- (1) Adet üzerinde Komutan ibaresi bulunan kırmızı ajanda,

- (1) Adet üzerinde Ece Ajandası ibaresi bulunan siyah renkli ajanda,

- (1) Adet üzerinde Limony Company 1995 ibaresi bulunan kırmızı renkli ajanda,

- (1) Adet üzerinde Kara Kuvvetleri Komutanlığının arması bulunan yeşil renkli not defteri,

- (1) Adet üzerinde Koza ibaresi bulunan ajanda,

- (1) Adet üzerinde Tokaç ibaresi bulunan kareli okul defteri,

- (1) Adet üzerinde Block Note ibaresi bulunan ajanda,

- (1) Adet Ankara Tiçaret Odası Delinmeye Çalışılan Lozan isimli 156 sayfalık kitapçık,

- (1) Adet Kingston marka 4 GB CH01130804234-322 800LF seri nolu Flaş bellek,

- (1) Adet Seagate marka 40 GB 5JX14T3H seri nolu Harddisk,

- (28) Adet görevlimiz ve Erol MÜTERCİMLER tarafından paraflanmış 1’den 28’e kadar numaralandırılan videokasetler,

- 602 sayfa tarafımızdan 1’den 602’ye kadar numaralandırılan çeşitli ebatlarda el yazması ve bilgisayar çıktısı doküman,

Mutfakta

-(1) Adet üzerinde Tilmen ibaresi bulunan bordo renkli ajanda,

-(1) Adet üzerinde Silahlı Kuvvetler Muhtırası ibaresi bulunan ajanda,

-(1) Adet üzerinde Ece ibaresi bulunan Kahverenkli küçük ajanda,

-(1) Adet üzerinde BAST ibaresi bulunan yeşil renkli küçük ajanda,

-(1) Adet 212 225 72 11 ibaresi ile başlayan M. Sökmenoğlu ibaresi ile biten telefon fihristi,

-(1) Adet Muzaffer TEKİN’e ait kartvizit,

-(1) Adet Sinan AYGÜN ve telefon numarasının bulunduğu küçük not kağıdı (4 numaralı delil torbasında),

Girişte Vestiyerin Yanında:

-(1) Adet bir yüzünde İstanbul Ticaret Üniversitesi ibaresi başlayan diğer yüzünde el yazısı ile TİT ibaresi ile başlayan A 4 kağıdı döküm (5 Numaralı delil torbasında)

Salonda:

-(1) Adet üzerinde Cumhuriyet ibaresi bulunan ajanda,

-(1) Adet üzerinde Ece (ç) ibaresi bulunan bordo renkli ajanda

- (380) Adet tarafımızdan 1’den 380’e kadar numaralandırılan görevlimiz, Erol MÜTERCİMLER ve hazurun tarafından üzeri paraflanan ÇD’ler,

- 81 Adet üzeri görevlimiz, Erol MÜTERCİMLER ve hazurun tarafından paraflanan 1’den 81’e kadar numaralandırılan disketler,

-(1) Adet üzerinde Turkcell Akademi ibaresi bulunan not defteri,

- 1’den 23’e kadar numaralandırılmış çeşitli kartvizit ve dokümanlar,

-(1) Adet Sony marka MC 30 micro ses kaseti,

-(1) Adet Exper marka 0144-011327-467seri nolu diz üstü bilgisayar,

-(1) Adet Fujitsu-Siemens marka 914 D3Z10025330012 FK OOB seri nolu diz üstü bilgisayar

Üst araması:

- Sony Ericsson Marka K750İ Model IM:35785000992299-5-08 numaralı cep telefonu,

- 05323763287 numaralı (9708010532878) seri nolu Turkcell sim kart,

kart,

İNCELEME TUTANAĞI

İstanbul 10. Nolu Ağır Ceza Mahkemesinin 29.06.2008 tarih ve Teknik Takip no: 2008/1005 nolu kararına istinaden EROL MÜTERCİMLER isimli şahsın İlimiz Kadıköy Göztepe Mah. Servet İskit Sok. No:2/18 sayılı adresinde elde edilen doküman ve ajandaların incelemesinde;

1 adet el yazısı A-4 çizgili kâğıda “birinin faaliyetlerini gizlice izleme” ile başlayan doküman içeriğinde;

En üstünde el yazması birinin faaliyetlerini gizlice izleme ibaresinin bulunduğu devamında bazı deyimlerin İngilizce hallerinin yazılı olduğu,

1 adet üzerinde MG ibaresi bulunan siyah renkli telli ajanda içeriğinde;

El yazması Dünya devletlerinin Silahsızlanma Anlaşmalarının tarihsel sürecine ait notlar, şirketler ve liderlerin vizyonunun nasıl olması gerektiğine dair cevap arar notlar, küreselleşme üzerine notlar, kıyamet ve dünyanın sonu ile ilgili notlar ve Abdi İpekçi ile ilgili çeşitli yazar ve gazetecilerin yazmış olduğu fikirlere ait notlar olduğu,

1 adet AVEA ibareli Kırmızı Telli Ajanda içeriğinde;

El yazması Küreselleşme, Kapitalizm, Terör kavramlarının ilişkilerini anlatır yazılar olduğu,

1 adet Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi Derneği Kartviziti içeriğinde;

Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi Derneğine ait Hakkı SEVİM Elk. Mühendisi Dernek Başkanı Oğuzhan Cad. Erseven Sk. No: 1-8 Fındıkzade 0 212 532 21 39 0 532 583 33 75 ibareli kartvizit,

1 adet Gönderici Kısmında Sakka Kandıra FTC B-1-7-20 Yazan Alıcı Haber Türk Tv Yazan 1-9 Arası doküman içeriğinde;

Tamara ARPAT tarafından Erol MÜTERCİMLER’e hitaben yazılmış gerçeğe aykırı olarak değerlendirilen konular anlatır 05.07.2004 tarihli yazı olduğu,

1 adet Gönderici Kısmında Tamar ARPAT yazan Alıcı Erol Mütercimler yazan 1-11 Arası doküman içeriğinde;

4 sayfa 11.08.2005 tarihli İstanbul 11 Nolu Ağır Ceza Mahkemesinin Sorgu No: 2005/76 sayılı Şüpheli Louai Sakka’ya ait Sorgu Tutanağı ve 7.12.2005 tarihli Av. Osman KARAHAN tarafından yazılmış Müvekkili Louai Sakka’nın yakalanması, Emniyet-Savcılık-Cezaevi aşamaları ile alakalı şikâyet ve isteklerinin belirtir dilekçe olduğu,

1 adet Gönderici Kısmında Hurşit TOLON Alıcı Erol Mütercimler yazan 1 sayfalık doküman içeriğinde;

Erol MÜTERCİMLER’in yazıp Hurşit TOLON’a gönderdiği anlaşılan “İmparatorluğun Çöküşüne Denizden Bakış ve Satılık Ada Kıbrıs’ın Bilinmeyen Öyküsü” isimli kitap ile ilgili Hurşit TOLON’un cevabi teşekkür kartı olduğu,

1 adet Gönderici Kısmında Özden ÖRNEK Alıcı Erol Mütercimler yazan 1 sayfalık doküman içeriğinde;

Erol MÜTERCİMLER’in yazıp Özden ÖRNEK’e gönderdiği anlaşılan “Kurtuluş Savaşına Denizden Gelen Destek ve Kuvayı Milliye Donanması ve Kadınlar, Gemiler, Otomobiller isimli kitaplar ile ilgili Özden ÖRNEK’in cevabi teşekkür kartı olduğu,

1 adet davetiye içeriğinde;

1. Ordu Komutanlığı Genel Sekreterliği tarafından Mütercimler Ailesine 20 Ağustos 2004 günü 1 Ordu komutanlığının devri ile alakalı yapılacak tören davetiyesi olduğu,

1 adet Türk Silahlı Kuvvetleri Bilgi Harbine Nasıl Hazırlanmalıdır isimli kitap içeriğinde;

Harp Akademileri Komutanlı Nisan 1999 tarihli HİZMETE ÖZEL “Türk Silahlı Kuvvetleri Bilgi Harbine Nasıl Hazırlanmalıdır” isimli kitap olduğu,

1 adet Tefken Holding AŞ ibareli Lacivert Ajanda İçeriğinde;

El yazması bazı şahsıların isimlerinin yazılı olduğu,

9 Mart 2005 tarihli sayfasında: “15 Vedat Yenerer (Doğuşa)

10 Mart 2005 tarihli sayfasında: Hurşit Tolon (1. Ordu) ibarelerinin yazılı olduğu,

1 adet alıcı Erol Mütercimler ibareli 2 sayfalık Doküman içeriğinde;

05.09.2007 tarihli Beşir ERDOLU tarafından Erol MÜTERCİMLER’ in katılmış olduğu bir TV programı ile alakalı görüş bildirir yazı olduğu,

N1 Adet Kale Personel İbareli Ajanda içeriğinde;

Birçok sayfasına bazı gazete haber ve köşe yazılarının yapıştırılmış olduğu ve 1988 yılına ait el yazması günlük şeklinde tutulmuş yazılar olduğu,

1 adet komutan İbareli Ajanda içeriğinde;

Çeşitli konularda el yazması notlar ve CHP’ye karşı eleştirirler olduğu ayrıca;

“Kurtuluş Savaşı 4 büyük aktörle kazanıldı. 1. M.K 2. Halkın Azim ve Kararı 3. Türk Kadını 4. Sovyet Yardımları

Çözüm:

1-Sistemin CHP yi ihtiyacı var ama liberalleşmiş sosyal demokrat partiye değil,

2-MHP’nin Başkanı değişmeli (Sinan Aygün)

3- Ötekiler Birleşebilir (2.CHP)

4-DYP-ANAP

5-Kemalist Düşünce egemen Kılınmalı

6-Partiler içlerinde demokratikleşmeyi başaramadılar

7-Ülkede millilik kavramı kalktı

8-Ulusalcı sermaye olmalı” şeklinde ibarelerin olduğu,

1 adet Siyah Renkli ECE Ajandası İçeriğinde;

1997 yılına ait olan ajandanın 22 Mayıs tarihli sayfasında “Darbe Olacak!” içerikli el yazısı ile not alındığı görülmüş,

Ajandanın 11 Temmuz tarihli sayfasında “19.30 Aydınlık(Cemile Sultan Korusu)” içerikli el yazısı ile not alındığı görülmüş,

Ajandanın 23 Eylül tarihli sayfasında “14.00 Aydınlık Toplantı” ibareli el yazısı ile not alındığı görülmüş,

Ajandanın telefon numaralarını not almak amacıyla kullanılan son kısmında “Adnan AKFIRAT 272 44 39“, “Doğu PERİNÇEK 272 44 39- 272 75 24 “, şeklinde el yazısıyla alınmış notlar olduğu görülmüş,

Ajandanın diğer bölümlerinde yapılan incelemede ise çeşitli randevu notları, telefon numaraları vb. el yazısı notlardan müteşekkil olduğu tespit edilmiştir.

1 adet Limony Company 1995 Kırmızı Ajanda içeriğinde;

1996 yılına ait günlük şeklinde hazırlanmış o dönemin dünya siyaseti ile alakalı gelişmeler ile alakalı notlar

1 adet MG ibareli Siyah Ajanda İçeriğinde;

Ajanda içeriğinde çeşitli kitaplardan alınan notlar, savunma ve silah sanayi konularında görüşler, ABD’nin dış politikası ile ilgili değerlendirmeler vb. el yazısı notlar olduğu tespit edilmiştir.

1 adet Kara Kuvvetleri Komutanlığı Armalı Yeşil Renkli Not Defteri içeriğinde;

NTV’ye ait bir TV programı ve atölyeler hakkında el yazması yazılar olduğu,

1 adet Koza İbareli Ajanda içeriğinde;

Küreselleşme, özelleştirme, Bor Mineralleri, CHP’ye karşı eleştiriler, AB ve Türkiye hakkında el yazması yazılar olduğu ayrıca,

“Dr. Doğu PERİNÇEK İşçi Partisi Genel Başkanı” şeklinde ibarenin bulunduğu,

1 Adet TOKAÇ ibareli Kareli Okul Defteri içeriğinde;

El yazması SSCB dönemi ile alakalı tarihsel notlar ve çekilmesi planlanan bir belgesel ile alakalı akış ve bilgiler içeren yazılar olduğu,

1 adet ATO kitapçık içeriğinde;

Ankara Ticaret Odası Vatanseverin El Kitabı-5 serisinden “Bilinmeye Çalışılan Lozan” isimli kitapçık olduğu,

1–602 arası Numaralandırılan doküman içeriğinde;

1. Sayfasında: El yazması Veli Küçük 216 522 93 60 ibaresinin olduğu,

128-129. sayfalarda: HİZMETE ÖZEL ibareli Hava Savunma Okulu ve Eğitim Merkezi İle İlgili Bilgiler Başlıklı Çekmeköy Kışlası hakkında yazı olduğu,

247-254. sayfalarda: Genel Kurmay Başkanlığı Asayiş Bölgesi Emniyet Müdürlüğü Şahsa Hizmete Özel 03.08.1995 tarih ve 346,2,0918-0919- sayılı yazıları, Genel Kurmay Başkanlığı Strateji ve Dengeler Görüşmeler Analizi Şahsa Hizmete Özel 04.08.1995 tarih ve 11345,3,910-911-912-913914, Genel Kurmay Başkanlığı Strateji ve…..-Raporun Otonomi Bölgesi Hizmete Özel 22.08.1995 tarih ve 11348916-914, 11348917-914, 11348918-914, 11348919-914 sayılı yazıları olduğu,

306-316. sayfalarda: HİZMETE ÖZEL ibareli GÜV. K. K. LIĞININ 8 Nisan 2001 SVL.İŞL:1901-163-01/262 sayılı emrinin eki olarak belirtilen TRT TELEVİZYONUNUN YAPACAĞI ÇEKİMLERDE GÜZ. K. K.LIĞININ BÖLGESİ İÇİN HAZIRLANAN PROGRAM (1-2-3-4-5. GÜN) açıklamaları olduğu,

477-488 sayfalarda: HİZMETE ÖZEL ibareli Birinci Dünya savaşında Karadeniz deki Deniz Olayları isimli doküman olduğu,

501-546 sayfalar arası: HİZMETE ÖZEL K.K.K Çok Programlı Astsubay Hazırlama Okul Kom. Balıkesir 2001 2. Yarıyıl Öğretim Denetlemesi dokümanı olduğu,

1 Adet Silahlı Kuvvetler Muhtırası 1981 İbaresi Bulunan Ajanda içeriğinde;

1981 yılı ajandasında o dönem muvazzaf subay olan şahsın iş planlamaları, eğitim notları ve programları ile ilgili aldığı el yazısı notlar olduğu, ayrıca tarihi olaylarla ilgili tiyatro senaryolarının metinleri olduğu görülmüştür.

1 Adet ECE Kahve renkli Küçük Ajanda içeriğinde;

Ajanda içeriğinde çeşitli randevular, telefon numaraları ve hatırlatmalar ile ilgili alınan el yazısı notlar olduğu görülmüştür.

1 Adet Bast ibareli ajanda içeriğinde;

Ajandanın ilk kısmında Güler Kömürcü isimli şahsın isminin iki kez yazıldığı, diğer sayfalarında ise çeşitli randevular, hatırlatmalar ve telefon numaralarının el yazısı ile not alındığı görülmüştür.

1 Adet 212 225 72 11 ile başlayan telefon fihristi içeriğinde;

El yazması isim ve telefon numaraları ile “Güler KÖMÜRCÜ 0 532 213 61 00” şeklinde ibare olduğu,

1 Adet Muzaffer TEKİN Kartvizit İçeriğinde;

Muzaffer TEKİN Kuşdili Cad. Ekizoğlu İş Hanı No: 47/219 0 216 414 07 05-06 ibareli kartvizit olduğu,

1 adet Sinan AYGÜN ve telefon numarasının bulunduğu küçük not kâğıdı içeriğinde;

El yazması Sinan Aygün 312. 286 71 12 numarasının yazılı olduğu,

1 adet bir yüzünde İstanbul Ticaret Üniversitesi ile başlayan diğer yüzünde TİT ibareli yazı içeriğinde;

İstanbul Ticaret Üniversitesine ait final sınav soruları ve ayrıca el yazması;

“TİT Kontrgerilla İşgal

16 Mart 1978 Ülkücüleri görünür hale getirmişlerdi. Liderler ön plana çıkmıyorsa

Elazığlı Astsubay Ersever Akın BİRDAL

Yazıcıoğlu kendini açık hale getirdi.

Reşat Altay’ın konumu çok önemli

TİT imzası vahşice ve somut eylemlerde kullanıldı. Kimin kullandığı önemli.” Şeklinde ibarelerin olduğu,

1 Adet Cumhuriyet İbareli Ajanda içeriğinde;

Kurtuluş Savaşı Tarihini anlatır el yazması notlar olduğu,

1 adet Turkcell akademi ibareli Not Defteri içeriğinde;

Liderlik ve liderler üzerine el yazması notlar olduğu ayrıca Ağırlık merkezi Stratejisi başlığı altında;

“ Stratejik savaşçılar çok farklı davranırlar. Uzun vadeli hedefleri düşünüp hangi çatışmalardan uzak kalmaları, hangilerinden kaçınmaları gerektiğine karar verirler ve duygularını denetleyip yönlendirmesini çok iyi bilirler. Savaşmak zorunda kalınca dolaylı ve gizli manevralar yaparak manipülasyonlarının kolayca izlenmesini önlerler” şeklinde ibarelerin olduğu,

1 adet 1’den 23’e kadar numaralandırılan dokümanlar içeriğinde;

SESAR imzalı Jeokritik Özel Başlığı altında “İstanbul Saldırıları Fethi Geriye Sarmak Asenkron Güçlerle senkron Güçlerin Savaşı Derinleşirken” başlıklı 15-20 Kasım El kaide İstanbul Saldırılarını irdeler bilgisayar çıktısı yazı olduğu;

274 NOLU CD’ de komutanlık önüne isimli word dosyası içerisinde;

KOMUTANLIK ÖNÜNE

31 MAYIS 2004

KONU: MEDYA’DA GENELKURMAY ADINA TEMSİLCİLİK YAPTIĞINI ÖNE SÜREN AKADEMİSYEN ÜÇ YILDAN FAZLA BİR SÜREDİR MEDYA’DA GENELKURMAY BAŞKANLIĞI’NIN VE MGK’NIN TEMSİLCİSİ OLDUĞUNU BEYAN EDEREK KANAL KANAL DOLAŞAN DR. Y. Y. G.’IN İCRAATLARI ARTIK TSK’YA ZARAR VERİCİ BOYUTLARA ULAŞMIŞTIR. BU NEDENLE BU RAPOR KOMUTANLIĞA SUNULMAKTADIR, diye başlayan yazı içeriğinde hakkında ayrıntılı istihbarat raporu bulunan kişinin irtibatları hakkında Güler KÖMÜRCÜ ve Tuncay ÖZKAN la yapılan görüşmeler ve kişinin özel hayatına ilişkin bilgilere yer verildiği görülmüştür.

331 NOLU CD’ de “Akıl Oyunları” ibareli CD içeriğinde; Akıl Oyunları” Klasörün içerisinde çok sayıda metin belgesinin bulunduğu, bu metin belgeler arasında yer alan;

“Yazı6” isimli iki sayfadan oluşan ve “Kemalistler Neden Kaybetti” başlığı ile başlayan ve “kim mi kaybetti” ibaresi ile son bulan yazının içeriğinde; “Kesinlikle hayır. Bu saydıklarımızın hiçbirisinin gücü, bu cumhuriyeti 83 yıl sonra bu hale getiremezdi. Kemalist laik cumhuriyeti bu hale getirenler “sahtekâr Atatürkçülerdir”. Kimdir bunlar? Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü dillerine persenk eden, bunun ardına sığınıp askeri darbe yapan bir kısım saf iyi niyetli askerler ile bunları yanıltan apoletli sivillerdir. Bu sivillerin arasında işadamlarından parlamenterlere kadar kimi ararsanız bulursunuz. Yaptırılan her askeri müdahale, gerçek Kemalistler ile kendilerine neden Atatürkçü dediklerinin farkında olamaya ama gerçek Kemalist aydın, entelektüellerin yok edilmesini, hapislerde çürütülmesini, yıldırılmalarını sağlamıştır.” Şeklinde ibarelerin bulunduğu yazıdan bir adet çıktı alınmıştır.

Aynı klasör içerisindeki “2006'dan 2007'ye bakış” isimli üç sayfadan oluşan belgede;

“Türkiye cumhuriyeti kurulurken, bir Osmanlı vatandaşı ve bu kültürden gelen Gazi Mustafa Kemal, laiklik tartışmalarının Meclislerdeki canlı tanığı olarak, siyasi iktidarların bu temel felsefeyi yıkabileceklerini öngörmüştür ve 1927 yılında okuduğu ‘söylevinde’ bunun da altını çizmiştir... Bu nedenle de içinden çıktığı ve Kemalist ruhu yitirmeyeceğine inandığı silahlı kuvvetleri laik cumhuriyeti korumakla ödevlendirmiştir. Halk da bunu içine sindirmiş, başımız sıkıştığında ‘nasılsa ordu var’ kolaycılığına sığınmaktadır. Bunun doğruluğunu ya da yanlışlığını bu yazıda tartışmıyorum. Yalnızca bir gerçeği ortaya koyuyorum. İşte bu nedenle, Türk ordusunun büyük kumandanı önem taşımaktadır ve işte bu nedenle siyasi iktidar ile ordu arasındaki çekişmede halk ordunun ve komutanların yanında durmaktadır. İşte yine bu nedenle halk, siyasi iktidarla aynı çizgide görünen Genelkurmay başkanlarını bağışlamamaktadır ve onların bir an önce görevlerinden emekli olmasını beklemektedir. Öte yandan Türk ordusunun gövdesini oluşturan teğmen-albay rütbesindeki subaylar Kemalist ruha sahiptir ve bunu da söküp atmak neredeyse olanaksızdır.” İbareleri geçmekte olup bir adet çıktı alınmıştır.

Aynı klasör içerisinde yer alan ve “İKİNCİ CUMHURİYET KURULUYOR” isimli üç sayfadan oluşan belgede; “Birinci cumhuriyet, artık tasfiye edilmenin eşiğindedir, Kemalist ideolojinin tabutuna son çivi çakılmak üzeredir. Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesiyle başlayan süreç, aslında ikinci cumhuriyetin de kurulmasının başlangıç adımının atılması demektir. İkinci cumhuriyetin bugünkü işlevi, kimi çevrelerin adına ılımlı İslam dedikleri senaryoyla, ABD’nin dünyaya düzen verme iddiasının projesi olan Genişletilmiş Ortadoğu Projesinin kazasız belasız uygulanması için zemin yaratılmasıdır.” İbareleri geçmektedir. “Yine yazının devamında “Çankaya’nın bir anlamı, konumu ve bir tavrı var, olmalıdır da. Ama, cumhuriyetin tepesine İslami olduğunu iddia ettiğiniz bir kimlik oturtuyorsunuz. İşte bu tavır, ikinci cumhuriyet projesinin başlatılmış olduğunun simgesidir. Recep Tayyip Erdoğan ideolojik olarak istediğini de yapmanın ötesinde, Çankaya’nın otoritesini de yok etmiştir. Çünkü, cumhurbaşkanlığı makamı ve konutu, devletin manevi şahsiyetiyle ilgili bir konudur. Tüm idarenin başı olan bu simgenin parçalatılması, gerçekte merkezi otoritenin temsil edildiği yargı, yürütme, bürokrasi ve genelkurmayın emre itaat statüsünün de değiştirildiğini ilan etmektir.” İbareleri geçmekte olup yazıdan bir adet çıktı alınmıştır.

Şüpheli Erol MÜTERCİMLER isimli şahsın Göztepe Mahallesi Server İskit Sokak No:2/18 Kadıköy/İSTANBUL adresinde elde edilen Seagate marka 40 GB 5JX14T3H seri nolu Harddisk’in incelemesinde;

Export klasörü içindeki Doc alt klasörü içerisinde;

-“YANNİS” isimli 1 Şubat 2008 tarihinde oluşturulan Word belgesinin içerik olarak Türkiye’nin hızlı bir şekilde derin karanlıklara doğru gittiği, gelecekte Türkiye ‘de iç savaşlar yaşanacağı öte yandan Türk ordusunun darbe yapabileceği şeklinde cümleler geçen Yannis isimli kişiye İngilizce yazılmış bir mektup olduğu görülmüş ve metin aşağıda sunulmuştur.

Hi Yannis, I did read your e-mail to babaanne and she did cry and she said “my baby, canım benim!” we went to the doctor yesterday and he did say tahat every thing is good, I think Mum’s healt is passing critical border. She is always thinking you therefore she has very motivation. I hope she will go your feast ceremony!

We are right but Turkey is going to deeply dark days rapidly. Fluently I am seeing, domestic wars will happen in Turkey at the future on the other hand Turkish army can coupdetat. Today’s Turkey.

I am writing a new book is about Ataürk. Yet it didn’t finish but It will print in nowember. This year is Atatürk’s 70 th death anniversary. I’m trying to write, it will be one thousand two hundred fifty pages. Oh my God, I’m frightened and panic. My last new book did eight edition in one year.

We love you. We have missed you. Every time we are thinking you.

Mum and I kiss Petra.

c-Telefon Görüşmeleri

Tape:1542 22.01.2008 tarihinde Erol…?(MÜTERCİMLER) ile Emin GÜRSES’in görüşmesinde özetle; Erol’un “...tetkik edelim Veli Küçük Paşa 21 kişiyle birlikte gözaltına alınmış.” Dediği, Emin’in “Nerde İstanbul’da mı?” dediği, Erol’un “Galiba yani çok şey emin değilim bulmaya uğraşıyorum, şeye bi baksana bulabilir misin?” “Bana da bilgi versene ne olur? Ben de araştırıyorum birbirimize bi haber verelim.” Dediği,

Tape :1554’de kayıtlı, 22.01.2008 günü saat : 17.25’te Emin GÜRSES ile Erol…? (MÜTERCİMLER) arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Şüpheli Emin GÜRSES’in bir süre Veli Küçük ve diğer şahısların yakalanması ile ilgili görüştükten sonra “…Ben Veli Küçüğe pek rastlamadım. Ben kilisede Veli Küçük’e hemen hemen hiç rastlamadım.” “Burda rastladığım insanlar daha ziyade bu şu anda cezaevinde Muzaffer yüzbaşıyla beraber var ya bir çocuk.” Dediği, Erol’un “Anladım Ergün POYRAZ.” Dediği, Emin’in “Ergün Poyraz'a rastladım. Ergün Poyraz da zaten Jandarma genel komutanlığından aldığı bilgilerle o kitapları yazıyordu eski komutan.” “Sonra bunu teslim ettiler biliyorsun” dediği,.

Tape No: 4823 de, 02.04.2008 günü saat 18:43’de Sabih KANADOĞLU isimli şahısla yapmış olduğu görüşmede özetle; SABİH KANADOĞLU’ nun “Teşekkür ederim siz nasılsınız” dediği, EROL M’in “Sağolun sağolunuz yoğun bi şekilde uğraşmaktayım ben size” dediği, SABİH KANADOĞLU‘nun “He” dediği, EROL M’ in “Bi konuda bi şey danışmak ya da sormak için rahatsız ettim” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Rica ederim” dediği, EROL M’in“ Bizim bi yayınlanmış olan kitap nedeniyle burda verilmiş bir intihal kararı vardı şeklen intihal olmuştur diye karar verdi Mahkeme hem yayın evine hem yazar olarak bani ikimize de suçlu gördü sonuçta” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Evet” dediği, EROL M’in “Bu şeye Yargıtay’a gitti yüksek mahkemeye işte ordan da takip etti arkadaşlarım” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Evet” dediği, EROL M’in “Orda bi madde vardı mahkemenin de verdiği aynı zamanda bu karar bir gazetenin bir sefere mahsus olmak üzere sekizde birlik bir sayfasında yayınlanacaktır diye çok satan bir gazetenin” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Evet” dediği, EROL M’in “Bu bu tür bi karar mahkemenin verdiği bir karar yüksek yargıda bozulabilir bir karar mıdır acaba yani yüksek yargı mahkemenin verdiği bu kararı gazetede yayınlanma kısmını onaylar mı kurul böyle midir” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Hayır şimdi zaten o intihal kabul ediyor eğer o intihal kabul edilmemişse yani yanlış yapılmışsa orda ordan bozar zaten o bozulunca öbürü de öbürü de kalkar” dediği, EROL M’in “Ha yüksek mahkeme yüksek mahkeme intihal kararını onar şeklen kabul etmiştir diye kabul etmişler onlar da” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “He kabul etme” dediği,

Tape No: 4824 de, 02.04.2008 günü saat 18.45’de Sabih KANADOĞLU isimli şahısla yapmış olduğu görüşmede özetle; SABİH KANADOĞLU’nun “Alo kesildi” dediği, EROL M’in “Benden kesilmiş olabilir benden kesilmiş olabilir” dediği, SABİH KANADOĞLU’ nun “Evet” dediği, EROL M’in “Şeyi bi şeklen efendim işte suç oluşmuştur diye karar” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Yargıtay bu kararı onadıysa bütünü itibariyle uygulanacaktır” dediği, EROL M’in “bütünü itibariyle mi uygular” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Yani ben de üzüldüm Erol bey” dediği, EROL M’in “Çok üzüldüm çok üzüldüm” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Ben de üzüldüm sizin de üzüldüğünüzü tahmin ediyorum ama üzülmeyin bizden doğan bi şey değil diyosunuz yapılacak bi şey de yok” dediği, EROL M’ in “Yapılacak yok işte efendim işte maalesef işte orda da yargıda da anlattık ki bakın altı yüz sayfaya yakın kitap ikiyüz kırk yedi tane alıntı var bi tane mi yapılmayacak üstelik bunu daha önce ben kendim yayınlamışım falan yargıçta orda kendisi de bana çaresiz kaldığını davada da zaten ifade etti gençten de bi yargıçtı o kitabı ben daha önce” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Kendisi çaresiz kalmak ne demek ya” dediği, EROL M’in “Ya dedi ki şeklen işte bu vukuu bulmuştur neydiyim ben abi bu şeklen vukuu bulmak ne demek onu da anlamadım ki bi türlü” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “E yok onun anlaşılır tarafı yok yani demek ki derdinizi anlatamamışsınız” dediği, EROL M’in “Vermek istedi bende öyle dedi zaten vermek istediler bunun bu kadar da ağır bi de gazete de yayınlansın diye de para cezaları verdin ettin bi de gazetede yayınlansın diye dedi” dediği, SABİH KANADOĞLU'nun “Zaten en kötü tarafı da odur yani onun evet” dediği, EROL M’in “Evet” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Maalesef maalesef” dediği, EROL M’in “Dava sonucu gazetede yayınlansın o zaman burda başka bi şey var yani” dediği, EROL M’in “Anladım işte ne yapalım” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Yapılacak bi şey yok Erol bey siz kendinize göre haklı olduğunuzu kabul ettikten sonra hiç sorun yok mühim değil yani” dediği, EROL M’in “Bi de ne yapıyım yani evet onun dışında sizin keyfiniz iyi umuyorum dinleyip izliyoruz evet ama” dediği, EROL M’in“ çocuklar orda da onu okuyorlar görüyorlar” dediği, SABİH KANADOĞLU’nun “Sağolun” dediği, EROL M’in “Onun için yani tanrı sizi sağlıklı kılsın sağ etsin aman aman varlığınız önemli varlığınız önemli” dediği,

Tape No: 4825 de, 02.04.2008 günü saat 18.52’de Bülent… isimli şahısla yapmış olduğu görüşmede özetle; BÜLENT’in “Birincisi nakıf teşebbüs ikincisi hala böyle insanlar çok şey ne diyim yani cahilce böyle analiz yapamıyorlar Şemdinli iddianamesiyle bu iddianame partinin kapatılması iddianamesi birbirine paralel” dediği, EROL M’in “Hı hı” dediği, EROL M’in “Evet ya acayip biçimde kafamı bulandırdın ya” dediği, BÜLENT’in “Artı ya bu kapatma davalarında meclisteydim çalışıyordum ben” dediği, EROL M’in “Evet” dediği, BÜLENT’ in “Bir kısmında da birlikte konuşmadık mı bu adamlarla” dediği, EROL M’in “Evet evet” dediği, BÜLENT’ in “He o günleri gözümün önüne getirdim o konuşmaları kıyasladım Anayasa hükmü artı esastan kapatılma çıkmayacak büyük ihtimal temelli kapatma çıkmayacak” dediği, EROL M’in “He anladım” dediği, BÜLENT’ in “Temelli kapatma çıkmaması demek başka bir operasyon abi bu ipekways operation (İpekyolu operasyonu)” dediği, EROL M’in “He he he” dediği, BÜLENT’ in “Malesef bunun farkına da varamadı bizim Başbakanımız kafası karıştı” dediği, EROL M’in “Ya bu şeyi o galiba şunu farketmedi bu onun tasfiyesine dönük bir şey bu partiyle ilgili değil diye düşünüyorum sende aynı görüşte misin” dediği, BÜLENT’ in “Aynı tamamen büyük bir komplo” dediği, EROL M’in “Evet” dediği, BÜLENT’ in “Yani işte bu Refah-yol'un kapanmasındaki sürecin bir benzerini şey yapıyorlar” dediği, BÜLENT’ in “Tamamen bir siyasi paralizasyon bunun dışında asıl uluslararası gelişmelere bakmak lazım abi” dediği, EROL M’in “Evet evet” dediği, BÜLENT’ in “Çok iyi bir ...(bir kelime anlaşılmadı) cımbızla ikiyüz kişi var listede bilmem ne otuzunu alıyorlar böyle aldıkları adamlarıda cımbızla çekiyorlar bu milli durabilecek adamları” dediği, EROL M’in “Öyle cımbızla alınılıyor canım görmüyor musun abi yani” dediği, BÜLENT’ in “Evet” dediği, EROL M’in “Ufak böyle bir hatada veya hatan yoksa çok birşey yapamıyor yani neyi bahane edecek ama birazcık hani birazcık kaymışsa ayağın” dediği, BÜLENT’in “Evet” dediği, EROL M’in “Tamam mı arkadaş o zaman alma meselesi kolaylaşıyor yalnız ben tabi şurda şöyle birşey görüşüyorum arzu edilen sonuç Ali BABACAN'ın Başbakanlığı Abdullah GÜL' ün Cumhurbaşkanlığı” dediği, BÜLENT’ in “O başkanlık demek abi zaten ya” dediği, EROL M’in “Ben öyle görüyorum arzu edilen evet” dediği, BÜLENT’ in “Başkanlık ya” dediği, EROL M’in “Arzu edilen sonucun aynen öyle doğru söylüyorsun arzu edilen sonucu sendemi öyle görüyorsun bilmiyorum ama” dediği, BÜLENT’ in “Kesinlikle” dediği, EROL M’in “Ben arzu edilen sonucun bu olduğunu görüyorum e peki bana söylermisin şey Tayyip Bey nasıl göremedi bu oyunu” dediği, BÜLENT’ in “Ya abi adam böyle enteresan bütün sağı yanıda sağında solunda tamam mı bunu yiyorlar bunun hiçbirşeyden haberi yok ya” dediği, EROL M’in “Bu nasıl oluyor bunu anlamadım peki yani bu bunun bu epilepsi hastalığı ile ilgili bir ne derin sendrom mu denir buna semptom mu onuda bilmiyorum ama tabir nasıl kullanılır öyle birşey olabilir mi” dediği, BÜLENT’ in “Kuşatma altında ya aynı ekipler farklı şekilden yönlendiriyor” dediği, EROL M’in “Evet” dediği, BÜLENT’ in “Farklı şekilde yönlendiriyor yani çok şey gizleniyor filan böyle” dediği, EROL M’in “Arkadaş baksana Cüneyt Zapsu ne dedi türbanını çıkarttırmak donunu çıkarttırmak gibidir ve buna bile tepki göstermedi ya demedi ki bir dakika ne yapıyorsun sen manyak mısın” dediği, BÜLENT’ in “Ya işte böyle sağında solunda birileri gaz veriyor buna” dediği, EROL M’in “Evet” dediği, BÜLENT’ in “Diyorki yüzde seksen falan diyor yani yüzde yetmişle geliriz bilmem ne halbuki bilmiyor ki yiyorlar yani hocayı yemiş bunlar ya” dediği, EROL M’in “Evet çok doğru söylüyorsun bunlar hocayı yemiş bir ekip ya” dediği, BÜLENT’ in “Hocayı yemiş bir ekip” dediği, EROL M’in “Çok doğru söylüyorsun” dediği, BÜLENT ‘in “Üstelik o başörtüsünü hazırlayan arkadaşlar baştan sona herşeyini yönlendirenlerin hiçbirisinin adı yok ya” dediği, EROL M’in “Hı hı” dediği, BÜLENT’ in “Baştan beri bu fikirdeyim abi git gide güçleniyor kanaatindeyim” dediği, EROL M’in “Evet anladım hı hı peki şeyi nereye koyuyorsun sen bu denklemde MHP'yi” dediği, BÜLENT’ in “Aynı kanaldan icra ediliyor” dediği, EROL M’in “Aynı kanaldan değil mi” dediği, BÜLENT’ in “Aynı kanaldan yani büyük şeyin bir parçası ya büyük olayın bir parçası ya” dediği, EROL M’in “O zaman Muhsin'de öyle” dediği, BÜLENT’ in “Öyle onlar zaten fazla şeyi yok yani biliyorsun” dediği, EROL M’in “Hı hı çok o zaman dehşet bir yere gidiyor be Bülent ben sana birşey söyliyim mi kardeşim o zaman bi doğrudan doğruya tamamen ben sana söyliyim ülkenin parçalanması tasfiye süreci” dediği, BÜLENT’ in “Abi ülkenin parçalanması değil civil war (sivil savaş)” dediği, EROL M’in “Okey tamam kardeş civil war (sivil savaş)” dediği, BÜLENT’ in “Civil war (sivil savaş) adamlar Blackbird itiraf etti bu kadar silah kayboldu on iki bini oradan üçyüz bin dörtyüz bin tani silah üç yüz dörtyüz beşyüz ton C4 bilmem yüzbinlerce keleşin uzun namlulu silah bunları” dediği, EROL M’in “Evet evet peki onun şeyini hesabını bu basına yansıdığı kadarıyla söylüyorum Doğu PERİNÇEK'e bile sordular bu silahları sizin üzerinizde çıkmış diye herif de dediki siz şaka mı yapıyorsunuz bu kadar silah şu kadar tır yapar” dediği, BÜLENT’ in “ Aynen öyle dört yüz bin abi dört yüz bin tane verdik diyor işte açıkladı ama adamlar on iki bini kuzey Irak'ta kaldı gerisi Türkiye'de diyor yani” dediği, BÜLENT’ in “Yani şimdi şey Anayasa değişikliğiyle şey bu olayın aslıkopma noktası” dediği, EROL M’in “Evet” dediği, BÜLENT’ in “ O ketemtereye gelecek Allah'tan orada bir uyandı mı uyanıyor mu” dediği, EROL M’in “Uyandığını hiç zannetmiyorum arkadaş değiştirecez deyip duruyorlar ya” dediği, BÜLENT’ in “Ya değiştireceğiz diyor değiştirdiği zaman öbür tarafıda şey yapıyor” dediği, EROL M’in “Şeye uyanamadı işte bu türban meselesinin MHP ilk ortaya attı oltaya geldi uyanamadı ki ulan bu herifler bunu patlatıyor birgün bir sabredeyim düşünüyüm neyi düşündü o eyvah bunlar parsayı toplayıp gidecek ulan parsayı toplasa ne olur MHP öldür Allah yüzde yirmi dört olmazdı be” dediği, BÜLENT’ in “Aynen öyle birde muhatabını tanımıyor karşısında üç tane adam var abi Deniz BÖLÜKBAŞI var” dediği, EROL M’in “Evet” dediği, BÜLENT’ in “Mithat BELEN var Gündüz ARSLAN var” dediği, EROL M’in “Tabi hiç zaten şöyle birşey şunu kendisine sormadı ulan bir dakika bunlar nasıl geldi buraya bunları kim önerdi bana bunlar ne birde biliyorsunuz orada bir tane General var o Amerikalıların hani silah meselelerinde” dediği, BÜLENT’ in “Hı hı bir Paşa var şeyde” dediği, EROL M’in “Yapan Kürşat mıydı neydi adamın adı” dediği, BÜLENT’ in “Hı Kürşat şey Mersin'den” dediği, BÜLENT’in “Hala işte soruşturma bilmem ne internetti böyle abuk subuk ve ülke gidiyor yani ben onu şey yaptım” dediği, BÜLENT’ in “Ülkede gitmiyor işte Deportation Of Turks (Türkleri dışlamak)” “Şimdi şuurunu kaybetmiş şekilde işte bürokraside böyle ulan biz vatanseveriz herşeyden önce yani milli duruşumuz var işte dindarlığımızda var falan ama adamlar bir süper pranoyak ya kapılıyor” dediği, BÜLENT’ in “Ya abi dehşet ya ve sırf böyle uğraşıyor öbür tarafta dediğim gibi adam beşyüz ton C4'ü koymuş ona hiç sesini çıkartmıyor sen tırnak makası alsan sana şey linç etmeye kalkıyor abi” dediği, EROL M’in “Tabi canım korkunç bir şey dehşet bir paranoyaya dehşet bir tuhaf bir psikoloji açıklanabilir bir psikoloji değil içinde oldukları psikoloji bu Yalçın Küçük son bir kitap yayınladı onu görmen lazım” dediği, EROL MÜTERCİMLER  : Orada müthiş işler anlatmış işte Başbakanın hastalığın dan yola çıkarak” dediği, EROL M’in “Evet ya tabi birde ben sana söyliyim bunu Bülent ARINÇ Abdüllatif ŞENER onlarda çok kötü yıktılar ve bu türlü uyanamadı bu bir türlü uyanamadı” dediği, BÜLENT’ in “Yani yani” dediği, EROL M’in “Hele Abdüllatif ŞENER'in gerçi ayrılması hani yeniden milletvekili adaylığı olmayışına uyanmıştırda o” dediği, BÜLENT’ in “Evet evet” dediği, EROL M’in “Burada birşeye kurban gidecem ben diye uyanmıştır baştan ama ama Bülent ARINÇ bunu mahvetti abi bunu mahvetti Bülent ARINÇ” dediği, BÜLENT’ in “Paranoyak bir ekip var çevresinde abi” dediği, BÜLENT’ in “Yani kurtarılmış şey böyle enteresan bir durum yani” dediği, EROL M’in “Peki bu meselelerde nakşi nurcu çatışmasıda var mı Bülent görüyor musun öyle bir şey” dediği, BÜLENT’ in “Abi” dediği, EROL M’in “Güç çatışması görüyor musun” dediği, BÜLENT’ in “ İşte o dedim ya aynı kalemden çıktı şeyler” dediği, EROL M’in “Hı” dediği, BÜLENT’ in “İddianameleri bir okursan” dediği, BÜLENT’ in “Valla çok dehşet bir durum abi Mazlum-der'in başkanı iddianamede yok internete giriyorum vekil işte bu adamda adamın açıklaması var kürdistanın Cumhurbaşkanı olacam kürt şeriat devletini kuracaz diye Allah Allah yani böyle birşey çok garip bir durum abi ya” dediği, BÜLENT’ in “Yani bu bu asıl yapılan harekatlar bunlar yani artık silahlı harekat etki odaklı değil kağıtla kalemle yapılıyor operasyonlar” dediği, EROL M’in “Aynen öyle aynen öyle babacım yumuşak güç unsurları kullanılarak yapılıyor ya” dediği, EROL M’in “Nerede abicim silahlar nerede doğru söylüyorsun nerede abicim o silahlar” dediği, BÜLENT’ in “Adamlar kabul etti tamam işte bizim değil firma kaybetmiş filan diyor” dediği, EROL M’in “Abi firma kaybetmiş dediği silah sayısına bak ya” dediği, BÜLENT’ in “Yani bu kadar malzemeyi bu memlekete sokan adamlar herhalde şey evlerde süs olsun diye mi şey yaptılar yani” dediği, EROL M’in “Aynen öyle abicim süs” dediği, BÜLENT’ in “Süs olsun işte hobi beyaz eşya cinsinde gelir refah artıyor bu kadar olumlu peki bunlar kullanılacaktır mutlaka birşeyin hazırlığı yan” dediği, EROL M’in “Hazırlık tabi canım hazırlık olmaz olur mu Allah'ın aşkına hazırlık tabi” dediği, BÜLENT’in “Bişey hazırlanıyor yani üstüne gidilmesi gereken bu bence” dediği, BÜLENT’ in “Birde otuz bir mart vakasını değerlendirsene ya” dediği, EROL M’in “Evet” dediği, BÜLENT’ in “Bu İkinci Abdülhamit ve otuzbir mart vakası” dediği, EROL MÜTERCİMLER : İngiliz parmağıyla yapılan prens Sabahattin'nin işin içinde olduğu harekat harekat abi” dediği, BÜLENT’ in “Şimdi harekat harekatta harekattaki taraflar kim abi” dediği, EROL M’in “İşte babacım taraflar söylüyorum sana taraflar birisi ingiliz taraflardan birisi o ikincisi liberal düşüncenin temsilcisi olan prens Sabahattin arada işte Derviş Vahdettin'nin temsil etmiş olduğu şey söyle şunun adını Nakşi bir şey nasıl diyim duruş baba yani” dediği, BÜLENT’ in “Ve bu harekatta bu Hamidiye alayları” dediği, BÜLENT’ in “Taşkışla'da harbiye kavgası hala bunu doğru dürüst analiz edemiyorlar şu anda birebir yaşadığımız hadise aslında” dediği, EROL M’in “Hı hı evet” dediği, BÜLENT’ in “ Birebir şu anda yaşıyoruz işte o zamanki iddianame bu kürt Nemrut Mustafa paşa divanında olan iddialar iddianameler onlar bunlar şöyle bir şey yaptığımız zaman aslında karşı taraf dimdik duruyor ayakta” dediği, EROL M’in “Sembollerle savaşıyorlar doğru söylüyorsun” dediği, BÜLENT’ in “Bilmem ne ve o dönemde işte Türk kimliği Türk kültürü yada işte harekat ordusu kurmayı işte o ekip tekrar Cumhuriyeti kuran ekip işte şey falan filan bu adamlar direk buraya saldırıyor ve tahammül edemiyorlar bu tür şeylere” “Ve bunlarla bir oturup tekrar şey yapmak lazım duruş belirlemek lazım ha bu duruşuda kime şeye belirletiyorlar ilgisiz alakasız adam çıkıyor işte topal çıkıyor bilmem öbürü çıkıyor filan böyle onlara şey yapıyorlar” dediği, EROL M’in “Tabi hele şey bu Ulusalcı duruşu o kadar ucuzlattı ki herif mesela Ergenekon gibi kutsal bir isimi ucuzlattı yok etti ya özellikle abi bütün bu simgelerin hepsini allak bullak ettiler canım” dediği, BÜLENT’ in “Korkunç bir harekat uygulanıyor” dediği, BÜLENT’ in “Anayasa değişikliğine zorluyorlar mesela büyük bir oy oranıyla” dediği, EROL M’in “Hı hı” dediği, BÜLENT’ in “Zorladıklarında öbür taraf artık resmen tamam kardeşim diyecek bayrağı çekecek yani” dediği, EROL M’in “Tabi ya zorladıklarında tabiki canım çatı çökecek” dediği, EROL M’in “Aynen öyle aynen öyle aynen öyle” dediği, BÜLENT’ in “Yani mesela öbür adamı çıkartıyorlar ki Doğu PERİNÇEK'i falan bu adam bir haber yani milli reflekte düzgün islami kayıtta olması lazım ama onu kesiyor ve marjinalleştiriyor yani” dediği, EROL M’in “Hı hı arkadaş Doğu PERİNÇEK dediğin adam kim ulan geçmişte Kıbrıs davası konusunda yazdıkları kitap ortada heriflerin bu ermeni meselesi için geçmişte söylediği ortada bu adamın” “Arkadaş yani neyi sayıyım ben bu adamla ilgili be birader yani bin dokuz yüz yetmişle seksen arası Aydınlık dergisinde yaptıkları rezillikler ortada bu adamların” “Baba sen şimdi bu adama nasıl Ulusalcı dersin gitmiş Bekaa'da Apoyla fotoğraf kucak kucağa ordaki rezillikler belli gitmiş ona bile demiş beni bilmem nereden milletvekili adayı olarak gösterin” “ Arkadaş yani inanamıyorum şimdi bu olan bitene ben ya” dediği, BÜLENT’ in “Her şeyi allak bullak abi altı üstü şey özellikle seçiliyor ya bunlar” dediği, EROL M’in “Öyle” dediği, BÜLENT’ in “ İnce eleyip sık dokuyorlar öyle onları tak tak tak şey yapıyorlar birde tabi güç para “ dediği, EROL M’in “Yani” dediği, BÜLENT’ in “Mesela bu kapatma davası çıkınca güya ekonomi allak bullak olacaktı değil mi borsa” dediği, EROL M’in “Nerede” dediği, BÜLENT’ in “He hiç kimse öyle enteresan ki stabile oldu bu demektir ki yasaklananlar umurunda değil” dediği, EROL M’in “Sonucunu görüyorum bak sonucunu görüyorum ama ne olduğunu anlamıyorum” dediği, BÜLENT’ in “İşte kimin yaptığını bilmiyoruz yapanlar ortada yok abi” dediği, BÜLENT’ in “Çok bilinçli olarak yapanlar hiç ortalıkta dolaşmıyor” dediği, EROL M’in “Düşünsene ya kimleri Doğu PERİNÇEK’le bir araya getirdi adını Ergenekon koydular kutsal isimi yok etti herifler be onu bile mahvettiler abi ya” “Ki işte bu Ergenekon denilen hani yapılanmanın” “Ne olduğunu biliyorlar bunun orijinalinin nasıl birşey olduğu biliniyor bütün herşeyi mahvettiler ya bütün herşeyi bütün bütün bütün kutsallıkları bir kere bak imge simge baba herşeyi paramparça ettiler helal olsun kimse bunlar kimse bunlar acayip acayip akıllı bir iş yapıyorlar ya” dediği, BÜLENT’ in “Korkunç bilinçli hesaplı” dediği, EROL M’in “Tabi tabi kimse bunlar müthiş bir iş yapıyorlar” dediği, BÜLENT’ in “Böyle dantel gibi dokuyorlar abi” “Çok iyi bir şey oluşturmuşlar sarmal şimdi yardım ediyim diyorsun yardım edeceğin adamlar şey seni belliyor düşmanlarıyla dost olmuş durumda plan böyle” dediği, EROL M’in “Bilmiyorum plan mlan yani aynen öyle bilmiyorum artık” dediği, BÜLENT’ in “Onun için izlemekle ihtiva ediyoruz abi be” dediği EROL M’in“Evet evet evet” dediği, BÜLEN'in “Netice itibari ile onların kaybedecekleri çok daha büyük şeyler var” dediği, BÜLENT’ in “Birde İspanya'da oturum izni nasıl oluyor orada üniversite filan var mı siyaset dersleri verilen bir baksana abi” dediği, EROL M’in “Var” dediği, BÜLENT’ in “Sana bir tüyo verdim abi” dediği, EROL M’in “Anladım” dediği, BÜLENT Olaki gideriz dediği, EROL M’in “Anladım” dediği, BÜLENT’ in “İspanya Belçika yada şeyde Hollanda'da” dediği, EROL M’in “Anladım” dediği, BÜLENT’ in “Üçünden birine gider yerleşiriz iki üç sene dururuz ya” dediği, EROL M’in “Anladım mesajın anlınmıştır.” dediği, BÜLENT’ in “Tamam abi Cihangir aradı mı seni abi” dediği, EROL M’in “Cihangir bir geçenlerde aradı” dediği, BÜLENT’ in “He orada birşeyler söyledi de bana” dediği, EROL M’in “Biraz biraz konuştuk eksik şey umut yok davada Bülent'çim” dediği, BÜLENT’ in “Evet onu anlattı banada bende dedim bir ara şey yapalım” dediği, EROL M’in “Evet davada umut yok abi yani ne diyim ben inanmayacak gibi değil ama böyle kötü bir şeyin içerisinde kaldık” dediği, BÜLENT’ in “Yani oluyor abi bunlar ya” dediği, EROL M’in “Öyle öyle ne yapayım abi demekki yaşıyçakmışız bunu evet bunu yaşıycakmışız görecekmişiz” dediği,

Tape No:4826 da, 02.04.2008 günü saat 17:44’de F.S.T. isimli şahısla yapmış olduğu görüşmede özetle; F.S.T.’ ın “Neyse bu gün bi ara ıı Erol komutanla görüşme imkânımız oldu” dediği, EROL M’in “Hı hı” dediği, F.S.T.’ ın “Çokta mutlu oldum paranın harekâtında sizin önerileriniz dışında hiçbir şekilde hareket etmeyeceğini kendi kendine yemin etmiş söz vermiş bana da bi tane oğlu var yok dedim ben yeminle alakam yok dedim” dediği, EROL M’in “Aman yemin etme” “Koskoca Albay yemin ediyo peki abi” dediği, F. S.T.’ ın “Evet ediyo yani bu dün yani İstanbul’ a geçememesi de ee istediği bi kağıt varmış” “Bu Araplarla hareket ediyo ya” dediği, EROL M’in “Hı hı” dediği, F. S.T.’ ın “Artı Araplarında aynı komutanın konumunda alacağı para var” “Türk ekip var asıl adam var” dediği, EROL M’in “Tamam” dediği, F. S.T.’ın “O adamların İngiltere de okuduğu için ekip başları İngiltere’ ye giriş çıkışları daha kolay diye bi de Fransa ‘ da çok hırpalanmış bunlar eee” “Paranın teslim yeri ve banka olarak adam İngiltere yazmış” “Şimdi beklediği şey o İngiltere’deki hesap numarasıymış” “En geç diyo ee ıı önümüzdeki hafta Cuma, dedim Cumalar Çarşambalar ne bitmek bilmedi” “Yok hayır dedi T. dedi yarın dedi gelecem dedi bana bi kağıtlar göstermişti size söylemiştim ama dikkatli bakamamıştım çünkü arabada göstermişti” “Dedi o kağıtları dedi ee MÜTERCİMLER’ e bi şekilde fakslayalım ve ya işte nasılsa gönderelim o ki dedi bu ıı netice alınana kadar yani hesap numarası gelene kadar o da dedi hem stratejisini hem de bilgilendirmesini neyse kimlerle ortak hareket edecekse onları dedi bu dokümanlarla elinde bi şey olsun hani ben sadece gittiğimde ee kağıtları verip çıkmayayım eeıı oda hani bi ön bilgi edinmiş olsun dedi” “böyle bi gariptim yani onun üzerine dedi ki yarın dedi o dedi gösterdiğim ama çok üstünde duramadığınız kağıdı getiri kağıtları getirecem onları da dedi önceden dedi MÜTERCİMLERE gö gönderin ki bilgi edinsin dedi neyin üzerinde hareket edecek dedi” “Çünkü bu paranın ülke sınırları içine gelebilmesi mi orda mı kalacak şudur budur, üniversite olayından öncede isterseniz bi vakıf kuralım diye di bi fikrim var” dediği, EROL M’in “Vakıf var vakıf var” “Var var vakıf var Gelecek Araştırma Vakfı diye bi vakıf var” dediği, F. S.T.’ ın “İşte büyük bir koşturma içinde olduğunu ıı pasaportunun işte şeyi bitmiş sayfaları bitmiş bilmem ne onlar dedim problem değil sen sayfal yeni pasaportunu al bana getir ben sana İngiltere vizeni alırım dedim” dediği, EROL M’in “Şimdi yani bu sefer bu İngiltere’ye gidişte şimdi parasını alıp gelecek miymiş” dediği, F. S.T.’ın “İngiltere’ nin Kuzeyinde mi Güneyinde mi ne bi yermiş işte” “Yani ekip ama diyo eğer işte ben dil bilseydim Ruşen’i gönderebilmiş olsaydınız diyo bitmişti işte Paris’ te bitirirdik diyo falan falan” “Bilemiyorum yarın şu kağıtlar gelsin ben size bi şekilde onları gönderirim” dediği, EROL M’in “tamam bi kağıtlar gelsin siz kağıtları önce bi görün ona göre bi bakalım gelmektemi yarar var” dediği, F. S.T.’ ın “Çünkü meil ortamı yanlış olur” dediği, EROL M’in “ Tabi tabi tabi aman aman aman” dediği, F. S.T.’ ın “Belki faks olabilir” dediği, EROL M’in “Ancak posta olur ancak posta olur meyil olmaz” “İyi yaptınız sağ olun var olun da ben de sizin içinde bulunduğunuz duruma üzülüyorum yani şu mesele bi parça hallolsa hiç olmazsa bi parça yani size bi parça para aktarılsa” dediği, F.S.T.’ ın “Şeyde desteklemiş Peyami KAYARDA beni desteklemiş kesinlikle bi şey yapacaksınız” dediği, EROL M’in “Tamam tamam” dediği, F. S.T.’ ın “Ama bunun demiş rakamı ne olur işte onu bilemem” dediği,

Tape No 4827 de, 03.04.2008 günü saat 22.12’de X Erkek Şahıs ile yapmış olduğu görüşmede özetle; X Erkek Şahsın Erol M.’ e hitaben Kaçak mısın yoksa dediği EROL M’in “Ne gibi” dediği, X Erkek Şahsın “Ulusalcı birisi olarak” dediği EROL M’in “Yok abi biz kaçak olmayız biz göğsümüzü gere gere gereriz ülkemiz için hiç problemimiz olmaz arkadaş” dediği, X Erkek Şahsın “Biliyorum abi ulusalcıları topluyorlar da hani sende” dediği EROL M’in “İşte topluyorlar onlar öyle bi şey yapıyorlar o topladıkları ulusalcı dedikleri acaba ulusalcı mı gerçekten falan” dediği, X Erkek Şahsın “Aylık yüz bin doları gözden çıkarabilecek bi tane adam uydudan açın bi kanal” dediği EROL M’in “Bakalım bakalım biz mi açacaz kanal” dediği, devamında X Erkek Şahsın “Bak Mehmet abinin selamı var gelsin bi oturup konuşalım diyor” dediği EROL M’in “Ya çok iyi olur vallahi bi an ben de acayip özledim” dediği,

Tape No: 4829 de, 04.04.2008 günü saat 02:22’de Hüseyin VURAL ile yapmış olduğu görüşmede özetle; Hüseyin VURAL’ ın “Peki peki Ergenekon nedir biliyor musun” dediği, EROL M’in“Hangisini” dediği, Hüseyin VURAL’ ın “Ergenekon’u” dediği, EROL M’in“yo hayır siz söyleyin belli ki bi şey var kritik bi şey var” dediği, Hüseyin VURAL’ ın “Kritik de diii Dokuz Martçıların İstanbul grubunun koyduğu isimdir o paroladır” dediği, EROL M’in“onu bilmiyorum onu ilk defa öğreniyorum” dediği, Hüseyin VURAL’ ın “aaaa ya bak bende onun kartı da var be” dediği, konuşmanın devamında Hüseyin VURAL’ ın “Erol Biliri bilmem ne bilir yani İstanbul grubu sadece İstanbul grubunun askerleri bilir” dediği, konuşmanın devamında Hüseyin VURAL’ ın “Anladın mı o seninki bi şeyler söylüyorsa oo hayin herif” dediği, EROL M’in“Hayır şimdi uyandım ben şimdi uyandım şimdi bu böyle demedi o” dediği,HÜSEYİN VURAL’ ın “Bi kere o ajan provakatör var ya” dediği, EROL M’in“O bana başka şeyler söyledi” dediği, HÜSEYİN VURAL’ ın “Mahir Kaynak” dediği, EROL M’in“Evet” dediği, HÜSEYİN VURAL’ ın “Bi boka yaramayan adamdır o” dediği, EROL M’in“Aynen öyle” dediği, HÜSEYİN VURAL’ ın “Ben bi sene karşılıklı oturdum onla MİT’ te” “ın evet evet evet bi sene onunla Süleymancı Amerikancı Hiramcı (Hiram ABBAS olduğu değerlendirilen) pisliğin biridir” dediği, EROL M’in“şerefsiz alçak” dediği, Hüseyin VURAL’ ın “Şerefsizdir şerefsiz ben onu bi toplantıya çağırdılardı konuşmacı olarak geldi beni görünce zaten altı üstüne döndü ama kızı öyle değil kızını küçüklükten beri tanırım va severim onu” dediği, EROL M’in“ama şimdi galiba oda babasının izinde” dediği,

Tape No: 4830 da, 04.04.2008 günü saat 02:51’de F.S.T. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; F.S.T.’ ın “Sanıyorum bundan böyle bu sizi bi araya getiricek zaten ama sizinle de program yapmaya devam edecek gibi bir izlenim aldım sol tarafına oturtmuş sağına da Yalçın Küçüğü böyle şeylere çok dikkat eder” dediği devam eden görüşmede F.S.T.’ ın “Yani muhteşem o Rıdvan AKAR saygılı sizin üzerinizde bi araştırma yapmış bi şeyler çalışmış dersini çalışıp gelmiş ama tabi o kadar duayenin arasında çok yani işte zayıf” dediği devam eden görüşmede ise EROL M’in “İşte şeyin Yaşar Paşanın bu konudaki tepkisini merak etmekteyim öğrenebilirseniz eğer” dediği, F.S.T.’ ın “Biraz tedirgin olduğu kanaati var onu da Noyan Paşadan öğreniriz”dediği,

Tape No: 4831 da, 04.04.2008 günü saat 03.02’de F.S.T. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; F. Sevinç T.’ ın “Biz artık sanalız” dediği, EROL M’in“He biz artık balkondan indik biz artık analız” dediği, F.S.T.’ ın “Biz biz çoktan biz pardon ya şöyle biz çoktan balkondan indik biz artık sanalız” dediği, EROL M’in“Sanalız” dediği, F.S.T.’ ın “Sanalız” dediği EROL M’in“He çözmem lazım bunu” dediği,

Tape No: 4832 de, 04.04.2008 günü saat 12:44’de İdris …ile yapmış olduğu görüşmede özetle; İDRİS’ in “ Mehmet Ali AKTAŞ şimdi telefon etcem ona o saatte koyduğun programı” dediği, EROL M’in“Abicim o programın içinde söylenenlerin niçin önemli olduğunu cihet askeriyeden bana yapılan dönüşlerden anladım” dediği, İDRİS’ in “Yalçın hoca gene çaktı paşaya” “İnanılmaz inanılmaz bişey dedimki dedim bak hocam ucuz kahramanlık yapıyosun eee içeri gideceksek beraber gidecez sen giderken beni de sürükleyeceksin bırak dedim Allahını seversen” “Gülüyor biz biz şeyi bıraktık abi Ergenekonu biz estergonla meşgulüz biliyosun” “Biz Ergenokonla estergonla meşgulüz ya gülüyor” dediği, EROL M’in“Abi orda yalnız bir iki tane mesele vardı o bitane söylediğim bi iş vardı ya Türk Ordusu gelirse yirmi beş yıl gitmez meselesi bak o onun üzerinde dur o önemli bi mesele o önemli bi mesele orda orda başka bişey anlatmaya çalıştım” dediği,

Tape No: 4833 de, 04.04.2008 günü saat 12:49’de Bülent A. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M’in“Bakalım bakılım abi bakalım enteresan öbür Rıdvan tabi editör kıvrandı durdu yok demokrasi yok bilmem ne manyakmısınız lan siz salak ortada Vatan kalmamış demokrasi” “Kesinlikle öyle Mehmet Ali BİRANT dediki proğramda sonra Erol efendim dedim ya dedi ben anlamadım efendim dedim Allahın aşkına dedi şimdi başka bir Ergenekon var şimdi bu Ergenekon da bütün bu adamların komutanı sen misin yoksa ne oldu dedim ya dedi itaate baksana dedi adamın abi yerlere yattım abi dedim yok yanılıyosunuz ama dedim ben şimdi sana bir sır verecem yalnız dedim bana şeref namus sözü ver” BÜLENT A.’ nın “Evet” dediği, EROL M’in“Bana Kerim TOK sözü değil durdu ne demek istiyosun dedi sen dedim namus sözü ver ben sana bir sır verecem nedir o dedi abi dedim şimdi Yalçın Küçük hocanın falan içinde olduğu bizim bir örgütlenmemiz var şimdi bu kaladı böyle biliyomusun” dediği, BÜLENT A.’ nın “Yapma ya” dediği, EROL M’in“Yapma ya dedi ...anlaşılmıyor) nedir abi dedim estergon ha ha ha biz dedim abi Yalçın hocayla Ergenekondan vazgeçtik biz abi Estergon peşindeyiz dedim dondu sustu böyle Allah cezanı versin senin dedi ulan bende nefesim kesildi noluyo diye bakıyorum” dediği, BÜLENT A.’ nın “Ankarada ülkücü camianın gündemine oturdun abi bak söyleyim sana” dediği, EROL M’in“İyi iyi” dediği, BÜLENT A.’ nın “Böyle bi çocuklar falan filan var böyle baktım sabah bugün ölüm yıldönümü onada gitmemişler geliyolar meseleyi işte konuşalım hocayla filan Ankara'ya geliyomu yani böyle bir süreç var abi” dediği, EROL M’in“Onlar meseleyi anlamışlar demi artık MHP ülkücü bir parti değilde bu şeyin komplonun merkezindeki partidir diye” dediği,

Tape No: 4834 de, 04.04.2008 günü saat 18.42’de Murat… ile yapmış olduğu görüşmede özetle; MURAT’ ın “Dün ihtilali yapmış bitirmişsiniz” “Kurmay albaylar işi bitirmişler” dediği, EROL M’in“Ciheti askeriyeden çok güzel tepkiler var” dediği, MURAT’ ın “Ergenekon mergenekonla” dediği, EROL M’in“Çok şey yaptılar Ergenekon meselesi dedimki o Rıdvan’a onun editörü varya çocuk” “Aynen öyle tabi bu dedim ahlak meselesidir onun için dedim bu açıklanmaz bu benle birlikte mezara gidicek bitti.” “Tabi söyledi zaten diyo ki ilk defa siz söylediniz ve herkes merak ediyo yani bu neyin çerçevesi bende dedim bak herkes merak ediyo bu konuşmanın nerde olduğunu da dedim anlatıyım şimdiye kadar söylemedim bak dedim falanca yerde bu konuşma oldu noktasını da söyliyim ki dedim birilerinin içinden çıksın bu iş şeyi anlattım Hüseyin asıl Hüseyin KIVRIKOĞLU'nun Hilmi paşayı genelkurmay başkanı olmasın diye cumhurbaşkanı ve başbakana nasıl şikâyet ettiğini anlattım” dediği, EROL M’in“Hocam iyiydi iyi program iyiydi yani herkes de çok çıplak bişey söyledi yani üç kişide ülke artık parçalanıyor” dediği, MURAT’ ın “Evet” dediği, EROL M’in“Ülke artık parçalanıyor” dediği, MURAT’ ın “Benimde hep söylediğim final final final buydu işte hocam” dediği, EROL M’in“Tabi tabi tabi” dediği, MURAT’ ın “Senelerce söyledim kimse dinlemedi napıyım” dediği,

Tape No: 4836 da, 04.04.2008 günü saat 20:17’ de M.Ü.E. ile yapmış olduğunuz görüşmede özetle; EROL M’in“Bide şeyin ciheti askeriyede de çok inanılmaz bir yankı yapmış” dediği, M.Ü.E.’ in “Dimi” dediği, EROL M’in“Tabi tabi yankı yapmış şeyin Büyük Kumandan haber gönderdi” dediği, M.Ü.E.’ in “Eeee” dediği, EROL M’in“Balkondan indik biz sanal sanalız diye tam çözemedim ne olduğunu ama” dediği, M.Ü.E.’ in “Balkondan indik biz” dediği, EROL M’in“Sanalız” dediği, M.Ü.E.’ in “Sanalız” “Yani sanal şuanda görünmüyen demek” dediği, EROL M’in“Evet yani” dediği, M.Ü.E.’ in “yada eee göründüğü sanılan aslında olmayan” “Yani müthiş bir ikiliydiniz oda müthiş herhalde şeyine çok enteresan birinci ordudan alsınlar diyo çünkü ordakiler oturuyo yatıyo diyo Tolon paşası diyor” dediği, EROL M’in“Çok dehşet abi ben ona söyledim zaten Yalçın'a söyledim ki hocam dedim tanrı her şeyi mükemmel yaratmış yani tartışmıyoruz fakat dedim bir hata yapmış şimdi Mehmet ALİ BİRANT' ta baktıyo Mahir Hocaya bakıyo Mehmet Ali bey noldu lan gene dedi dedim ki ya tanrının hatası şurda şeytanı yaratmış Yalçın Küçük hocayı niye yaratmış anlamadım ben dedim abi millet koptu orda koptu koptu” dediği,

Tape No: 4838 de, 05.04.2008 günü saat 14:53’de Sevinç …ile yapmış olduğu görüşmede özetle ; EROL M’in“Böyle bi karakterse kardeşim bu kadar bi büyük projede falan nasıl birlikte olup yürürüz yani devamlı olarak etek mi topluycaz onun için bi görelim derdim uygun görürseniz” dediği devam eden görüşmede EROL M’in “Bi bi bi bakın yani nasıl subay bu adam yani bilmiyorum ki abi nasıl Kurmay subay onu da anlamadım yani” dediği,

Tape No: 4840 da, 07.04.2008 günü saat 11.04’de Kürşat T. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M’in“Valla kötü işte o akşam anlattık giden süreç belli ülke doğrudan doğruya parçalanmaya gidiyo bunun tartışması bile yok yani kim bunun aksini söylüyosa yalan söylüyo” dediği, Kürşat T.’ nın “AKP içinde de çok ciddi bi sıkıntı var yalnız dikkat ettiniz mi bilmiyorum” dediği, EROL M’in “Var tabi var tabiî ki var tabi” dediği, Kürşat T.’ nın “Şimdi cemaatler çatışmaya başladı” dediği, EROL M’in “Tabi tabi tabi nur” dediği Kürşat T.’ nın “Şimdi nur cemaati ile Nakşi Bendi cemaati” dediği, EROL M’in “Tabi tabi tabi Nurcular Nakşiler tabi canım parayı paylaşamadıkları için çatışıyorlar” dediği, Kürşat T.’ nın “Evet evet” dediği, EROL M’in“Tabi para paylaşamadıkları için çatışıyorlar” dediği,

Tape No: 4841 da, 07.04.2008 günü saat 21:37’de NİNA…… ile yapmış olduğu görüşmede özetle; NİNA’ nın “Ya bu Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteklediği isimlerle ilgili” dediği, EROL M’in“Bi göriyim bakim Taraf gazetesinde demi” dediği, NİNA’ nın “Ya çok kötü bizim gazte varya Erol bi bokluk yapmışım haberim yok yani neyse bugün gittim Fatih ALTAYLI ile konuştum” dediği, NİNA’ nın “Ya bu Tarafta çok büyük hata yaptım ya Erol ya Halil bana diyor ki hemen ayrıl valla çok üzüldüm ya” dediği, EROL M’in“Hemen ayrıl” dediği, NİNA’ nın “Yani öyle olucağını tahmin etmiyordum” dediği, EROL M’in“Hemen ayrıl hayatım bunlar bunlar şerefsiz ispiyoncu ahlaksız bi gazete oldular tabi” dediği, EROL M’in“Bi taraf gaztesi alayım bakayım bulabilirmiyim” dediği, NİNA’ nın “Bi al ya senin listen var ee şey Türk Silahlı Kuvvetlerin desteklediği insanlar arasındaymışsın” dediği, EROL M’in“Köpekler köpekler” dediği, NİNA’ nın “İkinci ikinci andıç ortaya çıktı” dediği, EROL M’in“İkinci andıç öylemi” dediği, NİNA’ nın “Evet evet o listenin içinde sende varsın” dediği, EROL M’in“Bunlar ne şerefsizler ya bunlar zaten biliyosun bu Ergenekon meselesi çıktığından beri bisürü millet beni hedef göstermeye çok çaba harcadı” dediği, EROL M’in“Sizinkiler de yazdı ahlaksızlar tamam mı” dediği, EROL M’in“Bu toprakların biliyosun ispiyoncusu çoktur şerefsizi” dediği, NİNA’ nın “Çok valla doğru söylüyosun” dediği, EROL M.’ in “Tabi hayatım bu şerefsiz meslek tabi tabi bu şerefsiz mesleği yapıyor bunlar dünyanın en şerefsiz mesleği ispiyonculuk ama onlarda bunu yapıyorlar” dediği,

Tape No: 4842 da kayıtlı 08.04.2008 günü saat 15:35’de Saynur……ile yapmış olduğu görüşmede özetle; SAYNUR’ un “Ya bugün gördün mü şu Andıç meselesini” dediği, EROL M’in“Ya gördüm gördüm” dediği, SAYNUR’ un “Eeee şu yönü beni ilgilendiriyo şimdi bu ee yani evet şu veya bu şekilde andıçlar tartışma yaratıyo ama bu Genelkurmayın her türlü belgesinin böyle yani dışarıda dolaşması beni ilgilendiriyor açıkçası” dediği, SAYNUR’ un “Yani eee hani ne diyo Erol MÜTERCİMER kayrılması gereken insan olarak ee” dediği, EROL M’in“Bu andıçta böyle abi bu andıçta böyle öbür andıçtada mahkemeye verilmesi gereken bi insan olarak hatırlıyosun hani Ufuk GÜLDEMİR’in adı benim adım geçen andıç Haber Türkün” “O oda Hilmi ÖZKÖK zamanındaki bi andıç abi ondanda söz edelim işte bu andıç meseleleri bi kere buradaki liste eski bi liste yeni bişey değil bu muhtemeldirki iki bin iki seçiminden önce her ne kadar bunun iki bin altı diye ifade ettilerse de orda bi hata var” “Ama mesele bunun havada uçuşması meselesi tabi yani doğru söylüyorsun” “Ama genelkurmaydan nasıl çıkıyo bunlar” “Olur olur ben ordaki sistemide anlatırım bu bilgi sızdırma sistemini yani bu nelere mal olucak bu gidiş işte asteğmenler orda çalışamıycak askerler alınamıycak bu nelere mal olucak arkası yani arkası işte inanılmaz bi güvensizliğe mal olucak Türk çocuğuna karşı” “Şey dersin işte ya Doktor Erol MÜTERCİMER Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi dersin ardından da işte şey dersin söz edebilirsin işte şöyle birisi birisi diye o yazınca da yani hem ordudan gelen bi adam işte hem bu kadar yılın hocası yani meselenin o iki tarafına da bakan birisi o zaman burda daha soğukkanlı bi şey yapalım yorum yapalım” dediği,

Tape No: 4843 da, 08.04.2008 günü saat 23:27 X Bayan Şahıs ile yapmış olduğu görüşmede özetle; X Bayan Şahsın “Ticaret Üniversitesi Uluslar İlişkiler Uzmanı Stratejist Doktor Erol MÜTERCİMLER şu anda telefon hattımızda Erol MÜTERCİMLER iyi geceler” dediği devam eden görüşmede X Bayan Şahsın “Şu andıç olayına ve isiminin şu veya bu şekilde bu andıçlar da yer almasına bir kara listede desteklenmesi gerekenler arasında öncelikle bunu sormak istiyorum nasıl değerlendiriyorsunuz? dediği devam eden görüşmede EROL M’in Andıç işini öncelikle şöyle değerlendiriyorum şimdi bu tür andıçların hazırlanmasını doğal karşılıyorum çünkü neden sonuçta Türk Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmay bir ulusal güvenlik unsuru ulusal güvenlik unsuru bunları hazırlar ha ama içeriği böylemi olur böylemi olmalıdır bu ayrı bir tartışma konusu anacak ben şunu görüyorum her iki andıçta da yani daha öncede işte demin o belirttiğiniz şekliyle kara liste olarak andığımız andıçla bu 2006 da hazırlanan her ikisine de baktığımız zaman burada çok profesyonellik görmüyorum çok profesyonellik görmüyorum derken şu açıdan bunu değerlendiriyorum buradaki insanlara baktığımızda yer aldırılan insanlar ve ilişkiler ağına bu bir iki birinci andıçta bu 2006 da burada desteklenecek insanlar olarak yer aldırılanların bir kısmının 2007 deki andıçta yer aldırılmaması gerektiği ve karaya listeye alınmış olması bir kere çok büyük bir kopukluğu gösteriyor ya ikinci andıçı hazırlayanlar bundan haberdar değil ki önce bu hazırlandığa göre demek ki arada böyle bir bozukluk var fakat üçüncü bir unsur var dikkat edilmesi gereken her iki andıç ta hazırlandığında genel kurmay başkanı aynı kişi kimdir Hilmi ÖZKÖK paşa peki ne görüyoruz biz burada biz bur da ne görüyoruz gördüğümüz şey şu Hilmi paşa ne söylüyor türk basınına benim demokrat olmuş olmam kabahat mi? Ben demokrat birisiyim diyor idi peki nasıl oluyo da demokrat diyen bir genel kurmay başkanı döneminde bunlar hazırlanıyor ve bu şekilde insanlar bu şekliyle listelen listene biliyor o nedenle bence asıl dikkat edilmesi gereken husus bu konunun analizi çerçevesinde ele alınmalı diye düşünüyorum burada işte söyleniyor diyor ki abd Avrupa birliği soros…….(anlaşılmadı) stklar yardım yapılıyo ve ülke buradan bölünecek ama ilğinç olan nokta şu peki abd bu anlamıyla bölecekse ve bölüyorsa o zaman temel soru Türk Silahlı Kuvvetleri bir nato ordusu degildir bizim bütün bu ilişkilerimiz abd ile devam etmiyor mu onun icin burada çok ciddi biçimde soru işaretleri var diye düşünüyorum kısacası sormuş olduğunuz sorudan hareketle bu andıçlara baktığın zaman ikisin arasında bir ilişki olmadığını her ikisinide böyle çok profosyonelce hazırlanmamış olduğunu üçüncüsüde bu hazırlanmada dışarıya bir şeyler sorulmuş olduğunu değerlendiriyorum bunu şöyle değerlendirmek lazım haahhhh bir işte bu kadar yıl artık söylememde bir sakınca yok bu kadar subaylık yapmış birisiyim bunun iki yıla yakın kısmıda deniz kuvvetlerinde Ankara da karargahta geçti şimdi türk silahlı kuvvetlerinde oraya gelen er dahil olmak üzere erden or amirale yada erden orgenerale kadar müthiş bir güven vardır yani mesele buradaki ilişki ve iş güven esasına üzerine kurulmuştur onun için bu odalar erlerede açıktır mesayi biter erler buraya gider buralarda postalar vardır pasoparo..(anlaşılmadı)vardır askerler burda çeşitli dolayısıla bakın buraları hep bunlara emanet edilir ve hiçbir zamanda buradan olumsuz bi şey çıkabileceği düşünülemez düşünülmez oysaki güvenliğin esas unsuru olması ğereken bu kadar önemli bir kurumda acaba bütün personel her şeyleri görmelimi diye çok temel bir soru var yani bu erden astsubay sınıfı buna dahil şimdi burda çok ciddi bir şekilde zafiyet olduğu ortaya çıkmış durumda çünkü havada uçuyor ama bunun şimdi iki şıkkı var iki türlü düşünelim birinci şık..“İstihbarat örgütleri Silahlı Kuvvetlerden söz etmiyorum İstihbarat Örgütleri zaman zaman dünyanın her yerinde bu tür belgeleri kendisi dışarını çıkarır buradan amaçlardır vardır ya kamuoyu oluşturmaktır ya bu belgenin üzerinden zaman geçmiştir zaman geçmiş olması bazı insanların afişe edilmesi de gerekir gibi o istihbarat örgütlerinin yöntemidir” “….Bu yürüdüğü için aradan bunlar bunları birileri alıyor diye değerlendirmekteyim şimdi baktığınız zaman tabiî ki burda zafiyet var ve üst üste aynı genel kurmay başkanı döneminde bunların hazırlanmış olması da zaten başka bir şeyi gösteriyor diye düşünüyorum oda ne oda şu dikkat e çok önemli kendisi açıklamış olduğu için artık söylememizde bir sakınca yok.Hüseyin KIVRIKOĞLU paşanın söylediği bi ifade vardı ne demişti ben görevdeyken benim yerime gelecek olan genel kurmay başkanı olan Hilmi ÖZKÖK adayını ben buraya gelmesini istemedim çünkü buradaki din tırnak içende söylüyorum dinci yada dinsel bi takım faaliyetlere karşı yumuşak yada hoş görülü davranıyo diye de bi şey söylemiş idi fakat bu andıçta dikkatimi çekiyo şimdi ikinci yayınlanan yani bu 2006 daki andıç da bütün isimler bir yana burada bir isim var İskender pala bu herkesin dikkatinden kaçtı niye biliyor musunuz neden önemi büyük çünkü aynı İskender PALA Profesör İskender PALA 1996 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinden değil Deniz Kuvvetlerinden Oramiral Güven ERKAYA’ nın Kuvvet Komutanlığı döneminde irticayi faaliyet nedeniyle ihraç edilmişti aynı profesör İskender PALA bu sefer Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından korunması gereken yada yardım alınması gereken yada yardım edilmesi gereken öğretim üyelerinden birisi olarak gösteriliyor” dediği,

Tape No: 4844 da, 08.04.2008 günü saat 23.51’de Yaşar O. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; YAŞAR O.’ ın “Erol, ama İSKENDER PALA’ yı iyi söyledin ha.” “Vallahi çok iyi söyledin. Bugüne kadar kimse söylemedi o şerefsizi, o da bu Türkiye’ nin şu anda en nema alan adamlarından biri haline geldi ya. İskender PALA’ yı Silahlı Kuvvetler destek olacak mıymış, öyle bişey mi varmış.” EROL M’in“Evet, evet” dediği, YAŞAR O.’ ın “Yeni geldim. Bu Terörle Mücadele’ deydim.” “Yazım çizim devam. Bu şey çıkmıştı, son kitapta çıktı “RUS STRATEJİSİNİN MİMARLARI” o da çıktı” “Şimdi yakında da “DEVLET” çıkıyor. Hani şu adını beraber koyduğumuz kitap vardı ya” dediği, EROL M’in“Hangisiydi o.” dediği, YAŞAR O.’ ın “Hani KUTSAL DEVLETİN MEŞRUİYETİ” dediği, EROL M’in “Ha, Kutsal Devletin Meşruiyeti, anladım, tamam.” dediği,

Tape No: 4845 da, 09.04.2008 günü saat 00:13’de X Bayan Şahıs ile yapmış olduğu görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHSIN “Hı, Hilmi ÖZKÖK’ ün üstüne dikkat çekmeniz kadar muhteşem bi olay yoktu. Süper yani, adamın kafasını kestiniz yani.” “Bu arada KIVRIKOĞLU Paşa’ ya sahip çıkmanızda çok hoştu. Çok çok çok çok güzeldi.” dediği, EROL M’in“Tabi tabi orda bide şeyi söylemek lazım aslında yani. Bu Silahlı Kuvvetlere karşı da yürütülen bi psikolojik harbin bi parçasıdır.” “Yani onuda bir şey yapmak lazım.” dediği, X BAYAN ŞAHSIN “Onu bi ara, ya evet İSKENDER PALA’ ya değinmeniz muhteşemdi.” dediği, EROL M’in“Gayet tabiî ki efendim ya, siz bunu ihraç edin şeyden, eeee İRTİCA’ dan” dediği,

Tape No: 4846 da, 10.04.2008 günü saat 10.28’de Sinan AYGÜN ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M’in“Sağol, iyiyim, iyiyim. Ya seni hep arayıp kutlayacağım. Bu ALİ KIRCA’ nın programındaki konuşmaların ve tavrın için.” dediği, SİNAN AYGÜN’ ün “Sağol canım abim.” dediği, EROL M’in“Kardeşim benim. Yüreğine ve beynine sağlık. Sağol Varol.” dediği, SİNAN AYGÜN’ ün “Bu akşam vurup kırıp geçirecem abicim. Çok güzel belgeler açıklıyorum abi.” “Abi bu, görüş, herhalde iktidar parti kapanacak.” “Aşağı yukarı 11-12 kişiye ceza gelicek. Ondan sonra tekrar şekillenecek. Yani bu kadar radikal olmayan, bu kadar halkı germiyen işlerden geçiş süreci içinde böyle bişey yapıcaklar. Bilhassa” “Yani şu var abi, siyaset (anlaşılmıyor) yer almak, Bakanlık bu falan şey, yani ben şeyde yer alma istiyorum. Bu Türkiye’ nin çıkışında” “Milli Mücadele mi dersin, bunu ben çok mu abartıyorum, onu bilemiyorum.” “Bu çalışmanın içinde yer almak istiyorum. Nerde olur. Milletvekili olarak mı olur, Danışman olarak mı olur, kapıcı olarak mı olur, ne bilim, çaycı olarak mı olur, ona daha karar vermiş değilim. Çünkü benim beklentim yok yani. Siyasetten bi beklentim de.” dediği, EROL M’in“Ama şöyle bişey, şöyle bişey yapmalısın. Şimdi doğru olan da o. Siyasette yer almak zorundasın bak durumundasın demiyorum, siyasette yer almak zorundasın. Onun için bu yeni yapı yapılanma ve siyasi parti öyle bir mimari yapının dizaynı için düşünmelisin.” dediği, SİNAN AYGÜN’ ün “Evet” dediği,

Tape No: 4847 de, 10.04.2008 günü saat 14:19’da Murat…. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M’in “Ne oluyor, ne bitiyor. Düşünsenize yani, bi önceki ANDIÇ yayınlanıyo adım var, bu Andıç yayınlanıyo gene adım var, iki Andıç’ ın ikisi de HİLMİ ÖZKÖK zamanı, bu nası iş abi ya” dediği, MURAT’ ın “Evet evet” dediği, EROL M’in“Abi bu nası iş ya. Bide aynı Hilmi ÖZKÖK kalktı Hürriyet’ lere demeç verdi, Doğan Medya Grubuna. Demokratsam bu suç mu diye. Arkadaş hem nasıl Demokratsın, hem nasıl bu Andıç’ lar” dediği, MURAT’ ın “Ee GLADİO bu ya, Gladio, gerçek Gladio bu” dediği, EROL M’in“Evet, pardon ya” dediği, MURAT’ ın “Gerçek Gladio bu” dediği, EROL M’in“Pardon ya, ne yapıyosun sen ya, sen memlekette bulunan herkesi EROL MÜTERCİMLER gibi adamları bile DOĞU PERİNÇEK eşittir Erol MÜTERCİMLER haline sokuyosan yuh olsun, al sana” dediği, EROL M’in “Öyle tabi yani, şeyi bağışlayamıyolar. Ben KEMALİST’ im diye bas bas bağırmamı bağışlıyamıyolar bi türlü. Yani size söyliyim” dediği, MURAT’ ın “O da var. Korku da var hocam, korku da var” dediği, EROL M’ in “Tabi ki var” dediği, MURAT’ ın “O, o Andıç’ ta başkalarının isimleri başka şekilde var” dediği, EROL M’in “Evet” dediği, MURAT’ ın “Sizin ki başka şekilde var. Başkalarının ki de başka şekilde var” dediği, EROL M’in“Ya düşünsenize şimdi. Andıç’ ta diyorki, Silahlı Kuvvetleri’ nin hani ne diyelim, sahip çıkması gereken hani Bilim adamı gazeteci diyo ya” dediği, MURAT’ ın “Evet” dediği, EROL M’in“Mesela bakın orda İSKENDER PALA ismi de var” dediği, MURAT’ ın “Evet” EROL M’in“Arkadaş İskender PALA’ yı 1996 yılında bu Silahlı Kuvvetler irticai faaliyetler nedeniyle ihraç etmedi mi, Binbaşı iken, etti” dediği,

Tape No: 4848 da, 10.04.2008 günü saat 21:36’de F.S.T. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; F.S.T.’ ın “Bende dün gece çok kötü halsizim şimdi 21. yüzyılda hiç geçirmemiş 20. yüzyılda 4 tane kanamam var ama geldi işte Dün yine hoş olmayan adamlar gelmiş beni aradılar falan off falan falan. Neyse şimdi güzel bir şey söyleyim yarın neydi bizim komutan İstanbul’ a geliyo o yanındaki MARVAİ meşhur bir Arapmış onu İstanbul’ a getiriyo” “Ondan sonra dedim bak bu seferde bir şekilde dedim ulaş artık dedim yani sanal olacak” dediği, görüşmenin devam eden kısmında, EROL M’in de“Yarın yarın çok şeylerim var yarın bağlantılarım var yarın telefonla bi konuşalımda” dediği,

Tape No: 4849 da, 10.04.2008 günü saat 22:00’de H.S.U. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M’in“He he bu Albay yarın Arapla birlikte geliyomuş İstanbul’ a” dediği, görüşmenin devam eden kısmında H.S.U.’ in “Abi nano teknoloji meselesi. Amerikadan bazı belgeler indirdim şurdan buradan hani devletin bu işe karşı Amerika da şey yapmış daha çok yapın şu şekilde yatırımlar yapın gibi yoğun bir çizgi çizmiş insanlara. Ordan çıkarttığımız şeylerle yani geleceğin işi fakat şey tam terimsel anlamda işin içine giremediğim için çok büyük yatırım lazım muhtemelen. dediği, EROL M’in“Okey ya onlara ben söyleyim bak bunun başlangıcı o kadar büyük paranın içerisinden tamam mı kardeşim bak bana söylenen rakam büyük para. Onun içinden birkaç milyon dolarla başlandığında bununla ilgili olarak Avrupa Birliği fonlarından falan abicim iyi şeyler alınır paralar alınır ben sana söyleyim” dediği, görüşmenin devam eden kısmında yine EROL M’in“Şimdi şimdi o paranın bu fon tamamen hangi Arap fonu bilmiyorum ama şimdi Arapla geldiğine göre emin oldumki bu Arap parası abi artık emin oldum yani bundan zaten şey demişti eğitim ve sağlık alanlarında iş yatırım öyle bir koşul varmış.” “Ben Ankaradan işte o şeyden onu öğrendim Ankara’ daki adamımdan onu öğrendim yine az önce yine aradı böyle böyle yarın geliyor İstanbul’ a Arapla birlikte işte durum böyle çerçeve bir görüyüm bakayım gidecekler İngiltereye parayı almak ya da neyse onun adı evet daha net biçimde meseleyi görücem inşallah nasip kısmet yani iyi olacak ben inanıyorum Sinan. Birazcık ahh geç olucak ama umuyorumki iyi olacak abi” dediği, EROL M’in“Şimdi bende onu söyledim zaten Ankaradakilerine şeye buraya nasılsa geliyor Erol albay işte o geldiğinde Dilek arasın nasıl olsa yanında o arap var belki arapla birlikte şey yapmak isteyebilir görüşmek isteyebilir aslında iyi olur çünkü bir seferde konuşulur o iş İngeltereye geçmeden o zaman göbeğini kesmiş olurum şeyide görmüş olurum boyutununuda görürüm meseleninin iyi olur o zaman olur bi Erol albay gelsin yarın o bi gelsin bakalım çünkü cumartesi günüde başka bir şey var Binbaşı var gelecek Nihat yarbay var onunlu gelecekler” “O o bi gelecek bakayım bi cumartesi günüde onlar belki gelip dönücekler cumartesi günü dönücek falan filan bilmiyorum çünkü bu Aziz YILDIRIM la şimdi o silah meselesi varya ona gelecek” dediği,

Tape No: 4851 da, 11.04.2008 günü saat 21:40’da F.S.T. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M’in“Yarın şey vardıya Nihat Yarbay Nihat ÖZDEMİR” dediği, F.S.T.’ nın “Bana da gelicem gelicem demişti çok mahçup bana ya bide işi vardı Köksal abi ile Köksal TOPTAN la. Doğru düzgün bilgi hazırla gel dedim. Böyle söyleyince insanlar yok oluyolar” dediği, EROL M’in“Yok yok başka bir albay bilmiyorum bir generalmi birisi olacak yanında kim olduğunu bilmiyorum” dediği, F.S.T.’ ın “Peki bu Ereğli demirçelik ilgilidir” dediği, EROL M’in“Bi bakıcam bir bakıcam” dediği, F.S.T.’ ın “Zonguldak Demirçelik” dediği, EROL M’in“Evet orayla iyi biliyorum belki onla ilgilidir Beyazrusyayla ilgili. Bi gelsin o zaman Erol albay döndüğünde yarın yada ne bileyim öbür gün bir konuşursak tamam tamam konudan haberdar olayım” dediği, F.S.T.’ ın “Oldu ben Nihat ÖZDEMİR i yani düzgün buluyorum ama bir şey görmedim” dediği, EROL M’in“Tamam o çoçuk o çocuk düzgün bir çocuk” dediği, F.S. T.’ ın “Düzgün ama Fenerbahçe konusunda biliyosunuz kumbaralara sahip çıkamadı” dediği, EROL M’in“Biliyorum ama onun çok güçlü değil o” dediği, F.S.T.’ ın “O götürdü beni Azizi YILDIRIM’a ama Aziz YILDIRIM adam değil” dediği, F.S.T.’ ın “Hepimize yok yarın ben çalışıyorum ben. Teslimatımı yaptım ayrıca mutluyum herkese” dediği,

Tape No: 4852 da, 13.04.2008 günü saat 18.28’de Gürbüz ÇAPAN ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M’in“Kardeşim benim ya bu yerel seçime katılıyor musun yerel seçime” dediği, GÜRBÜZ ÇAPAN’ nın “Nasıl” dediği, EROL M’in“Bu yerel seçimde Başkanlığa adaylık niyetin varmı” dediği, GÜRBÜZ ÇAPAN’ nın “Var var” dediği, EROL M’in“Süper yardıma ihtiyacın yani benim bir yardımım olabilir mi” dediği, GÜRBÜZ ÇAPAN’ nın “Var olmazmı ya Erol Allah ını seversen konuşuruz” dediği, EROL M.’ in “Tamam kardeşim peki ne istiyosan varım tamam görüşücez hadi sağlık haberlerini ” dediği,

Tape No: 4853 da, 13.04.2008 günü saat 18.34’de H.S.U. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M’in“Bu sabah bu Ankara daki Erol albay aradı”, “Şeye yarın bana işte şeye hızlı postaya bi zarf veriyo “mail ortamında göndermeyin” dedim. Bana hızlı postayla bi zarf gönderiyo yarın bütün bu şeylerin işte aa hesap durumlarının hepsini tek tek gönderiyo benim hani buna inanmamı için bide oturup şey yani ne yapılması gerektiği konusunda o Londra dan dönene kadar doğru hesap yapabilmem için gönderiyo işte rakamlar şeyler….(bir kelime anlaşılmadı) dediki aaa bu rakam 500 den daha fazla dedi”, “Ve işin daha ilginç yanı bu kimin fonuysa hangi fonsa bu Ahmet ÇALIK ve Mustafa KOÇ onun peşindeymiş”, “Biliniyomuş ikiside fonun peşindeymiş ama dedi ki hiç hiçbi şansları yok hiç bi şansları yok çünkü mesele bitti fakat 2 tane Türk 2 tane Tıp profesörü nasıl meseleye karışmışlar bilmiyorum ama işte onların yüzünden mesele uzamış sıkıntı o nedenden dolayı sıkıntı kaynaklanmış Araplardan dolayı değil”, “Biliniyomuş ikiside fonun peşindeymiş ama dedi ki hiç hiçbi şansları yok hiç bi şansları yok çünkü mesele bitti fakat 2 tane Türk 2 tane Tıp profesörü nasıl meseleye karışmışlar bilmiyorum ama işte onların yüzünden mesele uzamış sıkıntı o nedenden dolayı sıkıntı kaynaklanmış Araplardan dolayı değil” dediği, H.S.U.’in “Peki Araplardan değil de şeyi ayıklamışlar mı o adamları peki aradan” dediği, EROL M.’in “Şimdi o Türkleri anlayabildiğim kadarıyla galiba ayıklamışlar veya bi miktar onlara komisyon mu deniyo artık ne adı bilmiyorum neyse artık böyle bir pay verilecek işte bana bilmiyorum geldiğim zaman anlatıcam dedi bütün öyküyü uzun uzun” dediği, H.S.U.’in “Anladım” dediği, EROL M.’in “Ama hani o Türkler nasıl işin içine karışmış o 2 profesör bilmiyorum onlar Suudi Arabistan daymış o iki tane Türk profesör”, “Aynen öyle tabi canım yani düşünsene Mustafa KOÇ Ahmet ÇALIK her ikisi de fonun peşindeymiş demekki fondaki rakam yüksek ki peşinde 500 için tabi tabi zannetmiyorum yani 500 için ikisi birden dolaşsınlar hiç sanmıyorum gerçi 500 büyük para” dediği,

Tape No: 4855 de, 19.04.2008 günü saat 11:41’de Cihangir T./Sevinç ile yapmış olduğu görüşmede özetle; Cihangir T.’ın “Sağol abi sağol abi ne yapalım Sevinç hanımla beraberiz”, “Ee olmasında pozitiflik olan bir konum var fakat tabi ki ilgili şahıslar nezninde de sorgulayacağım bazı sorular var o bağlamda nedir onun adı ilerleyecez inşallah bakalım” dediği, Erol M.’in “Tamam yani senin aklın kestiyse mesele yok” dediği, Cihangir T.’ın “Yani o şekilde var ama bir de ee ilgili bu şeylerin temsilciliğini yaptığı veya işte vekaleti bende diyen şahıs bu anlamda da sorgulamak lazım artı neydi onun adı hani böyle bir milyar tane senaryo gördük biliyor musun hayatımızda ha onların bi ee ne onun adı değerli olup olmadığını tam bi netleştirelim oldu mu ağabeyciğim” dediği, Erol M.’in Aynı seninle aynı fikirdeyim seninle aynı fikirdeyim dediği, Sevinç’in “Doğru adreste olmanın mutluluğunu yaşıyorum ee bize zaman kaybettirmeyecek aslında ee gerçekten mutluyum şimdi ben komutana sabahleyin not bıraktım diğer iki peypırı’da bana ulaştırsın diye” dediği, Erol M.’in “Evet” dediği, Sevinç’in “Ulaştıktan sonra Cihangir beye onu da getireceğim” dediği, Erol M.’in “Tamam tamam peki Sevinç hanım” dediği, Sevinç’in “Tamam her şey yolunda çok mutluyum çok teşekkür ederim iyi ki varsınız” dediği

Tape No: 4856 da, 19.04.2008 günü saat 11.49’da Sevinç isimli şahıs ile yapmış olduğu görüşmede özetle; SEVİNÇ’ in “Süper doğru adresteyim hemen” dediği, EROL M.’ in “Doğru dimi” dediği, SEVİNÇ’ in “Süper şimdi ee komutanı aradım”, “Ee bende seni aradım diyo hakkaten daha sonra ara düştü aramış (bir kelime anlaşılmıyor) Alkan’a gidiyorum orda buluşalım bende dedim Koza sokaktayım gidiyorum şimdi ee orada buluşup ee o kağıtları da alıp bu adama o kağıtları da bir şekilde bırakacağım”, “Ondan sonra ee bu olmayacak bişey değil adamın söylediği”, “Olabilir biz hatta dedi Hollanda’ya da gidebiliriz çünkü altın karşılığı dedi”, “Biz binlercesini yaptık hanımefendi dedi ee şey Turancı ee” dediği, EROL M.’ İn “Öyle öyle öyle bu çocuklar çok sağlam çocuklar” dediği, SEVİNÇ’ in “Çok çok sevdim ve onlara gerçektende zaman kazandırabilecek şekilde farklı konularında da yardımcı olacam”, “Söyledikleri danıştıkları konuda her şekilde yardımcı olurum ee işte böyle durum şimdi siz bi bi on dakika sonra aldım komutanı arayacağım diye güya beni arıyorsunuz”, “Olabilir Sevinç hanım diye aa biz beraberiz diyeceğim tamam”, “Olabilir ee benim şimdi bir iki görüşmem lazım dersiniz”, “Ondan sonra da zaman kaybetmemek için Ankara’da Cihangir’e yönlendirirsiniz”, “Ben onu alır Cihangir’e götürürüm”, “Çünkü Cihangir bugün öğlen 4’e kadar falan şeyde yerinde” dediği,

Tape No: 4857 de kayıtlı 19.04.2008 günü saat 12.10’da Sevinç isimli şahıs ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M.’ in “Hah tamam zarf zarf geldi” dediği, SEVİNÇ’ in “Ay buyrun evet bizde şu anda Tekin Altan ee Erol komutanım birlikteyiz efendim” dediği, EROL M.’ İn “Haa tamam tamam selam söyleyiniz” dediği, SEVİNÇ’ in “Baş üstüne” dediği, EROL M.’ in “Şey geldi ben şimdi ben ona bakıp bi de yönlendirecem”, “Söyleyeceğim Ankara’da söyleyeceğim hiç bu İstanbul’lara da gelmeye gerek yok Ankara’da gelip onlara bakacak olan kişiyi de söyleyecem sizi yönlendirecem bi kaç bi kaç dakka sonra telefon edip söylüyorum tamam mı” dediği, SEVİNÇ’ in “Tamam, tamam zahmet olacak efendim tamam” dediği,

Tape No: 4858 de, 19.04.2008 günü saat 12:28’de Sevinç ve Erol isimli şahıslar ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M.’ in “Ha estağfurullah şimdi şeye ben zarfa baktım tabi içindekilerine de baktım şimdi Ankara’da bir yönlendirme yapayım ama şeye”, “Sizinde bildiğiniz isim”, “Cihangir tamam mı şeyin ee söyleyeyim mi telefonunu”, “…0 533 817 50 50”, “Tamam tamam o şimdi her şeyi halleder o işin uzmanı hiç şeyinde Erol albayın İstanbul’a gelmesine gerek yok”, “Tamam mı Cihangir meseleyi gördükten sonra zaten ben konuşcam edecem tamam”, “Tamam bi de o öbür eldeki iki tane belge işte o neyse onu da bi görsün tamam ondan sonra” dediği, SEVİNÇ’ in “Hı hı tamam tamam ben size ee komutanımı takdim ediyorum notlarımı aldım telefon numarasını aldım teşekkür ederim” dediği, EROL M’in“Şimdi zarf zarf geldi”, “Ben ordaki göreceklerimi gördüm”, “Şimdi onların içinde realite edilebilecek olanlar var edilemeyecek olanlar var” dediği, EROL M’in “Şey belgeleri” dediği, EROL M’in“Gördüm gördüm gördüm şimdi ben Sevinç Hanıma Ankara’da şeyi kendi çok muhkem bir adamımın şeyini verdim telefonunu verdim ofiste söyledim şimdi onunla konuşacak Sevinç hanım bugün görüşürsünüz kendinizde bi dinler edersiniz tamam mı o da bir görür elde geri kalan var olan işte Sevinç hanımın sözünü ettiği iki tane mi üç tane mi daha belge var demiş idi” dediği, “Bu iş bitmek üzere yani bu sadece çok az bi finansal bişeyi kaldı bunun ve avukatlık ücreti kaldı bu bitmek üzere yani ben ona da söyleyim mi o şahsa söyleyim mi ben ona her şeyi”, “Tabi tabi tabi tabi çünkü benim çok muhkem adamımdır tabi” “Çok yani özelleri söyleyecem onun için haberiniz olsun” “Şimdi şöyle söyleyin özel özelleri söyleyin çünkü bu benim bunlar çok muhkem adamımdır çünkü bütün bu şeyde Avrupa’da bilmem nerde bütün bu işleri takip eden çocuktur o”, “Onun için çok özel bir adama gönderiyorum sizi”,“Okey Cihangir’le onlar konuşulsun ondan sonra bana Cihangir durumu rapor etsin” dediği,

Tape No: 4859 de, 19.04.2008 günü saat 12:36’da Cihangir T. ile yapmış olduğu görüşmede; EROL M. “Ha şimdi şey bu Erol albay sana geliyo o eldeki öbür belgelerle de”, “Bu işi Erol albayla konuştuğun zaman bi bak bakalım abi burda bir nasıl deyim hani bu adam ciddi mi yoksa bu adam böyle hani düzen dubara mubara mı hah” dediği, CİHANGİR T. “Onun için ben ee detay bilgilerini bildiğim için bu şeylerin”, “Sorgulamasını yapacağım oldu mu abi” dediği, EROL M. “Okey çünkü ben ona söyledim dedim ki özel olan her şeyi hiç bişeyi saklamadan bütün özel bilgileri aktar benim çok muhkem adamımdır onun için şimdi sana en özel şeyleri aktaracak”, “Şimdi sen İstanbul’a geldiğin zamanda ben seni İstanbul’dan bir abimle tanıştırcam çünkü onlarında şirketleri dünyada bu türlü işte krediler bu para çıkışları bilmem ne”, “Kara para İş Bankasını İş Bankası adına falanda takip eden şirketin sahibi”, “Ben seni (bir kelime anlaşılmıyor) tanıştırcam” dediği,

Tape No: 4861 de kayıtlı 19.04.2008 günü saat 13:10’da F.S.T. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; F.S.T. “Aa gidiyoruz ee şeyi söylemeyi unuttum size Cihangir bey dedi ki bu dedi doğru olabilir aa biz bunun için hemen dedi Amsterdam’a da gidebiliriz dedi”, “Bu arada komutanı değişti ee (iki kelime anlaşılmıyor) ya uzatma hakkını veriyo bu adam dünyanın işte yani tek rakamlı üçüncü dördüncü zenginlerinden bi tanesiymiş niçin Endenezyo pasoportu dedim adamın bir çok pasaportu varmış” dediği, EROL M.’ in “Vardır” dediği, F.S.T.’ ın “İslam olunca zor giriş olduğu içinmiş” olduğu, EROL M.’ in “Anladım anladım” dediği,

Tape No: 4862 de, 19.04.2008 günü saat 16:01’de Cihangir T. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; CİHANGİR T. “Şimdi adamın beden dilinden ee ben hani bi profesyonel tokatçı modeli gibi (bir kelime anlaşılmıyor) net söyleyim sana ee şöyle söyleyim yani böyle beden dilinde yüzüne bakamıyorsa yani göz temasından kaçınıyorsa mutlaka bi yalan ifade”, “Bir ha var net olarak ee bahsettiği (bir kelime anlaşılmıyor) dedi ki bu ayda İngilizce’de bilmiyorum cartta curtta diyo o ayın içinde dedim (bir kelime anlaşılmıyor) avukatlık ücreti (İngilizce anlaşılmıyor) falan varsa dedim biz bunda yokuz önce iki yüz elli bin dillendirdi tamam mı”, “Sonra geri çekti falan yok işte sekiz nokta dokuz şu var bu var falan filan bakın dedim sizi tenzi ederim ben böyle bir milyar tane senaryo yok İtalya’da Doçe Bankta 15 bin bekleyecez İtalya’da avukat ona göndermeniz lazım İtalya’dan geçecez şudur budur bu tip dedim Avrupa’yı böyle haybiye kendi paranla gidip dolanıpta umut tüccarlığının bu şekilde gereği yok o konuyu geçelim tamam geçtik”, “Öbür konuda nedir o latrop kol karşılığı diyorsunuz ben size şunu söyleyim işte böyle bi ton hani dolgu malzemesi yok CIAıa’ın korumasında yok zartada zurtada falan dedim onları geç onları geç dedim onları şey yap dedim o adam madem bu kadar büyükte adam bu kadar büyük kapitalin sahibi bir adam neden dedim sizi dedim vekil tayin ediyo yani sizi dedim geçmişe dahil dedim askeri bir hani tecrübeniz varmış bi finansal danışmanı yok mu bu adamın yani nedir yani sizin (bir kelime anlaşılmıyor) falan yok bu manada nedir yani bizimkide kişisel dostluk ya dedim kişisel dostlukta kimse kimseye dedim böyle bir paranın Selahiyetini vekaletini vermez”, “Aaa o mahiyette böyle hemen Sevinç hanım dışarı çıkınca böyle hemen ekstra hani girdiler yapmaya çalışıyo falan filan böyle yani pek güvenilir bir tip olarak şey yapmıyorum bu zaten şey dedi yani hadi maaşa göre haciz maciz olan pek hoş bir adama benzemiyo net söyleyim sana” dediği, EROL M.’ in “Tamam tamam ben senin mesajını aldım çünkü senin izlenimin benim için önemliydi ben Sevinç Toğman’a da söyledim” dediği, CİHANGİR T. “Yok yok hiç gerekmez şimdi zaten ortada ha ha ben dedim ki reel bağlamda bir iş yapılması isteniyorsa 11 sayfalık bizim dedim belli bir ne onun adı proses yönetime ver İngilizce metnimiz var yatırım alanları bunlar sektörler şunlar bunlar aa ne onun adı her şey var onu gönderdim Toğman’a ondan sonra dedim göndersin kardeşim inputu ben koydum ortaya sidbek bekliyorum bu kadar basit reelseler zaten bunu da yer değillerse zaten ordan da ekstra iş bağlamındaki sanatlarındaki eksiklikti ve sıkıntıdan dolayı ordan da ayrıca elemeyi yaparız oldu abi” dediği, EROL M.’ in “Tamam kardeşim benim peki” dediği,

Tape No: 4863 de, 19.04.2008 günü saat 16:17’de F.S.T. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M.’ in “Tamam. Yanımızda mı Erol alsam” dediği, F.S.T.’ ın “Evet biz birlikteyiz bir saniye”, “Ee bu gerçek midir değimlidir, radikal ama ters kelimeler oldu. Ee çünkü orada birde biz fazla bekledik komutanımız o konularda çok hassastır. Birde hani sınıyormuş gibi bir konuşma oldu. Kendi çok rahat bir adam ama alışkın tabi böyle şeylere tabi, e burası da tabi”, “Ben bir dakika ( yanında bulunan kişiye “Tekin bey sizde buyurun ben park edip geleyim” der), ben şimdi Tekin Bey’i de gidip aldım da.”, “Onlara dedim ki gidelim bir yerde oturalım, annemin hesabı olan Yuva Pastanesi var sizi oraya götüreyim dedim” dediği EROL M.’ in “Dur, dur, dur hiç canınızı sıkmayın şimdi Cihangir bana söyledi, Cihangir aynen şunu dedi abi dedi bu albay dedi profesyonel bir üçkâğıtçılığa soyunmuş birisi dedi” Burada dedi ciddi şey var, şeytanlık var dedi. Böyle iş olmaz avukatın parası ödenecek bin tane adam sırada bekliyor. Orada da söylemiş bunun gibi dedi biz bin tane adam görüyoruz bu kadar böyle büyük bir ben şimdi istanbul’da Vahit ÇELİKBAŞ var Fethi ÇELİKBAŞ’ın sorunu” “Heh, işte ben onu ordan konuştum sabah, onun yanından konuştum sizinle Vahit ÇELİKBAŞ’ın işi ne biliyor musunuz?”, “İş Bankası, TMSF gibi bu ….(bir kelime anlaşılmıyor) meseleleri dünyada takip etmek şirketi adamın işi o.”, “Ben ona da söyledim dedim böyle bir şey var. O’da yekten dedi ki; “bu sahtekarlıktık” hiç görmeden dedi söylüyorum zarfı dedi size getireceğim”, “Aman ha bu yalnızca Cihangir benim nezdimde çok test edilmiş muhkem bir adamdır.”, “Gördüğünüz gibi lafının oğlanın önü arkası yoktur. Çat diye söyler hiç öyle dansöz gibi kıvırmaz, bir şey olacaksa olacaktır. Ama dediğim gibi bunlar Erol bey gibi yüzlerce adam gördüler dünyada bunlar. İşi bu sürekli işi bu. Şimdi ben gelen zarfı birde Vahit ÇELİKBAŞ’ a aktaracağım sen hiç merak etme.”, “Sevinç hanım şöyle yapacağız öbür hani iki sayfa daha var ya elinde”, “……..( iki kelime anlaşılmıyor) görünen siz bana onunda fotokopisini çekip siz onları da bana aktarıyorsunuz,”, “Tamam versin ben bunları Vahit ÇELİKBAŞ’ ın önüne koyacağım, o da bu şirketin Londra bürosuna bunları fakslayacak iki saat sonra Londra bize okudum diyecek” dediği, F.S.T. “Tamam birde sizin elinizde şey var ya pasaportlar o adam, o adamı araştırmamız lazım ben internetten dahi bakamadım” dediği, EROL M.’in “Bakın siz hiç merak etmeyin o Londra bürosunun önüne gittiğinde toplantı yarın iki saat sonra Vahit bey gidecek bildiğim kadarıyla” dediği, F.S.T.’ın “Tamam siz elinizdeki leri de gönderin” dediği, EROL M.’in “Tamam seni Erol bey arasın ben ona söylerim” dediği,

Tape No: 4864 de, 19.04.2008 günü saat  : 17.31 ’de Cihangir T. ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; CİHANGİR T. “Abi bak şöyle söyleyeyim daha bir ay demeyeyim de yedi sekiz aylık bir süreç bağlamında Doçebank için işte böyle, böyle ……….(anlaşılmıyor) ve aynı şekilde ………..(anlaşılmıyor) ve buna pazarlık yapıldı. Ben mahsus yaptım adam mesela beş milyon dolar istiyordu, adam 200’e kadar indi” dediği, EROL M.’in “Evet ya aynen öyle söyledi efendim benim beklediğim şu kadar para, tabi ben büyük bir sabırla dinledim” dediği, CİHANGİR T. “Evet, evet şöyle söyleyeyim abi mesela 8.9 milyarlık bir ………(01.54.83 – 02.24.46 süreleri arası ses çok kötü anlaşılmıyor)” dediği, EROL M’in “Dedim ki valla o kadar büyük deneyimi var ki, yani o konuştuğu zaman önü sonu görüyor sizle ilgisi olmayabilir ama siz sonuçta başkalarının kağıtlarını taşıyorsunuz sizi uyarıyor “arkadaş karşı tarafta bir dolandırıcılık meselesi var. Şimdi biz bunu çözdük ama hani bunun içindeyseniz okey sonuçta Erol abi var arada” dediği, görüşmenin devamında EROL M’in“Enteresan ama ya bu devletin emekli kurmay albayı ne kadar ayıp ya yazıklar olsun size yazıklar olsun ya bu ordu ne hale geldi ya” dediği, Cihangir T. isimli şahsın da “Abi ben, ben ne modeller gördüm ya işte MGK’dan emekli albaylar” dediği,

Tape No: 4865 de, 19.04.2008 günü saat: 17.39 ’da Cihangir T. ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; CİHANGİR T.’ ın “Bu Yarbay Erol Yurdakul’un”, “Ankara’da filmlere taş çıkartacak bir dolandırıcılık olayı ortaya çıkarıldı Milli Savunma Bakanlığı memurlarından Hüseyin Özcan ve emekli Yarbay Erol Yurdakul anlaştıkları Sevinç Yurtseveroğlu adlı aa aşçı kadını orduya mal vermek isteyen firmaya taşeron eşi olarak tanıtarak dolandırıcılık yaptılar” dediği, EROL M.’in “Dehşet dolandırıcı o zaman bunlar” dediği, CİHANGİR T.’ın “Bi de kendini askeri istihbaratçı falan olarak tanıtıyormuş ortalıkta anladın mı”, “Adam İngilizce’nin i’sini bilmiyo” dediği, EROL M.’ in “Nasıl ateşe bu nası Cidde’de nasıl ateşe demi okey anlaşılmıştır”, “Süper soyadı da Yurdakul ha” dediği, CİHANGİR T.’ ın “Sevinç hanımı Sevinç hanımı evet Sevinç hanımı kesin uyar abi kesin uzak dursun” dediği,

Tape No: 4866 de, 19.04.2008 günü saat: 17.48 ’de Sevinç isimli şahıs ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; EROL M.’ in “Söyleyim ben size 21 Aralık 2003 tarihli Hürriyet gazetesini arşivden indirin”, “Ve baş aktörünün Erol yarbay olduğunu göreceksiniz”, “Köksal KARABAY’ın karısı diye ta hayır bunlar yapmışlar”, “Anlattığı gibi değil tabi tabi tabi bunlar kadını Köksal KARABAY’ın karısı diye tanıtmışlar sağa sola” dediği, SEVİNÇ’ in “Yok onun tersi buna (bir kelime anlaşılmıyor) bu da hatta 600 bin dolar ödemiş o yavere o yaveri ben buldurttum doğru bi de araba almış adama”, “Öyle hem kendi anlattığıyla ee yaverin anlattığı şey oldu mahkemede devam ediyormuş”, “Mahkeme kayıtlarını internete verip onu temizliycektir”, “Hatta döneceğim geleceğim bunu temizleyelim internetten dedi” dediği,

Tape No: 4867 de, 20.04.2008 günü saat: 19.41 ’de Tuncay ÖZKAN ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; EROL M.’ in “Ben Pazartesi akşamı dönüyorum ya bi kaç kere de hep ulaşmaya çalıştım ki bi geleyim seni (bir kelime anlaşılmıyor) göreyim” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ ın “Baba şu şu Salı günü Salı günü mutlaka bi oturup konuşalım değerlendirme yapalım ya”, “Bu ülke nereye gidiyo biz ne yapıyoruz” dediği, EROL M.’ in “Tamam” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ ın “Bi ortak akıl yaratalım ya” dediği, EROL M.’in “Yapalım tamam Salı aa saat sana nasıl söyleyim”, “16 tamam peki geliyorum sana okuldan çıkıp sana gelmek zor ordan derse giderim” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ ın “Tamam canım sağolasın” dediği,

Tape No: 4868 de, 22.04.2008 günü saat:21.06’ da Bülent A. ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; EROL M.’ in “Valla sağol Bülent ne yapıyorum valla mahkemelerle uğraşıyorum Bülent şimdi ben yarın sabah erkenden Ankara için yola çıkacağız”, “Bi büyüğümüzle birlikte geliyorum”, “O da bi de İzmir’den geliyo sabah erkenden onu alacağım ordu evinden”, “Tamam konuşcam senle zaten başkada konuşacağımız şeylerde var da” dediği, BÜLENT A.’ nın “Bir sürü mevzu var şimdi” dediği, EROL M.’in “Ya gayet tabi ki edin koordine canım ben şeye de söyledim yani şimdi bi takım insanlara söyledim şimdi Meral Akşener’de aramış Mithat Melen’e söyledim Meral Akşener’le de konuşcam şimdi aramış gerçi telefonu kapalıydı tekrar şeye ulaşamadık ama not bıraktım sizi arıyorum ha” dediği, BÜLENT A.’ nın “Şimdi ha bir iki adam daha var (bir kelime anlaşılmıyor)”, “O çocuklarla o işler sorumlu ee şey Genel Başkan yardımcısı var”, “İşte şey Vedat Bilgin diye”, “Abi özel olarak hatta Basat’la konuştuk”, “Deniz Bölükbaşı’nı aratacağız abi” EROL M.’ in “Bülent bak ben sana söyleyim dengesi yok ben ne yapacağım sonunda bu salakların bütün geçmişlerini ortaya koyacağım (bir kelime anlaşılmıyor) savunmada ne yapacam ben Mahir Kaynak ne yapacak savunmada”, “İşte bi takım insanlar evlerinde falan ziyaret edilecek ona göre randevular şeyler alınmış edilmiş” dediği, BÜLENT A.’ nın “Aklımda aklımda o şey yapma endişelenme ya o konuda” dediği, EROL M.’ in “Bülent’ciğim ben bişeye endişelenmiyorum onlar endişelensin ulan ben zaten bu Akp ben bunlarla kavga ediyorum ya abi bi de ekstra bu heriflerle niye kavga edeyim (iki kelime anlaşılmıyor)”, “Şeyden şirketten birisiyle geliyorum” dediği, BÜLENT A.’nın “Anladım abi” dediği,

Tape No: 4869 de, 23.04.2008 günü saat:13.43’ de M.A.K. ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; EROL M.’in “Sevgili sevgili yargıcım ne var ne yok keyifler nasıl ya dedim ki şeye Demir’e bir araya getiremedin bir türlü tamam mı kendin ortaya düştün bu işin koordinasyonunu yapamadın hiç olmazsa dedim ben telefon edeyim bi sesinizi duyayım hem böyle de güzel günü bi kutlayım”, “Ya ne iyi valla ne iyi oldu deminde dedim ki Demir bak bu kadar zamandır aylardır biz sana söyledik söyledik abi bugün bugün yarın yarın böyle bi bişey yapamadık o zaman de ki arkadaş ben ya kusura bakmayın böyle bir koordinasyonu bir türlü kuramıyorum bir Adanalı olarak çok yeteneksiz bir adamım ve dedim aradan çekil onun üzerine dedi ki ya dedi Ali yargıçta dedi beni dedi yargısız infaz etti sende yargısız infaz ediyorsun (gülüyor)” dediği, M.A.K.’nin “Ben üç gün önce galiba görüştük aylar sonra kendisine gel ağzıma geleni söyledim tabi valla haklı olduğumu düşünerek” dediği, EROL M.’nin “Vallaha iyi yapmışınız bende söyledim vallaha bende aynısını söyledim dedim ki bak biz sana bıraktık meseleyi bir türlü dedim yapamadın yani yapamadın” dediği,

Tape No: 4870 de, 23.04.2008 günü saat:19.01’ de Meral A. ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; MERAL A.’in “İyi günler yani dağ dağa kavuşurmuş ama biz görüşemedik (gülüyor)” dediği, EROL M.’in “Vallaha sağolun varolun ya bilmiyorum ki biz biz vallaha artık okuyamaz olduk biz geçen gün Mithat Melen hoca ile de konuştum o da aynı şeyi söylüyo yan bende okuyamıyorum dedim siz okuyamazsanız biz nasıl okuyacaz peki ya ne oluyo (iki kelime anlaşılmıyor)” dediği, MERAL A.’in “Yani bi şey çalışma mı yapıyorlar artık onu bilmiyorum”, “Ee bir gerilime ya da (anlaşılmıyor) şey özel olarak kendi içlerinde düşünüyorlar onu bilmiyorum” dediği, EROL M.’in “Sanıyorum ki belki de böyle bi şeye biraz ihtiyaç mı vardı neydi bundan sonra galiba daha mı rayına oturacak her şey umuyoruz ve inşallah ya bundan sonraki süreçte ne bileyim hani ülke kazansın demokrasi kazansın”, “Tamam olur olur yapalım sizinkiler bizi mahkemeye verdi”, “Hakkımızda hakaret davası açtılar”, “Be şeyle bilmiyorum ki valla internet sitelerinde okuduk Mahir Kaynak hocayla benim hakkımda”, “Kanal D’de bir programa katıldık 32. günde Mhp’nin lehine konuştuk diye Mhp’yi met ettik diye inanılır gibi değil ya vallahi” dediği, MERAL A.’in “Ondan haberim yok ben onla bi ilgileneyim” dediği, EROL M.’in “İnanılır gibi değil ama ya Meral mahkeme koridorlarında Mhp’yle mahkemeleşelim mi yani böyle yakışır mı Allah’ınız aşkına yani kalkıp eski defterleri mi açacağız ne yapcaz biz inanamıyorum ben sizinkilere neyse yüz yüze geldikçe konuşalım vallaha inanamıyorum ya”Yani Akp ya biz Akp ile kavga ediyoruz bu nasıl olur bu ya inanamıyorum ben ya” dediği, MERAL A.’in “Ben onu onla ilgilenecem” dediği, EROL M.’in “Bi ilgilensenizde şunla ne olur valla Akp varken Mhp’yle kavga etmeyelim ne olur ne olur etmeyelim lütfen” dediği, MERAL A.’in “İlgilencem tamam tamam tamam ilgileniyorum hocam bizim diğer başkanla görüşeyim tamam” dediği, EROL M.’in “Tamam yüz yüze gelelim bi konuşalım hadi çok konuşcak şey var sağolun varolun sağolun sağolun” dediği,

Tape No: 4871 de, 24.04.2008 günü saat:17.35’ de Bülent A. ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; BÜLENT A.’nın “Yani iddianameye bakacağız bundan bişey çıkmaz ama” dediği, EROL M.’in “Arkadaş bak bundan bişey çıkmaz benim derdim şu bunları hırpalayacağım ben”, “İki Tuğrul Türkeş’in Müncince’nin evine Amerikan konsolosluğunun arabasıyla geldiğini bak şimdi ne ne iyi mi olacak bütün bunlar hah Avrupa’da Mhp ile yayınlanmış kitapları çıkaracağım mahkeme heyetinin karşısına bakın diycem bütün bu kitaplar Mhp’nin nasıl faşist bir parti olduğunu anlatıyo ben ne demişim”, “Bak söylüyorum sana Bülent’ciğim bütün bunların hepsini mahkeme heyetinin huzuruna çıkaracağım ne olcak hah”, “Bi bi de üstelik biz bu savunmayı basına taşıycaz” dediği,

Tape No: 4872 de, 24.04.2008 günü saat:22.25’ de Esat A. ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; ESAT A.’ nın “Yatsı namazını kıldın galiba tesbihtesin EROL M.’in “Tesbihteyim evet, evet” dediği, ESAT A.’ nın “Tesbih yapıyor musun?”, “Kaç 4444” dediği, EROL M.’in “Bakalım sabahlayacağım bu gece, artık 44 bin mi çekerim, 4400 mü bilmiyorum.” dediği, ESAT A.’nın “4444 bu gece ben fetvayı öyle veriyorum”, “Valla işte bende iki saattir havalimanında mahsuruz böyle oturuyoruz şimdi, Büyükelçimle Hocalarımla mahsuruz” dediği, EROL M.’in “ağabeycim iyi yaptın iyi yaptın işte bende bu Sadık hoca ile Atv için ferahladığında konuşalım” dediği, ESAT A.’nın “Yarın bir toplantıya çağırdılar beni ben gidiyorum şimdi Ankara’ya heralde bir iki üç gün toplantıdayım oldu” dediği,

Tape No: 4874 de, 26.04.2008 günü saat:17.36’ da Sevinç/Peyami isimli şahıslar ile yapmış olduğu görüşmede özetle; SEVİNÇ’ in “Dedim ki Peyami amca ……..(anlaşılmıyor) delikanlının durumu nedir dedim. Beni dedi ikiletmediğimi biliyorsun dedi.buraya geldiğimde de çağırttım konuştum, asla bir yamukluk yok yapmayacaklar dedi bir onu söylemek istedim” dediği, EROL M.’in “Tamam ben öğrendim Faruk BAL emir vermiş mahkemede, şey yapın diye haberi olsun Peyami beyin çok ağır bir savunma hazırlıyorum geçmişleriyle hesaplaşacağım bunların, Peyami beye sanıyorum ki doğru söylemiyorlar, sanıyorum doğru söylemiyorlar” dediği, PEYAMİ’ nin “Efendim” dediği, EROL M.’in “Efendim ha, ha (gülüyor) tekrar merhabalar şey için bu MHP’nin meselesi için söyleyeyim Faruk BAL bu konuda talimat vermiş. Bende haber gönderdim valla dedim ki Meral AKŞENER hanımefendiyle de konuştum. Şey dedi ben genel başkanla da konuşacağım.Dedim bakın AKP ile bu kadar kavga ettiğim bir dönemde sizle mahkeme koridorlarında buluşmak istemiyorum çünkü mecburen siyasi bir dava bu bütün geçmişi ortaya atmak zorunda kalacağım artık bunlar unutulsun geçsin size son durumu arz edeyim biliniz” dediği, PEYAMİ’ nin “Şimdi bu akşam bana gelecekler bu akşam”Kim dedin mahkemeye veren?” dediği, EROL M.’in “Milletvekili Faruk BAL” dediği, PEYAMİ’ nin “Tamam, tamam ben onu tanımıyorum da ben onu Başkana söylerim.”, “Yo hesaplaşacak halinde yok, niye CHP’ ye almıyorlar sizi bugün kongre neticelerini öğrendin mi?”, “Cumhuriyet Halk Partisine almıyorlar sizi” dediği, EROL M.’in “Almıyorlar” dediği, PEYAMİ’ nin “ (gülerek) Hee... Hesaplaşacak ortam da yok yani” dediği, EROL M.’in “Yok canım hesaplaşacak ortam mortam yok” dediği,

Tape No: 4875 de kayıtlı 02.05.2008 günü saat: 18.53’te Sevinç … ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; EROL M’in“Bu şeyin komutanın meselesini aa her şey sahte” “İngiltere’den cevap geldi” “Evet evet ordaki adam beynelbinel bir adam çok iyi tanıyorlar çok iyi tanıyorlar kaç çeşit pasaportta gördük görüldü diyorlar” “Tamam mı adamı evet diyorlar adamlar şey uluslar arası şey sahtekar” “Büt bütün o banka şey falan filan görülenlerin hepsi de muhtemel muhtemel denediler ee yüzde doksan dokuz onlarda sahte dediler yüzde doksan dokuz” “Tamam Şimdi bende Cihangir’e de söyledim onlarda araştıracaklar” “Tamam mı şimdi Cihangir’i de benim burda çok sevgili bir abim var işte bu İngiltere’de ki meseleleri de araştıranlar o resmi Birleşmiş Milletlerin hani kurumundan söz ettim ya” dediği, SEVİNÇ’ in “Evet” dediği, EROL M’in “Bu sahtekarlık kurumu hah işte onla bugün tanıştırdım Cihangir’i de onlara çek ettiriyorum” dediği, SEVİNÇ’ in “Ben o zaman sizden şöyle bişey rica etsem ben şimdi bu bilgiyi” “Pazartesi günü ee Gürsel albaya söylüyorum saat on diye muhteşem çünkü” “EROL M’in“Bir o bir o bir de size bişey sorayım ya şimdi bu aa hani benim benim bu şeyle de başbakanla falan olan davalarımda da” dediği, SEVİNÇ’ in “Hıh” dediği, EROL M’in“İşte bulunan yargıç vardı bu karikatür davasında da beraat veren yargıç var” dediği, SEVİNÇ’ in “Hı” dediği, EROL M’in“Ya bunun bir ricası var bunun yeğeni olan bir astsubay şimdi bu çocuğun zaten Güney Doğu’dan tayini gelmiş” dediği, SEVİNÇ’ in “Hı” dediği, EROL M’in“Ya bu çocuğun İstanbul’a tayinin istemekteler” dediği, SEVİNÇ’ in “Hı” dediği, EROL M’in“Gürsel albaya bunu acaba” SEVİNÇ’ in “Siz onu bana ilk önce bi gönderinde” dediği, EROL M’in“Söylesek mi tamam ben size bilgilerini göndereyim” dediği, SEVİNÇ’ in “Ben bi yoklama çekeyim de” “Şimdi belki onu başka bir şekilde yaparız anlatabildim mi” dediği, EROL M’in“Bilmiyorum hani ben size işte söylüyorum ki hani doğru olan ne olur” dediği, SEVİNÇ’ in “Gürsel olmazsa başkasına yaptırırım” dediği, EROL M’in“Tamam” dediği, SEVİNÇ’ in “Önemli olan yaptırmak” dediği, EROL M’in“Bir astsubay tayini olduğu için biraz daha kolay olabilir hani belki arada bişey bi bi bakayım ben bende çünkü bi de arada bakıyorum yani Gürsel albaydan hani böyle bişeyi istemekte hani doğru bişey olmayadabilir diye düşünüyorum” dediği, SEVİNÇ’ in “Şimdi lüzumu yok zaten şeyin anlamını yitirir” dediği, EROL M’in“Kaçırır evet evet” dediği, SEVİNÇ’ in “Ee çünkü bu sizin çok önemli bir dava” dediği, EROL M’in“Hı hı” dediği, SEVİNÇ’ in “Aa onlarda bunu çok abesle iştikal buldular” dediği, SEVİNÇ’ in “Ondan sonra işte bilmiyorum bi Anayasa mahkemesi kararını hızlandırılması durumu söz konusu pozitif ya da negatif” dediği, EROL M’in“Negatif olacakmış” dediği,

Tape No: 4877 de, 07.05.2008 günü saat 21:08’de Sevinç T. isimli şahısla ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; SEVİNÇ T.’ nın “Bu benim üçgenimde Peyami Amcanın hassasiyeti zamanlama eğer karar öncesi olursa şuan kilere çok yarıyor karar sonrası olursa külliyen değişiklik oluyo” dediği, EROL M’in“Efendim bu senato kurulması karar öncesi olmaz zaten” “Ben size söyleyeyim partinin bu karar Anayasa Mahkemesinden beş ay içinde çıkıcak yani beşinci ayda çıkacak bu” dediği, SEVİNÇ T.’ nın “Yok onun işte hızlandırıp önceden çıkartmak istiyorlar” dediği, EROL M’in“Hangisini mahkeme kararını mı” dediği, SEVİNÇ T.’ nın “Kararı evet” dediği, EROL M’in“Hiç mümkün değil beş aydan önce çıkmaz o karar” “Ben size söyleyim takviminize yazın beş aydan önce çıkmaz o karar çıkamaz” “ Tabi canım kolay değil hem parti kapatma hem o kadar insanın siyasi kaderi” dediği, SEVİNÇ T.’ nın “Parti kapatma di ka siyasi” dediği, EROL M’in“Hayır diyorum ya siyasi kaderiyle ilgili siyasi kararlar vereceksiniz kişi yetmiş iki yetmiş üç kişi sayıyorlar düşünelim yani her biri için bir gün tartışsalar yetmiş üç gün yapar cumartesi pazarları çıkartsın millet Anayasa Mahkemesinin tek işi bu mu Allah’ınız aşkına” dediği, SEVİNÇ T.’ nın “Öyle bir şey oluyor ama çok güzel bi şiy oluyo yani muhteşem oluyo artık o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi çünkü komisyonların yetersizliği de ortadan kalkmış oluyo” “Çünkü teklif komisyona gittiğinde” “Tasarılaşma aşamasında biliyorsunuz Ahmet Necdet SEZER elemeye alıyordu sonra baktı ki komisyonda tasarı beyazsa siyah çıkıyo onun için adam hiç bi şey yapmadı yukarıya gittiğinde o ka ondan zaman kaybediyordu” dediği,

Tape No: 4878 da kayıtlı 07.05.2008 günü saat 21:29’de Sinan U. isimli şahısla ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; EROL M’in“Ney sen yeni bi belge daha geldi bana onu da gösterecem sana belgede belgede bizim o salak subayın adı yazıyor öbür herifin adı yazıyor abi 250 milyon bilmem küsür bilmem ne dolar yüzde yirmi işti bu herife veriliyor şey pay bilme” “İki tane acayip bilmem ne bende hemen Ankara’ya mektup hemen telefon açtım dedim yani hatta ben hatta Memetin ordaydım ben..” dediği, görüşmenin devamında, EROL M’in“Gene subay var yani inanılacak gibi değil yani inanılacak gibi değil”, “inanılacak gibi değil yani bunlar bu geri zekalı emekli subaylar ortalığa düşmüşler bu hayvanlar nedir bunu anlayamadım bu” dediği,

Tape No: 4879 da kayıtlı 15.05.2008 günü saat 16:37’de Nurullah K. isimli şahısla ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; NURULLAH K.’ nun “Bir yeni televizyon var REM TV, bu uyduda ve D Smratta 2 ay içinde de kabloya girecek” dediği, EROL M’in“Tamam ağabeycim” dediği, NURULLAH K.’ nun “Demokratik sola açık düzgün, insanı ve insan değerlerini ön plana çıkartan bir kanal” dediği, EROL M’in“Ok” dediği, NURULLAH K, nun “Bu Kanal Türk kapandı ya” dediği, EROL M’in“He he” dediği, NURULLAH K.’ nun “Satıldı yani pis bir şekilde biliyorsun” dediği, EROL M’in“Biliyorum” dediği, NURULLAH K.’ nun “Orda bir iki boşluk kaldı, o boşluğa talip, Haber Türkü de biliyorsun bitti gitti” “İkinci sorunumuz, yani şeyden taviz vermemek gerekiyor aşıra ya kaçmamak şartı ile sola açık demokratik düşünceden” dediği, EROL M’in“Ok” dediği, NURULLAH K.’ nun “Sen varken de yani yeniden bir medya işine gireçeğimize göre bir hesaplaşmanın da zamanı geldi şimdi ilk defa söylüyorum” dediği, EROL M’in“Büyük hesaplaşma” dediği, NURULLAH K.’ nun “Hesaplaşma olayını” dediği, EROL M’in“Evet çok yaşa aynen öyle” dediği, NURULLAH K.’ nun “Senin oradan çıkartan adam kimdir biliyormusun” dediği, EROL M’in“Kim abi” dediği, NURULLAH K.’ nun “Tehşete düşeceksin” dediği, EROL M’in“Söyle bakayım” dediği, NURULLAH K.’ nun “Bedrettin DALAN” dediği, EROL M.’in “İnanamıyorum” dediği, NURULLAH K.’nun “Evet,dalan bizzatahi Mehemet NAZİFİ arıyor bir gün dalan oraya gelmiş seni görmüş orda” dediği, EROL M’in“Evet” dediği, NURULLAH K.’ nun “Bu adamın burada ne işi var demiş ayıp değimli bu adam size olurmu demiş bu adam solcunun koministin biri demiş aynen bak” dediği, EROL M’in“Ya bu insanlar nasıl şey bu Bedrettin DALAN dediğin adam her yerde benden söz ederken benim evladımdır diye söz ediyor inanınılırmı buna ya” dediği,

Tape No: 4880’de, 15.05.2008 günü saat 19:58’de Tuncay ÖZKAN ile yapmış olduğu görüşmede özetle; TUNCAY ÖZKAN’ nın “alooo” dediği, EROL M. in “he kardeşim benim nasılsın daha mı iyi” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “canım iyiyim iyiyim iyiyim Denizlideyim” dediği, EROL M.’ in “(anlaşılmıyor) sesin çok harika geliyo be Tuncay kardeşim benim be” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “halkla birlikte olunca çok iyi oluyorum canımsın sen” dediği, EROL M. in “kardeşim benim be süper süper süper süper bi fırsatın olduğu zaman korsan haber nokta koma bi baksana orda bişey yazdım” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “ne yaz aaa sen mi yazdın tamam” dediği, EROL M.’ in “hehe ben yazdım” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “yaa orospu çocukları ben Banazdayım Denizledeyim şimdi Çeşmeye gidiyorum insanlarla toplantılar yapıyorum yarın Aydına gidiyorum Manisaya gidiyorum İzmire geliyorum ordan Muğlaya geçiyorum ordan Çoruma geçicem adam Pariste diyo yaa” dediği, EROL M.’ in “arkadaş” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “ er şeyi (anlaşılmıyor)” dediği, EROL M.’ in “şunu unutma tabi tabi tabi bitti heeeeç şey değil bak ben bu ben ordada çok böyle kısaca yazdım okey bunu bunu bunlar şerefsiz herifler yani olucak hiç hiç hiç” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “doğru” dediği, EROL M.’ in “bunlar olucak yani” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “haklısın” dediği, EROL M.’ in “hiç merak etme hiç şeyapma bak ak pliler beni o kadar mahkemeye verdi şimdi de MHP verdi biliyomusun” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Allah Allah” dediği, EROL M.’ in “vallaha billaha otuzikinci gündeki konuşmam nedeniyle” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Allah Allah” dediği, EROL M.’ in “(gülüyor) otuzikinci gündeki konuşmam nedeniyle partinin manevi şahsiyetine hakaretten” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “ya siktiret orospu (anlaşılmıyor)” dediği, EROL M.’ in “arkadaş gülüyoruz boşverin gülüyoruz gülüyoruz boşver gülüyoruz” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “tabi tabi” dediği, EROL M.’ in “gülüyoruz gülüyoruz” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “valla halkla kucak kucağa hiç merak etmeyin” dediği, EROL M.’ in “yani her şey iyi olacak ne zaman dönüyosun istanbula” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “istanbula pazartesi” dediği, EROL M.’ in “döndüğünde bana bi alo desene bi geliyim” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “hemen” dediği, EROL M.’ in “birleşeli kahve içeli” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “hemen” dediği, EROL M.’ in “bi dertleşelim” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “olur olur” dediği EROL M.’ in “kardeşim benim” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “canımsın” dediği, EROL M.’ in “bak bi saniye bak annem ne diyo” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “ellerimden öptüğümü söyle noolur” dediği, EROL M.’ in “aynen şunu söylüyo diyoki o şimdi diyo daha iyi bir televizyon kurucak ve ben diyo ellerimle bu hasta halimle helva yapıp komşulara dağıtıcam” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “ah canım” dediği, EROL M.’ in “vallaha bak” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “canım benim” dediği, EROL M.’ in “aynen şimdi burda onu söylüyo” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “ellerinden öptüğümü söyle” dediği, EROL M.’ in “iletiyorum” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “ellerinden öptüğümü söyle lütfen” dediği, EROL M.’ in “kardeşim benim iletiyorum” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “sağolasın çok teşekkür ederim” dediği, EROL M.’ in “(anlaşılmıyor) çok öpüyorum seni allah yanında olsun” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Salı günü görüşürüz babacım hoşça kal okey” dediği, EROL M.’ in “tamam arıyosun ben sana geliyorum” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “çok sağool hoşça kal” dediği, EROL M.’ in “hadi hoşça kal sağol sağol sağol” dediği,

Tape No: 4882 de, 21.05.2008 günü saat 15: 53’de X Erkek Şahıs ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; X ERKEK ŞAHSIN “Dünkü yazına bir tepki geldi mi bişey” dediği, EROL M’in“Ya yok bişey gelmedi askeriyeden bakıyoruz Genel Kurmay Başkanının önüne yazıyı koydular” dediği, X ERKEK ŞAHSIN “Haa yalnız ben” dediği, EROL M’in“(Bir kelime anlaşılmıyor) tepkisini öğreniyorum” dediği, X ERKEK ŞAHSIN “Ben şeyi anlamıyorum o yazının bir bomba olup herkes tarafından konuşuluyo olması gerekirdi dün” dediği, EROL M’in“Çünkü onlar Türk medyasının hali üpürmeli hali diye benden bir yazıyı herkes hak etmiş durumda” dediği, X ERKEK ŞAHSIN’ ın “İmkansız yani manşet olması lazım yani her yerde” dediği, EROL M’in“Hıı tabi çünkü şeyi biliyorum ordunun kendi içindeki ya o çalkalanmayı biliyoruz onları öğreniyoruz Genel Kurmay Başkanının henüz daha tepkisini öğrenmedim” dediği, EROL M’in“Şeye baktığı zaman okey bu böyle de hani bu kim diye düşünecek tabi kim biliyodu bunları diye” dediği, X ERKEK ŞAHSIN’ ın “(İki kelime anlaşılmıyor)tabi ama çok ee önüne rahatlattın şeyin ee Genel Kurmay Başkanının” dediği, EROL M’in“Evet abiciğim evet” dediği, X ERKEK ŞAHSIN’ ın “Görülseydi rahatlatmış olacaktında” dediği,

Tape No:4884 de, 24.05.2008 günü saat 15.38’de Gülcan F. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M.’in “Buyur buyur müsaitim” dediği, GÜLCAN F.’nın “Şimdi Hürriyet’in internet sitesine girdim bizim Saygı Öztürk Büyük Birlik Partisi ee Genel Başkanı ile bir röportaj yapmış işte” dediği, EROL M.’in “Hah” dediği, GÜLCAN F’nın “Adam diyor ki çok (bir kelime anlaşılmıyor) şeyi ziyaret etmiş İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı ve aynı zamanda o girerken Etien Mahçupyan’da ba Atalay’ın makamından çıkıyormuş” dediği, EROL M.’in “Muhteşem” dediği, GÜLCAN F.’nın “O da kaygılarını söylemiş olabilir diyo ya Etien’i ya bu Büyük Birlik Partisi liderini çağıralım mı bi haberi olsun” dediği, EROL M.’in “Çağıralım” dediği, GÜLCAN F.’nın “Müthiş bir şey var orda” dediği, EROL M.’in “Çağıralım” dediği, GÜLCAN F.’nın “Bir siyasi cinayetler çıkacak” dediği, EROL M.’in “Hı hı çağıralım abi” dediği, GÜLCAN F.’nın “Ben sizi onun için aradım onun üzerinde çalışayım” dediği,

Tape No:4885 de, 26.05.2008 günü saat 18.13’de Tuncay ÖZKAN ile yapmış olduğu görüşmede özetle; TUNCAY ÖZKAN’ nın “İstanbul’da ee sen müsait olursan bi telefon görüşmesi yapacağım öğleden sonra” dediği, EROL M.’in “Tamam” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Nerde olduğumu söyleyeceğim baba bi buluşalım konuşalım istiyorum” dediği, EROL M.’ in “Tamam tamam bende istiyorum ya” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Çarşamba günü Çarşamba günü” dediği, EROL M.’in “Okey” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Ama ben her yerde deklare ediyorum beni kusurumu bağışla ne olur özür diliyorum senden” dediği, EROL M.’in “Yok ne demek ya” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Diyorum ki onun yüreği bizimle birlikte biz birlikteyiz” dediği, EROL M.’in “Kardeşim benim sağol” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Yeni televizyonda biz beraberiz diyorum” dediği, EROL M.’ in “Tamam” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Yani öyle konuşuyorum haberin olsun” dediği, EROL M.’in “Tamam kardeşim tamam benim yüreğimde senin yanında” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Sağolasın çok teşekkür ediyorum” dediği, EROL M.’in “Böyle devam etmeyecek” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Ellerinden öptüm” dediği,

Tape No:4886 de, 28.05.2008 günü saat 16:26’da Bülent A. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M.’ in “Bülent’ciğim şimdi valla ne yapayım iyiyim şimdi Cuma günü Ankara’ya geleceğim o akşamda Ankara’da kalacağım zaten bu mahkeme dosyası için geliyorum bir de orda bi televizyon programına katılacağım” “İşte Cumartesi’de yine bir konuşma yapacağım bir konferansa katılacağım Cumartesi şeyden dönüş o Cuma günü geldiğimde Ankara’da bu misafirhanelerden birisinde kalma şansım var mı” dediği, BÜLENT A.’nın “Tamam, biz ayarlarız abi” dediği, EROL M.’ in “Tamam okey” dediği, BÜLENT A.’nın “Tamam abi” dediği, EROL M’ in “Uzun uzun konuşuruz ondan sonra” dediği ,

Tape No:4887 de, 28.05.2008 günü saat 21:49’de Nejat isimli şahısla ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M.’in “Nejat paşam” dediği, NEJAT’ ın “Evet merhaba (bir kelime anlaşılmıyor)” dediği, EROL M.’in “Ne deyim hay Allah, şimdi Gülgün Feyman konuşmuş sizle” dediği, NEJAT’ ın “Hı hı” dediği, EROL M.’in “Öyle bi ricamız oldu sizden yarında şöyle bir ufuk turu yapmak istiyorum yani yani çok uzun zamandır yapmadığımız bişey bir bir geniş bir ufuk turu ne oluyo yani yeni oluşumlar ne oluyo ne hesaplar yapılıyo ne senaryolar var” dediği, NEJAT’ ın “Ben bunun teşhisini koydum yani” dediği, EROL M.’in “Biliyorum biliyorum” dediği, NEJAT’ ın “Türkiye yani bu Türkiye’de bir (bir kelime anlaşılmıyor) mücadelesi var Jeopolitik (bir kelime anlaşılmıyor) mücadelesi” dediği, EROL M.’in “Hı hı” dediği, NEJAT’ ın “Bu bu Türkiye’nin Jeopolitik ekseni ile ilgili” dediği, EROL M.’in “Tamam paşam tamam (anlaşılmıyor)” dediği, NEJAT’ ın “Türkiye’nin stratejisi yok hala” dediği, EROL M.’in “Tamam tamam siz” dediği, NEJAT’ ın “Bi de biraz derin devlet konuşalım komplo teorisi” dediği, EROL M.’in “Olur harika” dediği, NEJAT’ ın “Dün Türkiye’de iki tane derin devlet var” dediği, EROL M.’in “Ha ha” dediği, NEJAT’ ın “Kimler söyleyim biri Tarikatçılarla Fethullahçılar” dediği, Erol M.’ in “Ha ha” dediği, NEJAT’ ın “Halis muhlis Derin Devlet” dediği, EROL M.’in “Tamam” dediği, NEJAT’ ın “Devletin kılcal damarlarına kadar girdiler” dediği, EROL M.’in “Ha ha” dediği, NEJAT’ ın “İkincisi de Genel Kurmayın avlusunda ee şeklini çizdiği Can Paker ve etrafındaki derin devlet” dediği, EROL M.’in “Yani anladım sivil toplum örgütleri Sorosçu gruplar” dediği, NEJAT’ ın “Evet evet” dediği, EROL M.’in “Anladım tamam” dediği, NEJAT’ ın “Ergenekon falan değil yani Ergenekon sanal” dediği, EROL M.’in “Tamam tamam” dediği, NEJAT’ ın “Üç beş aptaldan derin devlet mi olur” dediği, EROL M.’in “Çok yaşayın valla aynen böyle söyleyin” dediği, NEJAT’ ın “Tamam” dediği, EROL M.’in “Tamam Gülgün onu ayarlayacak” dediği, NEJAT’ ın “Tamam” dediği,

Tape No:4888 de, 30.05.2008 günü saat 10.14’de X BAYAN ŞAHIS ile yapmış olduğu görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ ın “Şimdi ee uygun bulursanız ee direk bize buyurun” dediği, EROL M.’ in “Hah” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Burdan bir iki telefonlarımızı yapalım çünkü şu anda sabah onların duruşmaları oluyo” dediği, EROL M.’in “Tamam tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Bi strateji belirleyelim” dediği, EROL M.’in “Tamam çünkü şöyle bi endişem var yani bugün bu Cuma sizin bi çok karışıklığınız var yani nasıl deyim hani hemen gel olmak istemem hem programlarınız aksasın istemem falan onun için (iki kelime anlaşılmıyor)” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Yo hayır hayır benim şu an ben her şeyimi ayarladım siz ne zaman isterseniz gelebilirsiniz ben olsam da olmasam da burası sizin ofisiniz ama (iki kelime anlaşılmıyor)” dediği, EROL M.’ in “Sağolun varolun sağolun varolun” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Ha bana ulaşmadan gelin lütfen protokole hiç gerek yok lütfen” dediği, EROL M.’in “Şimdi anladığım kadarıyla şey için ee öğleden sonra daha iyi dimi karşı taraf için” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Evet 4’ten sonra ee Eren hanım 4’ten sonra uygun oluyo” dediği, EROL M.’in “Süper süper tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Duruşmaları bitmiş oluyo” dediği, EROL M.’in “Tamam ben (bir kelime anlaşılmıyor) ayarlarım” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Ama bu genel bişey sizin için ne yapacağını bilmiyorum” dediği, EROL M.’in “Tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Devremi arayınca siz ee bi falan falan en azından bir iki telefon boş olur sanki” dediği, EROL M.’in “Tamam tamam tamam tamam sorucağız” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Tamam oldu efendim” dediği,

Tape No:4893’de, 30.05.2008 günü saat 15.26’da X Bayan Şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ın “Tabi çok mutlu olurum yalnız şimdi bi Anayasa Mahkemesi üyemizin bi nikâhına gidiyoruz biz servislerle ee saat şu anda kaç 4 nikâhı ee ben saat 5’te yerimde olacam” dediği, EROL M.’in “Peki rahatsız ederim” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Evet 5’te sizi bekleyecem” dediği, EROL M.’in “Uygunsanız rahatsız ederim” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Estağfurullah estağfurullah” dediği

Tape No:4895’de, 30.05..2008 günü saat 18:18 de Bülent A. ile yaptığı görüşmede özetle; Erol M.’in “Hah şimdi şeyden çıktım başka bir şey dost Ostim’e geldim bi toplantıdayım ondan sonra ar ben arabayı (bir kelime anlaşılmıyor) oraya bırakmıştım tamam mı onu alacağım bu neydi o Bakanlıkta ki bi çocuklar vardı Cihangir işte o bişey bi organizasyon yapıyordu” dediği,Bülent ARI’nın “Ne organizasyonu ya haberimiz” dediği,Erol M.’in “Bilmiyorum seni de arayıp söyleyecekti işte bu bi yemeğe bu Dış Ticaret Hazine Müsteşarlığında bi bürokrat çocuklar var” dediği, Bülent A.’nın “Ha genç uzman çocuklar var orda bir iki tane ha” dediği,Erol M.’in “Ha ha ha işte onlar öyle bir yer bişeyler ayırtıyorlardı”dediği,

Tape No:4896’de kayıtlı 31.05.2008 günü saat 11.57 de X ERKEK ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ondan sonra zaten önümüzdeki hafta televizyonu alıyorum” dediği, EROL M.’in “Hangisi ha onu konuşacağım nedir bu televizyon” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Bu televizyon iyi babacığım, çok ucuza alıyoruz” dediği, EROL M.’ in “Nedir üstad hangi televizyonu aldın ne yaptın?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Halk Tv var ya ya, bu CHP’nin Halk Tv” dediği, EROL M.’in “Ee onu mu sattı CHP?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Satıyor evet” dediği, EROL M.’in “Ya tövbe, tövbe neyse” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Altından kalkamıyor bunlar geri zekâlı abi” dediği, EROL M.’in “Peki kaça alıyorsun?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Kaç liradır sence, yani ama tesisleri falan yok böyle siktir boktan” dediği, EROL M.’ in “Anladım abi tesisin olmasının önemi yok ki kaç kuruş Allah’ın aşkına onlar zaten 50.000 – 100.000 lira para değil ki onlar bir şey söyleyeceğim peki sana iki buçuğa mı alıyorsun, peki bu kabloluda mı?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Bu Dijitürkt’te” dediği, EROL M.’in “Evet” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Uyduda, kablo müracaatı var” dediği, EROL M.’in “Evet, abi kablo da olmadığı müddetçe 2,5 çok para be, ben sana söyleyeyim valla çok para” dediği, EROL M.’in “He peki benden istiyeceğin bir şey olacak mı?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Seni isteyeceğim başına geçireceğim Ülkem Tv bu” dediği, EROL M.’in “He, he konuşuruz abi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Gelişen olaylar var, belki Salı günü bir strateji çizme açısından, çünkü Türkiye’de çok ciddi oluşumlar başladı artık çok ciddi. CHP ile falan bu işler olmayacak” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Tam bir geri zekalı, haber türk’ten ayrılanlar tv 10 diye bir şey mi kurmuşlar internette” dediği, EROL M.’in “Hayır Haber Türk’ten ayrılanlar değil onlar, 10 Tv haber Atılgan BAYAR, o çocuk Haber Türk’te değildi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ha öylemi” dediği, EROL M.’ in “Yok, yok ama şeyde Haber Türk’ün haber sitesinde yazılar yazıyor, danışmanlık yapıyor, ama Haber Türk’te haberci falan değildi o çocuk” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “He” dediği, EROL M.’in “Çok başarılı bir iş yaptı” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Öylemi” dediği, EROL M.’in “Aa ben şimdi onlara yardım da yapıyorum, zaten Gülgün on iki – iki arası haber sunuyor falan filan çünkü” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Nerde sunuyor bunu internet üzerinde mi” dediği, EROL M.’ in “Bu 10 Tv internet üzerinde tabi, tabi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “10 Tv internet üzerinden mi?” dediği, EROL M.’ in “10tvhaber.com” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “10tvhaber.com” dediği, EROL M.’ in “haber.com Sen o CHP’nin televizyonu yani o yeni televizyonu yaparsan, zaten internet üzerinden bu habercilik meselesini de yapmak zorundasın” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Onları ben bilmem onları sana bırakırım” dediği, EROL M.’ in “Tamam ben onları anlatırım sana” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Çünkü bütün paraları şimdi 18 Haziran hızıyla harekete geçiriyorum, hiçbir sorun yok abi” dediği, EROL M.’ in “İnşallah” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Mecburlar artık böyle yapmaya” dediği, EROL M.’ in “Ne diyeyim, ne diyeyim arkadaş üç senedir geçiyor bu para hareketi” dediği, EROL M.’ in “Hı, hı anladım” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ondan sonra bu birde şey asker silahsız kuvvetlere bıraktı işi bakalım siz ne yapıyorsunuz gibilerinden” dediği, EROL M.’in “He, he zaten iyi yaptı bir şey söyleyeceğim sana konuşmanın yapılacağı yer neresi ben nereye geleceğim ya” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ben seni alayım geçerken” dediği, EROL M.’ in “Bu Varan’ın orada okey. Orada beklerim o zaman” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “10 dk. Sonra gelirim” dediği.

Tape No:4897’de, 31.05.2008 günü saat 12:06 da Bülent A. ile yaptığı görüşmede özetle; EROL M.’ in “tabi tabi , dedi ki kızacak dedi bana şimdi o dediği, BÜLENT A.’ın “çok korkuyormuş benden ha, dehşet korkuyor, şimdi biz akşam program yaptık biz bu Ali Küçük falan çok değişik adamdır” dediği, EROL M.’ in “enteresan bir adam peki bu televizyon meselesini falan o adam şey yapabilir mi kıvırabilir mi” dediği, BÜLENT A.’ın “özellikle çağırdım” dediği, EROL M.’in “hı” dediği, BÜLENT A.’ın “kendi yokta bu tür işlerden finansman, minansman dır şey yapıyor biliyor bu adam yani” dediği, EROL M.’in “a yapalım o zaman be Bülent’ciğim zaman çok kısıtlı yani” dediği, BÜLENT A.’ın “bu Temel ERYILMAZ’ lar falan onlar bunlar hakkaten çok geniş etki alanı var” dediği, EROL M.’in “hı hı” dediği, BÜLENT A.’ ın “bir de bu İstanbul’da filan şey telif hakları filan yapmış …….falan” dediği, EROL M.’in “hı hı gördüm zaten şeyi sivisini gördüm canım” dediği, BÜLENT A.’ın “yani bu işlerle ilgilenen herkesi biliyor bu para………işleri filan” dediği, EROL M.’in “hı hı, mesela şöyle bir şey de yapabiliriz hani bu televizyon işini gerçekleş yani gerçekleşme durumu varsa nebiliyim yine ben atlar gelirim İstanbul’dan yani sırf özel olarak bunun toplantısını ve konuşmasını yaparız, bende tek bu iş nasıl anlatılır nasıl yapılır bu birikimi mi onu anlatır onu ederim” dediği, BÜLENT A.’ ın “evet” dediği, EROL M.’in “abi yapalım bunu yapalım ya bunu yapalım cumhuriyet halk par…CHP televizyonunu satıyormuş bunu 2.5 milyon dolara alıyorlarmış şimdi o televizyonu da , az önce Abidin AYDOĞDU aradı beni bu eski TRT spikeri var ya” dediği, BÜLENT A.’ın “evet evet” dediği, EROL M.’in “o aradı” dediği, BÜLENT A.’ ın “hı” dediği, EROL M.’in “iş te devlet bilmem ne para o az……….sonra gelecek bana anlatmayı meseleyi” dediği,BÜLENT A.’ın “evet” dediği, EROL M.’in “devlet çıkarmış bu parayı güya devlet nasıl bu parayı çıkartıyor” dediği, BÜLENT A.’ın “abi devletin kimseye para filan çıkarttığı yok” dediği, EROL M.’in “bende ben de anlamıyorum o zaman birisi bu parayı veriyor ama ismini vermiyorlar devlet veriyor diyorlar o zaman” dediği, BÜLENT A.’ ın “evet” dediği,

Tape No:4901’de, 05.06.2008 günü saat 18:02 de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; Erol M.’in “ tamam, ben sana bir şey söyleyim mi, bu Rüzgar böyle devam etmeyecek , bu rüzgar işte böyle dönecek”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ya” dediği, Erol M.’in “ bunun başkaları da var dur, aaa dur bakalım”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ oo Anayasa Mahkemesinin canına okudular, ben bir açıklama bekliyorum Anayasa Mahkemesinden”dediği, Erol M.’in “sen gör ne yapacak Anayasa Mahkemesi bir, iki bir de şeyi söyleyim sana parti kapatma 9’a 2 çıkıyor”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ya ya”dediği, Erol M.’in “tabi 9’a 2 çıkıyor karar…………”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ biri o Anayasa Mahkemesi başkanı türbanlı karısı ile oturuyor Haşim, bir de ötekisi çok iyi oldu”dediği, Erol M.’in “girdimi bir yerlerine bunların şimdi”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ ya” dediği, Erol M.’in “ aynen girdi” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ya işte demokratik kurallar içinde rejimi koruma altına aldı, ha asker değildi rejimi koruyan, Demokratik kurallar geçerlidir deniyordu alın işte demokratik kural size”dediği, Erol M.’in “tamam işte bitti abi ……………bütün kurumlar süper ya çok sevindim,.”dediği,

Tape No:4902’de, 06.06.2008 günü saat 10:09 da X ERKEK ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X ERKEK ŞAHIS’ın Sonra bunlar dijitürk’e girmişler önce bunlar şeyde yoklar”dediği, Erol M.’in “Kabloda yoklar”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Kabloda yoklar”dediği, Erol M.’in “Haa” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Bunlar dijitürk’e girmişler dijitürk’e her ay 40 bin dolar ödüyorlarmış” dediği, Erol M.’in “Ödüyorlar evet” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Bunu da ödeyen şey CHP ee CHP ödüyo işte 10 12-13 bin dolarda uyduya ödüyorlar şeyede müraacat etmişler” dediği, Erol M.’in “Evet” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Neydi adını söyleyim kabloya” dediği, Erol M.’in “Ha ha” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Kablo müracaatlarını hükümet biraz geçiştiriyormuş” dediği, Erol M.’in “Tabi geçiştiriyo evet” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Anladığımız kadarıyla zaten çalışanı görüşeni falan yok dört kişi bi 90 metre karelik bi apartman dairesinde cd’leri koyup koyup çıkartıyorlar işte bi tane de kız”, “Tabi bu türban kararının böyle çıkmış olması bir takım şeylere de gebe oldu özelliklede (anlaşılmıyor) Erol Mütercimler’in o gün verdiği konferansta MHP üzerindeki söylediği şeyleri (iki kelime anlaşılmıyor) geri alıyorum”dediği, Erol M.’in “Yaa” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Neden dolayı geri alıyo o çünkü o grup şeye karşıydı bu türbanın böyle şey yapılmasına MHP’den ama eğer bunu 4. maddeyle yorumlarsa şey ee Anayasa Mahkemesi oraya imza atan bütün milletvekilleri 309’luk olur biliyor musun” dediği, Erol M.’in “Evet abi Anayasa’yı ihlal ya babacığım ya” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Tabi ki ihlal” dediği, Erol M.’in “Anayasa’yı ihlal abi ya Anayasa’yı ihlal abi ya” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Yani böyle bişey olabilir mi şimdi sana bir haber” dediği, Erol M.’in “Haa” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “6 Temmuz’a bak yaz bir tarafa 6 Temmuz’da Türkiye’nin 20 ilinde hukuka saygı adı altında inanılmaz bir şey hazırlanıyo aa protesto ondan sonra Ağustos’un 28’inde de yepyeni bir oluşum kuruluyo oraya bakacaksın 28 Ağustos” dediği, Erol M.’in “Ağustos (bir kelime anlaşılmıyor) anladım” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Oraya bakacaksın tamam mı eğer orda ki isimlere baktığın zaman senin aklına kafana yatarsa (iki kelime anlaşılmıyor) bana haber ver”, “6 Temmuz Pazar zaten ister istemez (bir kelime anlaşılmıyor) ama onu bi daha dikkatli bi gözle izlersen sana ihtiyacımız olacak o konuda” dediği, Erol M.’in “Yani nasıl bişey ne oluyo ne bitiyo valla benim o gün işte o konferansta söylediğim bişey vardı abi o türbanlı kızlara”, “İşte ha ders anlatmak Anayasadan çıkarsa hocalığı bırakırım” , “Abi ben dün on tv’de de söyledim Ahmet Taşgetiren’le birlikte katılıyorduk o İslamcı gazeteci ile ona da söyledim herifin kanı dondu yapmayın Erol bey ya dedi sizde mi sizi mizi yok dedim ben laik Cumhuriyet’in öğretmeniyim ben hocalığı bırakırım bunu dedim ben kararlıyım Anayasa Mahkemesi’nden çıksın karar ben bırakcam”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “(Gülüyor) o şeyin eee internet üzerinde yayın yaptığı şeyi bulduk”dediği, Erol M.’in “Hı hı on tv evet”dediği,X ERKEK ŞAHIS’ın “Evet on tv üzerinden bakıyorum bi de bazı televizyonlarda da onun reklamlarını görüyorum”dediği,Erol M.’in “Ha Sky Türk veriyo reklamlarını”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Hı hı Sky Türk veriyo evet”dediği, Erol M.’in “İşte öyle bir mücadele sürdürüyoruz bizde yani”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Anladım”dediği, Erol M.’in “O da o da bir mücadele zemini işte”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Tabi canım sen ne diyorsun ya iki satır yazmak mücadeleye katılmak nerde olursa olsun”dediği,

Tape No:4903’de, 06.06.2008 günü saat 10:56 da ÖZNUR ile yaptığı görüşmede özetle; Erol M.’in “var tabii hocam 6 Temmuzu bekleyin”dediği, ÖZNUR’un “ 6 Temmuz”dediği, EROL M.’in “ Evet hocam 6 Temmuz da dikkat edin”dediği, ÖZNUR’un “ olağan üstü bir durumu yok sa regülasın da mı”dediği, EROL M.’in “abi bir, bir bak bakalım 6 Temmuz da sokaklar da ne Olacak”dediği, ÖZNUR’un “ e.. çok merak ediyorum ya”dediği, EROL M.’in “ 6 temmuz önemli bir tarih”dediği, EROL M.’in “ ip koptu tabi canım”dediği, ÖZNUR’un “ bu saatten sonra artık yapacak bir şey yok, baksanıza o KARAALİOĞLU savaş başladı diyor, mütareke sona erdi diyor böyle laflar ediyor ya”dediği,

Tape No:4904’de, 13.06.2008 günü saat 22:48 de X ERKEK ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X ERKEK ŞAHIS’ın “Ama genelkurmayı yıpratmaya çalışma vakit gazetesi ile diğer şerefsizlerinkini”dediği, EROL M.’in “ Canlarına okuyucam canım”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “ Bekliyorum”dediği, EROL M.’in “ Canlarını okuyucam canlarını”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “ Bekliyorum”dediği,

Tape No:4905’de, 13.06.2008 günü saat 23.15’de ZEYNEL isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; ZEYNEL’in “ Bunu Harp Akademileri ilkokuldan başlatır rütbeyi aldığı güne kadar devam ettirir. Bunu değiştirmek mümkün değildir. Ama burda bir astsubay müessesesi diye bir”dediği, Erol M.’in “Yaa evet”dediği, ZEYNEL’in “Rezil, sefil, satılmış,”dediği, Erol M.’in “ Maalesef öyle”dediği, ZEYNEL’in “ Ve DNA sı bozuk”dediği, Erol M.’in “Malaesef öyle”dediği, ZEYNEL’in “Sınıf vardır”dediği, Erol M.’in “ Maalesef öyle”dediği, ZEYNEL’in “ Bunlar fevkalade cami cami tarikat tarikat”, “ İmam imam dolaşıp puştluk yapmaktadırlar”dediği, Erol M.’in “Ne yazıkki öyle”dediği, ZEYNEL’in “Ya bu işin çabuk olması lazım artık bişiyler olmalı”dediği, Erol M.’in “Olucak ben size söyliyim dedim ya şiddetli olucak karşılığı”dediği, ZEYNEL’in “Yani Anayasa Mahkemesi kararını vermeli. Olacaksa olacak olmayacaksa olmayacak herkes işini bilmeli.”dediği, Erol M.’in “Olucak olucak”dediği,

Tape No:4906’da, 16.06.2008 günü saat 11.22’de Sinan AYGÜN ile yaptığı görüşmede özetle; SEKRETER ‘in “Sinan AYGÜN başkanım görüşmek istemişti” dediği, Erol M.’ in “Lütfen” dediği, EROL M.’in “Atışa devam” dediği, SİNAN AYGÜN’ün “Devam durmıycaz” dediği, EROL M.’ in “Gülüyor kesinlikle öyle şimdi Ankaraya geliyorum uygun olursa bi yüzünü görmek isterdim senin proğramın nasıl bilmiyorum” dediği, SİNAN AYGÜN’ün “Şimdi ben saat üçe ka üçe çeyrek kalaya kadar buradayım” dediği, EROL M.’ in “ Tamam o zaman şöyle bişiy yapim şimdi ben Ankara’ya girdiğim zaman sana geliyim o zaman” dediği, SİNAN AYGÜN’nün: Peki direk gel bana abi aramana gerek yok abi tamam abi hadi görüşürüz dediği,

Tape No:4907’de, 16.06.2008 günü saat 11:25 de A.N.S. ile yaptığı görüşmede özetle; A.N.S.’in “Ne zaman isterseniz bugün yoğunum da yarın için, sizin durumunuza ben uyarım” dediği, EROL M.’in “ Şöyle peki sayın cumhurbaşkanım şöyle sabahleyin bir orda da mahkemem var benim geldim zamanda anlatırım gene bi siyasi mahkeme”dediği, A.N.S.’in “Öğleden sonra”dediği, EROL M.’in “Öğleden sonra peki anlaşıldı saat on üç civarı siz uygun olur musunuz”dediği, A.N.S.’in “13 14 desek” dediği, EROL M.’in “14 anlaşıldı sayın cumhurbaşkanım” dediği,

Tape No:4908’de, 17.06.2008 günü saat 12.37 de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ın “ Yalnız ee şöyle bişiy var bunların yani benim şimdi eşim onbirinci ticaret hukukundan ayrılma”dediği, EROL M.’in “Evet efendim”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Yani orda on yıl görev yaptıktan sonra ticaret mahkemesi başkanı oldu”dediği, EROL M.’in “ Hı hı”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee onun yanındaki arkadaşta öyle isterseniz avukatlarınıza bunlardan bahsetmeyin çünkü”, “Ee ama biz dost biz dost olarak burda üstümüze düşen görevi yapalım”dediği,

Tape No:4909’da, 17.06.2008 günü saat 12:45’ de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; EROL M.’in “Efendim ben şeyi Sayın Cumhurbaşkanı SEZER için saat on dörtte randevum var” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Evet” dediği, EROL M.’in “Kendilerini ziyarete gidiyorum Gölbaşına gidicem galiba demi ben” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Evet şimdi Gölbaşına doğru yola çıkın Haymana yoluna dönün” dediği,

Tape No:4910’da, 17.06.2008 günü saat 18:27 de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; EROL M.’in “ Gülüyor bende o zaman uyandım dedim ki valla dedim sevgili savcım anlaşılmıyor bu şeylerde bir bir tören ama benim aklıma böyle geldi dedim yine o çocukların da etkinliğinde”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Tamam şimdi ben size bi takım bilgileri vericem” , “Şöyle şimdi karşısı bi ee yazışma çizişme olacaksa zaten şöyle” , “Şimdi sizin bütün gelen bu belgeleri ee Işıl hanım inceledi” dediği, EROL M.’in “ Tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Yani Işıl hanım kim diyeceksiniz şöyle söyliyim size şindi sizin bu şeyiniz ee fikri sanatlar mahkemesinde görüldü” dediği, EROL M.’in “ Evet efendim” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee buda fikri ne dedin Müfit hı hı bu bizim Işıl hanım dediğimizde ee patent mahkemesinde bu konulara bakan yargıç bi arkadaşımız eşimin de bürosunda birlikte çalışıyorlar” , “Ee şimdi tabi konu çok spesifik ve bu kadar spesifik konuda da çok konuyu iyi bilen biri” dediği, EROL M.’in “ He he” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee son derece de yani prezantabldır. Görüş açısından ee kafalaraynı zaten tanışıcaksınız inşallah” “ Siz he şu şindi şöyle yapıcaksınız onlar yazıcaklar dilekçeyi eşimle beraber”dediği, EROL M.’in “He he”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Size vericekler siz diceksinizki buna ek dilekçe olarak (anlaşılmıyor) devreye hiç bahsetmeden incitmemek için çocuğu şey yapmayalım çünkü bu yapıyorlar evet”dediği, EROL M.’in “ İncinsin zararı yok zararı yok”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee duyarlı bakıyorlar ee sanki görevi de eksik yaptı anlamında değilde ee ama oralarda çalışan dostlardan aldım derseniz siz”dediği, EROL M.’in “ Tamam”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Onu bir ek dilekçe olarak temiz dilekçesi ile beraber on birinci hukuka sunacaksınız”dediği, EROL M.’in “ Tamam olur”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Fakat bugünkü girişiminde onbirinci hukuta şöyle bi bakılmış bu davanın adli tatilden önce çıkmasına imkan yokmuş “, “Ee yakın bir süre içerisinde siz nasılsa Ankaraya sık gelip gidiyorsunuz”dediği, EROL M.’in “Gelicem gelirim gelirim gelirim”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Tabi tabi o geldiğinizde ee biz beraber bi ee hep ben zaten kaç sefer söyledim sizi Müfit beye sizinde sıkışık proğramınız ama ee hem tanışıcaksınız hemde zaten” dediği, EROL M.’in “ Öyle öyle öyle” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee bu sizi ferahlatıcaktır ee ve bide tabi şuda sizi şey yapsın ee biraz daha da rahatlatsın ee benim eşim de on birden ayrılma olduğu için ee dairenin geleneklerini gidişatını hepsi dostları çok iyi bilir” dediği, EROL M.’in “ Tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Ee o nedenle üslubu da çok iyi bilir içtihatları bilir e oda sizi ferahlatcak bi konu şimdi size göndereceğimiz bi zahmet dilekçeyi” EROL M.’in “ Tabi tabi tabi tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee siz şimdi yani onun için yolculuğunuzu ertelemeyin” dediği, Erol M.’in “ Tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Bizden haber bekleyin” dediği, EROL M.’in “ Tamam efendim” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ İki gün içerisinde bu sizin elinize ulaşıcak” , “ Onu avukatınıza verin on birinci hukukta numarasını da ben içine yazıcam sizin”, “On birinci hukuktaki numarayı” dediği, EROL M.’in “ He tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ek dilekçe de dilekçemizde temiz dilekçesine diye verirsiniz” dediği, Erol M.’in “ Tamam efendim” dediği,

Tape No:4911’de, 18.06.2008 günü saat 19.42’de X ERKEK ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X ERKEK ŞAHIS’ ın “Efendim hocam” dediği, EROL M.’ in “Selam sevgi abi rektörlük belli olmuş seçimler” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “İki yüz on bir ben aldım benden sonra yüz otuz yedi var” dediği, EROL M.’ in “Süper süper şimdi şeye umarımki şeye ee köşke gittiği zaman ikinci üçüncü tercihleri kullanmayacak bu adam umarız” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Hı Boğaz içinde Ayşe hanım kaybetti” dediği, EROL M.’ in “Ona nasıl mutluyum biliyor musun o kadının kaybetmesine” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Evet yani bişey söyleyimmi içten içe bende sevindim” dediği, EROL M.’ in “Hayır abi ben sana söyliyim şerefsiz o türbanlı kızları soktuya ilk gün kaybetmesine inanılmaz mutluyum şerefsiz” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ve ee sana başka bişey söyliyim boğaziçinde yapılan rezilliklerin hadi hesabı yok” dediği, “… Dökümanlarla götürüyo sekretere veriyo hepsi çöp şeye atıyorlar çöpe atıyorlar” dediği, EROL M.’ in “Allah kahretsin” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “İnternetten adam ulaşamıyo bizde her şey ulaştı neler küfürler bile geldi” dediği, EROL M.’ in “Şerefsizler ya” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Evet evet” dediği, EROL M.’ in “Ona da çok mutlu oldum inanın eğer Kocaeli’ndeki kadın da gerçi bu yıl değil tabi onu da o da abi kaybederse varya nasıl sevinicem bilemezsin çok mutlu oldum” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Onun yalnız bi senesi var onun bi senesi var” dediği, EROL M.’ in “Evet ben onu diyorum ya ağabeycim” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Evet” dediği, EROL M.’ in “Bi senesi var” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Akdenizde de şey aymış Mustafa ee” dediği, EROL M.’ in “Yine Mustafa hocamı almış” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Evet” dediği, EROL M.’ in “İyi iyi iyi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Doksan altı oy farkla” dediği, EROL M.’ in “Süper iyi dur bakalım abi tercihler nolcak sizde umuyorumki yukarıda bi oyun oynamıycak ama bu duruma geldikten sonra memleket oralarda oyun ayabileceğini artık o cesareti göstereceklerini zannetmiyorum dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Öyle sanıyorum öyle sanıyorum” dediği, EROL M’in “Abi yüz yüze geliyoruz görüşmek üzere” dediği,

Tape No:4912’de, 24.06.2008 günü saat 16.44’ de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ ın “Şimdi havaalanında şey Dengir Mir bilmem ne FIRAT bişey demiş dün galiba” dediği, EROL M’in “Maalesef öyle” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Vay nasıl demiş niye demiş iyi demiş kötü demiş ay allahım dedim canım sıkıldı” dediği, EROL M.’ in “Şerefsiz herif nolucak dede dedesi de vatan hainiydi kendisi de hain nolucakki bunlar kürt hain köpekler bunlar” dediği, X BAYAN ŞAHIS ’ın “Öyle alışmıştım ki Erolcum böyle layt yaşamaya” dediği, EROL M’in “Tabi tabi canım doğru burası son derece lanet” dediği, EROL M’in “Tabi tabi üç gün kapanıyo kapanıyo okullar ee nolucak Türkiyeyi bırakmadığın zaman bıraktığın farklı bişey çıkmaz ki bu memlekette” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Yok ya evet böyle tuhaf tuhaf şeyler böyle bişiyler bişeyler oluyo ama neyse umarım ee ben şeyin konuşmasını artık istiyorum yavaş yavaş bizi görünce de artık konuşuyo. Bak falan filan dedi eski yazılarına bak işte Cumhuriyet gazetesinin açılışına gidiyo bilmem kimin evine gidiyo heralde şeyimiz eski cumhurbaşkanı SEZER çok güzel şeyler biliyo. Söylemesi gereken şeyleri kısa bi zaman sonra söyler umuyorum” dediği, EROL M.’ in “Söylicek söylicek umarım söylicek tabi tabi umarım umarım inşallah yani bu iyi olur Cumhurbaşkanı olarak epeyi bi deneyimi var yani söylerse iyi olur söylerse hoş olur” dediği,

Tape No:4913’de, 28.06.2008 günü saat 09.31’ de Murat isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; MURAT’ ın “Bu o şeyi sorucaktım size haberiniz varmı diye ee Genel şey Kara Kuvvetleri ile” dediği, EROL M.’ in “Başbakanın konuşması” dediği, MURAT’ ın “Başbakanın ani buluşması eee yemek gayesi” dediği, EROL M’in “Yok hiç bişeyim yok bende işte bende bi haber gönderdim ki bulmaya çalışıyorum” dediği, MURAT’ ın “Yani aslında” dediği, EROL M’in “Bulamadık yani bulamadık. Yalnızca genelkurmay başkanlık seçim meselesi için konuşulduğu ifade ediliyo ne kadar doğru bilmiyorum ama bakalım öğreneceğiz” dediği, MURAT’ ın “Genelkurmay başkanlığı meselesi ile ilgili konuşuyorlarsa normal şartlar altında genelkurmay başkanın da o sofrada veyahutta o toplantıda olması gerekmezmi” dediği, EROL M.’ in “Yok genelde olmuyo olmuyo de …Geçen seferde olmadı yok hayır …Geçen seferde olmadı Hilmi ÖZKÖK zamanında da olmadı” dediği, MURAT’ ın “Ama bu yöntem yani eee asla görüşme yöntemi o zaman dipsiz kuyu yarında kalkıp ee bi bölük bilmem nesi ile bi çağırıp konuşabilir o zaman hiyerarşi söz konusu değil ise” dediği, EROL M’in “Olabilir olabilir” dediği, MURAT’ ın “Değimli” dediği, EROL M’in “Olabilir olabilir her şey olabilir artık” dediği, MURAT’ ın “Yani ben” dediği, EROL M’in “Artık her şey olabilir” dediği, MURAT’ ın “Doğrusu burda hiyerarşi en azından ee Kara Kuvvetleri komutanının normal bişeyse eğer görüşme yani ortada eğer bi ee baskı söz konusu değilsi ki ben doğrusunu isterseniz ben bunun genelkurmayın meselesi olduğu kanaatinde değilim doğrusu doğrudan doğruya siz Ahmet ALTAN’ın yazdığı yazıyı okudunuz mu” dediği, MURAT’ ın “İki gün önce sen ne biçim generalsin diyo dürüst olsana diyo” dediği, EROL M.’ in “Tamam abi” dediği, MURAT’ ın “Adam asker gibi asker ol diyo” dediği, EROL M’in “Süper” dediği, MURAT’ ın “Demediği lafı bırakmamış” dediği, EROL M’in “Bravo” dediği, MURAT’ ın “Gidip diyo kokteyde diyo bu para şeyin parası nerden geliyo diye adamları kışkırtıcağına diyo açıkla diyo elinde istihbarat var diyo bilmem ordu istihbaratı var diyo devlet istihbaratı var diyo açıklamazsan diyo işte diyo nerdeyse diyo namertsin demeye getiriyo” dediği, EROL M.’ in “Vay vay vay vay” dediği, MURAT’ ın “Şimdi genelkurmay başkanı ya bu adam yanında yani bi yığın or generale komuta ediyo” dediği, EROL M’in “Tamam abi işte bunlarla muhatap olmasınlar” dediği, MURAT’ ın “Yani” dediği, EROL M’in “Tamam abi bunlarla muhatap olmasınlar” dediği, MURAT’ ın “Şimdi bişey söyliyim muvazzaf olsanız naparsınız” dediği, EROL M.’ in “Ya işte bunlara muhatap olmasınlar abi” dediği, MURAT’ ın “Şimdi bunun emrindemiyim demezmisiniz” dediği, EROL M’in “Tabi” dediği, MURAT’ ın “Onun için yani bana kalırsa bu yani sadece genel kurmay başkanı yani normal bi prosedür olduğu kanaatinde değilim ben Çünkü benim anladığım kadarıyla talep şeyden gelmiş eee” dediği, EROL M’in “Başbakandan” dediği, MURAT’ ın “Yok talep Kara Kuvvetlerinden gelmiş davet başbakandan gelmiş” dediği, EROL M’in “Hıı” dediği, MURAT’ ın “Yani ııı kara kuvvetleri görüşmek istemiş gerekçe başka bişey ama görüşmek istemesinin gerekçesi işte terör merör bilmem ne falan ama yani şimdi böyle bir ortamda sonra yani yapılanlar Genel Kurmay karargahının belgeleri leblebici dükkanlarında külah oluyo bilmem ne oluyo yani burda gidip de Genel Kurmay Başkanı geriye Genel Kurmay Başkanlığı konusunda ne konuşucak ki yani işte prosedür olmuş bitmiş zaten” dediği, EROL M’in “Bakalım Murat Beycim çıkıcak kokusu” dediği, MURAT’ ın “Sonra daha da önemlisi tam bu Dengir Mir FIRAT’ın Atatürk travmaya uğrattı Türk milletini eee dediği gün oluyo bu yani” dediği, EROL M.’ in “İşte dün ben de herife çok ağır cevap verdim dedeleri vatana ihanet edenlerin torunu da ahindir diye” dediği, MURAT’ ın “Değilmiş ama ya onun dedesi şeymiş” dediği, EROL M.’ in “Kimmiş?” dediği, MURAT’ ın “Bilmem Hacı Bedir Ağa diye bi adammış Atatürk’ ün de en yakın adamıymış” dediği, EROL M.’ in “Hoppala buyurun” dediği, MURAT’ ın “Bide Birinci Meclis’ te üstelik te altı kişiye verilmiş olan sadece altı kişiye verilmiş olan İstiklal Madalyasıyla taltif edilmiş … Evet yani ama önemli olan şu yani Kara Kuvvetleri Komutanının böyle bir ortamda gidip te yok bilmem duvar dibindeki resmini konuştuğu söyleniyo yok bilmem şeyi söyleniyo” dediği, EROL M’in “Yok yok duvar dibindeki resmini konuşmaya gitmez abi yok yani o kadar o da palavra boşver” dediği, MURAT’ ın “Bana kalırsa hocam ben şöyle yorumladım bilmiyorum siz ne dersiniz ee bu işler aşağıdan iyice bastırmaya başladı yani bu artık böyle taşınmaz bu iş dediler Genel Kurmay Başkanı da benim bi buçuk ayım kaldı bu işlere artık girmek istemiyorum Ordu evine gidicem dedi, sen yarın Genel Kurmay Başkanı olcaksın sen napıcaksan yap dedi benim anladığım kadarıyla” dediği, EROL M.’ in “Muhtemeldir ki bu bu” dediği, MURAT’ ın “O da kalktı” dediği, EROL M’in “Tabi” dediği, MURAT’ ın “Gitti şeye senin AKP’ den şikayetçiyiz patlamak üzere dedi tutamam valla bunları sonra dedi falan gibi geliyo bana” dediği, EROL M’in “Muhtemeldir ki öyle konuşma olmuştur hocam” dediği, MURAT’ ın “Valla yani bi başka olay daha var yani bu bu artık geriye dönüşü olmayan bi noktaya geliyo hocam yani her yerde artık şey çok açık olarak söyleniyo Cumhuriyet tasfiye ediliyo diye” dediği, EROL M.’ in “Abi valla bilmiyorum ben Temmuz seçimlerinin bir gün sonrası yazdım bi gün sonra Temmuz seçimlerinden bi gün önce de değil Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’ n aday gösterildiği gün yazdım bu Cumhuriyet tasfiye edilmiştir diye” dediği, MURAT’ ın “ Aynen öyle işte” dediği, EROL M’in “Yazdım daha o zaman yazdım işte kitapta da var Akıl Oyunu kitabında da var abi napıyım” dediği, MURAT’ ın “Kaosa gidiyo ama işte şimdi kaosa gidiyo işte benim anladığım kadarıyla alt kademe artık tutalmıycak duruma geldi gibi geliyo hocam” dediği, EROL M.’ in “Hı hı inşallah” dediği, MURAT’ ın “Yani alt kademenin de ötesinde o Ahmet ALTAN’ ın yazısından sonra yani bi Paşa’ nın gidipte Genel Kurmay Başkanı’ nın karşısında esas duruş göstermesi valla tartışılır yani o yazı o yazıdan sonra benim diyo dedem diyo Paşaydı diyo Paşa gibi paşaydı diyo öyle diyo kıvırtmak mıvırtmak bilmem ne yoktu cephede gitti savaştı diyo yani öyle laflar var onu bi bulun da okuyun hocam” dediği,

Tape No:4914’de, 28.06.2008 günü saat 18.08 de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ın “Yerle ilgili bir daha teyit alayım dedim ee Tandoğan ve Sıhhiye arasında çünki şey vardı ee henüz kesinleşmemişti ee Tandoğan ağırlıklı gidiyo”dediği, EROL M.’in “Tamam”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Ama ee Sıhhiyede olabilir”dediği, EROL M.’in “ Sıhhiye de olabilir”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Yani kesinleşmemiş hala henüz kesinleşmemiş”dediği EROL M.’in “Tamam ben şimdi şeyden sizden telefonu kapattıktan sonra”, “ Şimdi bu konuda işte yardım alacağımız işte en yüksek yargıçlardan birisini aradım söyledim”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Hı hı”dediği, EROL M.’in “Şimdi aralarında üç dört tane isim kararlaştıracaklar”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Hı hı”dediği, EROL M.’in “ Söyledim dedim ya özellikle ama bir kadın olursa çok tercih ederiz”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Evet”dediği, EROL M.’in “Çok iyi olur dedim şimdi onlar bana bi üç dört tani isimle dönecekler”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Tamam oldu”dediği,

d-Örgütsel İrtibatlar

Şüpheli Bekir ÖZTÜRK’ün dijital incelemelerinde;

Bekir ÖZTÜRK’ ün ana postaya esas olan cevaplarından;

22 Şubat 2007 tarihinde Ümit SAYIN’ın aralarında Bekir ÖZTÜRK, Behiç GÜRCİHAN, Erol MÜTERCİMLER ve Emin GÜRSES’in de bulunduğu gruba kendisine gelen bir e-posta ile ilgili olarak ‘Türk İntikam Birliği’ni sorduğu anlaşılmıştır.

Tape:1052 19.11.2007 tarihinde Erol MÜTERCİMLER ile Veli Küçük’ ün görüşmesinde özetle; Erol’un “Paşam bu vakfın adı neydi?” diye sorduğu, Veli’nin “TESAV Vakfı Türk Devletleri ve Toplulukları Kardeşlik ve Dayanışma Vakfı.” “He ben aradım. Bakü’de yarın döneceklermiş.” “Yanlız cebi kapalı, cebine ulaşamazsın. Burdan şey yap.” dediği, Erol’un “He tamam şimdi benim kızdan ben bi haber göndereyim tamam.” “Paşam çok teşekkür ediyorum. Esat Aslan Albayın selamı var size.” dediği,

Tape :1484 28.12.2007 tarihinde Nejat …..? ile Güler KÖMÜRCÜ ‘nün görüşmesinden özetle; Nejat’ın “Şimdi size bir evrak yolladım” “CFR’nin 4 Aralık tarihli” “Bir politika teklifi kağıdı önemli bir kağıt” “Bu günkü bana özellikle sonunu okursanız Butto’nun ne için öldürüldüğünü anlayabilirsiniz” dediği ve Pakistan’ın enerji yolu üzerinde olması, Jeopolitik konumu ve Nükleer bombalarından dolayı Amerika’ nın hedefinde olduğu, Amerika’ nın nükleer bombaları Müşerref ile kontrol edemediği ve bu yüzden Müşerref’ in gitmesini istediği, onun gitmesini sağlamak için de iç karışıklıklar çıkartılacağını anlattığı, ilerleyen konuşmada, Nejat’ın “Bakın şimdi Türkiye de Karadeniz de Kafkasya’dan gelenler Balkanlardan gelen şu etnik gruplar var” “… Boşnaklar” “..Çerkezler bakın Erol MÜTERCİMLER bir program yaptı Çerkezlerle ilgili” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün de Erol MÜTERCİMLER’in 111 denilen özgür mason locasında olduğunu anlattığı, Nejat’ın “Şimdi bakın Erol MÜTERCİMLER ajan” dediği, Erol MÜTERCİMLER’in ulusalcı geçinmesine rağmen, yazdığı kitapların kafa karıştırmak için yazdığını anlatarak “…bakın şimdi Çerkezlerle Türklerin arasını açma misyonu nu vermişler onu” “Çok kötü yani çok ajan var şuan” “…. Erol MÜTERCİMLER’ i deşifre etmek lazım” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’ nün de “Aynı görüşteyim efendim” dediği,

Şüpheli Ümit OĞUZTAN ‘a ERGENEKON veya LOBİ adı ile bilinen illegal örgütlenme hakkında tüm bildiklerini anlatması istendiğinde, Ergenekon ismini, EROL M’in yapmış olduğu araştırmalar neticesinde yayınladığı kitabında, söyleşilerinde, televizyon ve gazetelerde 1997 yıllarında dile getirmesi ile duyduğunu,

Erol MÜTERCİMLER in konu ile ilgili beyanlarını ve yayınlarını kaynak alarak hazırladığı raporda Türkiye deki GLADYO benzeri yapılanmanın ERGENEKON adı altında olabileceğini düşündüğünü, ERGENEKON ismini Erol MÜTERCİMLER in kitaplarından ve söylemlerinden tespit ettiğini, EROL M’in eserlerinde kaynak olarak emekli bir generalin adını verdiğini, kaynağa göre ERGENEKON’ un ordu içerisinde, silahlı kuvvetler içerisinde GİZLİ BİR GRUP, GİZLİ BİR CUNTA OLDUĞUNU iddia ettiğini, daha sonraki yıllarda öğrendiği kadarıyla söz konusu cunta grubunun kurucusunun Necabettin ERGENEKON isimli bir subay olduğunu öğrendiğini, bu bilgileri derleyerek SUSURLUK komisyonuna gönderdiğini, susurluk kazası öncesinde sıkça yaşanan faili meçhul cinayetlerin böyle bir oluşum tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğine işaret ettiğini, konunun üzerine gidilmesi gerektiğini belirttiğini,

O dönem Erol MÜTERCİMLER, Can DÜNDAR, kendi kitaplarından ve diğer basın yayın organları aracılığı ile ERGENEKON’un telaffuz edilmeye başlanıldıktan kısa bir süre sonra hiç ismi geçmeyen JİTEM isimli bir oluşumun tüm medyada kamuoyuna sunulmaya başlandığını, Nefes Dergisinde de bu konuya değindiğini, derginin bu yayınından sonra, dergi binasının kapısında bir ses bombası patladığını, dağıtıcı firmanında hiçbir gerekçe göstermeden dergiyi dağıtamayacağını söylediğini, JİTEM ismi ortaya atıldıktan sonra kamuoyunda ve araştırma komisyonunda ERGENEKON’un unutulduğunu, aynı dönemlerde Cem ERSEVER’in öldürüldüğünü, bu şekilde gündemin dağıldığını, olayların sorumlusu olarak JİTEM gösterilmeye başlandığını, JİTEM kavramının ERGENEKON’un unutturulması için o dönemde sıkça dile getirildiğini, her olayda sorumlu olarak gösterilmeye çalışıldığını düşündüğünü, komisyona sunduğu raporda ERGENEKON ismini kullandığını, bu örgütün varlığına ilişkin EROL M’in bilgi ve yayınları dışında herhangi bir kaynağı olmadığını, 2001 yılına kadar da böyle bir örgütün varlığına dair eline bir belge geçmediğini, ERGENEKON örgütü ile ilgili herhangi bir isim duymadığını, örgütün gerçekleştirdiği somut bir eylem ispat edemediğini, şu anda da edemeyeceğini,

Tuncay GÜNEY’in kaset çözümünde, Veli Küçük ve ekibinin Doğu PERİNÇEK’i rahatlıkla kullandığını, DOĞU PERİNÇEK in yanında emekli Deniz Binbaşısı Erol BİRBİLİK – Erol MÜTERCİM ler gibi subay ve albayların bulunduğunu beyan ettiği,

Tape:1547 22.01.2008 tarihinde X Şahıs (Necmi Ç.) ile Emin GÜRSES ‘in görüşmesinde özetle; X Şahsın “Bi kısmını Hırant DİNK meselesinden gözaltına almışlar.” Dediği, Emin’in “Tamam Hrant DİNK meselesi olursa onu anlarım.” “... Erol MÜTERCİMLER beni aradı. Böyle bişey var dedi. Ben aradım tabi Veli Paşayı aradım cevap vermedi telefonu.”

Tape:3754 04.02.2008 tarihinde Erol MÜTERCİMLER ile Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU görüşmesinde özetle; E.MÜTERCİMLER'in "…işte üniversiteler siyasileşme müdehale işte profösörler siyaset konuşmamalı diye çok konuşuluyor ya ortalıkta şimdi üniversiteler ve siyasileşme müdahale diye bir konu başlığı altında bir tartışma yapmak istiyorum" diyerek yapacağı televizyon programına davet ettiği, programda Prf.Nevzat YALÇINTAŞ, Mümtaz SOYSAL ve Hüsamettin CİNDORUK'un da çağırılacağından bahsettikten sonra K.ALEMDAROĞLU'nun teklifi kabul ettiği şeklinde görüşme olduğu,

Şüpheli Adnan AKFIRAT’ın Fatih İlçesi Çakırağa Mahallesi Cerrahpaşa Caddesi No:5/9 sayılı adresinde yapılan aramada;

1’den 95’e kadar numaralandırılan il yönetim kurulunun örgütlenmesi ile başlayan S.Kamil YÜCEDIRAL TC Başbakan Baş Müşaviri ile biten doküman incelendiğinde;

50–58 sayfalar arası; İşçi Partisi imzalı basın açıklamaları, 1 Eylül 1997 tarihli Adnan AKFIRAT tarafından İşçi Partisi Genel Merkezine sunulmuş Yurt ve Dünya Dergisi ile Analiz-Araştırma grubu ile ilgili teklif ve bilgiler olduğu, Analiz ve Araştırma grubu Üyeleri Kısmında…. Fikri SAĞLAR, Ferid İLSEVER, Hasan YALÇIN, Turan YAVUZ, Enis BERBEROĞLU, Suphi KARMAN, Erol BİLBİLİK, Erol MÜTERCİMLER, ..Emcet OLCAYTU, Hikmet ÇİÇEK, Adnan AKFIRAT, Soner YALÇIN, ve sazı isimlerin yazılı olduğu,

Şüpheli İlhan SELÇUK ‘un Beşiktaş ilçesi Kültür mahallesi Barış Sokak Gazete Muhabirleri sitesi B6 Blok No:2/2 sayılı adresinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen;

(1) Adet “M. Pamukoğlu “ ibaresi ile başlayan, “Rapor…” ile son bulan el yazması doküman

El yazması üzerinde: M. Pamukoğlu, Erol Mütercimler, Erdal Avukat, Mustafa Ha…

M Pamukoğlu, Bir ekip kurdum sana yardımcı olacak, Büyük Klüp’Halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silahlı isyana tahrik etmek, Pamukoğlu, M.Hüs….güray var, …………Mütercimler, Sonradan,Gölcük’te buluşacağız, Erdal’la birlikte ………..,Erol Mütercimler de geliyor, Oral Çelik’le birlikte, İzmit Gölcük’te toplanırız, M.Pamukoğlu o toplantıda yok, Erol Mütercimler, Erdal’a …, Erol mütercimler, Arabada 500 bin dolar verirsen bu işi yaparız, Erol’un dağıtıldığı rapor” şeklinde yazı bulunan doküman, olduğu tespit edilmiştir.

Erol MÜTERCİMLER isimli şahsa ait; Sony Ericsson Marka K750İ Model IM:35785000992299-5-08 numaralı cep telefonu rehber bilgilerinde Cihangir 5338175050 şeklinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.

“07/MM/2008 hh:mm: 09+905338175050 ORG. TOLON GOZALTINDA Emekli Orgeneral Hursit Tolon, Istanbul Cumhuriyet Bassavciligi talimatiyla Ankara da gozaltina alindi

07/MM/2008 hh:mm:09 +905338175050 BALBAY VE ERUYGUR GOZALTINDA Ergenekon sorusturmasi kapsaminda ADD Baskani emekli Org. Sener Eruygur ve Cumhuriyet Ankara temsilcisi Mustafa Balbay gozaltinda.” Şeklinde mesajların olduğu görülmüştür.

Tape No: 7724’ de, 23.06.2008 günü saat 13.08’de Ahmet Tuncay ÖZKAN ile Ebru...... isimli şahsın yaptığı görüşmede özetle;

Ebru ‘nun “Şey Tuncay bey bu şeyle ilgili olarak 6 Temmuzla ilgili olarak ben belirli yerlerin isimlerini belirlerdim ancak şey şöyle bir şey var belirlenmeyen yerler var mesela Kayseriye Artvine ve ve şuanda bulamadığım hani konuşmacı bulamadığım isimler var” “Yani gün içerisinde belli olacak aslında şey mesela Merdan Yenerde Yalova’ya gidiyor İstanbul Erol Mütercimler başka bi yere gidemeyeceğini söyledi” “Ümit Zileli ye Burhaniye yi ayarlıyacam Mersin Süheyl Batum Alemdar Yalçın Eskişehir zaten Şahin Filiz Antalya Erzurum Aydeniz Tuskan işte .... Türkan Saylandan bi not var yani bi onu arayıp konuşsanız çok iyi olucak sanki sizin arayacağınızı dönüp arayacağınızı söylemiş söyledi” dediği, Ahmet Tuncay ÖZKAN ‘ın “Ha ne zaman çıkar Türkan Saylan oradan” dediği, Ebru ‘nun “Öylemi tamam mı hı ama destek veriyor kesinlikle Vural Savaşta Süheyl beyden telefonunu verdi Süheyl bey baya bu konuda şey yapıyor ya astsubayla görüşüyorum daha doğrusu birde Arman Güler dönecek Bedri Baykan da aynı şekilde yani bugün net belli olacak bununla ilgili bir rapor istiyor musunuz” dediği,

Tape no: 4986’ da, 17.06.2008 günü saat 11.11’de Sinan Aydın AYGÜN ile Mustafa ÖZBEK isimli şahsın yaptığı görüşmede,

Sinan AYGÜN’ ün “İyi misin Mustafa ağabeyciğim” dediği, Mustafa’ nın “Hamdolsun çok şükür iyiyiz ne yapalım siz nasılsınız Sinan bey” dediği, Sinan AYGÜN’ ün “Valla ne yapalım abi işte ya görüyor musun işte Türkiye böyle gidiyo yani yanıp tutuşuyoruz abi” dediği, Mustafa’ nın “Efendim” dediği, Sinan AYGÜN’nün “Şimdi ee bu Erol MÜTERCİMLER var tanır mısın” dediği, Mustafa ‘nın “Erol MÜTERCİMLER” dediği, Sinan AYGÜN’ün “Ha bu Haber Türk’te program yapıyordu kel kafalı adam” dediği, Mustafa ‘ nın “Evet” dediği, Sinan AYGÜN’ ün “Onu kanalına düşünür müsün" Mustafa’ nın “Onu Ahmet beyle görüşmek lazım” dediği,

Basın Açıklamalarından elde edilen görüntülerde;

Güvenlik Şube Müdürlüğünün 06.03.2008 tarih ve 2008/3640 sayılı yazısı ile gönderilen dosya içeriğinde yapılan incelemede;

Törene katılan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ, General Necati ÖZGEN, Sakarya Ün. Doç.Dr. Emin GÜRSES, İst. Üniver. Eski Rektörü K. ALEMDAROĞLU, İ.Ü. Doç.Dr. Hacı SALİHOĞLU, Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK, Sadettin TANTAN, İnönü Üniversitesi Prof. Dr. Fatih HİLMİOĞLU, Bilgi Üniv.Erol MÜTERCİMLER, CNN TÜRK ve Radikal Gazetesi yazarı Yiğit BULUT, İs. Üniver. Prof. Dr. Erol MANİSALI, TV8 Programcısı Pınar TÜRENÇ, AKUT Başkanı Nasuh MAHRUKİ, ATO Başkanı Sinan AYGÜN ayrıca Türk Ortodoks Patriği Paşa ERENEROL kız kardeşi Sevgi ERENEROL, eski rahip Konstantin KOSTOF, Yeniçağ gazetesi icra kurul üyesi Ahmet YABULOĞLU, gazeteci yazar Orhan CAN, gazeteci yazar Lütfü AKDOĞAN adına kızı eğitimci Erol ALTACA, DYP Gen, Başkanı Mehmet AĞAR adına DYP İst. İl Başkanı Faik İÇLİ, yazar Hasan PULUR adına Pınar TÜRENÇ, Hürriyet gazetesi yazarları Tufan TÜRENÇ, Bekir ÇOŞKUN, Yalçın BAYER ve Atilla İLHAN adına da yine Tufan TÜRENÇ ödül verildiği,

Şüpheli Erol MÜTERCİMLER’ in İlimiz Kadıköy İlçesi Göztepe Mahallesi Server İskit Sokak No:2/18 sayılı adresinden elde edilen, Seagate marka seri numarası 5JX14T3H olan bilgisayar hard diskinin Unallocated Clusters “işletim sisteminin görmediği alan” alanda bulunan dosyaların yapılan incelemesinde;

“edilen tecrübeler ışığında organizasyon sistemini yeniliyor. Ergenekon ile alakalı ilk ciddi çalışma Can Dündar ve Celal Kazdağlı'ın '40 dakika' belgeselinde ve programın kitap versiyonu olan Ergenekon'da ortaya kondu. Ancak kitap belki bilgi yanlışları olmamasına rağmen son derece ciddi değerlendirme eksikliğine sahip. Ergenekon'u netice itibarı ile Alparslan Türkeş, Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Korkut Eken, Mehmet Ağar gibi çoğu ülkücü kökenlilerin kurduğu bir mekanizma olarak ortaya koyuyor. Ve filmin perde arkası kahramanları çok iyi saklanıyor!

Örneğin MİT'teki iktidar kavgası anlatılırken siyasilerin MİT'i ele geçirme mücadelesi sanki illegal bir hareketmiş gibi ortaya konuyor. Askerin ise Başbakanlığa bağlı MİT üzerindeki hakimiyeti de normal kabul ediliyor! Bizce (haksızlık ettiğimizi düşünecek ama) Can Dündar, Ergenekon'un asıl unsurlarına hiç dokunmadan figüranlar üzerinden yorumlarla işi geçiştiriyor. Celal Kazdağlı'ya Ergenekon'un sol ayağının eksik olduğunu söylediğimizde, bu eleştiride haklılık payı bulunduğunu belirterek, "Ergenekon ismini bize Erol Mütercimler verdi. Dört seneden beri bu örgütü ortaya çıkarmak için uğraştığını anlattı. Örgütün sağ ayağı olduğu gibi sol ayağı da vardı ama biz eldeki belge ve bilgiler ışığında ancak sağ tarafını ortaya koyduk. Sol kesimin bulgularına ulaşsa idik onuda yazardık ama olamadı." diyor.

Kazdağlı Ergenekon'daki Kemalist, sağcı ya da solcu tabirlerinin dikkatli kullanılması gerektiğini ifade ederek, doğru anlatımın 'devletin solcu, sağcı ya da Kemalist olma rolünü verdiği insanlar' şeklinde olacağını, esasta Ergenekon'a mensup isimlerin ideolojisi olmayacağını, devletin adamı olduklarını kaydediyor.

Gazeteci Fehmi Koru da geçtiğimiz hafta önemli bir rapora dayanarak Ergenekon adlı örgütün yeniden yapılanması konusundaki çalışmaları ve dünya görüşü hakkında Yeni Şafak gazetesindeki Taha Kıvanç köşesinde etraflı bilgi verdi.

Aydınlatılması gereken pekçok nokta, sorulması gereken birçok soru var. Ortada kolları yurt içinde ve yurt dışında birçok yere uzanabilen bir yapının var olduğu açık bir gerçek. Fakat bu yapıyı harekete geçiren refleksler neler? Mesela yasalarda yeri olmayan 'ulusal operasyonları' yapanlar kimlerin menfaatini koruyor?

İddia edildiği gibi NATO'nun ya da başka bir kökü dışarıda yapılanmanın parçası mıdırlar yoksa tamamen yerel, milliyetçi, solcu ya da Kemalist bir yapılanma mı söz konusu? Birincil amaçları, stratejileri, hedefleri nelerdir; kimlerden oluşur? Bu zamana kadar ne tür faaliyetlerde bulunmuşlardır? Son durumları nedir? Bu soruları daha çok uzatabiliriz.

İÇİMİZDEKİ ERGENEKON

Ergenekon'un teknik olarak faaliyet alanları yurt dışı ve yurt içi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Yurt dışındaki çalışmaları —bazıları tartışmalı bulunsa bile— Türkiye devletinin çıkarları doğrultusunda. Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Irak ve Orta Asya ülkelerindeki birçok askeri, siyasi ve ekonomik çalışmanın arkasında dolaylı olarak Ergenekon yapılanması var. Vatan menfaatleri doğrultusunda yapılan bu çalışmalara büyük ölçüde kimsenin pek bir itirazı olamaz!

Ergenekon'u Türk halkı ve Türk siyasi hayatı açısından asıl önemli kılan içerideki, Türkiye'deki operasyonları. Ergenekon, Türkiye'deki mevcut rejimin gerçek hâmisi olduğuna yürekten inanıyor. Ve bu inanç güç ile birleşince belirlediği 'iç düşmanları' yok etmek, pasifize etmek hatta ortadan kaldırmak için yapmayacağı ve yapamayacağı hiçbir faaliyet yok. Tertip, komplo, iftira, suikast vs...Onlara göre amaç meşru ise yöntemin legal ya da illegal olması önemli değil. Örneğin şimdiye kadar legal ve illegal karton İslami örgütler kurdurmakta, bunların legal olanını sokak hareketlerinde, illegal olanını da birtakım gizli operasyonlarda kullanmakta bir beis yok. Burada kilit nokta Ergenekon'un kimi, hangi kriterlere göre düşman ilan edeceği.

ERGENEKON TEK DEĞİL

Ergenekon dünyada tek değil, Devletin olduğu yerde bir 'derin devlet' öyle ya da böyle mutlaka var. Birçok NATO ülkesinde Gladio, Rüzgar Gülü, Süper Nato, Gehlen Harekatı gibi isimlerle karşımıza çıkıyor. Ergenekon'un İtalya'daki benzer yapılanması Gladio, 24 Eylül 1989'da deşifre edildi. İtalya'da Gladio'nun ortaya çıkışı ile başlayan süreç Mafya—Kilise—P2 Mason Locası—Parlamento—Emniyet örgütleri arasındaki gizli ve kirli ilişkilerin öğrenilmesi ve devletin Temiz Eller adı verilen bir dizi operasyonu ile sonlandırıldı. Gladio'nun soğuk savaş döneminde NATO tarafından kurdurulmasının arkasında SSCB'nin sol fikir ihracına karşı milliyetçi unsurların savaş gücü olarak oluşturulması vardı. Ama İtalya bu yapılanmayı meşru kabul etmedi ve büyük mücadelelerle tasfiye etti ya da tasfiye etmek zorunda bırakıldı. Aynı paralelde 1960'lı yıllarda Türkiye'de de benzeri bir yapılanmaya gidildi. 1983 seçimlerinde Ergenekon ilk başbakanını Türkiye'den çıkarmış olacaktı ki olmadı. Halk Turgut Özal demişti.

ERGENEKON YOK OLMAK İSTEMİYOR

İtalya'daki Gladio tasfiyesinin ardından Türkiye'de de benzeri bir tasfiyenin yaşanacağı, çünkü NATO'nun böyle bir örgüte ihtiyacı kalmadığı fikirleri savunuldu. Bu fikirlerde haklılık payı da vardı. Ama Ergenekon kendi dinamiklerini ve gücünü bulduktan sonra kendi kendisini yok etmeye yanaşmayacağı ve savunma refleksleri göstereceği es geçilen bir husustu. Ergenekon yaşamak istiyordu ve kendi hayatiyetini devam ettirebilmek için içeride tükenen sol fikriyatın yerine ikame edeceği yeni bir düşmana, yeni bir hayat eğrisine ihtiyaç vardı. Bu düşman kısa zamanda tespit edildi: Kemalizm'i reddeden İslamcı akımlar!

1996 yılında kurulan Refahyol hükümeti döneminde şimdilerde sokakta özgürce gezen Ali Kalkancı, Emire Kalkancı, Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Sincan olayları döneme damgasını vurmuş ve nerede ise 28 Şubat Süreci'nin gerekçeleri haline gelmişlerdi. Bu olaylar hep fare kaç—kedi tut oyunu idi. Şimdilerde Ali Kalkancı'nın tekstil işi ile uğraştığını, Emire Kalkancı'nın bambaşka bir yaşantı içinde olduğunu, Fadime Şahin'in de restorant işlettiğini söylersek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.

ERGENEKON YENİDEN YAPILANIYOR

Dünya değişiyordu ve ülkeye ve dünyaya hükmetmenin metodlarında da ciddi yenilikler ortaya çıkıyordu. Globalleşmenin bir neticesi olarak 1999 yılında Ergenekon yeni bir yapılanma hamlesi içine girdi. Asker, bürokrat, sanayici, sivil toplum örgütleri, güvenlik şirketleri, nakliyat şirketleri, çeşitli vakıf—derneklerin etkin üyeleri ve basın mensuplarından birçok yetkilinin içinde bulunduğu bu yapılanma elde edilen tecrübeler ışığında organizasyon sistemini yeniliyor. 21. yüzyılda ülkelerin kaderlerini, siyasi aktivitelerden daha çok ve kesin olarak ekonomik güçlerin belirleyeceğini görüldü. Öyle ki; silahlı güçlerin hareket olanakları bile ekonomik koşulların kilitlenmesiyle kontrol altına alınabilecek.

Bu nedenle Ergenekon'un Lobi adını verdiği program, ilk adımlarını ekonomik alanda atması ve ekonomik alanda giderek güç kazanıp denetleyici ve belirleyici unsura dönüşebilmesini en önemli ve birincil amaç kabul ediyor.

İkinci (meşru) hedefi de, Türk toplumunun Kemalizm ve ulusal çıkarlar doğrultusunda yeniden yapılandırılması çalışmalarına ağırlık verilmesi.

SİVİL UNSURLAR GÖZDEN GEÇİRİLDİ

Gelişen ve değişen siyasal, ekonomik, bilimsel ve toplumsal dünya koşulları ile bölgesel coğrafyasında ve kendi içinde Türkiye'nin özgür iradesi dışına ve ulusal çıkarlarına aykırı biçimde içine sürüklenmek istendiği çeşitli oluşumlar göz önüne alındığında; "Ergenekon"a bağlı olarak, "Sivil Unsurların" örgütlenmesi zorunluluğu kaçınılmaz bir gerçek olarak kabul ediliyor.

'Lobi' adı verilen gizli örgütsel çalışmanın sonuçları Ergenekon'un Türkiye ve dünya gerçeklerine nasıl baktığını ortaya koyması açısından çok önemli ipuçları veriyor. Elde edilen raporun hemen giriş bölümünde, İngiltere, Almanya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, SSCB gibi ülkelerin; kendi ideolojileri doğrultusunda, "sivil unsurlardan" sonuna değin yararlanmayı bildiği, emperyalist emelleri adına tüm dünya ülkelerinde her alanda çeşitli faaliyetler sonucunda kültürel, siyasal ve ekonomik çıkarlar elde ettiği ifade ediliyor.

Günümüzde değişen değil, giderek daha da geliştirilen sivil unsur etkinlikleri ile sürdürülmekte olan bu çalışmalar; sayıları giderek artan "sivil toplum örgütleri", "insani yardım kuruluşları", P—2 Mason Locası, Bilderberg Grubu vb. gibi çeşitli gizli ve örtülü adlar altında, dünyanın dört bir yanında ideolojik, siyasal, ekonomik, kültürel ve bilimsel çalışmaları örgütsel olarak yürüttüğü belirtildikten sonra raporda şu özeleştiri yapılıyor: "Türkiye ise; bu alanlarda çalışmalar yapmak yerine, siyasi parti kuruluşları ile onlara bağlı örgütlerin şemsiyesi altında kalmakla yetinmiştir. Böylelikle yalnızca siyasi liderlerin sultası altındaki siyasal otorite gruplarının kısır iç hesaplaşmaları içinde tıkanıp kalmış, dünyaya ve sınır komşularına ideolojisini tanıtıp kabullendirememişlerdir."

Haberin bundan sonraki kısmında kendi görüşümüze fazla yer vermeden, içerden kendilerini nasıl gördüklerini yine onların ifadeleri ile ortaya koyacağız. Ancak bütün tarafsızlığımıza rağmen ortaya çıkan mekanizmanın, yurt içindeki kısmı dikkate alındığında, şeffaflık, demokrasi, milletin iradesini konuştuğumuz şu dönemde kökünün nerede olduğu bilinmeyen sistemin ne denli ürkütücü olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı?

'Türk halkı Kemalizm'den soğudu!' Ergenekon'un Türk halkının Kemalizm hakkında ne düşünüyor sorusuna verdiği cevap şöyle: "Toplum, Kemalist ideolojiyi gerçek anlamda özümseyememiş, emperyalist devletlerin 'sivil unsurlarının' ve yerli işbirlikçilerinin çabaları sonucunda —buna fırsat bulamamış— kaçınılmaz olarak, yabancı ideolojilerin cazibesine kapılmıştır. Gelişen dünya ülkelerindeki geniş halk kitlelerinin erişebildiği koşulları göz önüne alan Türk toplumu; gerçekte siyasi liderler ve yandaşlarının çıkarları adına hareketlerinden kaynaklanan hatalardan ötürü, Kemalizm'i sorumlu tutarak yargılamaya yönelmiştir. Türk halkı, toplumsal geri kalmışlık, mutsuzluk ve umutsuzluğun kaynağı olarak Kemalizm'i sorumlu tutar hâle gelmiştir. Ve bugün çeşitli ideolojiler doğrultusundan hareketle toplum düşünsel ve inançsal alanlarda parçalara bölünmüş, etnik ayrımcılık dünya platformunda kendisine yer edinebilmiş, toplum "yeni rejim" arayışlarının kaosuna sürüklenmiştir."

Yaşlara göre rejim analizi

Çarpıcı tespitler devam ediyor. Türk toplumunun bugün; koskoca bir ömür boyunca kendisini sosyal güvence ve manevi tatmine ulaştıramayan, mutlu edemediği gibi umut verileri de ortaya koyamayan rejime karşı ümitlerini yitirdiğinin vurgulandığı rapora göre; "yaşlı insanlar(50 yaş üzeri); tümden güvenini yitirmiş, düş kırıklığı içindedir. Orta kuşak (35—50 yaş arası) olarak ele alınacak nesil için de durum böyledir. Genç kuşak ise (18—30) kendilerinden önceki kuşakların yaşamak ve katlanmak zorunda kaldıkları koşullar ile gelişmiş ülke insanlarının eriştikleri koşullar arasında muhasebe yapmakta ve mevcut rejimin kendilerine bir gelecek sağlayabilecek güç ve dinamiğe sahip olmadığını peşinen görmektedir. Geniş halk kitleleri umutsuzluğun ivmesi ile kaosu yaşamaktadır."

Bir tür acı itiraf denebilecek değerlendirmelerin ardından halkın kaderci yapısının patlamaları engellediği anlatılıyor: Onca kötü ve adaletsiz eğitime karşın; Türk insanı kendisini içinde bulunduğu koşullara direnç gösterebilecek bir biçimde eğitebilmiştir. Bu nedenle —dış güçlerin onca emperyalist çabalarına karşın— Türkiye Cumhuriyeti'nde geniş halk kitlelerine dayalı sosyal ve siyasal patlamalar bir türlü gerçekleştirilememiştir. Türk toplumu hangi görüş ve inanca sahip olursa olsun, —tarihsel birikim sonucu— bilmektedir ki; ülke ayakta kalamadığında, birey olarak kendisi de var olamayacaktır. Bu nedenle bir yandan varlığının devamını sağlamak, diğer yandan "zulüm rejimi" olarak tanımlar hale geldiği mevcut düzeni değiştirmenin yollarını aramaktadır.

Bu sosyolojik saptamalardan sonra "Ergenekon"un kontrolünde, sivil usur olarak çalışması planlanan Kemalist/sivil "Lobi"den sözediliyor ve lobinin yapacağı çok yönlü yararlı faaliyetlerle yeniden dirilişe geçileceği savunuluyor. Aksi halde emperyalist güçler, özellikle orta ve genç kuşağın içinde bulunduğu arayış ve kaos ortamında, Türkiye'nin geleceğini büyük bir rahatlıkla kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendirebileceği tehtidi savruluyor.

Tezlerini güçlendirmek için raporda bazı legal/sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına değiniliyor. Örneğin: Federal Alman Friedrich Eber Stiftung Vakfı ile Konrad Adenauer Vakfı'nın çalışmalarından yalnızca birkaçına bakılacak olduğunda, "Türk Gençliği 98— Suskun Kitle Büyüteç Altında", "Avrupa Birliği'nin Akdeniz Politikası ve Türkiye", "Enformel Sektör ve Sosyal Güvenlik: Sorunlar ve Perspektifler", "Türkiye'de Sendikacılık Hareketleri" ve "Türk Medya Sektöründe Yoğunlaşma Hareketleri ve Beklenen Etkileri" gibi çeşitli araştırma raporları hazırladıkları görülüyor. "Bu çalışmaların pek çok benzerlerinin Avrupa ve ABD'nin sivil unsurları tarafından gerçekleştiriliyor oluşu; Türk sivil toplum örgütleri içinde etnik, fundamentalist, kültürel, siyasal ve ekonomik faaliyetlerde belirleyen faktör olarak etkin ve yoğun bir biçimde yer alabilmeleri ise; küçümsenecek bir unsur olamaz" deniliyor.Sivil unsurlarla temasa geçilecek Mevcut rejimin, "Harp Akademileri"nden yetişen, yalnızca silahlı kuvvetler mensuplarının savunduğu ve dayatmaları ile ayakta tutmaya çalıştıkları bir rejim ve "izm" olarak gösterilmeye devam edileceğine dikkat çekilen rapora göre insanlarının "köşe dönücülüğe" koşullandırılarak, paraya ve çıkarlara endekslenmiş, tüm manevi değerleri yıpratılarak dejenere edilmiş bireylerden oluşan bir topluma dönüştürülen kitleleri, sivil unsurların etkinlikleri birleştirecek, özüne sarılması gereğini motive edecek, moral ve umut kaynağı olacaktır.

Bu faaliyetlerin sonucunda işbirlikçilerin de dize gelebileceği düşüncesine hakimler. Bu sayede Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı sivil toplum örgütleri, önlerinde ilk kez bir sivil kontra hareketin direncini bulacaktır. Karşılaşacakları bu sivil direnç, etkinliklerini sıfır noktasına çekecektir. Yetişkin ve yetişmekte olan gençlik, özüne uygun platformlarda kendisini ifade edebilecektir. Lobi'nin faaliyetleri, siyasi otorite grupları ile dış kaynaklı, işbirlikçi, sözde sivil toplum örgütlerinin bölücü ve yıkıcı girişimleri etkisiz kılınacaktır. Lobi'nin kontra direnci ile karşılaşan siyasi otorite grupları, doğal olarak Kemalist sivil "Lobi" ile işbirliğine yönelme zorunluluğu duyacaklardır. (Örneğin: benzer dış güç odakları arasında yer alan Mason locası ve Bilderberg grubu ile iş birlikçiliğe yönelinmesi gibi) Aksi halde halkla bütünleşmeleri mümkün olmayacaktır. Mevcut Medya yapılanması ise; Kemalist sivil "Lobi"nin faaliyetleri karşısında, çıkarlar adına, halkı siyasi otorite gruplarına yönlendirmeyi ve bütünleştirmeyi başaramayacaklardır.

Lobi'nin amacı

Ergenekon, 20. yüzyılın son dönemlerinde giderek sayıları artan, çalışmaları yoğunlaşarak geniş halk kitlelerini hedef alan ve Türk sivil toplum örgütleri ile bütünleşerek, siyasi otorite grupları üzerinde etkin baskı unsuru haline dönüşen yabancı ülkelerin sözde sivil toplum örgütleri, gerçekte siyasi ve emperyalist ideolojik çalışmaların örtüsü olarak kabul ediyor.

Yabancı ülkelerin Türkiye'de faaliyet gösteren Sivil Toplum Örgütlerinin amacı:

Türkiye Cumhuriyeti'ni etnik/fundamentalist/siyasal/ekonomik faktörlerinden yararlanarak; bölerek yıkmayı, başarılamaz ise de çıkarlara yönelik yönlendirmelerle bir anlamda yönetebilmeyi hedef aldığının belirtildiği raporda, ilk adımlarının kültürel ilişkiler düzeyinde atıldığı söz konusu kuruluşların bugün ulaştığı nokta, mevcut rejimi tümüyle kontrol altına alma aşamasına eriştiği gibi; ülkenin bölünmenin eşiğine getirilebilmiş olmasıyla da ne denli büyük sakıncalar yaratılabileceklerinin son 15 yılda yaşanılan olaylar ile ortaya çıktığına işaret ediliyor;

"Her birinin ardında görünen sözde vakıf kuruluşlarının finanse ettiği söz konusu sivil toplum örgütleri, bilindiği üzere, gerçekte ait oldukları ülkelerin hazine kasalarından karşılanan milyarlarca dolarla finanse edilmektedirler. Atacakları her adım ise; yine ait oldukları ülkelerin gizli istihbarat örgütlerinin son derece deneyimli araştırmacı teorisyenlerince planlanmaktadır. Türkiye'de faaliyet göstermekte olan yabancı sivil toplum örgütleri, kültürel, ekonomik, bilimsel ve siyasal olmak üzere her alanda her türden argümandan yararlanmaktadır. Yabancı sivil toplum örgütleri, Türk halkının demokratik haklarını kullanabilmek amacıyla kurdukları, sözde sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar, medya ve benzer faaliyetlerini de finanse ederek, kendilerine yerli işbirlikçiler oluşturmaktadırlar."

28 Şubat Ergenekon eseri

Rapor, "Milletlerarası pek çok anlaşmalar ve ait oldukları ülkelerin resmi misyonlarının koruma şemsiyesi altında rahatlıkla ve örtülü olarak "istihbarat", "provokasyon" ve "yıkıcı/bölücü faaliyetler" yürütebilen bu kurumların çeşitli alanlarda kendi ülke çıkarlarına uygun biçimde düzenledikleri raporlar, Türkiye'nin uluslararası platformlarda atacağı her adımın belirleyici etkeni haline gelmiştir" cümlesine yer verdikten sonra şöyle devam ediyor: "Siyasi otorite grupları, salt oy kaygısı ile —tarihsel süreç içinde— "tarikat liderleri" ile işbirliğine yönelmişlerdir. Cumhuriyet yasalarıyla men edilmiş olmasına karşın; dergâhların faaliyetlerine göz yummuşlardır. Çıkara dayalı bu sorumsuz tutum sonucunda ise; rejim karşıtı fundamentalist görüş iktidar olabilmiştir. Bu iktidara son veren koşulların oluşturulabilmesi için, büyük ve olağanüstü bir karşı çaba gereği doğmuş ve sonucunda dış ülke otoriteleri ile yerli işbirlikçilerinin tarih önünde "sivil darbe tezgâhı", "Türk Silahlı Kuvvetleri dayatması" olarak tanımlama cüretini gösterebildikleri 28 Şubat süreci yaşanmıştır.

Mafya siyasete hakim

Raporda, siyasi otorite gruplarının çıkarları adına MAFYA grupları oluşturduğu ve bu yolla pek çok devlet ihalesi, bankalar, stratejik öneme sahip enerji üretim tesislerinin yanı sıra; çeşitli üretim birimlerini adeta "ele geçirme" operasyonları sonrasında yandaş kartellerin eline geçtiği iddia edilerek, uyuşturucu, silah ve kumarın, her dönemde ve her grup tarafından finans kaynağı olarak kullanıldığına dikkat çekiliyor.

"Kamuoyunu etkileyen, yönlendiren ve biçimlendiren medya organları, ülke çıkarlarını hiçe sayarak, salt kendi çıkarlarına uygun hareket eden mekanizmalar haline

getirilmiştir. Direnenlerin ise; önüne çeşitli setler çekilerek ayakta kalıp varlıklarını sürdürmeleri olanaksız kılınmıştır. Türkiye'de 1995 yılından 1999 yılına değin oldukça kısa bir süreçte, küçük ama bağımsız tek bir yayınevi kalmamıştır. Çünkü medya kartelleri ile banka sektörü kitap yayıncılığına —üstelik kâr oranı çok düşük olmasına karşın— yönelmiş, her türlü düşünce üretimine bu yolla çok kolayca, zahmetsizce ve topluma hissettirilmeksizin sözde kültür hizmeti gerçekleştirilerek son verilmiştir. "Kemalist yazar yetişmiyor!

Raporun ilginç analizlerinden birisi de kuşak değişimi ile ilgili değerlendirmede karşımıza çıkıyor. 1950—1960 doğumluların ardından gelen kuşaklar arasında varlığından söz edilebilecek tek bir yazar yetişmemiş olması, faaliyetlerin ne denli sindirici, yok edici ve zararlı olduğunun en belirgin kanıtı olduğu belirtiliyor.

Finans kaynakları kurutulacak!

Türk sivil toplum örgütlerinin finans kaynaklarının, yabancı ortaklı karteller ve dış ülkelerin vakıf veya sivil toplum kuruluşları olduğu, derneklerden başlayarak vakıf ve sivil hareket örgütleniş biçimlerinin her aşamasında ülke dışı kaynaklarca finanse edildiği iddia edilen raporda, programlanan kamu örgütlenişinin, ulusal çıkarlara uygun olmasının beklenemeyeceği, "Lobi"nin göstereceği faaliyetler ile yukarıda işaret edilen alanlarda çok daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplayabileceği ve değerlendirme ile analizini gerçekleştirebileceği, kontra senaryolar üretilip, etkinlikler tasarlayarak uygulamaya koyulacağı, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabilecekleri anlatılıyor.

Gençler örgütleniyor

Bir çok kişinin Siyaset Meydanı ve Ateş Hattı programında Çağdaş, İlerici derneklere gidip gelen 1930'lu yıllardaki ideolojileri savunan gençlerin nerede yetiştiğini merak ettiklerini biliyorum. Raporun bu bölümü konuyu yeterince aydınlatacak doneleri veriyor: "Lobi, geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalarında özellikle gençlerin Kemalist ideoloji ve ülke çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı tasarlamaktadır. Dış ülke istihbarat örgütlerinin uzantıları olan kuruluşların, finans ve kontrolünde etkinlikler sergileyen, mevcut sivil toplum örgütlerinin ulusal çıkarlara aykırı faaliyetlerini sağlıklı biçimde belirleyerek bu faaliyetlerin kamuoyunu etkilemesinin önüne geçilmesini sağlamak için; gerekli önlemleri alıp kontra teori ve senaryolar üreterek uygulama alanları yaratılması ve yaşama geçirilmesini sağlayacaktır. Bir merkezde toplanacak olan bilgiler ışığında analiz ve değerlendirme yapacak, teori ve senaryolar üreterek, iletişim ve propaganda yoluyla ulusal çıkarlara aykırılıklar karşısında sivil direnç odakları oluşturacaktır."

Ergenekon holdingleşmek istiyor

Ergenekon, Lobi yapılanması ve tüm faaliyetleri mevcut hukuk platformu ile çerçevelemek istiyor. Örgütlenme, yapılanma ve faaliyetlerinde legal sınırlar içinde kalarak böylece temiz toplumun özlemi içindeki kamuoyunun, özlemini duyduğu, kendi yapısına uygun sivil toplum örgütlerine kavuşmuş olacağı düşünülüyor. Lobi'nin her girişimi kendi içinde oluşturulan hukuk birimi tarafından yasal koşullara uyumlu hale getiriliyor.

Lobi'nin Kemalist ideolojiye bağlılığı ve bağımsızlığı, kendi içinde uygulamaya koyacağı ticari faaliyetler ile sağlanacak. Lobi, çeşitli alanlarda kuracağı ticari şirketlerin faaliyetleriyle giderlerini karşılayacak, projelerini uygulama olanağına kavuşacak ve mevcut rejim karşıtı yapılanmaların oluşturduğu ekonomik güçlerin faaliyet gösterdikleri alanlarda rekabete yönelerek, ülke ekonomisinin rejim karşıtı güçlerin denetim ve kontrolüne geçirilmesi çabalarına engel olacak.

Lobi, tasarım, girişim ve uygulamalarında toplumun temiz toplum özlemi arayışına örnek sivil toplum örgütlenmelerinin oluşturulmasında önderlik edecek. Girişimlerinin mevcut anayasal düzenin kurallarına uygunluğu ilkesi ön planda tutulacak. Sivil toplum örgütlerinin ulusal çıkarlara uygun tepkisel eylemlerde bulunması sağlanacak ve kitlesel tepkiler organize edilerek kontrolde tutulması sağlanacak. İşlev ve misyonunu tamamlamış çeşitli işçi sendikalarının, sivil toplum örgütlerinden etkilenmeleri sağlanarak, mevcut sendikaların tepkisel ve kitlesel eylemlerinin endirekt metodlarla yönlendirilmesi sağlanacak.

Lobi, prensip olarak hiçbir zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içinde yer almamaya titizlikle riayet etmek istiyor. Oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalmaya çalışıyor. Aynı şekilde ticari ve kültürel faaliyetlerde de doğrudan doğruya girişim ve etkinlikler içinde yer almayıp, tüm faaliyet alanlarında organizasyon çatısı altında oluşturduğu kuruluş ve örgütleri amaçları doğrultusunda harekete geçiren bir mekanizma olarak kalmaya özen göstermeyi planlıyor. Ekonomi ön planda

Ergenekon'un yeni yapılanmasında ekonomik faaliyetlere verilen önem hemen dikkat çekiyor. Günümüz dünyasında tüm güçler ekonomik güçten kaynaklanan hareket ve yaptırım gücü elde edebilmektedir. Bu nedenle amaçlanan girişimlerin uygulanabilmesi ve sonuca ulaşılabilmesi için, ekonomik faaliyetler ön planda tutulmalıdır. Lobinin amaçlarından saptırılmaması için, ekonomik olarak güçlü olabilmesi esastır. Faaliyete geçirilmesi planlanan Lobi, öncelikle ticari şirketler aracılığı ile ekonomik güç kazanmalı, ardından kuracağı vakıf ile de ekonomik gücünü artırma çalışmalarına yönelmelidir. Bilginin para kaynağına dönüşebilirliği gözden kaçırılmamalı, mevcut istihbarat birikimlerinden ekonomik güç elde edebilmek için yararlanılmalıdır.

Vakıfları vakıflarla durdur!

Mevcut pek çok sivil toplum örgütü ile çeşitli alanlarda faaliyet gösteren pek çok vakıf bulunmakta. Ergenekon, bunların finans kaynakları ve amaçlarını saptayıp kontra faaliyetler ile önlerinde güçlü dirençler oluşturmayı tasarlıyor. Mevcut sendikaların yönetim kadrolarının ilişkiler ağı yeniden gözden geçirilerek, siyasi ve ekonomik güç odaklarıyla ilintileri ele alınacak, tabanları bu ilişkiler hakkında bilgilendirilerek, işçi kitleleri üzerindeki etkinlikleri kırılıp güçleri zayıflatılacak.

Ergenekon'a göre ülke ekonomisini elinde tutan ve kişisel çıkarları adına ulusal çıkarları hiçe sayabilen, çok uluslu şirketler ile ortakları olan güçlü holdinglerin faaliyetleri kontrol altına alınmalıdır. Bu türden holdinglerin faaliyet ve planlamaları hakkında istihbarat sağlanmalı, engelleyici kontra önlemler üretilmeli ve uygulamaya konulmalıdır. Gereğinde bu holdinglerin ihtiyaçlarına cevap verecek ticari şirketler kurularak, müşterek ilişkiler geliştirilmeli ve işbirliği içinde olunmalıdır. İnsan kaynaklarına dayalı ticari bir danışmanlık ve hizmet şirketi kurularak, güçlü ticari kuruluşlarda kadrolaşma sağlanabilmelidir. Yine aynı amaçla bir güvenlik şirketi kurularak, işadamlarının güvenliği sağlanabilmeli ve böylece her alanda kadrolaşma gerçekleştirilebilmelidir. Mafya grupları tümüyle yeniden gözden geçirilmeli, deneyimli mevcut grupların karşısında yeni ve güçlü bir grup oluşturularak, denetim ve kontrol altına alınmaları sağlanmalıdır. Lobi, çalışmalarında medya kuruluşları ile doğrudan temasta bulunmamaya azami özen göstermelidir. Daha çok organizasyonun şemsiyesi altında yer alacak sivil toplum örgütleri ile vakıfların faaliyetleri doğrultusunda bağlantı kurdurulması sağlanmalıdır.

Ergenekon'un Lobi çalışmasının etraflıca anlatıldığı raporda altı çizilen bir konu da Lobi'nin prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içinde yer almaması ve tümüyle yasal düzenleme içinde hareket etmesi, toplumsal prensiplere saygılı olması, örnek bir sivil toplum kuruluşu olarak, siyasetten tümüyle uzak bir yapı olarak faaliyet göstermesi.

Emir ve tensiplerinize...

Raporun sonuç ve önerilerin yer aldığı son kısmında ilginç bir hitap tarzı dikkat çekiyor: 'Emir ve tensiplerinize sunulan bu çalışma' dendikten sonra rapora masonik Bilderberg örgütü, Alman Nazi örgütlenmesi, İngiliz İstihbaratının örtülü örgütlenme modelleri ve bazı Avrupa ülkelerinin sivil toplum örgütlenişleri ile Doğu kaynaklı bazı istihbarat ve siyasal örgütlenmelerinin kaynaklık ettiği kaydediliyor

Türkiye'nin Efendileri'nin durmayacağını, dahada ileri gitmek istediğini raporun şu son cümlesi çok net ortaya koyuyor: "Geleceğin dünyasında "sanal ortam" büyük önem ifade edecek olmakla birlikte, katı gerçekler belirleyici ve sonuçlandırıcı unsurlar olmaya devam edecektir.

Ergenekon'un Lobi adını verdiğimiz örgütsel organizasyonun faaliyetlerine önümüzdeki zaman dilimi içinde çok daha fazla gereksinimi olacağı görüşünde haddimizin sınırlarını zorlayan ısrarcılıktaki ifade ve işaretlerimizin amacı, konunun öneminden kaynaklanmaktadır."

ORGANİZASYON PLANI

9 departmandan oluşan Lobi'nin organizasyon planı, aşağıdaki birimlerden oluşmaktadır: Departmanlar, Ergenekon tarafından örgütün merkez üyeliğine atanmış güvenilir yöneticiye doğrudan bağlı olarak yönetilecek. Beş sivil yönetici personelin Ergenekon ile teması ise; atanmış ve güvenilir iki sivil personel ile sağlanacaktır. Departman başkanları merkezdeki beş yönetici tarafından seçilecek ve yönlendirilecektir.

1. MERKEZ

Lobi'nin merkezden görev alması için, Ergenekon tarafından atanmış güvenilir beş sivil yönetici bulunacaktır. Yönetici personelin görevi elde edilen veriler ışığında organizasyonu gizlilik prensiplerine sadık kalarak sağlıklı biçimde yönetmek olduğu kadar, her alanda gelişim ve tekniğini de artırmaktadır. Bunun yanısıra, birimlerin oluşturulması ve birimlerin sağlıklı, düzenli ve etkin biçimde işleyişini sağlamaktır.

2. ARAŞTIRMA VE BİLGİ TOPLAMA

Araştırma ve Bilgi Toplama Departmanı, merkez üyelerince seçilmiş bir başkan ve on kişilik bir yardımcı kadrodan oluşmaktadır. Lobi'nin amaçları doğrultusunda istihbarat verileri toplamak, arşivlemek ve merkeze sunmaktır.

3. ANALİZ VE DEĞERLENDİRME

Analiz ve Değerlendirme Departmanı, bir başkan ve beş kişilik yardımcı bir kadrodan oluşmaktadır. Elde edilen istihbarat verilerinin analiz raporlarının hazırlanması çalışmalarını yürütmekle sorumludur.

4. FİNANS VE TİCARET

Finans ve Ticaret Departmanı, bir başkan ve altı kişilik yardımcı personelden oluşmaktadır. Ticari koşulları yakından izlemek, ticari faaliyet ve yardım alanlarının belirlenmesi çalışmalarının yürütülmesinden sorumludur. Ayrıca, ülkenin içinde bulunduğu ticari ve ekonomik koşulların belirlenmesi çalışmalarını yürütür. Bu birimin başkanı örgütün ticari şirketlerinin kuruluş, organizasyon ve denetimini kontrol eder.

5. KÜLTÜR VE BİLİM

Kültür ve Bilim Departmanı, bir başkan ve altı yardımcı personelden oluşmaktadır. Bilimsel ve kültürel gelişmeleri yakından izlemek ve yararlanılabilecek alanların tespiti çalışmalarını gerçekleştirir. Kültürel ve bilimsel faaliyetlerde bulunarak kamuoyunu ulusal çıkarlar doğrultusunda aydınlatıp yönlendirme çalışmalarını yürütür. Ülke çıkarlarına aykırı kültürel faaliyetleri tespit eder ve karşı argüman üreterek kamuoyunu ve sivil toplum kuruluşlarını karşı bilinçlendirme ile gereğinde karşı eylemlere yöneltir.

6. TEORİ VE SENARYO

Teori ve Senaryo Departmanı, bir başkan ve beş senaristten oluşmaktadır. Bu departmanın görevi, ihtiyaç duyulması halinde elde edilen analiz raporlarından yararlanarak kontra teori ve senaryolar üretmektir. Ulusal çıkarlara aykırı teori ve senaryoların çürütülmesinde belirleyici rol oynar. Uygulamaya konulması düşünülen senaryoların sağlıklı sonuçlara ulaşmasını sağlamak amacı ile, karşılaşılacak kontra senaryoları belirleyerek önlem alınmasını sağlar.Kültürel, bilimsel senaryo kurguları ile kamuoyunun ajite edilmesinin önüne geçecek argümanlar üretir. Medya kuruluşlarını yönlendirme çalışmalarına katkıda bulunur.

Şeklinde biten yazı olrduğu, şüpheli bu yazıdan haberinin olmadığını beyan etmiştir.

Ayrıca şüphelinin bilgisayarından,

MESUT YILMAZ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI´NDAKİ GİZLİ GÜCÜNÜ KULLANDI MI?...KOMPLO İÇİNDE KOMPLO!

14 Mayıs 2002 tarihinde Milliyet gazetesinde Tuncay Özkan imzasıyla yeralan “komplo” başlıklı haberle Türk kamuoyunun gündemine gelen Abdurrahman Yakupreisoğlu'nun 1999 yılında yaşadığı bir dizi gelişme sonucunda ciddi bir "polis travması" geçirdiği belirlendi. İnternet yayıncılığı yapan, DigiMedya'ya Yakupreisoğlu ile ilgili bilgi veren çok özel kaynaklar, 1999 yılında yaşanılanlara ilişkin şunları anlattılar: "Abdurrahman Yakupreisoğlu, esasen işletme mezunu, diğer kardeşleri yasal işlerle uğraşan güçlü bir aileye mensup, yaklaşık 20 yıl mali müşavirlik yapmış bir insandır... Tutuklanması, Trabzon limanında yapılan bir hayali ihracat olayı nedeniyledir... Bu tutuklama sonrasında, o dönem bazı yetkililere toplam 100 bin Dolar vererek kurtulmayı denemiştir... Bu olayla ilgili soruşturmalar sürerken, 1999 yılının mayıs ayında, Acıbademde'deki yazıhanesine kendilerinin polis olduğunu belirten üç kişi gelmiş, Trabzon'da vermiş olduğu 100 bin dolara ek olarak 50 bin dolar daha vermesi gerektiğini söylemişlerdir... Yakupreisoğlu, bu isteğe karşı çıkınca, bu üç kişi tarafından feci şekilde dövülmüştür... Dövdükleri şahsın öldüğünü sanan bu kişiler, Yakupreisoğlu'nu, üçüncü kattaki yazıhanesinden aşağıya atmışlardır... Fakat Abdurrahman Yakupreisoğlu kaldırıldığı hastanede kurtarılmış, her yeri kırıldığı için bir çok kemiğine platin takılmış, aynı yıl Bayrampaşa Cezaevi'ne konulmasına karşın, cezaevi yaşamı, sürekli kanayan yaraları nedeniyle Bayrampaşa Cezaevi Reviri'nde geçmiştir... Olaya adı karışan üç polis, aynı dönemde yargılanmış, sahte kimlik ve irtikap suçlarından mahküm olmuşlardır..." Abdurrahman Yakupreisoğlu'nun mali müşavirlik döneminde düzenlediği evraklar nedeniyle, pek çok büyük sermaye grubunun hayali ihracat vakalarını çok iyi bildiğini, bu nedenle, İzmir'de vermiş olduğu ifadelerin çok önemle dikkate alınması gerektiğini de belirten kaynaklar, " Yakupreisoğlu'da, 1999 yılında yaşadığı ve pek çok polisin adının karıştığı olaylar

nedeniyle büyük bir polis korkusu vardır... Bir çeşit travma yaşamaktadır... Bu nedenle, polise alındığı anda, ne denirse onu imzalar, herşeyi, sadece polisin elinden kurtulabilmek için kabul eder... Bu nedenle, İzmir'de verdiği ifadeleri, İstanbul'da küçük bir baskı sonucunda reddetmesi çok normaldir...Fakat STAR yazarına ulaştırdığı mektup poliste verdiği ifadeden çok daha önemlidir..."dediler.

Avrupa Birliği'nin Ankara Temsilcisi Karen Fogg'un gizli e-mail yazışmalarını ortaya çıkararak kamuoyunda fırtınalar yaratan, İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in kontrolündeki AYDINLIK dergisi, Mesut-Turgut Yılmaz kardeşlerin adının karıştığı bir skandalın giderek bir "hükümet komplosuna" dönüştüğünü ileri sürdü. Milliyet gazetesinin 14 Mayıs 2002 tarihinde, Tuncay Özkan imzalı KOMPLO manşetiyle çıktığını hatırlatan dergi, "Balina Operasyonu sanıklarından Abdurrahman Yakupreisoğlu, 16 ay önce İzmir'dei verdiği ifadede, Mesut-Turgut Yılmaz aleyhine konuşması için zorlanmıştı. "Zorla" verdiği "ek ifade" deavletin kurumlarından gizlenmişti! Aynı gün, Kanal D'de Yakupreisoğlu'nun sorgu kaseti yayınlandı. Ertesi gün kampanyaya SABAH Gazetesi de katıldı" denildi. Yılmaz'ın iddiası ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, Milliyet'te haberin yayınlandığı gün jandarma, polis ve savcıları suçlamasına da dikkat çeken dergi, bu gelişmelerin öncesini şöyle aktardı: "26 Nisan 2002 tarihinde yapılan son MGK toplantısına, "çıkar amaçlı suç örgütleri ve organize suçlarla" ilgili kapsamlı bir dosya sunuldu. Cumhuriyet tarihinin en büyük hayali ihracat operasyonu olan Örümcek Ağı'yla ortaya çıkarılan gerçekler de dosyada yer aldı. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 16 Mayıs'ta partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında, "Örümcek Ağı soruşturmasıyla ortaya çıkarılan Maliye müfettişleri ve Hesap Uzmanları'nın incelemeleriyle kanıtlanan, Turgut Yılmaz'ın hayali ihracatı 26 Nisan 2002 günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşüldü" dedi. Perinçek, Turgut Yılmaz'ın, GSD adlı şirketi hakkında dört yönlü; gümrük, kambiyo, kara para ve vergi mevzuatı açısından soruşturma başlatıldığını, "KOMPLO" tezgahının bunun üzerine yapıldığını açıkladı" dedi. "Komplo başlıyor" AYDINLIK, bu gelişme üzerine, nisan ayında, Mesut Yılmaz'ın bazı üst düzey emniyet yetkilileriyle konuşarak, yeni bir "komplo"nun başladığını savundu: " 28 Nisan'da Balina Operasyonu sanıklarından Abdurrahman Yakupreisoğlu, İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından gözaltına alındı. (...) Saçan'ın yaptığı yeni sorgulamanın amacı, bu ifadeleri değiştirmekti. İstanbul emniyetinde sorguyu bizzat yapan Adil Serdar Saçan, Yakupreisoğlu'nun daha sonra çıkarıldığı DGM'de belirttiğine göre, yalan ifade düzenledi ve imzalattı." Adil Serdar Saçan'ın, baskıyla aldığı ifadeyi Milliyet ve Kanal D'ye verdiğini de savunan dergi, böylece ortada olan bir suçun ört-bas edilmesi operasyonuna bazı basın-yayın organlarının da karıştırıldığını ileri sürdü. Doğu Perinçek, "Adil Serdar Saçan, Kanal D'ye verdiği sorgu kasetini DGM'ye vermemişti. Böylece Saçan'ın polis memuru olmaktan önce, Yılmazlar'ın memuru olduğu bir kez daha kanıtlandı" diyordu. Dergi, Yakupreisoğlu'nun, STAR Gazetesi yazarı Saygı Öztürk'e gönderdiği mektupta, İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın "ölüm t ehditiyle kendisinden ifade aldığını" belirtti.

Şüpheli Erol MÜTERCİMLER’ in İlimiz Kadıköy İlçesi Göztepe Mahallesi Server İskit Sokak No:2/18 sayılı adresinden elde edilen, 81 numara ile numarandırılan disketin yapılan incelemesinde;

“senaryo.doc” isimli dosya içeriğinde

1-Derin Devlet yapısı

2- Kahraman....TV programcısı....Yakup Cemil (teşkilatı mahsusa)

3- Sevgilisi medya grubunda çalışan gazeteci kız, Banu. Babası emekli albay Mitçi, emekli olurken öldürülecek. Albay Talat bu örgüte üye... Örgüt uykuda...uyandırılması gerekiyor, büyük tehlike var. BOP, PKK- Kürdistan-Ermeni (11, 13 veya 17 kişi, numeraloji, düşün)

4-Bu örgüt üyeleri uykudayken babadan oğula devrediliyor. Uyandıran oğullar olacak, aktifleşmek için dışardan üyeler alınacak. Aynı zamanda faaliyetler için finans bulunması tartışmaya açılıyor, finans gizlenmiş, dizini ortalarına doğru ekrandaki olaylardan hissedecek (finans kaynakları bir kısmı örtülü ödenekten, bir kısmı devlet ihalelerinden komisyon, altın olarak olarak depolanmış, özel bankalar kurdurtulacak ve boşaltılacak. Örgütün eski yıllara ait toplantılarında görüntüler. 1955, 6-7 Eylül olayları, örgüt toplantılarında alınan kararlar birisi,

5- Banu babası öldürülünce örgüte girmek istiyor. Banu iki kardeşten birisidir, erkek olan üsteğmenken PKK tarafından öldürülüyor. Öteki erkek coçuk Amerika’da Bill Gates şirketinde bilgisayar mühendisi olarak çalışıyor, aynı zamanda hacker, babası öldürülene kadar Türkiyeyi aşağılayan, halkı ile alay eden, babası ile çatısıp küsmüş olan bir karakterdir.

6-Banu araştırıp önüne koysun. Gazeteci çocuk önce haberdar olmayacak, bir süre sonra haberdar olacak. Banu babasının öldürüldüğü trafik ışıklarında garip bir adam görüyor, aynı adamı evdeki çay götürmesi sırasında evinde görüyor. Toplantılarda o adam da var. Evdeki toplantılarda üstteğmen bulunuyor. Çayları üstteğmen alıyor, içeri sokmuyor. Banunun kaşkollu adam dikkatini çeker. Bu adam babasının öldürüldüğü yerdeki adamdır. Yurtdışı gizli örgütleri tarafından satın alınmıştır.

7- Banu kaşkollu adamı Yakup Cemile anlatır. Ancak evdeki toplantı konusunda yalan söyler. Buna karşın görmüş olduğu sembolü YC’ye tarif eder. YC de gizli örgütlerle ilgili araştırma yapıyor. Evde sembomler kitabı vardır. Atkıdaki bu sembolü Banu ile araştırırlar. YC Banunun ısrarı üzerine bu sembolü kitaptan araştırır ama onu komplo teorisyeni olmakla suçlar.

8- Ölen üsteğmen Kemal’in bir defterini mayına basıp sakat kalmış olan ve ordudan emekli edilen sınıf arkadaşı Murat getirir. Banu defteri karıştırıken yine farklı sembollere ve anlatım tarzına rastlar. Bir kaç sayfa sonra, babasıyla kardeşinin ait oldukları örgütü ordan öğrenir. Ancak ne yapacağını şaşırır. YC’ye bundan söz etmeme kararı alır. Ama bir yandan da babasının kim tarafından öldürüldüğünü merak eder. Annesi Banu 28 yaşında annesi o 15 yaşındayken ölmüş.

9- Banu Kemalle konuşup onun ne bilip bilmediğini sorgular. Öğrenebildiği tek şey, Kemalin kısa bir süre sonra Muratı çok özel bir toplantıya davet edeceğini ve kutsal bir amaç için bir örgüte gireceğini söylemesidir. Banu ile Murat bu konuda konuşmamak için birbilerine söz verirler.

10- Yan öykü: Muratın sakat kalışı, iş arama serüveni başka çarpıcı olaylar yaşanışı anlatılacak. Harp Okuluna girdiğinde sözlüsünden ayrılmış olacak. Doğuda görevdeyken bir eşraf kızıyla evlensin. Kız Akdeniz Hummasıdır, ancak bu Murata söylenmemiştir. Gerdek gecesi problem yaşanır, sonra boşanırlar. Murat İstanbula dönünce ağır depresyon geçirir, ailevi sorunları olur. Bu sırada daha önce ayrılmış olduğu sözlüsü psikiyatr olmuştur. Muratı arar konuşurlar ama ancak biraraya gelmezler. Murat bir iki iş arama denemesi başarısızlıkla sonuçlanır. Ama son başvurduğu hızlı taşımacüılık yapan şirketin insan kaynakları müdürü, asteğmen kardeşini güneydoğuda kaybetmiş bir genç kadındır. 7 yabancı dili (4 Türk lehçesi bilen) mükemmel konuşan Murat’a iş bulur.

11-Banu’nun ABD’deki kardeşi Levent babalarının gömüldüğü akşam ablasıyla hem babasıyla olan ilişkisi hem de ülke sorunlarına bakışlarındaki farklılık nedeniyle çok ağır bir tartışmaya girerler. Banu babasının etkisiyle çok açık biçimde yurtsever yanı ağır basan klasik ulusalcı diyaloglara sahiptir (ara verilecek). Levent ise bunların modası geçmiş, konuşmalar olduğunu küreselleşme, YDD çizgisinde jargon kullanan diyalogları olacak. Vahşi kapitalizmi savunacak. Babaları 13 Eylül 2003’te (numeralojik tarih koy, örgüte mesaj olan bir tarih koy) öldürülsün. Tartışmalar 15 Eylül 2003 akşamı oluyor. Bu sırada kafası karışık Amerikada olan olaylar sonucunda 11 Eylül saldırısının Amerikan derin devleti tarafından yapıldığını duyuyor ama üzerinde durmuyor, işleri kötü gitsin, Amerikalı Jane ile evliliği de kötü gitsin. Hackerlık yapmak hobisi, geceleri hackerlık yaparken, FBI veya Pentagon dosyalarına giriyor ve Aynanın Arkası Şubat 2005’te gösterilen Pentagon fotoğraflar görüyor. Kafası dalgalı, ABD’de işler kötü, Evlilik kötü (karısı boynuzlatıyor, o kültüre ait soğuma vurguları, doğu Batı çelişkileri, İslam ve Türk olarak Amerika’da yaşaması zorlaşsın, bu da 11 Eylül’le bağlantılı, 11 Eylüle olan ilgisiniğ arttırıyor). Şubat 2005’te Türkiye’ye geliyor, Banu YC ve Levent Habertürk izlerken, birden karşılarında 11 Eylül görüntüleri beliriyor. Gizli dosyalarda görünen görüntüleri merak ediyor, araştırıyor, programa ulaşıyor. Bu olayla Şubat 2005’ten sonra Türkiye’ye dönmeye karar veriyor ve Levent geliyor. Banu ile ilişkileri düzeliyor. Ergenekon örgütünün lideri Genelkurmay istihbaratından emekli Korgeneral Turan bey (Turk Silikon Vadisi şirketinin yönetim kurulu başkanı) Leventle La Bohemi (şirketin sponsorluğunda) izlemeye gitsin, Banu aracılığı ile bilet ulaştırıyor. İş teklifi yapacak. Asıl niyet Ergenekona almak. La Bohemden çıkınca bir bara gitsinler, Leventin dünyaya bakışıyla ilgili sorguluyorlar. Kazanılabilir olduğunu görüyorlar. Leventin kafası halen karışık, çelişkide.

12- YC TV programcısı 35 yaşında ve yapmış olduğu bir programdan dolayı ödül kazanmıştır. Ödül töreninin yapıldığı akşam albay Talatın da emeklilik törenin yapıldığı akşamdır. Bu nedenle Banu babasının törenindedir. 13 Şubat 2003 saat 18:00’de Suadiye’de hayal meyal seçebildiği atkılı adam ve cinayet. Çapraz ateş 2 kişi. YC bu törende çok etkilenir. ‘Bundan sonraki meslek yaşantımda, toplumu ilgilendiren sorunları araştırıp, ekrana getirmeye söz veriyorum’.

13-YC karakterinin avantaji şudur: haftada bir program yapan bir televizyoncu olmuş olması nedeniyle, Türkiye ve dünya olaylarını hem arşivlerde araştırıp, hem de günümüzde olanları ekrana getirme şansına sahiptir. Bu nedenle dizinin izleyicisi çok dinamik olarak, kendisinin de içinde yaşadığı aynı haftanın olayını da önemli siyasi sosyal ya da eknomik olayın gizli kalmış yönlerini de YC kişiliğinde öğrenmektedir. Önemli not: mafya, istihbarat örgütü, Irak Suriye olayları, Gizli örgütler, gibi konularda her hafta onun programından görüntüler izleyeceğiz.

14- YC ile Banu birbirine ilgisi olan ama henüz sevgili boyutunda ilişkisi olmayan iki kişidir. Banu babasının öldürülmesi konusunda yardım istemesi sırasında ilişkileri başlayacak.

15- YC ve Banu bu cinayetin sır perdesini aralamaya çalışırken, derin devlet denen olguyla karşılaşacaklar. YC’nin araştırmalarında Türkiye’deki askeri darbeler, gençlik hareketleri, sendikalar, sağ-sol örgütler ve yabancı bağlantıları, Nato-P2 bağlantıları.

16-Ergenekon adını verdiğimiz örgüt yanlızca emekli subayların yer aldığı subayların yer aldığı bir örgüt değil, içinde işadamı, bankacı, gazeteci, doktor, akademisyen, emekli MIT ve emniyet mensublarının yer aldığı ve yer alacağı.

17-Mit içinden bir grup, kompartman Ergenekonun uyanışının istihbaratını alıyor. Bu hücrenin içinde Ergenekonun kösteği Kenan onlar izlerken o da MİT’i izler Turan beye bilgi verir. Kenan Mossad ve Mit arasında bağlantıdadır. CIA’e ve Mossad çift taraflı çalıştığı izlenimi verir, ama koyu Türkçüdür. CIA’in üstündeki gizli bir örgüt Ergenekonu farkeder. Talat beyi öldürür. Talat beyin kim tarafından öldürüldüğünü net olarak anlamaz. Ama kafalarında bir dış bağlantı imajı yerleşecektir.

18-Mahir Çayanların maltepeden kaçması, M. Ali Ağca’nın Kartal cezaevinden kaçmaları. Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Barış Gönüllüleri, Dev Gençin Amerikalıları denize dökmesi. 15-16 Haziran işçi olayları, Nihat Erimin öldürülmesi, Memduh Ünlütürk cinayetleri. 24 Ocak kararları, Banker Kastelli skandalı. 12 Mart, 12 Eylül, 27 Mayıs. Cumhuriyet tarihini tümü...Kahramanlar bu bağlantıların bir kısmını çözebilecek.

19.Mind Control meselesi ve bunla ilgili yapılan seanslar. Ergenekon çok güçlü Hasan Sabbahtan gelme özel hiç bilinmeyen halüsinojenlerle zihin kontrolü yapan bir örgüt. Sağlamlığı ve insanların satın alınaması ordan geliyor.

Yeklindeki yazıları senaryo olarak yazmış olması da ERGENEKON u bildiğini ve propagandasının yapıldığı senoryoları yazmak suretiyle örgütün propagandasını yaptığı anlaşılmaktadır.

Şüpheli Erol MÜTERCİMLER’ in dosya kapsamındaki diğer şahıslarla yapmış olduğu görüşmelere bakıldığında,

1 Coşkun UMUR 1

2 Durmuş Ali ÖZOĞLU 39

3 Doğu PERİNÇEK 3

4 Erbay ÇOLAKOĞLU 1

5 Ercüment OVALI 47

6 Emin GÜRSES 66

7 Güler KÖMÜRCÜ 364

8 Gürbüz ÇAPAN 155

9 Habib Ümit SAYIN 326

10 Halil Behiç GÜRCİHAN 4

11 Hatice BAHTİYAR 38

12 Halis Yavuz IŞIKLAR 28

13 Hüseyin Vural VURAL 32

14 Halil Kemal GÜRÜZ 1

15 Hasan Ataman YILDIRIM 7

16 İlyas ÇINAR 13

17 Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU 2

18 Mehmet Şener ERUYGUR 14

19 Mustafa Ali BALBAY 18

20 Sinan Aydın AYGÜN 126

21 Ahmet Tuncay ÖZKAN 15

22 Ümit OĞUZTAN 12

23 Vedat YENERER 43

24 Veli KÜÇÜK 152

25 Yalçın KÜÇÜK 3

26 Adnan TÜRKKAN 1

27 Evrim BAYKARA 13

28 Merdan YANARDAĞ 1

Örgüt üyeleriyle yoğun irtibatlarının bulunduğu. Savunmasında birkaç kez görüştüm dediği kişelerle yüzlerce görüşme yapmasından da örgütsel konumunu gizlemeye çalıştığı anlaşılmıştır.

e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi Her ne kadar şüpheli Erol MÜRTERCİMLER ‘in aşama beyanlarında Ergenekon Silahlı Terör Örgütüüyesi olmadığını, bu örgütle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını belirtmiş ise de;

ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlarını bilebilecek konumda olduğu ve bu sebeple de ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amacına hizmet etmek için şüphelilerden Tuncay ÖZKAN, Gürbüz ÇAPAN, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Sabih KANADOĞLU, Hüseyin Vural VURAL, Sinan AYGÜN ve Veli Küçük ile sürekli irtibatlı oldukları belirlenmiştir.

Şüpheli Emin GÜRSES 22.01.2008 tarihli görüşmesinde EROL MÜTERCİMLER’ in, VELİ Küçük' ün gözaltına alınmasını kendisine sorduğunu, akabindeki görüşmede kendisinin bilgi almak için YAKAN C. isimli Kıbrıs Türk Konfederasyonları Başkanı' nın sekreteri ile bu konuyu görüştüğünü söylemiştir.

Şüpheli savcılık beyanlarında kendisine ERGENEKON la alakalı sorular sorulduğunda ısrarla Memduh Ü.’ün ERGENEKON sağcıları da solcuları da kullandı ve misyonu tamamlandı diyerek örgütün aktif olmadığını belirterek, ek ifadesinde de yine aynı cümleleri kullanmak suretiyle ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gerçek vasıflarını gizlemeye çalışmıştır. Şüphelinin bilgisayarından ERGENEKON ve Lobi dökümanları ile ayrıntılı olarak ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yapılanmasını detaylı olarak anlatan (yukarıda ayrıntıları bulunan) uzun bir yazının çıkmıştır. Yazı içeriğinde ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN detaylı olarak anlatıldığı,

Şüpheli beyanında Memduh Ü.’ün ERGENEKON’ u yapan kişilerin yaşlandığını ve içindeki kişilerin öldüğünü, hiç bir yazılı belgesinin bulunmadığını ve her türlü şeyin imha edildiğini söylediğini, söyleşiden çıkardığı sonucun NATO da olan GLADYO yapılanmasının birebir aynısını Türkiye de ERGENEKON adı altında yapılandığı şeklinde olduğunu, daha sonra bu konu ile ilgili hiç bir şey duymadığını, Memduh ÜNLÜTÜRK’ ün ERGENEKON’ a giren kişilerin vatana ihanet değil, hizmet etmeye çalıştıklarını anlattığını ifade etmiştir.

CAN DÜNDAR VE CELAL KAZDAĞLI nın yazmış olduğu bilgilerin ile şüphelinin beyanları ile örtüştüğü, ancak bilgilerin eksik olduğu kitaptaki metinden sorulduğunda kitapta anlatılanların kendi ağzından çıkan şeyler olup eksik bir şey olmadığını; kitabın 2. Baskısında 73. sayfasının adının ERGENEKON olduğu yazılı,

79. Sayfasında "tam 13 yıldır bu konu üzerinde araştırma yapan EROL MÜTERCİMLER sonunda ilginç bir örgüt ile karşılaştığını söylüyor", MÜTERCİM’lere göre ülkeyi darbeye sürükleyen ve bu gün çete diye anılan örgütün gerçek adı ERGENEKON ve bu ismi Memduh Ü.' ten öğrendiğinde anlayamadığını, Memduh Ü.’ e göre ERGENEKON adlı üst örgütün olduğu, yıllar sonra kendisinin de içinde yer aldığı bir Vatanseverler örgütünün ayrıntılarını anlatıyordu. "MÜTERCİMLER başta dinlediklerine inanamadı. Memduh ÜNLÜTÜRK paşa kendisininde ERGENEKON içinde olduğunu söyledi."

Bu husus kendisine sorulduğunda, doğrudur kendisi bana ERGENEKON un daha sonradan içinde yer aldığını söyledi “ERGENEKON Genel Kurmayın da, hükümetlerin de, bürokrasinin de her kesin üstünde bir örgüttür. Yasa ile falan kurulmuş değildir. 27 Mayıs darbesinden sonra Cihar PENTOGAN tarafından kurulmuş, bunun içinde bulunan insanlar buraya hizmet eden insanlardır. Ama bunlar vatana ihanet olsun diye ihanet etmezler. Biz vatanı kurtarıyoruz. Vatana yararımız dokunuyor." diye yer almışlardır, Özellikle Amerika da Kontr Gerilla eğitimi almış Generallerin bir bölümü yeri geldiğinde Kontr Gerillanın içinde yer alır” dediğini, beyan ettiği halde ısrarla savunmasında bu hususları anlatmadığı müşahade edilmiştir.

Yine şüphelinin beyanında ayrıntılarını söylemediği ancak bahsi geçen kitaptaki beyanlarına bakıldığında, "bunun içinde Subaylar var, emniyetçiler var, profesörler var, gazeteciler var, iş adamları var, sıradan insanlar var bu gün çeteler dediğimiz bu küçük birimler var ya işte bu birimler ERGENEKON un içindeki birer bölüm birer parça, adını saydığımız kişilerde ERGENEKON adı verilen bu üst örgüt tarafından kullanılan tetikçilerdir.” şeklindeki beyanların kitapta yer almasına rağmen şüphelinin “Şu an içinde ben ERGENEKON un varlığına inanmıyorum. Geçmişte kalmış bir örgüt olarak düşünüyorum. Şimdi çeteleşmeler olduğunu ısrarla söylüyorum. Çetelerin de darbe yapacağına ihtimal vermiyorum .” diyerek ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN varlığını inkar ederek gizlemeye çalıştığı görülmektedir.

Ancak 1997 yılında söylediği sözlerin kitaplarda yer aldığı zamana bakıldığında 28 Şubat sürecinin en hızlı olduğu dönemde yaptığı ERGENEKON açıklamalarıyla o tarihlerde örgütün güçlü olduğu ve her zaman istediğini yapabileceği şeklinde örgütün propagandasına yönelik beyanlar olduğu anlaşılmaktadır.

Örgütün içinde bulunduğunu söylediği Subaylar, emniyetçiler, profesörler, gazeteciler ve iş adamlarının tarifi ile soruşturmamıza konu iddianamede yer alan sanıkların profillerinin birebir örtüştüğü, hatta çeteler var demesinden de halen yargılaması devam eden çıkar amaçlı suç örgütü liderlerinin ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MAFYANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) çerçevesinde organize edildiği ve halen de bu irtibatların devam ettiği, çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten yargılanan Semih Tufan GÜLALTAY’la Türk ordusunun en üst kademelerinde KOMUTAN OLARAK görev yapmış örgütün üst düzey yöneticisi konumunda olan Mehmet Şener ERUYGUR ve Ahmet Hurşit TOLON’un birlikte gizli toplantılar yapması hususlarının buna örnek teşkil ettiği anlaşılmaktadır.

Şüphelinin; “Darbe yapılması için mutlaka provakatörlere ihtiyaç olduğunu biliyorum. Bu provakatörlerinde değişik zamanlarda darbe sonucu bir makam ve köşe kapmak için bu işlere girdiklerini düşünüyorum.” şeklindeki beyanını doğrulayacak delilerin de dosyamızda mevcut olduğu birçok görüşmede şüphelilerin darbe olacağı ve kendilerinin de değişik makamlara geleceği hususlarında konuşmalar yaptıkları, hatta orduya yeni girmiş teğmenlerin dahi yapılan operasyonlara karşı yakında bunların hepsinin hesabı sorulacak şeklinde telefonlarda görüşme yaptıkları anlaşılmaktadır.

Ayrıca, şüpheli her zaman kendisinin Türkiye’ de 1990 dan sonra darbe yapılamayacağını ısrarla söylediğini beyan etmiş ise de, 1997 yılında 28 Şubat olarak adlandırılan ve yürütme organının yasal olmayan yollarla devrilmesiyle sonuçlanan süreçle alakalı soruya, kendisinin “28 Şubatta yapılan eylemi darbe olarak gördüğünü” söyleyerek cevap vermesi, darbe çalışmalarının sosyal ve toplumsal şartlar oluştuğunda değişik zaman ve zeminde sonuç verdiğini göstermektedir.

Şüphelide ele geçirilen notlar içinde, AKP nasıl devrilir başlıklı stratejik çalışmaların bulunduğu, yine 1997 yılına ait olan ajandasının 22 Mayıs tarihli sayfasında “Darbe Olacak!” şeklinde el yazısı ile not aldığı görülmüştür.

SONUÇ OLARAK,

Şüpheli Erol MÜRTERCİMLER’in ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli yapılanmasını en iyi bilen ve Türkiye’de bu örgütün adını deşifre eden kişi olmasına rağmen, beyanlarında özellikle ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN tarihe karıştığını ısrarla vurguladığı.

ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üst yapılanmasının varlığını bildiği ve bu yapılanma içinde yeralan sanıklardan Veli Küçük, Mehmet Şener ERUYGUR, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ile irtibatlarının bulunduğu gibi örgütün askeri yapılanmasından, medya yapılanmasına kadar, üniversite yapılanmasından sivil toplum kuruluşları yapılanması içinde yeralan birçok şüpheli ve sanık ile irtibatlarının bulunduğu, şüphelinin hangi kanalda program yapacağı hususlarını Sinan Aydın AYGÜN’ün takip ettiği, mevcut telefon görüşmelerinden anlaşıldığı, şüphelinin sözde yazdığı senaryonun bile ERGENEKON yapılanmasını anlattığı,

Şüpheli Erol MÜRTERCİMLER’ e ait Seagate marka seri numarası 5JX14T3H olan bilgisayar hard disk içerisinde yapılan incelemede, “İÇİMİZDEKİ ERGENEKON” başlığı altında “Ergenekon'un teknik olarak faaliyet alanları yurt dışı ve yurt içi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Yurt dışındaki çalışmaları — bazıları tartışmalı bulunsa bile Türkiye devletinin çıkarları doğrultusunda. Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Irak ve Orta Asya ülkelerindeki birçok askeri, siyasi ve ekonomik çalışmanın arkasında dolaylı olarak Ergenekon yapılanması var.” Şeklinde yazılarında ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hali hazırdaki faaliyetlerini de bilerek bu konuda kamuoyu oluşturmaya çalıştığı anlaşılmaktadır.

Şüpheli Erol MÜRTERCİMLER’ in 14.01.2008 tarihinde Hülya OKUR’ la yaptığı söyleşi içinde,

HÜLYA OKUR’ un Emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk’ün size anlattığı Ergenekon adlı derin devlet örgütünün sırrını ölene kadar taşıyacağınızı söylüyorsunuz. Birçok NATO ülkesinde Gladio, Rüzgâr Gülü, Süper Nato, Gehlen Harekâtı gibi isimlerle karşımıza çıkan Ergenekon'u İtalya'daki benzer yapılanması Gladio gibi bir deşifre beklemiyor mu?

Şeklindeki soruya şüpheli EROL MÜTERCİMLER ‘in “Ya bekliyor ama o Gladio yapılanması içindeki insanların bunu anlatması en doğru. Benim gibi kulak tanıklarının anlatması doğru değil. Benim gibi kulak tanıkları anlattığında, en büyük kötülüğü ülkesine yapıyor. Ülkeme hain olmam. Bunun birincil tanıkları, kurucuları, benim bildiğim iki kişi var hayatta, bu insanlar konuşursa olur. Bunlar da ölecek bir gün ama devletin arşivleri ortada. Ben ölmeden önce bu arşiv ortaya dökülürse, bende bana anlatılanlardan not ettiğim kısımları söylerim. Olmazsa duyduklarım, bana tebliğ edilenler benle birlikte mezara gidecekler.”

Şeklindeki beyanlarına rağmen savunmasında ısrarla örgütü bilmediğini ve hafızasının zayıfladığını beyan ederek bildiği sırları açıklamadığı gibi bu konudan da hiç bahsetmemesinden beyanlarında samimi olmadığını anlaşılmaktadır. ERGENEKON örgütüyle alakalı, "bunun içinde Subaylar var, emniyetçiler var, profesörler var, gazeteciler var, iş adamları var, sıradan insanlar var bu gün çeteler dediğimiz bu küçük birimler varya işte bu birimler ERGENEKON un içindeki birer bölüm birer parça, adını saydığımız kişilerde ERGENEKON adı verilen bu üst örgüt tarafından kullanılan tetikçilerdir.”

Şeklindeki beyanları kitaplara geçmiş olmasına rağmen bu örgütün üst yapısında yer alan birçok şüpheli ile irtibatlı olması da şüphelinin bilerek ve isteyerek ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN strateji ve propaganda bölümünde yer aldığını göstermektedir.

Ayrıca yargılanan sanıklardan elde edilen ULUSLAR ARASI SUSURLUK KONFERANSI başlıklı yazı içeriğinde bizzat şüpheli Erol MÜRTERCİMLER in konferansta söylediği sözler göz önüne alındığında şüphelinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜ her yönüyle bildiği ve akabinde örgütün tehlikeli olduğunu örgütün yapısı hakkında çok şey bilenlerin bizzat örgütün tarafından öldürüldüğünü, darbeleri de bizzat ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yaptığını canlı şahitlerden duyduğu kadarıyla anlattığı halde savcılığımızdaki beyanlarında ısrarla bu hususlara hiç değinmemesi ve kitapta yazılı söyleşiyle alakalı kendi cümlelerini dahi ısrarla kitaptan okunarak sorulduğu zaman cümlelerin kendine ait olduğunu söylemesi diğer hususları hatırlamadığını beyan etmesi bizi yine aynı sonuca götürmektedir.

Tüm bu açıklamalar ile şüpheli Erol MÜRTERCİMLER’ in ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, örgütün birçok üyesi ile örgütsel irtibatları bulunduğu, Veli Küçük’ün göz altına alınmasıyla ilgili olarak sanık Emin GÜRSES'le yaptığı görüşme içerikleri ve örgüt üyelerinden, Habip Ümit SAYIN’ın, Güler KÖMÜRCÜ, Veli Küçük, Gürbüz ÇAPAN, Tuncay ÖZKAN, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Hüseyin Vural VURAL, Halil Kemal GÜRÜZ, Halis Yavuz IŞIKLAR, Durmuş Ali ÖZOĞLU, Erbay ÇOLAKOĞLU, Hasan Ataman YILDIRIM, İlyas ÇINAR, Mustafa Ali BALBAY ve Mehmet Şener ERUYGUR’la yoğun irtibatları göz önüne alındığında aktif olarak ERGENEKON yapılanmasında görev aldığı,

Şüpheli Erol MÜTERCİMLER’in ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, eylemleri gereğince TCK. 314/2, 3713 sk 5., TCK. 53, 58/9 ve 63 maddeleri gereğince cezalandırılması gerekmektedir.