Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/26

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış
26
KÜRK MANTOLU MADONNA

mamaları-için onları yanından nasıl uzaklaştıracağını bilemiyordu.
  Ferhunde Hanımın kocası, İktisat Vekâleti şube mü­dürlerinden Nurettin Bey ise bizim Hamdinin bir başka türlüsüydü. Otuz, otuz iki yaşlarında, kumral ve dalgalı saçlarını ihtimamla arkaya tarayıp berber çırakları gibi kabartan, «Nasılsınız?» dedikten sonra bile büyük bir hikmet savurmuş gibi dudaklarını birbirine yapıştırarak hafifçe başını sallıyan bir adamdı. Konuşurken insanın yüzüne sabit gözlerle bakar ve bu esnada gözlerinin içinde: «Yahu, sizin söyledikleriniz de lâf mı? Siz ne bilirsiniz san­ki?» diyen bir tebessüm dolaşırdı.
  Bir sanayi mektebini bitirdikten sonra dericilik tahsil etmek üzere nedense İtalyaya gönderilmiş, fakat orada an­cak biraz lisan, bir de mühim adam tavırları almağı öğ­renmişti. Bununla beraber, hayatta muvaffak olmak için mühim meziyetleri vardı: Bir kere kendisini, büyük bir itimatla, pek yüksek makamlara lâyık görüyor ve bilip bil­mediği her vadide olur olmaz fikirler yürütmek, istisnasız herkesi istihfaf etmek suretiyle etrafındakileri kıymetine inandırıyordu. (Ev halkındaki bu istihfaf illetinin onlara, pek hayran oldukları bu enişteden geçtiğini zannediyo­rum.) Sonra üstüne başına çok dikkat ediyor, her gün traş oluyor, yıpranmış pantalonlarını kendi nezareti altında sıkı sıkı ütületiyor, ayakkabının en şıkını, çorabın en fantazisini bulmak için bir cumartesi gününü dükkân dükkân gezmiye hasredebiliyordu. Hattâ, sonraları öğrendiğime göre, aldığı maaş kendisinin ve karısının giyimine ancak yet­mekte, iki kayınbiraderin eline geçen otuz beşer liradan da bir hayır olmadığı için, evin bütün masrafı bizim Raif Efendinin cılız ücretine yüklenmekte idi. Buna rağmen, evde zavallı ihtiyardan başka herkesin borusu ötüyordu. Raif Efendinin, daha kırk yaşına gelmeden ihtiyarlıyan, gevşemiş etleri, göbeğine kadar sarkan memeleriyle acayip bir şişmanlığı birleştiren karısı Mihrive Hanım, bütün gü­-