Ergenekon iddianamesi/BÖLÜM V ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 21-ŞÜPHELİ FİKRET EMEK:

Vikikaynak, özgür kütüphane

21-ŞÜPHELİ FİKRET EMEK:

a-Emniyet ifadesinde,[değiştir]

"1963 yılında Emirdağ ilçesinde doğduğunu, ilk orta ve lise tahsilini Emirdağ ilçesinde yaptığını, 1980 yılında Kara Harp Okuluna girdiğini, 1985 yılında teğmen rütbesi ile görev yaptığını, 1985-1986 yılında Tuzla piyade okulunda görev yaptığını, 1986-1989 yılında Edirne Keşan'da 1989-1991 Kıbrıs Güngör Komando Taburu 1991-1993 Urfa Siverek -Midyat Komando Alayında, 1993-1994 Özel Kuvvetler Komutanlığı 2.Alay Tim Komutanı, 1994-1995 Özel Kuvvetler 3.Alay Tabur Komutanlığı Vekilliği 1995 yılında Kuzey Irak Dönüşü Cudi dağında Nisan ayında çatışmada göğsümden aldığı merminin parçalanması sonucu iç organlarının hasar gördüğünü, yaralanması sonucu akciğer, mide mide altı ağort karaciğer böbrek üstü bezleri pankreas ağır hasar gördüğünü, 1,5 yıla yakın hastanede yattığını, bu sırada çeşitli ameliyatlar geçirdiğini, pankreasının kalınbağırsağının direk bağlı olarak hayatını sürdürdüğünü, hastaneden çıktıktan sonra nekahet devresi hitamı gazi olarak emekli olabileceği halde vatanına hizmet için görevine devam etmeyi düşündüğünü, bunun üzerine 1996-1999 Muğla seferberlik tetkik kurulu bölge başkanlığında çalıştığını, 1999-2001 Kars Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığında çalıştığını, 2001-2004 Genel Kurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Alay Komutanlığı istihbarat ve IKK Şube Müdürü olarak Binbaşı rütbesinde görev yaptığını, 24 Ağustos 2004 tarihinde vazife malulü gazi statüsünde ordudan emekli olduğunu, emekli olması nedeniyle yaralanmasından dolayı vücudunda meydana gelen fiziksel eksikliklerin kendisini tam komutan olarak görememe psikolojisinde olması olduğunu, çünkü güney doğuda çalıştığı müddetçe sayısını hatırlayamadığı kadar PKK Terör Örgütü ile yüz yüze çatışmalarda bulunduğunu, onlarca şehit verdiğini, bu fiziksel eksikliğini kendisinde gördüğü için daha fazla göreve devam etme gücünü kendinde bulamadığını, bu dönem içersinde üstün cesaret ve feragat şerit rozetleri, üstün harekat şerit rozetleri ve sayısız takdir ve ödüller kazandığını, Muğla 'da görev yaptığı dönemde tanıştığı Betül YILDIZ ile 2004 Eylül ayında evlendiğini, emeklilikten sonra Ankara iline yerleştiğini, ODAK inşaat Güvenlik ve Sinerji (Gıda ürünleri üzerine) Ltd.Şti. emekli meslektaşları ile birlikte şirketler kurduğunu, fakat ticari hayatta herhangi bir başarı elde edemediği için şirketlerin ikisini devrettiğini, bir tanesini kapattığını, 2007yılı başlarından beri herhangi bir işle uğraşmadığını, geçimini gazi aylığı ile sağladığını,

1992-1995 yılları arasında, yukarıda bahsettiği gibi ülkenin güney doğu bölgesinde ve Kuzey Irak'ta PKK terör örgütü ile mücadele yaptığı dönemde birçok terörist grupla karşı karşıya geldiklerini, kendisine bahsedilen patlayıcı ve silahları da Kuzey Irak'ta bulunduğu görevlerde teröristlere ait sığınak ve kamplarda ve ölen teröristlerin üzerinden çıkan mühimmat ve silahlar olduğunu, MKE yapımı olan mühimmatlarda yine teröristlerin karakol baskınlarında bir şekilde elde ettiği mühimmatlar olduğunu, Sustalı ve muştada teröristlerin üzerlerinden ve sığınaklarından elde ettiği malzemeler olduğunu, diğer çakı bıçak şeklindeki söylenenlerin piyasadan normal satın aldığı malzemeler olduğunu, Kuzey ırakta teröristlerden elde ettikleri mühimmatların çoğu sığınakların ve teröristlere ait mevzilerin imha edilmesinde kullanıldığını, yanında getirdiği bu malzemeleri yaptığı terörle mücadeleden dolayı biraz hatıra birazda oradaki teröristle mücadele duygusunun verdiği heyecandan dolayı çeşitli zamanlarda parça parça getirdiği malzemeler olduğunu, saydığı malzemelerden susturucu tabanca profesyonel bir yapım olmamakla birlikte el yapımı basit bir susturucu olduğunu, bunu 2002 yılı içersinde Kuzey Irak'ta görevde bulunduğu esnada aldığı bir silah olduğunu, susturucusu da ciddi bir şekilde çalışmadığını, o dönemde deneme yaptığında da normal şiddetli ses çıkardığını, bu malzemeleri dediği gibi o bölgedeki görevin heyecanına yenik düşüp parça parça getirdiği malzemelerden ibaret olduğunu, bu malzemeleri getirmenin nedenlerinden birisi de orduda çalışmasından dolayı aşırı güven duygusu olduğun, bu görev sürecinde adeta kurulu yay gibi olduğunu, etrafındaki herkesten şüphe duyar ve takip ediliyor endişesine kapıldığını, bu saydığı etkenlerin hepside şu an kendisine mantıksız gelen bu malzemeleri biriktirmesine sebep olduğunu, bu malzemeleri kesinlikle hiçbir yerde kullanmadığını, kesinlikle kimseye göstermediğini, yaşlı annesinin zaten kendisine ait eşyaları ne olduğunu ne bilir nede sorduğunu, hatta yaralanma olayından sonra ki süreçte bile bu malzemeleri nelerden ibaret olduğunu unuttuğunu,

Tabanca ordudan aldığı ruhsatı kendi üzerine olan silahlar olduğunu, boş kovanları biriktirmesinin sebebinin de askeriyeden bunları tekrar doldurtup alabilme imkanlarının olduğundan dolayı olduğunu, diğer dolu olan mermileri de ruhsatlı silahına ait mermiler olduğunu, bahsetmiş olduğu uçak savar Mİ 6 ve diğer mermileri güney doğu bölgesinden hatıra olarak vitrine koymak amacı ile bulundurduğun, birer ikişer mermi olduğunu, Yavuz 16 şarjörü yine ruhsatlı olan ordudan aldığı tabancasının şarjörü olduğunu, Ayrıca 200 adet fişek de ruhsatlı tabancasına ait olduğunu,

Yukarıda söylenen isimlerden Muzaffer TEKİN 'i medyada çıkan çeşitli haberlerden dolayı tanıdığını, çünkü kendisi bir dönem ordu mensubu olduğu için bu adamın ilgisini çektiğini, Muzaffer ŞENOCAK'ın ise emekli olmaya karar verdiği yakın bir dönemde sevdiği değer verdiği MAK Alay Komutanı Levent GÖKTAŞ vasıtası ile 2004 yılı başlarında tanıdığını, fakat Levent GÖKTAŞ 'ta şu anda ismini bilmediği başka bir şahsın referansı ile kendisini tanıştırdığını, çünkü kendisinin o dönem emekli olacağını bildiği için "bu uyanık bir çocuk inşaat işlerinden anlıyor ağabeylerinin Bursa'da inşaat işleriyle uğraştığını" söylediğini, kendisine faydalı olabileceğinden dolayı bir dönem denemesini ve duruma göre hareket etmesini söylediğini, kendisinin de o dönemde şirket kurma çalışmalarının sürdüğünü, çeşitli ayak işlerinde bu çocukla birlikte hareket ettiklerini, bu çocuğu şirketin gündelik ayak işlerinde kullandığını, kendisinin bekar olması hasebiyle birkaç kez askeri lojmanlarda evine davet ettiğini, misafir ettiğini, bununla beraberliklerinin çeşitli fasılalarla beş altı ay sürdüğünü, fakat bu beş altı ay sürecinde birlikteliklerinin 10-15 kereyi geçmediğini,Muzaffer ŞENOCAK'ın "Bursa'ya gidiyorum" diyerek ara sıra ortadan kaybolduğunu, uçuk ticari fikirleri ile yanına gediğini, bu uçuk fikirlerinden dolayı bu şahsa karşı güveninin sarsıldığını, hatta bu dönemde bir keresinde Gambia projesi ile geldiğini, Gambia Devlet Başkanının akrabalarından bir ikisinin tanıdığını, bu ülke ile çok çeşitli ticaret yapılabileceğini kendisinin bu devlet başkanının akrabalarından birisinin Türkiye 'de okuduğu dönemde tanışan bir şahsın aracılığı ile Gambia'ya davet edildiğini söylediğini, ayrıca kendisini Radyestezi yani biyo enerji türü bir uzmanlığı olduğunu söylediğini, fakat uçuk fikirlerinden dolayı bu şahısla ilişkisini 2004 yılı ortalarında noktaladığını, kendisi Gambia 'ya gittikten sonra bir daha görmediğini,

Yine sorulan isimlerden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü devre arkadaşı olması dolayısı ile tanıdığını, 1987 yılında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte İsparta Eğirdir Komando Okulunda beraber kurs aldığını, dönemde o bir sakatlık geçirdiği için kursu bitiremeden ayrıldığını, o gündür hiç görmediğini, kendisine gösterilen resimlerin şahısların hiçbirini tanımadığını,

Kendisine okunan (LOBİ) doküman ile ilgili medyadan bazı duyumları olduğunu, ancak vatanına milletine sonuna kadar bağlı olan bir insan olarak asla böyle bir şeyi tasvip etmediğini ve ettirmediğini,

Yukarıda daha önce bahsettiği gibi Muzaffer ŞENOCAK ile tanışma döneminin emekliye ayrılma sürecinde olduğunu, ancak daha emekli olmadığını, bu dönemde MAK'ta istihbarat şube müdürü olarak çalıştığını, görevi icabı bu tür belgelerle haşır neşir olduğunu, bu tür bilgilerin kendisine çeşitli kaynaklardan ihbar şeklinde isimsiz disket ortamında yollandığını, kendilerinde bunların teyidi ile ilgili komutanlarının nezdinde çalışmalar yaptıklarını, bu gelen ihbarlardan bazılarının küfürlü tehdit içerikli bilgilerde olabildiğini, bilginin önem derecesine göre sıralı komutanlarla paylaştığını, ciddiyetsiz olanları elediklerini, dediği gibi kendisinin çalıştığı dönemde eve gelip giderken bu disketleri yanında getirip götürdüğünün olduğunu, bunun sebebinin de istihbaratçı olduğu için mesaisinin bir kısmını dışarıda geçirdiğini, saç sakal bırakabildiğini, haftada bir işyerine gittiği durumlarda olduğunu, bu yüzden çalışmalarını yalnız yaşadığından dolayı eve taşıdığı günlerin olduğunu, bu dönem içersinde evine misafir ettiği Muzaffer ŞENOCAK'ın büyük bir ihtimalle bu disketlerden birisini kopyalamış veya çalmış olabileceğini, kesinlikle herhangi bir işiyle ilgili bilgi ve veriyi hiç kimseye ve kendisine sorulan ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'e de kesinlikle vermediğini, bahsedilen Sanna JALLOJV isimli şahsı tanımadığını, Muzaffer ŞENOCAK'ın eski boşandığı eşini düğününe geldiğinden dolayı şahsen tanıdığını, başka herhangi bir yakınını tanımadığını,

Kendisinin Odak Güvenlikteki iş yerine ordu ile ilgili hiçbir done götürmediğini, bırakmadığını, ayrıca Odak Güvenlikte Orhan abi'nin olmadığını, Odak inşaatta Orhan KIRATOGLU isimli emekli binbaşı arkadaşının olduğunu, şimdi düşündüğünde Muzaffer ŞENOCAK'ın büyük bir ihtimalle evine misafir ettiği dönemde evinden çalmış olabileceğini, kesinlikle Muzaffer ŞENOCAK'a veya başka birine orduya ait hiçbir belge ve bilgiyi ne gösterdiğini nede verdiğini,

Yukarıda da bahsettiği gibi istihbarat çalışmaları için çok sık dışarıda bulunduğunu, bekar yaşadığı için ve evinin de askeri lojman olmasından dolayı ofis gibi kullandığını, fakat 2004 teki emeklilik kararından sonra evlilik hazırlıkları ve ev taşınmayla birlikte telaşla bu miyadı geçmiş evrakları imha etmesi gerekirken unutmak kusuru yüzünden evinde kaldığını, bunları evinde bulunmasının herhangi bir kastı ve maksadı olmadığını, bunların sadece unutkanlık kusuruyla bırakılmış malzemeler olup ayrıca bunların gizlilik dereceleri de kendiniz tarafından verilen ara sıra numaraları olmayan evrak kayıt defterine işlenmemiş evraklar olduğunu, bunlardan özel kuvvetlere ait albüm ise takip etmesi gereken subay astsubayın listesi bir nüshası çıkartılıp komutam tarafından kendisine verildiğini, her yıl güncellenir bir önceki yılki özelliğini yitirdiğini, imha edilmesi çerekir yukarıda söylediği gibi evinde bulunması basit bir ihmalden ibaret olduğunu, yine kendisine gösterilen seksen dört (84) sayfalık alevi yapılanması ile ilgili dokümanı internet üzerinden açık kaynaklardan temin edilen bir doküman olduğunu, bu dokümanın istihbarat görevi icabı ilgi duyduğundan dolayı okumak için çıkarılmış dokümandan ibaret olduğunu, yoksa içerisindeki bilgilerinin teyidi ile ilgili hiçbir çalışma tarafınca yapılmadığını, kendisine gösterilen elle yazılmış nüfus kayıt örneğinin ise yine ihbar yoluyla gelmiş basit bir doküman olduğunu, bu dokümanı gole almayıp hiçbir şekilde çalışma yapmadığını, yine kendisine gösterilen belgenin PKK terör örgütü, DHKP/C, TİKKO, NAKŞİBENDİ ve benzeri grup ve örgütlere yönelik istihbarı bilgiler doğrultusunda yapılan bir çalışma olduğunu, tamamen görevli olduğu süre içersinde yaptığı görevlerden birisi olduğunu, yine kendisine gösterilen dokümanın kendisine bağlı görevlilerin yapmış olduğu çalışmalarla ilgili raporlar olduğunu, çalışması sırasındaki rutin görevlerden birisi olduğunu, kendisine gösterilen ek bilgi notu başlıklı dokümanın içersindekilerin tamamen kendisine verilen görevler doğrultusunda yapılan çalışmalar olduğunu, bu çalışmayı hangi birim tarafından hazırlandığını şu an hatırlamadığını, ihbar maksadıyla gönderilmiş herhangi bir bilgi olabileceğini, yine gösterilen PKK terör örgütünün sektör bazındaki finans kaynakları isimli dokümanın ihbar niteliğinde yollanmış bilgilerin derlemesi olduğunu, Pazarcılık, sahte fatura gibi bilgileri içeren dokümanda görev kaynaklı olduğunu, göç Alan Bölgelerde Seçimlerin Değerlendirilmesi Başlıklı Dokümanda yine görev kaynaklı doküman olduğunu,

-(3) adet, Ahmet DOĞAN (Mustafa Emine oğlu 1963 doğumlu) adına tanzim edilmiş Ankara-Keçiören-Aşağı Eğlence Muhtarlığından verilme üzerinde Fikret EMEK'e ait fotoğraf bulunan İkametgah İlmühaberi, -(1) adet, Ahmet DOĞAN (Mustafa-Emine oğlu 1963 doğumlu) adına tanzim edilmiş üzerinde Fikret EMEK'in fotoğrafı bulunan Nüfus Hüviyet Cüzdanı Sureti fotokopisi, -(1) adet, Mehmet ALTINSOY (Durmuş-Raziye oğlu 1967 Dutalan doğumlu) adına tanzim edilmiş üzerinde Fikret EMEK'e ait fotoğraf bulunan nüfus cüzdan fotokopisi, tespit edilmiştir, ahmet doğan ve mehmet altmsoy isimli şahıslan tamyormusunuz, tanıyorsanız ilişkilerinizi anlatınız, neden kimlik bilgileri başka bir şahsa ait kendi fotoğrafınızın bulunduğu kimlik fotokopisi bulunduruyorsunuz? ne amaçla bu ikametgah sureti ve nufüs cüzdanını sureti ile nufüs cüzdanı bulundurduğu sorulduğunda;

Bu ikametinde bulunmuş dokümanlarda ismi geçen bahse konu şahısları kesinlikle tanımadığını, Bunların Özel Kuvvetlerin Özel eğitiminde ve kurslarında kullanılan eğitim amaçlı yapılan dokümanlar olduğunu, bunların asılları görev hitamı imha edildiğini, bunlarda imha edilmesi gerekirken örnek olarak yanında tuttuğunu, bunları hiçbir maksatla hiçbir yerde kesinlikle kullanmadığını, kimseye ibraz etmediğini,

-(1) adet, Mustafa Levent GÖKTAŞ'a ait Türk Silahlı Kuvvetleri Kimlik kartı fotokopisi -(1) adet, Mustafa Levent GÖKTAŞ (Kemal-Gülten oğlu 1959 doğumlu) adına tanzim dilmiş nüfus cüzdan fotokopisi, -(1) adet, Adem KOS (İzzet-Ayşe oğlu 1972 doğumlu) adına tanzim edilmiş nüfus cüzdan fotokopisi olduğu, -(1) adet, Nurettin DEMİR (Nuri-Nazile oğlu 1964 doğumlu) adma tanzim edilmiş nüfus cüzdan fotokopisi ladet, Kemal SAVAŞ (Hamdi-Badeser oğlu 1955 doğumlu) adma tanzim edilmiş nüfus cüzdanın ön yüzü fotokopisi 1 adet, Ali Rıza KARAGÖL (Mustafa-Meliha oğlu 1968 doğumlu İsparta ilinde verilme B sınıfı sürücü belgesi) adma tanzim edilmiş sürücü belgesi,(l) adet, Rüstem AŞKIN (Mustafa-Şükran oğlu 1961 doğumlu) adma tanzim edilmiş nüfus cüzdanı tespit edilmiştir, mustafa levent göktaş, adem koş, nurettin demir, ali rıza karagöl, rüstem aşkın ve kemal savaş isimli şahısları tanıyormusunuz, tanıyorsanız bu şahıslyarla olan ilişkilerinizi anlatınız? bu nufüs cüzdan fotokopilerini ne amaçla bulundurduğu ile ilgili,

Mustafa Levent GOKTAŞ'a ait fotokopilerin kendi komutanı olan Albay Mustafa Levent GOKTAŞ'a ait olduğunu, kendisinde bulunmasının nedeninin bazen banka ve diğer resmi işleri takip etmeleri açısından kendisinin ona onun kendisine verdiği fotokopiler olduğunu, Ali Rıza KARAGÜL, Kemal SAVAŞ, Adem KOS, Rüstem AŞKIN ve Nurettin DEMİR 'e ait fotokopiler ve sürücü belgesi tam kesin hatırlayamamakla beraber birlikte sığınaklarda elde edilen kimlikler olabileceğin, veya yine eğitim kapsamında düzenlenmiş olabileceğini, şu an itibariyle geçmiş zaman olduğu için kesin net bir şekilde hatırlamadığını, İlgili mahkeme karan gereği ikametinizde yapılan aramada "devlet yöneticileri için devlet yönetimini kısa dönemde çökertme kılavuzu" isimli kitap elde edilmiştir, bu kitabı ne amaçla bulundurduğu ile ilgili, Bu kitap piyasada normal satılan bir kitap olduğunu, bunu kendisine emri altında çalışan bir arkadaşının MAK Alayına hediye ettiğini, kendisinin de okumak amacıyla aldığını, ancak kendisinde kaldığını, yine kendisine gösterilen Hükümet Darbe Tekniği isimli kitabı da kütüphaneden almış olabileceğini, ancak şu an nedene aldığını hatırlamadığını, normal satılan bir kitap olduğunu, -(3) adet, Nüfusa kayıtlı olduğu yer bilgilerinde (Tekirdağ-Hayrabolu-Şalgamlı 047/01-31-010/32) kimlik haneleri boş olan Hayrabolu nüfus müdürlüğünden verilme nüfus cüzdan suretleri, tespit edilmiştir, bu nufüs cüzdanı suretlerini ne amaçla bulundurduğu ile ilgili, Eğitim maksatlı boş fotokopiler olduğunu, yukarıda da belirttiği gibi eğitimlerde kullanılmak üzere çekilmiş olduğunu,

Ordu mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğunu, 1995 yılında PKK terör örgütü mensupları ile girmiş olduğu çatışma neticesinde ağır yaralandıktan sonra 1.5 yıl tedavi görmeme ve gazi statüsünde emekli olma hakkına sahip olmasına rağmen devletini ve milletini çok sevdiğinden 2004 yılına kadar aktif olarak orduda görevine devam ettiğini, ancak 2004 yılında yaralanmadan kaynaklı olarak fiziki durumunun görev yapmasına artık müsaade etmemesi sebebi ile istemeyerekte olsa ayrılmak zorunda kaldığını, ifadenin içerisinde de bahsettiği gibi bu operasyon çerçevesinde yakalanan şahıslar ile hiçbir şekilde ilişkisinin olmadığını, Eskişehir'de annesinin evinde bulunan silah ve patlayıcıları ise bulundurmasının bir hata olduğunu kabul ettiğini, son derece pişman olduğunu ifade etmek istediğini, kaldı ki bu silahlar ve patlayıcılar yaklaşık 14-15 yıldır annesinin evinde durmakta olduğunu, bu silahları hiçbir şekilde kullanmadığı gibi kendisinde bulunduğuna dair hiçbir kimseye en ufak bir bilgi dahi vermediğini, Ankara'daki evinde bulunan dokümanlar ise görevli olduğu dönemde görev gereği bilgisinin olduğu, emekli olduktan sonra ise hiç kimse ile paylaşmadığı arşiv niteliğinde miadı dolmuş evraklar olduğunu,


b- Savcılık İfadesinde Şüpheli Fikret Emek;[değiştir]

Emniyet Müdürlüğünde verdiği ifadenin doğru olduğunu, aynen tekrar ettiğini, 1980 yılında orduya girdiğini, 1993 yılında Özel Kuvvetlere üst teğmen rütbesi ile girdiğini ve 1995 yılında Kuzey Irak' daki bir operasyon dönüşünden sonra Cudi dağındaki sıcak bir takipte çatışmada ilk temas sırasında yaralandığını, Karaciğer, akciğer, mide, böbrek, bağırsak ve pankreasında ağır hasarlar oluştuğunu, 1,5 yıl askeri hastanede yattığını, zaman zaman değişik operasyonlar ve değişik ameliyatlar geçirdiğini, Pankreasını direm ile kalın bağırsağına bağladıklarım, Diremin hortum olduğunu, hayatını böyle devam ettirdiğini, 1996 yılında Muğla' da başladığını, Yurt dışında Nahcivan' da çalıştığını, 1999 yılında Kars' a geçtiğini, 2001-2004 yılında da MAK ( Muharebe Arama Kurtarma) Alayının İKK


(istihbarat ve istihbarata karşı koyma) şube müdürü olarak Ankara' da görev yaptığını, 2004 yılında kendi isteği ile emekli olduğunu, şu anda gazi statüsünde olduğunu, bu statüde maaş almakta olduğunu, Kendisine sorulan şüphelilerden sadece ZEKERİYA ÖZTÜRK' ü 1987 yılında komando kursunda beraber olduğundan tanıdığını, kendisinin refuze olduğunu, 1 ay sonra kurstan aynldığını, o tarihten beri kendisi ile hiç bir şekilde görüşmediğini, kendisi ile hiç bir şekilde görüşmediğini, her hangi bir telefon ve mektup, email irtibatı olmadığını, ZAFER (KOD) MUZAFFER TEKİN ' i medyadan tanıdığını, kendisi ile hiç bir şekilde irtibatı olmadığını, OKTAY YILDIRIM ve MAHMUT ÖZTÜRK' ü tanımadığını, ASUMAN ÖZDEMİR, GAZİ GÜDER, KUDDUSİ OKKIR isimli şahısları hiç tanımadığını, Kuvayi Milliye ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği isimli oluşumlara da üye olmadığını, her hangi bir irtibatı olmadığını, her hangi bir irtibatının da olmadığını, AYDIN YÜKSEK' i tanımadığını, MUZAFFER ŞENOCAK' ı tanıdığını, onu da şöyle emekli olmayı düşündüğü zamanlar komutanının biri MUZAFFER ŞENOCAK' ı birisi vasıtası ile kendisine tavsiye ettiğini, Bursa'da çevresi olduğu ve kendisine belki yardımcı olur şeklinde, kendisinin de inşaat ve güvenlik şirketi kurmayı düşündüğünü, bu sebeple kendisi ile tanıştığını, o dönemde emekli olmadığı ve bekar olduğu için bir kaç sefer kendi evinde misafir olarak kaldığını, daha sonra da emekli olduktan sonra şirket kurduğunu, şirketinde bir iki ay fasılalı olarak gelip çalıştığını, hatta kendisine maaş dahi veremediklerini, MUZAFFER ŞENOCAK ile bulunduğu süre içinde kendisinin uçuk kaçık fikirleri olduğunu, olmadık yerlerden büyük ihaleler alabileceğini söyleyerek kendilerinin dahi güvenini kaybedecek şekilde hayali projeleri olduğunu, bu projelerden bir tanesinin Gambiya olduğunu, Devlet başkanı ile arasının iyi olduğunu, bu sebeple buralarda büyük ihaleler alacağını söylediğini, ancak hiç birini yapamadığını, bir sefer Gambiya' ya gittiğini, daha sonra Türkiye' ye dönüp, sık sık gidiş geliş yapmış olduğunu, ancak irtibatlarının koptuğunu ve akabinde şirketlerinin işletemedikleri için kapattıklarını, şirketi ordudan emekli binbaşı arkadaşı MUSTAFA ÇAKIR ile kurduğunu, kendisinin Gaziantep Ti olduğunu, şu anda Odak Otamasyon adlı bir şirketinin olduğunu, Hastanelerle ilgili çalışmalar yapyığmı, Ankara Balgat' ta şirketinin olduğunu, kendisi ile zaman zaman görüştüğünü, MUZAFFER ŞENOCAK' in beyanı ile ilgili; MUZAFFER ŞENOCAK ' m beyanlarını kısmen kabul ettiğini, ancak evinden veya bilgisayarından aldığını iddia ettiği gizlilik içeren kuvvet komutanlarının kendi aralarında yapmış oldukları toplantılara ilişkin notlar ve diğer askeri konulardaki yazılan kendisi görevde iken 2001-2004 yılı arasında İKK (istihbarat ve karşı koyma ) müdürü iken bir çok yerden ihbarlar geldiğini, disketler, mektuplar, küfürler geldiğini, zaman zaman gelen CD. ve disketleri alıp incelediğini, belirtilen gizlilik içerikli belgelerde bu şekilde kendisine gelmiş bilgiler olduğunu, içeriğini okuyunca uçuk kaçık bilgiler olduğunu anladığını, o dönem gelen her türlü bilgiyi sakladığı için o bilgilerin de görev sırasında kullandığı diğer bilgilerin arasında kalmış olan disketler olduğunu, bu tür birçok bilgi ve belgenin kendilerinde bulunduğunu, bunlann büyük bir kısmını amirlerine ilettiğini, ancak makul olmayanlann da öyle durduğunu, bu yazılann da kendisine düzmece gibi geldiği için üstlerine bildirmediğini, sivil çalıştığı için birliğe ancak haftada bir iki gün uğradığını, genelde dış görevde olduğu için de çalışmalannm büyük kısmını evde yaptığmt, lojmanın özel kuvvetlere ait olduğu için de güvenli olduğunu ve bekar olduğu için de bazı bilgi ve belgeleri evde bulundurup evde çalıştığını, ancak MUZAFFER ŞENOCAK' ın bunları ne şekilde aldığını bilmediğini, aynca iddia ettiği gibi kendisinin ŞAMİL kod ismini örgütsel amaçlı değil İstihbaratçıların genelde birlik içinde ve operasyonlarda kullanılan zaman zaman da değiştirilen isimleri olduğunu, son dönemde de FİKRET ŞAMİL EMEK ismini resmi olarak kullandığını, ancak MUZAFFER ile tanıştığında tam emekli olmadığı için kendisini ŞAMİL olarak tanıttığını, bütün istihbaratçılar birlikte dahi

olsa isimlerini deşifre olmaması için bu tür kod ismi kullandığını, bunun delili olarak da sunduğu BRÖVE'de de isminin FİKRET ŞAMİL EMEK olarak yazılmış olduğunu, sunulan belgede Özel Kuvvetler Komutam Tüm General FEVZİ TÜRKERİ imzalı Özel Kuvvetler BRÖVE'si belgesi yazılı belgede adı soyadı kısmında FİKRET ŞAMİL EMEK, 3. özel kuvvetler alay Komutanlığı yazdığının görüldüğü, bu belgeden de görüleceği üzere görev ile alakalı bir kod ismi olduğunu, dış dünya ile alakası olmadığını, ilk vurulduğum zamanki kod adının da CONKER olduğunu, Kendisinin kesinlikle MUZAFFER ŞENOCAK' m bu belgeleri bilerek ve isteyerek vermedğini, görev sırasında lojmanında misafir olarak bulunduğu sırada almış olabileceğini, emekli olunca evindeki bütün bilgi ve CD' leri ayıklamaya fırsatı olmadığı için bakamadığını, çünkü emekli olduğunu, hemen düğün hazırlıklarına başladığını, düğün ve emeklilik işlerinden elindeki bilgi ve belgeleri ayıklayamadığım, evlenince de bunları evin bir köşesine koyduğunu, o günden beri de açıp bakmadığını, hangi bilgi olduğu, görev bilgisi olup olmadığı hususlanm şu anda dahi hatırlamadığını, çıkan evraklann da kontrollü evraklar olmadığını, bu sebeple resmi ve gizli bir belge olduğunu zannetmediğini, Ankara' da oturduğu evde çıkan belgeler ve bilgisayarlann kendisine ait olduğunu, oradaki Belçika Browning silahın da emekli olmadan önce zor alımdan aldığı silah ve ruhsatlı olduğunu, diğer askeri nitelikli dokümanlann da yukanda izah ettiği kendisinde kalan görevine ilişkin belgeler ve dokümanlar olduğunu, bazılannm da bilgi notlan olduğunu, çok önemli evraklar olmadığını, Eskişehir' deki Hayriye Mah. Dumrul Sok. 124/5 sayılı adresteki bulunan silahlar ve patlayıcılann kendisine ait olduğunu, orasının annesinin evi olduğunu, o silahlan 1992-1995 yılları arasında sürekli Kuzey Irak' da operasyonel faaliyetlerde bulunduğunu, çatışmalara girdiklerini ve bu çatışmalar sonucunda leşlerden arta kalan silahlan aldıklanm, çünkü şahsi silahlannm hem ağır, hem de büyük olduğunu, çok ses yaptıklanm, çatışma sırasında farklı ses çıkardığından yerlerinin belli olduğunu, kendilerini korumak için ve taşıması rahat olduğu için keleş, biksi ve kanas türü silahlan aldıklanm, aynca Güneydoğudaki operasyonel birliklerde de kanas, keleş gibi silahlar verildiğini, ancak kendisinde ele geçirilen silahlann orduya ait silahlar olmadığını, Operasyonel faaliyetler sonucu arazide ele geçirdikleri sahipsiz silahlar olduğunu, bu silahlan çatışmalarda zaman zaman kullandıklanm, ayrıca zaman zaman bazı çatışmalarda arkadaşlanmn silahlannm kaybolduğunu veya uçuruma veya dereye düştüğünü, bulunamadığını, bunun da bir sorumluluk gerektirdiğini, bu tür bir hadise ile karşılaşmamak için de ele geçirilen silahlan bir kısmı bu şekilde kişilerin şahsi tasarrufu ile kullandıklanm, bunun kendi şahsi hatası olduğunu, bombalar, el bombalan, C3 plastik patlayıcı kalıplan ve TNT kalıplannm da yine kendinin Kuzey Irak' daki operasyonlarda ve ele geçirilen kamplardan alman ancak listelere yazılmamış malzemelerden o dönemde bir merak olduğu için aldığını, zaman zaman da bunlan başka operasyonlarda, sığmak çökertme ve bubi tuzaklannı çözmede kullanmak amacı ile aldığını, bunlan parça parça aldığını, zamanla bunlann yine sınır ötesi operasyonlarda kullanacaklanm ve bu tür malzemeler kullanırken kendilerini daha güvende hissettiklerini, astlannm da bu malzemeleri görünce kendilerine karşı itaatlerinin arttığını, psikolojik bir güven mekanizması olduğunu, hatta bu malzemeden bir kısmını operasyonlarda bir kaç sefer kullandığını, bir sefer sığmak çökerttiklerini, bir seferde bubi tuzağını çözmek için kullandıklanm, özellikle infilaklı fitil dedikleri kablo şeklindeki fitili bubi tuzaklannda etkin bir şekilde kullandıklanm, ordumuzda da benzer malzemelerin olduğunu ancak her operasyon sonrası ve öncesi malzeme sarf raporlan düzenlendiğini, bu malzemeleri kendi ordumuzdan alma imkanının bu yönü ile mümkün olmadığını, çünkü bu işlerin çok sıkı takip edildiğini, operasyonda harcadıkları merminin dahi hesabını verdiklerini, zaten hiç bir operasyonda bu kadar çok malzeme bir kişinin üstünde taşınmadığını, çünkü patlama riski olduğunu, çok nadir hatta özel operasyonlarda birer tane fünyesi ayrı yerde olmak üzere zaman zaman

patlayıcı verildiğini, bu malzemenin uzman ve astsubaylar dışında kimseye verilmediğini, kendisinde ele geçirilen malzemenin tamamen PKK kuvvetlerinin kullandığı türden malzemeler olduğunu, içinde bir iki tane MKE yazılı malzeme olsa da bunların da bizim karakol baskınlarından elde etmiş olabileceklerini, kendisinin de zaten yine sarf etmek amacı ile aldığını, ancak yaralandıktan sonra bir daha bunlarla hiç ilgilenemediğini, ağır ameliyatlar geçirdiği için bunlan unuttuğunu, nekehat döneminin çok uzun olduğunu, hatta 35 kiloya kadar düştüğünü, çok zayıfladığını, psikolojik olarak da sıkıntıya girdiğini, gerçekten bunlan orada unuttuğunu, daha sonra kati raporunu ibraz edildiği takdirde özel kuvvetlerden emekli edilmesinin gündeme geleceğini, bu mesleği çok sevdiği için muharif sınıf olarak devam ettiğini ve Muğla Seferberlik Tetkik Kurulunda 1996 yılı Ağustos ayında tekrar göreve başladığını, Güneydoğu görevi çıkarsa yeniden bu malzemeyi alıp orada kullanırım diye düşündüğünü, 2001-2004 yılında da zaman zaman operasyonel faaliyetlerinin olduğunu ancak Eskişehir' den bu malzemeleri alıp götürme imkanı olmadığını, çünkü birlik olarak hareket ettikleri için bu malzemeyi götürdüğünde hakkında soruşturma açılabileceğini, bu malzemeyi almaktaki diğer bir amacının da hobi olarak bunlan çok değerli bir şey olduğu için aldığını, Keleş ve Kanasın da operasyonlarda kendileri için çok önemli olduğu için çok faydasını gördüğü için hatırası olduğundan bırakamadığmı, bunun gerçekten hatırasının mevcut olduğunu, Güneydoğudaki bu olaylann anlatılamaz ancak yaşayanlann anladığını, bu psikolojiyi de orada çatışmalara girmeyenlerin anlayamayacağını, kesinlikle her hangi bir örgütsel amacının olmadığım, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, vatanını çok seven ve bu konuda hiç bir fedakarlıktan kaçmayacak kadar çok sevdiğini ve yıllarca da PKK ' ya karşı mücadele ettiği için devletine, milletine ve çok sevdiği ve şerefle görev yaptığı orduya hiç bir şekilde ihanet edecek ve zarar verecek davranış içinde bulunmadığını, burada kusur varsa kendi şahsi kusuru olduğunu, hiç bir komutanının ve astının bu olaylarla bir alakası olmadığını, hiç bir kimseden de silahlar ve bombalar konusunda yazılı ve sözlü talimat almadığını, sadece şahsi karan ile bombalan annesinin evine koyduğunu, daha sonra bir daha da çıkaramadığını, Atabeyler çetesi denilen çete ile hiç bir alakasının olmadığını, O dosyada ismi geçen şahıslardan hiç birini tanımadığını ve Atabeyler çetesi konusunun ne olduğunu dahi bilmediğini, Kendisinin Özel Kuvvetlerden olması Atabeylerde isim geçen şahıslann da özel kuvvetlerde olması ve yakalanan malzemenin benzerlik içermesinin tesadüf olduğunu, kendi işlerini takip ettiği için ve o dönem psikolojik rahatsızlık geçirdiği için konuyu basından takip edemediğini, hatta etmediğini, çetede ismi geçen şahıslann ismini dahi şu anda bilmediğini, yaralanmasından ötürü biyolojik olarak bazı anzalarda oluştuğunu ve geç evlendiği için de bu tür sıkıntılardan kurtulmak için Gülhane' de çoğu zaman bu amaçla tedavi gördüğünü ve bu saldınlann olduğu dönemde de hastaneye sık gidip geldiğini, fazla konuyu takip edemediğini, Diğer kendisinde ki iki adet Yavuz ve 7,65 çaplı Vizör marka tabancalann kendisine ait ruhsatlı tabancalar olduğunu, üstünde ele geçen banka hesap cüzdanlan ve altmlann şahsi tasarruflan olduğunu, bunlan bankalarda nemalandırdığmı, zaman zaman ajandasmdaki altın, paraya ilişkin notlarda aldığı borç ve altmlann vereceği ailevi kişilere ait notlar olduğunu, LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK 1999 başlıklı belgeyi medyadan duyduğunu ancak içeriğini bilmediğini, ancak ne zaman duyduğunu bilmediğini, Lobide yazıldığı gibi özel güvenlik şirketini bu amaçlarla kurmadığını, zaten kurduğu şirketi de işletemediğini, zarar ettiğini, Evinde çıkan belge, dokümanlar ve disket ve CD'lerin askeri görevi sırasında tamamen görev alanı içerisinde kalan bilgiler olduğunu, bu bilgilerin bazen hepsini de zaman zaman içerisinde uygun olanları da görevi gereği ulaştırdığını, bir kısmını da yine kendisine ait üstlerine yazmış olduğu gizli istihbari bilgi notları olduğunu, bunların

da görev gereği Kars ve çevresinde çalıştığında topladığı istihbari bilgiler olduğunu, bunların bir kısmını askeri komutanlarının kendisine sorarlarsa onlara izah edeceğini, şu aşamada bu bilgilerin görevine ait konular olduğunu, bunları cevaplandırmak istemediğini beyan etmiştir.

c-Elde edilen deliler[değiştir]

ŞÜPHELİ DE ÇIKAN ASKERİ MÜHİMMAT VE GİZLİ BELGELERİN İNCELENMESİ. Her ne kadar ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' i tanımadığını beyan etmiş ise de Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile devre arkadaşı olduğu, evinde bulunan patlayıcı maddeler, suikast silahı olarak bilinen kanas ve kaleşnikov tüfek ve el bombalarını her ne kadar hatıra olarak aldığını beyan etmiş ise de tıpkı Oktay YILDIRIM gibi silahları zulaladıği, yeri ve zamanı geldiğinde örgütün amaçlan doğrultusunda kullanılacağı, şüphelinin evinde diğer şüphelilerde bulunan gizli nitelikli askeri bilgi ve belgeler görevi gereği kendisinde kaldığını beyan ettiği gizli istihbari bilgi notlannın bulunduğu, İlgili mahkeme karan gereği Eskişehir ili Hayriye Mah. Dumruloğlu Sokak No:22/5 sayılı ikametinde yapılan aramada ele geçirilen silah ve askeri mühimmatla alakalı olarak alman 28.06.2007 tarihli 2007/Bls. 10267 uzmanlık numaralı ekspertiz raporlannda 1-1 adet 52656 seri nolu seyyar dipçikli Kaleşnikof marka otomatik silahın çalışır vaziyette olduğu, 5 adet Kaleşnikof otomatik silah şarjörü ve 102 adet 7,62 mm çapında Kaleşnikof fişeğinin 6136 sayılı kanun 12/4 sayılı maddesi maddesinde belirtilen vahim nitelikli silahlardan olduğu, 2-1 adet 42898 seri nolu Kanas Marka silahın çalışır vaziyette olduğu, silah, 05850-82 seri nolu Kanas dürbünü, 1 adet Kanas Şarjörü, 124 adet dolu Kanas fişeğinin 6136 sayılı kanunun 12/4 maddesinde belirtilen vahim nitelikli silahlardan olduğu, 3-1 adet 928158 veya 4 nolu 7.65 mm çapında lama marka tabancanın çalışır vaziyette olduğu, tabanca ve tabancaya ait susturucunun 6136 sayılı kanunun 12/4 maddesinde belirtilen vahim nitelikli silahlardan olmadığı, ancak yasak niteliğine haiz ateşli silahlardan olduğu, 4- 1 adet numarasız silah, 16 numara av fişeği atar, tek namlulu yivset ihtiva etmeyen yerli el yapısı tek tek atış yapan tabancanın 6136 sayılı kanuna göre yasak niteliğine haiz ateşli silahlardan olduğu , aynı yasanın 12/4 maddesinde belirtilen vahim nitelikli silahlardan olmadığı, Şüphelide ele geçirilen tüm fişeklerin çalışır vaziyette olduğu ve 6136 sayılı kanuna göre yasak fişeklerden olduğu, 5- 8,5 cm. uzunluğundaki stanlies yazılı sustalı bıçak, 11,5 cm. uzunluğunda tek ağızlı USA Süper Knife yazılı bıçak ve 1 adet muştanın 6136 sayılı kanunun 4. maddesinde belirtilen yasak nitelikteki aletlerden olduğu, 6-Şüphelide ele geçirilen el bombalan ve patlayıcılarla alakalı olarak alman ekspertiz raporunda bombalann çalışır vaziyette olduğu ve bunu 17.09.2007 tarihili Kara Kuvvetleri 1. Ordu Komutanlığından gönderilen yazıda şüphelide ele geçirilen 5 adet taarruz tipi 5 adet savuma tipi 2 adet tapası üzerinde takılı bomba ve 10 adet çinko kutu içerisinde bulunan MKE yapımı ateşleme tapası ile 12 adet TNT kalıbı, 1 adet uçaksavar makineli tüfek mermisi, 1 adet G-3 piyade tüfeği mermisi ile 21 adet boş kovanın askeri mühimmat ve malzeme olduğu ve 1. Ordu Komutanlığına teslim edilmesinin belirtildiği, belirtilen malzemelerin askeri mühimmat olması sebebi ile 26.09.2007 tarihinde askeri görevlilere bu malzemelerin tutanak ile teslim edildiği, aynca askeri malzemeyi bulundurmak suçu ile alakalı olarak evrak tefrik edilip Genel Kurmay Askeri Savcılığına gönderilmiştir. Diğer patlayıcı maddeler, kapsüller ve askeri olmayan sıvı-katı tüm malzemeler de saklanması ve bulundurulması sakıncalı olduğundan İstanbul Kriminal Polis laboratuannın

2007/6046 sayılı ekseprtiz raporu üzerine İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi'nin 08/11/2007 tarih ve 2007/563 sayılı kararma istinaden imha edilmiştir. Kara Kuvvetleri Komutanlığından 03.07.2007 tarihinde gönderilen yazıda şüphelide ele geçirilen 9 mm. Çaplı B.Brovning L34807 seri numaralı ve 9 mm. Çaplı Yavuz 16 marka T62404 TE 003486 seri numaralı tabancaların Fikret EMEK adma kayıtlı ve ruhsatlı olduğu, 7,65 mm. Çaplı L.Lama marka 928158 numaralı tabancanın Kara Kuvvetleri Komutanlığı demirbaşına kayıtlı silahlar ve şahsi silah envanterinde kaydına rastlanılmadığı, Yine şüphelide ele geçirilen 7,62 mm. Çaplı Kanas keskin nişancı P.TF ile 52656 seri numaralı kaleşnikof P.TF' nin Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde ve envanter dışına çıkarılan silahlar bölümünde kayıtlarının bulunmadığının belirtildiği, Şüpheliden elde edilen bilgi ve belgeler ile dijital ortamda elde edilen verilerin, büyük çoğunluğunun Türk Silahlı Kuvvetleri ne ait gizli belgelerden olduğu, bazı gizli bilgilerin, devletin iç ve dış siyasal yararlan bakımından önemli ve gizli bilgi ve belgelerden oluştuğunun, Genel Kurmay Başkanlığı askeri savcılığının yazılan ve ekindeki tablolardan anlaşıldığı. Bu bilgi ve belgelerin görev zamanında kendisinde kalan bilgiler olabileceğinin değerlendirildiği.

d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi;[değiştir]

Şüpheli Fikret EMEK, her ne kadar aşama ifadelerinde sadece şüpheliler Muzaffer ŞENOCAK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanıdığını, diğer şüphelileri tanımadığını ve evindeki askeri malzemeleri PKK ile çatışmalarda ele geçirip evinde depoladığını beyan etmiş ise de; hem diğer şüphelilerde çıkan malzemeler ve dokümanlarla benzerlik arzetmesi ve bu miktardaki malzemenin çatışmalarda ele geçirilip eve getirilemeyecek kadar çok olması hususlan göz önüne alındığında şüphelinin örgütün emir ve talimatlan doğrultusunda bunlan ileride kullanılmak üzere evinde sakladığı ve ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu,

Evinde yapılan aramalarda 1 adet Devlet Yöneticileri İçin Devlet Yönetimini Kısa Dönemde Çökertme Kılavuzu ve 1 adet Hükümet Darbesi Tekniği isimli kitapların bulunduğu, Yukanda aynntılan belirtilen 29 EKİM 1999 tarihli ERGENEKON YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ /İSTANBUL yazan örgütün ana dokümanının, BÖLÜM: V yazılı 5)ORGANİZASYON PLANI 5/A).MERKEZ YÖNETİM bölümünde: Ergenekon, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire Komutanlığı ile iki sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6 ünitenin komutan ve başkanlannm bir asistanı ile bir de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin komutan ve başkanlannm yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk plâtformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır. Şöyle ki: 1 - Ergenekon Başkanlığı 2- İstihbarat Dairesi Komutanlığı 3- İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Komutanlığı 4- Operasyon Dairesi Komutanlığı 5- Finansman Daire Başkanlığı (Sivil) 6- Örgüt İçi Araştırma Dairesi Komutanlığı 7- Teori Tasanm ve Plânlama Dairesi Başkanlığı (Sivil) Bu ünitelerin komutan ve başkanları birbirlerini tanımalarında hiç bir sakınca olmamakla birlikte, birbirlerinin görev ve sorumluluk alanlarını bilmemeleri

esası, Ergenekon'a istihbarat örgütleri içinde ayrıcalıklı bir özellik ve güvenlik kazandıracaktır. Bu 6 ünitede görev alacak ajanlar, kendi bölümlerinin komutan ve başkan asistanları dışmda diğer üniteler ve personel ile hiç bir şekilde irtibat kuramamahdır. Örgütün üst düzey yöneticileri ile personel ve ajanlar arasında mutlak mesafe olmalıdır. Aksi halde başarısız bir operasyon sonucunda üst düzey yöneticilerinin korunması sağlanamayacağı gibi, örgütün kendisi riske atılmış olur ve örgütün imajı korunamaz. Şeklinde belirtilmesi ve de şüpheli Fikret EMEK'in kimseyle irtibat kurmadan verilecek görevleri beklediği anlaşılmaktadır. Üniteler arasında: enformasyon değerlendirmesinde ayrıcalık tanınabilecek tek bölüm "Operasyon Dairesi Komutanlığı"dır. Çünkü, elde edilen enformasyon analiz ve değerlendirilmesinde gerektiği hallerde katkısı olabilir. KONTROL DAİRESİ Bu dairenin varlığından Ergenekon Örgütü Başkanı/Komutanından başkaca hiç kimsenin bilgisi olmaması kesin bir gerekliliktir. Operasyonlarda yer alması zorunlu olan bu dairede yer alan ajanların ilk görevi; operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemektir. İkinci bir görevleri, karşı istihbarat örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi BİR AJANI ÖLDÜRMEKTİR. Bir ajanın sonu başlangıcında olduğunun ilk işareti, örgüte ve ajanlarına karşı sorumluluk alanında yarar sağlamamaya başladığı süreçtir. Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. BU AJANLAR MERHAMETSİZ OLMALI VE BAĞIMSIZ GÖREV YAPABİLMELİDİRLER. EMİRLERİ DOĞRUDAN ERGENEKON KOMUTANFNDAN ALMALIDIRLAR, ÜST YÖNETİCİLER VE ÖRGÜT PERSONELİ İLE AJANLARI TARAFINDAN BİLİNMEMELİDİRLER. Şeklinde belirtilmiş olması da yine şüpheli Fikret EMEK'in örgütsel konum olarak operasyon dairesinde görevli olduğunu ve diğer yöneticiler tarafından tanınmadığını göstermektedir. Şüpheli Fikret EMEK'te çıkan evrakların bir kısmında gizli askeri nitelikli belgeler ve ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'de çıkan Genel Kurmay Başkanlığı'na ait gizlilik ibareli 16 numaralı CD yine bu şüphelide de birçok şahıs ile alakalı askeri görevini yaptığı sırada görev gereği edindiğini beyan ettiği, ancak görevden sonra bunları iade etmeyip elinde bulundurduğu istihbari bilgi notlan, yine şüphelinin evindeki belgelerde bulunan Ankara Kızılay'da bulunan tüp geçide yapılması planlanan sabotaj la alakalı olarak yazıldığı anlaşılan hedef yazılı askeri çalışmayı normalde imha etmesi gerekirken etmediği, bu hedef kartını sakladığı, yine şüphelide ele geçirilen Alman Vakıflarına ait plan ve krokilerin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olmadığı, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hedefleri arasında bulunan Alman Vakıflarının bulunduğu yere ilişkin kroki ve resimlerin de ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan doğrultusunda hazırlandığı, lobi dokümanında geçen emekli askeri şahıslara güvenlik şirketleri kurdurulup bu amaçla farklı işler yaptırılıp istihbarat elde edilmesi amacına yönelik şüpheli Fikret EMEK'in diğer şüpheliler Gazi GÜDER, Mete YALAZANGİL Veli KÜÇÜK ve Oktay YILDIRIM gibi özel güvenlik şirketi işi ile uğraşması, Diğer şüpheliler ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK gibi ordudan vazife malûlü olarak emekliye aynlması göz önüne alındığında şüphelinin Ergenekon yapılanması içerisinde hiyerarşik yapıda geçmiş askeri görev ve faaliyetleri gereği örgüte ait silah ve patlayıcı maddeleri sakladığı ve Oktay YILDIRIM gibi yeri ve zamanı geldiğinde kullanılmak üzere örgütten emir ve talimat beklediği, yine şüphelinin çeşitli zamanlarda görevi gereği temin ettiği gizli bilgileri şüpheliler Muzaffer ŞENOCAK ve Aydın YÜKSEK vasıtası ile örgütün silahlı kanat ve eylem sorumlusu ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e gönderdiği, görev gereği toplamış olduğu istihbari bilgi notu niteliğindeki bilgileri görevi sona ermesine rağmen teslim etmiyerek arşivlediği anlaşılmıştır. Şüphelinin ERGENEKON terör örgütünün silahlı askeri kanadının gizli operasyonlar biriminin elemanı olduğu bu birimin "Operasyonlarda yer alması zorunlu olan bu dairede yer alan ajanların ilk görevi; operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemektir, ikinci bir görevleri, karşı istihbarat örgütlerine geçen yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi BİR AJANI ÖLDÜRMEKTİR" Şeklinde belirtilen özel operasyonel faaliyetlerinden sorumlu biriminde görevli olduğu bu birimin operasyonlarda kullanacağı tüm malzemeler ile suikast silahından plastik patlayıcıya kadar, her türlü elverişli malzemelerin şüpheli Fikret EMEK tarafından depolandığı, Ekspertiz raporlarında belirttiği gibi 6136 Sayılı Kanunun 12/4, Ek -5, TCK'nun 174. maddesinde belirtilen suçlan da oluşturduğu, ancak Yargıtay'ın içtihatlan, şüphelide ele geçirilen silah, patlayıcı ve diğer mühimmatlann miktan göz önüne alındığında eylemlerinin kül halinde TCK' nun 314/2, 315. maddelerinde belirtilen örgüte silah (TCK 6. maddede belirtilen silah deyiminden, ateşli silahlar patlayıcı madde, yanıcı ve yakıcı) temin etmek ve devlete ait gizli sırları ele geçirip amacı dışında kullanmak suçlarmı oluşturduğu, Ruhsatsız vahim nitelikli tüfekler ile bıçak ve muştalannda ayn bir suç oluşturduğu, ayrıca şüpheli de birçok kişi ile alakalı olarak fişlemeye ilişkin bilgi ve belgelerin bulunduğu, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykm olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlanna veya sendikal bağlantılanna ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydedip bu suçu da işlediği, görev sonrasında iade etmemesi de yine bu suçun oluşmasını engellemeyeceği, Genel Kurmay Başkanlığından alman yazıda şüpheli Fikret EMEK ele geçirilen bilgi ve belgelerin, devletin güvenliği iç ve dış siyasal yararlan bakımından gizli kalması gereken bilgilerle, kanun ve nizamlar gereği gizli kalması gereken ve açıklanması yasaklanan çok sayıda dijital verinin bulunduğu, aynca bu iki suçu da işlediği anlaşılmış olmakla, Şüpheli Fikret EMEK içinde devlete ait gizli bilgi ve belgelerin bulunduğu CD'yi Muzaffer ŞENOCAK vasıtasıyla Aydın YÜKSEK ve Mete YALAZANGİL vasıtasıyla ERGENEKON terör örgütünün üst düzey sorumlusu Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'e ulaştırdığı, ERGENEKON terör örgütünün operasyon dairesinde görevli olduğu anlaşıldığından;

Şüpheli Fikret EMEK'in eylemleri nedeniyle TCK' nun 314/2, 315 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 4 ve 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 326/1, 327, 334/1-2, 135/2-1, 43/2. maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılması talep edilmiştir.