[Senin nigâhına] bir rûh-ı nâzik ü hayrân
[Verir cenâh-ı münîriyle] zıll u ulviyyet;
Şu'âyı gamzeni bir kerre eyleyen rü'yet
Kalır o nûra hayâlen ilelebed nigerân!
Senin küreyve-i rahşân-ı çeşmine nigerân
Olan, eder seher-i sermediyyeti rü'yet
Ziyâ-yı subh ile memlû bir ufk-ı ulviyyet
Görür ki onda güler bir sitâre-i hayrân.
O rengi dem'a-i şefkatte muhtefî gözler
Ne âşıkâne ne hessî neşîdeler söyler:
Lehâzelerle eder serzeniş, verir sözler!
O handelerle, bükâlarda gizlenen sözler:
Hafîce ruhuma işte o sözleri söyler
O ruh ile görüşen, şi're âşînâ gözler!
Hâk ü hacer bakar gibidir itminân ile
Üstünde titreyen şu kefen saçlı sıklete;
Dönmüş hayâl-i ra'şe-nümûd-ı sefâlete
Cism-i dütâsı dest-i kavî-i zaman ile;
Titrer vücudu zelzele-i üstühân ile,
Yok dizlerinde kudreti bir hatve meşyete;
Âmâde bir seyâhat-i bîkayd-ı avdete
Dûşunda yüz seneyle.. o bâr-ı girân ile!
Endişesi -o rişte-i lerzân-ı ömr ü merk-
Bir anda atlayıp beşiginden mezârına
Eyler bütün havadis-i 'asrı peyinde terk!
Enzâr-ı pür tereddüdü sık sık dalıp gider;
Gelmiş harâbezâr-ı hayatın kenarına
Deryâ-yı sermediyyeti hayretle seyreder!