Kur'an/Sâffât Suresi

Vikikaynak, özgür kütüphane

1 Kasem olsun ol kuvvetlere: o saf dizip de duranlara 2 O haykırıp da sürenlere 3 Ve o yolda zikr okuyanlara 4 Ki ilâhınız birdir sizin 5 Hep o Göklerin Yerin ve aralarındakilerin rabbı ve bütün meşrıkların rabbı 6 Bakınız biz o Dünya Semayı (o yakın Göğü) bir ziynetle donattık: kevakib 7 Hem mütemerrid ve her şeytandan koruduk 8 Onlar melei a'lâyı dinleyemezler, tard için her taraftan sıkıya tutulurlar 9 Ve onlara ayrılmaz bir azâb vardır 10 Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihabı sâkıb takılır 11 Şimdi sor onlara yaradılışca kendileri mi daha çetin yoksa bizim yarattıklarımız mı? Biz kendilerini bir cıvık çamurdan yarattık 12 Fakat sen taaccüb ettin onlar eğleniyorlar 13 Ihtar edildiklerinde de düşünmüyorlar 14 Bir mu'cize gördükleri vakıt da eğlence yerine tutuyorlar 15 Ve, bu, diyorlar başka bir şey değil, ap açık bir sihir 16 öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt mı? biz mi ba'solunacakmışız? 17 Evvelki atalarımız da mı? 18 De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak 19 Çünkü o bir zorlu kumandadan ıbarettir derhal gözleri açılıverir 20 Eyvah bizlere derler bu o din günü 21 Bu işte o sizin yalan dediğiniz fasıl günü 22 Toplayın mahşere o zulmedenleri ve eşlerini ve Allahdan başka taptıkları şeyleri 23 Toplayın da götürün onları sırata; Cehennem köprüsüne doğru 24 Ve tevkıyf edin onları, çünkü sor guya çekilecekler 25 Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz? 26 Hayır bu gün onlara teslim olmuşlardır 27 Ve ba'zısına dönmüş soruyorlardır: 28 Siz diyorlardır: bize sağdan gelir dururdunuz 29 Yok, diyorlardır: siz inanmamıştınız 30 Ve bizim size karşı cebredebilecek bir saltanatımız yoktu, fakat siz azmış bir kavm idiniz 31 Onun için üzerimize rabbımızın kavli hakk oldu, her halde hepimiz tadacağız 32 Evet biz sizi kışkırttık, çünkü biz azgındık 33 O halde hepsi o gün azâbda müşterektirler 34 İşte biz mücrimlere böyle yaparız 35 Çünkü onlar «la ilahe illallah» denildiği zaman kafa tutuyorlardı 36 Ve «hiç biz mecnun şâır için ilâhlarımızı bırakır mıyız?» diyorlardı 37 Hayır o hakk ile geldi ve bütün Peygamberleri tasdık eyledi 38 Elbette siz o elîm azâbı tadacaksınız 39 Maamafih başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalanacaksınız 40 Müstesnâ ancak Allahın ıhlâs verilmiş kulları 41 Onlar için bir «ma'lûm rızık» var 42 Meyveler, ve onlar hep ikram olunurlar 43 Naîm Cennetlerinde 44 Karşılıklı tahtlar üzerinde 45 Maînden bir ke's ile üzerlerine pırlanılır 46 Bembeyaz, içenlere lezzet 47 Onda ne bir gaile vardır, ne de başlarına vurur 48 Yanlarında iri gözlü nazarlarını kasretmiş nazenînler 49 Sanki saklı yumurtalar 50 Derken ba'zısı ba'zısına dönmüş soruyorlardır: 51 İçlerinden bir söyliyen «benim der: bir karînim vardı 52 Derdi: sen cidden inananlardan mısın? 53 Öldüğümüz de bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt hakıkaten biz cezalanacak mıyız?» 54 Nasıl der bir bakıştırır mısınız: 55 Derken bakmış onu tâ Cehennemin ortasında görmüştür 56 Tallahi, der: doğrusu sen az daha beni helâk edecektin 57 Rabbımın ni'meti olmasa idi ben de bu ihzar edilenlerden olacaktım 58 Nasılmış bak? Biz ölecek değiliz 59 ilk ölümümüzden başka. Ve biz muazzeb değiliz 60 Bu işte hiç şübhesiz o büyük murad, büyük kurtuluş 61 Böyle bir murad için çalışsın çalışan erler 62 Nasıl bu mu hayırlı konmak için yoksa o zakkum ağacı mı? 63 Ki biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır 64 O bir ağaçtır ki Cehennemin kökünde çıkar 65 Tomurcukları Şeytanların başları gibidir 66 Her halde onlar ondan yiyeceklerdir. Yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır 67 Sonra üzerine onların hamîmden bir haşlamaları vardır 68 Sonra da dönümleri şübhesiz ki Cehennemedir 69 Çünkü onlar babalarını dalâlette buldular 70 Şimdi de onların izlerince koşturuyorlar 71 Hakıkat onlardan evvel eskilerin ekserisi dalâlette idi 72 Celâlim hakkı için içlerinde inzar edici Peygamberler de gönderdik 73 Sonra da bak o inzar edilenlerin akıbeti nasıl oldu? 74 Ancak Allahın ıhlâs ile seçilen kulları başka 75 Celâlim hakkı için bize Nuh nidâ etmişti, biz de hakıkat ne güzel mücîbiz 76 Hem onu ve ehlini o büyük sıkıntıdan kurtardık 77 Hem zürriyyetini bâkıy kalanlar kıldık 78 Hem de namına bıraktık sonrakiler içinde 79 Selâm Nuha bütün âlemler içinde 80 Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere 81 111 132 Çünkü o bizim mü'min kullarımızdan 82 Sonra da diğerlerini suya boğduk 83 Şübhesiz İbrahim de onun kolondan 84 Çünkü rabbına selîm bir kalb ile geldi 85 Çünkü babasına ve kavmine şöyle dedi: siz nelere tapıyorsunuz? 86 Yalancılık etmek için mi Allahdan başka ilâhlar istiyorsunuz? 87 Siz rabbül'âlemîni ne zannediyorsunuz? 88 Derken bir bakım baktı da nücume 89 Ben dedi: hastayım 90 O vakıt arkalarını dönerek başından kaçışıverdiler 91 Derken kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da buyursanız a, dedi, yemez misiniz? 92 Neyiniz var söylemiyorsunuz 93 Diyerek bir takrib ile onlara kuvvetli bir darbe indirdi 94 Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yöneldiler 95 A, dedi siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? 96 Halbuki sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı 97 Haydin dediler, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın 98 Böyle ona bir tuzak kurmak istediler, biz de tuttuk kendilerini daha alçak düşürdük 99 Bir de dedi ki: ben rabbıma gidiyorum, o bana yolunu gösterir 100 Rabbım! bana salihînden ihsan buyur 101 Biz de ona uslu bir oğul müjdeledik 102 Vakta ki yanında koşmak çağına erdi, ey yavrum! dedi ben menamda görüyorum ki ben seni boğazlıyorum, artık bak ne görüyorsun! ey babacığım dedi: ne emrolunuyorsan yap! beni inşaallah sabirînden bulacaksın 103 Vaktâ ki bu suretle ikisi de teslim oldular ve onu tuttu şakağına yıktı 104 Ve şöyle ona nida ettik: ya İbrahim! 105 Ru'yayı gerçek tasdık eyledin, biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere 106 Şübhesiz ki bu açık bir ibtilâ, kat'î bir imtihan 107 Dedik ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik 108 Namına da bıraktık sonrakiler içinde 109 Selâm İbrahime 110 Böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere 112 Bir de onu salihînden bir Peygamber olmak üzere İshak ile müjdeledik 113 Hem ona hem İshaka bereketler verdik. İkisinin zürriyyetinden de hem muhsin olan var hem de nefsine açık zulmeden 114 Celâlim hakkı için Musâ ile Harûnu da minnetdâr eyledik 115 Hem kendilerini ve kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık 116 Hem yardım ettik onlara da galibler onlar oldular 117 Hem kendilerine o belli kitabı verdik 118 Ve kendilerini doğru yola çıkardık 119 Sonrakiler içinde de namlarına şunu bıraktık 120 Selâm Musâ ile Haruna 121 131 Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinîne 122 Çünkü ikisi de bizim mü'min kullarımızdan 123 Şübhesiz İlyas da mürselînden 124 Zira kavmine demişti: siz Allahdan korkmaz mısınız? 125 Bir ba'le mi yalvarıyorsunuz bırakıb da o ahsenülhâlikîni 126 O rabbınız ve evvelki atalarınızın da rabbı olan Allahı? 127 O vakıt onu tekzib ettiler, şübhesiz ki onlar da ıhzâr edildiler 128 Müstesnâ Allahın ıhlâslı kulları 129 Ona da sonrakilerde şunu bıraktık 130 Selâm, ilyasîne 133 Şübhesiz Lût da mürselînden 134 Zira kurtardık onu ve bütün ehlini 135 kalan bir karıdan başka batanlar içinde 136 Sonra diğerlerini tedmir eyledik 137 Ve siz elbette onlara uğrar ve üzerinden geçerseniz, sabahleyin 138 Ve geceleyin, ya akıl edip de düşünmez misiniz 139 Şübhesiz Yunüs de o mürselînden 140 Hani bir vakıt dolu gemiye kaçmıştı, 141 kur'a çekmişti de kaydırılanlardan olmuştu 142 Derken kendisi balık yuttu melâmette idi 143 Eğer çok tesbih edenlerden olmasa idi 144 Her halde ba'solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı 145 Hemen biz onu alana attık hasta idi 146 Ve üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik 147 Ve onu yüz bine Resul gönderdik ve hattâ artıyorlardı 148 O vakıt ona iyman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik 149 Şimdi sor o seninkilere: rabbına kızlar, onlara oğullar öyle mi? 150 Yoksa biz Melâikeyi dişi yaratmışız da onlar şâhid mi bulunuyorlarmış? 151 Ha!.. onlar şübhesiz ki yalancıdırlar 152 «Allah doğurdu» derler ve elbette bunlar yalancıdırlar 153 Kızları oğullara tercih mi etmiş? 154 Nah sizlere! nasıl hukmediyorsunuz? 155 Hiç demi düşünmezsiniz? 156 Yoksa sizin için açık bir ferman mı var? 157 O halde getirin kitabınızı sadıksanız 158 Bir de onunla Cinler beyninde bir neseb uydururlar. Celâlim hakkı için Cinler bilirler ki onlar ihzar olunacaklardır 159 Münezzeh sübhan o Allah onların isnad ettikleri vasıflardan 160 Lâkin Allahın ıhlâs ile secilen kulları başka 161 Çünkü siz ve taptıklarınız 162 Ona karşı kimseyi meftun edemezsiniz 163 Meğer ki Cahîme saldıran olsun 164 Bizden ise her birimiz için bir makamı ma'lûm vardır 165 Ve biz elbette biz o saf dizenleriz 166 Ve biz elbette biz o tesbih edenleriz 167 Ve gerçek avvel şöyle diyorlardır: 168 «eğer yanımızda evvelkilerinkinden bir zikrolsa idi 169 Her halde Allahın ıhlâs ile seçilmiş kullarından olurduk 170 Fakat şimdi ona küfrettiler, artık ileride bilecekler 171 Celâlim hakkı için risaletle gönderilen kullarımız hakkında şu kelimemiz sebkat etmiştir: 172 «Onlar elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır 173 Ve elbette bizim askerlerimiz mutlak onlar galib geleceklerdir» 174 Onun için yüz çevir de onlardan bir zamana kadar 175 Gör onları: yakında görecekler 176 Ya şimdi bizim azâbımızı mı iviyorlar? 177 Amma onların sahasına indiği vakıt ne fenadır o acı haber verilenlerin sabahı!... 178 Yine sen yüz çevir de onlardan bir zamana kadar 179 Gör, yakında görecekler 180 Tesbiyh o ızzetin sahibi rabbına onların vasıflarından 181 Ve selâm mürselîne 182 Ve hamd âlemlerin rabbı Allaha