Mücella Yapıcı'nın 24 Haziran 2019'daki savunması: Revizyonlar arasındaki fark

Vikikaynak, özgür kütüphane
İçerik silindi İçerik eklendi
Kibele (Tartışma | katkılar)
Yeni sayfa: {{eser1 | önceki = | sonraki = | başlık ={{PAGENAME}} | bölüm = | eser sahibi =Mücella Yapıcı | çevirmen = | notlar =Mücella Yapıcı'nın Gezi D...
 
Kibele (Tartışma | katkılar)
bu kaynak daha iyi
6. satır: 6. satır:
| eser sahibi =Mücella Yapıcı
| eser sahibi =Mücella Yapıcı
| çevirmen =
| çevirmen =
| notlar =Mücella Yapıcı'nın Gezi Davası kapsamında 24 Haziran 2019'da Silivri'de yaptığı savunma. Kaynak: [https://kuzeyormanlari.org/2019/06/26/gezi-davasinda-mucella-yapici-asil-suc-gosteri-hakkinin-polis-mudahalesi-ile-engellenmesidir/ Gezi Davası’nda Mücella Yapıcı: “Asıl suç gösteri hakkının polis müdahalesi ile engellenmesidir”]
| notlar =Mücella Yapıcı'nın Gezi Davası kapsamında 24 Haziran 2019'da Silivri'de yaptığı savunma. Kaynak: [https://www.independentturkish.com/node/45146/haber/gezi-davas%C4%B1-san%C4%B1%C4%9F%C4%B1-m%C3%BCcella-yap%C4%B1c%C4%B1-telefonda-yapt%C4%B1%C4%9F%C4%B1m-%C5%9Fakalar%C4%B1n-hepsi-iddianameye Gezi davası sanığı Mücella Yapıcı: Telefonda yaptığım şakaların hepsi iddianameye girmiş bu gayriciddi]
}}
}}


Aynı suçtan ikinci kez yargılanıyorum. Benim buraya bu konuda aynı suçtan ikinci gelişim. Geçen iddianameden ve onun dayalı olduğu fezlekeden bahsedeceğim. FETÖ savcılarının hazırladığı iddianamenin yeni versiyonu olan son iddianameye göre bendeniz darbeye teşebbüs ve daha birçok suçlama var. Bunların en komiği Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet ettiğim iddiası; 40 yıllık meslek hayatımda bu gülünç bir suç, gülünç bir iddia.
Duruşma aranın ardından Taksim Dayanışması’ndan mimar Mücella Yapıcı’nın savunmasıyla devam etti.


Telefon dinlemelerinde özel konuşmalarım da kayıtlarında. Keşke yaşınız daha büyük olsaydı, 68 kuşağı için devrim kelimesi ne kadar güzel bir anlam ifade edilir bilebilseydiniz. İddianamede Murat Pabuç isimli birisi, uluslararası bağlantısı olan şahıslarla birlikte hareket ettiler, finansörlük yaptığımızı söylemiş. Bu kişi daha sonra aklı dengesi yerinde toplamak söyleyip ifadesini geri çekmek istedi.
Birebir aynı fezlekelerden hazırlanan yeni bir iddianameyle aynı şuçtan ikinci kez yargılandığını belirten Yapıcı, “Hakkımdaki suçlamalardan en komiği 40 yıllık mimar olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefetten cezalandırılmamın istenmesi” dedi.


Ben 68 yaşımda sıfır mülkiyetle çalışmak zorunda olan bir kimseyim. Keşke biraz daha param olsaydı da Gezi'ye 2 sandalye ve 100 poğaça da ben yollasaydım. Dosyada bulunan deliller ve bir sürülenlerin hepsi, daha önce yargılanıp beraat ettiğim davada da vardı. Ben eğer mesleğimi toplum yararına kullanmamış olsaydım, asıl o zaman bu vatan hainliği olurdu.
İddianamede Can Atalay ve Osman Kavala ile Gezi’nin finansörü olarak geçtiğini kaydeden Yapıcı sözlerine şöyle devam etti:


(Bu sözlerin izleyiciler tarafından alkışlanması üzerine Mahkeme Başkanı "Sanığın savunması bizim için de çok önemli, dinleme hakkımızı elimizden almayın” dedi.)
“Ben 68 yaşında hala çalışmak zorunda olan bir kadınım. Keşke biraz param olsaydı da iki sandalye biraz poğaça da ben gönderseydim Gezi’ye.”


Ben bu iddianamenin öne sürdüğü her şeyi külliyen reddediyorum. Bu iddialar yeni değildir, benim yargılanmam da yeni değildir. 5 yıl önce aralarında bulunduğum 26 kişi hakkında ceza davası açıldı. Taksim Platformu ile Taksim Dayanışmasının birbirinden ayrı olduğunu 6 senedir çözemediler. Taksim Platformu, Erdoğan’ın topçu kışlası açıklamasından sonra kurulmuştur. Taksim Dayanışması ise, imar planları askıya çıktıktan sonra meslek odalarının da olduğu yüzden fazla bileşen ile kurulmuştur.
“Sosyal medya paylaşımları ve telefon tapeleri daha önce yargılandığım ve beraat ettiğim davanın iddianamesi ile hemen hemen aynıdır. İddianamede Gezi Parkı ile ilgili faaliyetlerim, mesleğim doğrultusunda yaptığım çalışmalardır. İddianameye göre Gezi’de şiddet var algısını oluşturmuşuz. Gezi eylemlerinde yaşamını yitirenler kalp krizinden mi öldü? 46 insan gözünü kaybetti, bu algıyla mı oldu? İnsanlar yaralandı, algı yüzünden mi?”


Daha önce beraat ettiğim dosyada; ağırlaştırılmış müebbet, 2970 yıl hapis ve 160 bin lira ile cezalandırılmam isteniyor. Dayanışma bir görevdir, bir suç değildir. Hele ki ortada bir hukuksuzluk varsa. Osman Kavala’ya kızgınım. Kendisini zengin biliyorduk. Gezi’ye 3-5 plastik masa sandalye göndermiş iddianameye göre, mahalledeki Ayşe hanım bile tencerelerce zeytinyağlı yaptı gönderdi.
“Hükümeti istifaya ve erken seçime zorlamışız. Partiler erken seçim istiyor, seçim yapılıyor, o da mı darbe? Hakkımdaki suçlamalar hiçbir somut delile dayanmıyor. Bu iddianamenin ileri sürdüğü iddiaları külliyen reddediyorum.”


Biber gazından etkilenmemek için kullandığımız malzemeler öyle özel şeyler değildi. Gaz maskesi, talcid vs. Siz de Gezi’ye geldiyseniz görmüşsünüzdür. Benim fıtratım şakacılıktır gelin görün ki telefonda yaptığım şakaların hepsi iddianamede yer almış bu gayri ciddilik için ben sizden özür dilerim. Hükûmet istifa demek suç değildir. Bazı hükûmetler bu tür durumlarda kendiliğinden istifa ederler. Ama biz göremeyeceğiz galiba. Yasal hakları kullanmak ve hakları kullanırken örgütlü hareket etmek, suç örgütü olmak değildir.
“Beş yıl önce savcılık benim de aralarında olduğum 26 kişiye aynı iddialarla dava açmıştı. Savcılık 5 yıl önce bu iddianameye de konu olan fezlekeyle “suç işlemek için örgüt kurmaktan” yargılanmamı istemişti.”


'''Barışçıl gösteriler haktır, suçlanamaz'''
“Yeni versiyon iddianamenin düzenlendiğinin söylendiği tarihlerde 1 Haziran 2015’te beraat ettik. Aynı iddianame, aynı tapelerle 6 yıl sonra yine yargılanıyorum. Bu kez ağırlaştırılmış müebbet, 2970 yıl hapis, 160 milyar TL para cezası ile cezalandırılmam isteniyor. Şimdi ben soruyorum, ben nasıl bir savunma yapmalıyım? Benim için sorunun cevabı basit; insanların sahip oldukları hakları kullanması nedeniyle cezalandırılmaları istenemez. Dayanışma bir görevdir, suç değildir.”


Anayasa'da kullanılan bir hakkın kullanılması evrensel hukuka, doğal hukuka ve adalete aykıdır. Barışçıl gösteriler haktır, suçlanamaz. Bir düşünce etrafında bir araya gelmek ve dayanışmaktır yaptığımız. Hükümet istifa demek suç değildir. Zaten bazı devletler bu kadar suç işlediği için kendiliğinden istifa eder.
“İddianamedeki delillerin hiçbiri kanuni değildir. Farklı suçlamalarla aynı suçtan iki kez düzenlenen aynı iddianame ne hukuka ne kanunlara ne de adalete uygundur. Ayrıca ‘hükümet istifa’ demek de suç değildir. Hukuksuzluklara dur demek meslek odalarının işidir. Taksim Dayanışma Platformu, demokratik ve meşru bir kuruluştur.”


Biz o günleri görür müyüz bilmiyorum. Siz de çok önemli bir iş yapıyorsunuz. Hukukun kurallarına uymamak sizin için de suçtur, bizim için de.Şu anda Beyoğlu planlarında afet anında helikopter inecek yer yok. Sahra hastanesi kuracak yer de yok. Biz de bu yüzden Topçu Kışlası'nı yapmayın dedik. Ama dönemin Başbakanı Erdoğan 'Biz reddi reddiyoruz' dedi ve kışlayı yapmaya kararlı olduğunu söyledi. Yok edilme sürecine girilince Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi olarak planlara itiraz edelim dedik. Kadir Topbaş da dahil olmak üzere pek çok kişiye çağrı yaptık. Buraları korumak yalnızca devletin, belediyenin görevi değildir.
“Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ortadan kaldırılması iddiasını tamamen, baştan aşağı, kendim için ve tüm arkadaşlarım için reddediyorum.”


Bilgilendirme çalışmaları, suç duyuruları, kurulun aldığı kararlara karşı bir sabah geldiler ve 30 tane hiç tanımadığımız kişi gazla karşıladılar bizi. İlk iddianamede suç örgütü, ikinci iddianamede de darbeye teşebbüsle suçlanan Taksim Dayanışması, hukuksuz imar planlarına karşı çalışan meşru bir platformdur.
“Devlet, çocuklarımızın ölmesine sebep olanları cezalandırmalıydı”
“Polis şiddeti ve iktidarın kışkırtıcı dili katalizör etkisi gördü. Toplum vicdanının itiraz sesi inanılmaz şiddetle karşılandı. Gençler öldü, gözlerini kaybedenler oldu. Kriminalize etmeye çalıştığınız Türkiye’nin en onurlu direnişi Gezi, bizim yarınımızdır.”


Meslek odaları tarafından dava açtık ve idare mahkemesi tarafından haklı bulunduk. Ne yazık ki hukuka rağmen bu proje uygulanmaya devam etmiştir. 45 yıllık yüksek mimar mühendis olarak mesleğim ve görevim icabı açıkça kaçak olan, hiçbir izni bulunmayan, ve dozerle yaptıkları kazı nedeniyle parkın su elektrik tesisatını tahrip ederek, halkı çok ciddi bir tehlikeye atan yetkililere sorduğumda hepimizi hedef alarak gaz sıktılar.
“Asıl suç, toplantı ve gösteri hakkının çok şiddetli polis müdahalesiyle engellenmesidir. Devlet bizlerle değil, bunlarla uğraşmalıydı. Devlet, çocuklarımızın ölmesine sebep olanları cezalandırmalıydı.Bugün burada yaptığım savunma daha önce yargılanıp beraat ettiğim Gezi davasında yaptığımın aynısıdır. Yaşamlarını yitiren tüm gençlerimizin anısı önünde saygı ile eğiliyorum. Savunmam bundan ibarettir.”

Benim yüzüme yakın mesafeden üç tane gaz sıktılar. İki ay mide kanaması geçirdim. Hayatımızı kurtarmak için bile olsa tek bir şiddete başvurmadık. Son derece sağduyulu ve barışçıldık. Bu süreçte uygulanan polis şiddeti, başta Erdoğan olmak üzere merkezi yöneticilerin kışkırtıcı söylemleri olayların büyümesine neden oldu.

'''Bu yaşımda neden çıplak arandım?'''

Türkiye'de gelişen demokratik tepkiler, gaz bombaları, plastik mermi gibi şiddetle karşılandı. Onlarca genç insan kafa travması geçirdi. Ben de bu yaşımda çıplak arandım. Niye? Ben sadece mesleğimin gereğini yaptım. Gezi bizim yarımınızdır, çocuklarımızın aydınlık geleceği için umut fişeğidir. Taksim Dayanışması görev aldıysa onur duyarım. Bu anlattıklarım ilk savunmamdan, bu kadar haklıyken, kamusal bir görevim varken neden gazeteci oldum?

Şimdi bir de hükümeti devirmeye teşebbüsten yargılanıyorum. O günden bugüne yapılan tüm çağrılar alenidir. Asıl suçluların hesap vermesi gerekirken, sağduyu çağrısı yapan, şiddet ortamının bitmesi için çaba gösteren Taksim Dayanışması temsilcilerinin hukuksuz bir şekilde yargılanması kabul edilebilir olmaktan çok uzaktır. Asıl suç toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının şiddetle engellenmesidir. Hala öldürülen çocukların katillerinin davaları sürmektedir. Şiddet uygulayan polisler komik para cezalarıyla cezalandırıldılar.

Dönemin vali, kaymakamı ve 'polis destan yazdı' diyen Erdoğan'ın hukuksal payı sorgulanmalıdır. 2015'teki davada yaptığım savunmayı aynısını yaptım. Yine dava açılırsa bu savunmayı tekrarlayacağım. Yaşamını yitirenler önünde saygıyla eğiliyorum. Savunmam bundan ibarettir.


[[Kategori:Gezi Davası savunmaları]]
[[Kategori:Gezi Davası savunmaları]]

11.52, 19 Şubat 2020 tarihindeki hâli

Aynı suçtan ikinci kez yargılanıyorum. Benim buraya bu konuda aynı suçtan ikinci gelişim. Geçen iddianameden ve onun dayalı olduğu fezlekeden bahsedeceğim. FETÖ savcılarının hazırladığı iddianamenin yeni versiyonu olan son iddianameye göre bendeniz darbeye teşebbüs ve daha birçok suçlama var. Bunların en komiği Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet ettiğim iddiası; 40 yıllık meslek hayatımda bu gülünç bir suç, gülünç bir iddia.

Telefon dinlemelerinde özel konuşmalarım da kayıtlarında. Keşke yaşınız daha büyük olsaydı, 68 kuşağı için devrim kelimesi ne kadar güzel bir anlam ifade edilir bilebilseydiniz. İddianamede Murat Pabuç isimli birisi, uluslararası bağlantısı olan şahıslarla birlikte hareket ettiler, finansörlük yaptığımızı söylemiş. Bu kişi daha sonra aklı dengesi yerinde toplamak söyleyip ifadesini geri çekmek istedi.

Ben 68 yaşımda sıfır mülkiyetle çalışmak zorunda olan bir kimseyim. Keşke biraz daha param olsaydı da Gezi'ye 2 sandalye ve 100 poğaça da ben yollasaydım. Dosyada bulunan deliller ve bir sürülenlerin hepsi, daha önce yargılanıp beraat ettiğim davada da vardı. Ben eğer mesleğimi toplum yararına kullanmamış olsaydım, asıl o zaman bu vatan hainliği olurdu.

(Bu sözlerin izleyiciler tarafından alkışlanması üzerine Mahkeme Başkanı "Sanığın savunması bizim için de çok önemli, dinleme hakkımızı elimizden almayın” dedi.)

Ben bu iddianamenin öne sürdüğü her şeyi külliyen reddediyorum. Bu iddialar yeni değildir, benim yargılanmam da yeni değildir. 5 yıl önce aralarında bulunduğum 26 kişi hakkında ceza davası açıldı. Taksim Platformu ile Taksim Dayanışmasının birbirinden ayrı olduğunu 6 senedir çözemediler. Taksim Platformu, Erdoğan’ın topçu kışlası açıklamasından sonra kurulmuştur. Taksim Dayanışması ise, imar planları askıya çıktıktan sonra meslek odalarının da olduğu yüzden fazla bileşen ile kurulmuştur.

Daha önce beraat ettiğim dosyada; ağırlaştırılmış müebbet, 2970 yıl hapis ve 160 bin lira ile cezalandırılmam isteniyor. Dayanışma bir görevdir, bir suç değildir. Hele ki ortada bir hukuksuzluk varsa. Osman Kavala’ya kızgınım. Kendisini zengin biliyorduk. Gezi’ye 3-5 plastik masa sandalye göndermiş iddianameye göre, mahalledeki Ayşe hanım bile tencerelerce zeytinyağlı yaptı gönderdi.

Biber gazından etkilenmemek için kullandığımız malzemeler öyle özel şeyler değildi. Gaz maskesi, talcid vs. Siz de Gezi’ye geldiyseniz görmüşsünüzdür. Benim fıtratım şakacılıktır gelin görün ki telefonda yaptığım şakaların hepsi iddianamede yer almış bu gayri ciddilik için ben sizden özür dilerim. Hükûmet istifa demek suç değildir. Bazı hükûmetler bu tür durumlarda kendiliğinden istifa ederler. Ama biz göremeyeceğiz galiba. Yasal hakları kullanmak ve hakları kullanırken örgütlü hareket etmek, suç örgütü olmak değildir.

Barışçıl gösteriler haktır, suçlanamaz

Anayasa'da kullanılan bir hakkın kullanılması evrensel hukuka, doğal hukuka ve adalete aykıdır. Barışçıl gösteriler haktır, suçlanamaz. Bir düşünce etrafında bir araya gelmek ve dayanışmaktır yaptığımız. Hükümet istifa demek suç değildir. Zaten bazı devletler bu kadar suç işlediği için kendiliğinden istifa eder.

Biz o günleri görür müyüz bilmiyorum. Siz de çok önemli bir iş yapıyorsunuz. Hukukun kurallarına uymamak sizin için de suçtur, bizim için de.Şu anda Beyoğlu planlarında afet anında helikopter inecek yer yok. Sahra hastanesi kuracak yer de yok. Biz de bu yüzden Topçu Kışlası'nı yapmayın dedik. Ama dönemin Başbakanı Erdoğan 'Biz reddi reddiyoruz' dedi ve kışlayı yapmaya kararlı olduğunu söyledi. Yok edilme sürecine girilince Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi olarak planlara itiraz edelim dedik. Kadir Topbaş da dahil olmak üzere pek çok kişiye çağrı yaptık. Buraları korumak yalnızca devletin, belediyenin görevi değildir.

Bilgilendirme çalışmaları, suç duyuruları, kurulun aldığı kararlara karşı bir sabah geldiler ve 30 tane hiç tanımadığımız kişi gazla karşıladılar bizi. İlk iddianamede suç örgütü, ikinci iddianamede de darbeye teşebbüsle suçlanan Taksim Dayanışması, hukuksuz imar planlarına karşı çalışan meşru bir platformdur.

Meslek odaları tarafından dava açtık ve idare mahkemesi tarafından haklı bulunduk. Ne yazık ki hukuka rağmen bu proje uygulanmaya devam etmiştir. 45 yıllık yüksek mimar mühendis olarak mesleğim ve görevim icabı açıkça kaçak olan, hiçbir izni bulunmayan, ve dozerle yaptıkları kazı nedeniyle parkın su elektrik tesisatını tahrip ederek, halkı çok ciddi bir tehlikeye atan yetkililere sorduğumda hepimizi hedef alarak gaz sıktılar.

Benim yüzüme yakın mesafeden üç tane gaz sıktılar. İki ay mide kanaması geçirdim. Hayatımızı kurtarmak için bile olsa tek bir şiddete başvurmadık. Son derece sağduyulu ve barışçıldık. Bu süreçte uygulanan polis şiddeti, başta Erdoğan olmak üzere merkezi yöneticilerin kışkırtıcı söylemleri olayların büyümesine neden oldu.

Bu yaşımda neden çıplak arandım?

Türkiye'de gelişen demokratik tepkiler, gaz bombaları, plastik mermi gibi şiddetle karşılandı. Onlarca genç insan kafa travması geçirdi. Ben de bu yaşımda çıplak arandım. Niye? Ben sadece mesleğimin gereğini yaptım. Gezi bizim yarımınızdır, çocuklarımızın aydınlık geleceği için umut fişeğidir. Taksim Dayanışması görev aldıysa onur duyarım. Bu anlattıklarım ilk savunmamdan, bu kadar haklıyken, kamusal bir görevim varken neden gazeteci oldum?

Şimdi bir de hükümeti devirmeye teşebbüsten yargılanıyorum. O günden bugüne yapılan tüm çağrılar alenidir. Asıl suçluların hesap vermesi gerekirken, sağduyu çağrısı yapan, şiddet ortamının bitmesi için çaba gösteren Taksim Dayanışması temsilcilerinin hukuksuz bir şekilde yargılanması kabul edilebilir olmaktan çok uzaktır. Asıl suç toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının şiddetle engellenmesidir. Hala öldürülen çocukların katillerinin davaları sürmektedir. Şiddet uygulayan polisler komik para cezalarıyla cezalandırıldılar.

Dönemin vali, kaymakamı ve 'polis destan yazdı' diyen Erdoğan'ın hukuksal payı sorgulanmalıdır. 2015'teki davada yaptığım savunmayı aynısını yaptım. Yine dava açılırsa bu savunmayı tekrarlayacağım. Yaşamını yitirenler önünde saygıyla eğiliyorum. Savunmam bundan ibarettir.