Sayfa:Yargıtay'ın 2015 - 13399 no'lu esas ve 2017 - 1106 karar no'lu kararı.pdf/2

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

yapılandırıldığı ifade edilmiştir.

Musiki eserleri FSEK m. 3'te her nevi sözlü ve sözsüz besteler olarak düzenlenmiştir. Bir müzik eserinden bir parçasının dahi alınıp başka bir yerde kullanılması, eserden doğan hakka tecavüz anlamına gelecektir (Dairemizin 06.02.2007 T., 2006/695 E -2007/3983 K sayılı kararı).

FSEK m. 6/1- 4.b. uyarınca, bir başka eserden istifade suretiyle oluşturulan musiki aranjman ve tertipleri işlenme eser olarak kabul edilmiştir.

Bir eserden izinsiz iktibas yapılması, eserden esinlenme (ilham alma) ve yararlanma serbestisiyle karıştırılmamalıdır. İktibas bir eserin oluşturulmasında, bir başka eserin parçalarının alıntı yapılarak eserde aynen ve belirli ölçülerde kullanılmasıdır. Esinlenme ise, bir eserin oluşturulmasında, kendisinden önceki eserlerde ortaya konulan düşüncelerden yararlanılması ve bu fikirlerden yola çıkılarak yeni eserin biçimlendirilmesidir. Telif koruması, düşüncenin kendisini değil o düşüncenin ifade ediliş şeklini kapsar. Bir düşüncenin ifade edilmiş şeklinin kısmen dahi alınarak bir başka eserde kullanılması halinde artık esinlenmeden değil, ifadenin kullanılmasından söz edilir.

Bir musiki eserden, hukuka uygun şekilde iktibas suretiyle yararlanılması FSEK m. 35/2 uyarınca, ancak yayınlanmış bir beste yönünden mümkündür. Bir musiki eserinden iktibas ise, o bestenin en fazla, tema, motif, pasaj ve fikir nevinden parçalarının müstakil bir musiki eserine alınmasıyla mümkündür. Ancak hukuka uygun bir iktibastan söz edebilmek için ise kimin eserinden alıntı yapıldığının, sonraki eserde açıkça gösterilmesi gerekir. Aksi halde iktibas sınırı içerisinde dahi olsa kullanım eserden doğan haklara tecavüz anlamına gelecektir. Öte yandan, Dairemizin 03.04.2006 T 2005/3742 E 2006/3428 sayılı kararında da açıklandığı üzere, musiki eserlerinde koruma konusu işitilen sesler arasındaki sıra ve bağlılık, seslerin melodi, ritim ve harmoni ile belirli karışımları ve aynı zamanda ses ile ifade edilen musiki eserinin içeriğidir. Musiki eserinde sahibinin hususiyetinin varlığının tespitinde ise o eserin sıradan bir dinleyici üzerinde yarattığı izlenim esas alınmalıdır. Ancak, söz konusu izlenimin tespitinde yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alınmak suretiyle bilimsel bir yöntem izlenmelidir.

Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda, her iki eserde de kullanılan mod, çalgı seçimi, armonik yapı ve melodik yürüyüş gibi unsurların aynı olması nedeniyle dinleyici/izleyicide her iki eser arasında benzerlik hissi uyandırdığı, davalı tarafça kullanılan sonraki eserde, önceki eserin değişime uğratılarak yeniden yorumlandığı ve aranjmanın yapılandırıldığı tespit edildiği halde, söz konusu eylemin yukarıda belirtilen ilkeler ve Dairemizin içtihatları doğrultusunda, davalı şirket ait film yapımında kullanılan eserin, davacıya ait eserden esinlenme suretiyle meydana getirilmiş bağımsız bir musiki eseri veya önceki eser sahibinden izinsiz olarak oluşturulan bir işlenme eser niteliğinde olup olmadığı ya da iktibas serbestisi kurallarından yararlanma koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden ve davacının mali haklarının ihlal edildiğinin tespiti halinde bu yönde talep edilebilecek maddi tazminat yönünden ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bu sebeple bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.