Sayfa:Yamyamlığın Tarihi Ve Van’da İnsan Yiyen Bir Topluluk Mirovharlar.pdf/2

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Yamyamlığın Tanımı ve Tarihi

Modern İngilizcenin Kısa Etimolojik Sözlüğü’nde, Partridge, İngilizcedeki cannibal sözcüğünün Karayip adalarından geldiğini, çünkü bu adada yaşayanların anthropophagous, yani insan yiyen bir tür olduğunu belirtmiştir. Buna göre, Kristof Kolomb, sözcüğün caniba, calina, galibi (güçlü adam) formlarını duymuş ve daha sonra bu sözcük, canibal, caribal ve son olarak da cannibal biçimini almıştır (Partridge, 2006: 404). Türkçede yamyam sözcüğünün etimolojisine Hasan Eren (1999)’de rastlanmazken, Eyüboğlu’nun verdiği bilgiye göre bu sözcük, Türkçeye yakın bir dönemde girmiştir ve Batı dillerinde yamyam sözcüğüne kök olabilecek herhangi bir sözcük yoktur (Eyüboğlu, 1988: 725). Son dönem ünlü seyyahlarından Muhammed Mihrî’nin belirtiğine göre yamyam sözcüğü, Niam-niam’dan türemiştir ve kökeni itibariyle Dinka diline aittir (Muhammed Mihrî, 2016: 186). Bierce’in belirttiğine göre yamyamlık, belirli lezzetleri içeren ve domuz-öncesi dönemin beslenme alışkanlıklarına bağlı kalan bir diyet biçimidir (Bierce, 1911: 44). Beth A. Conklin’in yayınladığı Tüketen Yas: Bir Amazon Toplumunda Şefkatli Yamyamlık (Consuming Grief: Compassionate Cannibalism In an Amazonian Society) adlı eserde yamyamlık, birinin düşmanını ya da herhangi bir insanı yiyerek onu aşağılaması, ona hükmetmesi amacıyla gerçekleştirilen en eski ve ırkçı bir siyaset aracıdır (Comklin, 2001: 3).

Rus paleontolojist I. A. Efremov’un ortaya attığı taphonomi, organizmaların nasıl fosilleştiğini araştıran bir bilim dalıdır. Buna göre insanların, hayvanların, fiziksel yaralanmaların ve kimyasalların kemiklere verdiği hasarlar tespit edilebilmektedir. Christy ve Jacqualine Turner’ın belirttiklerine göre, insanın kemiğe verebileceği hasar, üç şekilde gerçekleşmektedir: Kırılma, kesilme ve yanma. Hasar tespit çalışmalarında, bilhassa insan müdahalesinin daha muhtemel olduğu durumlarda, kemikte birden fazla kırılma görülür. Tarih öncesi kemik kesimleri, belirgindir ve birkaç spesifik özellikle rahatlıkla tespit edilebilir: Taş bir aletin sebep olduğu kesikler genellikle “v” şeklindedir; kesiğe sebep olan aletin muntazam bir yüzeye sahip olmaması nedeniyle, 20 birim büyüteç altında çizikler görülebilir. Şayet yamyamlık, kemik kesiği yerine yakılmış bir kemik vasıtasıyla tespit ediliyorsa, kemiğin mevcut durumu, yanma işleminin hangi gerekçe ile yapıldığı hakkında bilgi verir (ölü yakma, pişirme veya gelişigüzel) (Turner & Turner, 1999: 53).

Antropologlara göre yamyamlığın gerçek ve bulgulara dayanan örneklerine Avustralya’da Aborjinler; Afrika’da Ashantiler; Meksika’da Aztekler; Yeni Zelanda’da Maoriler; Kuzey Amerika’da Huronlar ve Iroquoisler; Balkanlarda Uskoks’lar; Brezilya’da Tupinamba’lar ve Papua Yeni Gine’de Foréler arasında rastlanmıştır (Herrmann, 2019: 7). Avramescu’ya göre uç şartlar; açlık, öfke ve dinsel coşku altında gerçekleştirilen yamyamlık, Ortaçağ ve erken-modern dönem2