Sayfa:Yakın Çağlarda Türk Tiyatrosu Tarihi Birinci Cilt.pdf/76

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

YAKIN ÇAĞLARDA

hal kabilindendir. Acaba rağbet ve teveccühü umumiyeye mazhar olamıyoruz diye iddia edebilir mi? O halde mahut mahallin intihabına ne diyelim?

Birinci mevki için birkaç tane uzunca kanape alıp üzerlerine birer demir çenber geçirerek (gûya kimse kimsenin yerine oturmaması için) ilân olunan koltuk sandalyalarına sarfedilen akçenin bir miktarını da şanonun tertibat ve intizamına sarfetse ve müteaddit kont, salon daireleri diye açtığı perdelere muktezi levazım ile (yenisinden sarfınazar) bir de şano tertibatına dikkat etmiş olsa bir dereceye kadar noksanını ikmal etmiş olurdu.

İnşallah şu ıslâhat yakında icra olunur. Oynanan oyuna gelince: Bu bapta herkes intihabında ve reyinde serbest bulunup ancak bazılarının hedefi itirazı olan bu gibi piyesler esasen garip ve feci olmakla beraber gene kemali merak ve lezzetle temaşa olunmuştur.

Piyesin aslından Türkçeye hini tercümesinde kaçırılan bazı hata ve talaffuzatın ıslâhı birinci derecede temenni edilecek mevardandır.

Vazife cihetine gelince: Aktörlerden Aleksan ve Mınakyan Efendilerle aktrislerden Hehimyan ve Binemeciyan Hanımlar rollerini bihakkin ifa etmişler ve bahusus âmalık vazifesini icra eden Minakyan Efendi mazharı takdirat olmuştur.

Mehmet Celâl Beyin makalesinin başlığı “Ramazanda vakit geçirmek" tir. Muharrir, bütün bir günün hikâyesini, gündüz kıraathanelerde, camide, ramazan sergilerinde, akşam iftarda, daha sonra teravi namazında, karagözde, meddahta, çalgılı kahvelerde geçirilen vakti anlattıktan sonra diyor ki:

Bir başka gece de Osmanlı tiyatrosuna gidilir. Tiyatronun bir kıraathane içine sıkışmış olmak, müşterilere yol göstermek için ücretle kullanılan adamların münasebetsiz muameleleri calibi hayret bulunmak, sahnenin tezyin ve tenvirine itina edilmemek gibi birçok nakayisten sartınazar edeyim de tiyatro hakkında bir edip tarafından serdedilen mütalâanın bazı fıkralarını nakledeyim:

“... Fikrimce tiyatro esasen öyle marifet veya ahlâk mektebi değil, adeta bir eğlencedir. Hattâ birtakım hazin hazin facialar da tiyatroları eğlencelikten çıkaramaz.

— Tiyatro nedir?

— Adeta taklit.

— Neyi taklit ediyor?

— Ahvali beşeri!

Şu dört ibarecik tiyatronun en faydalı bir eğlence olduğunu meydana çıkarmağa kâfidir zannederim. Binaenaleyh cemiyeti beşeriyyeye faydalı eğlenceler de lâzım görünür. Tiyatro ise cisim ve can bulmuş bir hayali şairanedir, güya ki insanı elinden tutar, gönüllerin hafa perdelerini birer birer açarak en gizli göşelerini gösterir.

72