Sayfa:Yakın Çağlarda Türk Tiyatrosu Tarihi Birinci Cilt.pdf/38

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

YAKIN ÇAĞLARDA

hükmeder. Seyirciler, gölgelerin önünde insan tabiatının bütün fenalıklarını, bütün büyüklüklerini canlanmış bir halde seyrederler, aşkla kini, bu pek kuvvetli duyguları, bu kudretli âmilleri, en son hatlarına kadar götürülmüş olarak görürler.

Bunun içindir ki örf ve âdetler üzerine tiyatronun yapmış olduğu hizmetler, kitapların ve gazetelerin yapmış oldukları hizmetlerden daha yüksek sayılır. Benim de kânaatim böyledir. Çünkü tiyatro kadar gözyaşı döktüren kitap ve gazete görmedim.

Tiyatronun faydası o derecededir ki Avrupada medeniyetin mühim unsurlarından biri sayılır. Şekspirin trajedisi Sezar, İngilterede Kromvel zamanındaki hadiselerin cereyanına imkân veren sebeplerden biri olmuştu. Fransada ihtimal ki Molyer'in komedileri ve hiç şüphesiz Volter'in ısırıcı kalemi papaslara ve asilzadelere en büyük darbeyi vurmuştur. Büyük Fransız ihtilâli esnasında halk sönmez bir hürriyet aşkı ve büyük bir vatanperverlik göstermiştir: Belki Korney'in kahramanca eserleri bu neticeye herşeyden çok yardım etmiştir. Göte ve Şiller'in Alman münevverleri üzerinde yaptığı tesirleri toplamak lâzımgelse belki büyük bir cilt yetişmez.

Bize gelince: Biz henüz bir tiyatro vücude getirdik. Bunun şimdiden mükemmel olmasını tabii istemeyiz. Ortaya yeni çıkan bu eserden bütün meziyetleri istemek, annelerin âlim çocuklar doğurmasını beklemeğe benzer. Fakat sahnemizin noksanlarının az olmasını istememiz ve bu hatalar ne olursa olsun, onların günden güne azalmasına çalışmamız lâzımdır. Çünkü bazı hatalar için tecrübesizlik bir mazeret sayılamaz.

Bence tiyatromuzun en büyük kusuru telâffuzda olan fenalıktır. Bu hata ilk önce lisanın tiyatrodan edeceği istifadeleri ortadan kaldırır, sonra da bir dereceye kadar gülünç olmaktan çekinilmeyi imkânsız kılar, piyesin yapması lâzımgelen tesiri kat'i surette mahveder.

Piyeslerimizin çoğunun Avrupa lisanlarından tercüme edilmiş olmasına gelelim: Eğer bu bir kabahatse bunun mes'uliyeti tiyatroya değil, kalem sahiplerine aittir. Maamafih tiyatro tercümesinde o kadar büyük fenalık göremiyorum.

Edebiyatın vatanı yoktur. Eğer bir fikir doğru ise bir lisanda yaptığı tesiri başka lisanda da ayni suretle vücude getirir. İngiliz, Alman Piyeslerinden pek çoğu Fransızcaya tercüme edilmiş, orada oynanmıştır. Tercümede kaybolan tek şey, esas eserin üslûbundaki şaşaadır, fakat verdiği zevk ve tesir hiçbir suretle azalmaz.

Tiyatro edebi nevilerin en güç olanıdır. Bugün onbinden fazla edibi bulunan Fransada iyi tiyatro yazan on muharrir çıkmaz. Edebiyatımızın hali göz önüne getirilirse kaç dram muharriri bulunabilecek?

Eğer Avrupada bir tiyatro piyesinin yüz defaya kadar oynandığı, halbuki İstanbulda üç beş defaya kadar görüldüğü düşünülecek olursa yalnız Güllü

31