Sayfa:Terör Korkusu ve Algılanan Terör Riskinin Alturistik Boyutları.pdf/4

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Tuba GÜN ÇINĞI


büyümesine paralel olarak belirli oranlarda azaldığını ortaya koymaktadır (Tulloch, 2004, s. 376; Warr ve Ellison, 2000, 5.562; Snedker, 2006, 5.190, Haynes ve Rader, 2015, s.14; Drakulich, 2015, s. 1183; Heber, 2009, s. 269- 270). Ayrıca çocuğun cinsiyetinin yanı sıra mağduru olunmakta korkulan suç türünün de bireylerin alturistik suç korkusu üzerinde belirleyici olduğunu ortaya koyan çalışmalar mevcuttur (Wozmediano vd., 2017, s. 681- 682; Reşitoğlu, 2017, s. 151-152).

Bu araştırmaların büyük çoğunluğu, erkeklerin kişisel korkularından ziyade yakınlarına/ ailelerine ilişkin korkularını dile getirmesini, hem toplum tarafından kendilerine biçilen sorumluluk duygusuyla hem de toplumsal cinsiyet rollerinin yol açtığı kendi korkularını dillendirmekten kaçınma olgusu ile açıklamaktadırlar (Grabosky, 1995, 5. 2; Stanko, 1995, s. 51- 52; Hale, 1996, s. 96- 100; Clemente ve Kleiman, 1977, 5. 552; Snedker, 2006, 5.190; Drakulich, 2015, s. 1884- 1885).

Ayrıca başkaları için duyulan korku ve endişede mağduriyet deneyimi (Drakulich, 2015; Demirçivi, 2015), yoksulluk (Haynes ve Rader, 2015) ve yaşanılan muhitin (Drakulich, 20 15) belirleyici işlev gördüğünü oltaya koyan çalışmalar da vardır. Drakulich (2015, s. 1186), kişisel suç mağduriyeti yaşayan bireylerin yakınlarına ilişkin daha fazla suç korkusu duyduğunu ortaya koymaktadır. Terör risk algısı ile ilgili bir diğer araştırma ise daha önce kendisi veya bir yakını terör mağduru olan bireylerin, yakınlarının terör kurbanı olma olasılığını daha yüksek gördüklerini bulgulamıştır (Demirçivi, 2015, s. 158- 159). Haynes ve Rader'in (2015, s. 13- 14) çalışmaları yoksulluk sınırı altında yaşayan nüfusun dezavantajlı konumlarından dolayı ailelerine ilişkin daha yüksek suç korkusu içinde olduğunu göstermektedir. Yaşanılan muhite ilişkin güvensizlik algısı da bireylerin alturistik suç korkularına etki eden bir faktör olarak bulgulanmıştır (Drakulich, 2015, 8.1186) Bu araştırma, muhite ilişkin güvensizlik algısının bireylerin ailelerini ve sevdiklerini koruma amacıyla alarm ve kilitler taktırma, ışıkları açık tutma, silah edinme, sosyal organizasyon ve faaliyetlerden çekilme ve hatta yaşanılan muhitten taşınma gibi korunma ve kaçınma davranışlarını ortaya çıkardığını göstermektedir (2015, s. 1191-1194).

“Araştırmalar, suç korkusu veya suç mağduriyetine ilişkin algılanan riskle paralel bir şekilde bireylerin kendilerini ve yakınlarını savunmak amacıyla birtakım tedbirler aldığını ve yakınlarına telkinde bulunduklarını ortaya koymaktadır. Snedker'in (2006, s. 177-180), 52 kişi ile yaptığı derinlemesine görüşmelere dayanan çalışması, kadın ve erkeklerin aile üyelerinin davranışlarında kısıtlamaya gittiğini, gece dışarıda olmama ve tehlikeli sokaklardan geçmeme yönünde aile üyelerine özellikle çocuklara telkinde bulunulduğunu göstermektedir. İsveç'te 20 kişi ile gerçekleştirilen görüşmelere dayanan başka bir araştırmada da benzer şekilde, aile üyelerine ve özellikle çocuklara belirli zamanlarda belirli yerlerden uzak durmalarının ve karanlık ve tenha sokaklardan ziyade insanların yoğun olarak kullandığı güzergahların kullanılmasının telkin edildiği görülmektedir (Heber, 2009, s. 266-267).

Terör korkusu ve suç korkusunun alturistik boyutlarını ele alan az sayıdaki çalışmanın bulguları; alturistik korkunun bireysel korkudan fazla olduğumu, cinsiyet, çocuk sahibi olmak, mağduriyet deneyimi ve birtakım bağlamsal faktörlerin bu korku üzerinde etkili olduğunu ortaya koymakta ve bu korkunun bireylerin yakınlarını korumak amacıyla birtakım tedbirler almasında etkili olduğunu ortaya koymaktadır.

Yöntem

Bu çalışma, 2019'de tamamlanandaha geniş kapsamlı bir terör korkusu ve risk algısı çalışmasının bir boyutunu tartışmaya açmaktadır. Çalışmada üzerinde durulacak olan temel nokta, bireylerin ailelerine/yakınlarına ilişkin kaygı ve korkuları, bunları tetikleyen unsurlar ve bu kaygı ve korkuların ortaya çıkardığı sonuçlardır. Araştırma verileri 2018 yılının Mart ve Nisan ayları arasında, Ankara'da gerçekleştirilen nitel ve nicel çalışmalardan elde edilmiştir. Araştırmanın nicel boyutu, Ankara'da 2015 ve 2016 yıllarında bombalı terör eylemlerinin yaşandığı Ankara Garı ve Güvenpark civarında yaşayan, çalışan, bu bölgeleri şehiriçi veya şehirlerarası geçiş güzergahı olarak kullanan 18 yaş ve üzeri 400 kişi ile gerçekleştirilen anket çalışmasına dayanmaktadır. Anket formu, sosyodemografik soruların yanı sıra bireylerin kendilerine ve yakınlarına ilişkin korkularını ortaya çıkarmayı amaçlayan sıklık sorularından oluşmaktadır. Araştırmanın nitel boyutunu ise bu saldırılardan en az birini doğrudan deneyimlemiş olan ve kartopu örnekleme tekniği ile ulaşılan 20 kişi ile gerçekleştirilmiş görüşmeler oluşturmaktadır. Teröre doğrudan maruz kalmış olan bu katılımcılarla işyerlerinde, derneklerde ve kafelerde gerçekleştirilmiş olan görüşmeler ortalama 45-50 dakika sürmüştür.

361