Sayfa:Ta'lîm ve Terbiye-i Askeriyye Hakkında Nokta-i Nazarlar.pdf/7

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş
—8—

Çünki yürüyüş kolundan, küçük büyük birtakım cüz’-i tâmlar mezkûr kolun emniyyetini istihsâle me’mûr edilir.

Meselâ: Keşif kolları, pîş-dârlar, cânibdârlar... Bunlar hep dâimâ dikkatli bulunmağa köyleri, ormanları, arâzî dalgalarını araşdırmağa mecbûrdurlar. Bu cihetle bunlarda gözler açık, kulaklar kabarık, fikr uyanık olmak lâzımdır. Bir de bunlar için tehlike bi-t-tab’ asıl koldan daha yakındır; bu mehâlik-i me’mûlenin tevlîd etdiği helecâna bir de hiss-i mes’ûliyyet inzimâm eder ve bu sûretle bütün kabiliyyet-i teyakkuzunu isti’mâl ve kuvâ-yi bedeniyye ve rûhiyyesini sarf ederler ki yürüyüş yorgunluğu onlar için iki misli olur.

Yorulan bir yolcu, yolun kenârına oturabilir. Yâhûd gideceği yerde mükemmel bir istirâhata mâlik olacağını düşünerek gayretlenir. Hakikaten böyle bir ümîd-i istirâhat her nev’ yorgunluk için bir kuvvetdir. Lâkin asker için istirâhat mutlak değildir. Bil-akis düşmana takarrüb etdikce istirâhat kalkar, iâşe o kadar te’mîn edilemez, sıhhate o kadar bakılamaz, müessirât-ı mâddiyye o kadar nazar-ı dikkate alınamaz ve bu sebeble a’sâbın kuvveti azalır, cümle-i a’sâbiyye, beyin kuvve-i münebbiheden mahrûm kalır.

İşte kuvâ-yi mâddiyye mahv olunca, kuvâ-yi rûhiyyenin bunu tazmîn edecek bir derecede olması lâzımdır; uyuşukluk müstevlî olunca fikri, hâl-i fa’âliyyetde bulunduracak ancak o kuvvetdir. Yine o kuvvetdir ki ertesi günkü yürüyüşde veyâhûd muhârebede a’sâbı tahrîk eder.

Şerâit-i mâddiyyenin halel-dâr olduğu ânda, asker kuvâ-yi mâddiyye ve bi-l-hâssa kuvâ-yi ma’neviyyesinin hadd-i a’zamîye ircâına mecbûrdur. (Rus - Japon) Harbi’nde bu lüzûm ve mecbûriyyeti isbât edecek müteaddid misâller bulunabilir. Husûsuyla (Liyaoyang) ve (Mokden)’de hâsıl olan buhrânlı safhalar harb-i hâzırda kuvâ-yi ma’neviyyenin vücûbunu herkese tasdîk etdirmişdir.

Mokden Muharebesi’nin bir safhasına bakalım:

(Banya Poçe) ile (Kaotolnig) arasında uzun bir vâdî vardır. Mezkûr vâdinin tarafeyni yalçın kayalard(an) mürekkeb olduğu gibi Rus istihkâmâtıyla da mücehhez idi. Bu vâdiye gece gündüz Rus mermiyâtı dolu gibi yağıyordu.

Japonlar taarruzlarına devâm etmek istedikleri takdîrde bu vâdiden geçmeye mecbûr idiler. Ruslar tarafından mitralyöz ve tüfenk mermiyâtıyla dövülen ve mütemâdî şarapnel parçaları altında bulunan bu arâzî üzerinde Japon taburları tırmanarak ilerliyorlardı.

Efrâd arâzî yarıklarına sokuluyor. Taşların arasından sıyrılıyor, başlarının ilerisine toprak