Sayfa:Ta'lîm ve Terbiye-i Askeriyye Hakkında Nokta-i Nazarlar.pdf/4

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş
—5—

Kıtaât-ı cesîmenin inzibât-ı askerîsi tâli’-i harb üzerine pek mühimm te’sîr icrâ’ eder. Ve inzibât olmaz ise ordular sevk olunamaz.

70-71 Seferi’nde 600 bin, (Rus-Japon) seferinde 500:600 bin, Yunan Muhârebesi’nde 200 bin kişilik ordular tahrîk edildi. Bugün içinde bulunduğumuz muhârebâtda orduların kuvveti milyonlardan mürekkebdir. İtâat ve inzibâtın fıkdânı hâlinde böyle bir kitle-i muazzamanın sevk ve idâresi nasıl mümkin olabilir?

Demek oluyor ki harbde inzibâtın yerine cesâret vesâire kaim olamaz. Vakt-i hazarda güzel ta’lîm ve terbiye görmüş ve bu sâyede mükemmel zabt ü rabt ve inzibât-ı askeriye alışdırılmış olan bir kıt’a ne vakit olursa olsun bir hücûmu başa çıkarabilir.

Zabt ü rabt bil-hâssa ric’atlarda izhâr-ı ulviyyet eder. Çünki zabt ü rabtı mükemmel olan bir ordunun muhârebenin en buhrânlı devirlerinde, ric’atın en elîm safhalarında bile kuvve-i ma’neviyyesi tezelzülden masûn kalır. Lâkin inzibâtsız bir ordu ilk ric’atda tamâmıyla dağılır ve artık andan başka bir vazîfe-i askeriyye taleb etmek gayr-i mümkin olur.

70-71’de (Almanya-Fransa) Muhârebesi’nde Fransızların ilk ordularından sonra meydân-ı harbe sevk edilen ordularının insân sürüsünden başka bir şeye benzemedikleri için hezîmet hezîmeti ta’kîb etdi ve asker dağıldı.

Hakîkaten zabt ü rabt-ı askerisi münhall olan bir ordunun her ne vakit olursa olsun manzarası pek elîmdir.

İnzibât-ı askerinin istihsâli, ta’lîm-nâmede usûl ve zâhire müteallik ta’lîmlerin icrâsında iltizâm olunacak şiddet ve ciddiyyetle perverde edilebileceğini söylemişdik; fakat bundan, zabt ü rabtın yalnız yanaşık nizâmdaki ta’lîmlere münhasır olduğu zann olunmasın! Belki avcı hâlinde dahi zabt ü rabtın ta’lîm ve terbiyesi nazar-ı dikkate alınmalıdır.

Maa-mâ-fîh elimizdeki Seferiyye Nizâmnâmesi’nin (3)’üncü mâddesinde: “Fî-l-vâki’ nefer ta’lîm ve terbiye sâyesinde gerek yürümeyi ve gerekse silâhını iyice kullanmağı öğrendikden mâ- adâ kuvâ-yi zihniyye ve bedeniyyesini de tezyîd edebilirse de zabt ü rabt-ı askerinin istihsâli ancak uzun bir müddet sarf olunacak himmet ve gayretle mümkin olabilir.” satırlarını okuduğumuz zaman zabt ü rabtın uzun bir müddetde ve fakat her hâlde ta’lîm ile mümkin’ül istihsâl olduğu fikrine zâhib olabiliriz.

Fakat yine aynı mâddenin müteâkıb satırları bize sarâhaten bildiriyor ki icrâ’ olunan ta’lîmler vâsıtasıyla