Sayfa:Sophokles - Antigone çev. Sabahattin Ali.pdf/21

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

TEİRESİAS - Ne olduğunu sanatımın bana gösterdiği alâmetlerden öğreneceksin! Eskiden beri kuşlara baktığım[1] yere oturmuştum. Burada etrafıma her cinsten birçok kuşlar toplandı. Bu sırada yabancı sesler duydum; birtakım kuşlar kızgın ve karmakarışık feryatlar koparıyorlardı. Aynı zamanda ölüme susamış pencereleriyle birbirlerini parçaladıklarını anladım; kanad sesleri bunu gösteriyordu. Telâşa düşerek mâbetteki kurban ateşini yokladım. Fakat Hephaistos'un alevleri kurbanlardan yukarı yükselip parlamıyordu; bunları sıcak usaresi küllerin üzerine akıyor, orada cızırdıyor ve etrafa sıçrıyordu. Bu sırada safta kesesi de kaynayıp patladı. Butları saran yağlar eriyip aktı ve but kemikleri çıplak kaldı. Çocuğun ağzından tamamiyle âciz kalıyordum; çünkü ben nasıl başkalarının rehberi isem o da benim rehberimdir. İşte, şehrimizin başına gelen bu iş senin yüzündendir. Bütün mukaddes ocaklar ve mâbetler, köpekler ve yırtıcı kuşlar tarafından Oidipus'un bedbaht oğlunun leşinden getirilen parçalarla dolmuştur. İşte bunun için, ne ibadetlerimiz, ne dualarımız, ne de kesip pişirdiğimiz kurbanlar artık tanrıların hoşuna gitmiyor; başımızın üzerinde uçan hiçbir kuş uğurlu haberler vermiyor, çünkü öldürülmüş bir insanın kanlı eşiyle doymuşlardır. İşte oğlum, bunu düşün! Çünkü hata etmek fânilerin müşterek talihidir. Fakat bir kere hata eden artık bütün çarelerden ve ümitlerden mahrum değildir; yalnız, fenalığı düzeltmeğe çalışması ve inadından vazgeçmesi lâzımdır. Mânasız bir inat muhakkak ki insanı yanlış yollara saptırır. Bunun için ölülerin hakkını ver ve cesetleri hançerlemekten vazgeç. Ölüleri bir kere daha öldürmek... ne kahramanlık! Senin iyiliğini istiyorum ve sana iyi bir nasihat veriyorum; insanlar iyi nasihat dinlemeği, kendilerine faydası olduğu zaman daha çok severler.

KREON - İhtiyar! Ve siz hepiniz! Okçuların hedefe nişan aldıkları gibi bütün oklarınızı bana çevirmişsiniz! Desenize, keramete bu işte kusur kalmıyor! Kendi akrabalarım beni çoktan sattılar, bana ihanet ettiler. Elinizden gelirse siz de servetler toplayın, Sardes'ten[2] Elektros'lar[3] yahut Hindistan'dan altınlar getirin, yine bü ölüyü gömemezsiniz. Kronion'un[4] kartalları o ölüyü yem olarak alıp da Zeus'un tahtının önüne bile götürseler, o zaman bile, orayı kirletmelerinden korkmıyacağım ve bu herifi mezara koydurmıyacağım; çünkü pek iyi bilirim ki, tanrıları kirletmek hiçbir insanın elinde değildir. Fakat ey ihtiyar Teiresias, bazan en kudretli insanları bile, eğer kazanç düşünerek sefil hareketleri asîl sözlerle süslemeğe kalkarsa, çok aşağılara düşerler.

TEİRESİAS - Ah, eğer bir kişi olsun bilseydi... Bir kişi olsun bunu düşünseydi...

KREON - Neyi düşünseydi? Böyle umumi olarak neyi söylemek istiyorsun?

TEİRESİAS - Bütün nimetlerin en büyüğünün temkin olduğu.

KREON - Nasıl ki, en büyük ziyan da, fikrimce, düşüncesizliktir.

TEİRESİAS - Ama senin yakaladığın hastalık da işte budur.


  1. Eski Yunanistan'da kâhinler, kuşlara ve kuşların uçuşuna bakıp ahkâm çıkarırlarmış ve buna mahsus yerleri varmış.
  2. Hindistan'ın ve Sardes'in zenginliği eski Yunanistan'da pek meşhurdu, Sardes Lidya'da Smolas dağı (bugünkü ismi Bozdağ) yanında bir şehirdir; şarapları, altın madenleri ve safranı ie meşhurdu.
  3. Elektros, daima altın ve gümüşle beraber zikredilir, eskilerin ifadesine göre dört kısım altın ve bir kısım gümüşten ibaret tabiî bir maden halitasıdır; sonradan suni olarak da yapılıyordu.
  4. Kronion, Titan'lardan Kronos'un oğullarına verilen isimdir, bu oğullar şunlardır: Zeus, Poseidon, Hades, Hera, Demeter, Hestia. Burada kastedilen Zeus'tur.