Cumhuriyet döneminde alevi vatandaşlara yönelik saldırılar periyodik olarak devam etmiştir. Kahramanmaraş, Malatya, Çorum olaylarında yüzlerce alevi vatandaş yaşamını yitirmiştir.
Son Sivas olayları; ülkemizde gelinen noktayı göstermesi açısından ibret verici bir durumdur.
Sivas'ta insanlığa karşı suç işlenmiştir, kültüre karşı suç işlenmiştir. Bu işlenen suçta devletin kusuru vardır, payı vardır.
Aziz Nesin bahane edilerek bir alevi-sunni çatışması çıkarılmak istenmiş, çoğu seçkin olan yazar, sanatçı 36 insanımız katledilmiştir.
Olayların örgütlü ve planlı bir şekilde çıkarıldığı, fanatik militanların daha önceden çevre illerden getirildiği söylentileri yaygındır.
2 Temmuz 1993 günü camiden çıkan 400-500 kişilik fanatik grubun taşkınlıklarına göz yumulmuş, olayların büyümesine seyirci kalınmıştır.
Devlet yetkilileri, Pir Sultan Abdal heykelinin sökülmesine izin vererek, Pir Sultan Abdal gibi kültürümüze mal olmuş bir halk ozanının manevî şahsiyetinin rencide edilmesi fanatik grubun esas emellerine ortak olmuşlardır. Orada sürüklenen Pir Sultan Abdal'ın heykeli değil, Anadolu kültürüdür, evrensel kültürdür.
Sivas Belediye Başkanı, Sivas Valisi, Emniyet Müdürü, Garnizon Komutanı görevlerini yerine getirmemiş, sorumluluk ve vebal altındadırlar.
Daha geçen gün Van'da bir otelin yakılması sonucu 15 vatandaşımız hayatını kayıp ederken, arkasından Sivas olaylarının yaşanması ister istemez insanın aklına çeşitli sorular getirmektedir.
Özel bir televizyon kanalına çıkarılan cami imamı, 60 milyon insanın gözlerinin içine bakarak alevi vatandaşlarımız için "sapık insanlar" demesi, diyebilme cesaretini göstermesi 20 milyonluk alevi vatandaşlarımıza hakaret değil midir, tahrik değil midir?
Aziz Nesin'in konuşması, tahrik olarak gösterilmektedir. Cami imamının televizyonda yaptığı konuşma, Pir Sultan Abdal gibi insanlığa mal olmuş bir halk ozanının heykelinin sürüklenmesi alevi vatandaşı rencide ve tahrik etmiyor mu?
Sivas olayları, laik, demokratik, çağdaşlık iddiasında olan Türkiye için şanssızlıktır. Türkiye'nin insan Hakları konusundaki saygınlığı yurt ve dünyada tartışıldığı bir dönemde, 36 insanımızın katledilmesi Türkiye'nin İnsan Hakları konusundaki saygınlığını kuşkuya düşürmüştür. Şehit olan insanların çoğu bilim adamıdır, sanatçıdır, yazardır. Türkiye'nin seçkin insanlarıdır.
1992 Nevroz kutlamalarında sadece halay çeken insanların üzerine panzerler sürülerek, silahlar sıkılarak yüze yakın insan öldürülürken, Sivas olaylarında fanatik gruba su bile sıkılmamıştır.
Devlet olaylara seyirci kalmıştır, göz yummuştur.
Sorumlular ortaya çıkarılmalı, en ağır cezaya çarptırılmalıdır.
Sivas olaylarında hayatını kaybeden çoğu sanatçı, bilim adamı ve yazar olan 36 vatandaşın katillerinin bulunması, suçlu ve sorumlu olan yetkililerin tespiti için Anayasanın 98, TBMM iç tüzüğünün 102 ve 103 üncü maddelerine göre Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.
5.7.1993