Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/83

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

3 - Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğimize gönderilen 16.12.2005 havale tarihli Rıfat KORUHAN isimli ihbar dilekçesinde;

Kamuda çalışan, geçimini devletten sağlayan ve çocuklarını devletten aldığı maaşla okutan bir kişi olduğunu, Şemdinli’deki olayın tek başına bir olay ve sadece bu bölgeye has bir olay olmadığını, devlet görevlilerinin illegal faaliyet yürüttüğünün bir gerçek olduğunu ve hedeflerinin devlet ile bölge halkını karşı karşıya getirmek olduğunu, 2005 yılının kasım ayında Umut Kitabevi’nde ki patlamanın da buna bir örnek olduğunu, işyeri bombalanan Seferi YILMAZ’ın da PKK.nın çeşitli eylemlerine katılan ve hapis yatan biri olduğunu, patlama olayında topluluğun orada bulunan Veysel ATEŞ isimli kişiyi linç etmeye çalıştığını, orada bulunan polislerin bu kişiyi kurtararak emniyete götürdüklerini, patlama olayında ilk önce polislerin suçlandığını, bunun sebebinin Ali KAYA’nın vatandaştala ben emniyetçiyim demesinin olabileceğini, bunun üzerine halkın PKK lehine slogan atıp Hükümet Konağını ve Emniyet Müdürlüğünü taşladıklarını, patlamayı yapanların kullandığı halk tarafından da tespit edilen 30 AK 933 plakalı aracın çevresinde toplanan kalabalığın aracın bagajındaki silâhları, el bombalarını, jandarmaya ait kimlik kartlarını, görev belgelerini ve diğer evrakları görünce olayı polisin yapmadığını anladığını, bunun üzerine emniyeti ve hükümet konağını taşlamayı bıraktıklarını, aracın etrafında toplandıklarını, PKK itirafçısı Veysel ATEŞ’in emniyete geldiğinde kendisini uzman çavuş olarak tanıttığını, daha sonra gerçek kimliğini açıkladığını ve olayı anlattığını, Veysel ATEŞ’in olayı aşağıdaki şekilde anlattığını,

09.11.2005 günü Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı istihbaratında çalışan astsubaylar Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ’in yanlarına kendisini de alarak 30 AK 933 plakalı beyaz renkli araç ile Hakkâri’den Şemdinli ilçesine hareket ettiklerini saat 11:30 gibi Şemdinli ilçesine geldiklerini, patlamanın olduğu Özipek Pasajının yakınlarında bir yerde Özcan İLDENİZ’in iddia oynamak için araçtan indiğini Ali KAYA ile kendisinin araçta kaldığını, patlamanın Özcan İLDENİZ’in yanlarından ayrılmasından kısa bir süre sonra gerçekleştiğini beyan ettiğini, bu olayın detaylarının incelendiğinde bütün şüphelerin Jandarmaya yöneldiğini, olay yerinde şüpheli bir vaziyette vatandaşlar tarafından da görüntülenen astsubay Ali KAYA’nın olay gününden sonra ortadan kaybolduğunu, kendisinin gözaltına dahi alınmadığını, Özcan İLDENİZ’in de araçtan indikten sonra nereye gittiği ve tam patlama esnasında nerede olduğunun belli olmadığını, olayda adı geçen iki astsubayın ifadelerinin ancak olaydan iki gün geçtikten sonra alınabildiğini, ancak ifadelerinin alınmasından sonra serbest bırakıldıklarını, bu kişiler mahkemeye çıktıkları sırada Hakkâri İl Jandarma Komutanı Erhan KUBAT’ın da orada bulunduğunu, olayın polis bölgesinde meydana gelmesine rağmen Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ’in tahkikatını Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığı’nın yürüttüğünü, Veysel ATEŞ isimli kişinin de bunlarla beraber olmasına rağmen Veysel ATEŞ’iin tutuklandığını, Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ’in tutuklanmadıklarını, mahkemeye çıkmadan önce üç şüphelinin de bir arada oturmaları sağlanarak çelişkili ifade vermemelerinin sağlandığını, askerî yetkililerin ilçede olayların devam ettiği sırada bile Emniyet’te bulunan Veysel ATEŞ’i alıp götürmek istediklerini, bunun için İlçe Emniyet Müdürü Tacettin ASLAN’a baskı yapıldığını, Veysel ATEŞ’in kendilerine teslim edilmemesi üzerine o sırada ilçede bulunan MİT Bölge Müdür Yardımcısı Seyfettin ŞENER’i devreye soktuklarını ve Veysel ATEŞ’in serbest bırakılmasını sağlamaya çalıştıklarını, Şemdinli’de meydana gelen bu olaydan bir gün sonra Silopi Cumhuriyet Savcısının aracına bomba konulduğunu, bunun bir mesaj olabileceğini, olay sonrası

83