Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/79

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

güvenle bakmaları mümkün olmayacaktır. Bu olayın Türkiye’de son olay olmasını diliyoruz, böyle bir olay yaşanmasın istiyoruz. Şemdinli ilçesinde ilk iki gün o iki kişinin göz altına alınmamasıyla deliller bence karartılmıştır. Soruşturmanın dikkatli ve düzenli şekilde yapılmasında fayda vardır. Araç üzerindeki inceleme esnasında Tanju ÇAVUŞ’un oradan geçmesi ve bir vatandaşımızın ölümüne ve beş kişinin de yaralanmasına sebebiyet verecek şekilde ateş açması oradaki incelemenin, oradaki delillerin ortaya çıkarılmasını engellemeye yöneliktir. Onun o eylemi sonucu sadece ölü ve yaralılar değil aynı zamanda keşifte yapılamamıştır. Bir milletvekilinin ve Cumhuriyet Savcısının bulunduğu yargının bir çalışması orada engellenmiştir. Buda bir suç oluşturur. Bunların araştırılması gerekir. Bombalama olayı ile Tanju ÇAVUŞ olayının birlikte değerlendirilmesinde ve bir sonuca varılması konusunda soruşturmanın birlikte yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu çerçevede soruşturmanın genişletilerek diğer bağlantıları ile birlikte tüm ilgililerin dinlenmesine ihtiyaç vardır. Şemdinli olayı geçmişten beri bölgede yaşanan faili meçhul olaylardan biri olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle bu olayın ortaya çıkarılması ülkenin yararına olacak ve ülkenin geleceğine ışık tutacaktır. Bence olay açıktır. Deliller ortaya çıkmıştır. Sonradan ortaya çıkarılan olayı örtbas etmeye yönelik iddialar ve savunmalar gerçeği yansıtmamaktadır. Ortaya çıkan tüm olaylar tesadüf olarak ortaya çıkmış olamaz. Olaya ilişkin tarafımdan hazırlanan 13 sorunun aydınlığa kavuşturulması için soruları makamınıza sunuyorum. Şeklinde Beyanda Bulunmuştur.


ŞEMDİNLİ’DE MEYDANA GELEN OLAY SONRASI DEVLETTEN BEKLENTİLERE İLİŞKİN MEDYADA YER ALAN HABER VE YORUMLAR: ……….


Tanju Çavuş olayı : Ancak keşif, kimliği belirsiz kişilerce açılan ateş sonucu yarım kaldı. Keşfi izleyen kalabalıktan Ali Yılmaz öldü, beş kişi de yaralandı (Hürriyet-12 Kasım 2005).

“Hukuk devleti sınavı; Yanılıp yanılmadığımızı irdelemek için hafızanızı tazeleyin... Ve eğer biliyorsanız bize 4 Aralık 1945’teki Tan Matbaası baskınının, 6/7 Eylül 1955 tarihindeki çapulcu ayaklanmasının, 1 Mayıs 1977’deki Taksim Meydanı katliamının, aynı yıllarda yaşanan, Marmara Vapuru’na sabotaj yapıp batırma olayının; bazı cinayetlerin failinin, örneğin Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Bahriye Üçok’u öldürenlerin bulunduğunu söyleyebilir misiniz? ŞEMDİNLİ OLAYI günlerdir gazete sayfalarını doldurup duruyor. İlginç gelişmeler okuyoruz: Şemdinli gibi bir ücra Güney Anadolu ilçesinde arka arkaya 17 kere bomba patlar mı? Patlarmış... Nitekim birkaç hafta içinde birbiri ardından patlayıp durmuş…….kendisini devlet içinde devlet sananlar 9 Kasım günü, hem de güpegündüz, ilçe merkezindeki Umut Kitabevi’ni bombalayacak kadar pervasız davrandılar. Fail diye -üstelik halk tarafından- yakalanıp polise teslim edilenlerin Kıdemli Çavuş, Uzman Başçavuş çıkması; JİTEM isimli yasadışı infaz biriminin kalıntısı olduğu izlenimini veren JİT’e (Jandarma İstihbarat Teşkilâtı) mensup olduklarının anlaşılması gösteriyor ki Şemdinli olayının yapısı Susurluk’tan zerre kadar farklı değildir. Şimdi bekleyip göreceğiz. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı….. dediklerini yaparlarsa bu devletin hukuk devleti olması yolunda çok ama gerçekten çok önemli bir adım atmış olacağız” ( Oktay EKŞİ. Hürriyet - 15 Kasım 2005 ).

79