Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/71

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Hakkâri’nin de yarısı tarihten silinirdi. Gerekirse sıkıyönetim ilan edilir. Her şeyi sıkı yönetim kuralları içerisinde çözeriz. O zaman herkes tek tek hesap verir. Bu halk yanlış yapıyor. 2005 yılı 15 Şubatı’nda kepenk kapatma olayından sonra en az ben yüz küsur trilyon para ben dışarı verdim. Benim tırlarım var istediğim erzağı getirtebilirim. Askerî çarşıya sokmayacağım, alışveriş yaptırmayacağım. Bunun üzerine bende en sağduyulu yaklaşımın sizin 16 Şubatta sizin daha fazla askerî alışverişe göndermenizdi, bizi ve esnâfı daha fazla mahçup etmenizdi, bir devlet büyüğüne yakışan buydu. Bunu yapmış olsaydınız bugün burada rahat konuşamazdık dememiz üzerine kendisi hayır asla önümüzdeki 15 Şubata bakacağım tekrar kapanırsa kepenkler asla bir daha düşünmeyeceğim böyle bir şeyi. Bu benim kuralımdır. Ben bu kuralımdan da vazgeçmem. Zaten diyalogları yeterli değil. Herkese imâlı vurguları ile tehdit içerikli söylemleri ile yaklaştığı için halk ile diyalogu yoktur. Hatta 30 Ağustos’ta korucuların bile alındığı törene belediye başkanı olarak bizi kapısından geri çevirmesi bana Yüksekova’da % 70 oy veren herkesin kendisine tepkili olduğu net görülmektedir. Adeta kendisini her şeyin üstünde gören bir tavrı var. Son olaylarda da sıkıntıların yaşanmasının sebebi de kendisinin astlarına karşı verdiği talimatlar Yüksekova’daki resmî iyi niyet ve sağduyulu yaklaşımı da zorlamıştır. Bu kanı Yüksekova’da sokakta rastlayacağınız her insana sorabilirsiniz. Herkes bu tavırdan rahatsızdır, Şeklinde Beyanda Bulunmuştur.


3 - Tanık Metin TEKÇE Beyanında : Ben hâlen Demokratik Toplum Partisi Üyesiyim ve ayrıca Hakkâri Belediye Başkanı olarak görev yapmaktayım. Bana bahsetmiş olduğunuz 09.11.2005 günü Şemdinli ilçesinde bir kitapevinde meydana gelen olayı ben bizzat görmüş değilim ve bilgim de yoktur. Ancak ben olay sonrası Şemdinli ilçesine gittim. Patlamanın meydana geldiği kitapevini gördüm. Kitapevi’nin sahibi ile görüştük. Akabinde olay yerine Hakkâri Milletvekili Esat CANAN geldi. İncelemeler yaptı. Ayrıca 2005 yılı içerisinde Hakkâri ilimizde patlamalar meydana geldi. Hakkâri’deki genel patlamaların genel olarak sebebi bana göre merkezî yönetimin basiretsizliğidir. Yaşanan bu sıkıntılar sonucu Hakkâri halkının ülkemizin demokratikleşmesine ve barışına katkı sunacak demokratik eylemselliklerini hazmetmeme ve Hakkâri’de yaşayan hiçbir insanın istemediği, gerek asker, gerek … (terörist) ve gerekse polis ölümlerinin maalesef Hakkâri kırsalında yaşanıyor olması ve bunun hıncının da halktan çıkarılması anlayışı hâkimdi. Nitekim 2005 yılı Temmuz ayında Hakkâri’de bir patlama meydana geldi. Akabinde Yüksekova, Şemdinli ilçeleri ve Hakkâri merkezde 2005 yılında 3-4 ay içerisinde 17-18 patlamanın yaşanması kentte yaşayan herkesin can güveliği sorunu ve korkusunu beraberinde getirdi. Hemen herkes sabah uyandığında araçlarının altını kontrol ederek arabalarına binme ve sabahlara kadar birileri evlerine gelipte bomba bırakmasın korkusu ile yaşadılar. Bu bombalamaların başlaması ile birlikte halk üzerindeki baskının da arttığını gözlemleyebiliyordum. Bunu sabahlara kadar çarşı merkezinde, mahallerde sirenler çalarak, marşlar çaldırarak halkı rahatsız etme, aşırı güvenlik önlemleri, çarşı da bile çok sirenli ve hızlı geçişler, kapıları kırarak yapılan maskeli ev baskınları ve yine halktan bildiğimiz sivil bir vatandaşın akşam saat 20:00 sıralarına kadar arkadaşları ile birlikte görüldüğü, arkadaşlarından ayrılarak evine gittiği, ancak 22:00-22:30 sıralarında Hakkâri’ye 40-50 km uzaklıkta ölü olarak bulunmuş olması ve bu sivil vatandaşın mayın döşerken öldürüldüğü açıklaması, öldürülen noktanın gündüz bile hiçbir zaman asker yada polislerin geçiş noktası olmadığı ve o gün bir operasyonun da olmaması bir devriye, asker yada polisin orada olmasını gerektirecek bir fiilin gerçekleşmemiş olması Yusuf YAŞAR’ın Hakkâri merkezden alınıp buraya bırakıldığı

kanısı herkeste hâkimdir. Bütün bu gelişmeler esnasında Hakkâri’de hiçbir zaman

71