Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/48

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Aynı resepsiyon da bulunan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Hilmi ÖZKÖK ise;
“… Biz idarî yönden hemen soruşturma başlattık, olayın adlî soruşturmasını adlî merciler yapıyor, bunu beklemek lazım. Ben personelimi ne suçlarım, ne korurum” şeklinde açıklamalar yapmıştır.

Aynı resepsiyonda Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi TÜRKERİ tarafından;
…Şemdinli olayları ile Susurluk arasında bağlantı kurulamayacağı belirterek olayın lokal bir durum olduğu, tahriklere kapınılmaması ve bundan sonra gelişmeleri yargıya bırakmak gerektiği” ifade etmiştir.

“Patlamadan sonra linç edilmek istenilen bir kişinin gözaltına alındığını, onunla birlikte Cumhuriyet Savcısı'nın olay yerindeki incelemeleri sırasında kalabalığa ateş açan kişinin de yakalandığını…” (Şemdinli Kaymakamı Mustafa Cihat SESLİHAN-Hürriyet Gazetesi - 12 Kasım 2005)

"Gözaltına alınmayarak astsubayların savunma için planlar yapmasına olanak sağladılar…………….Bunlar serbest kaldıktan sonra yukarıdakilere nasıl uzanılacak?" CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan)

Ayrıca, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar BÜYÜKANIT’ın olaylar ve olayların içerisinde yer aldığı iddia edilen Astsubay Ali KAYA hakkında;

… Astsubayı tanıdığı, geçmişte kendi emrimde çalıştığı, iyi bir astsubay olduğu, Kürtçe bildiği, Çevik operasyonunda yanında görev aldığı, Suçlu mu değil mi soruşturmaya bakmak lazım geldiği” şeklinde beyanatlarda bulunmuştur.


PATLAMA OLAYI’NDAN SONRA KONU İLE İLGİLİ BAZI TANIK BEYANLARI DA AYNEN ŞU ŞEKİLDEDİR

1 - Tanık Mehmet Ali ALTINDAĞ Beyanında : Şemdinli olaylarını basından duyduk. Televizyonlardan Ali KAYA’yı tanıdım. Ali KAYA daha önce Diyarbakır’da görev yapmıştı, kendisi yaklaşık 10 yıldır Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde görev yapmaktadır. Suç dosyası oldukça kabarıktır. Ali KAYA suç dosyası kabarık olmasına rağmen her nasılsa korunuyordu. Kendisine görev veriliyor, iş yaptırılıyordu. Bildiğim kadarı ile kendisi 1997 yılı ile 2000 yılları arasında Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı bünyesinde Jandarma İstihbarat bölümünde görevliydi. Biz aile olarak PKK ve Hizbullah ile mücadele ederken, iş yerlerimiz, arabalarımız, iş makinelerimiz terör örgütlerince kundaklanırken, yakılırken, gazetemize dahi bomba atılırken Ali KAYA, o dönemin DGM Başsavcısı Nihat ÇAKAR ve o dönemde 7. Kolordu Komutanı olan Yaşar BÜYÜKANIT’ta bu kişiyi koruyordu. Sanki suçumuz PKK ile niye mücadele ediyoruz diye Hizbullah yanlısı olduğumuz gerekçesiyle bizi sindirmek için bu saydığım kişiler arasında adeta bir organizasyon vardı. Hatta hakkımızda PKK.nın ağzından yazılmış gibi Ali KAYA tarafından Başsavcının iştiraki ve Kolordu komutanını da onayı ile hakkımızda sahte belge tanzim edildi. Ancak yargılama yapıldı, bizi ve çocuklarımızı serbest bıraktılar. Beraat ettik, bu sahte belgeyi Ali KAYA ve JİTEM’deki Yüzbaşı Ali Osman CELASUN ve Metin (K) Binbaşı Cemal TEMİZÖZ ile o dönemin DGM Başsavcısı Nihat ÇAKAR’ın direktifleri ile bizi

48