Sayfa:SESSİZLİK ARAYIŞI BİR WITTGENSTEIN OKUMASI.pdf/10

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Sessizlik Arayışı. Bir Wittgenstein Okuması

ve tüm kibriyle kendini ifşa ettiği görülmektedir. Bu yığının yarattığı dayanılmaz gürültüye Wittgenstein'ın vereceği yanıt muhtemelen pencereyi kapatıp perdeyi çekmek olurdu.

Sonuç

Wittgenstein'ın baktığı bugünün penceresinde bir öğreti olarak felsefenin geldiği nokta, muhatabını büyülemenin derdindeki ayartıcı cümleler çoğulluğu ve bu çoğulluğun yarattığı gürültüdür. Bu gürültünün sürekliliğini sağlayan şey ise, belli düşüncelerin aktarılması ve ezberlenmesinden ibaret bir felsefe anlayışıdır. Düşünmek, bugün için, aktarmaktır; yinelemektir. Yinelemenin ve aktarımın gücüne sığınan ve böylece anlaşılmazlığın duvarlarını sağlamlaştıran bir felsefe öğretisi ve eğitimi güncelliğimize nüfuz etmektedir. Nitekim gürültünün, bir şeyler söyleme ihtiyacının söylenenin içeriğine dair kaygıyı önemsizleştirdiği bir "şimdi"de söyleme ediminin kendisi, anlaşılmazlığın bir parçası olarak "anlam" ifade etmektedir. Günümüz felsefe "oyunu'nun temel kuralı budur.


Bu oyun içerisinde, Terry Eagleton'ın (2006: 2) dile getirdiği üzere, "eski fikirlerle oynamaktan başka bir şey" yapıl(a)mamaktadır: "(...) ve bu, Foucault ve Lacan'ın daktilolarının başına ilk oturuşlarından beri çarpıcı biçimde değişmiş bir dünyada oluyor". Bir başka ifadeyle, "Foucaultcu" ya da "Lacancı" olmanın muteber bir entelektüel birikimin kanıtı sayıldığı bir çerçevede, düşünmek bu düşünürlerden birine katılmak ya da katılmamakla sınırlanmış gibidir. Görülen o ki salt dışsallığın hükmündeki bir düşünme "bildiğini göstermek" ve bununla anlaşılmazlığın bir parçasını olmakla eş değerdir: Ben biliyorum; benim bildiğimi görün.


Düşünmek yerine, düşünmenin taklidiyle yetinmek... Foucaultların, Lacanların taklitlerinin o kibirli uğultusu karşısında, düşünce bir inzivaya ihtiyaç duymaktadır: Bir inzivaya ihtiyaç var; fakat inziva gösterisine değil. Anlaşılmaz olmanın, anlaşılmama hâline dair


Uludağ Universitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi
Uludağ University Faculty of Arts and Sciences Journal of Social Sciences
Cilt 22 Sayı: 41 / Volume: 22 Issue: 41

1500