Sayfa:Hatayi Divani.pdf/7

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

6 ŞAH İSMAİL SAFEVİ

Hamit Vehbi diyor ki (1):

«Safiyyüddin, bu sülâlenin en nüfuzlusu, en meşhuru idi. Bu nüfuz ve şöhretinin artmasına sebep, Zahid-i Gîylânî'ye damat oluşu idi. Zahid-i Gîylânî o zamanın en büyük şeyhi idi. Ölürken (1301) müritlerine Safiyyüddin'e tâbi olmalarını vasiyet etmiş, bu sebeple Safiyyüddin'in müritleri milyonları aşmıştı. Sultan Ebu Said ile Emir Çûban ve Cengiz beylerinden çoğu onun müritleri arasında idi.

Safiyyüddin'in bu parlak zamanı Cengiz torunlarının ortalığı kasıp kavurduğu bir felâket devrine rasladığından o, in- saniyet âlemine büyük hizmetler etmişti. Çünkü müslüman bulunan Cengiz oğulları onun emirlerini dinlemeği vecibe (borç) sayıyorlardı. O da, bunlar arasındaki ihtilâfları sulh yolile halle vasıta oluyor ve böylelikle zulmün azalmasına sebep oluyordu.

Müritlerinin çokluğu birkaç devletin askerî kuvvetine muadil=eşitti. Bir gün, Emir Çûban'la konuşurken, Emir Çûban:

— Müritleriniz askerlerimden çok mudur, az mıdır? Diye sormuş, o da:

— Askerleriniz müritlerimden nasıl çok olabilir ki, bütün askeriniz benim müridimdir...

Cevabını vermişti.»

Safiyyüddin ailesi bu nüfuzlarını daima iyi yolda kullanmış, o sıralarda yaşayan hükümdarların halka karşı zulümlerini azaltmaya çalışmışlardı. Meselâ; Safiyyüddin'in oğlu Sadreddin zamanında yaşayan Timurlenk'le Yıldırım anlaşamamış, ve bu anlaşmazlığın sonu savaşa kadar dayanmıştı. Ankara yakınlarında Çubuk Ovada yapılan büyük savaşta Yıldırım orduları yenilmiş, Timur, yüz binlerce halkı Yıldırım askerini esir alarak İrana götürmüştü. İran'a dönüşünde Erdebil'e giderek Sadreddin'i ziyaret etmiş, onun elini öpüp duasını dilemiş ve:


(1) Hamit Vehbi, Meşahiri islâm: S. 454. (Hamit Vehbi'nin sözleri bugünkü Türkçeye çevrilmiştir.)