Sayfa:Hâkimiyet-i Milliye, 1920-04-23.pdf/4

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Türkler yapmış oldukları katliamlar için daima hafifletici ve gerekli sebepler bulmaktan geri kalmamışlardır. Türkiye'nin yalnız İslamlara kalması için gayr-i müslim unsurları imha etmek politikası öteden beri takip olunmaktadır. Katliamlar esnasında kadınlar ve çocuklar pek haşin ve çirkin ve tahammül edilemeyen muamelelere maruz kalmışlardır. Osmanlı hükûmeti bundan takriben altı ay evvel İstanbul'un ve Osmanlı'nın diğer memleketlerinin Osmanlı hakimiyeti altında devamına dair olan talebini İtilaf Devletlerine tebliğ ettiği zaman ona cevaben "Türklerin artık gayr-i müslim unsurlara üstünlük icra edemeyecekleri" cevabı verilmiş idi. Müttefiklerin yine bu esasa istinaden hareket edeceklerini ümit ederiz. İttifak Devletleri cereyan eden siyasî müzakereler hakkında şimdiye kadar gereğinden fazla bir ketumluk ortaya koymuşlardır. Bu tedbirin gittikçe yok olacağını ümit etmek isteriz. "Vikont Brays" sözlerine devam ile:

İtilaf Devletlerinin vermiş oldukları vaatlerden vazgeçmeyeceklerine inandığını ve Ermenilerle diğer gayr-i müslim unsurların vaziyetlerinin nazar-ı dikkate alınmağa münasip bulunduğunu, Kilikya'nın durumu incelemeye uygun olup Fransa'nın o çevrenin idaresini üzerine almaktan çekindiğini, birleşik toplulukların artık Türkiye mandasını kabul etmeyeceği hemen hemen gerçekleşmiş bir durum ise de iktisaden yardımda bulunacağının ümit edildiğini beyan etmiştir. Jöntürklerin Bolşeviklerle işbirliği yapıp propagandalarını ta Afganistan'a kadar yaydıklarını aylarca söyleyip ispat ederken: Bu propagandanın yayılmasının engellenmesi için lazım olan tedbirlerin alınmasının icap ettiğini, İngiltere'nin üzerine düşen vazife şarkta sakin olan Hristiyan kavimleri kurtarmak olup bu fırsat bugün mevcut iken onu kaçırmak doğru bir şey olmayacağını iddia eylemiş ve: "Çünkü adalet ile beşeriyet bunu büyük devletlerden talep ediyor" demiştir.

"Lord Kurzon"un Nutku

Lord Kurzon, Lord Brays'ın açıklama istediğine cevap verirken demiştir ki:

"İstanbul hakkında verilen karar müttefikler tarafından şimdiye kadar hal edilmiş ve düzenlenmiş olan meselelerin en mühimi ve en naziğidir. Bununla beraber bu hususta verilen kararlar müttefiklerimizin ilave oyu ve hükûmetimizin oy çokluğuyla kabul olunmuştur. Vikont Brays bu kararın aleni bir surette tebliğ olunmasını tenkit buyuruyorlar. Bunun neden ileri geldiğini arz edeyim:

Yüce Sulh Meclisi hakkında verilen geçici kararları saklı tutmak arzusunda bulunuyor ise de bu emeline ulaşamıyor. Kabul edilen geçici kararlar her nasılsa gizli kalmayıp kısa bir müddetten sonra herkesin ağzında dolaşmakta ve dedikoduya sebep olmaktadır. Onun için basınımızın da daha uyanık davranmasını arzu ederim."

İstanbul meselesine gelince:

"Fevkalade Komiserimize verilen bu mevzudaki kararın kendisine derhal tebliğ kılınmasını bizden tekrar be tekrar talep etmiştir. İstanbul hakkında verilen karar gazetelerde yayınlanmış bulunması vesilesiyle Dersaadet Fevkalade Komiserimiz bu gazeteleri inceleyerek verilen karara vakıf olacaktır. Bu itibar ile kendisine bu hususa dair resmi tebliğde bulunmakta hiçbir mahzur yok idi."

Kilikya'nın durumundan bahsederken Lord Kurzon şu suretle beyanatta bulunmuştur:

"Mütarekeden sonra bahsi geçen çevrenin bir kısmı İngilizler tarafından işgal ve idare edilmekte idi. Fakat oradaki idaremizi idame ettirmek niyetinde olmadığımızdan oradan kuvvetlerimizi çekip Kilikya'nın idaresini Fransızlara teslim ettik kuvvetlerimizin Kilikya'da bulunduğu müddetçe oradaki Türk ordusunun (...) nezaret etmek vazifesi ile mükellef bulunmalarının icap ettiği iddia olunuyor ise de bu doğru değildir. Çünkü biz o zaman Türk ordusunun terhisi ile meşgul olabilecek bir vaziyette değildik! Kilikya olayları ocak ayında başladı. Bu vakaların ortaya çıkmasının Jöntürklerin programının gerekliliği olduğu şüpheden uzaktır. Takip olunan gaye dahi adı geçen çevrede sakin olan Ermenilerin katledilmesinden ibarettir. Fransızların kuvvetleri, sömürge askerleri tarafından yani Senegalli, Cezayirli gibi askerlerden oluşmaktaydı. Ocak ayında Maraş'ta, Zeytun'da ve Ayıntap'da ihtilal başladı. Fransız hükûmetiyle birlikte hareket edip Osmanlı hükûmeti huzurunda gerekli teşebbüslerde bulunduk. Zikredilen olaylar esnasında iki Amerikalı dahi katlolundu. Fransızlara karşı hücuma başlanmadan evvel Ermenilerin katlolunduğu anlaşılıyor. Fransızlar Maraş'ta üç hafta kuşatılmışlardı ve nihayet geri çekilme esnasında karlı fırtınalar birçok kişinin telef olmasına sebep olmuştur. Ölenlerin ehemmiyetli bir miktarı bu karlar içinde vefat etmiştir. Vefatların miktarı meçhuldür ve zannederim ki meçhul kalacaktır. Bundan dolayı on bin, on beş bin veya yirmi bin kişinin telef olduğundan bahsetmek abestir.

Zikredilen olayların ortaya çıkışını duyar duymaz Londra'da toplanmış Meclis-i Âli bu gibi zulümlerin ortaya çıkmasını engellemek için Dersaadet hükûmeti nezdinde şiddetle protesto etti. Gerekli tedbirlerin alınması için Dersaadet'teki Fevkalade Komiserimizle müzakereye girişildi. Oradan ayrıntılı durum açıklaması istendi. Dersaadet'te bulunan donanmamızı Mersin'e göndermek istedik. Fakat İstanbul Fevkalede Komiserimiz filomuzun Dersaadet'te kalmasının daha faydalı bulunduğunu bize bildirdiğinden donanmamızı Mersin'e göndermekten vazgeçtik. Fransızlar zikredilen yere deniz kuvvetlerini göndermeyi taahhüt eylediler. Aynı zamanda General Guru'nun ordusu yeni kuvvetler göndermesiyle takviye olundu, Adana'da ve Mersin'de bulunan muhacirlerin hâli teessüfe sebep ise de katliam tehlikesi mevcut değildir ve alınan askerî tedbirler dolayısıyla zikredilen çevrede asayişin muhafaza olunabileceğini ümit ederim.

Vikont Brays çoğunluğu Türklerle meskûn olmayan arazinin Türk idaresinden kurtarılmasının lüzumundan bahsetmiştir. Siyasetimizi bu düstura dayanarak yürütmek arzusundayız. Müttefik hükûmetler arzu etmedikleri ve edemeyecekleri askerî tedbirler almayı gereksiz kılabilmek için gelecekte ne yapmak imkanı mevcuttur?"

Lord Kurzon'un nutku bu hususta önemli bilgiler içerir.

Lord Kurzon altı ay sonra Anadolu'daki vaziyetin şimdikinden daha iyi veyahut daha fena olacağını kestirebilmek mümkün değildir, diyor. Esasen anlaşma metnini kaleme alanlar bile Kilikya ve Ermenistan'ın geleceği hakkında kesin bir fikre sahip değildirler.

Lord Kurzon Fransa'nın Kilikya'nın korunmasıyla meşgul olacağını ve hudutları tayin ettikten sonra Ermenilerin kendi kendilerini müdafaa edebileceklerini -bunları müdafaa için şimdiye kadar hiçbir hükûmet manda kabul etmeye yanaşmamıştır- ümit ediyor.

Görüldüğü biçimde İstanbul'a verilecek olan şekil bu kadar karışık meseleler arasında pek o kadar önem taşımaz. Sultan ister İstanbul'da kalsın isterse Bursa'ya çekilsin dikkate almayacağız anlaşma hükümlerinin tatbik yerini tespit etmek aynı derecede güçlüğe düşmek olacaktır.

Biz en iyi ne ise onu yapacağız, bizim için yapılacak olan en iyi şey böyle bir tuzakta adamlarımızı ve sancağımızı mümkün mertebe az tehlikeye maruz bırakmaktan ibarettir.



ANZAVUR'UN TENKİLİ

İzmir ve çevresi cephesinde Yunanlılara karşı vatanın namus ocağını müdafaaya uğraşan Kuva-yi Milliye'yi arkasından vurmaya çalışmak gibi en fena bir hıyanet ve cinayeti gerçekleştiren ve İngiliz hizmetkârı Ferit Paşa hükûmetine İngilizlerce Mir-i Miran Paşası yaptırılan ve son günlerde İngilizlerden aldığı para kuvvetiyle fenalık ve alçaklık dairesini genişletmeye teşebbüs eyleyen Anzavur haydutunun hakkından gelinmesi bir vatanî gereklilik hükmünü almış idi. Biga ve Karesi millî teşkilatın tertip ettiği kuva-yi tedibiye bu vazifeyi üç beş gün zarfında yerine getirip tamamlayarak din ve devlet haininin cemiyetini perişan eylemiştir. Bu meseleye dair Anadolu Ajansı'nın Yirmi Nisan'da sabah ve akşam verdiği tebligatı sırasıyla aşağıdaki gibi ekliyoruz:

2 – Anzavur haydutunun takip ve tenkiline görevli tertip edilmiş kuvvetlerden Salihli ve çevresi Kuva-yi Milliye Kumandanı Ethem Bey'in kumandası altındaki kuvvetler Nisan'ın 15'inci günü öğleden sonra Susığırlık civarında bizzat Anzavur'un idaresindeki asilerle çatışmaya başlamışlardır. Akşama kadar devam eden çatışma gecenin gelip çatmasıyla durmuş fakat şafakla beraber Kuva-yi Milliye'nin taarruz hareketiyle yeniden başlayarak aralıksız yedi saat devam etmiştir. Neticede asiler perişan bir surette dağıtılmıştır. Anzavur asilerinden altmış esir alınmış ve vaktiyle bu haydudun ihanet eline geçmiş olan iki adet top dahi mücahitlerin fedakârane gayretleri ile ganimet alınmıştır. Süvarilerimiz hezimete uğrayan asileri şiddetle takip etmektedir.

Asilerin yaralı ve ölüleri pek çoktur.

2 – Anzavur eşkıya çetesini, takip ve tenkile görevli Kuva-yi Milliye Kumandanlarından Ethem Bey'in Bandırma'dan telgrafla gönderdiği rapordur:

Allah'ın yardımıyla bugün öğleden sonra saat yedide ufak bir çatışmadan sonra Bandırma, askerî birliklerimiz tarafından işgal edildi. Anzavur'un Dersaadet'ten getirdiği merkez kumandanı vesaire gibi subaylar ve kötü yürekliler kaçmaya muvaffak olamayanlar yakalandı ve tevkif edildi. Aynı surette ve ilk olarak kasabaya giren keşif kollarımız vapura iltica etmek üzere gördüğü lanetli kişilere ateş etmişler ve vapur hareket edinceye kadar ateşlerine devam ederek vapurun hareketini hızlandırmışlardır. Hain ve alçak Anzavur yanındaki fertlerden birkaç kişiyi alarak bir rivayette Aydıncık istikametine diğer bir rivayete göre vapura binerek firar eylediği bilgi için arz olunur.

3 – Anzavur çetesinin takibatı hakkında müteakiben ulaşan telgrafnameler de aşağıdaki gibidir:

Bugün [19-4-1920] kuvvetlerimiz Bandırma'nın beş kilometre güneyinde eşkıyayla çatışarak asileri dağıttıktan sonra Bandırma'ya girmişlerdir.

Balya mıntıkasında önem arz edecek bir şey yoktur harekatımız tertip edilen plan dairesinde muvaffakiyetle cereyan etmektedir.

Anzavur'un çatışmadan sonra Gönen'e veyahut Ferit Paşa tarafından Bandırma'ya gönderilmiş olan iki gambotumuzdan birine firaren iltica etmiş olduğunu zannediyorum. Henüz ayrıntılı rapor almadım. Bursa'dan hareket eden kuvvetlerimizin bugün Mihalıccık'a varmış olmaları muhtemeldir. İşbu kuvvetlerin cepheye gitmeleri ve hareket şekilleri kararlaştırılmıştır.

İzmir Şimal Mıntıkası Umum Kumandanı
Miralay Kâzım

4 – Bandırma: Anzavur lanetlisinin bu çevrede yalan yere ve iftira (ile) Padişah'a dayandırarak icra etmediği zulüm ve haksızlık, gasp etmediği mal-mülk ve girişmediği cinayetler kalmamıştır. Kuva-yı tedibiye Bandırma'yı abluka ettiği esnada bu canilerin firarını kolaylaştırmak üzere İstanbul'dan iki Osmanlı gambotu gönderilmiş olması ve bu suretle kaçırılan canilerin hilâfet merkezi namına himaye edildikleri fikri kamuoyu üzerine büyük bir kötü tesir oluşturmuş ve Padişah'a lanetlinin dayandığı iftiraya kanaat etme derecelerine gelmekle, bütün çevrenin galeyanda olduğu ve gayr-ı meşru kabinenin icra vasıtası olan bu gibi cani ve namussuzların himaye edilmesi telgrafla Mâbeyn-i Hümâyun'a bildirilmesi tam manasıyla karar verilmiş ise de haberleşme vasıtalarının mevcut olmaması sebebiyle bu cihetin teminine işaret ve yardımlarını bu çevre ahalisi namına rica ederim.

Umum Kuva-yi Tedibiye Kumandanı
Ethem

İki Nigehbancının İdamı

Mağluben ve perişan bir surette kaçan Anzavur eşkıyasını takiben ve çatışmayla Bandırma'yı geri alan Kuva-yi Milliyece; İstanbul'dan Bandırma merkez kumandanı Anzavur'a gönderilen ve vapura iltica ile firar eden diğer yoldaşları gibi kaçıp kurtulmasına vakit bırakılmayan bir Nigehbancı binbaşı ile mahiyetindeki subay Bandırma'da yakalanarak idam olunmuşlardır.

Gönen'in Geri Alınışı

Bandırma'dan sonra Gönen dahi dün (21 Nisan) takip ve tenkil kuvvetlerimiz tarafından işgal edilmiştir. Anzavur'un İstanbul'a savuşamayarak burada bulunduğu anlaşılmıştır. Anılan kişi oradan beraberinde yalnız altı arkadaşı kaldığı halde perişan bir surette kaçmıştır. Kuvvetli takip kollarımız kendisini şiddetle takip ediyor.


Ankara Vilayet Matbaası'nda basılmıştır.